İslam'da Canlıların Ruhu-hayaleti Yoktur

[Emre1974tr 0]

yukardaki ayetlerde aynı olay anlatılmaktadır. birincisi Allahın ağzından, ikincisi ise vahiy meleği olan cibril tarafından. iki anlatım arasındaki farkı ilkokul öğrencileri bile görürken senin gibi şartlanmış kişiler görmez. çünkü gördüğünde teorisi çökecektir.

hem kuran sarih açık ayan beyan bir kitaptır diye hem de dil dökersin sonra da gelip bu kadar basit sade bir anlatımı bile ağzını eğebüke olmadık yerlere çekersin. daha da yetmezmiş gibi, karşındakini okuma bilmemekle suçlarsın.

pes vallahi. ne halin varsa gör.

Senin gibi kalbi kibir ve hastalıkla dolu, cahil bir insan böyle hatasında ısrar eder durur.

Sen Kuran'ı bir kez olsun bütünlük içinde okuyamadığından(öğretine yaranmak için ) böyle kendini rezil edip duruyorsun.

Rabbimiz nasıl ifadeler kullanıyor, Kuran'da nasıl bir anlatım var, en ufak bir bilgin dahi yok. Ancak ayet cımbızlayarak ve dilini eğip bükerek sapkın ruhçu inançlarını dine sokuşturmaya çalışacaksın.

Şimdi Kuran'ı en başından ve bütünlük içinde okumaya başlıyorsun.

Her iki ayette de Rabbimiz anlatıyor olayı.

Tüm Kuran Allah'ın sözüdür. Sadece anlatılan bir kıssada ilgili kişilerin sözlerine de yer verilmesi olayı vardır ki o zaman "İsa şöyle dedi" vb. ifadelerle bu durum açıkça belirtilir.

Secde Sûresinin 9 .

Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

Sâd Sûresinin 72 .

“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”

İkisi de Rabbimizin anlatımı, tüm Kuran gibi.

Kuran'ın Cebrail'in veya falanca kulun sözleri olduğu safsatasından kendini arındırıp İslam'a yöneleceksin önce.

Kuran, Allah'ın sözüdür.

Selam

Kasım 22, 2009 tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi

[matias 0]

Sen ne saçmalıyosun ya ruh yokmuş.bide inandığın halde bunları diyosun

[suevari 0]

Senin gibi kalbi kibir ve hastalıkla dolu, cahil bir insan böyle hatasında ısrar eder durur.

Sen Kuran'ı bir kez olsun bütünlük içinde okuyamadığından(öğretine yaranmak için ) böyle kendini rezil edip duruyorsun.

Rabbimiz nasıl ifadeler kullanıyor, Kuran'da nasıl bir anlatım var, en ufak bir bilgin dahi yok. Ancak ayet cımbızlayarak ve dilini eğip bükerek sapkın ruhçu inançlarını dine sokuşturmaya çalışacaksın.

Şimdi Kuran'ı en başından ve bütünlük içinde okumaya başlıyorsun.

Her iki ayette de Rabbimiz anlatıyor olayı.

Tüm Kuran Allah'ın sözüdür. Sadece anlatılan bir kıssada ilgili kişilerin sözlerine de yer verilmesi olayı vardır ki o zaman "İsa şöyle dedi" vb. ifadelerle bu durum açıkça belirtilir.

Secde Sûresinin 9 .

Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

Sâd Sûresinin 72 .

“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”

İkisi de Rabbimizin anlatımı, tüm Kuran gibi.

Kuran'ın Cebrail'in veya falanca kulun sözleri olduğu safsatasından kendini arındırıp İslam'a yöneleceksin önce.

Kuran, Allah'ın sözüdür.

Selam

işine gelmeyince bu kadar açık bir gerçeği bile inkar edebilecek birisin.

allah hasta değil ki kendisinden söz ederken O şöyle yaptı böyle yaptı desin. psikiyatriden anlayanlar bu tavra bir isim verir. bir çeşit şizofreni olduğu belli ama.

sen kendi önyargılarını kurana yamamak için çok basit şeyleri bile görmüyorsun.

bak ayetler ortada. ikisinde de konuşan kişi farklıdır. söz tabii ki allahın. yani bilgi. orada bildirilen şey allaha ait. ama aktarıcı cibril. bi allahın dilinden aktarmış bir de kendi dilinden.

eğer bunu basitliği reddediyorsan ciddi bir açıklama getirmelisin. ama bil ki o açıklama "git kuranı baştan bir daha oku" gibi saçma sapan şeyler değil.

ben sana tüm kuranı okumanı tavsiye etmem. 2 ayet gösterdim sadece. bak bakalım hitap aynı kişiye mi aitmiş.

ve şu hakaretli konuşmayı da bırak artık, ayıp oluyor. daha ömründe bir kere bile karşılaşmadığın, alışveriş yapmadığın, yola çıkmadığın, çayını içmediğin birine "kalbin hastalıklı" demek ağır bir suçlamadır.

sen zaten bi mümin olsan böyle hakaret ederken için titremesi lazım.

[Emre1974tr 0]

Sen artık tam bir kibirli akıl hastasısın Suevari. Bunu görebilmek için son aylardaki hastalıklı yazılarına göz atmak fazlasıyla yeterli, merak etme.

Daha 2 satırlık yazımı bile okuyamayıp , dilini eğip bükerek kendi öğretisini kitapta görmek için çırpınan senin gibi zalimleri Rabbim ıslah etsin.

Şimdi tekrarlayalım:

1- Kuran'ın sadece Allah'ın sözüdür. Herhangibi bir kul kendi ağzından falan aktarmamış, doğrudan Rabbimiz kendisi konuşmuştur.

2- Kuran'ı doğru dürüst bir kez bile okuyamadığın için(kalbindeki hastalıktan dolayı), kitabın kullandığı dili, anlatımını hiç bilmiyorsun. Zaten bu halinle hergeçen gün daha da saptırmak için uğraşmaktan başka yaptığın birşey de yok şu son bir yıldır.

3- Tüm ifadeler Rabbimize aittir dedik. Allah yarattıklarından da, kendinden de bahsediyor. Yani kendisini de üçüncü tekil kişi olarak anlattığı gibi direkt "ben" diyerek anlatım kullandığı bölümler de var.

4- Rabbimiz bir kıssayı anlatırken o olayın şahıslarının söylediği sözleri de belirtiyor(Musa şöyle dedi, lokman şöyle dedi". Ayrıca yine bu kıssalarda kendi konuşması varsa bu sefer kendisi için "Rabbi ona şöyle dedi" şeklinde ifadeler de kullanıyor.

5- Aynı şekilde Cebrail'den bahsettiği ayetlerde de "o" diye bahsediyor. Örneğin:

Bakara Suresi 98 Kim Allah'a, O'nun meleklerine, resullerine, Cebrail'e, Mikail'e düşman kesilirse, Allah'ta bu tür inkarcılara düşman kesilir.

TAHRİM

4. Eğer ikiniz, ey hanımlar, Allah'a tövbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygamber'e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, onun destekçisidir. Cebrail'le iman sahiplerinin barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.

Bak burada da Cebrail'den nasıl bahsediyor ayet:

TEKVİR

23. Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü.

Kuran Allah'ın sözü değil de Cebrail'in sözü olsaydı hiç Cebrail kendisi hakkında "o" diye bahseder miydi:)

Bak burada da vahiy meleğinden "o" diye söz ediyor "anlatan Rabbimiz"

Necm Suresi 7 En yüksek ufuktadır o.

Gördüğün gibi aynı ifadeler, aynı durum Cebrail için de geçerli.

Rabbimizin kullandığı ifadeler böyle. Kendinden de , yarattıklarından bahsediyor ve kendini de dışardan bir anlatımla olayın içine dahil edebiliyor.

Kuran'ın tamamı Allah'ın sözüdür. Sadece "melek şöyle dedi, Yusuf şöyle dedi" gibi ifadelerde o ilgili öykülerde kullarının söylediklerini aktarıyor.

Tüm anlatım doğrudan Rabbimize aittir.

Selam

Kasım 22, 2009 tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi

[suevari 0]

bakara 97ye de bak istersen.

hakaret içeren sözlerin 1 yılla sınırlı değil.

[Emre1974tr 0]

Hakaret değil, gerçek hepsi. En nazik ifadelerle busun son bir yıldır. Ondan evvel de(panteizme ve paganizme yönelme sapmandan evvel) böyle bir eleştiri yapmadım.

Ben sana sadece bakarayı örnek vermedim. Diğer verdiğim ayetlerde açıkça Cebrail'den "o" diye söz ediliyor.

Yani Rabbimiz kendisi de dahil olmak üzere herkese üçüncü tekil şahısı kullanıyor. Bu da senin hurafeni fazlasıyla bitiriyor.

TAHRİM

4. Eğer ikiniz, ey hanımlar, Allah'a tövbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygamber'e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, onun destekçisidir. Cebrail'le iman sahiplerinin barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.

TEKVİR

23. Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü.

Necm Suresi 7 En yüksek ufuktadır o.

Ayrıca başka ayetlerde de vahiy meleğinden bahsediliyor. Yani Kuran Cebrail'in değil Allah'ın anlatımını, sözlerini içermektedir.

Yukarıda yazdıklarımı şunu da ekleyeyim:

5- Ayrıca şu ayetler de her zaman anlatanın Allah olduğu gerçeğini farklı bir açıdan da ispatlıyor :

BAKARA

151. Nitekim size aranızdan bir resul göndermişiz; size ayetlerimizi okuyor, sizi temizleyip arıtıyor, size Kitap'ı ve hikmeti öğretiyor, size, daha önce bilmediklerinizi belletiyor.

152. Anın beni ki, anayım sizi.Şükredin bana, sakın nankörlük etmeyin!

150. Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram'a çevir.Nerede olursanız olun, yüzünüzü ona doğru çevirin ki, insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın.Onların zulme sapanları müstesna.Artık onlardan korkmayın, benden korkun.Yüzünüzü Mescid-i Haram'a dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım.Ve bu sayede güzeli ve iyiyi bulmanız da umulmaktadır.

HİCR

49. Haber ver kullarıma: Hiç kuşkusuz benim, evet benim, Gafûr ve Rahîm.

50. Ama acıklı azabın ta kendisidir benim azabım.

Direkt Kuran'ın anlatıcısının sözleri... İşte bu kendinden bahseden Rabbimizdir. Başka bir kimse değil.

Daha böyle sayısız delil getirebilir, hatta bir makale bile yazabilirim bu konuda.

Kuran tamamiyle Allah'ın sözleridir.

Selam

Kasım 22, 2009 tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi

[suevari 0]

allahın dilinden cibrili anlatan ayetleri görünce hemen sarılıyorsun. onları zaten inkar eden yok. ona biz de inanıyoruz. konu o değil. ben de sana diyorum ki cibrili allahın dilinden anlatanların yanında allahı cibrilin dilinden anlatan ifadeler de var.

allah tarafından indirilen bir kitapta başkasının (cibrilin) ağzından ifadelerin olması senin için sorgulanacak, merak edilecek bir durum olmayabilir. ama bence var. ben bu tip ifadelerden kitap içindeki bazı konuların açıklığa kavuşturulacağını düşünüyorum. mesela yukarda dediğim gibi, meryeme gelen ruh ile isaya muhammede gelen ruhun farklı olduğunu düşünüyorum.

sense o üslübu es geçiyorsun. çünkü işine gelmiyor. kendi tesbit ettiğin birşey olsa hemen sarılırsın. işine gelme durumuna göre, kraun bazen didik didik incelenmesi gereken bir kitaptır bazen de ana hatlarıyla yetinilmesi gerekir.

haa, tüm bu bence ufak tefek fikir ayrılıklarından aldığı gazla da bir kuran okuyucusunun karşısındaki kişiyi sapıklıkla, hastalıkla filan suçlaması ise tam bir terbiyesizliktir.

[Emre1974tr 0]

Hayır sapkın Suevariciğim, sen fazlasıyla hakettiğin için nazikçe gerçeği söylüyorum.

Bak hala haince dilini eğip bükmenin, uydurduğun yalana tapınmanın hastalığını sergiliyorsun. Ayrıca kendi yaptığın cımbızlama zalimliğini başkası yapıyormuş gibi göstermeye kalkman bile yeterli senin nasıl biri olduğunu ispatlamaya.

Daha bir kez olsun kitabı tarafsız gözle ve bütünlük içinde okuma dürüstlüğü sergileyemediğin gibi, gerçekleri suratına çarpınca da hemen vızıklama ahlaksızlığını gösteriyorsun.

Gösterdiğim gibi, Kuran'daki anlatımı yapan Rabbimiz kendinden de "ben" diye birçok yerde söz ettiği gibi yarattığı Cebrail'den de "o" diye söz ediyor.

Ama sen bir tane ayet gösteremezsin anlatıcının "ben Cebrail" falan dediğini.

Kuran'ın anlatıcısı yani Allah "ben yaratıcınızım" diyor.

Kitabın tamamını anlatan tek bir varlık var o da Rabbimiz.

Bir kısmını falanca, bir kısmını filanca anlatmıyor.

Ayrıca yine Rabbimiz kendinden üçüncü tekil şahıs olarak da bahsetmektedir. Yine tıpkı bazı yerlerde kendisine "ben " yerine "biz" ifadesini kullanması gibi bu Kuran'ın anlatımının karakteristiğidir. Zaten "de ki" "deyin ki" demeye gerek duymadan birçok yerde Allah'a nasıl şükretmemiz ve dua etmemiz gerektiğinin örnekleri bile verilmiş durumdadır.

Artık bundan sonra bu hastalıklı ve kibirli çırpınışını terk edip yazdıklarımı sindire sindire öğreneceksin.

Zaten bu kadar çok delili sana yedirdikten sonra sen bile yola geleceksindir.

Kuran tamamiyle Allah'ın sözüdür.

Selam.

Kasım 26, 2009 tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi

[Emre1974tr 0]

Başka bir forumda Master nikli katılımcı sordu:

Bu arada maddesel olduğunu nereden anlıyoruz meleklerin?

Şeytan da mı maddeseldi ayrıca?

CEVABIM

Kuran'da yaratılmış madde ötesi birşey yoktur. Ahiret evreni de maddedir(sadece bizim evrenimizden farklı fizik yasalarına sahiptir), cinler ve tüm yaratılmış şeyler de.

Tabii bu arada "anti madde" veya "enerji" dediğimiz şeylerin de, ya da ışığın vs. nin de madde ötesi olmadığını bilmemiz gerekiyor.

Şeytan derken İblis'i kastettin sanırım.

Bakalım ayetlere:

Kehf Suresi 50 Hani, biz meleklere "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinlerdendi. Kendi Rabbinin emrine ters düştü. Şimdi siz, benim beri yanımdan, onu ve onun soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Hem de onlar sizin düşmanınızken. Zalimler için ne kötü bir değiştirmedir bu!

Meleklerin arasında bulunan İblis aslında bir cinmiş.

Şimdi yine ayetlere bakalım cinler neyden yaratılmışlar:

Hicr Suresi 27 Cini/İblis'i de daha önce kavurucu ateşten yaratmıştık.

İblis ve diğer cinler de ateşten yaratılmış. Şurada da geçiyor örneğin:

A'raf Suresi 12 Allah buyurdu: "Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?" İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."

Şimdi insanlar topraktan, cinler de ateşten yaratılmış.

Toprak=madde

Ateş=madde

İnsan maddedir, cinler de ve dolayısıyla bir cin olan İblis de de sapına kadar maddedir.

Cinlerin yapı ve özellikleri farklıdır sadece(örneğin bize görünmez veya görünür olabilmektedirler) ama tamamiyle bizim gibi maddedirler.

Aynı şekilde ahiret evreninin maddi bir evren olduğu bilgisi de detaylıca verilir Kuran'da. Yine her 2 evren arasında yolculuk yapan melekler de... Zaten bir ara İblis'in meleklerin arasında bulunuyor olmasını da göz önünde bulundurunca tablo çok açıkça ortaya çıkmakta.

Zaten madde ötesi olan bir tek Allah olduğundan, tüm yarattıklarından ayrıdır ve bu yüzden şirk büyük günahtır. Hiçbir yaratılmış varlık, Allah'ın bir parçası değildir.

Selam ve sevgiler.

[Emre1974tr 0]

Güncelleyelim.

[cuubbeli 0]

Güncelleyelim.

15:29 - Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."

16:2 - Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.

17:85 - Ey Muhammed! Sana ruhtan soruyorlar. De ki: "Ruh Rabbimin bildiği bir iştir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir."

32:9 - Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!

38:72 - "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın."

66:12 - Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.

NAZİ’AT SURESİ (1) Andolsun (kafirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara,

NAZİ’AT SURESİ (2 Andolsun (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara,

TEKVİR SURESİ (7) ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman.

[cuubbeli 0]

İslam'da insana ait ölümsüz ve tanrısal parça ruh inancı yoktur.

Yaratılan herşey maddidir. hatta cinler ve melekler bile (örneğin cinler ateşten yaratılmışlardır).

PEKİ MELEKLER NEYDEN YARATILMIŞTIR?

[cuubbeli 0]

Kuran'a göre kabir azabı veya mükafatı yoktur.Hemen hemen herkes kıyamet sonrası,mahşer gününde tekrar yaratılacak ve sonsuz yaşamlarına kavuşacaklardır.

Yalnız dikkat ederseniz hemen hemen herkes dedim.Çünkü Kuran'a göre istisna insanlar var.Bu konuda Naci Çelik gibi bazı yazarlar güzel tespitlerde bulunmuşlardır.

Kimdir bu ayrıcalıklı insanlar?Bunlar Firavun gibi günahkarlıkta çok aşırıya giden büyük günahkarlarla,şehitler gibi sevap kazanmada çok ileri seviyede olan cennetlik insanlardır.

Firavun gibi günah işlemede çok aşırı bir seviyede ileri giden insanlar daha kıyamaet beklenmeden cehennemde yaratılarak daha şimdiden ateşte yanmaya başlamıışlardır.Ahirette ise cezalarını daha şiddetli bir şekilde çekmeye başlayacaklardır:

- Ateş; onlar, sabah akşam ona karşı sunulur dururlar. Kıyamet kopacağı gün de: "Tıkın firavun ailesini en şiddetli azaba!" (denilir). (Mumin Suresi 46. Ayet )

VAY BE ORYANTALLİĞİN DE BU KADARI. FİRAVUN'A KILIF BULAMAYINCA ONU ÖZEL İNSAN YAPIYORLAR...

[cuubbeli 0]

Emre şöyle söylüyor:

Kuran'da gerçekten ruh diyen ayetler "vahiy"den ve de bu vahyi ileten Cebrail adlı vahiy meleğinden bahsetmektedir.

Yani Kuran'da;

Ruh=Vahiy

Ruh=Cebrail

15:29 - Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."

32:9 - Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!

38:72 - "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın."

sıra sizde Emre bey?

[Faramir 0]

gelmez emre cübbeli, o da birçokları gibi açtıkları başlıkları sahipsiz bırakanlardan herhalde...

islamda ruh yoktur, ateizm ve materyalizmde ruhçuluk vardır diyen biri emre..

ona laf anlatman zor.. kolay gelsin..

Aralık 29, 2009 tarihinde Faramir tarafından düzenlendi

[cuubbeli 0]

Emre'den çıt yok. Ben ikindiyi kılmaya gidiyorum. 15 dakka yokum.

[epifun 0]

15:29 - Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."

16:2 - Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.

17:85 - Ey Muhammed! Sana ruhtan soruyorlar. De ki: "Ruh Rabbimin bildiği bir iştir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir."

32:9 - Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!

38:72 - "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın."

66:12 - Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.

NAZİ’AT SURESİ (1) Andolsun (kafirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara,

NAZİ’AT SURESİ (2 Andolsun (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara,

TEKVİR SURESİ (7) ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman.

Emre “ruh üflemenin” anlam bütünlüğü içinde ele alındığında ne anlama geldiğini bu forumda defalarca anlattı.

Bir kez de benden dinle bakalım Cübbeli.

Bu ayetlerde kimi anlatıyor, dikkatle oku bakalım. İnsanı mı anlatıyor, yoksa sadece Adem’i mi?

“Hatırla o zamanı ki Rabbin meleklere, "Ben, kupkuru bir çamurdan, değişken, cıvık balçıktan bir insan yaratacağım." demişti. "Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın." (Hicr Suresi, 15/28-29)

“O, odur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı. Ve insanın yaratılışına çamurdan başladı. Sonra onun neslini bir üsareden oluşturdu. Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz!” (Secde Suresi, 32/ 9)

“Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: ‘Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!’” (Sad Suresi, 38/ 72)

Ayetler elbette Adem’den bahsediyor, ilk insanın yaratılışından… “Sonra onun neslini bir üsareden oluşturdu” ifadesi zaten bunu açıkça ortaya koyuyor, soru işaretlerine yer bırakmıyor.

Şimdi Kuran’da geçen “ruh üflemek” le ilgili diğer ayetlere bakalım:

“Ve o, cinsiyet organını/ırzını titizlikle koruyan kadın. Onun bağrına ruhumuzdan üfledik de kendisini ve oğlunu âlemler için bir mucize yaptık.” (Enbiya Suresi, 21/91)

“Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem'i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi de içten bağlananlardan oldu.” (Tahrim Suresi, 66/12)

Gördüğün üzere bunlar da Hz. İsa’ya işaret ediyor…

Konuyu tamamlaması açısından bir de şuna bakalım:

“Allah katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o, olur.” (Ali İmran Suresi, 3/59)

Bu ayetlerden her insanın Tanrısal bir parça taşıdığı anlamı değil, Allah’ın yaratmak için cinselliğe ihtiyaç duymadığı, ahirette de bunu kolaylıkla, “ol” demesiyle yapacağının ispatları çıkar.

Anlaşılmıştır umarım.

Demek ki bundan sonra (kendi düşüncelerimizi/ yahut atalarımızı haklı çıkarmak adına)ayet cımbızlamak suretiyle Kitab’ın bir kısmını kabul edip bir kısmını göz ardı etmemek, ayetlere bütünlük içinde bakmak gerekiyormuş.

Verdiğin bazı ayetlerde çeviri hatası var. Onların Arapça'larına bakarsan ruh kelimesinin değil nefs kelimesinin geçtiğini göreceksin. Bir dönemi kuşatmış olan Antik Yunan'ın "Ruh" paradigması/ ruhun varlığının mutlak önkabulu ne yazık ki herşeyin bu perspektiften anlaşılmasına neden olmuş. Hala da bunun izleri devam ediyor.

Selam

[Emre1974tr 0]

Emre “ruh üflemenin” anlam bütünlüğü içinde ele alındığında ne anlama geldiğini bu forumda defalarca anlattı.

Bir kez de benden dinle bakalım Cübbeli.

Bu ayetlerde kimi anlatıyor, dikkatle oku bakalım. İnsanı mı anlatıyor, yoksa sadece Adem’i mi?

“Hatırla o zamanı ki Rabbin meleklere, "Ben, kupkuru bir çamurdan, değişken, cıvık balçıktan bir insan yaratacağım." demişti. "Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın." (Hicr Suresi, 15/28-29)

“O, odur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı. Ve insanın yaratılışına çamurdan başladı. Sonra onun neslini bir üsareden oluşturdu. Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz!” (Secde Suresi, 32/ 9)

“Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: ‘Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!’” (Sad Suresi, 38/ 72)

Ayetler elbette Adem’den bahsediyor, ilk insanın yaratılışından… “Sonra onun neslini bir üsareden oluşturdu” ifadesi zaten bunu açıkça ortaya koyuyor, soru işaretlerine yer bırakmıyor.

Şimdi Kuran’da geçen “ruh üflemek” le ilgili diğer ayetlere bakalım:

“Ve o, cinsiyet organını/ırzını titizlikle koruyan kadın. Onun bağrına ruhumuzdan üfledik de kendisini ve oğlunu âlemler için bir mucize yaptık.” (Enbiya Suresi, 21/91)

“Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem'i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi de içten bağlananlardan oldu.” (Tahrim Suresi, 66/12)

Gördüğün üzere bunlar da Hz. İsa’ya işaret ediyor…

Konuyu tamamlaması açısından bir de şuna bakalım:

“Allah katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o, olur.” (Ali İmran Suresi, 3/59)

Bu ayetlerden her insanın Tanrısal bir parça taşıdığı anlamı değil, Allah’ın yaratmak için cinselliğe ihtiyaç duymadığı, ahirette de bunu kolaylıkla, “ol” demesiyle yapacağının ispatları çıkar.

Anlaşılmıştır umarım.

Demek ki bundan sonra (kendi düşüncelerimizi/ yahut atalarımızı haklı çıkarmak adına)ayet cımbızlamak suretiyle Kitab’ın bir kısmını kabul edip bir kısmını göz ardı etmemek, ayetlere bütünlük içinde bakmak gerekiyormuş.

Verdiğin bazı ayetlerde çeviri hatası var. Onların Arapça'larına bakarsan ruh kelimesinin değil nefs kelimesinin geçtiğini göreceksin. Bir dönemi kuşatmış olan Antik Yunan'ın "Ruh" paradigması/ ruhun varlığının mutlak önkabulu ne yazık ki herşeyin bu perspektiften anlaşılmasına neden olmuş. Hala da bunun izleri devam ediyor.

Selam

Eline sağlık sevgili dostum.

Bu arada senin de bahsettiğin yanlış çevrilen ayetleri de belirtelim:

NAZİ’AT SURESİ (1) Andolsun (kafirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara,

NAZİ’AT SURESİ (2 Andolsun (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara,

TEKVİR SURESİ (7) ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman.

Bu ayetlerin arapçalarına bakalırsa ruhtan falan bahsedilmediği görülecektir. Yani çeviri hataları ve parantez içi ilaveler söz konusu.

Candan veya nefsten bahseden birçok başka ayetteki ifadeler de alakasız bir şekilde "ruh" diye çevrilmiştir ne yazık ki bazı çevirmenlerce.

Şimdi bu ayetlerin doğru çevirilerine bakalım:

NAZİAT 1 Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

NAZİAT 2 Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,

TEKVİR 7 Benlikler çiftleştirildiğinde,

Selam ve sevgiler

Aralık 30, 2009 tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi

[cuubbeli 0]

Emre ve Epifun, MELEKLER NEYDEN YARATILDI?

[inevitable 0]

Emre ve Epifun, MELEKLER NEYDEN YARATILDI?

Bence de Cübbeli...Bak ayette "Biz size ondan pek az bilgi verdik" diyor ya. Madem "Ruh" senin benim ve "Beyninde Arap Kumu Taşıyan Onca Vasıfsız Alimin" hemen 2 dakkada anlıyabileceğimiz bir "Hayelet" tarzı uçan, kaçan bir "şey" ise, o halde, Allah bizim Ruh hakkında olan bilgimizden ya haberdar değil, ya da bizi hafife alıyor demektir.

Ruh, Kuran'da da denildiği gibi, bilgisi o kadar basit olan bir şey olmasa gerek.

Aralık 31, 2009 tarihinde inevitablen tarafından düzenlendi