Jump to content

Bir ateistle sohbet


Recommended Posts

Beyaz esya pazarlamacisi kamyondan iner. Beyaz esya satan dukkana girer .Dukkanda dini bir konuda sohbet yapilmaktadir. Satici sohbet esnasinda kafasini uzatarak-Merhaba , ben ateistim, sizinle dini konularda tartisabiliriz, dedi.

Dukkanda bulunanlardan biri olan Necmi Abi

-Hos geldin Ateist kardes,

-Hos bulduk

-Buyur gel oturalim, sohbet edelim.

Ateist oturur.

-Isminiz nedir ateist kardes?

-Yildirim

-Merhaba Yildirim memnun oldum benim adim da Necmi.

-Sagol.

-Sen akilli, zeki birine benziyorsun, dedi Necmi Abi.

- Nerden bildin? Diye sordu Yildirim.

-Pazarlama mudurusunuz, aptal adami mudur yapmazlar .Ordan anladim, dedi.

-Tesekkur ederim.

O yuzden sen ateist olamazsin.Ateist olmak icin akilsiz aptal olmak lazim. Cunku su kainata baktigimizda her sey Allah'in varligini bize gosteriyor, dedi.

Yildirim sessiz beklemede. Necmi abi cebinden gozlugunu cikardi.

-Yildirimcigim madem sohbet edicez , sevdim seni.

-Ben de sizi sevdim, severim konuskan insanlari,dedi Yildirim.

Necmi abi gozlugu gostererek:

-Buna ne dersiniz Yildirimcigim?

-Gozluk deriz, dedi.

-Biz de gozluk deriz.

Cebinden kalem cikartip:

-Buna ne dersiniz?

-Kalem deriz, dedi.

-Biz de kalem deriz, dedi Necmi abi. Buarada dukkan sahibi bir tepsi seftali ortaya koydu sohbet esnasinda afiyetle yensin diye.

Necmi abi bir seftaliyi eline alarak:

-Peki buna ne dersiniz Yildirimcigim? dedi

-Seftali deriz, dedi.

-Bak iste biz de seftali diyoruz.Demek ki gorus ayriligimiz yok. Simdi sen buna seftali desen ben patates desem, digerine kalem desen ben de baston desem herhalde bu adamla sohbet edilmez deyip kalkip giderdin. Demek ki baktigimizda ayni seyleri gorebiliyoruz.

Simdi biz bu seftaliyi nerden aldik Yildirimcigim?

-Manavdan, dedi.

-Hayir oyle degil. Yani denizden mi cikardik, topraktan mi cikardik, yoksa agactan mi topladik?

-Agactan dedi.

-Peki bu agacin asli nedir?

-Nasil yani? diye sordu Yildirim.

-Yani bu agac aslinda bir odun degil mi?

-Evet dogru, biz agac diyoruz ama asli odun.

-Peki bu odun seftali yapmayi ogrenmek icin okula gitti mi? Kursa gitti mi?

-Gitmez tabi ki, dedi.

-Akli var midir bu odunun? Dusunup desin ki : Ya ben bu insanlara seftali yapayim de afiyetle yesinler.

Yildirim dusundu:

-Akli yok, dedi.Okula da gitmedi.

-Yani Yildirimcigim, bu odun oyle bir sey uretiyor ki tadi, rengi, kokusu hosumuza gidiyor, icindeki vitamin vucudumuzu besliyor. Yildirimcigim bu seftaliyi bize bizi taniyan biri mi verebilir yoksa bu odun mu verebilir?

Yildirim dondu kaldi. Durdu, dusundu:

-Sen, dedi. Bir deryasin.

Necmi abi gulumseyerek:

-Ben derya degilim , derya bizim okudugumuz Kuran Tefsiri kitaplaridir. Iste Yildirimcigim. Bizi taniyan, seven, aciyan ve neyden hoslandigimizi bilen bir Rabbimiz var. O seftaliye kokuyu veren , burnumuza da o kokuyu alma kabiliyeti vermis. Tadini veren, dilimize tat alma kabiliyeti vermis. Iste O bizim Rabbimizdir, Allah'imizdir.

Necmi abi devam ederek:

-Mesela dedi inegin sut vermesi. Inek bizi tanimaz. Arinin bal vermesi, ari bizi tanimaz. Simdi biz bilim adamlarini toplayip desek ki: Ya profesorler , bu arilar var ya cok terbiyesiz seyler, biz balini almaya gidince bizi sokuyorlar. Biz bundan sonra ari bali yemek istemiyoruz. Biz siz bal yapin, bize profesor bali yapin biz ondan yemek istiyoruz desek. Bize ari gibi bal yapabilir mi profesorler?

-Yapamazlar dedi.

-Peki profesorun yapamadigi bali, bir sinek nasil yapabiliyor? Kuran'da Nahl suresi var. Orda Allah diyor ki : Ben ariya vahyediyorum, emrediyorum insanlar icin sifali olan bali uretiyor. Kuran'da iki yerde sifa kelimesi gecer. Birinde Allah'in Peygambere vahyettigi Kuran'in inanlara sifa oldugu soylenir, digerinde ise Allah'in arilara vahyettigi balin butun insanlara sifa oldugu soylenir.

Yildirim iyice saskin vaziyette bakiyor. Necmi abi devam ederek:

-Mesela 5 kisilik bir taksi, saat kulesinin etrafinda kendi kendine doner mi?

-Tabi ki donmez, dedi Yildirim.

-Peki 5 kisilik taksi kendi kendine donmezken 7 milyarlik dunya kendi kendine nasil donuyor? Demek ki onu bir donduren var . Yildirimcigim hic baklava baklavacisiz baklavalasir mi?

Yildirim gulumseyerek Hayir, dedi

-Iste maalesef modern bilim baklavayi goruyor ama baklavaciyi gormek istemiyor.

-Yahu siz nereye takiliyorsunuz? Hocaniz kim? dedi Yildirim

-Sevgili kardesim benim Hocam Bediuzzaman'dir, ben onun yazdigi eserleri okurum dedi Necmi abi.

-Yapma ya o mu hocaniz?

Necmi abi :

-Sen bize takil neselenirsin , dedi

-Belli ya cok neseli bir insansin, bir odundan neler cikardin, dedi Yildirim.

-O bu bisey mi Yildirimcigim biz de daha ne odunlar var .

Guluserek vedalasip ayrildilar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 95
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Düz mantıktan kurtulmak istemeyen dimağların ürettiği öyküler, youtube da bunlardan tonlarca var, aynı öyküyü sanki kendi yaşamış gibi anlatan binlerce farklı hoca, kendi kendini alim ilan etmiş soytarı sürüsü, işte insanlığı huzura ve mutluluğa bunlar eriştirecek, iyi ki varlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Resmen saçmalık ya.Peki bu odunu, balı, evreni yapan usta neden kendini gizliyor?İmtihan için değil mi?Ne kadar saçma...

Gizlediği felan yok. Eve geliyorsun ve sofra kurulmuş ama kimse yok. Akıllı insan bu sofranın birisi tarafından düzenlendiğini anlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyaz esya pazarlamacisi kamyondan iner. Beyaz esya satan dukkana girer .Dukkanda dini bir konuda sohbet yapilmaktadir. Satici sohbet esnasinda kafasini uzatarak-Merhaba , ben ateistim, sizinle dini konularda tartisabiliriz, dedi.

Dukkanda bulunanlardan biri olan Necmi Abi

-Hos geldin Ateist kardes,

-Hos bulduk

-Buyur gel oturalim, sohbet edelim.

Ateist oturur.

-Isminiz nedir ateist kardes?

-Yildirim

-Merhaba Yildirim memnun oldum benim adim da Necmi.

-Sagol.

-Sen akilli, zeki birine benziyorsun, dedi Necmi Abi.

- Nerden bildin? Diye sordu Yildirim.

-Pazarlama mudurusunuz, aptal adami mudur yapmazlar .Ordan anladim, dedi.

-Tesekkur ederim.

Normalde müşteri ile böyle gereksiz tartışmalara lapin gibi atlayan adamı da pazarlama müdür yapmazlar ama hem şirket dayımın sağolsun hem de salağa yatıp çok güzel satış yapıyorum.

- O yuzden sen ateist olamazsin.Ateist olmak icin akilsiz aptal olmak lazim. Cunku su kainata baktigimizda her sey Allah'in varligini bize gosteriyor, dedi.

Yildirim sessiz beklemede. Necmi abi cebinden gozlugunu cikardi.

-Yildirimcigim madem sohbet edicez , sevdim seni.

-Ben de sizi sevdim, severim konuskan insanlari,dedi Yildirim.

Çok yanlızım Atam diye geçirdi içinden. İki makina satabilmek için nelere katlanıyorum adam bana aptal dedi sesimi çıkartamadım

Necmi abi gozlugu gostererek:

-Buna ne dersiniz Yildirimcigim?

-Gozluk deriz, dedi.

-Biz de gozluk deriz.

Cebinden kalem cikartip:

-Buna ne dersiniz?

-Kalem deriz, dedi.

-Biz de kalem deriz, dedi Necmi abi. Buarada dukkan sahibi bir tepsi seftali ortaya koydu sohbet esnasinda afiyetle yensin diye.

Necmi abi bir seftaliyi eline alarak:

-Peki buna ne dersiniz Yildirimcigim? dedi

-Seftali deriz, dedi. Necmi abinin bütün sorularına doğru cevap vermenin mutluluğu içinden taşacak gibi olmuştu. Bildim valla da bildim billa da bildim. Kesin sipariş verecek bu herif.

-Bak iste biz de seftali diyoruz.Demek ki gorus ayriligimiz yok. Simdi sen buna seftali desen ben patates desem, digerine kalem desen ben de baston desem herhalde bu adamla sohbet edilmez deyip kalkip giderdin. Demek ki baktigimizda ayni seyleri gorebiliyoruz.

Simdi biz bu seftaliyi nerden aldik Yildirimcigim?

Aha olay buymuş demek, herif uzlaşmak için saçma sapan bir yerden girdi. Satışı kapanmış say oğlum Yıldırım.

-Manavdan, dedi.

-Hayir oyle degil. Yani denizden mi cikardik, topraktan mi cikardik, yoksa agactan mi topladik?

-Agactan dedi.

-Peki bu agacin asli nedir?

-Nasil yani? diye sordu Yildirim.

-Yani bu agac aslinda bir odun degil mi?

Ehuhehe herif ağaca odun diyor. İnsana ceset der gibi neyse bozmayayım.

-Evet dogru, biz agac diyoruz ama asli odun.

-Peki bu odun seftali yapmayi ogrenmek icin okula gitti mi? Kursa gitti mi?

Bu moron çişini yapmak için kaç ders almıştır acaba

-Gitmez tabi ki, dedi.

-Akli var midir bu odunun? Dusunup desin ki : Ya ben bu insanlara seftali yapayim de afiyetle yesinler.

Yildirim dusundu:

- Sike sürülecekAkli yok, dedi.Okula da gitmedi.

-Yani Yildirimcigim, bu odun oyle bir sey uretiyor ki tadi, rengi, kokusu hosumuza gidiyor, icindeki vitamin vucudumuzu besliyor. Yildirimcigim bu seftaliyi bize bizi taniyan biri mi verebilir yoksa bu odun mu verebilir?

Yuh bu odunun neden sonuç ilişkisi ile ilgili hiç bir fikri yok aktörlük yeteneklerimi devreye sokayım bariYildirim dondu kaldi. Durdu, dusundu:

-Sen, dedi. Bir deryasin.

Necmi abi gulumseyerek:

-Ben derya degilim , derya bizim okudugumuz Kuran Tefsiri kitaplaridir. Iste Yildirimcigim. Bizi taniyan, seven, aciyan ve neyden hoslandigimizi bilen bir Rabbimiz var. O seftaliye kokuyu veren , burnumuza da o kokuyu alma kabiliyeti vermis. Tadini veren, dilimize tat alma kabiliyeti vermis. Iste O bizim Rabbimizdir, Allah'imizdir.

Necmi abi devam ederek:

-Mesela dedi inegin sut vermesi. Inek bizi tanimaz. Arinin bal vermesi, ari bizi tanimaz. Simdi biz bilim adamlarini toplayip desek ki: Ya profesorler , bu arilar var ya cok terbiyesiz seyler, biz balini almaya gidince bizi sokuyorlar. Biz bundan sonra ari bali yemek istemiyoruz. Biz siz bal yapin, bize profesor bali yapin biz ondan yemek istiyoruz desek. Bize ari gibi bal yapabilir mi profesorler?

Sentetik protein yaptılar, sentetik deri yaptılar ama bunlar tabi Necmi abinin gırtlağına hitap edecek şeyler değil

-Yapamazlar dedi.

-Peki profesorun yapamadigi bali, bir sinek nasil yapabiliyor? Kuran'da Nahl suresi var. Orda Allah diyor ki : Ben ariya vahyediyorum, emrediyorum insanlar icin sifali olan bali uretiyor. Kuran'da iki yerde sifa kelimesi gecer. Birinde Allah'in Peygambere vahyettigi Kuran'in inanlara sifa oldugu soylenir, digerinde ise Allah'in arilara vahyettigi balin butun insanlara sifa oldugu soylenir.

Yildirim iyice saskin vaziyette bakiyor.

Yuh ulan yuh! adam arıya sinek dedi. Ah şu satış kotası olmasaydı ben sana sineği bir gösterirdim ki.

Necmi abi devam ederek:

-Mesela 5 kisilik bir taksi, saat kulesinin etrafinda kendi kendine doner mi?

-Tabi ki donmez, dedi Yildirim.

-Peki 5 kisilik taksi kendi kendine donmezken 7 milyarlik dunya kendi kendine nasil donuyor? Demek ki onu bir donduren var . Yildirimcigim hic baklava baklavacisiz baklavalasir mi?

Manyetik alan, çekim gücü, açısal momentum korunumu neyse boşver. Adam midesinden başka bir şey düşünmüyor. Satışı kapattıktan sonra bir kilo baklava gelecek satışların garantisi olacaktır.

Yildirim gulumseyerek Hayir, dedi

-Iste maalesef modern bilim baklavayi goruyor ama baklavaciyi gormek istemiyor.

Burda biraz yağ çekmek lazım

-Yahu siz nereye takiliyorsunuz? Hocaniz kim? dedi Yildirim

-Sevgili kardesim benim Hocam Bediuzzaman'dir, ben onun yazdigi eserleri okurum dedi Necmi abi.

Ehuhehe ana okulu hocası

-Yapma ya o mu hocaniz?

Necmi abi :

-Sen bize takil neselenirsin , dedi

Kıçımla gülüyorum zaten, takılmazmıyım hiç merak etme sen. Ah ticared oh ticared.

-Belli ya cok neseli bir insansin, bir odundan neler cikardin, dedi Yildirim.

-O bu bisey mi Yildirimcigim biz de daha ne odunlar var .

Yıldırım cebindeki imzalı sipariş formunu yokladıGuluserek vedalasip ayrildilar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyaz esya pazarlamacisi kamyondan iner. Beyaz esya satan dukkana girer .Dukkanda dini bir konuda sohbet yapilmaktadir. Satici sohbet esnasinda kafasini uzatarak-Merhaba , ben ateistim, sizinle dini konularda tartisabiliriz, dedi.

Dukkanda bulunanlardan biri olan Necmi Abi

-Hos geldin Ateist kardes,

-Hos bulduk

-Buyur gel oturalim, sohbet edelim.

Ateist oturur.

-Isminiz nedir ateist kardes?

-Yildirim

-Merhaba Yildirim memnun oldum benim adim da Necmi.

-Sagol.

-Sen akilli, zeki birine benziyorsun, dedi Necmi Abi.

- Nerden bildin? Diye sordu Yildirim.

-Pazarlama mudurusunuz, aptal adami mudur yapmazlar .Ordan anladim, dedi.

-Tesekkur ederim.

Normalde müşteri ile böyle gereksiz tartışmalara lapin gibi atlayan adamı da pazarlama müdür yapmazlar ama hem şirket dayımın sağolsun hem de salağa yatıp çok güzel satış yapıyorum.

- O yuzden sen ateist olamazsin.Ateist olmak icin akilsiz aptal olmak lazim. Cunku su kainata baktigimizda her sey Allah'in varligini bize gosteriyor, dedi.

Yildirim sessiz beklemede. Necmi abi cebinden gozlugunu cikardi.

-Yildirimcigim madem sohbet edicez , sevdim seni.

-Ben de sizi sevdim, severim konuskan insanlari,dedi Yildirim.

Çok yanlızım Atam diye geçirdi içinden. İki makina satabilmek için nelere katlanıyorum adam bana aptal dedi sesimi çıkartamadım

Necmi abi gozlugu gostererek:

-Buna ne dersiniz Yildirimcigim?

-Gozluk deriz, dedi.

-Biz de gozluk deriz.

Cebinden kalem cikartip:

-Buna ne dersiniz?

-Kalem deriz, dedi.

-Biz de kalem deriz, dedi Necmi abi. Buarada dukkan sahibi bir tepsi seftali ortaya koydu sohbet esnasinda afiyetle yensin diye.

Necmi abi bir seftaliyi eline alarak:

-Peki buna ne dersiniz Yildirimcigim? dedi

-Seftali deriz, dedi. Necmi abinin bütün sorularına doğru cevap vermenin mutluluğu içinden taşacak gibi olmuştu. Bildim valla da bildim billa da bildim. Kesin sipariş verecek bu herif.

-Bak iste biz de seftali diyoruz.Demek ki gorus ayriligimiz yok. Simdi sen buna seftali desen ben patates desem, digerine kalem desen ben de baston desem herhalde bu adamla sohbet edilmez deyip kalkip giderdin. Demek ki baktigimizda ayni seyleri gorebiliyoruz.

Simdi biz bu seftaliyi nerden aldik Yildirimcigim?

Aha olay buymuş demek, herif uzlaşmak için saçma sapan bir yerden girdi. Satışı kapanmış say oğlum Yıldırım.

-Manavdan, dedi.

-Hayir oyle degil. Yani denizden mi cikardik, topraktan mi cikardik, yoksa agactan mi topladik?

-Agactan dedi.

-Peki bu agacin asli nedir?

-Nasil yani? diye sordu Yildirim.

-Yani bu agac aslinda bir odun degil mi?

Ehuhehe herif ağaca odun diyor. İnsana ceset der gibi neyse bozmayayım.

-Evet dogru, biz agac diyoruz ama asli odun.

-Peki bu odun seftali yapmayi ogrenmek icin okula gitti mi? Kursa gitti mi?

Bu moron çişini yapmak için kaç ders almıştır acaba

-Gitmez tabi ki, dedi.

-Akli var midir bu odunun? Dusunup desin ki : Ya ben bu insanlara seftali yapayim de afiyetle yesinler.

Yildirim dusundu:

- Sike sürülecekAkli yok, dedi.Okula da gitmedi.

-Yani Yildirimcigim, bu odun oyle bir sey uretiyor ki tadi, rengi, kokusu hosumuza gidiyor, icindeki vitamin vucudumuzu besliyor. Yildirimcigim bu seftaliyi bize bizi taniyan biri mi verebilir yoksa bu odun mu verebilir?

Yuh bu odunun neden sonuç ilişkisi ile ilgili hiç bir fikri yok aktörlük yeteneklerimi devreye sokayım bariYildirim dondu kaldi. Durdu, dusundu:

-Sen, dedi. Bir deryasin.

Necmi abi gulumseyerek:

-Ben derya degilim , derya bizim okudugumuz Kuran Tefsiri kitaplaridir. Iste Yildirimcigim. Bizi taniyan, seven, aciyan ve neyden hoslandigimizi bilen bir Rabbimiz var. O seftaliye kokuyu veren , burnumuza da o kokuyu alma kabiliyeti vermis. Tadini veren, dilimize tat alma kabiliyeti vermis. Iste O bizim Rabbimizdir, Allah'imizdir.

Necmi abi devam ederek:

-Mesela dedi inegin sut vermesi. Inek bizi tanimaz. Arinin bal vermesi, ari bizi tanimaz. Simdi biz bilim adamlarini toplayip desek ki: Ya profesorler , bu arilar var ya cok terbiyesiz seyler, biz balini almaya gidince bizi sokuyorlar. Biz bundan sonra ari bali yemek istemiyoruz. Biz siz bal yapin, bize profesor bali yapin biz ondan yemek istiyoruz desek. Bize ari gibi bal yapabilir mi profesorler?

Sentetik protein yaptılar, sentetik deri yaptılar ama bunlar tabi Necmi abinin gırtlağına hitap edecek şeyler değil

-Yapamazlar dedi.

-Peki profesorun yapamadigi bali, bir sinek nasil yapabiliyor? Kuran'da Nahl suresi var. Orda Allah diyor ki : Ben ariya vahyediyorum, emrediyorum insanlar icin sifali olan bali uretiyor. Kuran'da iki yerde sifa kelimesi gecer. Birinde Allah'in Peygambere vahyettigi Kuran'in inanlara sifa oldugu soylenir, digerinde ise Allah'in arilara vahyettigi balin butun insanlara sifa oldugu soylenir.

Yildirim iyice saskin vaziyette bakiyor.

Yuh ulan yuh! adam arıya sinek dedi. Ah şu satış kotası olmasaydı ben sana sineği bir gösterirdim ki.

Necmi abi devam ederek:

-Mesela 5 kisilik bir taksi, saat kulesinin etrafinda kendi kendine doner mi?

-Tabi ki donmez, dedi Yildirim.

-Peki 5 kisilik taksi kendi kendine donmezken 7 milyarlik dunya kendi kendine nasil donuyor? Demek ki onu bir donduren var . Yildirimcigim hic baklava baklavacisiz baklavalasir mi?

Manyetik alan, çekim gücü, açısal momentum korunumu neyse boşver. Adam midesinden başka bir şey düşünmüyor. Satışı kapattıktan sonra bir kilo baklava gelecek satışların garantisi olacaktır.

Yildirim gulumseyerek Hayir, dedi

-Iste maalesef modern bilim baklavayi goruyor ama baklavaciyi gormek istemiyor.

Burda biraz yağ çekmek lazım

-Yahu siz nereye takiliyorsunuz? Hocaniz kim? dedi Yildirim

-Sevgili kardesim benim Hocam Bediuzzaman'dir, ben onun yazdigi eserleri okurum dedi Necmi abi.

Ehuhehe ana okulu hocası

-Yapma ya o mu hocaniz?

Necmi abi :

-Sen bize takil neselenirsin , dedi

Kıçımla gülüyorum zaten, takılmazmıyım hiç merak etme sen. Ah ticared oh ticared.

-Belli ya cok neseli bir insansin, bir odundan neler cikardin, dedi Yildirim.

-O bu bisey mi Yildirimcigim biz de daha ne odunlar var .

Yıldırım cebindeki imzalı sipariş formunu yokladıGuluserek vedalasip ayrildilar.

Doğrusunu istersen senin hikayene daha çok bayıldım :D Güldürdün beni :D

Ama necmi abi haklı bizde daha çok odun var :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Odundan şeftali nasıl oluyor biyolojinin tasasıdır...teolojinin değil.

Kütüphanede öğrenmek için ne yöne gideceğini bilmiyorsan öğretiminin sorunudur.

Kafa basmayınca bilgi olmayınca...

...sadakallhulaziiim.

Bu mudur?

Link to post
Sitelerde Paylaş
-Yani bu agac aslinda bir odun degil mi?

legume

ağaç 4 milyar yıllık evrimsel birikimi içeren epeyi yüksek seviyede bir yaşam formu.odun ise ağaç ölünce olur. bediş seni iyice kandırmış. muhtemelen sen de kendini şimdiden ceset filan hissediyorsun.mesela şu anda yemek yiyorsan bir yerlerde 'ceset nasıl yemek yer?' diye sorguluyorsundur.

tarihinde convert tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gizlediği felan yok. Eve geliyorsun ve sofra kurulmuş ama kimse yok. Akıllı insan bu sofranın birisi tarafından düzenlendiğini anlar.

Bu yaz bahçemde ekmediğim halde 2 tane domates ve bir dolu nane çıktı. Şimdi tohumların kuşların dışkılarında taşınabildiği gerçeğini göz ardı edip bak şu Allahın işine mi demeliyim?

Nasıl oluyorda bütün doğanın altı yüzyılda bir yazarlığa soyunan tek bir varlık tarafından yaratılmış düzenlenmiş olduğuna ve bu varlığın giyimimizden ibadet esnasına osurmamıza kadar umursadığına inanabiliyorsunuz da bütün bunların fiziksel, kimyasal süreçler sonunda kendi kendine olabileceğine inanmakta zorluk çekiyorsunuz anlayamıyorum.

Atmosferde hidrojen ve oksijen atomları var. İki hidrojenle bir oksijen bir araya gelince su oluyor işte, hem aynı işlem laboratuarda allahın kudretine ihtiyaç kalmadan tekrarlanabiliyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yaz bahçemde ekmediğim halde 2 tane domates ve bir dolu nane çıktı. Şimdi tohumların kuşların dışkılarında taşınabildiği gerçeğini göz ardı edip bak şu Allahın işine mi demeliyim?

Nasıl oluyorda bütün doğanın altı yüzyılda bir yazarlığa soyunan tek bir varlık tarafından yaratılmış düzenlenmiş olduğuna ve bu varlığın giyimimizden ibadet esnasına osurmamıza kadar umursadığına inanabiliyorsunuz da bütün bunların fiziksel, kimyasal süreçler sonunda kendi kendine olabileceğine inanmakta zorluk çekiyorsunuz anlayamıyorum.

Atmosferde hidrojen ve oksijen atomları var. İki hidrojenle bir oksijen bir araya gelince su oluyor işte, hem aynı işlem laboratuarda allahın kudretine ihtiyaç kalmadan tekrarlanabiliyor...

Saman yiyen inekten çıkan sütü labaratuvarda üretebiliyorlar mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...