Jump to content

Dinler ve kutsal kitapların eleştirisi


Recommended Posts

yerinde bir eleştiri...

Buyurun! Ben bir takım eleştiriler getirmeye çalıştım ama bunlara yanıt almak yerine, nedense haci tarafından acımasızlıkla eleştirildim. Yazının iğnelenmiş olması beni ilgilendirmez, mülkün sahibi olan admin alemin, dilediğini dilediği kadar rızıklandırır tabii. Ama yine de insan sormadan edemiyor: Safbilgi'yi kirec'ten ayıran özellik nedir? Eminim her ikisi de iyi insanlardır, yardım etmeyi, paylaşmayı, sevgiyi, saygıyı, dostluğu vs. bilen insanlardır; elbette bu forumda karşılaştığımız birçok teiste göre çok daha iyi niyetli kişilerdir; birçoğuna göre, özellikle etik değerlerde aynı duyguları paylaşıyoruzdur, vs...

kirec'in kaç yazısı iğnelenmiştir mesela? Hemen hemen aynı şeyleri söyledikleri halde kirec kendini müslim, safbilgi de gayrımüslim diye niteledikleri için mi saf bilgi terfi aldı? kirec'in kendince gördüğü yanlışlara yine kendince bir çözüm üretmesi ama islamdan çıkmadığını söylemesi mi, safbilgi'nin hemen aynı eleştirileri getirip islamdışı olduğunu söylemesi mi? kirec'in "Nasılsa hazır bir din var, bari bunu düzeltelim" düşüncesi mi, yoksa safbilgi'nin "bu din tü kaka, yenisini kurabilirsem amenna, kuramasam da deist-teist yaşar giderim" düşüncesi mi?

kirec de hemen aynı ayetleri defalarca düşünmüş ve sonuç olarak onların "yanlış anlaşıldığı"na kanaat getirmiş ve hepimizin de yazılarından anladığımız kadarıyla tatlısu müslümanı dediğimiz bir kıvamda yaşantısını sürdürmektedir. safbilgi'den farklı olarak belki namaz kılıyordur, oruç tutuyordur ve hatta hacca gitmiştir/gidecektir. safbilgi'nin bu ritüellere katılmayacak olması mı onu farklı kılan, baş köşeye iğneleyen?

Değer verdiğim, zaman ayırdığım bir forum. Burada kayırma görmek istemiyorum (tabii ki kendim için de). O nedenle başlıkla ilgili kafama takılan sorular varsa sorarım "Aman abisi, o daha çok küçük, kıyamaaaamm... Şunun şirinliğine baksana, ne tatlıııı... vb." nidaları değil, cevapları görmek isterim.

safbilgi, diğer müslümanlardan şu veya bu şekilde nefret etmiş ve kendisini o cemaat dışında tanımlamaya çalışan bir müslümandır bana göre. kirec, sağ kulağını sağ eliyle gösteriyor, safbilgi sol eliyle gösteriyor diye benden farklı bir muamele bekleSİN TABİİ. safbilgi'ye yönelik eleştiri ve sorularım acımasızlık olarak nitelenecekse eğer, kirec'e getirdiğim eleştirilerdeki acımasızlığın ne anlamı kalır o zaman?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 80
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Açtığım topic amacından çok sapıp iyice komık bir hal almaya Kireç gibi musluman bir arkadaşla Çakırcalı gıbı koyu ateist bir arkadaş ortak noktada buluştular birbirlerine destek verdiler,flaş flaş yoksa Çakırcalı muslumanlığa primmi verıyor muslumanlığa yakınlaşıor mu?Sen benimle ilgili aşağıdaki alakasız soruyu sorarsan ve Hacı yazıyı iğneledi diye duruşundan ödün verdı dersen bende senınle ılgılı bu soruyu sorarım :)

Çakırcalı yazdı:"bu din tü kaka, yenisini kurabilirsem amenna, kuramasam da deist-teist yaşar giderim" düşüncesi mi?

Not: Lutfen izin verınde musluman arkadaşlarla çelişkiler üzerıne tartışayım.

tarihinde safbilgi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Açtığım topic amacından çok sapıp iyice komık bir hal almaya Kireç gibi musluman bir arkadaşla Çakırcalı gıbı koyu ateist bir arkadaş ortak noktada buluştular birbirlerine destek verdiler,flaş flaş yoksa Çakırcalı muslumanlığa primmi verıyor muslumanlığa yakınlaşıor mu?Sen benimle ilgili aşağıdaki alakasız soruyu sorarsan ve Hacı yazıyı iğneledi diye duruşundan ödün verdı dersen bende senınle ılgılı bu soruyu sorarım :)

Çakırcalı yazdı:"bu din tü kaka, yenisini kurabilirsem amenna, kuramasam da deist-teist yaşar giderim" düşüncesi mi?

Not: Lutfen izin verınde musluman arkadaşlarla çelişkiler üzerıne tartışayım.

Bak kardeşim, "Ben şu veya bu şekilde bir tanrının var olduğuna inanmıyorum. Bir tanrı varsa bile bunun nasıl bir tanrı olabileceği hakıkında da bir şey ileri süremem." veya hani şuna da razıyım "Bir tanrı olması gerektiğini düşünüyorsam da, bunun bilgisizliğimden kaynaklandığını düşünüp kendimce olası bu tanrı hakkında şu veya bu belirlemeler ve dolayısıyla sınırlamalar yapmıyorum." diyebiliyorsan, seninle aramızdaki fark o kadar azalıer ki, yok denecek kadar az ama yine de var olur. Oysa sen bunu demiyorsun ki: "İslamın tanrısı Allah olamaz; o şöyledir, böyledir. Oysa gerçek tanrı, şöyle-böyle değil, öyledir" diyorsun. Yok yahu!..

Ben kirec'e razıyım tabii. Onu çözdüm, ne olduğunu, nasıl olduğunu biliyorum. Şimdi bir de sen çıktın; müslüman olmayan müslüman.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamam Çakırcalı arkadaşım eleştirilerini yaptın tesekkur ederım, bende defalarca agnostiğim dedim, senden hiç bir farkım yok sadece yarartılış konusunda tesadufi olmama olaslığını yuksek göruyorum dedim,topicte islamıyetın tanrısının mukemellikten uzak olduğunu anlattım, konuyu okuyan arkadaşlar ıkımızıde okuyacaklardır artık uzatmaya gerek yok.Şimdi musade edersen musluman arkadaşlarla İslamiyetin çelişkileri ustune konuşayım çunku topiği bunun için açtım barış ve sevgiyle kal.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İSLAMIN PAGAN YAPISI, KURBAN TAŞI KABENİN ARAP BAŞ PUTU ALLAT OLMASI VE DOĞURGANLIK SİMGESİ HACER TAŞI

Hacer-ül Esvet taşının neyi temsil ettiğine gelelim. Eliade, göktaşlarını Ula Ana sembolleri olarak sınıflandırıp hacerül esvet taşını Anadolu'da (sonradan Friglerde) görülen Kibele ile birlikte ele alır. Kibele de hacerül esved gibi gökten gelmiştir.

Kibele'nin Ula Ana sembolü olması çok açıktır. Frih yazıtlarında Matta, Mother biçiminde de geçer ve heykelleri ile, tapımı sırasında tapınmaya gelenlerin bereket ve doğurganlık alabilmek için Kibeleye ve yanındaki aslanların üreme organlarına el sürmeleri şeklindeki ritüeller ile açıkça bir Ulu Ana'dır Kibele.

Kabe'nin kelime anlamı küb'dür.. 1621 yılında büyük bir depremde Makamı İbrahim ile Kabe'nin 3 tarafı tamamen yıkılmıştır. 1629 yılında 4.Murad tarafından yeniden yaptırılmıştır.. Kabe'ye cahiliye döneminde hediye getirmek ve adak sunmak geleneği vardı. Bu eski gelenek, İslam dininin ortaya çıkışından sonra da korundu ve uygulanmıştır.. Kabe'ye sunulan hediyeler, adaklar sonucu büyük bir servet birikmeğe başlayınca, Ömer oraya konan altın ve gümüşleri kaldırmak istemiş, ancak Ali'nin direnişi karşısında bu isteğinden vaz geçmiştir.Kutsal yerlerin ziyaret edilebilmesi için senenin 4 ayı savaşın haram olduğu aylar ilan edilmişti.. Bu haram aylarda insanlar kutsal bildikleri yerleri ziyaret ederler ve panayırlarda rahatça alışveriş yaparlardı..

El-Lât

Vikipedi, özgür ansiklopedi

(Lat sayfasından yönlendirildi)

Git ve: kullan, ara

El-lat yani Lat, İslam öncesi Arabistan'daki bereket tanrıçası. İslam öncesi dönemde Mekke'nin üç baş tanrıçasındandır. Bu üç tanrıça Mekke'lilerin inancına göre Tanrı'nın kızlarıydı. Petra'lı Nabatlılar tarafından da tapınılan Lat, Nabatlılarca Yunan Athena ve Roma'lı Minerva ile denk tutulmuştur.

"Lat" adlı tanrının adının artikel/harf-i tarif ile yazılışı "Al-Lat" sözcüğünün yazılışında sonundaki t ت harfinin Sami dilleri'ndeki h ه harfine dönüşen t ة harfi olarak yazılışı sanılmasıdır. Buna göre "Al-Lat" ile "Al-Lah" sözcüğü ayni sözcük olur. Öte yandan gene bu; h ه harfine dönüşen bu t ت harfi, Sami dilleri'nde "dişilik eki"dir.Al-lah ise, Ay Tanrısı Sin'in Arap versiyonudur.Al-lah kelimesi, eril bir kelimedir.. Bu kelimenn dişili AL-LAT dır..Eski Arap mitolojisine göre, Ay Tanrısı olan Allah, Güneş Tanrıçası ile evlenir ve çocukları olur..Bunların da adları, Menat ve Uzza dır..Lat, Menat, Uzza; hepinizin bildiği gibi Necm suresinde adları geçen Arap putlarıdır..(Necm de yıldız demektir)

Arkeolojik araştırmalara göre, Kabe, Ay Tanrısı olan Allah'a tapınmak için yapılmıştır.Lat (Kabe) güneş tanrısıdır ve ay tanrısı Allah ile evlenir.Lat putu güneş için yapılmış bir bereket tarıçasıdır,El Lat Allahın dişili olarak doğurganlığı vardır ve üreme organı Hacerul Esved bu doğurganlığı simgeler.

Eski Sümerler, Ay Tanrısı Sin'e taparlardı..

Daha ziyade Akdeniz topluluklarının tamamına yakını gök cisimlerine taparlardı...

Haftanın belli günleri , o gök cismine taparlardı..

Monday: (Pazartesi) Ay günü..

Saturday: (Cumartesi)Saturn'e tapılan gün...

Sunday: (pazar) Güneş'e tapılan gün..

Sabiiler olsun, Sümerler olsun, astronomi konusunda çok araştırma yapmışlardı..Yılın 365 gün 6 saat olduğunu çok iyi biliyorlardı..Bu sayede yılın hangi günleri oruç tutmaları gerektiğine karar veriyorlardı.Sinai Çölü'nün adı da , Ay Tanrısı Sin'den kalan tek bariz kanıttır..Sinai; Sin'in Yurdu anlamına gelir..Kökeni Sümercedir...

Hişam bin el-Kalbi tarafından yazılmış Putlar Kitabı`na (Kitab el-Esnam) göre, İslam öncesi dönemde Araplar onun Kabe'de yaşadığına inanırlardı.

Eğer Mekke'ye bir gün yolunuz düşerse bu "siyah küpün" odak noktasının güneydoğuda yer alan ve kış güneşinin doğduğu yere bakan Siyah Taş olduğunu göreceksiniz. Bu ayar tesadüfi değildir. Putperestlerin tanrısı Allat bir bereket tanrısıydı ve genelde bereket / verimlilik tanrıları Güneş'le simgelenirdi. Bu örnekte kış güneşinin doğduğu nokta Güneş'in yeniden doğuşunu simgeler.

Daha yakından bakarsanız, siyah taşı çevreleyen alanın açılmış bir vulva ve bu taşın da vulvadan çıkan taç takmış bir bebek başı şeklinde olduğunu göreceksiniz.

Bu yeni doğan bebeğin başına biraz daha yaklaşın, bunu öpen insanlar göreceksiniz. Neden diye soracak olursanız başı öptüğünüzde günahlarınızdan arınıp YENİDEN DOĞMUŞ gibi olacağınızı söyleyecektir. Biraz daha etrafta dolaşın ve insanların bu küpü 7 kere tavaf ettiğini göreceksiniz. Bunların hiçbiri KURAN'da yoktur ve hepsi putperest Arap geleneklerinin kalıntılarıdır.

Kuran’dan Peygamberin içinde yaşadığı kişilerin Allat, Aluzza ve Manat isimli putlara taptığını biliyoruz (53:19-20) ve bu arkeolojik kanıtlardan da doğrulanabilir. Kuran’da putperestliğin tamamen ortadan kalktığını izlenimini kazanamıyoruz ve Arap krallığı altında putperestliğin yaygınlaştığı İslamî olmayan bazı bağımsız kaynaklardan görebiliyoruz.

Şimdi Mekke’de neler olduğuna bir bakalım. Mekke’de insanlar kisve denilen bir örtüye bürünmüş bir küpü 7 kere tavaf ederler. Bu taşın odak noktası da Hacıların “siyah taş” dediği taştır. Bu taş, küpün güneydoğu ucundadır ve kış güneşinin doğduğu yere bakar. Peygamberin bulunduğu kavmin putu olan Allat bir verimlilik tanrıçasıydı ve bu, Nabata kazılarıyla desteklenmektedir. Verimlilik tanrıları genellikle Güneş ile sembolize edilirdi. Bu durumda da, kış güneşinin doğduğu nokta Güneş’in “yeniden doğuşunu” simgeler. Siyah taş da açılmış bir vulva şeklindedir ve buradan sanki taç takmış bir bebek başı çıkmaktadır. İnsanlar bu yeni doğan tanrının başını öperler. Başı öpmek af dilemek için yapılan eski bir Arap geleneğidir. Yedi kere bir küpü tavaf etmek de eski Arap geleneklerindendir. Kuran öncesi dönemden kalma bir yazıt Kış gündönümünde yapılan Nabati putları Allat ve Zuşera’nın doğum festivallerini anlatır. Yedi sayısı beş kutsal gezegen ve Güneş ve Ay’ın sayılarının toplamı olduğundan Araplar arasında kutsallığı vardı. Bu yazıtta Subu doğum kutlamaları, yeni doğan bebeği taşıyarak evin etrafında yedi kere turlamak ile sonlanıyordu.

Bir de arasında koşulan iki tepe vardır. Bunun da yeni doğan bebek için su aramanın sembolize edilişi olduğu söylenir. Yukarıdaki tüm gözlemlere tarafsız bakan biri verimlilik tanrıçasının doğumuyla ilgili bağlantıları farkedecektir. Bu pagan ritüelleri ve sembolleri yeni popüler olmuş dine yamanmıştı.

Verimlilik tanrıçası olarak Allat, Yunan tanrıçası ile bezerlikler gösterir. Bunun yanı sıra Romaılı Venüs, Sami tanrıçası Estarte, Mezopotamyalı İştar ve İskandinav mitolojilerindeki Frigga hep birbirlerine benzerler. Bu tür verimlilik tanrıçalara değişik adlar altında tarih boyunca tapılmıştır. Garip olan Mekke’deki siyah taş gibi taşların bunlarla ilişkilendirilmeleridir. Örneğin alttaki Kıbrıs’ta Paphos yakınlarında Afrodit tapınağında bulunan bir put.

Afrodit’in siyah taşı

Yunan mitolojisine göre Afrodit’in güzelliği siyah bir taş ile korunmuştur. Allat’ın da Afrodit ile güçlü bir ilişkisi vardır, Afrodit hellenize edilmiş Allat’tır. Kuran sonrası Romalı kaynaklarda Afrodit’in Araplar tarafından tapıldığına dair kaynaklar vardır ki bunlar sekizinci yüzyıla kadar ulaşır, Peygamberin ölümünden asırlar sonra [3]. Yani gelenekçi kaynakların iddia ettiğinin aksine putperestlik Arabistan’da yok edilmemiş, aynı şekilde korunmuştur.

Bu putlar ile ilgili başka bir benzerlik ise hepsinin Cuma günü ile ilişkilendirilmesiydi. Eştoreh buna bir örnektir, benzer şekilde Venüs de. Cuma ( Friday ) ismi dahi Norse tanrıçası Frigga’dan gelmedir. Alman kabileleri İngiltere’yi fethettiğinde bu günü İngilizlere dayatmışlardır. İlk önce Frigedaeg olan Cuma’nın adı daha sonra “Friday” olmuştur. Mezhepçiler için de Cuma’nın “kutsal gün” olmasının bir tesadüf olacağını düşünmüyorum.

Bu putlar hakkında başka bir nokta verimlilik tanrıçalarının genelli örtülü olması idi. Örneğin Anadolu’nun bir zamanki tanrıçası “Sibele” tüm vücudunu saran bir örtü altındaydı. Allat’ın taş küpü de aynı şekilde siyah örtülüdür.

Güneş : Güneş Ruh ve Özbenliği gösterir. Güneş sistemindeki Tek Yıldızdır. Güneş Bilinçlilik demektir. Güneş Anı yönetir. Yaradılışın başını ve özünü Dairenin içindeki Nokta sembolü gösterir.

Ay : Nefis, İç güdü, Anne, Bilinçaltı, Bellek ile alakalıdır. Ay Dünyanın Tek uydusudur. Ay Bilinçaltını yönetir. Ayın sembolü Uydu alıcısı gibi Hilal sembolüdür. İçine almayı gösterir. Nasılki, Uydu anteni alır ve iletirse. Ay'da alır ve iletir. Ancak Ay'ın yüzleri değişir, Tıpkı Duygularımızın sabit kalmadığı gibi, hergün başka bir duygu halinde olmamız gibi. Ay bundan dolayı Astrolojide Duyguları ve bilinçaltını gösterir.

Çok Tanrılı dinlerde ( paganizim ) Dolunay için şölenler yapılırdı. Birçok Pagan ( hem çok tanrılı dinden olan ve çok Tanrıya inanan ama tek tanrıya esas alan Din - Pagan bu dinin mesubu insan ) Ayın dört Fazında özel merasim yapardı. Halen bu Dine inanan pekçok insan Dünyanın pekçok ülkesinde Yeni Ay'ı, Dolunay'ı ve diğer iki çeyreğini ( yani ilk dörttebir ve son dörttebir - ilk çeyrek ve son çeyrek ) kutlanmakta, şölenler düzenlemektedir.

tarihinde safbilgi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

NAMAZ KELİMESİ NEREDEN GELİYOR?

Namaz, Urduca ve Farsça’da “dua” anlamına gelir. Kuran inmeden önce “namaz” Pers’teki Zerdüştler (ateşe tapanlar) tarafından da uygulanıyor ve uygulanan bu “namaz” günümüz Müslümanlarının uyguladığı “namaz” ile çok büyük benzerlikler gösteriyordu. Aşağıdaki alıntı bir zerdüşt sitesinden namazın nasıl kılınacağını anlatıyor. Dikkat ederseniz bu ritüele başlamadan önce aynı şu an Arap dinini izleyenlerin uyguladığı gibi bir çeşit abdest alındığını görürsünüz.

SÂBİÎLER:

Aya ve yıldızlarada Allah ile beraber tapan ve ay,güneş için dıkı pıut yapan kimseler. yahûdîlik, hıristiyanlık ve mecûsîlik gibi çeşitli dinlerden bâzı inanışları alarak bir din meydana getirmişlerdir.Araplar çoğu Sabiiydi,güneş ve aya secde ediyordu.

“Zerdüşt namazına başlamadan önce kişi; ellerini, ayaklarını ve yüzünü yıkar, başa takke veya başörtüsü giyip, güneşe doğru dönerek Ashem, Yatha, Kemna Mazda için dua eder. Bu namaz da ne tesadüftür ki günde tam 5 vakittir! Güneşin doğuşundan öğlen 12:40’a kadar olan namaza Havan Geh, öğlen 12:40 ile 15:40 arasındakine Rapithavan Geh, 15:40 ile günbatımına kadarki namaza Ujiren Geh, günbatımından 24:40’a kadar süresi olan namaza Aiwisuthrem Geh denirken 24:40’dan güneşin doğuşuna kadar kılınması gereken namaza ise Ushahin Geh denir6.”

Önemli bir nokta daha; İmam Buhari ve diğer hadis toplayanların hepsi o zamanlar zerdüştlüğün yaygın olduğu Pers asıllıdır.

İSLAMİYETTEN BİR ÖNCEKİ DİN HİRİSTİYANLIKTA PAGAN KÖKENLİDİR

Paskalya Hristiyanların en kutsal dört gününü kapsayan bayrama verilen Türkçe isimdir. Paskalya kelimesinin kökü “pesah” yani ibranicedeki anlamıyla geçiş kelimesidir. Paskalya bayramı aslında pagan kökenlidir. Avrupa’da pagan döneminden beri bu bayram kutlanmaktadır. Hristiyanlığın yayılmasından sonra da kutlanmaya devam edilmiş ve dinsel bir temele oturtulmuştur(2. yüzyıl) Eskiden kavimler baharın gelişini büyük bir festivalle kutlarlardı ve bu festivali bahar ve bereket tanrıçasına yani “Eastre”ye adarlardı. Bu kutlamalarda çeşitli ziyafetler verilir ve insanlar yaklaşık bir hafta boyunca eğlenirlerdi. Bereket tanrıçasının yeryüzündeki şekli de, yılda yaklaşık 80 kez yavruladığı için doğurganlık simgesi haline gelen tavşan olarak seçilmişti. İngilizcede Easter olan Paskalya bayramının simgesi tavşan ve özellikle kırmızı renkli yumurtalardır. Paskalya Bayramının Hristiyanlar açısından sembolize ettiği şey ise İsa peygamberin ölümü ve üç gün sonra Tanrı katına yükselmesi yani yeniden dirilişidir. İnanışa göre İsa’nın çarmıha gerilip öldürülmesinden sonra cesedi alınıp bir mağaraya gömülmüştür. Cesedi mümkün olduğunca derine gömdükten sonra da hiç bir insanın tek başına kaldıramayacağı ağırlıkta bir taşı mezarın üzerine örtmüşler. Cesedin mezarından çıkarılmaması için de mağaranın ağzına muhafız koymuşlar. Ertesi Pazar mezarı ziyarete giden iki kadın taşın yerinde olmadığını ve mezarın da boş olduğunu görmüşler. Böylece insanlar Tanrının İsa’yı dirilttiğine inanmışlardır. Paskalyanın bir diğer simgesi de yumurtadır. Eski zamanlardan beri yeniden doğuş anlamına gelen yumurta İsa peygamberin yeniden dirilişini simgeler. İsa peygamberin mezardan çıkışı ile özdesleştirilen yumurtadan çıkan canlı figüründe; yumurtanın canlı noktası İsa’yı, sarı kısım o noktanın etrafa saçtığı ışığı, beyaz kısım İsa peygamberin sarılı olduğu bezleri, kabuk ise mezarı simgelemektedir. Yine yumurta üzerine sürülen kırmızı renk İsa’nın fedakarlığını; mavi ise onun gökselliğini yani bulunduğu yer olan gökleri temsil ediyor. Paskalyanın kutlama tarihi eskiden aya göre kullanılan takvimler yüzünden her sene değişir. Paskalya günü, ilkbahar ekinoksunun yaşandığı 21 Marttan sonraki ilk dolunayın gerçekleştiği Pazar günüdür. Bu şenlik öncesinde gelen kırk gün Hristiyanlar oruç tutmaktadır. Bu oruç müslümanların tuttuğu oruçtan daha hafiftir. Tutulan oruç hayvani besinlerden yararlanmamaktır. Ama bu oruç coğrafyaya göre değişmektedir. Örneğin Ortodoks Ruslar ve Almanlar bu süre zarfında hayvansal besin yemezken Fransa’daki Hristiyanlar sadece cuma günleri bu perhizi uygularlar. Peki Paskalya bayramını insanlar nasıl kutlarlar? Paskalya zamanı öncesi tutulan 40 günlük oruç artık eskisi kadar yaygın değildir. Hatta birçok avrupa ülkesinde oruç tutulmamaktadır. Ancak 4 günlük bayramın başladığı Cuma günü, yani İsa’nın çarmıha gerildiği gün, hristiyanlar hayvansal besin tüketmezler. Cumartesi günü İsa peygamberin yasının tutulduğu gündür. Cumartesi gecesi insanlar kiliseye giderler ve saatler geceyarısı 12’yi gösterdiğinde herkes birer mum yakarak İsa Peygamberin yeniden dirilişini kutlamaya başlar. İnsanlar inançlarını ve dine olan bağlılıklarını tazelerler, dualar ve ilahiler okunur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

selam,

safbilgi, son günlerde 19.org a yazdığın yazılar nedeniyle, yazılarınla ilgilenmeye başlamıştım..soracağım bir çok soru var.. açıklamaların ve kişisel serüvenin ilgimi çekti..merakla takip ediyorum...iyi çalışmalar...

..

sana yönelik eleştirilerde mantıksal bir tutarlılığı savunup eleştirenleri anlıyorum...bir zamanlar dindar, islama ilişkin bilgisinin ortalamanın üstünde olduğunu yazılarından gördüğüm senin... kişisel serüveninin bu durağında söylediklerini azımsatmadığını, belirtmek isterim...

..

ortalık yatışınca sormak istediklerimi soracağım...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli Boomerang

Aslında hep agnostıktım bu seruvende 17 yasında Kuranı lk elıme aldığımda hissetttiğim şuydu,içinde savas nefret dayatma vardı, akıl bilim yoktu,sevgi barış,özgurluk,mantık çok azdı.Sadece ısınma turları yaptım olmadı,bilgim arttıkça ve dınlerın ayrılık,gericilik,savaş unsuru olduğunu gördukçe daha kuvvetlı red geldı.Tek referansım bılım ve bılım su an için evren ve yaratılış konusunda kesın ıspatlar veremıyor sadece olasılıklar var ve ben olasılık oranı olarak tesaduf olmama olasılığını baskın göruyorum ve ortak buluşma noktam dın tuccarlarının çizdiği profılde musluman olmak değil insani vasıflar ınsan olmak, evrendeki tum canlılara barış sevgi pozıtıf enerji,iyiye yonelık işler yapmak hayattaki amacım özetle hepsi bu..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli Boomerang

Aslında hep agnostıktım bu seruvende 17 yasında Kuranı lk elıme aldığımda hissetttiğim şuydu,içinde savas nefret dayatma vardı, akıl bilim yoktu,sevgi barış,özgurluk,mantık çok azdı.Sadece ısınma turları yaptım olmadı,bilgim arttıkça ve dınlerın ayrılık,gericilik,savaş unsuru olduğunu gördukçe daha kuvvetlı red geldı.Tek referansım bılım ve bılım su an için evren ve yaratılış konusunda kesın ıspatlar veremıyor sadece olasılıklar var ve ben olasılık oranı olarak tesaduf olmama olasılığını baskın göruyorum ve ortak buluşma noktam dın tuccarlarının çizdiği profılde musluman olmak değil insani vasıflar ınsan olmak, evrendeki tum canlılara barış sevgi pozıtıf enerji,iyiye yonelık işler yapmak hayattaki amacım özetle hepsi bu..

saf bilgi sen iktibas forumdaki saf bilgisin anlaşılan .hadis munkirlerinin ne hale geldiğine ilişkin güzel bir örneksin önce hadis munkirliği sonra kitap munkirliği en son allah munkirliği devam et en sonunda kendi benliğinide inkar edeceksin

Link to post
Sitelerde Paylaş

kuran arkeolojik bir metindir...

eski toplumun anlam dunyasına hitab etmekte...

bu günün insanı eski toplumun anlam dünyasından bir hayli uzaktır...

ama bu uzaklık aşılamaz değildir...

bilimsel metotlarla arkeolojık bir verinin anlamlandırılmaya çalışılmasında gösterilen titizlikle kuranda doğruya çok yakın bir şekilde anlaşılabilir...

arkeolojik bir metin anlaşılmaya çalışılırken o metnin oluştuğu devre ilişkin olabildiğince çok bilgiye sahip olmak gerekir...

bu da kuran dışında bir çok sözlü yazılı rsim heykel buluntu gibi şeyleri incelemeyi araştırmayı gerektirir...

yalnız kuran yahut kuran yeter şeklinde bir anlayışla baştan kendi anlama imkanlarını kısıtlayıp ondan sonrada mecburen yüzeysel kalan bir takım sonuçlara varmak en bariz sonuç olacaktır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Saf bilgi,bu güzel yazılarından dolayı kutlarım seni.

Bu emegin boş çıkmayacak,çoğu arkadaşlar bunlardan çok şey çıkaracaktır.

Tanrı kavramın benimkinden pekte farklı sayılmaz.

Bu yazını bazı ıslamı ve ülkücü sitelere taşıyacam,habarın ola:-)))))).

Tekrer teşekkürler.

Hacıda begendi seni.

Hacı, kolay kolay kimseyi begenmez.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli Tolonbey

Senin yazılarını bir çok ıslamı sıtede zevkle okudum,aynı şekilde Hacının yazılarınıda özellikle bilim platformunda hayranlıkla okuyorum.Musluman arkadaşlarla onların anladığı dilden konuşmak gerek,yaptıkları sorgulamada bu gerekli, yazının tek iğnelenme sebebide beğeni değil budur,kımse duruşundan ödün vermemiştir, bilim herkes için ve benim için tek referans olmalıdır,tekrarlıyorum bu çalışma mukemmel yaratıcı vardır propagandası olarak lutfen yanlış degerlendırılmesın,bu çalışmada mukemmel tanrı tasviri sadece dinlerin kusurlu ve çelişkili tanrılarını yansıtmak için verilmiştir.

Eğer islami sitelere asarsan sevinirim, mukemmel yaratıcı tasvirini doğru yaparlarsa din çelişkilerini daha ıyı göreceklerdir.Bu çalışma sadece bana aitte değil,senelerin birikimi ve 2-3 arkadaşın daha emeği vardır, hepsine burdan sevgiler..

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Yazında demek istedigini hem ben hemde sevgili Hacı çakmıştır.

Benimde amacım o yöndedir.

Yazını Hedef Turan ülkücüler sitesine astım.

Daha yanıt veren yokta okuyanları bayağı arttı.

Zatan benimde işledigim konu aynıdır.

İstersen sende gel o forma,faydalı olacagına eminim.

Forumda yobaz tahımından pek kimseler yoh.

Olduhca anlaşıyoruz.

Sevgiler

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanırım hdturkey forumunda bu yazıyı okumuştum değerli Safbilgi.

Aradan yıllar geçmesine karşın, senin düşünç edimlerinde halen herhangi bir değişim olmadı mı?

O sıralar ben de deist olarak savlıyordum kendimi ançıp(fakat) şimdi,

varolabilmiş Tanrı(lar)'nın, yalnızca kurgusal dürtü ile oluştuğunun sonucuna vardım.

Toplumsal otoriteye baskılanmış Tanrılar var günümüzde.

Deizmin Tanrısı, Yalnıklar (nâs) arası ilişkilerin erişimine içrek kurgusal Tanrıları dışlayamıyorken,

yani Deizmin Tanrısı kendisini,

dinlerin Tanrılarını yürürlülükten kaldıramadığı için

kendisinin varolduğunun kuşkusunu doğurdu benim düşünç edimlerimde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

safbilgi yazdı:

Aslında hep agnostıktım bu seruvende 17 yasında Kuranı lk elıme aldığımda hissetttiğim şuydu,içinde savas nefret dayatma vardı, akıl bilim yoktu,sevgi barış,özgurluk,mantık çok azdı.Sadece ısınma turları yaptım olmadı,bilgim arttıkça ve dınlerın ayrılık,gericilik,savaş unsuru olduğunu gördukçe daha kuvvetlı red geldı.Tek referansım bılım ve bılım su an için evren ve yaratılış konusunda kesın ıspatlar veremıyor sadece olasılıklar var ve ben olasılık oranı olarak tesaduf olmama olasılığını baskın göruyorum ve ortak buluşma noktam dın tuccarlarının çizdiği profılde musluman olmak değil insani vasıflar ınsan olmak, evrendeki tum canlılara barış sevgi pozıtıf enerji,iyiye yonelık işler yapmak hayattaki amacım özetle hepsi bu..

Benim seruvenim yukarda yazdığım gıbıdır.Hdturkeyde buna benzer yazılar astım ve admin derecesındeyken sıteden ayrıldım,19,114,hanifdostlar,iktibas ve bir çok site,bir çok platformda dinlere dışlanma pahasına eleştirilerde bulundum.Yukarıda neden ateist değil agnostık oduğumun yanıtı var tek referansım bilim ve bılım su an için evren ve yaratılış konusunda kesın ıspatlar veremıyor sadece olasılıklar var ve ben olasılık oranı olarak tesaduf olmama olasılığını baskın göruyorum dediğim gibi ve bu olasılığı fazla görerek edindiğim evrene duyulan guven ve pozitif motıvasyonunda etkısı azda olsa manevi sebeb olarak var.

tarihinde safbilgi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili safbilgi

Bu sitede tanıdığım kimse yoktur, seni de tanımıyorum. Yazdıklarını da ilk defa okuyorum.

Alınmazsan yazdıklarınla nasıl bir tablo çizdiğin hakkında iki çift lafım olacak.

Dinleri yok ettin.

Peygamberleri masal dünyasına yolladın , bazılarını kayırıp kendine ayırdın.

O ayırdığın peygamberleri referans rol modellerin haline getirdin.

Onlarla antisemitik ortak payda oluşturdun.

Bu halinle,Adnan Oktar'ın, ateizm ile sulandırılmış değişik bir versiyonu gibisin.

Gel görkü zengin bebelerini dahi hipnotize etmek zor zeneattir

Ve şakirtlerini yaratamayan İsa'nın yeri tarih değil tımarhanedir

Modifiye edilmiş light peygamberliğinin halesi tepende ışıl ışıl parıldıyor.

Mübarek olsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Mermus

Öncelikle alınmadım,kişisel bir kasıt olmadığı zaten belli, belliki klasik ıslamı sıtelere takıldın ordaki dostlarınla birlikte hep ecdattan gelen dininizi yucelttınız, Allahın biricik şanslı kulları olarak musluman doğduk diye şukran ettiniz ve ve geldin kral çıplak diyen bir yazıyı hızlıca okudun, Adnan oktar dın tuccarına beni benzettin oysa yazı baştan aşağı kutsallıklara, dın tuccarlarına karşı yazılmış bir yazıydı.Alındığım tek nokta şu ki bir seferlik okumayla ve gösterdığım onlarca çelişki ve pagan bağlantılarını keşke bir araştırıp yorum yapsaydın...

tarihinde safbilgi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili safbilgi

Öncelikle alınmadım,kişisel bir kasıt olmadığı zaten belli,

Böyle düşünmene memnun oldum

belliki klasik ıslamı sıtelere takıldın ordaki dostlarınla birlikte hep ecdattan gelen dininizi yucelttınız, Allahın biricik şanslı kulları olarak musluman doğduk diye şukran ettiniz ve ve geldin kral çıplak diyen bir yazıyı hızlıca okudun,

Bu bir temenni mi?

Adnan oktar dın tuccarına beni benzettin

Adnan Oktar ile ortak noktan din tüccarlığı değil.Ortak noktanız; kötülüğün taşıyıcısı, dünyadaki her türlü bela ve musubetin müsebbibi olarak yahudileri görmen. Aşırı antisemitik ve obsesif yaklaşımın .Bir Atatürk'ü öldürtmediğin kalmış.Antisemitizm popülerdir , her zaman prim yapmıştır.Dindarı, dinsizi, sağcısı, solcusu, faşisti, komünisti, nazisi vs. tarafından desteklenir,alkışlanır.Kolay çözümdür, efor gerektirmez , risksizdir.Adnan Oktar'da yıllar önce antisemitik vaazlar ile sahne aldı. Siyonizm,masonluk ve yahudilik aleyhine ciltlerce kitap yazdı ve özellikle islami kesimde prestij kazandı. Mızraklı ilmihal yazmak bile daha zordur.Ne zaman ki mehdiliğe terfi etti o zaman yahudiliğe karşı yumuşadı. Heralde armegedonu başlatınca onlardan silah almayı düşünüyor :) Şimdilerde Darvine sarmış durumda.

Bunları naçizane tespit babında yazıyorum. Yahudi değilim, yahudilerin avukatı hiç değilim.

oysa yazı baştan aşağı kutsallıklara, dın tuccarlarına karşı yazılmış bir yazıydı.

Din tüccarlarına karşı istediğin kadar yazabilirsin bence sakıncası yok.

Kutsallara gelince...

Burası ateist forum, ateistler bu işi senden daha agresif yapıyor.Buraya gelen ateistler hatim indirmeye gelmiyor.Bunlara tepki gösterip yazmaya kalksam sana sıra bile gelmez.

Alındığım tek nokta şu ki bir seferlik okumayla

Bir sefer okuduğum doğru

ve gösterdığım onlarca çelişki ve pagan bağlantılarını keşke bir araştırıp yorum yapsaydın...

Yazılarında istediğn yerlerin mi yorumlanıp eleştirilmesini istiyorsun?Diğer kısımlar eleştiriden muaf mı?

Sevgili safbilgi sayfalarca yazmışsın ve pek çok kişi yorum yapmış, eleştiride bulunmuş.Yukarda yaptığım gibi bütün yazdıklarına satır satır cevap verilmesi ve tekrar bunlara senin cevap vermen forumun hacmi açısından mümkün mü ?Verimli olurmu?Bu kadar narsist olma.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...