Jump to content

BİLİNCİN KÖKENİ NEDİR ?


Recommended Posts

Evrenle ilgili açıklamaya çalışacağınız her süreç sırasında karşınıza madde çıkacaktır.

Maddeden kurtulamazsınız.

Bilinci maddeni davranış biçimlerinden biri olarak kabul etmemek mümkün değildir.

Ve bu kabul de aslında o kadar aşırı değildir.

Yaşam atomların özgün bir davranışı sonucu ortaya çıkmamıştır.

Yaşam atomların olağan bir dizi davranışları sonucu ortaya çıkmıştır.

Çünkü atomlar ve moleküller birbirleri ile tepkileşmekte ve daha farklı moleküllerin ortaya çıkmasına neden olmaktadırlar.

Atom ve moleküllerin birbirleri ile tepkileşmesi için de fizik yasalarına uymaları gerekmektedir.

Bilinç de yaşam gibi atomların birbirleri ile tepkileşmelerinin ürünüdür.

Atom ve moleküllerin ise birbirleri ile tepkileşebilmeleri için önce birbirlerini tanımaları gerekmektedir.

Bütün olay budur.

Kimyasal evrim atom ve moleküllerin birbirlerini tanımaları temeli üzerine kurulmuş bir evrim türüdür.

Bu tanıma doğal seçilime tabi olmuştur.

Atom ve moleküller birbirlerine ne kadar büyük bir afinite ile tutunurlarsa, ortaya çıkan molekül o kadar kararlı olacaktır.

Bu temel davranış örneği yalnız yaşamın değil, aynı zamanda bilincin de ortaya çıkmasından sorumludur.

Bilincin başka türlü ortaya çıkması mümkün değildir.

Ne yaşam ilahi bir güçle ortaya çıkmıştır ne de bilinç.

Bunlar maddenin olağan davranış biçimlerinden bazılarıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 268
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ne yaşam ilahi bir güçle ortaya çıkmıştır ne de bilinç.

Bunlar maddenin olağan davranış biçimlerinden bazılarıdır.

Bunu biz anlıyoruz da, gel de bunu 6 milyara yakın adama anlat.

Her biri bilime soru yöneltiyorlar, ancak aldıkları aynı yanıtı her biri farklı kullanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu biz anlıyoruz da, gel de bunu 6 milyara yakın adama anlat.

Her biri bilime soru yöneltiyorlar, ancak aldıkları aynı yanıtı her biri farklı kullanıyor.

Bizim kimseyi ikna etmeye ihtiyacımız yok.

Bunları biz ateistler bilelim yeter.

Ben ondan bile kuşkuluyum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu bir daha kimseye yapamayacak bu forumda...

Ya adam gibi yazacak ve bilimsel olarak verilerle, kaynaklarla tartışacak.

Ya da burada bir kelime bile yazamayacak. Tahrik içeren ilk iletide şutlanacak. Ve her gelişinde defedilecek.

Bu ahlaksız pislik aslında senin değil, benim peşimde dolaşan bir uyuz it..

Bu hakaretleri ve fazlasını haketti. Çünkü bana çok ağır hakaretlerde bulundu. Onlar sonuçsuz kalmayacak.

Onların hesabını mutlaka soracağım. Ben bu tür ahlaksızlıkları bağışlamam....

Forumumuzda kazandığı özgürlüğün bir fiyatı var.. O da bilimsel, verilere ve kaynaklara dayanan tartışmalar yapmak.. Biraz uğraşmak, zaman harcamak ve araştırmak.

Bu fiyatı ödemeden negatif bir tonla burada fikir ortaya atanlara hakaret eden bu pislik önce kendini temizleyecek.. Sonra burada yazmaya teşebbüs edecek.

Her iletisini yakından izleyeceğim.

Domuz pisliği,

Hakaret eden sensin bilimselverilere dayanmayan saçmalıkları one süren sensin. Yazdıklarım bir tarafının zoruna gidince agzin kopuruyor egon sapitiyor. O kadar sapitiyorki yazdıklarımı okuyamayasinlar diye siliveriyorsun :) sana ciddi bir psikiyatrist eşliğinde tedavi öneriyorum...

Verdigin video da bile senin saçmalıklarına ters seyler var. Bilinci kuantum düzeyden yükselerek gelen ilahi birseymis gibi yutturmaya çalışıyorsun ancak verdigin video da bile epifenomenden bahsediyor ki buna kimsenin bir itirazı olamaz. Video maddenin sahibi olduğu bir özellik olmadıgı vurgulanıyor.

Ne okuduğunu ne yazılanı anlayacak bir zeka maalesef mevcut değil sen de.

Hala birbirini tanıyan atomlardan bahsediyorsun ki sana gotumle gülüyorum. Atomlar birbirini tanıyanda çünkü tanımak filiili ldin bilinç gerekir. Yetersiz ingilizcen ile lingilizceden yaptığın dogrudan, abuk subuk cevirilerle kendini bilim adamı mı zannettin? Evrendeki hersey birbiri ile fizik kuralları doğrultusunda etkileşime girer. Hersey bundan ibaret, tanıma yok, arkadaşlık yok atomlar arası sevgi yok.

Bilincin tanımını verdim. Bu tanım kisiden kisiye ülkeden ülkeye değişecek birsey değil. En basit kavramlara uygun fikir kurgulayamayacaksan yallah...

Senin gibi sakalları üniversite de görüyorum ve emin ol aynı senin gibi bütün bu tür bir boks sap olamamış kendi dinini yaymaya çalışan zavallıların kafasipni ezi veriyorum. Yiyorsa saçmalıklarına dair bilimsel linkler ver bakalım, tabi bulabilirsen...

Bana kuantum düzeyden yükselen bilince dair hemenbir makale göster:)

Mangal mıdır nedir???

Ahlaksız akılsız egomanyak bir sapıktan ibaretsin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Domuz pisliği,

Hakaret eden sensin bilimselverilere dayanmayan saçmalıkları one süren sensin. Yazdıklarım bir tarafının zoruna gidince agzin kopuruyor egon sapitiyor. O kadar sapitiyorki yazdıklarımı okuyamayasinlar diye siliveriyorsun :) sana ciddi bir psikiyatrist eşliğinde tedavi öneriyorum...

Verdigin video da bile senin saçmalıklarına ters seyler var. Bilinci kuantum düzeyden yükselerek gelen ilahi birseymis gibi yutturmaya çalışıyorsun ancak verdigin video da bile epifenomenden bahsediyor ki buna kimsenin bir itirazı olamaz. Video maddenin sahibi olduğu bir özellik olmadıgı vurgulanıyor.

Ne okuduğunu ne yazılanı anlayacak bir zeka maalesef mevcut değil sen de.

Hala birbirini tanıyan atomlardan bahsediyorsun ki sana gotumle gülüyorum. Atomlar birbirini tanıyanda çünkü tanımak filiili ldin bilinç gerekir. Yetersiz ingilizcen ile lingilizceden yaptığın dogrudan, abuk subuk cevirilerle kendini bilim adamı mı zannettin? Evrendeki hersey birbiri ile fizik kuralları doğrultusunda etkileşime girer. Hersey bundan ibaret, tanıma yok, arkadaşlık yok atomlar arası sevgi yok.

Bilincin tanımını verdim. Bu tanım kisiden kisiye ülkeden ülkeye değişecek birsey değil. En basit kavramlara uygun fikir kurgulayamayacaksan yallah...

Senin gibi sakalları üniversite de görüyorum ve emin ol aynı senin gibi bütün bu tür bir boks sap olamamış kendi dinini yaymaya çalışan zavallıların kafasipni ezi veriyorum. Yiyorsa saçmalıklarına dair bilimsel linkler ver bakalım, tabi bulabilirsen...

Bana kuantum düzeyden yükselen bilince dair hemenbir makale göster:)

Mangal mıdır nedir???

Ahlaksız akılsız egomanyak bir sapıktan ibaretsin...

Domuzpisliği senin anandan çıkandır.

Sensin yani..

Atıldın.. Nedeni de bu forumda varlık nedenin sadece trolluk yapmak olduğu için.

Seni ve türevlerini burada istemiyoruz.

Birazdan bu iletini de yanıtlayacağım.

Ama sen .iktirip gitmiş olacaksın bu arada..

Ne hoş değil mi? Sensiz bir forum çok hoş..

Ananı da alıp gidiyorsun. Veya anandan çıktığın yere giriyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Domuz pisliği,

Hakaret eden sensin bilimselverilere dayanmayan saçmalıkları one süren sensin. Yazdıklarım bir tarafının zoruna gidince agzin kopuruyor egon sapitiyor. O kadar sapitiyorki yazdıklarımı okuyamayasinlar diye siliveriyorsun :) sana ciddi bir psikiyatrist eşliğinde tedavi öneriyorum...

Verdigin video da bile senin saçmalıklarına ters seyler var. Bilinci kuantum düzeyden yükselerek gelen ilahi birseymis gibi yutturmaya çalışıyorsun ancak verdigin video da bile epifenomenden bahsediyor ki buna kimsenin bir itirazı olamaz. Video maddenin sahibi olduğu bir özellik olmadıgı vurgulanıyor.

Ne okuduğunu ne yazılanı anlayacak bir zeka maalesef mevcut değil sen de.

Hala birbirini tanıyan atomlardan bahsediyorsun ki sana gotumle gülüyorum. Atomlar birbirini tanıyanda çünkü tanımak filiili ldin bilinç gerekir. Yetersiz ingilizcen ile lingilizceden yaptığın dogrudan, abuk subuk cevirilerle kendini bilim adamı mı zannettin? Evrendeki hersey birbiri ile fizik kuralları doğrultusunda etkileşime girer. Hersey bundan ibaret, tanıma yok, arkadaşlık yok atomlar arası sevgi yok.

Bilincin tanımını verdim. Bu tanım kisiden kisiye ülkeden ülkeye değişecek birsey değil. En basit kavramlara uygun fikir kurgulayamayacaksan yallah...

Senin gibi sakalları üniversite de görüyorum ve emin ol aynı senin gibi bütün bu tür bir boks sap olamamış kendi dinini yaymaya çalışan zavallıların kafasipni ezi veriyorum. Yiyorsa saçmalıklarına dair bilimsel linkler ver bakalım, tabi bulabilirsen...

Bana kuantum düzeyden yükselen bilince dair hemenbir makale göster:)

Mangal mıdır nedir???

Ahlaksız akılsız egomanyak bir sapıktan ibaretsin...

Sen terbiyesizin birisin. Çok laubalisin. Tahrik edici bir üslubun var.

Burası için uygun birisi değilsin.

Eleştirilerini adam gibi yapsaydın, elbette dikkate alırdık. Ama yapmıyorsun. Ve ayrıca tarışmalarına katıldığın konularda birikimin yok.

Biz burada aynı konuları yıllardır işliyoruz. O konularda bilgi sahibiyiz.

Sen o bilgileri doğru değerlendiremiyorsun. Çünkü karakter bozukluğu var sende. Psikopatsın.

Senin gibileri burada yaşatmayız. Gelirler, yazarlar, cevaplarını alırlar ve defolup giderler. Senin gibi.

Colin McGinn'in röportajını da anlayacak İngilizcen olduğunu sanmıyorum.

Kimsenin bilinç hakkında kesin bir yargısı yok zaten. Ama biz bilincin ilahi veya gizemli bir konu olmadığını iddia ediyor ve kökenini atom ve moleküllere bağlıyoruz.

Sende biraz akıl olsa bilincin başka türlü ortaya çıkmasının mümkün olamayacağını anlarsın.

Ya da eğer kendi fikrin varsa onları ortaya koyarsın.

Sen bir pisliksin. Ve dolayısıyla bu konuda fikrin yok. Olamaz da.

Ama sadece bu konuda fikir yürüten birikimli, cesur, bildiklerini savunmaktan çekinmeyen yazarları rahatsız ediyorsun.

O yüzden forumla ilişkin kesildi..

Eğer yeni bir nickle gelirsen, o nick tanınır tanınmaz şutlanacaksın.

Burada sana ve senin türevlerine yer yok.

Biz özgürüz ama, senin sandığın gibi idiot değiliz. Dürüstüz.. Onurlu ve gururluyuz.

Ve ancak öyle katılımcılarla tarışırız.. Onların ne düşündüğü ve inandığı hiç önemli değil.

Önemli olan onlarn senin gibi bir pislik olmamaları..

Anladın mı? Anladıysan da sana anlamadıysan da..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atomlar bir araya gelip sayıları artınca daha önceki davranışlarından daha farklı davranmaya başlarlar. Diğer atomlarla bir araya gelip örgütlenince daha da değişik davranışlar sergilerler.

Su örnegine geri dönelim. Su hidrojen ve oksijenden oluşmuştur.

Onların bireysel olarak davranışları farklıdır. Bir araya gelince ikisinde de olmayan bazı davranışlar ortaya çıkmaktadır. Bu olay da bir epifenomendir. Su damlalarını çogaltın, suyun daha farklı davranışlar sergilediğini göreceksiniz. Ne kadar çogaltırsanız su molekülleri o kadar farklı ve kompleks davranışlar sergileyeceklerdir.

Sevgili hacı;

Bilimsel düşüncenizin ürünü olan yazınızı beğeniyle okudum.

Evrimi hep uygun olana doğru zorunlu bir yöneliş olarak düşünürüm.

Kısaca evrimi, varlığın varlığına devam etme çabası olarak görürüm.

Bu düşünceden hareketle, bir şey varolmuşsa demek ki uygunmuş ki

varolmuş, eğer uygun olmasaydı varolmayacaktı ve biz onun hakkında

dedikodu yapıyor olmayacaktık. Bu durumda evrene kısaca, uygunların

toplamı diyebiliriz.

Bilinç dediğimiz özellik de bu kapsamda ele alınabilir. Bilincin varolmasının

altında uygun olması yatıyor bu uygunluk tabii seleksiyona uygunluk tabiki.

Bilinç maddenin varolma savaşımının sadece minik bir cephesi. Çünkü sonsuz evrende

zerrecik kadar bile yer kaplamıyoruz. Uygun olana yol veren evrenin bilinç gibi üst

düzey bir özelliğe yol vermemesi düşünülemezdi.

Ve bilinç dediğimiz varoluş nesnesi, evren yasaları karşısında uygunluğunu sürdürdüğü sürece

varolmaya devam edecektir, aksi halde bilinç dediğimiz sayısal kombinasyonun sonsuzluktaki

serüveni biter.

Aslında bilinci "Farkına varılmış zorunluluğun tanıklığı" olarak görmekteyim.

Yukarıdaki alıntı bana yeryuvarlağındaki insan örtüsünü ve tarih içinde basitten karmaşığa

doğru geliştirdiği kültürünü anımsattı.

Eskiden dünyaki insan nüfusu 1 milyonken ata biniliyordu, insan nüfusu yüzmilyonlara çıkınca

motorlu taşıtlara binildi, milyarlara ulaşınca ise uçaklara binildi ileride neyin üstüne bineceğimiz

belli değil. Burada gözle görülür farkı açıklamak için nüfus artışı ve kültürel birikim yeterlidir.

Çünkü insan aynı insan, aynı beyin, aynı biyolojik yapı ancak değişen şey nicelik yani topluluğun

nüfusu. Hiç 1 milyon beyinin ürettiği ile 1 milyar beyinin ürettiği bir olur mu??

Nasıl ki su artınca beraberinde niteliksel değişim meydana getiriyor aynı şekilde dünyadaki insan

sayısı arttıkça beraberinde de niteliksel değişiklikler getiriyor. Tıpkı kalabalıklaşınca bir

örgütlenme ve anlam kazanabilen karınca toplulukları gibi rakamlar arttıkça beraberinde de değişimler

koşullanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 months later...

Güncelleyelim..

Zazo son iletisinde kendini mükemmel bir şekilde belirtiyor.

Görüşünün arada kaynamasına izin veremem.

Tekrar gündeme getiriyorum.

Bu görüşe aynen katıldığımın bilinmesini istiyorum.

Sonuç olarak özetle Zazo diyor ki:

Evrende bilinç vardır.

Çünkü olmak zorundadır.

Bilincin neden var olduğunu Zazo'nun bu iki cümlesi ile mükemmel bir şekilde açıklayabiliyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan bilinçli bir canlıdır.

İnsan evrenin ve doğanın bir parçasıdır.

İnsan bilincini evrene mal etmek haklı ve doğru bir bakış açısı olabilir. Ancak Evren insandan müteşekkil bir varlık değildir. Zamansal ve mekansal sınırlarını tespit edemeyeceğimiz düzeyde bir varlığın kendisini tümü ile bilinçli kabul etmek veya insan organizması düzeyinde bir örgütlenme seviyesine gelmemiş atomları, molekülleri bilinçli kabul etmek doğru değildir.

Bilincin ne olup olmadığı konusunda başka başlıklarda tartışmıştık. Bu başlık, o başlıklar es geçilerek açıldı. Bir molekülü veya evrenin tümünü bilinçli göstermek maksadı vardı. Bu nedenle bu başlığa bulaşmayayım dedim ama, Sevgili hacı sevgili zazo nun yanıtını kendine yontarak yorumlaması karşısında kendimi tutamadım.

Sevgili zazo genel olarak nicel birikimlerin nitel değişikliklere yol açıyor olmasından bahsediyor. Bu konuyu diyalektiğin ilkeleri başlığı altında DEHA ile tartışmıştık. Ben bu yaklaşımın doğru olmadığını savunmuştum.

Zazo nun örneğine gelince, diyor ki nüfus kalabalıklaştıkça buluşlar artar.

Buluşların nüfus ile ilişkilendirilmesindeki pay belirleyici ve doğru değildir.

Bilim, teknoloji ve buluşların gelişmesini nüfus çoğunluğuna bağlamak doğru bir sebep sonuç ilişkisi değildir.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi de bilincin ne olduğu hakkında bilgi sahibi olmadan ve bu konuda bir kuram ortaya atmadan, başkalarının kuramlarını eleştirmek çok saçma değil mi?

İnsanda bilinç neden vardır sorusunu önce kendinize göre yanıtlayın.

Başkalarının kuramlarını eleştirmeden önce kendi kuramınızı ortaya atın..

Atmazsanız lak lak'dan öteye gitmez argümanınız..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir virüste bilinç yoktur diyebilir miyiz?

Bence bunu söyleyemeyiz.

Canlılık arz eden her şeyde bilinci çağrıştıran birşeyler vardır.

Fakat, canlılık maddenin evrimin zorunlu bir sonucu değildir. Bu tümüyle uygun koşulların ortaya çıkmasına bağlıdır.

Kısacası, bilinç evrende zorunlu bir sonuç olamaz.

Bilinç yaşamın ürünüdür.

Son tahlilde maddidir ama yaşayan maddenin evladıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir virüste bilinç yoktur diyebilir miyiz?

Bence bunu söyleyemeyiz.

Canlılık arz eden her şeyde bilinci çağrıştıran birşeyler vardır.

Fakat, canlılık maddenin evrimin zorunlu bir sonucu değildir. Bu tümüyle uygun koşulların ortaya çıkmasına bağlıdır.

Kısacası, bilinç evrende zorunlu bir sonuç olamaz.

Bilinç yaşamın ürünüdür.

Son tahlilde maddidir ama yaşayan maddenin evladıdır.

Bu iletideki mantık hatası şurada:

Canlılarda bilinci çağrıştıran birşeylerin olabileceğini düşünüyorsun.

Ama canlıların yalnız cansız maddeden oluştuğu gerçeğini ihmal ediyorsun.

Dolayısıyla bilinç yalnız yaşamın değil, canlı ve cansız olarak davranan, maddenin ürünüdür.

Maddeler birbirlerini tanıyorlar.

Ona siz başka ne derseniz deyin, farketmez.

İster moleküller birbirlerini tanısınlar, ister birbirleri ile kimyasal reaksiyona girsinler, hiç farketmez.

Onlar birbirlerini tanıyorlar demektir.

Bunu çoğaltın, büyütün.. Önce atomlar (elementler), sonra moleküllerden, karmaşık moleküllerden, daha sonra çok daha karmaşık molekülerden oluşan sistemler ortaya çıkacaktır.

Bunu biraz daha ileri götürün. Karşınıza kendilerini çoğaltan ve daha da önemlisi, kendiliğinden örgütlenen, moleküller çıkacaktır.

Daha da ileri götürürseniz, onlar canlılık kazanacaklardır.

Dolayısıyla bilinci tam olarak anlamak ve değerlendirmek için cansız maddelerden oluşan canlının özüne dönmek zorundasınız.

Canlının özüne dönünce de karşınıza elementler çıkacaktır.

Bilinç elementlerin yapısındadır. Çünkü onlar diğer elementleri tanımakta ve onlarla birlikte canlılığın ilk adımını atmaktadırlar.

Evrende bilinç evrensel bir fenomendir.

Evrenin kendisi bilinçli, hatta canlı bir varlık gibi davranmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu iletideki mantık hatası şurada:

Dolayısıyla bilinç yalnız yaşamın değil, canlı ve cansız olarak davranan, maddenin ürünüdür.

Maddeler birbirlerini tanıyorlar.

Ona siz başka ne derseniz deyin, farketmez.

İster moleküller birbirlerini tanısınlar, ister birbirleri ile kimyasal reaksiyona girsinler, hiç farketmez.

Onlar birbirlerini tanıyorlar demektir.

Bunu çoğaltın, büyütün.. Önce atomlar (elementler), sonra moleküllerden, karmaşık moleküllerden, daha sonra çok daha karmaşık molekülerden oluşan sistemler ortaya çıkacaktır.

Bunu biraz daha ileri götürün. Karşınıza kendilerini çoğaltan ve daha da önemlisi, kendiliğinden örgütlenen, moleküller çıkacaktır.

Daha da ileri götürürseniz, onlar canlılık kazanacaklardır.

Dolayısıyla bilinci tam olarak anlamak ve değerlendirmek için cansız maddelerden oluşan canlının özüne dönmek zorundasınız.

Canlının özüne dönünce de karşınıza elementler çıkacaktır.

Bilinç elementlerin yapısındadır. Çünkü onlar diğer elementleri tanımakta ve onlarla birlikte canlılığın ilk adımını atmaktadırlar.

Evrende bilinç evrensel bir fenomendir.

Evrenin kendisi bilinçli, hatta canlı bir varlık gibi davranmaktadır.

Yıldızlarda her saniye korkunç bir ısıyla yanıp Helyuma dönüşen Hidrojen atomları da birbirlerini tanıyorlar mı?

Veya mutlak sıfırda inzivaya çekilen ölü yıldızları oluşturan elementler birbirlerinin farkında mıdır?

Canlılık, bir dizi özel koşulların maddeye bahşettiği sıradışı bir durumdur.

Bilinç de böyledir.

Evrende bilinç ortaya çıkmak zorunda değildir.

Ama, bu tartışma herşeyden önce bilincin ne olduğunun tanımlanmasına bağlıdır.

Sen en temel elektrostatik etkileşimleri bile bilinç olarak algılarsan elbette elementlerin de bilinci olduğu ileri sürülebilir.

Ama bana göre bu etkileşimler, bir seviyeden sonra nitel bir değişime uğrayarak bilinç denilebilecek şeye dönüşüyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıldızlarda her saniye korkunç bir ısıyla yanıp Helyuma dönüşen Hidrojen atomları da birbirlerini tanıyorlar mı?

Veya mutlak sıfırda inzivaya çekilen ölü yıldızları oluşturan elementler birbirlerinin farkında mıdır?

Canlılık, bir dizi özel koşulların maddeye bahşettiği sıradışı bir durumdur.

Bilinç de böyledir.

Evrende bilinç ortaya çıkmak zorunda değildir.

Ama, bu tartışma herşeyden önce bilincin ne olduğunun tanımlanmasına bağlıdır.

Sen en temel elektrostatik etkileşimleri bile bilinç olarak algılarsan elbette elementlerin de bilinci olduğu ileri sürülebilir.

Ama bana göre bu etkileşimler, bir seviyeden sonra nitel bir değişime uğrayarak bilinç denilebilecek şeye dönüşüyorlar.

Evrende bilinç ortaya çıkmak zorunda değil tabii...

Çünkü zaten var.

Hidrojen atomları aşırı basınç ve ısı karşısında bir araya geliyorlar.

Ve evet. Bu süreç sırasında birbirlerini tanıyorlar elbette. Tanımasalar bir araya gelemezler.

Bütün elementler birbirlerinin farkında değillerdir.

Çünkü birbirlerinin farkında olabilmeleri için elektronlarının özel bir yörüngeye sahip olması gerekir.

Elementler birbirlerini elektronları ile tanırlar ve onlar aracılığı ile reaksiyona girerler.

Dikkat edersen biz elementlerin bu davranışını insandaki veya canlılardaki bilinçle aynı kategoride tutmuyoruz.

Biz sadece canlılardaki bilincin, cansız elementlerin birbirleri ile tepkileşmesi sonucu ortaya çıktığını ileri sürüyoruz.

Yani evrendeki bilinç farkında olmaktır. Awareness'dir. Bilinç (Consciousness) ondan evrilmiştir.

Eğer elementler birbirlerini tanımasalardı, onlardan canlılarda bilinç evrilmezdi.

Yaşam ve evrim, temel olarak kimyasal bir süreçtir.

Bilinç de kimyasal bir süreç olmak zorundadır.

İki element birbirlerini tanıyıp yeni bir moleküle dönüşmektedirler. Beyinde de nörotransmiterler bu işlevi farklı bir düzeyde gerçekleştirmektedirler.

Serotonun, dopamin ve benzeri moleküller beynin bütün etkinliklerinden ve bu arada bilinçten de, sorumludurlar.

Özetle diyebiliriz ki... Canlı varlıkların cansız varlıklarda olmayan yalnız canlılara özgün davranışları yoktur.

Onları laboratuvarda bir araya getirin.. Hepsi canlı varlıklardaki gibi davranacaklardır.

İster bir canlıda yer alsın, ister bir cansızda, koşullar aynı ise, atom ve moleküllerin davranışı aynı olacaktır.

Canlı olmak bir büyü değildir. İlahi bir güç yoktur.

Yalnız geniş bir yelpaze oluşturan madde ve onun davranış biçimleri vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinci başka başlıklarda tanımladık. Tüm canlılarda değil, yalnız insana özgü olduğunu söyledik. Bu tanımı elbette maymunlardan başlayarak virüslere kadar oradan da moleküllere elementlere varıncaya kadar sulandırabilirsiniz. Bu sulandırma ile hiçbir yere varılmaz. Literatürde bilinç insan beyninin çalışma mekanizması olarak tanımlanır. Literatürdeki tanımlarının tümünü daha evvel bilinç konusuna taşımıştım ve hepsinin insana özgü olduğu bir tanım idi.

Kimyasalların tepkimeye girmesi yalnız kimyasal bir olaydır. Bunu bilinç olarak nitelendirmek konuyu mecrasından çıkarmak demektir. Evreni, molekülleri bilinçli olarak göstermeye çalışırsanız bilinç bilinç olmaktan çıkar. "Akıllı tasarım" olur.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinci başka başlıklarda tanımladık. Tüm canlılarda değil, yalnız insana özgü olduğunu söyledik. Bu tanımı elbette maymunlardan başlayarak virüslere kadar oradan da moleküllere elementlere varıncaya kadar sulandırabilirsiniz. Bu sulandırma ile hiçbir yere varılmaz. Literatürde bilinç insan beyninin çalışma mekanizması olarak tanımlanır. Literatürdeki tanımlarının tümünü daha evvel bilinç konusuna taşımıştım ve hepsinin insana özgü olduğu bir tanım idi.

Kimyasalların tepkimeye girmesi yalnız kimyasal bir olaydır. Bunu bilinç olarak nitelendirmek konuyu mecrasından çıkarmak demektir. Evreni, molekülleri bilinçli olarak göstermeye çalışırsanız bilinç bilinç olmaktan çıkar. "Akıllı tasarım" olur.

Sevgiler.

Kimsenin sulandırdığı yok. Ve kimse mutlak gerçeklik gibi bir saçmalıkla da uğraşmıyor.

İnsanda bilinç temeli kimyasal olan bir süreçtir.

Çünkü canlılık temeli kimyasal olan bir süreçtir.

Bilincin tanımını yapmka yeterli değil.

Bilinç neden vardır?

Başkalarının bilinç konusunda ortaya attığı kuramları reddetmek için sizin bir kuram ortaya atmanız gerekmez mi?

Yoksa sadece polemik yapmış olursunuz...

Bilincin kökeni nedir?

Bu soruyu yanıtlayın önce..

Yanıtlayamazsanız, yanıtlayanlara saygı gösterin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinci başka başlıklarda tanımladık. Tüm canlılarda değil, yalnız insana özgü olduğunu söyledik. Bu tanımı elbette maymunlardan başlayarak virüslere kadar oradan da moleküllere elementlere varıncaya kadar sulandırabilirsiniz. Bu sulandırma ile hiçbir yere varılmaz. Literatürde bilinç insan beyninin çalışma mekanizması olarak tanımlanır. Literatürdeki tanımlarının tümünü daha evvel bilinç konusuna taşımıştım ve hepsinin insana özgü olduğu bir tanım idi.

Kimyasalların tepkimeye girmesi yalnız kimyasal bir olaydır. Bunu bilinç olarak nitelendirmek konuyu mecrasından çıkarmak demektir. Evreni, molekülleri bilinçli olarak göstermeye çalışırsanız bilinç bilinç olmaktan çıkar. "Akıllı tasarım" olur.

Sevgiler.

Haddinden fazla insanmerkezli bir görüş.

İnsana yakın hayvanlarda, tam da senin sadece insana özgü olduğunu iddia ettiğin türden bir bilinç vardır.

Şempanzeler düşünürler, plan yaparlar fakat kavram oluşturamazlar.

Yani senin bilinç tanımını ayırt eden tek şey kavram oluşturmaktır ki bu da bilimsel bir tanım olmaktan öte senin felsefi eğiliminden kaynaklı bir defodur esasen.

Gözlüğünde bir sorun var ve seni birçok konuda yanıltıyor.

O gözlüğü çıkarıp atmaktan başka görme çaren yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haddinden fazla insanmerkezli bir görüş.

İnsana yakın hayvanlarda, tam da senin sadece insana özgü olduğunu iddia ettiğin türden bir bilinç vardır.

Şempanzeler düşünürler, plan yaparlar fakat kavram oluşturamazlar.

Yani senin bilinç tanımını ayırt eden tek şey kavram oluşturmaktır ki bu da bilimsel bir tanım olmaktan öte senin felsefi eğiliminden kaynaklı bir defodur esasen.

Gözlüğünde bir sorun var ve seni birçok konuda yanıltıyor.

O gözlüğü çıkarıp atmaktan başka görme çaren yok.

Drekinci'nin bazı görüşleri insanmerkezlidir.

Kendisi hiç kuşkusuz bir ateisttir.

Ama düşünce ve inançları dinseldir.

İnsan odaklı olması bunun ilginç bir delilidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben kendime göre bir bilinç tanımlamıyorum. Tanımladığım bilincin dünya görüşüm ile bir ilgisi yoktur.

Bilincin ne olduğunu öğrenmek istiyorsan. Aç bir türkçe sözlük bak bakalım nasıl tanımlanmış. Ben de bir zamanlar bilinci canlılara özgü bir şey olarak biliyordum. Azı var çoğu var zannediyordum. Ama öyle değilmiş. Bilinç insana özgü bir özellik olarak tanımlanıyor literatürde.

Kelimelerle, cümlelerle anlaşıyoruz. kelimelerin anlamları üzerinde bir mutabakat sağlamadan birbirimizi anlamayız.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Drekinci'nin bazı görüşleri insanmerkezlidir.

Kendisi hiç kuşkusuz bir ateisttir.

Ama düşünce ve inançları dinseldir.

İnsan odaklı olması bunun ilginç bir delilidir.

İnsan olup da, insanmerkezli olmamak mümkün mü? Bu ne ilginç bir demogojidir. Siz insandışı bir yeteneğinizle mi düşünüyor, bilgi üretiyorsunuz?

İnsan merkezli olmamak bir insan için nasıl mümkündür?

Lütfen izah edin!

Biz de insanlığımızdan uzaklaşalım.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...