Jump to content

Ben ve Tanrılarım


Recommended Posts

Ben tanrı kelimesini dinlerden çalmak istiyorum. Benim bir değil yığınlarla tanrım var. Benim için kısas şu:

1- Tanrılar yaşamın koşullarını doldurur.

2- Tanrılar için insanlar veya daha ufak tanrılar kimyasal, hücre veya organ görevi görür.

Buna göre, insandan iradesi soyutlanıp parçası olduğu bir sisteme mal edilirse, her aile, her bina, her şehir, her köy, her devlet, her din, her şirket ve insanlığın tümü, hatta gezegendeki hayatın tümü, dünyada varlığı kanıtlanabilien tanrılardır. Doğarlar, büyürler, çoğalırlar, bazıları evrim geçirir, bazılarının soyu tükenir. Topolojik olarak ifade edilebilirler ve bu organizasyon kendini korur, maddeyi alır enerjiye çevirir, enerjiyi alır maddeye çevirir, etkiye tepki verir.

Hiç bir tanrı ne insanı yaratır, ne de insan tarafından yaratılmıştır. Yaşamın kendisinden ve dünyanın koşullardan kendiliğinden doğmuş, yaşam ile beraber evrim geçirmişlerdir. Tanrıların evrim haritasını çıkartmak mümkündür. Mesela din ve devlet tanrılarının ortak ataları vardır.

Dünyadaki en zeki tanrılar herhalde insanlık ve bütün yaşamın tanrıları. Bana göre insanlığın hücreleri: odalar, arabalar, uçaklar, kamyonlar; kasları: fabrikalar, inşaat araçları; gözleri: kameralar, labrotuvarlar, rasthaneler; damarları: koridorlar, yollar; lenf sistemi; kanalizasyon, nehirler, su işletmeleri; sinir sistemleri: tapınaklar, tiyatrolar, okullar, kütüphaneler, üniversiteler, posta sistemleri, telefon, televizyon ve internet hatları. İnsanlık, insanları programlanabilen kimyasal maddeler olarak kullanır; hücrelerin arasında bilgi, enerji ve madde taşırlar, ama organizmanın kendisine ait değildir.

Bir insan beyninde 100,000,000,000 sinir hücresi, her sinir hücresinin 10,000 diğer sinir hücresine bağlantısı vardır. Bu bağlantılar beyindeki kimyasallar tarafından ağırlıklandırılır. Elektrokimyasal sinyaller saniyede 100 metre'ye kadar hızla yayılabilmekte. Hormonal sinyaller çok daha yavaştır, fakat yinede saniyeler içerisinde etkilerini yaparlar.

İnsan zihninde bağlantıların ağırlığını neurotransmitterler; insanlığın zihninde ise aynı görevi insanlar yaparlar. Haliyle günümüzde bile insanlığın zihninde dolaşan en hızlı sinyal, insan beynindeki sinyallerden kat kat daha yavaş yol kat eder. Bu da insanlık tanrısının zamanı insandan çok farklı algılamasına neden olur.

İnsanlığın sinir sayısını belirlemek zor ama tüm telefonların, internet bağlı cihazların, sınıfların, tiyatroların, kütüphanelerin, vs.. toplam sayısı 100 milyar etmez. 50 milyar bence çok cömertçe bir tahmin olur. Bağlantı sayısı hücrelerin ne zaman yenilenmiş sayılacağına bağlı. İçinde canlı insan veya çalışan bilgisayar bulunmayan hücreyi ölü sayarsak, insanlığın bir sinir hücresi hayatında belki ortalama 20-30 bağlantiı kurar. Ama doğru yaklaşım bu mudur? Bilmiyorum. Belki de sadece o hücrede aktiv olan insanlar değişince hücreyi yenilenmiş saymak daha mantıklı. Mesela eğer bir ofisteki her masa bir sinir hücresi ise, hücre orada çalışan insan eve gidince değil, o eleman işten ayrılınca ölmüş sayılabilir. Bu durumda bağlantı sayısı birçok hücrede 10,000'lere çıkar.

Hayvanlarda sinir ve bağlantı sayısı zekayı belirleyen tek unsur değil, başlangıç şartları, duyular, ve dünyayı manipüle etme olanakları da büyük rol oynuyor. Filler ve bazı balinalar insandan çok sinir hücresine sahip. İnsanlığın gözleri, kulakları, elleri insandan oldukça üstün. Kısacası bir zeka olduğu bariz ama ölçmesi, insana kıyaslaması biraz zor. Kesin olan insanlık zihninin özellikle son yüzyılda hayli hareketelmiş olduğu; zekası şu an insandan düşük olsa bile, bir gün bizi geçebilir.

Canlıların birçoğu içgüdüsel olarak toplanır. Önce tek hücreler toplanır. Sonra çok hücreli canlılar. Çoğumuz kendimizden büyük birşeyin parçası olmak istiyoruz. Tabiatımız bu. Hayatın anlamı ne diye soruyoruz, bu soru tanrıları doğuruyor. Sonuçta ister ateist ol, ister wahabi şeyhi, ister tibet budisti, en azından bir avuç dolusu tanrıya devamlı hizmet ibadet içersindeyiz; ailemiz, sınıfımız, yatakhanemiz, ofisimiz, tapınağımız, şehrimiz, ülkemiz, arama motorumuz, insanlık ve yaşam.

Sosyal sistemleri inceleyerek, yapay zeka ve yıldız sistemimiz dışındaki hayat konusunda, sırf bildiğimiz canlılar ve hayvan zekası üzerinde araştırma yaparak varamıyacağımız gerçeklere ulaşılabileceğini tahmin ediyorum.

tarihinde kaanuni tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrılar derken aslında her hücre ayrı ayrı bir kendine özgü bir tanrı mıdır? bunu mu demek istedin. yani bütünü tanrı yapacağına parçalar pekala birleşip mesela bir organı meydana getirmeleri gibi mi

Hayır, bildiğimiz canlı hücresi bildiğimiz canlı hücresi. Tek hücreli ve çok hücreli tanrılar var diyorum, bunların hücreleri kısmen canlılardan meydana geliyor.

Bir ağaca hücrelerini görebilecek kadar yakından baktığımızı düşünelim. Bu ağacın yaşadığını, tek bir varlık olduğunu görebilirmiyiz? Hayır bir sürü komşu, kendi ihtiyaçlarını karşılayan sosyal hücreler görürsünüz. Biraz uzaklaştığınızda bütünleşir, tek bir şey olduğunu algılarsınız. Ancak bunun da yaşadığını anlamak için görüntüyü biraz hızlandırmanız lazımdır, çünki ancak ozaman ağacın kendi ihtiyaçları doğrultusunda hareket ettiği, etkiye tepki verdiği görülür.

En basitinden aynı şey bir şehir için de geçerli. Eğer bir şehire uzaydan hızlandırılmış zamanda bakarsanız kendi ihtiyaçları doğrultusunda hareket ettiği, etkiye tepki verdiğini, düzenini koruduğunu rahatlıkla görürsünüz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...