Jump to content

İkili sistem haricindeki alternatifler mümkün olabilir mi?


Recommended Posts

Herkese merhaba,

Öncelikle bu başlığın dogma veya dinlerle ilişkisi olmadığını baştan söyleyeyim.

Bu bir nevi düşünce antrenmanı.

Konu neden kafama takıldı onu anlatayım ilk önce.

Hayatım boyunca birçok farklı kişiden, birçok farklı konuda şu sözü hep duymuşumdur "Her şey siyah ya da beyaz değildir!"

Ancak hiçbir zaman da bu sözün ne anlama geldiğini bir türlü anlayamamışımdır.

Çünkü benim hayatımda her şey ama her şey ikili sisteme dayanıyor.

- Ben ya hareket ediyorumdur ya da duruyorumdur

- Ya gözüm açıktır ya da kapalı

- Ya gündüzdür ya gece

- Ya vardır ya yoktur

- Ya yaşıyordur ya ölüdür

- Ya düşünüyordur ya düşünmüyordur

.................

Ve bu liste böyle sonsuza kadar sürer gider...

Şimdi ben gerçekten "Her şey siyah ya da beyaz değildir, griler de vardır" mantalitesini anlayamıyorum.

Bunu diyenlere bunu örneklemelerini söylediğim her durumda da, illa ki anlatamadılar.

Böyle bir şey olabilir mi?

Yani gece ve gündüzün ortası bir durum söz konusu olabilir mi? (söz konusu olabilir mi derken şafak veya gün batımı durumunu zaten biliyorum da bu durumun gerçeklikte en az gündüz ya da gece kadar yer kaplayıp %50'ye %50 olan ikili sistemi %33.333 diye üçe bölmesi mümkün olabilir mi?)

Yoksa ben gerçekten dar görüşlü bir adam mıyım?

Aranızda "Her şeyin siyah veya beyaz olmadığını ve grilerin de olduğunu" bilen ya da anlayan varsa anlatabilir mi?

Ben nerdeyse 10 yıldır kafa patlatıyorum da bunu algılayamıyorum.

Varsın mankafalılık, dar görüşlülük olsun, dürüstçe diyorum benim kafamın içinde bir durumla ilgili griyi nereye nasıl adapte edebileceğime dair milyonda bir bile veri yok.

İşte burada da bu konunun boyutları hakkında başkalarının düşüncelerine ihtiyaç duyuyorum...

Paylaşırsanız sevinirim...

Herkese Saygılar...

Bakış

tarihinde ateist.bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Insan kabiz olabilir veya ishal olabilir. Ikisinin arasinda ise hayata renk veren guzel tonlar vardir (daha cok kahverenginin tonlari bu durumda tabii).

Bu yazıdan onların detay olduğu ortaya çıkıyor.

Ancak "Herşey siyah ya da beyaz değildir" diyen görüş kendisinin detaydan ziyade ana unsur olduğunu ima ediyor.

Kahverenginin tonları neden ana unsur olsun ki hayatta?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İki farklı cins olmadan sen ne kadar mümkün olamazsan, ikili sistem dediğin olaydan başka bir alternatifte mümkün olamaz.

Saygılarımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ikili sistem, 0lar ve 1ler, dijital bir insana benziyorsun buradan okuyunca :)

şaka bir yana, bunu bir çok farklı şekilde ele alabiliriz, keskin hatların var gibi anladım ben bunu, esneklik yok gibi fikirlerinde sanki.

seni tanımadan bu yargıya varamam tabii ki, bunu sadece salladım. Ama söylediklerine ve muzdarip olduğun duruma bakılırsa; ki 10 sene az süre değil;

benim merak ettiğim, 10 sene önce ne değişti hayatında? yoksa lafın gelişi mi 10 sene dedin?

saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

10 sene önce dogmalar uçtu komple.

Deizm, Şüphecilik, Bilinmezlik hali sardı komple etrafımı.

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=41765

Şurada bir şeyler karaladım dostum. İstersen bir bak. Yukarda ki linkte yazarken epey uğraştım. Şimdi burada uğraşmak istemiyorum :D. Oradakilere eleştirilerin varsa istersen özelden at. Cevap yazmaya çalışayım.

Saygılarımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dar görüşlü falan değilsin, tam da tersi oldukça geniş görüşlüsün.

Ve haklısın..

Hayat siyah ve beyazdan ibaret. İnsanlar bunu gördükleri ve kabullendikleri anda hayatları kolaylaşacak..

Ama ille de grinin puslu ve arada kalmış halini savunmak, onunla "oyalanmak" istiyorlar.

Gri alanlar bahaneler üretmek için en elverişli alanlardır çünkü.

Hareket alanı sağlarlar, kıvırmak ve suya sabuna dokunmamak için birebirdirler.

O yüzden hayatın siyah ve beyazdan ibaret olduğunu kabul etmek zordur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya da dur. Başka başlıktan alıntı yapıpı getireyim. Kolaycılık oluyor ama :D.

Müslüman mantığının yanlış olduğuna, kim karar veriyor? Cevap, sen. İyi içinde kötüyüde barındırır. Kötü içinde iyiyi. Bu olayay geniş bir çerçeveden bakmak gerekir. Örneğin var olurken, yok olmak. Nefes almamız, hayatımızın devamı açısından, kaçınılmazdır ve iyi diyelim buna, ama her nefesimiz ölüme attığımız bir adımdır, buna da kötü diyelim. İşte insan vücudunun iki çelişkisi. Hücrelerin bölünerek yıpranmak zorunda olması.

Ayrıca çelişki var. Çelişki her yerde, var oluşumuz çelişkilerin sayesinde zaten. Madde çelişkiler olmadan var olamaz. 'Hiç bir şey' derken, 'her şeyin' de tanımını yapmış oluruz. İyi derken kötününde tanımını yapmış oluruz.

Kendin için yaptığın iyi tanımı, metafizik yorumlama kabiliyetinden ibarettir. Söz gelimi, madde açısından iyi ve kötü yoktur, doğa açısından iyi ve kötü yoktur. İyi ve kötü insanın uydurduğu ve kendini kandırdığı, metafizik söylemlerdir. Ve iyi tanımı olsun, kötü tanımı olsun, o insan yaşadığı müddetçe ve öyle bir bakış açısı sergilediği kadar var olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alakalı olmaması senin bakış açından kaynaklanıyor. İyi, iyidir. Kötü, kötüdür. Bu da bir bakış açısı tabii.

Müslüman mantığı falan burada konumuzla alakası yok. A=A olmayabilir. Bakış açına bağlı. Başka bir bakış açısı sunayım sana. İngilizceye bakalım mesela. A=EY(ses olarak), türkçede ise, dediğin doğru. Ama bu harfler bakımından örneklendirme yapmak çok saçma. Harflerin, sesler açısından bir anlamı olabilir, seslerin imgeselleşmiş halleridirler. Ben A=S olarakda imgelendirebilirim. A=A sadece türkçe bakış açısını gösterir. Senin, iddialarına bir kanıt oluşturmaz. Ayrıca A harfi bile tam olarak bilinemez. Saçmalıyorsun diyeceksin. Ama anlat bakalım ayrıntısıyla A harfini. Kim bulmuş, neden bulmuş, neyi ifade eder vs. vs. bir sürü soru sorabilirim sana. A harfini anlatmak için ansiklopedilerler kitap yazsan bile anlatamazsın. Bu neden soruları sonsuza kadar uzar gider.

Müslümanla konuşuyormuşsun gibi bir hisse kapılmışsın anlaşılan. Müslüman değilim.

Sonrasını bilemezsin, sonuç iyide olabilir. Örneğin, gribe yakalanmak, bünyenin kuvvetlenmesiyle sonuçlanır ya da ölümle.

Absürd bir örnek olmadı ama seni keşmemiş olabilir. İstediğin kadar örnek verebilirim. Bir imparatorluğu ele alalım. Her zaman daha fazla askere sahip olması gerekir, bu da daha fazla toprak sahibi olması anlamına gelir. Bir yandan kendini dış tehditlerden korumak için, alabildiğine yayılmacı olmak zorunda kalır, bir yandanda elinde ki güç kendini aşar ve içte kontrolü sağlayamaz, kendini iç tehditlerin elinde çırpınırken bulur. Bir sürü örnek verebilirim.

Fiziki karşılığı olmayan her şey metafiziğin alanına girer. Bkz. metafiziğin sözlük anlamına.

Kötünün tanımını yapmak, aynı zamanda onun karşılığında ki iyinin tanımını verir. Her şeyi siyah beyaz görmüyorum, hem siyah, hem beyaz yanını görmeye çalışıyorum.

Burayıda fazla doldurdum ama :D. Kusura bakma.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burayıda fazla doldurdum ama :D. Kusura bakma.

Sen panteist, panenteist, monoteist tarzı bir felsefeye mensupsun galiba..

Bu yazdıklarının daha iyi anlaşılması için kendi koordinatı vermelisin.

Çünkü bu Dünya kupasının yapıldığı ülkeye giden bir adamın "Bizim takıma başarılar diliyorum" demesi gibi muallak bir şey.

Yazdıkların çok geniş bir yelpaze sergiliyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen panteist, panenteist, monoteist tarzı bir felsefeye mensupsun galiba..

Kendimi adlandırma ihtiyacı duymuyorum. Ayrıca, kendimi ne olarak adlandırabileceğimi bende bilmiyorum :D. Koordinat çizerek kendimi bağlamakta istemem. Her telden çalıyorum işte :D.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dar görüşlü falan değilsin, tam da tersi oldukça geniş görüşlüsün.

Ve haklısın..

Hayat siyah ve beyazdan ibaret. İnsanlar bunu gördükleri ve kabullendikleri anda hayatları kolaylaşacak..

Ama ille de grinin puslu ve arada kalmış halini savunmak, onunla "oyalanmak" istiyorlar.

Gri alanlar bahaneler üretmek için en elverişli alanlardır çünkü.

Hareket alanı sağlarlar, kıvırmak ve suya sabuna dokunmamak için birebirdirler.

O yüzden hayatın siyah ve beyazdan ibaret olduğunu kabul etmek zordur.

Teşekkürler.

Aynen böyle düşünüyorum ben de.

Ne eksik ne fazla.

Ancak yine de bilmek istiyor insan.

Ne de olsa bu konu dogmayla bağlantılı değil. Bu bir yaşamı algılama politikası ya. Ve mensuplarına bakınca da çok rahat insanlar görüyorum.

Mesela kaşrısındakinin anlattığı konu yalan da olsa, hemen konuya zinciri ekleyip uzatıp sohbeti çeşitlendiren bir yöntem izliyorlar.

Takmıyor. umrunda değil yani.

Aynı durumda ben kalınca. hemen saniyesinde refleksim "Bir saniye, bir saniye. Ne dedin sen?" "Bu konuda yanılıyorsun, bu yanlış bir bilgi" vb şeyler oluyor.

Hani herkes tutar hayvanat bahçesine gidip hayvanların şekline tipine bakıp eğlenir ya? Bir de gidip bir hayvana bakıp, bir de uzun uzadıya onun kafesinin etrafından yazan yazılara, veya broşüre bakanlar, veya bakıcıya türlü türlü sorular soranlar olur. İşte ben ikinci gruptayım. :)

Bana doğru geliyor gibi gözüküyor. gelmiyor. Doğrusu bu. Hayat zevk almak için olmamalı. Hayat bilmek için olmalı.

Bu gricilere bazen imreniyorum.

Çünkü ne zaman karşılaşsam bu gricilerdne biriyle bildiklerim lüzumsuz bilgiler ansiklopedisi gibi oluyor. Çünkü adamlar bilginin dopruluğuna eğriliğine bakmıyorlar. Bilgiyi alıp hani balondan oyuncak hayvan yaparlar ya? İşte öyle bilgi balonunu alıp, kıvırıp kıvırıp oyuncak fino yapıp bana geri veriyor.

Haliyle benim programda bu durumla ilgili senaryo olmayınca sistem erroruna uğruyorum :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Yahu ne diyorsun, neyi anlatıyorsun, neyle oyalanıyorsun, kimi kandırıyorsun, şimdi bundan ne anlıyorsun da yapıyorsun" diyesin geliyordur herhalde.

Evet, insan yoruluyor.. Nereden başlayayım, hangi birini anlatayım diyor.

Kafesteki o hayvana baktın da ne anladın? Ne olduğunu bile bilmediği bir şeye ne diye iki saat bakar ki insan?

"Hayat zevk almak için olmamalı. Hayat bilmek için olmalı." demişsin ya, ben bilmenin çok büyük zevk verdiğini, çok bilenlerin çok daha "us"lu yaşadıklarını ve hayatın tadına vardıklarını düşünüyorum. Hani o klasik "insan bildikçe mutsuzlaşır, gerçeği görmek acı verir" geyiği vardır ya, ona da hiç itibar etmem.

Bilmek güç veriyor. En başta dayanma gücü, dudak büküp arkanı dönebilme gücü, yapayalnız kalacağını bilse bile doğrusundan dönmemek gücü veriyor.

En şahanesi de insanları hayatından çıkarabilme ve "hayır" diyebilme gücü.. Hiç kıvırmadan.

Grilerle debelenenlerin akılları hep karışık olacak.

Bence tabii.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...