Jump to content

Recommended Posts

Şeyhlerin kerametleri olduğu iddia edilir ama bir tanesi bile gösterilmez. tıpkı peygamber mucizeleri gibi. hep görmeden test etmeden inanılması istenen şeyler.
Dinler... bilhassa islam, hep bu şekilde, en ufak bir ispatı olmayan, ama inanmadığı için insanların suçlandığı saçmalıklarla dolu.

Tarikat mevzusu islamın içinde de muhalefet edilen bir inanış şekli. o yüzden bu konularda insanlara fazla baskı yapılamıyor. ama genelde katı bir dine teşvik ettiği için, topluma zararları yine vardır. 

 

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 70
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Birgun evde oturmus şeyhin fetvasini dinliyorduk, kapi caldi. Acin kapiyi biri gelmistir dedi şeyh. Actik baktik gercekten biri gelmisti, sabaha kadar agladik.

Dincilerin kerametleri bu tarz hikayelerden fazlasi degil. Nasil ki kurumsal bir ise girdigimizde takim elbise giymek zorunda kalip kendimizi o ise adapte ediyorsak, menzile giden kisi de kendini gittigi yere adapte etmeye calisiyor hepsi bu. Keramet felan yok, is kendini olaya kaptirma ile sekilleniyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tarikata adam çekmek için kendileri söylenti yayıyorlar.

O işler hacıyla, hocayla, mistik deneyimle olacak işler değil.

İyice Çin'İn kültür devrimi öncesi haline doğru gidiyoruz. Koca koca adamlarsınızi Ateistiz diyorsunuz, Hala sihirli mekanlardan, Büyülü muskalardan konuşuyorsunuz cidden pes ettim artık.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Sübhanellah, allahuekber lafızlarını hafif sesle mırıldanarak Mahmut Ustaosmanoğlu hazretlerini ziyarete açtılar geçen hafta. ilgi alâka yoğundu.

 

http://www.mynet.com/haber/guncel/izleyenler-sasti-kaldi-su-an-binlerce-bayan-geliyor-3661330-1

 

Hakikat-ı vahide olarak ilk defa camekân'da canlı bir insanı sergilemenin heyacanını yaşadık. Kerametler sergileyen keramet erbābına sahip çıktık. British Museum'a rakip olarak Türkiye'de Mahmut Efendi hazretlerinin Beykoz'daki evi aktiflik bakımından ilk sıradaki ücretsiz müzemizdir.

 

tarihinde Toyon Utkuuçi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, Toyon Utkuuçi yazdı:

Sübhanellah, allahuekber lafızlarını hafif sesle mırıldanarak Mahmut Ustaosmanoğlu hazretlerini ziyarete açtılar geçen hafta. ilgi alâka yoğundu.

 

http://www.mynet.com/haber/guncel/izleyenler-sasti-kaldi-su-an-binlerce-bayan-geliyor-3661330-1

 

Hakikat-ı vahide olarak ilk defa camekân'da canlı bir insanı sergilemenin heyacanını yaşadık. Kerametler sergileyen keramet erbābına sahip çıktık. British Museum'a rakip olarak Türkiye'de Mahmut Efendi hazretlerinin Beykoz'daki evi aktiflik bakımından ilk sıradaki ücretsiz müzemizdir.

 Yazık şu zavallı millete, dönüp dolaştık yine aynı bataklığa düştük... böyle giderse sonumuz yakın 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte ilk kez Erbakan'ın başlattığı dini açılımla gelinen nokta, inanılmaz bir rezillik, yüz kızartıcı bir utanç. İğrenç yani, lök gibi yerleşmiş oturuyor, ziyaretçi akıyor. Bu orada lök gibi oturmakla ne oluyor, bilen yok. Ama akıyor millet sürü halinde... Skandal yani, söylenecek fazla söz yok. Puta tapınma seramonisi diyebiliriz kısaca.

 

Bu açılımların topunun nereye geleceği kabak gibi meydandaydı da, işte bir heves bu milletinki! Du bakem nolcek! :lol:

 

Fıkrayı belki bilmeyen vardır, kısaca: Adam karısını izletmek için dedektif tutmuş, dedektif her gün yeni bir fotoğraf getiriyormuş, birinde kadın bir adamla caddede yürüyor, birinde taksiye biniyorlar, birinde otele giriyorlar... Her fotoğrafta adam du bakem nolcek diyormuş. Dedektif en on otel odasına zumlayarak çekilmiş ikisini soyunurken gösteren bir fotoğraf koymuş masaya. Adam: "Du bakem nolcek!" :0_80cbc_37a71a73_L:

 

Nolceğini yakında görecek bu millet, fazla da kalmadı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mahmut Ustaosmanoğlu idol oldu adeta ama ne kerameti var müritleri de bilmez. Adam yürümekte ve konuşmakta zorluk çekiyor yıllardan beri. Bu yürümekte ve konuşmakta zorluk çekmesini zikir ve keramet sanıyorlar. Halbuki Mahmut Ustaosmanoğlu'nun Uçan Sabri'den farkı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kanımca mesele şudur;
Tarikat dergâhlarında, formülünü nesiller boyunca sadece şeyhin bildiği ve tarikatten tarikate değişiklik gösteren (batınî bilgi denir buna) bir çeşit narkotik karışım yapılır ve ayinlerde havalandırma sistemine zerk edilir. Dolayısıyla ayin esnasında orada bulunan zerzevat toplu halüsinasyon görür, işitir, hisseder. Hatta müritler arasında bu buhurun adı "cennet kokusu"dur. (Bu tarikatların mensuplarına sorun hepsinden aynı cevabı alırsınız) Bu yüzden müritlerin çoğu zamanla aklî melekelerini yitirir ve tarikate bağlılıkta irrasyonel biçimde ısrarcıdır.
Artık kamuoyunca gayet iyi bilindiği üzere Hasan Sabbah isimli şeyh Alamut kalesinde uzun süre bu yöntemle epey bir mürit toplayıp hepsini intihar görevlerine gönderebilmişti. Diğer yandan ışid, el-kaide gibi örgütlerin bu tür halüsinojenleri intihar bombacıları üzerinde açıkça ve çok yüksek dozda kullandığı bilinmektedir. Yani uyuşturucu meselesi islamistlerin çok uzak olduğu bir konu değildir. Zira bakacak olursanız dünyanın en büyük haşhaş ve kenevir üreticisi el-kaidedir.
Netice itibarıyla tarikat = uyuşturucu bağımlılığıdır..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
Bir saat önce, bir_akil_insan yazdı:

 

bunları hep yalnızca bunlara inananlar görür. bunlar gerçeklikten değil, inanan kişinin bu beklentide olmasındandır. inandığınız sürece görmeye devam edersiniz.

 

Meselâ; Avuç içindeki taşların renginin değiştiğini benim gibi görmemen için kör olman gerekir. Dolayısıyla benim gördüğüm kerâmetlerin bir kısmını, duyu organlarında bir ârıza olmayan herkes görebilir. Bir kısmını diyorum çünkü senin de zannettiğin gibi bu kerâmetlerin büyük bir kısmı, duyuların eşliiğinde akıl ve  irfân ile yorumlanıp  idrâk edilebilecek işlerdendir. Ya'nî yorumlama gücü olanlar bu kerâmetleri farkeder. Halbuki kâfirlerde akıl bulunmaz. Dolayısıyla irfâna taalluk eden kerâmetleri anlayamazlar.

Peygamberler, ümmetlerine karşı çok merhametli olduklarından Siz inkârcılara mu'cîze göstermek istemezler. Duyu organlarınızla mu'cîzeyi apaçık aynen görürsünüz. Ama görseniz ne olacak, idrâk edemezsiniz. mu'cize gösterenin sizin zihninizdeki varlığı (imajı) ve sizdeki değeri, mu'cîze görmenizle değişmez. İnsânların sizdeki algısı, imajı veyâ değeri,, o insânlardan daha çok, sizin varlıktaki değer ve kapasiteniz ile ilgilidir. Değerlendirdiğiniz insânla benzer fazîletlere sâhip değilseniz, aranızda bir yakınlık münâsebeti yoksa, açıkçası kapasiteniz yeterli değilse, mu'cîze görmek sizin kapasitenizi artırmaz. Sizi büyütmez.

İnanmak, delîl ve kanıt işi değildir. Akıl ve fikir ile kalp inanmaz. İnanmak bir münâsebet ve uyum ve kapasite işidir.
Kapasiten, güzel sıfatlarda uym ve benzerliğin yoksa, mu'cize görsende inanamazsın, aklın ve mantığın inanmak istese de inanamazsın. Ancak rahmeti (acınmayı) hakedenlere inanç nasîb olur. İnanç derken, doğru inancı, Ehl-i sünnet  müslümânlığı kastediyorum. Yoksa her insânın kendi çapında inancı vardır, mutlak anlamda inançsız inançsız insân olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Hurrican yazdı:

 

Meselâ; Avuç içindeki taşların renginin değiştiğini benim gibi görmemen için kör olman gerekir. Dolayısıyla benim gördüğüm kerâmetlerin bir kısmını, duyu organlarında bir ârıza olmayan herkes görebilir. Bir kısmını diyorum çünkü senin de zannettiğin gibi bu kerâmetlerin büyük bir kısmı, duyuların eşliiğinde akıl ve  irfân ile yorumlanıp  idrâk edilebilecek işlerdendir. Ya'nî yorumlama gücü olanlar bu kerâmetleri farkeder. Halbuki kâfirlerde akıl bulunmaz. Dolayısıyla irfâna taalluk eden kerâmetleri anlayamazlar.

Peygamberler, ümmetlerine karşı çok merhametli olduklarından Siz inkârcılara mu'cîze göstermek istemezler. Duyu organlarınızla mu'cîzeyi apaçık aynen görürsünüz. Ama görseniz ne olacak, idrâk edemezsiniz. mu'cize gösterenin sizin zihninizdeki varlığı (imajı) ve sizdeki değeri, mu'cîze görmenizle değişmez. İnsânların sizdeki algısı, imajı veyâ değeri,, o insânlardan daha çok, sizin varlıktaki değer ve kapasiteniz ile ilgilidir. Değerlendirdiğiniz insânla benzer fazîletlere sâhip değilseniz, aranızda bir yakınlık münâsebeti yoksa, açıkçası kapasiteniz yeterli değilse, mu'cîze görmek sizin kapasitenizi artırmaz. Sizi büyütmez.

İnanmak, delîl ve kanıt işi değildir. Akıl ve fikir ile kalp inanmaz. İnanmak bir münâsebet ve uyum ve kapasite işidir.
Kapasiten, güzel sıfatlarda uym ve benzerliğin yoksa, mu'cize görsende inanamazsın, aklın ve mantığın inanmak istese de inanamazsın. Ancak rahmeti (acınmayı) hakedenlere inanç nasîb olur. İnanç derken, doğru inancı, Ehl-i sünnet  müslümânlığı kastediyorum. Yoksa her insânın kendi çapında inancı vardır, mutlak anlamda inançsız inançsız insân olmaz.

Problemler;

 

Hem inanıyorum deyip hem keramet yada mucize beklemek İKİYÜZLÜLÜK değil midir?

akıl ve fikirle kalp inanmıyorsa neden akıl yürütüyorsunuz?

bu keramet verilen insanların özelliği nedir? sınavları bitmiş midir ? bu insanlar imanı aşmışlar, hatta hakikatı bilmeyide aşmışlar maşallah. çünkü artık evrenin yasalarını bile değiştirme gücüne sahip olmuşlar.(avuç içindeki taşların rengini değiştiro). bu kadar özgüvenli ve havalı tipler ama muritlerini ikna etmek için hala kerametlere muhtaçlar:)

Bu mega kerametçi  evliyalar neden tüm insanları kurtarmak için ortaya çıkıp bizlere tebliğ yapmıyorlar. yoksa bu kadar büyük yürekli değiller mi, cennette kalabalık etmemizden mi korkuyorlar?:)

bu tasların efendisi mega kerametçiler tarih boyu birbirlerinden el alarak geliyorlar. saadet zinciri gibi.) ama bakıyoruz daşların rengini değiştiren,aynı anda iki yerde olabilen ultra velilerimiz ortaya bir BİLGİ koyup, dünya düz değil ve dönüyor diyemiyor. ama taşların rengini değiştrebiliyor:) (süper veliler serisine sahip islam camiası dünyanın döndüğünü bilememiştir ama tasların rengini değiştirmede ustalar)

**

ya aklı ve mantığı tamamen dışlayın yada çelişkilerinizi kabullenin. doğru düşünmeye öğrenmek zor iştir. en az bir filozofu okuyun ve doğru düşünme yolunda bir başlangıç yapın. 

 

ve şunu bilinki yarın bu topraklardaki insanlar budist olsa o şeyhiniz hemen guruya dönüşür, eski türk inancına dönsek hemen kam olurlar, hristiyan olsak aziz olurlar bu işler böle:) ama ateist olsak bilim adamı yada filozof olacak kapasiteleri olmadığı için işsiz kalırlar ve pazarda limon satarlar:) bizim limonumuz bilmen ne efendiden el alan, bilmen ne hazretlerinin yetiştirmesi olup .... yersen vereyim 3 tane :)

 

 

tarihinde Burakey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, Hurrican yazdı:

 

Meselâ; Avuç içindeki taşların renginin değiştiğini benim gibi görmemen için kör olman gerekir. Dolayısıyla benim gördüğüm kerâmetlerin bir kısmını, duyu organlarında bir ârıza olmayan herkes görebilir. Bir kısmını diyorum çünkü senin de zannettiğin gibi bu kerâmetlerin büyük bir kısmı, duyuların eşliiğinde akıl ve  irfân ile yorumlanıp  idrâk edilebilecek işlerdendir. Ya'nî yorumlama gücü olanlar bu kerâmetleri farkeder. Halbuki kâfirlerde akıl bulunmaz. Dolayısıyla irfâna taalluk eden kerâmetleri anlayamazlar.

Peygamberler, ümmetlerine karşı çok merhametli olduklarından Siz inkârcılara mu'cîze göstermek istemezler. Duyu organlarınızla mu'cîzeyi apaçık aynen görürsünüz. Ama görseniz ne olacak, idrâk edemezsiniz. mu'cize gösterenin sizin zihninizdeki varlığı (imajı) ve sizdeki değeri, mu'cîze görmenizle değişmez. İnsânların sizdeki algısı, imajı veyâ değeri,, o insânlardan daha çok, sizin varlıktaki değer ve kapasiteniz ile ilgilidir. Değerlendirdiğiniz insânla benzer fazîletlere sâhip değilseniz, aranızda bir yakınlık münâsebeti yoksa, açıkçası kapasiteniz yeterli değilse, mu'cîze görmek sizin kapasitenizi artırmaz. Sizi büyütmez.

İnanmak, delîl ve kanıt işi değildir. Akıl ve fikir ile kalp inanmaz. İnanmak bir münâsebet ve uyum ve kapasite işidir.
Kapasiten, güzel sıfatlarda uym ve benzerliğin yoksa, mu'cize görsende inanamazsın, aklın ve mantığın inanmak istese de inanamazsın. Ancak rahmeti (acınmayı) hakedenlere inanç nasîb olur. İnanç derken, doğru inancı, Ehl-i sünnet  müslümânlığı kastediyorum. Yoksa her insânın kendi çapında inancı vardır, mutlak anlamda inançsız inançsız insân olmaz.

 

avuç içindeki taşların renk değiştirmesi vb sözde kerametlerle hayatlarını sürdüren pek çok insan var. bunlara illüzyonist ya da gözbağcı denir ve bu işi profesyonel olarak yaparlar. Bir örnek olarak, bu adam gerçekten tümüyle kördür, bakın nasıl numaralar yapıyor:

 

 

inanmak istediğiniz sürece her türlü kerameti görürsünüz. oysa ki ortada basit numaralardan başka şey yoktur.

 

allah inanmayana keramet göstermez çünkü inanmayanlar dalga geçiyor da allah üzülüyor ağlıyor gizli gizli benzeri savunmalar size mantıklı gelse de, yine herhangi bir tutarlılığı bulunmuyor. burada ne yaparsa yapsın, inandırabilmekten aciz bir allaha inandığınızı söylüyorsunuz.

 

bir de o keramet sahiplerine şunu önerin: james randy adında bir adam var. randy enstitüsünün kurucusu ve keramet gösterip, bunu kanıtlayabilenlere 1 milyon dolar veriyor. şimdiye kadar hiçkimse, kerametlerinin basit numaralar olduğu dışında bir şey gösteremediler. sizinkilere de söyleyin, belki randy'i kandırmayı başarabilirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, bir_akil_insan yazdı:

allah inanmayana keramet göstermez çünkü inanmayanlar dalga geçiyor da allah üzülüyor ağlıyor gizli gizli benzeri savunmalar size mantıklı gelse de, yine herhangi bir tutarlılığı bulunmuyor. burada ne yaparsa yapsın, inandırabilmekten aciz bir allaha inandığınızı söylüyorsunuz.

 

Lâfı doğru anladıktan sonra cevap yazmak gerekir, anlamadıysan anlamadığın yeri sormak gerekir. Biraz anlamaya çalıştıktan sonra fikirleri söylemek gerekir.
"allah inanmayana keramet göstermez çünkü inanmayanlar dalga geçiyor da allah üzülüyor " diye acayip bir anlam yüklemişsin. Doğrusu şu: Peygamberler, Allah'ın sayısız isimlerinden "RAHMÂN" isminin mazharlarıdır. İnanan ve inanmayan bütün muhatabları onların ümmetidir. Îmân edip etmemenin bir kanıt veyâ duyusal bir iş olmadığını, yukarıda anlattığımız gibi bir kapasite ve bir seviye işi olduğunu bildiklerinden, ümmetlerindeki ferdlere şefkâtlerinden mu'cîze göstermek istemezler. Çünkü muhatab, mu'cîzeyi gördükten sonra inkârına devâm ederse onun hakkındaki cehennemlik hükmü sâbitleşir. Peygamber, "nasıl kurtarırım, nasıl bu insânı kazanırım, nasıl bu insâna bir anlayış ve seviye kazandırırım" ın derdindedir. Mu'cîze göstermek, bu amaca hizmet etmez, çok ender hizmet eder, mu'cîze görenin isti'dâdı varsa faydası olur, isti'dâdı varsa zâten mu'cîze görmese de o adam kendini kurtarır. İşte bu yüzden, peygamberler ümmetlerine şefkâtten mu'cîze göstermek istemezler. Yukarıda da anlattığımız gibi îmân etmek ve îmânın gereğini uygulamak, bir kanıt işi değildir. Bir kapasite, bir gelişmişlik bir seviye işidir. 

"inandırabilmekten aciz bir allaha inandığınızı söylüyorsunuz."
Kâinâtı yaratan Allah'ın kudretinde hiç acz olabilir mi? Bir sineği yaratmak ile bütün Kâinâtı yaratmak arasında kudret cihetiyle Allah için hiç fark yoktur. Allah her şeyi yapabilir her insânı da inandırabilir. Fakat Allah, istediği (irâde etdiği) şeyleri yapar. İstemediklerine kudreti taalluk etmez. Allah neleri yapmak ister, neleri yapmak istemez? Allah'ın isteğini (irâdesini) de belirleyen daha öncelikli daha âmir bir sıfatı vardır,, o da Allah'ın ilmidir. Ya'nî Allah,, kendi ilminin onay verdiği gerekli kıldığı işleri ister, ve isterse kudretiyle bunu yaratır.

Şimdi, Aşağılık, seviyesiz insânlara hidâyet etmemesini (inandırmaması) Allah için bir acz olarak telakkî etmek, mAkıl yoksunluğudur. Allah âdildir, kullarından âdâlet bekleyen Allah (c.c.), kendi ilminin (bilgisinin) kurallarına, gereklerine evvelâ kendisi uyar.

Dikkatli oku, mes'ele sizi inandırabilme değildir. Sizler acınan adamlarsınız, Baştan bunu belirttim, Peygamberler ümmetlerine şefkatlerinden mu'cîze göstermek istemezler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, Burakey yazdı:

Problemler;

 

Hem inanıyorum deyip hem keramet yada mucize beklemek İKİYÜZLÜLÜK değil midir?

akıl ve fikirle kalp inanmıyorsa neden akıl yürütüyorsunuz?

bu keramet verilen insanların özelliği nedir? sınavları bitmiş midir ? bu insanlar imanı aşmışlar, hatta hakikatı bilmeyide aşmışlar maşallah. çünkü artık evrenin yasalarını bile değiştirme gücüne sahip olmuşlar.(avuç içindeki taşların rengini değiştiro). bu kadar özgüvenli ve havalı tipler ama muritlerini ikna etmek için hala kerametlere muhtaçlar:)

Bu mega kerametçi  evliyalar neden tüm insanları kurtarmak için ortaya çıkıp bizlere tebliğ yapmıyorlar. yoksa bu kadar büyük yürekli değiller mi, cennette kalabalık etmemizden mi korkuyorlar?:)

bu tasların efendisi mega kerametçiler tarih boyu birbirlerinden el alarak geliyorlar. saadet zinciri gibi.) ama bakıyoruz daşların rengini değiştiren,aynı anda iki yerde olabilen ultra velilerimiz ortaya bir BİLGİ koyup, dünya düz değil ve dönüyor diyemiyor. ama taşların rengini değiştrebiliyor:) (süper veliler serisine sahip islam camiası dünyanın döndüğünü bilememiştir ama tasların rengini değiştirmede ustalar)

**

ya aklı ve mantığı tamamen dışlayın yada çelişkilerinizi kabullenin. doğru düşünmeye öğrenmek zor iştir. en az bir filozofu okuyun ve doğru düşünme yolunda bir başlangıç yapın. 

 

ve şunu bilinki yarın bu topraklardaki insanlar budist olsa o şeyhiniz hemen guruya dönüşür, eski türk inancına dönsek hemen kam olurlar, hristiyan olsak aziz olurlar bu işler böle:) ama ateist olsak bilim adamı yada filozof olacak kapasiteleri olmadığı için işsiz kalırlar ve pazarda limon satarlar:) bizim limonumuz bilmen ne efendiden el alan, bilmen ne hazretlerinin yetiştirmesi olup .... yersen vereyim 3 tane :)

 

 

Cevap vermek isterdim ama fikirlerin bir bulamaç olmuş. Karıştırmadan i'tirâz yapın ki ben de cevap verebileyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

1 saat önce, Hurrican yazdı:

 

Lâfı doğru anladıktan sonra cevap yazmak gerekir, anlamadıysan anlamadığın yeri sormak gerekir. Biraz anlamaya çalıştıktan sonra fikirleri söylemek gerekir.
"allah inanmayana keramet göstermez çünkü inanmayanlar dalga geçiyor da allah üzülüyor " diye acayip bir anlam yüklemişsin. Doğrusu şu: Peygamberler, Allah'ın sayısız isimlerinden "RAHMÂN" isminin mazharlarıdır. İnanan ve inanmayan bütün muhatabları onların ümmetidir. Îmân edip etmemenin bir kanıt veyâ duyusal bir iş olmadığını, yukarıda anlattığımız gibi bir kapasite ve bir seviye işi olduğunu bildiklerinden, ümmetlerindeki ferdlere şefkâtlerinden mu'cîze göstermek istemezler. Çünkü muhatab, mu'cîzeyi gördükten sonra inkârına devâm ederse onun hakkındaki cehennemlik hükmü sâbitleşir. Peygamber, "nasıl kurtarırım, nasıl bu insânı kazanırım, nasıl bu insâna bir anlayış ve seviye kazandırırım" ın derdindedir. Mu'cîze göstermek, bu amaca hizmet etmez, çok ender hizmet eder, mu'cîze görenin isti'dâdı varsa faydası olur, isti'dâdı varsa zâten mu'cîze görmese de o adam kendini kurtarır. İşte bu yüzden, peygamberler ümmetlerine şefkâtten mu'cîze göstermek istemezler. Yukarıda da anlattığımız gibi îmân etmek ve îmânın gereğini uygulamak, bir kanıt işi değildir. Bir kapasite, bir gelişmişlik bir seviye işidir. 

"inandırabilmekten aciz bir allaha inandığınızı söylüyorsunuz."
Kâinâtı yaratan Allah'ın kudretinde hiç acz olabilir mi? Bir sineği yaratmak ile bütün Kâinâtı yaratmak arasında kudret cihetiyle Allah için hiç fark yoktur. Allah her şeyi yapabilir her insânı da inandırabilir. Fakat Allah, istediği (irâde etdiği) şeyleri yapar. İstemediklerine kudreti taalluk etmez. Allah neleri yapmak ister, neleri yapmak istemez? Allah'ın isteğini (irâdesini) de belirleyen daha öncelikli daha âmir bir sıfatı vardır,, o da Allah'ın ilmidir. Ya'nî Allah,, kendi ilminin onay verdiği gerekli kıldığı işleri ister, ve isterse kudretiyle bunu yaratır.

Şimdi, Aşağılık, seviyesiz insânlara hidâyet etmemesini (inandırmaması) Allah için bir acz olarak telakkî etmek, mAkıl yoksunluğudur. Allah âdildir, kullarından âdâlet bekleyen Allah (c.c.), kendi ilminin (bilgisinin) kurallarına, gereklerine evvelâ kendisi uyar.

Dikkatli oku, mes'ele sizi inandırabilme değildir. Sizler acınan adamlarsınız, Baştan bunu belirttim, Peygamberler ümmetlerine şefkatlerinden mu'cîze göstermek istemezler.

 

burada gelen müslümancıkların profilleri ve konuları genel olarak benzediği için, alışkanlıktan dolayı biraz otomatik bir yanıt olmuş benimkisi. yazdığınızla doğrudan ilgili olmasa da, bundan sonra geleceğiniz bir adım için önden yanıt vermişim olarak düşünün :)

 

yukardaki tutarsızlıkları göstereyim:

 

... inanmak ... yukarıda anlattığımız gibi bir kapasite ve bir seviye işi olduğunu bildiklerinden, ümmetlerindeki ferdlere şefkâtlerinden mu'cîze göstermek istemezler. Çünkü muhatab, mu'cîzeyi gördükten sonra inkârına devâm ederse onun hakkındaki cehennemlik hükmü sâbitleşir. ... allah ... , istediği (irâde etdiği) şeyleri yapar. İstemediklerine kudreti taalluk etmez. ... Aşağılık, seviyesiz insânlara hidâyet etmemesini (inandırmaması) Allah için bir acz olarak telakkî etmek, mAkıl yoksunluğudur. Allah âdildir,

 

inanmak bir kapasite işiymiş

kapasiteyi veren allahtır

allah kapasite vermediğine göre, inanamıyoruz

peygamberler allahın kapasite vermediğine mucize gösterirlerse, allahın kapasite vermedikleri inanmayacak

bu yüzden allah onları cehenneme atacak

 

şimdi: 

peygamberlerin gösterdiği mucize, allahın mucizesi. allahın mucizesi, allahın kapasite vermediği insanları inandırmaya yetmiyor. allahın mucizesi, allahın yarattıklarını inandıramıyor.

demek ki:

- ya bu yetersiz olanların hür iradesi var ve allah o hür iradeye hükmetmekten aciz, çünkü mucizesi onları inandırmaya yetersiz. allah hükmedemeyeceği iradeyi nasıl yaratıyor? 

- ya bu yetersiz olanların hür iradesi yok, ama allah onları zaten mucizeye inanmayacak şekilde yetersiz yaratmış ve bu yüzden  inanamadıkları için de onları cezalandırmaya kalkacak kadar şapşik bir şey.

 

üstelik bu peygamberler de tebliğ görevlerini yerine getirmiyorlar, çünkü onların kafası allahınkinden daha iyi çalışıyor ve diyorlar ki:  allah öyle şapşik ki, inanmaya yetmeyecek bir kapasite ile yarattığı insanları, inanmıyorlar diye cehenneme atacak . bunun yerine onlara tebliğ etmeyelim de, allah onlara bulaşmasın.

 

yani peygamberler, allaha tuzak kuruyorlar. çünkü allah bizleri kapasitemizi eksik olarak, yani inanmayacak şekilde yaratırken elbette ki bizleri cehennemlik olarak yaratıyor. ama peygamberler diyorlar ki, biz bu allahı uyandırmayalım da bunları cehenneme atmasın.

 

diğer yandan, peygamberler bize mucize gösterirlerse, biz inanmayacağımız için, allahın artık bizi cehenneme atmaktan başka bir seçeneği yok, çünkü hakkımızdaki hüküm kesinleşiyormuş. allahın eli mahkum, kaderi belli ve peygamberin keyfine kalmış. peygamber isterse bizleri cehenneme attırır ve allah da paşa paşa peygamberin isteğini yerine getirir. peygamber istemezse bizi cehenneme attırmaz ve allah da yine paşa paşa oturur, çünük o zaman hakkımızdaki hüküm kesinleşmemiş olur.

 

farkındaysanız konu hayalinizde yarattığınız tanrınızı süslü arapçayla överken, asılnda kolunu kanadını kırıp, bir kadere hapsettiğiniz ve aciz bir varlık haline getirdiğinizi farkedeceğiniz yere doğru gidiyor. yukarda yazdıklarımı bir daha okumanızda yarar var :) çok gülünç bir tanrı uydurmuşsunuz ve fakat bu tanrının da, bir başka gülünç olan  islamın tanrısı ile hiç ilgisi bulunmuyor.

 

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Hurrican yazdı:

Cevap vermek isterdim ama fikirlerin bir bulamaç olmuş. Karıştırmadan i'tirâz yapın ki ben de cevap verebileyim.

 

Dostum daha yeni uyesin ancak ''bir_akil_insan''a yazdıkların ve uslubun nefret dolu. muhtemelen siteye bu ilk üyeliğiniz değil. burası ateist forum. hem buraya gelmek hemde öfkelenmek saçma bana göre.  bu forumun bir amacıda inancını sorgulayan insanlara yardımcı olmak sanırım. burada olmaması gereken sizlersiniz. yani biz ev sahibi siz misafir . neyse. sözün özü mucizede keramette saçmalıktır. yüce yaratıcı bir mesaj gönderecek kendine inanılmasını isteyecek baktı olmuyor mucize gösterecek. böyle bir tanrı olur mu bea. bu acizliktir. ve bir tanrı böyle aciz olamaz. bu tanrıya saygısızlıktır.bu saçmalıkları savunmayı bırakın. birde aşalık kapasitesiz insanlar var falan demişsin ee kim yarattı onları? ya bi git ya beyniniz yanmış sizin. zayıf yürekliliği bırakın. bizler gibi zayıf yürekli olmayıp saçma dogmayı yıkmış insanlarada biraz saygı gösterin. ayıp bee!

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Hurrican yazdı:

 

Lâfı doğru anladıktan sonra cevap yazmak gerekir, anlamadıysan anlamadığın yeri sormak gerekir. Biraz anlamaya çalıştıktan sonra fikirleri söylemek gerekir.
"allah inanmayana keramet göstermez çünkü inanmayanlar dalga geçiyor da allah üzülüyor " diye acayip bir anlam yüklemişsin. Doğrusu şu: Peygamberler, Allah'ın sayısız isimlerinden "RAHMÂN" isminin mazharlarıdır. İnanan ve inanmayan bütün muhatabları onların ümmetidir. Îmân edip etmemenin bir kanıt veyâ duyusal bir iş olmadığını, yukarıda anlattığımız gibi bir kapasite ve bir seviye işi olduğunu bildiklerinden, ümmetlerindeki ferdlere şefkâtlerinden mu'cîze göstermek istemezler. Çünkü muhatab, mu'cîzeyi gördükten sonra inkârına devâm ederse onun hakkındaki cehennemlik hükmü sâbitleşir. Peygamber, "nasıl kurtarırım, nasıl bu insânı kazanırım, nasıl bu insâna bir anlayış ve seviye kazandırırım" ın derdindedir. Mu'cîze göstermek, bu amaca hizmet etmez, çok ender hizmet eder, mu'cîze görenin isti'dâdı varsa faydası olur, isti'dâdı varsa zâten mu'cîze görmese de o adam kendini kurtarır. İşte bu yüzden, peygamberler ümmetlerine şefkâtten mu'cîze göstermek istemezler. Yukarıda da anlattığımız gibi îmân etmek ve îmânın gereğini uygulamak, bir kanıt işi değildir. Bir kapasite, bir gelişmişlik bir seviye işidir. 

"inandırabilmekten aciz bir allaha inandığınızı söylüyorsunuz."
Kâinâtı yaratan Allah'ın kudretinde hiç acz olabilir mi? Bir sineği yaratmak ile bütün Kâinâtı yaratmak arasında kudret cihetiyle Allah için hiç fark yoktur. Allah her şeyi yapabilir her insânı da inandırabilir. Fakat Allah, istediği (irâde etdiği) şeyleri yapar. İstemediklerine kudreti taalluk etmez. Allah neleri yapmak ister, neleri yapmak istemez? Allah'ın isteğini (irâdesini) de belirleyen daha öncelikli daha âmir bir sıfatı vardır,, o da Allah'ın ilmidir. Ya'nî Allah,, kendi ilminin onay verdiği gerekli kıldığı işleri ister, ve isterse kudretiyle bunu yaratır.

Şimdi, Aşağılık, seviyesiz insânlara hidâyet etmemesini (inandırmaması) Allah için bir acz olarak telakkî etmek, mAkıl yoksunluğudur. Allah âdildir, kullarından âdâlet bekleyen Allah (c.c.), kendi ilminin (bilgisinin) kurallarına, gereklerine evvelâ kendisi uyar.

Dikkatli oku, mes'ele sizi inandırabilme değildir. Sizler acınan adamlarsınız, Baştan bunu belirttim, Peygamberler ümmetlerine şefkatlerinden mu'cîze göstermek istemezler.

 

Hepsi zırva.

Ne Tanrı, ne elçisi ne de mucizeleri var. Bu kesin.

Şimdi Siz,  kıçınızı havaya kaldırıp, kellenizi yere koymak için doğru mescide. Orada bu zırvaları dinleyenler çok olur.

Şunu o güya gri hücrelerinizin olduğu bölgeye kazıyın. Tanrı´nız derdini anlatmak istiyorsa, buyursun gelsin.

Kapımız sırf ona mahsus olmak üzere sonuna kadar açık, ama Sizin gibilerine karnımız tok.

Gelsin kendisi, eğer gücü yetiyorsa. Çekilin aradan, kalabalık etmeyin.

Sizler ona güzelleme yaktıkça, onun ne kadar aciz bir Tanrı olduğunu dünya âlem izliyor.

Tekrar ediyorum. Sarf ettiğiniz her kelime onun aleyhine ișliyor.

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, bir_akil_insan yazdı:

inanmak bir kapasite işiymiş

kapasiteyi veren allahtır

allah kapasite vermediğine göre, inanamıyoruz

peygamberler allahın kapasite vermediğine mucize gösterirlerse, allahın kapasite vermedikleri inanmayacak

bu yüzden allah onları cehenneme atacak


Güzel,,, Düşünerek konuşabildiğine sevindim.
Dikkat et, anlamaya çalış söyleyeceklerimi,, müslümanların çoğu da bu söyleyeceklerimi anlayamıyor.
Yukarıda ne dedik, Allah'ın kudreti, istemesine (irâdesine) tâbi (bağımlı)... Ya'nî istemezse yaratmaz. İstemesi de bağımsız bir isteme değil, İstemesi de âlem hakkındaki ilmine (bilgisine) Tâbi... Ya^nî bilgisine aykırı bir şey istemez. Meselâ Allah (c.c.) Cehennemlikleri cennete, cennetlikleride cehenneme koyabilir mi? Kudreti açısından buna hiçbir engel yoktur, koyar... Ama böyle bir iş yapmaz niye yapmaz? Çünkü istemez. Niye istemez? Çünkü insânların hâlleri ahlâkları fiilleri hakkındaki bilgisi, böyle abes bir iş yapmasını engeller... Allah âlemler hakkındaki bilgisine göre iş yapar.

Peki,, daha bitmedi, şimdi buraya dikkat et,, herşeyin belirleyicisi ve kaynağı Allah'ın ilmi midir? Siz ve sıradan müslümânlar böyle olduğunu düşünür. Ve Allah'ı Kâinâtın dışında bir varlık olarak telâkkî eder. Dışardan emirler buyuran müdâhale eden bir tanrı olduğunu zanneder.

İlim (bilgi), soyut bir mefhûmdur ve hiçbir varlığı yoktur. Bu, Allah'ın ilmi de olsa belirleyiciliği olmaz. Ya'nî, Allah'ın ilmi de başka bir şeye tâbi olmak zorundadır.
İşte bilgi de bilinene tâbidir. (İlim, ma'luma tâbidir). Ortada bilinen bir varlık olmazsa bilgi neyi bilecek. Dolayısıyla aslolan Allah'ın ilmi de değildir. Aslolan Allah'ın bildiği ezelî ve ebedî isimleridir (sıfatlarıdır).

İşte o muhtelif isimlerin açığa çıktığı yer insânlardır. Dolayısıyla Allah (c.c.) senin hâllerine fiillerine niyetlerine bakarak senin hakkında hükümler verir. Sen hür irâdenle nasıl bir tutum takınmayı tercîh etmişsen, senin tercîhlerine göre sana sürekli karşılık verir. Sonuç i'tibâriyle, kendin hakkında belirleyici olan,, kendin üzerinde kendine hükmeden sensin.

Bir kâtil, tutuklanıp, âdil bir hâkimin karşısına çıktığı zaman, hâkimin vereceği karârın hazırlanmış ve bitmiş olduğunu görmelisin. Kâtil, yaptığı kötü fiil ile hâkime aslında emreder. Hâkim, suçlunun cezâsını vermeye mahkûmdur. Görünürde sen onu hâkim zannedersin ama o, âdil karâr vermeye mahkûmdur.

Sonuç i'tibâriyle, başına gelen ve gelecek işlerin kaynağı senden başkası değildir. Allah perdesi altında kendinizi kınıyor, kendinize i'tirâz ediyor hattâ kendinize küfrediyorsunuz farkında değilsiniz.

İnsânın kendi kendine verip alması, özünün âlemde, milyarlarca sene önceki davranış ve tutumlarına kadar dayanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...