Jump to content

Türkiye'de İslamcı Hareket Ateizmi Tetikliyor Olabilir mi?


Recommended Posts

Ülkemiz giderek İslam'a teslim ediliyor.

İslam doğası gereği yayılımcı bir dindir. Ayrıca İslam, bir yaşam tarzı olduğundan, bütün sosyal kurumlara penetre olma özelliklerine de sahiptir.

Türkiye'de İslam'ın bu yayılışının ve sosyal kurumlara penetrasyonunun giderek arttığını açıkça gözlemliyoruz.

Türkiye'nin geleceği açısından bu gelişmelerin bu şekilde ilerleyerek toplumun İslam'a tam anlamı ile teslim olacağını mı düşünüyorsunuz?

Yoksa bu gelişmeleri sindiremeyenlerin alternatifler arayarak İslam'dan soğumaya başlayacaklarını ve ateizme olan ilginin giderek artacağını mı düşünüyorsunuz?

Evet, islam yayılmacı bir din. Yayılmacı olduğu kadar, habis bir ur gibi; ya bazı sağlıklı hücrelerin de gözden çıkartılıp, onunla birlikte bu vücuttan sökülüp atılmasına göz yummak, ya da her geçen gün büyümesini izleyip, her geçen gün daha da dayanılmaz olan ağrı ve sızılarına katlanmanın yollarını arayan bir yarı-ölü olarak ölümü beklemek seçenekleri var. Ben eminim ki bu ülke insanı, şu ikinciki seçenek rezilliğini yaşayamaz ve ne edip edip, Atatürk bilinciyle dikelmeyi (ben buna böyle diyorum) bilecektir. Böylece örümcekler, cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi kovuklarına çekilmek zorunda kalacaklardır, çünkü en azından yine eminim ki evrensel hukuk ilkelerine de aykırı, bu islam denen zihniyet. Bu, umudum mudur, süreç gereği zaten de olması gereken gerçek midir, onu düşünmeye fırsatım olmadı. Görelim determinizm n'eyler, n'eylerse umarım güzel eyler. Akıl, akıldan üstündür; ama akıl, illaki ahmaklıktan çok ama çok üstündür. Aklın da yolu bir olduğuna göre... :)

Ancak şu iktidar döneminde epey düşündüm de, yani elimden geldiğince empati kurmaya çalıştım. Ben bir müslüman olsaydım, nasıl bir müslüman olurdum? Din ve devlet işlerinin asla birbirine karıştırılmaması gerektiğine inanan, bu nedenle inancımın bu konuda ne denli müsamaha gösterebileceğini düşünüp, bu yönde bu sistemde elden geldiğince mutlu olmaya çalışırdım. Dolayısıyla hani şu "tatlısu müslümanı" dediğimiz türün bir ferdi. Ama böyle düşünmeye çalışsam da görüyorum ki sözde benim zihniyetimi temsil ettiğini söyleyenler şu an iktidar ve ben hem inancımın bana emrettiklerini hala aynı şekilde yerine getirebiliyorum, hem de soframdaki ekmek dilimleri her geçen gün ha bire azalıyor. Ülkenin genel gidişatına bakıyorum, ekonomil olarak çöküyoruz, işsizlik almış başını gidiyor, kişi başı milli gelir üç beş kişi başına düşmeye devam ediyor, etnik ve dinsel ayrımcılık her geçen gün tırmandırılıyor, sokak aralarında, üniversite kampüslerinde, fabrika önlerinde insanlar bağrışıyor, sloganlar atıyor, birbirlerine taş da atıyorlar hatta ve bıçaklıyorlar, yarın otomatik silahlar devreye girecek (alnı zülfikarlı yarı-otomatiklerini de gördük zaten), Amerika bir darbe daha yapacak ve bugünden kötüsüne döneceğiz tekrar... Yargı, dosyalar arasında kaybolmuş, uzun süredir kendisinden haber alınamıyor, olası duyumlarımı sizinle de paylaşırım... Asker, türban konusunda cumbabayla küs oynuyor; bir dizini hafif kırmış, o ayağını diğerinin arkasına almış, sol elinin üzeri kalçasına dayanmış, sağ elinin işaret parmağını azı dişlerinin arasına almış, sağa sola salınarak cumbaba ve iktidara bakıp belli belirsiz tebessüm ediyor... Bu ülkede mutlu olamıyorsun, olman mümkün de görünmüyor. Maruz kaldığın her hangi bir haksızlığı gidermek için yıllarını harcıyorsun; iç hukuk yollarının bitmesi, bir ömür zaten. O bitecek de, AİHM'e başvuracaksın, kabul edilirse ilkinin yarısı kadar daha mahkeme derken yapılanlar kıçında kazık olarak bu dünyadan göçüyorsun...

İnsan, umutları ölçüsünde yaşar. Umutsuzlar, intihar ediyor ya zaten. Bir insanın tüm umutlarını yitirmesi ne demektir, az çok bilirim. Ona öyle bir şey gerekli ki, hani bir masal vardır, (mutlaka çok bilinen bir masaldır ancak ben adını bu kafayla hatırlayamadım), bir çocuk çok hastadır hani, penceresinden gördüğü ağacın tüm yaprakları döküldüğünde öleceğine inanan bir çocuk. Bir ressam o ağaca yapay bir yaprak iliştirir ve o yaprak bir türlü düşmez. Masalın sonunda çocuk ölüyor muydu, iyileşip sahte yaprağı kendisi mi farkediyordu, hatırlamıyorum. O yaprak, o çocuğa bir umut olmuştu. "Son bir ihtimal!"

Hani bir de, Nasreddin Hoca bir gün eşeğini kaybetmiş, türkü söyleye söyleye aranıyormuş. Köyün epey dışında bir yerde köye gelmekte olan bir köylüsüyle karşılaşmış. Köylü buna "Hayırdır Hoca efendi, ne arıyorsun böyle?" demiş. Hoca da "Eşeği kaybettim, onu arıyorum." demiş. Köylü "İyi de hocam, insan kayıp eşeğini böyle türkü söyleyerek mi arar?" diyerek gülmeye başlamış. Hoca bezgin bir halde ona bakıp "Şu tepenin ardı kaldı zaten, bir bakmadığım. Orada da bulamazsam gör sen vaveylayı." demiiiiiiişş, fıkrası vardır ya, hani.

Din, insanı kendisine tüm bu kötülükleri ve hatta olası çok daha büyük kötülükleri yaşatacak zihniyeti kendi başına getirecek kadar aptallaştıran bir şey demek ki. Birileri yine hoplayıp zıplayacak ama ne yapayım ki böyle düşünüyorum, yani benim mantığım bu sonuca varıyor. Ama bu durum, aynı zamanda bir acıma hissi de doğuruyor. Hani zeka özürlü tipler vardır, sürekli başlarını duvara vururlar, tedbir alınmazsa kendilerine veya çevrelerindekilere ciddi zararlar verebilirler. Tamam, onlar kadar tehlikeli bu müslümanlar, tamam ama, en az onlar kadar da masumlar. Aptallık suç değil ki.

Onların birçoğunun yaşadığı sıkıntıları, bazılarının düştüğü umutsuzluğu ben de yaşadım. Benim hiçbir umudum yok; tamamen determinist düşünce sayesinde hayattayım denebilir. Oysa determinizmin zesini duymamış bir müslümanın hala bir umudu var, ardına bakacağı hala bir tepe var, en azından düşmemiş bir yaprakları var... Bilmedikleriyse, Nasreddin Hoca'nın zaten o tepenin ardına, en az bu fıkranın anlatıldığı kadar bakmış olduğu gerçeğidir. Yaprak? E-e, biz onlara "Kardeşim o yaprak değil, 1400 sene önce kötü bir ressamın çiziktirdiği deve derisi. Baksana lan, armut ağacında incir yaprağının işi ne, salak!" diyoruz ama, dinleyen kim? Hani diyeceğim ki bunların bir diğer umutları da AİHM'le kıyaslanamayacak kadar adil bir üst mahkemenin varlığına inançları; ama bilemiyorlar ki, olsa bile bu mahkemenin hakimi de en fazla peygamberleri ve hatta kendileri kadar adil olabilir. Peygamberleri ve kendileri ne kadar zeki ve akıllıysa, o hakim de ancak o kadar adil olabilir ki bunların Ceza Kanunlarını okuduğumda görüyorum ki bunların hakimi, aklını içkiyle, karıyla, kızla bozmuş, yiyip, içip, düzüşüp yatmaktan başka bir şey istemeyen bir mıymıntı. E-e, bu insanlar da aynı zamanda hayatları boyunca bir kez olsun bilimsel bir yazı okumayı bırak, öbür tarafta yargılanacaklarına inandıkları kanun kitabını bile bir kez olsun anlamak için okumayan adamlar... Yahu, yargılanacağı kanun maddelerini bile koca bir ömür boyunca bir kez olsun okuma zahmetine girmeyen adamın adalet anlayışı ne ki, ben de kalkmış burada laf anlatıyor, empatiden falan dem vuruyorum...

Hani, insanların son bir umutlarının; düşmeyen bir yapraklarının, ardına bakılacak bir tepelerinin, haklarına kavuşacakları bir üst mahkemelerinin olması, bunların varlığına inanmaları, yani bir dinlerinin olması bir bakıma güzeldir be, diyecektim ama din de din olsa bari. Şu karıyı sen düz, o ganimeti şu alsın, şunun kellesini bu vursun diye zırvalayan bir dinin tiridine ekmek bile banılmaz...

Neyse, çok uzatmayayım demek için geç kaldım sanırım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 90
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ben Zensen'e daha çok hak veriyorum.

Türkiye'de ortaya çıkan bu akım yeni değil herşeyden önce..

Türkiye'nin alt yapısını yansıtıyor.

Asıl yeni ve değişik olan Atatürk devrimleri ile ortaya çıkan durumdu.

Onlar yerleşti ama hala bazıları onları sonradan empoze edilen devrimler olarak görüyor.

Bu son eğilimin temeli yalnız İslam değil. Aynı zamanda Atatürk devrim düşmanlığı..

Yine de Atatürk devrimlerinin temeli o kadar sağlam ki kimse onları yok edemez artık.

Demokrasi devam edecek. Laiklik bugünkü anlam ile devam edecek.

Hukuk sistemi değişmeyecek.

Cumhuriyet değişmeyecek.

Parlamento değişmeyecek.

Ordu değişmeyecek.

Üniversitelerimiz sağa kaysalar da, İran'da olduğu gibi, temel olarak İslamcı bir politika izlemeyecek.

Yani İstanbul üniversitesinde bütün İstanbul cuma namazı kılmayacak.

Kadınların bir kısmı kapansa bile mini etekliler her zaman var olacak.

Pilajlarımız topless kadınlarla ve onları izleyen erkeklerle dolup taşacak.

Türkiye'yi artık orta çağın karanlık dönemine itmek mümkün değil.

Çünkü Atatürk devrimlerinin başardığı bir alt yapımız var.

Türkiye'de ateizmden önce ve daha çok, deizm ilerleyecek. Deist sayısı artacak.

Zaten Türkiye'de şu anda bile sayıları milyonları bulan deist var. Onların sayısı hem artacak, hem de onlar daha cesur davranmaya başlayacak.

Onların cesur olması için gerekli koşulları ortaya çıkacak.

Ateizm hiç bir zaman çoğunluğun seçeceği bir eğilim olmayacak.

Ama ne beis.. Hiç sorun değil. Bizim için önemli olan İslam'ın bağnaz etkilerinin mümkün olduğu kadar nötralize edilmesi değil mi?

Avrupa'da bile Hrisitıyanlık yok edilemedi ama sesi kısıldı..

Bu arada Avrupa'daki Aydınlanma dönemi, çok sayıda deist üretti. Ateist değil...

Link to post
Sitelerde Paylaş
... Bu arada Avrupa'daki Aydınlanma dönemi, çok sayıda deist üretti. Ateist değil...

Az bir şey mi, sayın haci? En azından korkunun "İnancımdan dolayı öldürülebilirim" türü ile, nefretin "Benim gibi inanmayanlar ölmeli" türü daha az görülüyordur o toplumda. Bence az değil, evet hiç az değil...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şunları da eklemeden edemeyeceğim.

Hiç kuşkusuz her ne kadar bu akım bir gün sona erecekse de, bu dönem sancısız geçmeyebilir.

Ama bu süreç sırasında demokrasi daha da yerleşecek, sistem yerine oturacaktır.

Tabii ülkemizin başına bir felaket gelmezse. Yani bu hükümet bizi savaşa sokmazsa veya biz saldırıya uğramazsak.

Her ikisi de uzak olasılık..

Şimdiye kadar başlayıp biten bir sürü rejim gördük.

İspanya ve İtalya'da faşizm.

Avrupa'da nazizim.

SSCB'înde komünizm.

Dünyada faşizm ve nazism yok olduğu ve komünizm de pratik olarak etkisiz hale getirildiği halde, bizde baş kaldıran İslamcı rejime rağmen, Atatürk devrimleri hala devam ediyor.

Yani İslamcı rejim de geçici olacaktır. Onun yerini ilerde mutlaka Atatürkçü bir rejim alacaktır.

Tam Atatürkçü olmayabilir ama onun ilkeleri devam edecektir. Çünkü onların temeli sağlamdır. Çünkü onlar yerleşmişlerdir.

Bizim bütün yapmamız gereken sabırlı olmaktır.

Eğer sabırlı olursa AKP mutlaka bir zaman sonra gidecektir.

AKP'nin gitmesi ve yerine daha demokratik bir partinin alması Türkiye'nin geleceğini garanti altına alacaktır.

Türkiye ancak o zaman güçlü bir devlet olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Az bir şey mi, sayın haci? En azından korkunun "İnancımdan dolayı öldürülebilirim" türü ile, nefretin "Benim gibi inanmayanlar ölmeli" türü daha az görülüyordur o toplumda. Bence az değil, evet hiç az değil...

Az değil tabii ama, eğer Aydınlanma Dönemini başaranların eğilimlerini dikkate alırsan, onların başarılı olamadıklarını bile söyleyebiliriz.

Hristiyanlık, İncil ve özellike Eski Ahit o kadar aşırı, ağır ve hakir eleştirilere maruz kalmışlardır ki, hala var olmaları şaşırtıcıdır diyebiliriz.

Aydınlanma dönemi ateistlerinin entellektüel gücü bile Hristiyanlığı yok etmeye yetmemiştir. Daha da ötesi Tanrı kavramından kurtulamamıştır Avrupa.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şunları da eklemeden edemeyeceğim.

Hiç kuşkusuz her ne kadar bu akım bir gün sona erecekse de, bu dönem sancısız geçmeyebilir.

Ama bu süreç sırasında demokrasi daha da yerleşecek, sistem yerine oturacaktır.

Tabii ülkemizin başına bir felaket gelmezse. Yani bu hükümet bizi savaşa sokmazsa veya biz saldırıya uğramazsak.

Her ikisi de uzak olasılık..

Şimdiye kadar başlayıp biten bir sürü rejim gördük.

İspanya ve İtalya'da faşizm.

Avrupa'da nazizim.

SSCB'înde komünizm.

Dünyada faşizm ve nazism yok olduğu ve komünizm de pratik olarak etkisiz hale getirildiği halde, bizde baş kaldıran İslamcı rejime rağmen, Atatürk devrimleri hala devam ediyor.

Yani İslamcı rejim de geçici olacaktır. Onun yerini ilerde mutlaka Atatürkçü bir rejim alacaktır.

Tam Atatürkçü olmayabilir ama onun ilkeleri devam edecektir. Çünkü onların temeli sağlamdır. Çünkü onlar yerleşmişlerdir.

Bizim bütün yapmamız gereken sabırlı olmaktır.

Eğer sabırlı olursa AKP mutlaka bir zaman sonra gidecektir.

AKP'nin gitmesi ve yerine daha demokratik bir partinin alması Türkiye'nin geleceğini garanti altına alacaktır.

Türkiye ancak o zaman güçlü bir devlet olacaktır.

Akp gider başka parti gelir , mesele toplumun bilinçlenmesi.

Atatürkün devrimlerinin devam etme sebebi bellidir , emperyalizmin çıkarları ile uyuşması , ama hiçbir zaman bitmeyecegi anlamına gelmez , uzun süredir devam etmesi bu rejimin iyi oldugu anlamınada gelmez, tıpkı 1400 yıldır hüküm süren islamın iyi oldugu sonucu çıkarılamayacagı gibi.

Benim görüşüm ya islam atatürk devrimlerini yer yada atatürk devrimleri islamı yer , bu noktada güç türk halkındadır. Bir kümeste 2 horoz olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akp gider başka parti gelir , mesele toplumun bilinçlenmesi.

Atatürkün devrimlerinin devam etme sebebi bellidir , emperyalizmin çıkarları ile uyuşması , ama hiçbir zaman bitmeyecegi anlamına gelmez , uzun süredir devam etmesi bu rejimin iyi oldugu anlamınada gelmez, tıpkı 1400 yıldır hüküm süren islamın iyi oldugu sonucu çıkarılamayacagı gibi.

Benim görüşüm ya islam atatürk devrimlerini yer yada atatürk devrimleri islamı yer , bu noktada güç türk halkındadır. Bir kümeste 2 horoz olmaz.

Atatürk devrimlerinin ne olduğunu biliyorsan bunları nası yazabiliyorsun.

Türkiye'de demokrasinin yerini totaliter bir rejim mi alacak.

Türkiye'de hukuk sistemi değişip yerini şeriat mı alacak?

Türkiye'de laiklik yok mu olacak?

Türkiye'de kadınlarn İslam'a uygun giyinmelerini denetleyen bir polis gücü mü oluşturulacak?

Türkiye'de üniversitelerde Kur'an mı okutulacak. Üniversitelerde toplu namazlar mı kılınaca?

Türkiye'de bütün erkekler sarıkla mı dolaşacak?

Türkiye genelinde bunların hiçbiri olmayacak. Belki bireysel aşırılık görülebilecek.

Neden?

Çünkü Atatürk devrimleri ileriye yönelik yeniliklerdir.

Hiç bir zaman demode olmayacak devrimlerdir.

İnsanlık demokrasiye, özgürlüğe ve kadın haklarına ilerde daha büyük önem verecektir.

Türkiye Arap alfabesine dönmeyecektir.

Yani anlayacağın, ortada iki horoz yok.

Yalnız Atatürk'ün horozu var..

İslamcılar horozu değil, tavuğu simgeliyorlar..

Bu o kadar açık ve net ki.. Nasıl göremiyorsunuz şaşıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk devrimlerinin ne olduğunu biliyorsan bunları nası yazabiliyorsun.

Türkiye'de demokrasinin yerini totaliter bir rejim mi alacak.

Türkiye'de hukuk sistemi değişip yerini şeriat mı alacak?

Türkiye'de laiklik yok mu olacak?

Türkiye'de kadınlarn İslam'a uygun giyinmelerini denetleyen bir polis gücü mü oluşturulacak?

Türkiye'de üniversitelerde Kur'an mı okutulacak. Üniversitelerde toplu namazlar mı kılınaca?

Türkiye'de bütün erkekler sarıkla mı dolaşacak?

Türkiye genelinde bunların hiçbiri olmayacak. Belki bireysel aşırılık görülebilecek.

Neden?

Çünkü Atatürk devrimleri ileriye yönelik yeniliklerdir.

Hiç bir zaman demode olmayacak devrimlerdir.

İnsanlık demokrasiye, özgürlüğe ve kadın haklarına ilerde daha büyük önem verecektir.

Türkiye Arap alfabesine dönmeyecektir.

Yani anlayacağın, ortada iki horoz yok.

Yalnız Atatürk'ün horozu var..

İslamcılar horozu değil, tavuğu simgeliyorlar..

Bu o kadar açık ve net ki.. Nasıl göremiyorsunuz şaşıyorum.

Atatürkün devrimlerini biliyorum.Kötülemiyorumda bu devrimleri , bizi bağnazlıkdan kurtardı.Ama şunu söylemek istiyorum , ya koministsindir yada emperyalist.Bunun ortası varmıdır ? Atatürk kominist olarak kursaydı devrimlerini belki şimdiye çoktan yıkılıcaktı , ama şu bir gerçekki bu devrimler emperyalist sistemle uyuşuyor , buna atatürkün ileri görüşlülügü diyebilirsiniz.

Ben şuanda islamı tehlikeli olarak görmüyorum bu ülkede 20 milyon alevi var , 10 milyonda solcu olsa , bunlara karşı gelmek mümkün değil . Evet bencede horoz benzetmem cuk diye oturmadı. Ama islamcılar , çok kolay yönlendiriyorlar , dış güçlerinde yardımları ile bir iç savaşa dönüştürülüp durun biz sizi barıştırcagız diye müdehale olabilir.Sadece iç kuvvetleri düşünmemek gerek , islam bir tehlikedir , israilde bir tehlikedir , iranda bi tehlikedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürkün devrimlerini biliyorum.Kötülemiyorumda bu devrimleri , bizi bağnazlıkdan kurtardı.Ama şunu söylemek istiyorum , ya koministsindir yada emperyalist.Bunun ortası varmıdır ? Atatürk kominist olarak kursaydı devrimlerini belki şimdiye çoktan yıkılıcaktı , ama şu bir gerçekki bu devrimler emperyalist sistemle uyuşuyor , buna atatürkün ileri görüşlülügü diyebilirsiniz.

Ben şuanda islamı tehlikeli olarak görmüyorum bu ülkede 20 milyon alevi var , 10 milyonda solcu olsa , bunlara karşı gelmek mümkün değil . Evet bencede horoz benzetmem cuk diye oturmadı. Ama islamcılar , çok kolay yönlendiriyorlar , dış güçlerinde yardımları ile bir iç savaşa dönüştürülüp durun biz sizi barıştırcagız diye müdehale olabilir.Sadece iç kuvvetleri düşünmemek gerek , islam bir tehlikedir , israilde bir tehlikedir , iranda bi tehlikedir.

Demokratik, laik bir hukuk cumhuriyeti olmak bizi emperyalist mi yapar?

Bunun üzerinde biraz düşünün isterseniz....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Demokratik, laik bir hukuk cumhuriyeti olmak bizi emperyalist mi yapar?

Bunun üzerinde biraz düşünün isterseniz....

Düşündümde haklısın yanlışım var. Siyasetle ilgili düzeltilmesi gereken çok yanlışlarımın oldugunu farkettim.Ben biraz daha düşüniyim bu konuyu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk devrimlerinin ne olduğunu biliyorsan bunları nası yazabiliyorsun.

Türkiye'de demokrasinin yerini totaliter bir rejim mi alacak.

Türkiye'de hukuk sistemi değişip yerini şeriat mı alacak?

Türkiye'de laiklik yok mu olacak?

Türkiye'de kadınlarn İslam'a uygun giyinmelerini denetleyen bir polis gücü mü oluşturulacak?

Türkiye'de üniversitelerde Kur'an mı okutulacak. Üniversitelerde toplu namazlar mı kılınaca?

Türkiye'de bütün erkekler sarıkla mı dolaşacak?

Türkiye genelinde bunların hiçbiri olmayacak. Belki bireysel aşırılık görülebilecek.

Neden?

Çünkü Atatürk devrimleri ileriye yönelik yeniliklerdir.

Hiç bir zaman demode olmayacak devrimlerdir.

İnsanlık demokrasiye, özgürlüğe ve kadın haklarına ilerde daha büyük önem verecektir.

Türkiye Arap alfabesine dönmeyecektir.

Bu o kadar açık ve net ki.. Nasıl göremiyorsunuz şaşıyorum.

Ben de sistemin bütünüyle dincilerin eline geçtiğini ve onların bu sistemi güçleri yettiğince değiştirmek istediklerini, daha da kötüsü buna resmen başladıklarını görmemenize şaşıyorum.

Ne Atatürkçülüğü? "Atatürk" diyen hapse atılıyor artık. HSYK dincilerin elinde. Cumhurbaşkanına tuhaf yetkiler verildi. Diyanet'e bir dolu hak ve yetki verildi. Korku imparatorluğu hüküm sürüyor ülkede, tam bir polis devleti olduk.

Bireysel aşırılık falan yok. Kadınların örtünmeleri vs. de hikaye. Onlar sadece görünen yanları bu işin.

Bir ülkede dinsizler, ateistler bile dinci bir partinin yalanlarına, oyunlarına kanıp da onu destekliyorsa, oturup düşünmek lazım.

Çok güvenmeyin bence. Türk insanı çok kaypaktır. Atatürk'ü ve devrimleri gerici bulup karşılığında dincileri yeğleyen dinsizler var bu ülkede. Sayılarının az olduğunu mu sanıyorsunuz? Bütün gazetelerin köşeleri onlara ait şimdi.

İslam, özgürlük adı altında hem günlük hayata, hem sosyal hayata, hem kurumlara, hem de bilim camiasına penetre oldu.

Laiklik tamamen gitmez ama adı kalır sadece. Laikimsi İslamcı bir ülke olup çıktık bile. İlkokul çocuklarına türban takma derdindeler ve bunu bir şekilde başarıyorlar Hacı..

Bizlerin şikayetçi olması ve sistem değişiyor diyebilmesi için ille de yukarıda saydıklarınızın net olarak gerçekleşmesi gerekmiyor. Kaldı ki bu sürece çoktan girdik ve onları engelleyecek hiçbir şey yok. Anayasayı değiştirme izni verdik onlara. Kendi ellerimizle.

Benim (bizim) sözünü ettiğim şeylerin tümü hemen yarın olacak değil. Beş, en geç on yıl içinde nurtopu gibi İslam cumhuriyetimiz olur Allah'ın izniyle. Geldiğimiz şu nokta normal mi? Nasıl oldu bunlar? Daha fazlası neden olmasın?

Halk razı.. Yetkiyi verdi. Bu kadar basit.

Link to post
Sitelerde Paylaş

IFeelGood, kaygılarını da, öfkeni de çok iyi anlıyorum, paylaşıyorum da. Ama bir farkla sanırım, benim hala ümidim var ki, bu ülke o dediğin kıvama gelecek olsa, Kurtuluş Savaşı'ndakinden çok daha fazla Mustafa Kemal çıkacak ve onların muhtemelen hemen hiçbiri de köstekli saat kullanmıyor ve bunu da biliyor olacak. İstiklal'i nedense Arapça düşününce antipatik gelebilir; ama Atatürk, "Ya istiklal, ya ölüm!" demek yerine, "Ya hürriyet, ya ölüm!" demiş olsaydı da sempatik gelirdi bana. O zaman istiklal vardı, olacaksa eğer şimdi de hürriyet olsun, n'apalım. Daha kolay... :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Umarım haklısındır Çakırcalı. Bu ülkede bir dolu Mustafa Kemal var bence de ama, düşündüğün kadar çok mu, ondan emin değilim.

Bazen gerçekten ümitsizliğe kapılıyorum çünkü ne dediysek, ne düşündüysek fazlasıyla gerçekleşti. Umarım bundan sonra öyle olmaz, olsa da tıpkı dediğin gibi karşı çıkanlar çok olur, çıkar mücadele ederiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Son referandum çok şey söylemekte.

58 % yi açmak, açıklamak lazım.

Bunların içinde Atatürk ü ve Atatürkçülüğü her daim kabul edenler var, yanar döner cinsinden her devrin adamı olanlar, mazlum, mağdur rollerinde avanta alanlar, kulluğu sadece tanrıya karşı benimsemeyip kişilik edinmişler var, bunların beceriksizlikleri ve basiretsilikleri sayesinde Güney Doğu da bir özerk yönetim elde edeceklerini sananlar var

...bunları ayıkladığınız anda, ki bunu AKP nin kafası çalışan bir kaç tanesi de görebilmekteler, ortalıkta fazla bir şey kalmıyor.

Bunlardan ne köy olur ne kasaba.

42% iyi bir oran.

Unutmayınız ki her partinin siyasi serüveni bir çan eğrisi grafiği çizer.

AKP düşüşe geçmiş durumda.

Bunların geçen dokuz sene içinde yaptıkları ve yapmaya yeltendiklerine bakılırsa...

...bunlardan bir şey olmaz.

Din iman ile siyaset, ticaret veya toplumda bir erk elde etmeyi amaçlamak ile din iman ayağa düşer.

Düşmüştür de.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Resmiyette her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin dini "İslam" olarak geçsede,ülkemiz vatandaşlarının dini genellikle islam olsada, çoğunluğun temeli sağlam olmamakla birlikte "kısır ezbercilik" olarak adlandırılan ve bir çok "bidâ" denilen,yani, dine sonradan girmiş,batıl,inançlar ile İslam'ın değeri her gün düşmektedir.

Pek bilinmeyen gerçek, işte bu "kısır ezbercilik" meselesinin Türkiye'de islamı ayakta tutan şey olduğudur. İslam Türk halkından saklanmaktadır. Açığa çıktıkca, türk insanının islama bakışı emin olun değişecektir ki bugün olanda bu.

Peki radikalizm ve islamın yükselişi. Bunun ardında pek çok sebep olsada, en önde gelen sebeplerden biri ekonomik sebepler. Fakat bu çark dönebilecek bir çark değil ve bu cemaat çarkın dönmesi için kendi çocuklarını yemek zorunda kalacak. Yani artık cemaate katılmak, abilerin dizinin dibinde olmak vaziyeti kurtarmaya kafi gelmeyecek. Şu Hanefi Avcı vakası filan bunun açık emareleri aslında.

Sonuç ne olur bilmiyorum. Ateizm kesin olarak yükselecektir. Zira "Kadını dövün diyor, yok demiyor" tartışması, insanları araştırmaya ve sorgulamaya yöneltir. Ve dinlerin hiç biri sorgulamaya dayanmaz. Velakin ne kadar yükseleceği başka bir meseledir. %500 artış gösterse, resmen patlama yapsa dahi, %5'e ancak ulaşabilir belki. Kısaca, ateizmin yükselmesi toplumu ateizme yöneltmeye pek yetemeyecektir.

Ekonomik durum bir tarafa, türkiye'deki dini karmaşa bir tarafa, üzerine bir de ateizmin tuzu biberi eklenince, her şey mümkündür. İslam devleti olur muyuz? Olmamız için çabalayanlar olacaktır, ama bunu becermeleri pek mümkün değil.

Peki ya ne olur? İşte Silivri örneği ortada. Belki o adamlar hakikaten suçlu. Ama bunun önemi yok, çünkü ciddiye alınacak kadar büyük bir kitle için bu bir dolap. Son referandumda malum. Diyanetin alevileri hala tehdit olarak görmesi vs. de malum. Eğer bir tarafa, hayat hakkının iğfal edildiğini düşünmeye başlarsa ki gidişat o yönde, bunun sonuçları cidden son derece dehşetengiz olabilir.

Burada temel sorun şu. Laikçi denen insanlar, sokaktaki kadına, evinde oturana vs. gelip aç lan bacağını, başını demedi. Eline sopa alıp dövmeye çıkmadı. Şimdi denecektir ki, amanda üniversiteler, türban sorunu zart zurt. Bu kadar açık, malum olan bir durum bile zulm gibi lanse edilip islamcılar tarafından sömürüldü. Fakat islamcılar sizin başı açık bir mekana girmenize yasak değil, başı açık olmanıza yasak koyacak ve bu yasağı cebren uygulayacaktır. Sonuçta, başı kapalı olan kendine bir yaşam alanı bulabilirken, türbanıyla gidip sarayburnu kayalıklarında fingirdeşebilirken, başı açık olana hayat hakkı tanınmaması ortaya çıkacaktır.

İkisinin arasındaki fark büyük. Bir taraf karşı tarafın kendi bildiği şekilde yaşayabileceği bir hayat alanı tanıyor. Ama islamcılar böyle bir hayat alanı tanımıyor. Bu cidden önemli bir sorun olup, toplumsal patlamaya dönüşmesi an meselesi olacaktır.

Bu patlama önlenebilir. Ama islam devleticiliği ve radikalizmle değil, ancak laiklikle önlenebilir. Bu yüzden AKP bile olsa islamcılık yapabilmesi pek kolay değil. Referandumda boylarının ölçüsünü aldılar, yetmez ava diyenlerde dahil, %57 oy ile bir yere varamazsınız. Zira kalan %42 gerçekten ciddi bir rakam. Bunların %1'i radikalleşse ve işi sopaya dökse, bu karşınızda milyonlarca militan var olacağı anlamına gelir.

AKP'nin dış politikası çöküyor. İçerde ekonomi zaten perişan. Bankaların iyi durumda olması, şu bu hikaye. İç dış borç rakamları, işsizlik, yoksulluk ciddi ciddi tehdit haline geliyor. Bugün buzdolabı filan verip kandırdıkları kitle, yarın o dolaba koyacak bir şey bulamayınca elbette bir şeylerin yanlış olduğunu görecek. Hepsi mi? Elbette hayır. Fakat bir kısmı "bu böyle olmuyor, islam devleti, hırsızın elini kesecen" diyecek, bir kısmı başka şeylere yönelecek. Sonuçta radikalleşme ve militanlık artacak. Ve militan demek eylem demektir ki, bu da apaçık iç savaşa kadar götürebilecek bir olgu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

AKP giderse ne olacagi saniliyor?

Laiklik ve esit haklar adina hic bir sey degismeyecek?Demokrasiyi, özgürlükleri, esitlikleri savunanlarin takim tutar gibi parti tutmamalari gerekir diye düsünüyorum.

Carpik sistem degismedikce taslar yerine oturmadikca bu gün A partisi yarin B partisi bozuk sistemden nemalanmaya devam edeceklerdir.Atatürk'ü agizlarindan düsürmeyen ve her zaman cikarlari icin onu kullananlar ülkenin simdiki halinden sorumlu olanlardir.

Sistemin carklari farkliliklar icin esit dönüyorsa ateistlerin inananlarla bir sorunu olmaz fakat alevilere "önce kendi aranizda anlasin sonra bizden hak talep edin" diye zihniyet ateist insanlarin varligini dahi kabul etmiyor.

Hukukun ve laikligin olmadigi bir ülkede eger partiler bunlari düzeltmek icin girisimlerde bulunmuyorlarsa partilere güvenilmez.Cünkü en kolay yöntem olan dini kullanmayi tercih ediyorlar.

Üretimin, tarimin, hayvanciligin devamli geriledigi bir ülkede ekonominin iyi olmasi söz konusu olmaz.Anibal'in ekonomik tespitlerine katiliyorum ve sanirim secimlerden sonra her sey daha net belli olmaya baslayacak diye düsünüyorum.

Bazi arkadaslari bu konuda cok iyimser algiliyorum.Devamli kargasa ve huzursuzlugun hakim oldugu bir ülkede sisteme karsi savasilmadikca esit haklar kazanimi olamaz.Bunu basarabilmek icin de güc birligi yapmak gerekir.

Gerisi lafi güzaf.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akp gider başka parti gelir , mesele toplumun bilinçlenmesi.

Atatürkün devrimlerinin devam etme sebebi bellidir , emperyalizmin çıkarları ile uyuşması , ama hiçbir zaman bitmeyecegi anlamına gelmez , uzun süredir devam etmesi bu rejimin iyi oldugu anlamınada gelmez, tıpkı 1400 yıldır hüküm süren islamın iyi oldugu sonucu çıkarılamayacagı gibi.

Benim görüşüm ya islam atatürk devrimlerini yer yada atatürk devrimleri islamı yer , bu noktada güç türk halkındadır. Bir kümeste 2 horoz olmaz.

Sevgili dostum, sen ne yazık ki ne Atatürk'ü, ne de Atarürkçü düşünceyi anlayabilmişsin. Bunlara sana anlatacak değilim; eminim ki bu konulara biraz kafa yorar, birkaç kaynağı tararsan mantığını kendin de çözebileceksin. Sadece bilgisizsin...

Atatürk, bu topraklarda acaba laik, demokratik ve hukuka dayalı bir cumhuriyeti boşa mı kurmuştur; bu nitelikleri yüklerken acaba Muhammed gibi işkembeden mi atmıştır, yoksa mevcut şartlarda olası en mükemmeli kurgulayıp onu mu hayata geçirmeye çalışmıştır? Bence çok iyi irdelenmeli...

Benim Atatürk hayranlığım, sırf bunları yapmasından değil, bunları yaparken neleri düşündüğü, neleri kurguladığı ve amaçladığından kaynaklanmaktadır. Ki Atatürk'ün, cumhuriyetin temel niteliklerini belirlemesinin yanısıra devrimcilik ilkesi de başlı başına bir olaydır. Cumhuriyet, demokrasi, laisizm, evrensel hukuk ilkeleri ve sürekli ileriyi düşünen bir devrimcilik ilkesi...

Bak, Orhan Hançerlioğlu, Demokratik Cumhuriyet için ne diyor: Demokratik cumhuriyet "az çok tam bir demokrasi görünümü"nde olduğundan Karl Marx'a göre "sosyalizme götüren en kısa yol"dur, çünkü böyle bir cumhuriyet "anamal egemenliğini, dolayısıyla yığınların ezilmesini ve sınıf mücadelesini hiçbir zaman ortadan kaldırmadığı halde, kaçınılmaz bir biçimde mücadelenin genişlemesine ve gelişmesine yol açar. Öyle ki ezilen yığınların yaşamsal gereksinimlerini doyurma sorunu bir kez ortaya çıkınca bu sorun ancak sosyalizmle çözümlenebilir".

Bunu Atatürk bilmiyor muydu, düşünememiş miydi acaba? Peki, kendilerini sosyalist olarak tanımlayan bazı andavallıların sırf laf olsun diye Atatürk'e olmadık hakaretler etmeleri, Atatürk'ün yoktan var etmesi gerçeğini değiştirebiliyor mu?

Bu ülke, yoktan varedilmiştir. Yobazlığın, insanlıkdışılığın yüzyıllarca egemen olduğu bu topraklarda birden bire birilerinin gelip laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti kurması, köle muamelesi gören insanları cumhuriyetle tanıştırması, kimilerinin ısrarla görmek istemedikleri bazı ilkelerle birlikte özellikle devrimciliği vurgulaması, az şey midir? Üstelik de bunun, birçok emsaliyle kıyaslandığında yok denecek kadar az kan dökülerek başarılmış olması, neden birilerince görülmek istenmiyor?

Atatürk, laisizmi benimserken, acaba din düşmanı olduğu için mi bunu yapmıştır, yoksa dindar olsa da her vatandaşın yönetime katılmasını ama bu sırada gerici eylemlerin de eleğe takılmasını mı amaçlamıştır.

Adam kafayı sıyırmış, üç beş oy daha fazla alırım umuduyla dilin kemiği de yok nasılsa "Demokrasi bir araçtır, amaç olamaz" veya "Hem laik hem müslüman olunmaz" söylemleriyle iktidara geldi. Peki demokrasi ne kadar araçtır? Böyle düşünenleri sadece iktidara getirebilecek kadar araçtır. Yani amacı binmek olan birinin sırtına binmesine izin veren bir at gibi, biraz haddi aştı mı adamı sırtından attığı yetmezmiş gibi taşaklarının üzerine arka ayağıyla basıp zıplamayı da bilir bu demokratik cumhuriyet. Birileri bu sahneyi hatırlıyordur her halde. :) Evet, o sahnedeki at öldü, ama burada sözünü ettiğimiz atın laiklik ve hukuk gibi, devrimcilik gibi ölümsüzlük iksirleri var ve bu at ne biniciler gördü, kimleri sırtından attı, kimleri gidebileceği yere kadar taşıdı, cumhuriyet tarihi bunu gösteriyor. Dolayısıyla bu iktidarın da bu at sırtında ne kadar gidebileceğini az çok kestirebiliyorum. Böyle giderse hadım olmaları kaçınılmaz; epey bir süre zürriyetleri kuruyacak yine.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çünkü bu defaki silah din. Dinlerden daha tehlikeli ve daha fazla gelir kaynağı üreten başka bir yapı bilmiyorum ben..

Ne şeriat, ne de laiklik. İkisinin ortasında, ılımlı İslam dedikleri acayip bir rezillik iyice hakim olacak ve bu bence daha da kötü. Yoksa benim korkum şeriat filan değil Sevgili Electra. Arabın geleneği Türk'e uymaz ama İslam öyle bir din ki, bir şekilde kendini modifiye eder ve gelir oturur. Oturdu da. Bu defaki Türk -İslam sentezi dedikleri türden de değil üstelik. Başka bir garabet...

Sevgili IFeelGood,hemen hemen aynı düşünceleri taşıyoruz..

Kaygılarını anlıyorum..Ben de ufaktan, acaba mı? demeden edemiyorum ve bu konuda şöyle düşünüyorum;

Öncelikle Akp 'nin seçmenleri islami ideoloji sevdasında olanlardan oluşmuyor....Ha onlarda yok mu?..Tabii ki var ama azlar...Akp'ye oy verenler şeriat isterük diyerek Recep Tayyip'e oy vermiş değiller..Bu yüzden bu oyların fazlalığını ideolojik başarı olarak görmüyorum..Recep Tayyip'te bunun farkında...

Türkiye de hakim partiler kamplaşma hareketi içinde olan partilerdi...Chp sadece Atatürkçülerin partisi,Mhp milliyetçilerin,Refah sadece dincilerin,Bdp de kürtçülerin diye kamplaştılar..Özü muhafazakar demokrat olan Akp bunu aşmak için siyasetine şuyundan da buyundan da koyarak esnek ,sentezci bir tutum izledi ..Demokratikleşmeyi öne sürerken,nasıl da ağladı adam Ahmet Kaya için,Komünistler için yahu....Kurnaz..

Akp ideolojik islami davranışlar içine girerse başına ne geleceğini iyi bilmesi lazım.. ..Seçmen tabanı ideolojik kutuplaşmanın yarattığı ayrılıklardan muzdarip halktan oluşan Erdoğanın, kendisinin ideolojik islami çizgiye geri dönmesi abesle iştigal ,aynı zamanda intihar olur...,Ne oy alabilir, ne bir avuç ideolojik tabanla tüm halka İslamik bir zırvalık dayatabilir...

Burada tehlike türbandı,ıvırdı zıvırdı diye ,yavaş yavaş örtünmeyi okula, oradan devlet dairelerine ,oradan mesleklere bulaştırması..Yavaş yavaş ve yayılmacı hareketlerle halka benimsetmesi..Sonra bu bulaşık insanların görevlerini cemaatçi kayırmacılığıyla ifa etmeleri.. Veya bunların "Madem demokrasi var,türbanla eğitim gördük,türbanla meslek yapıyoruz ,o zaman haremlik selamlık otobüste isterim" demeyecekleri ne malum?..Namaz vaktinde izin isteriz demeyecekleri ne malum??..Türbanlı bir kadın doktorun bir erkek hastaya bakmayacağına bahse girerim...Eğer gelişme bu yöne doğru giderse , Türk milletinin bir daha bunlara oy vereceğini veya destekleyeceklerini sanmıyorum..Laikliğin nimetlerinden taviz vermez bunlar.İçlerine işlemiş senelerdir...O bir avuç islam sevdalısını ezip geçerler...

Yazımda en son satırda,Türk milleti ancak başına bir şey gelir, ondan sonra akıllanır demiştim ya sana..Başlarına bir şey gelmek üzere zaten..Ondan sonra kurtulacağız bunlardan ama...Ne kadar ucuza yırtarsak o kadar iyi..Ama en sonunda kurtulacağız merak etme...

Umudunu yitirme demem ondan...

Selamlar...

tarihinde Electra tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bak, Orhan Hançerlioğlu, Demokratik Cumhuriyet için ne diyor: Demokratik cumhuriyet "az çok tam bir demokrasi görünümü"nde olduğundan Karl Marx'a göre "sosyalizme götüren en kısa yol"dur, çünkü böyle bir cumhuriyet "anamal egemenliğini, dolayısıyla yığınların ezilmesini ve sınıf mücadelesini hiçbir zaman ortadan kaldırmadığı halde, kaçınılmaz bir biçimde mücadelenin genişlemesine ve gelişmesine yol açar. Öyle ki ezilen yığınların yaşamsal gereksinimlerini doyurma sorunu bir kez ortaya çıkınca bu sorun ancak sosyalizmle çözümlenebilir".

Bunu Atatürk bilmiyor muydu, düşünememiş miydi acaba? Peki, kendilerini sosyalist olarak tanımlayan bazı andavallıların sırf laf olsun diye Atatürk'e olmadık hakaretler etmeleri, Atatürk'ün yoktan var etmesi gerçeğini değiştirebiliyor mu?

Atatürk, yığınların sorunlarının sosyalizmle çözülemeyeceğini biliyordu. Yani, senin sandığın gibi sosyalist değildi. Marksizme karşı düşmanca bir tutum benimsememiş olsa da Marksist eğilimleri tehlikeli bulurdu. "Asla Bolşevik olmayacağız" demesi bundandır.

Senin bahsettiğin emek sorunları Atatürk'ün hayata geçirdiği evrensel hukuk normlarına dayalı bir demokraside çözümlenebilir sorunlardır. Çalışanların örgütlü mücadelesinin yasallaştırılması ve örgütlenme hakkı tanınması ile çözüm mümkündür. Ve Batılı ülkelerde gayet olumlu örnekleri mevcuttur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk, yığınların sorunlarının sosyalizmle çözülemeyeceğini biliyordu. Yani, senin sandığın gibi sosyalist değildi. Marksizme karşı düşmanca bir tutum benimsememiş olsa da Marksist eğilimleri tehlikeli bulurdu. "Asla Bolşevik olmayacağız" demesi bundandır.

Senin bahsettiğin emek sorunları Atatürk'ün hayata geçirdiği evrensel hukuk normlarına dayalı bir demokraside çözümlenebilir sorunlardır. Çalışanların örgütlü mücadelesinin yasallaştırılması ve örgütlenme hakkı tanınması ile çözüm mümkündür. Ve Batılı ülkelerde gayet olumlu örnekleri mevcuttur.

Ben Atatürk'ün sosyalist olduğunu söyledim mi? Atatürk'ün laisizmi, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü baz alan bir cumhuriyet tasarlamış olmasının, Marx'ın da kabul ettiği üzere sosyalist düzene geçişi kolaylaştıracak bir başlangıç olduğunu ileri sürdüm ki, Atatürk'ün devrimcilik ilkesi de bunu zaten doğuracaktır. Yani Atatürkçü düşünce, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda sosyalizmi doğurabilir ancak şeriata ve saltanata dönüşü de aynı kuvvetle imkansız kılar. O nedenle zaten dincilerin ve kendini sosyalist sanan bazı andavallıların en önemli hedefleri Atatürkçülüktür.

Bana kalırsa önce Atatürk'ü anlamaya çalış, sonra yazımı tahlil edersin, ne dersin? Yani avatarda bir Atatürk resmi kullanmak, adamı Atatürkçü yapmaya yetmiyor. ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...