legolas8989 0 Oluşturuldu: Eylül 22, 2010 Raporla Share Oluşturuldu: Eylül 22, 2010 Sizce bir yaratıcının varolduğu nasıl anlaşılır ? ( Yaratıcıyı görmek dısında ).. Şu olmalıydı ki bizde inanaydık dediğiniz bir şey var mı ? Lütfen bu konuyu saygılı bir şekilde tartısalım.. Link to post Sitelerde Paylaş
BOSS 0 Eylül 22, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 22, 2010 gönderildi Kurana uzaydan çekilmiş bir resim koysaydı inanırdık. Link to post Sitelerde Paylaş
ketzap 0 Eylül 22, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 22, 2010 gönderildi kuranın tanrısına beni inandırmak istiyorsan:: kuran ve muhammed hakkında hiçbir şüpheye düşmemeliyim ve aklımda hiçbir soru kalmamalı. imzamdaki soruya cevap vermelisin. ayrıca çocukların sıkça sorduğu allah kaldıramayacağı taşı yaratabilir mi, allah neden evreni anında yaratamadı da 6 günde yarattı gibi sorulara bile güzel cevap vermelisin. ayrıca evrim teorisini çürütebilecek, evrim teorisini destekleyenleri cevapsız ve şaşkın bırakacak kanıtlar göstermelisin. sahtekarlıklar yapmadan, alıntı yapmadan. zira adam balık zokasını bize gerçek diye yutturdu. eğer kuranın tanrısına inandıramıyorsan, deistlerin inandığı tanrıya inandırmak istiyorsan da yine imzamdaki soruya cevap vermelisin. ayrıca tanrının bizi yaratma amacını açıklaman ve onu mantıklı bulmamız gerek. birçok ateist benim istediklerimden daha fazlasını istemez. bu sorulara güzel cevaplar verebilirsen ateistlerin yarısından fazlasını ikna edersin. yeterince özet olmuştur. ancak bu kadar özet olduğuna bakma. bugüne kadar bu sorulardan bir tanesi adam akıllı cevap bulamadı. Link to post Sitelerde Paylaş
legolas8989 0 Eylül 22, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 22, 2010 gönderildi İmzandaki soruya cevap olarak şöyle bir şey söyleyebiliriz fakat tabi bu senin yine mantığın ne oldugunu anlamana bağlı.Sonuçta mantık farklı kişiler için farklı şekillerdedir .. Elbette yaratan yaratılmış olmaz; çünkü yaratıcı, varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, var olmak ve varlıkta durmak için kimseye muhtaç olmayan, demektir. Onu kim yarattı diye sorulursa, bunun sonu gelmez, sonsuza kadar gider.Allah'ı yaradanı kim yarattı onu kim yarattı onu kim yarattı diye uzar..Bu da mümkün olmaz. Hâşâ, Allah’ı birisi yarattı denirse, Allah yaratıcı değil,yaratılmış olur.yaratılmış olan ise,yaratıcı olmaz. Bunun için,varlığının başlangıcı olmayan tek bir yaratıcı bulunması gerekir, o da Allahü teâlâdır. Allah neden 6 günde yarattı ? Biraz uzun ama napalım en açıklayıcı şekilde bu olabilir .. Banada gayet mantıklı geliyor .. Lütfen bu yazıyı tanrı yokmuş değilde varmış gibi düşünerek oku..hani bir ihtimal demelisin.. aksi halde cevap etkisiz kalacaktır çünkü inanmayak birine zaten hiçbirşey etki edemez.. Semavat ve arz altı devrede, safha safha yaratılmış. Ve sonunda şu gördüğümüz harikalar harikası kâinat çıkmış ortaya. Onun yaratılışındaki bu hikmet tecellisi ondaki hadiselerde de kendini göstermiş. Gece birden kaplamamış yeryüzünü; gündüz de âniden gelmemiş. Geceden seher vaktine geçilmiş ve onu güneşin doğuşu takip etmiş. Daha sonra güneşin yine yavaş yavaş yükselmesiyle öğle vaktine erişilmiş, onu da o bereketli ikindi vakti takip etmiş ve sonunda gurup. Gündüz âniden gelse, gece birden bastırsaydı ne seherden söz edebilirdik, ne öğleden, ne ikindiden. Bu hikmetli yaratılış, bitkiler âleminde de hüküm sürmüş. Çekirdekte ilâhî bir sanat ve hikmet gizli. Koca ağacın bütün programı o küçücük âlemde kader kâlemiyle çizilmiş. Ondaki, genetik şifre ilim adamlarını hayretler içinde bırakan bir mükemmellikte ve yine onları çaresiz kılacak kadar derin sırlarla dolu. Çekirdeğin açılması apayrı bir harika. Fettah isminin tecellisi. Yerin çekimine rağmen yukarıya doğru başlayan hikmetli ve intizamlı yürüyüş. Derken fidan devresine eriş. Boy atma ve kalınlaşma devreleri ve sonunda çiçek açıp meyve verme... Her meyvenin de büyümesi, kemâle ermesi ve o yumuşak meyveden sert çekirdeklerin süzülmesi yine birden bire değil, safhalar hâlinde gerçekleşmekte. Her safhası ilim ve hikmetle yürütülen bu akıl almaz faaliyetler, yeryüzünü değişik tablolarla doldurur ve fikir ehlini bu ilâhî sanatlara hayran bırakır. Dünyada hikmet, âhirette ise kudret hâkim. Dünya kudret âlemi olsaydı, şu muhteşem kâinat altı gün, yani altı devre yerine bir anda yaratılacaktı. Ondaki ağaçlar da bir anda bitecek ve son şekliyle boy göstereceklerdi. O zaman yukarıda sıraladığımız ilâhî sanat eserleri de vücut bulmayacaklardı. Çekirdekler âlemi, yoklukta kalacak, açılmaları, büyümeleri, fidan olmaları gerçekleşmeyecekti. Çekirdekler olmayınca, haliyle, yumurtalar ve nutfeler âlemi de yokluktan kurtulamayacaklar, bu âleme gelip, taşıdıkları rabbanî sanatları sergilemekten mahrum kalacaklardı. Fidanlar olmayınca bebekler de, kuzular da, buzağılar da olmayacaktı. Binlerce sanat bire inecek, yüzlerce güzellik ortadan kaybolacaktı. Terbiye ve tedbir fiillerinin tecellileri görülmeyecek, sadece ibda ve icat fiillerinin mahsûlleri, âlemde boy gösterecekti. İlâhî hikmet buna müsaade etmedi ve kâinatı bir anda yaratmak yerine altı devrede inşa etmeyi takdir buyurdu. semavat ve arzın 6 günde halk edilmesini nasıl anlamalıyız? Semavat ve arzın 6 günde halk edilmesini 6 devir olarak anlıyoruz. İnsan anne karnında 6 safhada yaratıldığı, dünyada ve berzahda 6 dönem geçirdiği gibi, 1 gün de 6 dönem ve devir geçirerek diğer güne geçiyor. Hatta her şeyin doğumu, kemali, ihtiyarlığı, ölümü, berzahı, unutulması gibi 6 devir geçirdiğini söylemek mümkündür. Semavat ve arzın 6 günde halk edilmesine gelince: İlk yaratılış 1. gün ve devir. Hz. Adem’in yaratılışı 2. gün ve devir. Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamın gönderilmesi 3. ve gün devir. Dünyanın kıyamet başlangıcındaki harabiyeti 4. gün ve devir. Bu imtihan dünyasının kıyamet ile bütün bütün kapanması 5. gün ve devir. Dünyanın kıyametinden haşir sabahına kadar geçen dönem ise 6. gün ve devir. Demek ki 6 gün kainatın ilk doğuşundan ve yaratılışından, haşir sabahına kadar geçen zaman, devir ve dönemi içine almaktadır. Bütün zamanlar haftalık bir saat gibi düşünülürse bu saatin 6 günü bu alemde geçiyor. 7. günü ise haşrin baharından sonsuza kadar gidecektir. Ayrıca bunada göz atmanı isterim yine uzun ama en güzel şekilde anlatılmış bence : http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=show_qna&id=13326 Evrim teorsine gelince ... Evrimi günümüz bilim adamları reddetmiş,mantıksız olduğunu belirtmişlerdir.Son 30 senede teknolojinin tavan yapması ve birçok sırrın açığa çıkması bunda büyük katkı sağlamıştır.Fakat insanların evrim teorisine inanma arzuları çoğu şeyin önüne geçmiş bence.Evrim teorisi adı üstünde teori.Bu teoriye inanan insanlar neden günümüz bilim adamlarının görüşlerinede inanmıyor anlamış değilim açıkçası.Bir yazı buldum bana gayet güzel geldi.Tabiki siz bu konuda bu şekilde yorumları daha önce görmüş olabilirsiniz.Halen de inanmamış olduğunuza göre benimde sizlere bu konuda bir sorum var:Darwinin 1859 da yayımlanan kitabına inanıyorsunuz da neden günümüz bilim adamlarının görüşlerine inanmıyorsunuz ? Darwin'in Teorisi neden Teknolojik desteklerle elde edilen verilerin bilim adamlarınca yorumunun önünde ? Yazı aynen şöyle : Darwin'in Evrim Teorisi Yakında Tarih Olacak Charles Darwin'in 1859'da yayımlanan Türlerin Menşei adlı kitabıyla gündeme gelen tabiî seleksiyona dayalı evrim teorisi, o zamandan bu yana tartışılıyor. Teori, dünya üzerindeki hayatın rastlantılarla do up gelişti ini ve bütün canlıların ortak bir atadan türedi ini ileri sürüyor. Aynı teoriye göre, insanların en yakın akrabası da maymunlardır. Teoriyi savunan nispeten insaflı bilim adamları, bunun bir teori oldu unu itiraf etseler de, bu teori, kitlelere takdim edilirken ilmî bir hakikat gibi gösterilmektedir. Halbuki bunun aksini gösteren ve sayıları her geçen gün artan pek çok ilmî delil vardır. Son olarak, insanlarla maymunlar arasında büyük bir genetik benzerlik bulundu u iddiası çürütüldü. Ünlü bilim dergisi Nature'un son sayısında yayımlanan 'Şempanze Kromozomu Şaşkınlı a Sebep Oldu' başlıklı makalede, insan ve şempanze genlerinin bugüne dek sanılandan çok daha farklı oldu u açıklandı. Bu konuyu, ABD'nin biyo-kimya alanındaki ünlü isimlerinden biri olan Prof. Michael J. Behe'ye sorduk. Evrim teorisini eleştiren kitap ve makaleleriyle tanınan Prof. Behe, kendisiyle görüşmemizde hayatın gerçekte nasıl var oldu u sorusuna ışık tutan önemli açıklamalarda bulundu: - Sayın Prof. Behe, Nature dergisinde bu yıl yayımlanan ve insanlarla şempanze genlerinin gerçekte çok farklı oldu unu gösteren son ilmî bulgu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu araştırmayı Tokyo Üniversitesi'nden bir araştırmacı grubu, insan ve şempanzelerin 22 ve 21. kromozomlarının genetik alfabesindeki bütün harfleri karşılaştırarak yaptı. Buldukları sonuç ise, son derece önemli; çünkü iki canlı türü arasında daha önceden kabul edilenden çok daha büyük bir fark oldu u gösterildi. Bu sonuç, en azından insanın menşei açısından, Darwin'in teorisini büyük bir açmaza sokuyor. Aslında genel olarak biyoloji hakkında ne kadar şey ö renirsek, Darwinizm'in problemleri de o kadar artıyor. Darwinizm, canlılar hakkında ne kadar az bilgiye sahip olursak, o kadar ikna edici olabilen bir teoridir. Çünkü canlıları ne kadar az tanırsak, onu o kadar basit zannederiz ve Darwinizm de bu basit sandı ımız sistemleri küçük tesadüfî de işimlerle açıklar. Ama son 30 yılda, hayatın daha önceden hayal bile edemeyece imiz kadar karmaşık oldu unu ö rendik. Meselâ; en evrimci taksonomide en basit canlı olarak görülen bakterilerde, hareket etmelerini sa layan minik ama çok kompleks ve mükemmel biyo-kimyevî motorlar var. Bu detaylı mekanizmaların nasıl oluştu u sorusuna verilebilecek tek cevap, tabiatüstü bir yaratmadır. -Peki canlıların farklı organlarının, genlerinin veya proteinlerinin birbirine benzer olması ne anlama geliyor? Bunlar, bütün canlıların ortak bir atadan geldi ini savunan Darwinizm için bir delil sayılabilir mi? Hayır. Farklı canlılardaki benzerlikler, öncelikle biyolojinin temel sorusunu cevaplamıyor. Bu soru, farklı canlıların kendilerine has ve son derece kompleks olan organ ve sistemlerin nasıl ortaya çıktı ıdır. Darwinizm'in buna verebildi i bir cevap yok. Öte yandan birbirine en uzak olarak kabul edilen organizmalar arasında bile şaşırtıcı benzerlikler var. Meselâ, insanla bakteriler arasında... Soru şu: Bu benzerlikler, Darwin'in teorisine uygun bir tablo oluşturuyor mu? Aslında oluşturmuyor; çünkü evrim teorisine göre birbirine çok yakın akraba olması gereken canlılar, kimi zaman genetik olarak daha farklı çıkıyor. Veya birbiriyle tamamen ilgisiz olması gereken canlılarda çok benzer organ veya genler var. Meselâ insan gözü ile ahtapot gözü neredeyse birbirinin aynısı. Ama bu elbette ahtapotlarla akraba oldu umuz anlamına gelmiyor. Bu iki göz yapısının 'ortak ata'dan de il, 'tek bir Yaratıcı'nın ilminden' kaynaklanan bir dizayn oldu unu kabul etmek, daha mantıklı. -Bu dizayn kavramı, sizin de savunucuları arasında bulundu unuz 'akıllı dizayn' (intelligent design) teorisinden geliyor sanırım. Sizce bu teori, canlılar arasındaki benzerlikleri daha mı iyi açıklıyor? Evet, bu benzerlikleri dizaynla da açıklayabilirsiniz. Biliyoruz ki pek çok dizayncı veya mucit, farklı sistemlerde pek çok benzer parça kullanır. Meselâ somunlar, vidalar veya kablolar, pek çok farklı cihazda yer alır. Çünkü bunlar, söz konusu mekanik sistemleri yaparken kullanılabilecek en ideal parçalardır. Elbette her ikisi de kablo bulunduran iki makineden biri, di erinden evrimleşerek ortaya çıkmamıştır. Ayrı ayrı tasarlanmışlardır. Biyolojideki benzerlikleri açıklamak için ortak dizayn kavramını kullanmak da son derece tutarlıdır. -Söz konusu dizayn teorisi Darwinizm'i savunanlar tarafından kimi zaman şiddetli bir biçimde eleştiriliyor ve tartışma dışı bırakılmak isteniyor. Darwinizm'i biyolojinin reddedilemez bir parçası gibi göstermeye yönelik bir e ilim var. Bunun sebebi sizce nedir? Bu sebep ilmî de il, felsefî ve ideolojik bir mahiyete sahiptir. Bazı bilim adamları, kâinatı ve hayatı, sadece tabiî faktörlere dayanarak açıklamak gerekti e inanıyorlar. Bu inancın temelinde ise, kâinatın ve hayatın zaten sadece fizikî güçlerin ürünü oldu u ön kabulü yatıyor. Peki ama böyle de ilse? Bir gözlük gördü ümüzde bile, bunun sadece fizikî güçlerin ürünü olmadı ına, akıllı ve sanatkâr bir gözlükçü tarafından yapıldı ına hükmedebiliyoruz. Hayat ise, bundan binlerce kere daha kompleks. Dolayısıyla hayatın da yaratılmış olması gerekti i neticesine varıyoruz. Burada önemli olan, ilmî delilleri mümkün oldu unca önyargı olmaksızın de erlendirebilmek. Darwinistler, bilimin, madde ötesi bir gücü kabul edemeyece i iddiasındalar. Oysa 19. yüzyılın ortalarına kadar bilim adamlarının büyük bir ço unlu u bir yaratıcı gücü, yani Allah'ı kabul ediyordu. Bilimin materyalist olması gerekti i iddiası, Darwin sonrasında yaygınlaşmış bir görüştür; ancak bu iddia ilmî delillerle giderek daha fazla çelişmektedir. Bilim, hayatın materyalist bir açıklamasını yapmak için de il, do ru açıklamasını yapmak için çalışmalı. Bazı insanların felsefî kabulleri rahatsız edilse de, verilerin peşinden gidilmeli. -"Darwin'in Kara Kutusu" adlı kitabınız, National Review dergisi tarafından 20. yüzyılın en önemli 100 kitabından biri olarak gösterildi. Bu kitabı bu kadar önemli kılan husus sizce neydi? Bunun sebebi kitapta yer alan yeni ve orijinal bilgiler de il aslında. Sadece okuyucuya, hayatın moleküler seviyesinde çok hassas ve kompleks sistemler bulundu unu ve bunun da şuurlu bir plânlama ve organizasyona delil oluşturdu unu gösterdim. Ço u insan hayata sathî bir nazarla baktı ında, bitkileri, hayvanları, kuşları veya balıkları müşahede etti inde, bunlarda bir plân ve program oldu unu hissedebiliyor. Ama okullarda ö retilen Darwin'in evrim teorisi, tabiattaki bu nizâm ve sistemin, bir Sanatkâr olmadan açıklanabilece ini söylüyor. Kitabımın sanırım en büyük tesiri; Darwinist açıklamanın çok sathî ve yanıltıcı oldu unu göstermek oldu. - Sizce Darwinizm'in karşılaştı ı en büyük mesele nedir? Darwinizm'in en büyük problemi, yeni biyolojik yapıların, yeni canlıların nasıl ortaya çıktı ını açıklamaktır. Darwinizm, zaten var olan biyolojik yapıların küçük de işmelere nasıl u rayabilece i konusuna ışık tutabilir. Meselâ Galapagos adalarındaki ispinozların gagalarında küçük farklar do masına dair bir açıklama sunabilir. Ama kuşlar ilk başta nasıl ortaya çıktı? Kuş tüyü veya kanadı gibi kompleks organlar nasıl oluştu? Beyin, göz, akan kandaki pıhtılaşma gibi çok fazla parçanın uyum içinde işlemesiyle çalışan hassas organ ve sistemler nasıl var oldu? Darwinizm'in bunları açıklaması imkânsız; çünkü bunların her biri, ancak eksiksiz olduklarında vazife görebilen son derece karmaşık yapılar. Bunların menşeini açıklamanın en tutarlı yolu, şuurlu ve sonsuz kudret sahibi, tabiatüstü bir Yaratıcı'nın müdahalesini kabul etmektir. - Darwinizmin gelece ine dair bir beklentiniz var mı? Darwinizm yaşayacak mı? İnanıyorum ki, Darwinizm sahneden çekilme yolunda. Hayatın açıklamasının bu teoriyle mümkün olmadı ı görülecek ve teori terk edilecek. Bu sonuca giden süreç başlamış durumda zaten. Bunun sebebi de benim tarafımdan veya başka bilim adamları tarafından yapılanlar de il. Hayat hakkında ne kadar çok şey ö renirsek, onun ne kadar kompleks oldu unu o kadar iyi anlıyoruz. Bilim adamları, bu kadar kompleks yapıların Darwin'in öngördü ü gibi gâyesiz, tesadüfî mekanizmaların ürünü olamayaca ını görmeye başlıyorlar. - Bilindi i gibi Darwinizm'i savunanlar genellikle kendilerinin ilmî bir zeminde düşündüklerini, kendilerine karşı çıkanların ise sadece dinî inançlara dayandıklarını söylerler. Sizin tarif etti iniz tablo ise bunun do ru olmadı ını gösteriyor gibi. Ne dersiniz? Evet, tam da o şekilde. Darwinizm'e karşı geçmişte pek çok insan sadece dinî kaynaklara dayanan itirazlar öne sürerdi. Teorinin savunucuları ise, bugüne kadar bilimin kendi taraflarında oldu unu iddia ettiler. Oysa 20. yüzyılın son çeyre inden itibaren elde edilen şaşırtıcı ilmî bulgular, tabloyu tersine çeviriyor. Bugün Darwin'e karşı itirazımız, bilmediklerimizden de il, bildiklerimizden kaynaklanıyor. Dogmatik düşünce yolunu seçenler ise artık Darwinistler. Biz onlara, canlılı ın plânlı ve programlı yaratıldı ını gösteren ilmî deliller sunuyoruz, onlar ise bunları, sadece felsefî ve ideolojik dünya görüşleri sebebiyle reddediyorlar. Zaten ilmî devrimlerin öncesinde, eski teorileri bu şekilde ısrarla savunan ba nazlar olur. Ama sonra bilim, yanlış teoriye karşı galip gelir. Darwinizm'in de yakında başına bu gelecek. Kaynak - The International Chimpanzee Chromosome 22 Consortium, Nature, Sayı:429, Sayfa:382-388 (2004) Tanrının bizi yaratma amacına en doğru cevap şu olabilir.Kopyalarsam çok uzun yer kaplayacak lütfen linke tıklayınız . http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=show_qna&id=1000 Siz sorabilirsiniz neden kendi yorumlarınız değil . Çünkü benim bilgim kısıtlı .Onun için bazı kaynaklardan destek alıyorum. En ufak bir yanlışım büyük hata olur.Bunları okudum ve öğrendim.Bana mantıklı geldi.Şimdi de sizinle paylasıyorum..Fakat daha önce söylediğim gibi inanmak istemeyen birine zaten birşey ispatlayamazsın o şartlanmıştır hiçbirşey ona mantıklı gelemez.. Saygılarımla.. Link to post Sitelerde Paylaş
convert 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Sonuçta mantık farklı kişiler için farklı şekillerdedir .. lafa bak , bant doldur. Link to post Sitelerde Paylaş
bilelimogrenelim 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Başka şeyler için ne gerekiyorsa o gerekli. Yolun kenarına geldin, karşıdan karşıya geçmeye karar vermen için ne gerekli? Yola bakacaksın, dinleyeceksin, gelen var mı, hızlı mı, geçebilir miyim, başıma bir şey gelir mi, yolda bozukluk var mı? Değerlendireceksin. Yani o hızlı bir saniye içinde gözlem yapmalısın, duyularınla elde ettiğin verileri değerlendirmelisin, yolda karşılaşacağın zorluklar ile ilgili geçmiş olgulardan elde ettiğin deneylerine bakmalısın, eğer karanlık ise mesela ışık yakmalısın, gözlem yapabildiğin alanı cihazlarla genişletmelisin. Arabanın gelmediğine inanmak için karşıdan karşıya geçerken ne yapıyorsam, ilaha inanmak için de onu yaparım. Bütün bu gözlemler, veriler, olgular ve deneyler de böyle bir varlığa işaret etmiyorsa, o ilaha inanmam. Bu kadar basit... Link to post Sitelerde Paylaş
convert 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi (düzenlendi) Evrimi günümüz bilim adamları reddetmiş şu bilim adamlarını buraya yazar mısın? behe kendi bölümünde rezil edilmiş vaziyette: http://en.wikipedia.org/wiki/Michael_Behe Michael J. Behe (pronounced /ˈbiːhiː/ BEE-hee; born 1952) is an American biochemist, author, and intelligent design advocate. He currently serves as professor of biochemistry at Lehigh University in Pennsylvania and as a senior fellow of the Discovery Institute's Center for Science and Culture. Behe is best known for his argument for irreducible complexity, which asserts that some biochemical structures are too complex to be adequately explained by known evolutionary mechanisms and are therefore more probably the result of intelligent design. Behe has testified in several court cases related to intelligent design, including the court case Kitzmiller v. Dover Area School District that resulted in a ruling that intelligent design was religious in nature.[2] Behe's claims about the irreducible complexity of essential cellular structures have been rejected by many members of the scientific community,[3][4][5] and his own biology department at Lehigh University published an official statement opposing Behe's views and intelligent design -------- The Edge of Evolution Main article: The Edge of Evolution In 2007, Behe's book The Edge of Evolution was published arguing that while evolution can produce changes within species, there is a limit to the ability of evolution to generate diversity, and this limit (the "edge of evolution") is somewhere between species and orders. It was reviewed, by prominent scientists in The New York Times[36], The New Republic[37], The Globe and Mail[38], Publishers Weekly[39], Science[40], and Nature[41] who were highly critical of the work noting that Behe appears to accept almost all of evolutionary theory, barring random mutation, which is replaced with guided mutation at the hand of an unnamed designer. Eylül 23, 2010 tarihinde convert tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
convert 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi (düzenlendi) inanmak istemeyen birine zaten birşey ispatlayamazsın o şartlanmıştır hiçbirşey ona mantıklı gelemez.. lafa bak , balığa git. Eylül 23, 2010 tarihinde convert tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
convert 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi behe ile konuşmalar ve sonra Kenneth R. Miller'dan yediği darbeler burda: BBC Horizon 2010 The End of God A Horizon Guide to Science and Religion PDTV XviD MP3-MVGr... http://torrent.zoink.it/BBC.Horizon.2010.The.End.of.God.A.Horizon.Guide.to.Science.and.Religion.PDTV.XviD.MP3.%5BMVGroup.org%5D.torrent Link to post Sitelerde Paylaş
Samet55 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Gokyuzune bak yeterli Link to post Sitelerde Paylaş
convert 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Gokyuzune bak yeterli Galileo Galilei gökyüzüne baktı ve tanrı yok olmaya başladı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei http://en.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei Link to post Sitelerde Paylaş
BERGÜZAR06 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Galileo Galilei gökyüzüne baktı ve tanrı yok olmaya başladı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei http://en.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei Tanrı'yı gökyüzünde arayanların sorunudur o. Link to post Sitelerde Paylaş
TheRoseofPennsylvania 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Elbette yaratan yaratılmış olmaz; çünkü yaratıcı, varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, var olmak ve varlıkta durmak için kimseye muhtaç olmayan, demektir. Onu kim yarattı diye sorulursa, bunun sonu gelmez, sonsuza kadar gider.Allah'ı yaradanı kim yarattı onu kim yarattı onu kim yarattı diye uzar..Bu da mümkün olmaz. Hâşâ, Allah’ı birisi yarattı denirse, Allah yaratıcı değil,yaratılmış olur.yaratılmış olan ise,yaratıcı olmaz. Bunun için,varlığının başlangıcı olmayan tek bir yaratıcı bulunması gerekir, o da Allahü teâlâdır. Bir kere o yaratıcı varsa bile onun Allah olduğunu nerden çıkarsın. Ben istedim de oldu mu yaptın? Onu geçelim de bu ontolojik deliller paçavraya çevrili asırlar oldu. Uyanın balığa gidelim. Link to post Sitelerde Paylaş
legolas8989 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi lafa bak , bant doldur. Bant doldurmaya gerek yok .. En güzel örneği ikimiziz .. Sana Yaratıcı mantıklı gelmiyor .. Bana mantıklı geliyor ... Bana cahil diyebilirsin..Bende sana nasipten yoksun diyebilirim..Gösterilen delillere inanmamak senin tercihin..Ortada delil mi var ? Evet hemde bisürü ..Hani ben göremiyorum ? E zaten inanmıyorsun ki göresin ..Kimin haklı oldugu ise ölünce ortaya çıkar..Size daha fazla yardımcı olamayacağım kusura bakmayın zaten Şartlanmışsınız .. Mutlu bir hayat dilerim ... Esenlikle.. Link to post Sitelerde Paylaş
legolas8989 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Başka şeyler için ne gerekiyorsa o gerekli. Yolun kenarına geldin, karşıdan karşıya geçmeye karar vermen için ne gerekli? Yola bakacaksın, dinleyeceksin, gelen var mı, hızlı mı, geçebilir miyim, başıma bir şey gelir mi, yolda bozukluk var mı? Değerlendireceksin. Yani o hızlı bir saniye içinde gözlem yapmalısın, duyularınla elde ettiğin verileri değerlendirmelisin, yolda karşılaşacağın zorluklar ile ilgili geçmiş olgulardan elde ettiğin deneylerine bakmalısın, eğer karanlık ise mesela ışık yakmalısın, gözlem yapabildiğin alanı cihazlarla genişletmelisin. Arabanın gelmediğine inanmak için karşıdan karşıya geçerken ne yapıyorsam, ilaha inanmak için de onu yaparım. Bütün bu gözlemler, veriler, olgular ve deneyler de böyle bir varlığa işaret etmiyorsa, o ilaha inanmam. Bu kadar basit... Senin gözlemlerin inanmamaya odaklı oldugu için sana inanmak için yeterli gelmiyor sanırım .. Bir Tanrı oldugunu varsayabilecek şekilde bakarsınız bazı şeyleri sorgulamaya başlayabilirsiniz.. Bu cevapta size yeterli gelmeyecektir eminim .. Ama bu konuda bundan öte söz oldugunu sanmıyorum .. En azından benim kapasitem bu kadar .. Esenlikle.. Link to post Sitelerde Paylaş
legolas8989 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Bir kere o yaratıcı varsa bile onun Allah olduğunu nerden çıkarsın. Ben istedim de oldu mu yaptın? Onu geçelim de bu ontolojik deliller paçavraya çevrili asırlar oldu. Uyanın balığa gidelim. Tek yaratıcı oldugunun Allah oldugu tüm dinlerde mevcut..Putpereslerin bile putlara En büyük Tanrı'ya ulasmak için taptığını biliyorum.. Bu noktada evrensel dinler Tek yaratıcının Allah oldugunu belirtiyor..Yoksa biyerlerimizden uydurmuyoruz.. Saygılarımla.. Link to post Sitelerde Paylaş
ironrose 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Bant doldurmaya gerek yok .. En güzel örneği ikimiziz .. Sana Yaratıcı mantıklı gelmiyor .. Bana mantıklı geliyor ... Bana cahil diyebilirsin..Bende sana nasipten yoksun diyebilirim..Gösterilen delillere inanmamak senin tercihin..Ortada delil mi var ? Evet hemde bisürü ..Hani ben göremiyorum ? E zaten inanmıyorsun ki göresin ..Kimin haklı oldugu ise ölünce ortaya çıkar..Size daha fazla yardımcı olamayacağım kusura bakmayın zaten Şartlanmışsınız .. Mutlu bir hayat dilerim ... Esenlikle.. Legolas sana yaratıcı mantıklı geliyor ve bir yaratıcı olup olmadığının kanıtlanması belki de imkansız. Ama bu yaratıcı varsa bile onun "Allah" isimli arap tanrısı olduğuna delilin nedir? Bir de yaratanın yaratıcısı olamaz ön kabulü ile birşeyler anlatmışsın. Bu önkabule nasıl ulaştın ? Link to post Sitelerde Paylaş
sözlük 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi Galileo Galilei gökyüzüne baktı ve tanrı yok olmaya başladı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei http://en.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei tanrı gökyüzünde diyen olmadı ki... Link to post Sitelerde Paylaş
sözlük 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi bir iğne ustasız olmaz. Link to post Sitelerde Paylaş
legolas8989 0 Eylül 23, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 23, 2010 gönderildi şu bilim adamlarını buraya yazar mısın? behe kendi bölümünde rezil edilmiş vaziyette: http://en.wikipedia.org/wiki/Michael_Behe Michael J. Behe (pronounced /ˈbiːhiː/ BEE-hee; born 1952) is an American biochemist, author, and intelligent design advocate. He currently serves as professor of biochemistry at Lehigh University in Pennsylvania and as a senior fellow of the Discovery Institute's Center for Science and Culture. Behe is best known for his argument for irreducible complexity, which asserts that some biochemical structures are too complex to be adequately explained by known evolutionary mechanisms and are therefore more probably the result of intelligent design. Behe has testified in several court cases related to intelligent design, including the court case Kitzmiller v. Dover Area School District that resulted in a ruling that intelligent design was religious in nature.[2] Behe's claims about the irreducible complexity of essential cellular structures have been rejected by many members of the scientific community,[3][4][5] and his own biology department at Lehigh University published an official statement opposing Behe's views and intelligent design -------- The Edge of Evolution Main article: The Edge of Evolution In 2007, Behe's book The Edge of Evolution was published arguing that while evolution can produce changes within species, there is a limit to the ability of evolution to generate diversity, and this limit (the "edge of evolution") is somewhere between species and orders. It was reviewed, by prominent scientists in The New York Times[36], The New Republic[37], The Globe and Mail[38], Publishers Weekly[39], Science[40], and Nature[41] who were highly critical of the work noting that Behe appears to accept almost all of evolutionary theory, barring random mutation, which is replaced with guided mutation at the hand of an unnamed designer. Şu bilim adamlarının hepsini tek tek bulup yazmam saçma olur .. Ayrıca yukarıda "behe kendi bölümünde rezil edilmiş vaziyette" dedin anlamadım ? yukarıdaki röportajı okudun mu ? Ne söylemek anlayamadım kusura bakma.. Evrenin başıboş olmadığını söyleyen bilim adamlarından bazıları : Fred Hoyle (İngiliz Astrofizikçi) George Ellis (İngiliz Astrofizikçi) Paul Davies (İngiliz Astrofizikçi) Alan Sandage (Astronomi alanında Crawford ödülü sahibi) John O’Keefe (NASA’da astronom) George Greenstein (Astronom) Arthur Eddington (Astrofizikçi) Arno Penzias (Nobel fizik ödülü sahibi) Tony Rothman (Fizikçi) Stephen Hawking (İngiliz Astrofizikçi): Bilim yasaları, şimdi bildiğimiz biçimiyle, elektronun elektrik yükünün niceliği ve proton ve elektronun kütlelerinin oranı gibi pek çok temel sayı içerir. Şaşılası gerçek ise bu sayıların değerlerinin yaşamın gelişimini olanaklı kılmak için çok ince ayar edilmiş gibi gözükmesidir.[Bu adamın Tanrı'yı sorguladığını biliyorum] Arthur L. Schawlow (Stanford Üniversitesi Fizik Profesörü, 1981 Nobel fizik ödülü sahibi) : Frank Tipler (Matematik Fiziği Profesörü) Henry Fritz Schaefer ( Kimya Profesörü ve Georgia Üniversitesi Kuantum Kimya Bilgi İşlem Merkezi yöneticisi) : Bu adamların ne söylediği ise adreste mevcut.. http://allah.gen.tr/evrendeki-mukemmel-tasarim-karsisinda-bilim-adamlarinin-itiraflari.html Aklınızdaki tüm sorulara internetten ulaşıp cevap bulabileğiniz halde bu soruları araştırdığınızı sanmıyorum..Veya araştırıyorsunuz fakat inanmıyorsunuz..Bu tamamen sizin sorununuz ..Benim yapabileceğim bir şey yok.. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts