Jump to content

Ateizmi Nasıl Yozlaştırır, Ateistleri Nasıl Kendinize Hizmet Ettirirsiniz?


Recommended Posts

Rusya'da ateizmin bittiğini kimse söylemiyor. Ateist sayısının belki de en çok olduğu bir Avrupa ülkesi Rusya.

Sorun o değil...

Sorun SSCB'indeki ateizmin, ateizme zarar vermiş olduğu gerçeği..

SSCB, çöküp gittikten sonra bile bugün Rusya'da Avrupa'ya oranla belki de en büyük ateist nüfusu miras bırakabilmişse, nasıl oluyor da ateizme zarar vermiş oluyor sorması ayıp?

SSCB çöktüğü için ateizmin de çöktüğünü iddia edip ateizmi SSBC'yle eşitleyenler HY başta olmak üzere dinci takımı değil mi? O halde ateizme söz konusu zararı komünizm değil bu türden eşitlemelerle yargıya varan dinciler veriyor olsa gerek. Ayrıca M.Kemal de dinsizdir ve kemalizm de din karşıtı bir laiklik içerir. Fakat sonuç ortada, ülkemizin ezici çoğunluğu yobazlardan oluşuyor. Sizin mantığınızla bakarsak Atatürk düşmanı olup çıkmamız lazım. Ya da ateizm adına Atatürk'e laf etmemiz lazım. Mantığınız sakat.

Her ateistin aynı olmadığı gibi, her ateizm de aynı değil gibi duruyor.

Bunu bu şeklide ifade edince, bazı ateizm türleri ile bazı ateistlerin arasında farkların olduğu ve o farkların stratifiye edilebileceği izlenimi ortaya çıkıyor.

Yoksa bana mı öyle geliyor?

Elbette her ateist aynı olmayacak. Ateist demek, Tanrıya inanmayan demek. Tanrı'nın yanı sıra başka nelere inanmadığın ve daha da önemlisi, neye inandığın konusunda birşey söylemeyen bir tabir ateizm. Ateistlik olsa olsa çok çeşitli dünya görüşlerini Tanrıya inanmama ortak paydasında buluşturan bir tanım olabilir. Ama her ateistin inanmadığı o Tanrı'dan evvel inandığı şeyler de vardır. Kimi materyalisttir, kimi pozitvisttir, kimi nihilisttir, kimi agnostik ateisttir, kimi ilgisizdir. Materyalist felsefeden yola çıkılarak kurulmuş bir ülke(SSCB) çöktüğü zaman, elbette bazı dindarlar çıkıp bundan hareketle ateizmin de yara aldığını söyleyecektir. Burada esas nokta, ateizmi komünizmle değil materyalist felsefeyle eşitleyen bakıştır. Siz bunun ateizme zarar verdiğini söylüyorsanız, ateizmin bir felsefeyi içermemesi gerektiğini söylüyorsanız, demek ki siz ateizm ile materyalizm bağlantısına kaşı çıkıyor ve ilgisizlerin ateizmini ya da agnostik ateizmi savunuyor olmalısınız.

tarihinde Hypatia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 235
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

SSCB, çöküp gittikten sonra bile bugün Rusya'da Avrupa'ya oranla belki de en büyük ateist nüfusu miras bırakabilmişse, nasıl oluyor da ateizme zarar vermiş oluyor sorması ayıp?

Devlet ateizmi olduğu için eleştiriliyor daha çok.

Ateizmi devletin bir politikası olarak uyguluyor.

Devletin politikası başarısız olunca, ateizm de başarısız olmuş oluyor..

Bunlar yeterli nedenler değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

varlık felsefesi ile yani ontolojik felsefe ile din felsefesini birbirine karıştırmayın. varlık felsefesi varlığın hangi özden meydana geldiğini açıkklamaya yöneliktir. materyalistlere göre maddeden, ampiristlere göre duyumdan, idealistlere göre fikirden, nihilistlere göre ise hiçlikten meydana gelir. din felsefesi ise tanrının varolup olmadığı üzerinedir. spinoza gibi ateist olmayan materyalistler sözkonusu olduğu gibi bir çok idealist filozofta yani varlığın fikirden temel aldığını öne süren öznel ve nesnel idealist filozoflar arasında ateistler sözkonusudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizmin ahlakı vardır ve olmalıdır.

Ateizmin ahlakı vardır ve olmalıdır diyerek ahlak alanına ateizm adına giriş yapmışsın. Ama bir başka iletinde şöyle diyordun.

Bir ateistin böyle saçmalıklara yakalanıp felsefeye zarar vermemesi için bilim ve sanattan başka şeye gönülden sarılmaması lazım

:)

Ateizm dinler ve tanrı inancına karşı ortaya çıkan bir şey değil.

Onlar var diye de varlığını sürdürmüyor.

Ateizm saf gerçeklik algısıdır.

Ateizm bu dünyanın en gerçek olgusudur.

Deizm, agnostisizm ya da panteizm için de üstteki klişe laflar edilebilir.

Ateizm sadece Tanrının olmadığı iddiasını içerir. Peki bu ''saf gerçeklik algınızda'' ruh var mı?

Ateizm insan ruhunun varlığı konusunda birşey söylemez de, o yüzden soruyorum.

Saf gerçekliği bilmek, bu dünyanın en gerçek olgusunu fark edebilmek için ''Tanrı yoktur'' demek yetiyor mu? :)

O yüzden bu saf gerçeklik algılayıcılarının bir değerleri vardır, sorumlulukları da vardır. Hem de çok büyük.

Bu cümlenizden anlaşılıyor ki siz algıladığınız o saf gerçeklik üzerinden felsefe, ahlak ve sonunda da ideoloji alanına girmek durumundasınız. Ve sizin mantığınızla hareket edersek, tıpkı SSCB ve materyalistler gibi, bu alanlara ateizmi sokarak ateizme zarar vermek durumundasınız. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizmin ahlakı vardır ve olmalıdır diyerek ahlak alanına ateizm adına giriş yapmışsın. Ama bir başka iletinde şöyle diyordun.

:)

Deizm, agnostisizm ya da panteizm için de üstteki klişe laflar edilebilir.

Ateizm sadece Tanrının olmadığı iddiasını içerir. Peki bu ''saf gerçeklik algınızda'' ruh var mı?

Ateizm insan ruhunun varlığı konusunda birşey söylemez de, o yüzden soruyorum.

Saf gerçekliği bilmek, bu dünyanın en gerçek olgusunu fark edebilmek için ''Tanrı yoktur'' demek yetiyor mu? :)

Bu cümlenizden anlaşılıyor ki siz algıladığınız o saf gerçeklik üzerinden felsefe, ahlak ve sonunda da ideoloji alanına girmek durumundasınız. Ve sizin mantığınızla hareket edersek, tıpkı SSCB ve materyalistler gibi, bu alanlara ateizmi sokarak ateizme zarar vermek durumundasınız. :)

Ben ateist.bakıs'ın iki cümlesinde bir çelişki görmüyorum.

İkisi de birbirleri ile mükemmel bir şekilde bağdaşıyor.

Neden mi bağdaşıyor?

Çünkü ateist ahlakının temeli bilimsel etiktir.

Ateizmin başka ahlaka gereksinimi yoktur. Her ateistin kendine göre kişisel ahlaksal değerleri olabilir.

Onları standardize edemezsiniz. Onları sınıflandıramazsınız. Onların listesini yapamazsınız. Onların kitabını yazamazsınız.

Ama bilimsel etiğin yazarsınız. Kitabı da vardır bilmsel etiğin.. Standardize de edilmiştir, klasifiye de edilmiştir.

Bunları arada bir hatırlatmak zorunda kalıyorum..

Çünkü forumun uçuk akıllı ateistleri onları hemen unutuyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Devlet ateizmi olduğu için eleştiriliyor daha çok.

Ateizmi devletin bir politikası olarak uyguluyor.

Devletin politikası başarısız olunca, ateizm de başarısız olmuş oluyor..

Bunlar yeterli nedenler değil mi?

Yani ateizmin materyalist felsefe veya komünizmle ilişkilendirilmesi değil, devletle ilişkilendirilmesi sizi rahatsız etti. Ama tarih boyunca ateizm, daha doğrusu dinsizlik pek çok kez devlet politikası olarak uygulandı ve iyi de sonuç verdi. Fransız Devriminde bir dönem devlet fena halde din karşıtıydı, bugün Fransız nüfusun ciddi kesimi dinsiz. Almanya'da Bismarc döneminde Kulturkamp politikasıyla devlet açıkça din karşıtı tavır aldı ve bugün Alman nüfusun ciddi bölümü dinsiz.

Zaten devlet ateizme el atmasın ne demek? Ne inançtan ne de inançsızlıktan taraf olsun demek istiyorsunuz sanırım. Tam anlamıyla laik olsun yani. Ama bizim ülkemiz laikti ve ne yazık ki hiçbir zaman ciddiye alınır bir dinsiz nüfusumuz bile olamadı. Bence büyük Atatürk demokrasiye erken geçilmesinin önlemini alıp devlet eliyle daha fazla din eleştirisi yapsaydı, eğitim-öğretimi bu şekilde kursaydı bugün dincilik gibi bir sorunumuz olmazdı. Bizim de nüfusumuzdaki dinsiz oranı Rusya, Fransa, Almanya civarında olsa fena mı olurdu? Devletin en azından bir dönem ateist olmasının sonuçları güzel oluyor bence. Zarar falan da vermiyor. Dikkat edin, devletleri bir dönem açıkça din karşıtı politikalar izlemiş olan ülkelerde artık dincilik diye bir tehlike kalmıyor ve toplumun kültürü sekülerleşiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sahip olmadığını düşündüğüm içinde sordum zaten.

Siz bu denek taşınızın dayanaklarını açıklarsanız.

Sizi anlayabilmek adına ve sizde kendinizi anlatabilmiş olmak adına bir adım atmış olabilirsiniz.

Onları standardize edemezsiniz. Onları sınıflandıramazsınız. Onların listesini yapamazsınız. Onların kitabını yazamazsınız.

Bilime etiği vb. sokmakta bilimi sınıflandırmak vb. gibi hatalar oluyor.

Bilimin etiği falan yoktur.

Bugün doğru olarak ilan edilen yarın yanlışlanabilir.

Bilim stabilize edilemez.

Durağan olamaz.

Sürekli değişim içindedir.

Bilimi belli etik ilkelerle sınırlandıramazsınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çünkü ateist ahlakının temeli bilimsel etiktir.

Ateizmin başka ahlaka gereksinimi yoktur. Her ateistin kendine göre kişisel ahlaksal değerleri olabilir.

Onları standardize edemezsiniz. Onları sınıflandıramazsınız. Onların listesini yapamazsınız. Onların kitabını yazamazsınız.

AteistBakış o cümlesinde ahlak derken bilimsel etiği değil de topluma da sirayet etmesi gereken bir ahlakı kast etti bence. Ben böyle birşeyi kast ettiğini düşünerek cevap yazmıştım. Ama sizin dediğiniz gibi toplum yaşamına ilişkin önermelerde bulunmayan ve kişileri bireysel ahlaklarında serbest bırakan bir bilimsel etik tutumunu kest ettiyse o zaman kendi düşüncesinde tutarlı olur.

Siz sanırım bireylerin kendi ahlaksal anlayışlarında serbest olmasını savunuyorsunuz.

Ama bu durumda bir bireyin ahlaksal görüşleri diğerininkiyle çelişirse ne olacak?

Söylediğiniz şey son tahlilde ahlaksal bir karmaşa, daha doğrusu ahlaksızlıkla noktalanmayacak mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

tartışmalara SSCB yi katmak çok saçma. SSCB daha önce söylediğim gibi sınıfsal ayrımla ateist propaganda çekmiştir. onun derdi bildiğimiz anlamda ateizm değil, bunu burjuva materyalizmi olarak nitelendiriyor. siz ateizmi bilindik haliyle konuşun, konjonkturel farkı olan koşullar altında değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizmin ahlakı vardır ve olmalıdır diyerek ahlak alanına ateizm adına giriş yapmışsın. Ama bir başka iletinde şöyle diyordun.

:)

Deizm, agnostisizm ya da panteizm için de üstteki klişe laflar edilebilir.

Ateizm sadece Tanrının olmadığı iddiasını içerir. Peki bu ''saf gerçeklik algınızda'' ruh var mı?

Ateizm insan ruhunun varlığı konusunda birşey söylemez de, o yüzden soruyorum.

Saf gerçekliği bilmek, bu dünyanın en gerçek olgusunu fark edebilmek için ''Tanrı yoktur'' demek yetiyor mu? :)

Bu cümlenizden anlaşılıyor ki siz algıladığınız o saf gerçeklik üzerinden felsefe, ahlak ve sonunda da ideoloji alanına girmek durumundasınız. Ve sizin mantığınızla hareket edersek, tıpkı SSCB ve materyalistler gibi, bu alanlara ateizmi sokarak ateizme zarar vermek durumundasınız. :)

Benim yazdıklarımdan ne çıkarmaya çalıştığını anlamıyorum.

Bir yerden "ahlak ve değer sahibi olmalıdır" sözümü alıntılamışsın.

Bunun tezatı olarak da "bilim ve sanattan başka bir şeye aşırı bağlanmamalıdır" sözünü alıntılayıp koymuşsun

Sen ahlak ve değeri bir dal mı görüyorsun?

Bir bigiyi ayrıntılarıya öğrendikten sonra kendini onu öğretmeye adamış adamın davranışını bilimle iç içe bir konu iken bunu tutup da ahlak diye ayrı bir kavramın sonucu mu algılaman lazım?

Bu iki sözü birbirinin tezatıymış gibi sunmandaki maksadı anlamaya çalışıyorum ama 2 alternatiften başka şeye çıkamıyorum 1- algılama yetrsizliği (kalın kafalılık da denilebilir) 2-art niyet (bilerek çarpıtma da denilebilir)

Ayrıca diğer konulara gelince;

Bir kelimeyi gördüğüm için iletişimi devam ettirmek yerine kesmeyi tercih ediyorum

Ruh : O da nedir? Numune örnek veya ölçümleme mevcut mudur?

Cinleri ruhları perileri melekleri tartışmak için sürrealist oyun forumları var. Oralarda tartışın.

tarihinde ateist.bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilime etiği vb. sokmakta bilimi sınıflandırmak vb. gibi hatalar oluyor.

Bilimin etiği falan yoktur.

Bugün doğru olarak ilan edilen yarın yanlışlanabilir.

Bilim stabilize edilemez.

Durağan olamaz.

Sürekli değişim içindedir.

Bilimi belli etik ilkelerle sınırlandıramazsınız.

Çok yanlış bir yoldasınız kardeşim...

Tam bir Türk Müslüman aeistinin ahlaksal değerlerini yansıtıyorsunuz.

Çok üzücü ve acı ama bir gerçek...

Bilimin etiği vardır. Onlar yazılmışlardır. Standardize edilmişlerdir.

Ben sadede birkaçına değineceğim.

Ama siz aşağıdaki adreslere bakabilirsiniz.

http://www.physics.emich.edu/mthomsen/resn1.htm

http://www.visionlearning.com/library/module_viewer.php?mid=161

http://en.wikipedia.org/wiki/Scientific_misconduct

http://www.dartmouth.edu/~ethics/archives/Stern_Elliott.pdf

Araştırma yaparken sahtekarlık yapmayacaksınız...

Birilerinin büyük bir özenle ve çaba ile yazdığı bir kitaba isminizi koymayacaksınız.

Yani başkalarının emeğini çalmayacaksınız..

Yalan söylemeyeceksiniz.

Size tahsis edilen araştırma ödeneklerini kişisel amaçla kullanmayacaksınız.

Hayvanlara eziyet etmeyeceksiniz..

Ve diğerleri..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen ahlak ve değeri bir dal mı görüyorsun?

Ben değil tüm bilim dünyası böyle görüyor bildiğim kadarıyla. Ahlak Felsefesi diye bir felsefe dalı bile var. Siz sanırım ahlakı tümüyle bilimsel çalışma ve sanatsal etkinliğe tabi olan birşey olarak değerlendiriyorsunuz. Ahlakın feslefe, din ve siyasetle ilişkisini, toplumsal yaşam üzerinde de belirleyici etkisi olduğunu göz ardı edebiliyorsanız, demek ki dünyada değil de başka bir gezegende yaşıyor olmalısınız.

Bu iki sözü birbirinin tezatıymış gibi sunmandaki maksadı anlamaya çalışıyorum ama 2 alternatiften başka şeye çıkamıyorum 1- algılama yetrsizliği (kalın kafalılık da denilebilir) 2-art niyet (bilerek çarpıtma da denilebilir)

Eleştirilmeye gelemeyen bir ateisti de ilk defa görüyorum. Eleştirilmek bünyenizde bu denli öfkeye yol açıyorsa, tamam, bir daha yazdıklarınıza yorum yazmam. Sizi büyük egonuzla baş başa bırakıyorum.

Ayrıca diğer konulara gelince;

Bir kelimeyi gördüğüm için iletişimi devam ettirmek yerine kesmeyi tercih ediyorum

Ruh : O da nedir? Numune örnek veya ölçümleme mevcut mudur?

Cinleri ruhları perileri melekleri tartışmak için sürrealist oyun forumları var. Oralarda tartışın.

Ruh kelimesini gördüğünüz için iletişimi kesmeyi düşünüyorsanız, dinlerin dindarlarla tartışıldığı bu forumda daha fazla vakit harcamamanız gerekir bence. Çünkü dindarların dilinden bol bol ruh kelimesini duyarsınız. Tanrının varlığını nasıl konuşuyorsak, ruhun varlığını da konuşuruz. Ateizm sadece tanrının varlığı konusunda görüş belirtir ama insanın bir ruhu olup olmadığı konusunda görüş belirtmez. İnsan ruhuna inanan ama tanrıya inanmayan biri için de ateist tanımı kullanılabilir. Bunu anlatmaya çalışmıştım. Siz Tanrının yokluğunu(ateistliği) saf gerçekliği algılamak için yeterli saydığınızı belirtmiştiniz. Oysa Tanrının varlığı ya da yokluğu bunun için yeterli mi? İnsan ruhunun varlığı konusu da var en azından. Bunu belirtmiştim. Ama siz gene yazınıza yönelik bir eleştiriyi, ''Ruh dedin, ben oynamıyorum!'' türü bir tepkiyle karşıladınız. Bir forumda yazılarınıza hiç itiraz olmadan tartışabileceğinizi mi umuyordunuz acaba? Bu öfkenin sebebi ne? Aman neyse, hiç sormamışım kabul edin.

tarihinde Hypatia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Laiklik ateistlik değildir.

Buna itirazım yok. Laiklik ateistlik değildir evet. Ama laiklik ancak sekülerleşmiş bir kültürde yaşayabilir bence. Kültür dinsel bir muhafazakarlıkta olursa laiklik de her an tehdit eltında olur. Ülkemiz buna en güzel örnek. Ve dinler kültürü zamanında devleti teokratikleştirerek, devlet gücünü bol bol kullanarak baskı ve zorlamayla muhafazakarlaştırmışlar. Benzer bir durumun kültürü sekülerleştirirken de söz konusu olduğunu tarih bizlere gösteriyor bence. Bugün sağlıklı bir laikliği olan Avrupa ülkeleri, devletin din karşıtı ve ateist ya da deist olduğu dönemlerde, gerektiğinde istibdat da kullanarak kültürü sekülerleştirmişler, ondan sonra laikliğe geçmişler. Biz de belli bir dönem ateist bir devlet yapısına saip olup sonraki laik devletin tehdit edilmeden yaşayabileceği koşulları oluştursaydık daha iyi olurdu bence.

Link to post
Sitelerde Paylaş

AteistBakış o cümlesinde ahlak derken bilimsel etiği değil de topluma da sirayet etmesi gereken bir ahlakı kast etti bence. Ben böyle birşeyi kast ettiğini düşünerek cevap yazmıştım. Ama sizin dediğiniz gibi toplum yaşamına ilişkin önermelerde bulunmayan ve kişileri bireysel ahlaklarında serbest bırakan bir bilimsel etik tutumunu kest ettiyse o zaman kendi düşüncesinde tutarlı olur.

Siz sanırım bireylerin kendi ahlaksal anlayışlarında serbest olmasını savunuyorsunuz.

Ama bu durumda bir bireyin ahlaksal görüşleri diğerininkiyle çelişirse ne olacak?

Söylediğiniz şey son tahlilde ahlaksal bir karmaşa, daha doğrusu ahlaksızlıkla noktalanmayacak mıdır?

Öyle olsa ne değişir?

Bilimsel ahlak bütün ateistlere sirayet etmesi gereken ahlaktır.

Bir ateistin ahlaksal değer yargılarının temelidir.

Yani her ateistte bazı ahlaksal değerler vardır. Olmalıdır.

Ama her ateist bilimsel etikle yetinmez çoğu kere ve yetinmemelidir de.

Kendi yetişme şekline göre başka ahlaksal değerleri de vardır elbette. Onlar her ateiste özgün olabilirler. Ama onların olmadığını ileri sürmek yanlıştır.

Bireylerin ahlak anlayışı birbirleri ile çelişebilir.

Ona kimsenin itirazı yok. Ateistler fabrikadan çıkmıyorlar nasıl olsa..

Herkesin ahlakı kendisine..

Ama her ateist için minumum bir ahlak standardı vardır. Ve onun temeli bilmsel etiktir.

Bilimsel etik ise sanıldığının aksine oldukça ayrıntılı bir dizi moral değerlerden oluşmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öyle olsa ne değişir?

Bilimsel ahlak bütün ateistlere sirayet etmesi gereken ahlaktır.

Bir ateistin ahlaksal değer yargılarının temelidir.

Yani her ateistte bazı ahlaksal değerler vardır. Olmalıdır.

Ama her ateist bilimsel etikle yetinmez çoğu kere ve yetinmemelidir de.

Kendi yetişme şekline göre başka ahlaksal değerleri de vardır elbette. Onlar her ateiste özgün olabilirler. Ama onların olmadığını ileri sürmek yanlıştır.

Bireylerin ahlak anlayışı birbirleri ile çelişebilir.

Ona kimsenin itirazı yok. Ateistler fabrikadan çıkmıyorlar nasıl olsa..

Herkesin ahlakı kendisine..

Ama her ateist için minumum bir ahlak standardı vardır. Ve onun temeli bilmsel etiktir.

Bilimsel etik ise sanıldığının aksine oldukça ayrıntılı bir dizi moral değerlerden oluşmuştur.

Sayın Hacı,

Bilimsel ahlak dediğiniz şeyin doğruluğunu neye dayandırıyorsunuz peki?

Örneğin, biri çıkıp dese ki, ''Bence bilimsel ahlak açısından ortaya konan ilkeler yanlıştır, bence şöyle olmalıydı, bu ilkeler benimsenmeliydi'' dese, sonra başka biri de çıkıp kendi bambaşka önerisini yapsa, onlara ilk önerinin ve ilkelerin doğru olduğunu nasıl ve neye dayanarak gösterecektiniz?

Bu soruyu yanıtlamak için daha genel bir ahlak ve felsefe alanına girip çeşitli önkabuller yapmanız gerekiyor bence. Ki bu durumda ateizmi felsefe ve genel bir toplumsal-evrensel ahlakla bal gibi de ilişkilendirmiş olursunuz.

Not: Şimdi dışarı çıkmam gerekiyor. Gelince bu güzel tartışmaya devam ederiz.

tarihinde Hypatia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateist ahlakının bilimsel etik olduğuna değinmiştik.

Bunu biraz daha açalım..

Konu önemli çünkü.. Türkler tarafından yeterince anlaşılmıyor..

ETİK VE MORAL ÜZERİNE

Türk’lerin ahlak anlayışı ile ilgilidir...

İnsanlar, genel olarak, etik ve ahlakı (morali) değişik anlamlarda kullanırlar. Etik daha çok insanların profesyonel yaşamlarındaki sorumluluklarını düzenleyen bir dizi kurallar olarak kabul edilir. Ahlak (moral) terimi ise, sosyal ve özel yaşama şekil veren kurallar dizisi olarak bilinir.

İnsanlar bu değerleri birbirlerinden soyutlama eğilimi gösterirler. Çoğumuza göre profesyonel etik, kişisel ahlaktan farklıdır. Dolayısıyla, mesleğimizi icra ederken izlediğimiz kuralları, kişisel yaşamımıza uygulamayız. Kişisel değer yargılarımızı da, profesyonel yaşamımıza yansıtmayız.

Etik ve moral olmak üzere, iki farklı ahlak anlayışı vardır. Özellikle Türkiye'de bu anlayış şekli çok yaygındır. Müşteriye her türlü kazığı atmaktan çekinmeyen pazarcılar, esnaf, tüccar ve satıcılar, özel yaşamlarında son derece dindar ve dürüst davranan insanlar olabilmektedirler. Hemen her baş vurandan rüşvet almadan imza atmayan bir müsteşar veya başmüdür, aslında son derece içten ve sevecen bir baba ve sadık bir koca olabilmektedir. Türkiye’deki Profesyonellerin çoğuna göre bu çok normal bir durumdur. Hatta bazıları kendilerini şöyle savunurlar;

"Ben işimde giydiğim şapkayı, evde giymem. Ev için ayrı bir şapkam vardır!"

Bu ifade açıkca insanlardan bir çoğunun iş ve özel yaşamlarında farklı ahlaksal değerlere inandığını göstermektedir. Bu inanış son derece yanlıştır.

Bu türlü düşünenlerin ihmal ettiği çok önemli bir nokta vardır. Bu şapkalar aynı kafadaki kelliği kapatacaklardır. Şapkalar farklı olabilir ama, kafa aynıdır. İnsanların profesyonel yaşamı, özel yaşamlarının devamıdır veya öyle olmalıdır.

Etik ve moral birbirlerinden ayrılmaması gereken kavramlardır.

Bu kavramların birbirlerinden ayrıldığı toplumlarda ahlaksızlığı önlemek çok zordur.

Türkiye işte böyle bir toplumdur.

Türk ateistleri bu konuda Türk Müslümanlarından farklı değillerdir.

Hepsi değil belki ama genelde Türk ateistleri iyi ahlak sahibi değillerdir.

Çünkü kendilerinin ateist olmasına rağmen, ahlaklarının temeli İslam'dır.

Bilimsel etiğe önem vermemizin bir diğer nedeni de İslam ahlakından mümkün olduğu kadar uzaklaşabilmektir.

Ateizmin temeli bilimdir. Bir ateist bu temelden ne kadar uzaklaşırsa, o kadar yozlaşmış olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki materyelizmin doğuş nedeni ateizm olabilir mi?

Onları birbirlerinden ayırmak biraz zor gerçekten.

Ateistlerin materyelist olmaktan başka seçenekleri yok...

Bu güzel bir yorum ama biraz eksik.

Bununla yetinirseniz sorun yok.. Bu konuda tartışmalara katılmazsanız, eksik bile değil...

Ama ateizmi veya materyelizmi savunmaya veya tartışmaya teşebbüs ederseniz, kendi değerlerinizi ortaya koymak zorundasınız.

Evet eksik bir yorum oldu. Düşüncelerimi tam olarak ifade edemedim.

.........................

koyu kısım için:

Bence olamaz Hacı. Demokritos, Hobbes (yanlış hatırlamıyorsam eğer ilk maddeciler) gibi filozoflar tanrıyı reddetmelerinin sebebini maddeye bağlarlar. Evrendeki düzeni sağlayan gücün tanrılar değil mekanik yasalar olduğu görüşündedirler. Yani üzerinde deney gözlem yapılabilen, somut şeyler (madde) ateizm felsefesinin kaynağıdır. Bir insan tanrıların varlığını reddediyorsa arkasında bir neden olması lazım. Tanrının varlığını iddia edenlerinde bir felsefesi vardır. Umarım anlatabilmişimdir..

Ateizmi savunuyorum çünkü, tanrı inancı ve dinlerin mantık ve akılla örtüşemeyeceğini. Dogmaların insanları mutluluğa ulaştıramayacağını düşünüyorum. Bilimin insanlığı geliştireceği, insanlara mutluluk getireceğine inanıyorum. Hayatı anlamak istiyorsak tek seçeneğimiz bilimdir. Tanrı inancı, akıl ve mantıkla uyuşmaz. Dinlerin güzel tarafları vardır elbet fakat bilimsel olmadıkları için genel-geçerliği yoktur. Bu sebeple bizlere gerçeği veremezler.

Bunlar benim kişisel değerlerim fakat bence her ateist bu değerlere sahip olmalı. Bunlara sahip olmayanların light müslodan farkı yok. Kendi çevremden biliyorum. Allaha inanmayıp da islamsal dogmaları olanlar var.

Bu arada, bilim sadece maddeyi inceler... B)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben değil tüm bilim dünyası böyle görüyor bildiğim kadarıyla. Ahlak Felsefesi diye bir felsefe dalı bile var. Siz sanırım ahlakı tümüyle bilimsel çalışma ve sanatsal etkinliğe tabi olan birşey olarak değerlendiriyorsunuz. Ahlakın feslefe, din ve siyasetle ilişkisini, toplumsal yaşam üzerinde de belirleyici etkisi olduğunu göz ardı edebiliyorsanız, demek ki dünyada değil de başka bir gezegende yaşıyor olmalısınız.

Ahlak bağımsızdır.

Aslında ahlak kavramını ben evrensel değerler bütünlüğü gibi bir söz dizesiyle algılıyorum.

Mesela,

Eylem: Bir bayana ne kadar güzlesiniz demek

Yer: Türkiye

Sonuç: SÖYLENEMEZ,

Yer: Arabistan:

Sonuç: SÖYLENEMEZ

Yer: Rusya:

Sonuç: Söylenebilir

Bölgeden bölgeye yanlış veya doğru olabilen bir eylem.

O zaman bölgelerden kurtarıp bir bakıyoruz: Birisine zarar geliyor mu? -Hayır, Maksat nedir? - Beğendiğin birini mutlu etmek, Olumsuz bir durum yaratıyor musun? - Hayır.

O zaman bu durum bölgelere bakılmaksızın doğrudur.

Şimdi ben şans eseri Rusyada yaşayıp bu durumu şans eseri benimsemişsem kardayım.

Ama Türkiye şartlarına bakıp da o şekilde benimsemişsem zarardayım.

Ahlakı pazardaki domatesler gibi yapabilir bir ateist.

En güzel domates nedir diye seçebilir.

Bunu ayrı olarak, ahlak adı altında yapmaz.

Mesela araç kullanırken trafikte arabalar içinde kornaya bangır bangır basmamak da bir ahlaktır. Doğru bir ahlaktır.

Ama 300 metre ilerde topla oynayan çocuklar gördüğünüzde yavaşlayıp 2-3 kez kornaya basmak da doğru bir ahlaktır.

Şimdi burada ahlakın yapılan eylemden izolasyonu yoktur. Eylem araç kullanmaktır. Ahlak ve değer ise bu aracı kullanırken karşılaşılan durumlarda izlenecek bir politika gibi hep bizledir.

Araçtan inersiniz, yolda yürürken bu sefer ahlak sizinledir. Bir binanın içine girersiniz orada ahlak sizinledir.

Bu ayrı bir şey değil.

Bu bilginin entellektüelliğin evrensel yüzüdür.

Bu ateistte olmayacak da kimde olacak yahu?

Eleştirilmeye gelemeyen bir ateisti de ilk defa görüyorum. Eleştirilmek bünyenizde bu denli öfkeye yol açıyorsa, tamam, bir daha yazdıklarınıza yorum yazmam. Sizi büyük egonuzla baş başa bırakıyorum.

Eleştiriye açığım.

Ama ukarıdaki açıklamalarımı okursanız sizin takıldığınız yerlerin çok küçük detaylar olduğunu ve bu detaylara alenen takılan birine de kızabilmenin doğal olduğunu görürsünüz.

Ruh kelimesini gördüğünüz için iletişimi kesmeyi düşünüyorsanız, dinlerin dindarlarla tartışıldığı bu forumda daha fazla vakit harcamamanız gerekir bence. Çünkü dindarların dilinden bol bol ruh kelimesini duyarsınız. Tanrının varlığını nasıl konuşuyorsak, ruhun varlığını da konuşuruz. Ateizm sadece tanrının varlığı konusunda görüş belirtir ama insanın bir ruhu olup olmadığı konusunda görüş belirtmez. İnsan ruhuna inanan ama tanrıya inanmayan biri için de ateist tanımı kullanılabilir. Bunu anlatmaya çalışmıştım. Siz Tanrının yokluğunu(ateistliği) saf gerçekliği algılamak için yeterli saydığınızı belirtmiştiniz. Oysa Tanrının varlığı ya da yokluğu bunun için yeterli mi? İnsan ruhunun varlığı konusu da var en azından. Bunu belirtmiştim. Ama siz gene yazınıza yönelik bir eleştiriyi, ''Ruh dedin, ben oynamıyorum!'' türü bir tepkiyle karşıladınız. Bir forumda yazılarınıza hiç itiraz olmadan tartışabileceğinizi mi umuyordunuz acaba? Bu öfkenin sebebi ne? Aman neyse, hiç sormamışım kabul edin.

Zaten burada onu yapmıyor muyuz?

Buradaki tepkilerin domino etkisine göre Türkiyeli müslümanlar şekillendirmiyor mu düşüncelerini?

Aynen ruh olayında açıklama bulunmadığını farkeden bazı hristiyan ve müslümanların ölümden sonra bir ruh durumu yerine mutlak yokluk ile yeniden dirilişin bekleneceğini söylemeleri gibi.

İşte bu şekilde yaklaşanlar ruhun ne denli saçma olduğunu öğrenip de (aslı bilinçtir sizin ruh dediğiniz şeyin ve tamamen biyolojik beden üretimidir) inançlarını ona göre şekillendirenlerdir.

Ben ateistlerin artık gerek bilim gerekse zeka bakımından kendilerini defalarca ispatladıklarını biliyorum. Bunu dogmalara inananlar da biliyor. O yüzden bir tartışma yapmaz gerçek ateist.

Ateist doğruyu söyler. Sabırla anlatmaya çalışır.

Ama karşı taraf anlamadığından bu sanki tartışma yapılıyormuş gibi bir şekle dönüşür.

Onu da karşı taraf yapar.

Eksik, yalan, yanlış, tutarsız, saçma sapan hazırlıksız bir şekilde gelir ateistin karşısına. Eşkiya gibi.

Ve bu duruma bile ne denli sabır gösterilir anla işte...

Tartışma yok artık.

Anlatma var.

Ve şu son 20-30 yılda dinlerdeki çoklu hücresel bölünmelere ve farklılaşmalara bakılırsa (özellikle son dönemlerde daha da arttı) bu anlatımın başarılı olduğu görülür.

Ama lanet olsun ki karşımıza yeni yeni oyun levelleri çıkartıyorlar.

Süper mario gibi :)

tarihinde ateist.bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...