Jump to content

namus nedir...


Recommended Posts

ama tüm dinlerde özellikle islamda kadının bedenine yüklenmiştir

Bence tanımla pek aykırı bir durum teşkil etmiyor.

İslam ahlakı kadının bedenini kapatmak istiyor. İslam toplumunun ahlak kuralı da bu. Dolayısıyla açık kişiler veya bakire olmayanlar vs. islam ahlakına bağlılık göstermiyor ve islam toplumuna göre namussuzluk etmiş oluyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

iki bacak arasındada beyindede arayan beyinsizdir bana göre namusu.

çünkü namus diye bir şey yoktur. bu ataerkil-feodal bir inanış adet gelenekten öte şey değil.

insanlar sevdikleriyle diledikleri kadar sınırsız ilişkiye girebilirler, bu konuda üçüncü kişilerede deyim yerindeyse b.k yemekten başka bir şey düşmez. :)

elbette her şeyi tadında bırakmak gerekir, yasağı delecem diye günün her saati sansürsüz yaşayan kişilerde de bilinçaltındaki travmatik bir bozukluğun bilince bu şekilde yansımasının sonucu olarak böyle davranmaktadırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

zannederim ki namus üstüne çok az insan düşünmüştür yeryüzünde.namus devirlere,şartlara ve telakkiye göre değişen izafi bir kavram mıdır? yoksa bütün değişikliklerden ve telakkilerden bağımsız,tıpkı yerçekimi kanunu gibi mutlak bir namus ölçüsü var mıdır?

namus kolektif bir ortamın kişilere yansıyan dürüstlük ölçüleri yekünü müdür? yoksa içinde yaşanılan ortamın ötesinde ancak kişilerin tek tek gerçekleştirebileceği bireysel bir davranış şekli midir?

başka bir deyişle namus kolektif bir ortamdan doğarak kişileri mi etkiler,yoksa kişilerin daha üst planda bir insanlık yaratma çabasından doğarak ortamı mı etkiler?

konuya diyalektik bir açıdan ele aldığımız zaman ortamın kişilere,kişilerin de ortama olan etkisi içinde namus kavramını daha iyi değerlendirebiliriz.

namus daha mutlu bir insanlık yaratma güdüsünün disiplin çizgisidir.

onun için de ‘’daha mutlu bir insanlık yaratma’’ deyiminin incelenmesini yapmak gerekir

toplumun tutucu güçleri mevcut düzeni insan mutluluğu için yeterli görürler.onlara göre namus bu düzeni muhafaza etmenin moral ifadesidir.

dinamik güçler ise mevcut düzeni insan mutluluğu için yeterli görmezler ve onu değiştirmek isterler. onlara göre de namus bu değişikliği sağlama çabasının ölçüsüdür.

demek ki namus tutucu güçlere göre başka,dinamik güçlere göre başka bir anlam taşımaktadır

öyleyse hangi taraf gerçekten insan mutluluğundan yanadır? tutucu güçler mi insan mutluluğunu sağlamaya dönüktürler,yoksa dinamik güçler mi?

çünkü namus insan mutluluğu için çalışma çabasından koparılamaz.

şimdi bazı somut örneklerle konuyu daha açalım :

laboratuarda çalışan bir bilim adamı,mikroskopla gördüklerinin ve keşfettiklerinin tersini söyleyebilir,yani namussuzluk edebilir mi? milyon verseniz etmez.o kendi dalında daha mutlu bir insanlık yaratma çabası peşindedir. onun namusu bu alanda yaptığı savaşla kaynaşmıştır. gördüğü ve bulduğu gerçekleri ne pahasına olursa olsun söyleyecektir. tutucu güçlerin ve mevcut ortamın hoşuna gitse de söyleyecektir,hoşuna gitmese de söyleyecektir.

bilim anormaldir yani namusla ilgisizdir,sözü bir yalandır.bilim namusun ta kendisidir.çünkü gerçeğin dışında bir namus olamaz.gerçekle namusu bir araya getirenler ve gerçeklerin önüne namusu sahteyi bir elbise,bir şekil gibi gösterenler sadece riyakarlardır.onlar sahte namus ölçüleri yaratarak gerçeğin ortaya çıkmasını ve toplumun o gerçekler doğrultusunda mutluluğa doğru gelişmesini istemezler.bu yüzden de gerçekle namus telakkileri çatıştırıp gerçeği susturmaya ve toplumu olduğu yerde tutmaya çalışırlar…insanlığın değilse de kendi mutlulukları buradadır.

mesela diyelim ki bir bilim adamı erkek cinsiyetiyle kadın cinsiyeti arasında arzu şiddeti bakımından fark yoktur dedi.toplum bu gerçeği kabul ettiği ölçüde mi mutluluğa doğru ilerler,yoksa bu gerçeği inkar ettiği ölçüde mi?doğal gerçeklere karşı çıkarak mutluluğa doğru yaklaşmanın imkanı yoktur.öyleyse namus bilim adamının sözünü benimsemek ve insanlığı o yönde mutluluğa doğru sevk etmekte midir?yoksa bilim adamının söylediği gerçeği inkar ederek insanlığı bahtsız bırakmaya çalışmakta mıdır?

burada tutucu güçlerle dinamik güçler arasında tartışma başlar…

tutucu güçler insanlın değil o statükoda kendi mutluluklarının peşindedirler.kadın cinsinin de erkek cinsi kadar arzulu olduğunun ortaya çıkması onların işini bozar,kadın erkek eşitliğini kabul etmek gibi çıkarlarına uymayan bir duruma kabule zorlar kendilerini…

o vakit hemen demagojiye sarılırlar ve haykırırlar:

- bu namusa aykırıdır.

oysa namusa aykırı olan gerçeğe ve insan mutluluğuna karşı gelmedir.bir örnek daha verelim:

dağdaki bir haydut çetesi,kendilerini ihbar eden bir arkadaşını namussuzlukla suçlarlar.çünkü o arkadaş çetenin statükosunu kabul ettiği halde sonradan onun dışında fırlamış ve çete statükosunun mutluluğunu bozmuştur.ama eşkıya çetesinin mutluluğu insanlığın mutluluğu değildir.eşkıya çetesi insanlığın mutluluğuna karşı geldiği için arkadaşlarını namussuzlukla suçlamaktadırlar…

bu örnek de namusla mutluluk arasındaki ilintiyi göstermekte,ancak mutluluğun eşkıyaya ait olanıyla insanlığa ait olanı arasında bir zıtlaşmaya düşmektedir.

fakir bir memur…bütün sıkıntılarına rağmen rüşvet almıyor…

ona namuslu memur diyoruz.neden?çünkü o haksız kazançla insan mutluluğunun sağlanamayacağı çizgisinde davranıyor…şimdi tarifimizi bir daha tekrarlayalım:

daha mutlu bir insanlık yaratmanın bilimsel formülleri ise bugün ortaya çıkmıştır.bu önce kişinin kişiyi sömürmemesini önlemekle mümkündür.

şayet bir baba kızını on bin dolara satıyorsa,kız satıldığı adamla birlikte nikahtan geçmiş olsa dahi burada nikah namusun şartı olamaz.ortada bir insan sömürüsü vardır.ve namus sadece zevahiri kurtarmaya yarayan bir yasak savma,sadece biçimsel bir formalite değildir.insanlar başkalarının iradeleriyle satılarak mutlu olamazlar.burada kız satılarak nikahlanacağına sevdiğine kaçsaydı olay daha namuslu bir yönde olacaktı.

namusu inek satar gibi kız satmanın maskesi olarak kullanmaya kalkmak bu kavramın ne ölçüde gerçek anlamından kopartılmış olduğunu gösterir.

insanın mutluluğu bilimsel gerçekler doğrultusundaki davranışlardadır.bilimsel gerçekler ise artık ortadadır.bunların da başında insanın insanı sömürmesini önlemek gelir.bu amaç için uğraşanlar namusun ta kendisi,bu amaca karşı çıkanlar ise namus terimini nasıl bir hokkabazlık içinde kullanırlarsa kullansınlar namussuzluğun kaynağıdırlar.

çatin altan 27 mart 1960

tarihinde kirec tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

iki bacak arasındada beyindede arayan beyinsizdir bana göre namusu.

çünkü namus diye bir şey yoktur. bu ataerkil-feodal bir inanış adet gelenekten öte şey değil.

insanlar sevdikleriyle diledikleri kadar sınırsız ilişkiye girebilirler, bu konuda üçüncü kişilerede deyim yerindeyse b.k yemekten başka bir şey düşmez. :)

elbette her şeyi tadında bırakmak gerekir, yasağı delecem diye günün her saati sansürsüz yaşayan kişilerde de bilinçaltındaki travmatik bir bozukluğun bilince bu şekilde yansımasının sonucu olarak böyle davranmaktadırlar.

Yasağı delmek adına her şeyi yapabilirsiniz nasıl bir insan olduğunuzu zaten söylemenize gerek yoktur ki. Ondan sonrada din hiç olmasaydı da bizler iyi şeyler yapardık diye forumda palavralar atmayın. Kendi söylediklerinize kendiniz inansaydınız şu vicdanınız biraz rahatlarda susardınız fakat içiniz kıpır kıpır yaptığınız yanlışları kapatmaya çalışırken daha da battığınız için foruma bir girdiniz bir daha çıkamadınız. Atın yalanı , siz yazın siz okuyun belki bir yüz çeviren gelirde kırık olan inancı sayesinde ateist olur sizde ödül alırsınız. Namussuzlar sizi. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

namus cinsellikle ilgili bir şey gibi görünüyor daha çok...

ama sözün namusu meslek namusu gibi kavramlarda var...

cinsellikte namus ...

insanların ancak evlilik çatısı altında cinselliği yaşamalarıyla tarif edilebilir...

evlilik haricinde cinsel ilişkiye girmek namusla bağdaşmaz...

tabi ki bir çok insan bu anlamda namusu önemsemeyebilir...

hatta gereksiz bir kısıtlama olarakta görebilir...

bu kişisel bir tercihtir...

namuslu olmak yahut olmamak...

namuslu olmayı tecih edenler ancak kendileri gibi bu konuyu ciddiye alanlarla evlenirlerse mutlu olabilirler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

namus cinsellikle ilgili bir şey gibi görünüyor daha çok...

ama sözün namusu meslek namusu gibi kavramlarda var...

cinsellikte namus ...

insanların ancak evlilik çatısı altında cinselliği yaşamalarıyla tarif edilebilir...

evlilik haricinde cinsel ilişkiye girmek namusla bağdaşmaz...

tabi ki bir çok insan bu anlamda namusu önemsemeyebilir...

hatta gereksiz bir kısıtlama olarakta görebilir...

bu kişisel bir tercihtir...

namuslu olmak yahut olmamak...

namuslu olmayı tecih edenler ancak kendileri gibi bu konuyu ciddiye alanlarla evlenirlerse mutlu olabilirler...

Namus cinsellikle alakalı olarak görülür çünkü öyledir. Şöyle bir örnek veriyim, İngilizce namus kelimesinin bir karşılığı yoktur. Namus yazdığınızda honour yani onur, dürüstlük anlamına gelen kelime çıkar. Bizim dilimiz açısından bakıldığında onurlu-dürüst olmak ve namuslu olmak farklı kavramları çağrıştırır. Bir memur rüşvet aldığında hatta bunu yaparken yakalandığında bile namusum kirlendi diye düşünmez. Çünkü namus bu değildir. Bu insan hırsızlık yani şerefsizlik, ahlaksızlık gibi bişey yapmıştır, ama namusu kızları evde bakire oturduğu müddetçe tertemizdir.

Namus denilen kavram toplumsal yaşama herhangibir fayda sağlamadığı gibi ne yazıkki kadınların ezilmesine, insanların faydasız şeyleri haddinden fazla önemsemesine, ama toplum için çok daha önemli olan rüşvet almak, işini kaytarmak, torpil yaptırıp bir makama haksızca gelmek, haksızca taraftarı olduğu partiden ihale almak gibi dürüstlü, onurlu davranışlara yeterli önemi vermemesine sebep olur. Namus kelimesinin karşılığı olmadığı Avrupa toplumlarında ise dürüstlük, işini iyi yapmak, sahip olduğun mevkiyi kendi çıkarların için kullanmamak vs gibi değerler tek ve en önemli değerler olarak benimsenmektedir. Yani bir Türk için namus ne kadar önemliyse bir Alman içinde bu saydıklarım o kadar önemlidir. Batılılar bu yüzden gelişir ve daha iyi işleyen devlet sistemleri kurabilir, müslümanlar burunlarını yolsuzluk bokundan asla çıkartamaz

tarihinde jadı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dönüp dolaşıp işi gene müslümanlığa getirmişsin sizin kafanız basmıyor her halde bende müslümanım ama kimsenin 1 kuruşunu yemedim bugüne kadar , insan kendisine yakışanı yapar bunun dinle alakası yoktur. Evlendikten sonra namussuzluğun normal sayılacağı bir döneme dünya girdiğinde bu seferde onu savunacaksınız şimdi de avrupa modelini savunduğunuz gibi. Demek ki neymiş kuralları biz koymamışız. Zaten herkes kendi istediği kuralı yaşıyor kimse ben müslümanım demiyor yapan yapıyor , eee neden milletin derdi sizi geriyor anlamak çok zor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

cinsel anlamda namusu önemsemeyenler iş hayatlarında başarılı dürüst olabilirler yahut olmaya bilirler...

bu ikisi arasında doğru yahut karşıt bir orantı yoktur...

cinsel anlamda namuslu olanlar içinden iş hayatında başarılı dürüst olanlar çıkabildiği gibi başarısızlarda çıkabilir...

yani namussuzlar daha başarılı ileri olabildiği gibi daha geri de olabilirler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

cinsel anlamda namusu önemsemeyenler iş hayatlarında başarılı dürüst olabilirler yahut olmaya bilirler...

bu ikisi arasında doğru yahut karşıt bir orantı yoktur...

cinsel anlamda namuslu olanlar içinden iş hayatında başarılı dürüst olanlar çıkabildiği gibi başarısızlarda çıkabilir...

yani namussuzlar daha başarılı ileri olabildiği gibi daha geri de olabilirler...

Genel tablo bunun aksini gösteriyor. Namusu kan dökecek kadar önemseyen müslüman ülkelerde hem yönetimde hemde bireysel bazda insanların onurlu olmayan davranışlara çok yatkın oldukları istatiksel bir gerçek. Bunlara sayısız örnek verebilirim. Ahlaki mantalite bozuk bu ülkelerde

Nedenini ise ben şöyle açıklıyorum. Adam evde karısı kızları kapalı, büyük bir baskı altında oturduğu müddetçe kendisini namus abidesi olarak görüyor ve en büyük kaygısı bu duruma bir zeval gelmesi. Namuslu olması için fazladan bişey yapmasına gerek olmuyor

Devlet dairelerinde memurlar doğru düzgün görevlerini yapmazlar, rüşvet almaya yatkındırlar, ölen annelerinin emekli maaşını almak için türlü dolap çeviriler, adam kayırma, torpil insanların sanki övünülecek bişey gibi anlattığı şeylerdir, kaçak elektrik bilmemne kullanırlar ve daha niceleri. Hepimiz bu insanlarla birlikte yaşıyoruz, namuslu insanların bütün bunların hepsini gözünü kırpmadan yaptığınıda biliyoruz. Kendimizi kandırmayalım

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman ülkelerde erkeğin namusu yoktur çünkü o da kadının bacakları arasına havale edilmiştir. Kadın sadece kendisinin değil, erkeğin namusunu da orada taşır.

Namus böyle ülkelerde bacak arasını temsil ettiği için, bu çıkarsama doğru olmalıdır.

Türkiye'de zaman içinde bu konuda basit araştırmalar yapılmış, "namus nedir" diye sorulduğunda da kadının seksine endeksli yanıtlar birinci sırayı almıştır.

>>>>>>>>ATEİSTCAFE

Link to post
Sitelerde Paylaş

bizim halkımız toptan ateist olsa bile bu namus bizi kaç yüz yıl bırakmaz kimbilir..evet bizim toplumumuz namuslu ama ahlaksızdır...erkeklerimiz hele..

Namus anlayışına bağlıdır dediğin şey ; fakat bir şu erkek nefretini bir kenara bırakmalısın . Çok ayıp :)

Namus cinayetlerinin birçok sebebi de dindir . Namus anlayışını katılaştıran ve bu katılığı da körükleyen yine dindir .

Dinlerin bu namus anlayışını esnetmesi yahut yok etmesi gerekmektedir. Ama baktığımız vakit bu algının değişmekte olduğunua görüyorum.

Namus bacak arasından çıkmalıdır .

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş

ne alakası var??

bizim erkeklerin içine işlemiş kadını mal gibi görmek istese de kendini kurtaramaz çoğu zaman bu anormal sahiplenmeden..insanı zorla konuşturmayın..

Aynı şey bayanlarda da var . Yani sadece namus tabusu erkeklere mi ait sanıyorsun ? Durum böyleyken niye sadece erkeklerin büyük çoğunluğunu ahlaksızlıkla suçluyorsun?Ahlaksızlık varsa her iki cinste de vardır . Çünkü bayanlarda bu tabuyu sahiplenmiş bulunmaktadırlar ve kanıksamışlar . Erkek de toplumun ters bakışlarıyla karşılaştığı vakit kendini ezilmiş hissediyor ve bu tabuyu kendisi de kabulleniyor .

Genellemen yanlış . Aynı şey bayanlar için de geçerli çünkü.

SAYGILAR

tarihinde Crafterman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ben de zaten başta bizim toplumumuz ahlaksızdır dedim..

Erkeklerde napsın ki . Kız arkadaşının olduğunu duyan aileler çocuklarna baskı yapabiliyor . Toplum bu şekilde nesil yetiştirince ne oluyor ? İnsanlar sapıklaşıyor.

Adam belirli bir yaşa gelmiş ama halen kadın eli tutmamış . Sen bu adamdan sapıklıktan başka ne beklersin ki ? Aynı şey kadınlar için de oluyor işte.

Kadınlar sapıklaşamasa bile - toplum baskısından dolayı - cinsel olarak ezilip ileriki yaşantılarında bu konuda başarısız oluyorlar ve tutunamıyorlar.

Yani bu normlar zamanla yıkılır ancak . Bu ahlaksızlık da değildir . Ahlak anlayışlarından kaynaklanan bir sapkınlık vardır. Bunu kökeni de yine dindir.

O yüzden zamanla değişecektir , sapık aramakta yersizdir .

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...