Jump to content

BİLİNCİN KÖKENİ NEDİR ?


Recommended Posts

Sevgili nevzataydın, düşünce üreten herhangi bir aygıt veya canlının, düşüncesinin seviyesinin ölçülmesi, bu düşüncenin uygulanabilirliği ile mümkündür. Bir düşüncenin uygulanabilir olması da, uygulamak için uygun donanımlar ve imkanlar ister. Bir balinanın veya filin insandan daha üstün düşünce seviyesinde olduğunu göstermek basittir. Hangisi, hangi düşüncelerini gerçekleştirebiliyor. Hangisi daha karmaşık problemleri çözebiliyor. Bunlara bakmak gerek.

Şimdi sen otur. İnsanın düşünce yetenekleri, problem çözme yetenekleri ve düşüncelerini gerçekleştirebilme yetenekleri ile diğer hayvanları karşılaştır. İnsan üstünlüğünün farkına var. Hindi gibi düşünüp, hiçbir eylem gerçekleştiremiyorsanız, böyle bir düşüncenin üstünlüğü veya geriliği test edilemez.

Bir çengel düşünün birçok çengel birarada olduğunda bunlar doğal olarak birbirlerine tutunacaklar, karışacaklar, çözülmesi zor bir yumak oluşturacaklardır. Böyle bir durumda çengeller birbirini tanıyor diye yorum yapılabilir mi?

Ayrıca şu iddianı gözden geçirmeni isterim. Bilgisayarları, insanlar üretmiştir. Yeteneklerine insanlar karar verecektir. Kendi yaşantılarında ihtiyaç duyduğu bilgi ve eylemlere göre programlayacaklardır. Bu programlar uyarınca uygun ekipmanlarla donatılacaktır. Hiçbir zaman insan kendinden üstün, kendi kendine yeten, kendi kendini yenileyen bir bilgisayar robot yapmayacaktır.

Tek tek duyularımıza ve bilgilerimize takviye olarak kullanılacak yapay bilinç, yine insanlar tarafından kumanda edilen robotlar yapacağız. Kendimizden üstün yetenekli olanları bile, bu yeteneklerini bize hizmet edebilecek şekilde programlayacağız.

Bizleri ortadan kaldırıp yerine kendilerinin geçtiği bir yapay bilinç üretecek kadar aptal değiliz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 268
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

bilinç: farkındalıktır. etrafında olan şeyleri fark edip - hissedip - tepki görüp (artık nasıl demek istiyorsanız) sonucunda zorunlu olarak, siz ister fark edin, ister etmeyin bir tepki vermesidir. kuarklardan insanlara(eğer en büyük zekanın insanda olduğu gibi bir düşünceniz varsa) her yerde bu böyle.

düşünme: geçmiş ve geleceğe dair akıl yürütmedir. şu anki bilgilerimizle bu olgu-olay için özelleşmiş bir yapıya gerek olduğunu söyleriz. eğer organikse insan beyni, ispermeçet beyni, karınca beyni, değilse (anorganik) bilgisayar işlemcisi-sabit diskidir. midir? bu tamamen dar bir bakış açısıdır. bakterilerin çevredeki kimyasalları algılayıp davranışlarını değiştirdikleri, yeni girdiği ortamlarda eski ortamı 'hatırlayıp' ortam yeniden kendisini zorlayana kadar bu değişik davranışı sürdürdüğü (hatırladığı) kanıtlanmıştır. nasıl ki bilgisayar işlemcisi-sabit diski ile hayvan beyni arasında yapısal bir benzerlik yoksa, ama ilerde bilgisayar beyni de tamamen özgün düşünme yapısı gerçekleştirip bugünkü insanların zihin yapısını geçecekse (şu anda da düşünme yetileri var ama çok düşük ve sınırlı), organik olan ama yapısal olarak insan beynine benzemeyen zihin yapıları mevcuttur (toprak solucanı böyledir).

bu tartışmada şurası çok rahatsız edicidir ki; insan zihinsel aktiviteleriyle, diğer hayvanlardan üstündür. nasıl yani? diğer hayvanların bilinçleri, düşünme yetileri hakkında ne biliyorsunuz ki? bir varlık çevresiyle ne kadar uyumsuzsa, hayatta kalmak için zekasına o kadar sığınmak zorundadır. insanlar da yağmur ormanlarından çıkıp daha soğuk, kurak ve besinsiz yerlere gittikçe (yeterli kapasiteye ulaşan beynimiz ile evrimleşen ellerimiz ve ayaklarımız sağolsun) uzuvlarının yardımıyla bir şekilde ürettikleri (çekiç) - öğrendikleri (ateş) bilgileri sonraki nesle aktarmış ve bugünkü durumumuza gelmişizdir. ama bunu diğer tüm hayvanlardan daha büyük düşünme kapasitesine borçlu olduğumuzdan yapmamışızdır. söz gelimi, herhangi bir ispermeçet balinasını (hayvan ünlü oldu:)) doğumundan itibaren tüm duyu organlarını kapsayacak şekilde insan olarak yaşayacağı bir benzetime sokarsak, einstein'ın iki katı düşünme yeteneğinde olmayacağını söyleyemezsin. herhangi bir filin beyninde, ortalama bir insanın ulaşamayacağı kadar çok kıvrım ve sinir hücresi - bağlantısı vardır. bu hayvanın benzer bir benzetim makinesiyle bizden daha zeki olamayacağını söylemek bence... saçmadır.

bilinç olgusuyla düşünme olgusunu birbirine karıştırmayalım.

Bilinçle ilgili tanım eksik.

Canlı, canlıdır der gibi.

Henüz bilim dallarının teknolojik ve sistematik olarak bilinç türlerine ilişkin çalışma yapamaması bilinci aynı yapmaz.

Bilincin türleri vardır. Farkındalıktır demekle olmuyor.

Mesela şu ana kadar bildiğimiz kadarıyla insan bilinci gibi farkındalığını kendi isteği ile istediği şeye gözlemci yapabilen bir başka bilinç yok.

Bu şu demektir:

İnsan bilinci = Farkındalık2

Aynı şekilde insan bilinci haricindeki diğer bilinçler de farklılıklar içerir.

Zamanı insanın algıladığı gibi eş zamanlı olarak algılayanlar, daha hızlı algılayanlar ve daha yavaş algılayanlar vardır.

Eğer insanın bilincinin zaman algılamasını referans alırsak:

İnsan bilinci0

Bitkilerdeki bilinç -1, -2, -3 (bitkiye bağlı, 500-600 yıllık veya 10 bin yıllık bitkiler gibi)

Diğer hayvan, bakteri, mikroplardaki bilinçler +1, +2, +3 (türe ve zaman algısına bağlı)

Ama şu bir kesin ki, Farkındalık2 tek bilinç şu anda insanda. Zaten düşünce denilen şeyin çıkma nedeni de bu davranıştır.

tarihinde Ateist Bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

düşüncene saygı duyuyorum ateistbakış. ama bana göre şu aşamada hepsini bir çatı altında toplamak daha iyi. yani, salyangoz da böcek, çekirge de. ama ikisini de ilk kez gören için aynı sınıfa konulamayacak iki türdür.

benim için; 'kendinin farkında mı? farkında' o zaman olay bitmiştir. nasıl ki yıldız türlerinin birbirleriyle alakası yoksa, ama sonunda mekanizma bir şekilde benzeşiyorsa, iş düşünmeye gelince beyinler, devreler, organel arası ilişkiler vs vs benim için çok farklı değil.

'Mesela şu ana kadar bildiğimiz kadarıyla insan bilinci gibi farkındalığını kendi isteği ile istediği şeye gözlemci yapabilen bir başka bilinç yok.' bunu anlamadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

'Mesela şu ana kadar bildiğimiz kadarıyla insan bilinci gibi farkındalığını kendi isteği ile istediği şeye gözlemci yapabilen bir başka bilinç yok.' bunu anlamadım.

İnsan sadece farkındalığa sahip değildir.

Farkındalığının da farkındadır.

Hem kendi farkındalığına, hem de başka farkındalıklara, canlı, cansız varlık ve olgulara farkındalığını odaklayabilmektedir.

Şu anda bunu yapabilen bilinen tek türdür.

tarihinde Ateist Bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

eeee drekinci, belki ben yanılıyorumdur ama söylediklerimi anlamamış (yazarken unutmuş) gibi konuşuyorsun. tek bir örnek vereyim:

"Şimdi sen otur. İnsanın düşünce yetenekleri, problem çözme yetenekleri ve düşüncelerini gerçekleştirebilme yetenekleri ile diğer hayvanları karşılaştır. İnsan üstünlüğünün farkına var. Hindi gibi düşünüp, hiçbir eylem gerçekleştiremiyorsanız, böyle bir düşüncenin üstünlüğü veya geriliği test edilemez."

halbuki ben söz konusu hayvanın (ki balina gibi kendilerine ait saatler süren şarkılar yazıp bunları ezberleyen türlerden bahsettim, hindi değil), doğumdan itibaren bir insan olarak algılayıp, iletişim kurup, davranışta bulunduğu bir benzetimden söz ettim, doğada yetişmiş bir varlıktan değil.

yazının diğer kısımları da bundan çok farklı değil. bilgisayarların bizi geçemeyeceği konusuna değinmek bile istemiyorum, zira konu 'allahtan daha iyisini yapamayız'a geldi gelecek :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konunun felsefesini yapıyorsunuz.

Biz burada bilincin materyelist bir tanımını yapıyoruz.

Siz bilimin materyelist tanımından uzaklaşıyorsunuz.

Beyin maddeden oluşan bir organdır.

Bu organ düşünmekte, algılamakta, onları bir araya getirerek çevresinin ve daha da önemli olarak kendisinin, farkına varmaktadır.

Bu materyelist bir etkinliktir.

Ve bunun başladığı ilk basamak elementlerin elektron açığını tatmin etmek üzere bir araya gelmeleridir.

Konu tartışmaya açıldığından beri atomlar birbirlerini tanımaz, tanımak akıl işidir diye zırvalayıp durdunuz.

Atomlar birbirlerini tanımazlarsa su molekülü nasıl ortaya çıktı?

Ona tanıma demeyin de tepkileşme deyin. Ne derseniz deyin.

Atomların birbirlerini tanımaları giderek karmaşıklaşan moleküler yapıların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Bu karmaşık düzenden canlılar çıkmış ve onlarda bilinç gelişmiştir.

İnsanda akıl ve bilinç en üst düzeye ulaşmıştır.

Bunun tartışmasını yapmak, hayvanlar da insan kadar akıllı ve bilinçlidir diye bir teori ortaya atmak temelsizdir.

Kanıtlayamazsınız. Ve zaten biz bunun aksinin doğru olduğunu kesin olarak biliyoruz.

Benim büyük saygı duyduğum ve sevdiğim, insan kadar bilinçli olduğuna emin olduğum ispermeçet balinası bile, insan gibi akıllı değildir.

Farklı bir zekası ve aklı vardır. Bilinci yerinde olabilir. İnsana benzer bir bilince sahip olabilir. Yani farkında olduğunun farkındadır.

Ama insan kadar akıllı değildir. Akıl bilinçten ve zekadan farklıdır. Onların tümüdür.

Bundan içinde yaşadığı çevrenin de sorumlu olduğunu düşünüyorum.

İnsanda ve bütün hayvanlarda, hatta çevreye uyum yapan bütün canlılarda çevreyi tanıma yetisinin temeli atomların birbirlerini tanımalarıdır.

Konunun felsefesini yapacaksanız din forumundaki bilinç başlığında devam edin.

Burası bilim forumu. Felsefe ile uğraşmıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilincin kökeni nedir sorusunun, "şudur" diye bir bilimsel tanımı yoktur. (Bilinç nedir, türleri nedir diye bir bilimsel tanımlama dahi yoktur)

Bu konuda bilimsel hiçbir şey yok.

(Bunu çok iyi biliyor ve takip ediyorum çünkü ben bu konuda kendim -kimileri sapıklık, kimileri saçmalık olarak nitelese de- bilinç türleri ve farkındalıklar üzerine taksonomik bir uzun soluklu çalışma yapıyorum.)

Kendi söylediklerini ve okuduğu FELSEFE kitaplarını bilim sananlara duyurulur.

tarihinde Ateist Bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Özetle bilinç denilen şey şu anda;

Psikiyatri, Psikoloji, Biyoloji, Tıp, Veterinerlik vb bilimlerin arasıra değindiği veya etkileşime girdiği bir fenomenden öte bir konumda değildir.

Kendine odaklı tek bir olgu yoktur.

Kendisini inceleyenler yoktur. (ana konu olarak, değinenler çoktur, ancak inceleyenler yoktur)

Bilinç yaşamdan farklı bir şeydir.

Yaşam bir elektrik enerjisi ise, bilinç bu enerjinin küre içerisinde bir noktasya şimşek gibi elektrik çaktıran lambalar olur ya?

İşte o lamba içinde şimşek gibi çakıp durarak görüntü çıkaran elektriklenmeler bilinç.

tarihinde Ateist Bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilincin kökeni nedir sorusunun, "şudur" diye bir bilimsel tanımı yoktur. (Bilinç nedir, türleri nedir diye bir bilimsel tanımlama dahi yoktur)

Bu konuda bilimsel hiçbir şey yok.

(Bunu çok iyi biliyor ve takip ediyorum çünkü ben bu konuda kendim -kimileri sapıklık, kimileri saçmalık olarak nitelese de- bilinç türleri ve farkındalıklar üzerine taksonomik bir uzun soluklu çalışma yapıyorum.)

Kendi söylediklerini ve okuduğu FELSEFE kitaplarını bilim sananlara duyurulur.

Önce araştıralım. Öğrenelim. Sonra yorum yapalım. Uydurmayalım.

http://en.wikipedia.org/wiki/Consciousness

http://www.thefreedictionary.com/consciousness

http://www.wisegeek.com/what-is-the-definition-of-consciousness.htm

http://dictionary.webmd.com/terms/consciousness

Daha yüzlerce ileti bulabilirim.

Bilincin ne olduğunu biliyoruz. Bilmesek zaten bu konuyu tartışamayız.

Burada ortaya atılan teori bilincin temelinin atomist olduğudur. Materyelistir yani.

Atomlar nasıl bir araya gelip canlıları oluşturuyorlarsa, onların en büyük özelliği olan bilinci de oluşturmaktadırlar.

Beyinde şifrelenen nörotransmiterler ve çeşitli kimyasal maddeler hem insanın davranışlarından, hem de o davranışların temelinde olan bilinç ve akıldan sorumludur.

Onlar arasında ortaya çıkacak dengesizlik akıl hastalıklarına neden olacaktır.

Bu durumda kişinin dış dünya realitesi değişecek, bilinci bulanacaktır.

Bazılarında bu bulanıklık yeterince dikkati çekmeyebilir ve dış dünya ile olan ilişkileri hastalıklı bir şekilde devam edebilir.

Onlar için sınırda akıl hastaları diyebiliriz.

Karakter bozukluklarının da beyindeki kimyasal dengenin bozulması sonucu ortaya çıktığı ileri sürülmektedir.

Ama bunun kanıtı henüz yoktur.

Bilincin bilinmediğini iddia etmek ona bir takım ilahi anlamlar vermeye çalışmakla özdeştir.

Bilinç elbette çok iyi biliniyor.

Ortaya çıkış mekanizmasının ayrıntıları henüz bilinmiyorsa, neden var olduğu çok iyi biliniyor.

Bilinç vardır. Çünkü beyinde nörotransmiterler vardır.

Nörotransmiterler arasındaki oranda olan dalgalanmalar bilincin ve aklın varlığından, düşünceden ve diğer bütün beyinsel etkinliklerden sorumludur.

Bu oranların patolojik sınırlar içinde olması durumunda bilinç bulanır ve akıl hastalıkları ortaya çıkar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu verdiğin linkler benim aşağıdaki şu sözümün

Psikiyatri, Psikoloji, Biyoloji, Tıp, Veterinerlik vb bilimlerin arasıra değindiği veya etkileşime girdiği bir fenomenden öte bir konumda değildir.

Kendine odaklı tek bir olgu yoktur.

Kendisini inceleyenler yoktur. (ana konu olarak, değinenler çoktur, ancak inceleyenler yoktur)

Destekleyicisidir.

Daha yüzlerce ileti bulabilirim.

Bilincin ne olduğunu biliyoruz. Bilmesek zaten bu konuyu tartışamayız.

Burada ortaya atılan teori bilincin temelinin atomist olduğudur. Materyelistir yani.

Atomlar nasıl bir araya gelip canlıları oluşturuyorlarsa, onların en büyük özelliği olan bilinci de oluşturmaktadırlar.

Beyinde şifrelenen nörotransmiterler ve çeşitli kimyasal maddeler hem insanın davranışlarından, hem de o davranışların temelinde olan bilinç ve akıldan sorumludur.

Onlar arasında ortaya çıkacak dengesizlik akıl hastalıklarına neden olacaktır.

Bu durumda kişinin dış dünya realitesi değişecek, bilinci bulanacaktır.

Bazılarında bu bulanıklık yeterince dikkati çekmeyebilir ve dış dünya ile olan ilişkileri hastalıklı bir şekilde devam edebilir.

Onlar için sınırda akıl hastaları diyebiliriz.

Karakter bozukluklarının da beyindeki kimyasal dengenin bozulması sonucu ortaya çıktığı ileri sürülmektedir.

Ama bunun kanıtı henüz yoktur.

Bilincin bilinmediğini iddia etmek ona bir takım ilahi anlamlar vermeye çalışmakla özdeştir.

Bilinç elbette çok iyi biliniyor.

Ortaya çıkış mekanizmasının ayrıntıları henüz bilinmiyorsa, neden var olduğu çok iyi biliniyor.

Bilinç vardır. Çünkü beyinde nörotransmiterler vardır.

Nörotransmiterler arasındaki oranda olan dalgalanmalar bilincin ve aklın varlığından, düşünceden ve diğer bütün beyinsel etkinliklerden sorumludur.

Bu oranların patolojik sınırlar içinde olması durumunda bilinç bulanır ve akıl hastalıkları ortaya çıkar.

Bana verdiğin wikipedi linkinde bilinci incelemeye çalışanların etkileşim olarak benimsedikleri şu durumu iyi anla

The first identifies the content of consciousness with the experiences that are reported by human subjects; the second makes use of the concept of consciousness that has been developed by neurologists and other medical professionals who deal with patients whose behavior is impaired in a variety of ways. In either case, the ultimate goals are to develop techniques for assessing consciousness objectively in humans as well as other animals, and to understand the neural and psychological mechanisms that underlie it.

Bak burada imkansızlık ve neyi araştıracağını bilememekten sadece nelere dayandırabiliyorlar.

Hem de olayın 1980 de başlaması da cabası.

Senin verdiğin link esas insan merkezli bir çırpınıştan başka bilimsel girişim vermiyor. (o da nörolojist ve psikiyatristler yani)

Bilincin ne olduğu biliniyor dediğin şey, zihin üzerine çalışma yapan bir kaç bilim adamı.

ZİHİN bilincin insandaki derinliği sadece.

Bu konularda çalışmalar yok.

İnsan ZİHNİ bilincin evrildiği soyutluklardan sadece biridir.

Trilyonlarca alternatiften biri.

tarihinde Ateist Bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyinle ilgili etkinliklerin doğasını çoğu kere akıl hastalıklarını yakından incelemekle öğrenmekteyiz.

Bir insan neden bipolardır? Nedeni şizofreniktir? Neden dış dünya algısı bulanıktır? Neden düşünemez?

Neden paranoyaktır?

Önceleri bu hastalıklar emprik yöntemlerle tedavi edilirlerdi ve tedavileri tam olmazdı. Eksik kalırdı.

Daha sonra kullanılan ilaçlardaki etkin maddeler bulunmuş ve onlarla ilgili yeni kimyasal gruplar oluşturulmuştur.

Bu yeni grup ilaçlar akıl hastalıklarının tedavisinde son derece başarılı olmuşlardır.

Bu ilaçların etki mekanizmalarını yakından izleyen bilim adamları, beyinde onların etkilediği diğer kimyasal maddeleri bulmuşlar ve beynin fizyolojisini daha iyi anlamaya başlamışlardır.

Bilincin kimyasal bir süreç olduğu hiç kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde ortaya konmuştur.

Bunun tartışmasını yapmak bile abesle iştigaldir.

Çünkü bazı nörotransmiterler arasındaki denge bozukluklarının bilinci bulandırdığı, o düzendizliklerin ilaçlarla düzeltilmeleri durumunda hastanın bilincinin yerine geldiğ kesin olarak ortaya konmuştur.

Her doktor günlük yaşamında o ilaçları kullanır ve etkilerini yakından gözlemler.

Burada yapıldığı gibi bilinçte büyü, sihir aramaya gerek yoktur.

Bilinç ne olduğu çok iyi bilinen, hastalıkları başarı ile tedavi edilen, temeli materyelizme dayanan bir olgudur.

Felsefesini yapmak isteyen din forumundaki başlığa yazar. Burada yeterince felsefesi yapıldı.

Benim bu konu ile ilgili bilim forumunda tek bir felsefi yorumum yoktur.

Varsa gösterin.

Gösteremezseniz özür dileyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Varsa gösterin.

Gösteremezseniz özür dileyin.

Tanım hatası yapılmış.

Özür dileyecek bir şey yok.

Konuya baştan ZİHİN denmeliydi. Veya insan bilinci.

Bilinç dediğimiz şey okyanus ise, insan zihni bir bardak sudur.

İnsan zihni hakkında bile yeterli bilgi yokken bilinç biliniyor denemez.

Ne yani bakterinin bilincini incelediler mi?

Tehdit algı seviyesinin bizim tehdit algı sevimize oranı nedir?

Veya ortamı tanıma hızı?

Bilincin virüsten file kadar yaptığı bir çok şey var.

Bunları karşılaştırdınız mı ki bilincin tüm aspektlerini biliyorsunuz?

Hayır.

O zaman burada insan zihni denecek.

Hatta insan zihni değil, "insanın farkındalığı ile insanın psikolojisinin arasında süreçlerin kısmen bilinmesi" şeklinde anlatılacak.

Doğrusu bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zihin = insan bilinci.

Başka bilinç inceleyemediğimizden daha başka bilinçleri adlandıramıyoruz.

Mesela

xxx = İnek bilinci,

yyy = Maymun bilinci

zzz = Sincap bilinci

Zihin bilincin insanda aldığı şeklin adı.

İyi de biz yalnız insandaki bilinçten bahsetmiyoruz.

Biz genel olarak bilinçten bahsediyoruz. Bütün canlıları kapsayan bir bilinç kavramını tartışıyoruz.

Tartışılan konu zihin değil.

Zihini tartışmak istiyorsanız onun bilimsel karşılığını bulmalısınız.

Bilimsel olarak zihin ne demek?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi de biz yalnız insandaki bilinçten bahsetmiyoruz.

Biz genel olarak bilinçten bahsediyoruz. Bütün canlıları kapsayan bir bilinç kavramını tartışıyoruz.

Tartışılan konu zihin değil.

Zihini tartışmak istiyorsanız onun bilimsel karşılığını bulmalısınız.

İyi de sen demedin mi biliniyor araştırılıyor diye?

Bana verdiğin linklerde de, bahsettiğin biliniyor dediğin şeylerde de insan bilinci söz konusu.

Ki o da bilinmiyor.

Ara sıra değiniliyor.

Bilimsel olarak zihin ne demek?

Senin sunduğun wikipedia linkinde consciousness denen şey ZİHİN'in tanımı.

İnsan BİLİNCİ.

Genel olarak bilinç tanımında duygu hissetmek, kendinin farkında olmak, akıl sahibi olmak kriter değil ki?

O tanım insan bilinci tanımı.

Ve insana has özellikler içeriyor.

İnsan bilincine de ZİHİN deniyor.

Ha diğer bilinçlere ne denir diyeceksin...

Zihin ve İnsan bilinci tanımı bile zor şer yapılabiliyor ve daha arpa boyu yol yok,

İnsan bilincini tanıdık da, inek bilinci kaldı

Diyeceğim.

Tanıma iyi bak.

Sonra bilinç sahibi başka canlıları düşün.

O zaman anlarsın o wikipedi linkindeki bilinç kimin bilincini tarif ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zihin daha çok felsefi bir kavramdır. Bilinç de felsefidir aynız zamanda ama, bilimsel tanımı da vardır.

Zihnin sözlük anlamına bakarak, ne olduğunu bilmek biraz zor.

Çünkü çok geniş bir anlamı var. Bilincin anlamı çok daha dar ve o yüzden tanımı kolay.

Zihin bizim ilgi alanı dışına çıkıyor. Çok geniş ve muğlak bir anlamı var.

Zihin bilinci de içeriyor ama akılla ilgili başka bütün yetileri de içeriyor.

Burada yalnız bilinç tartışılıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaman bilincin tanımı olarak verdiğin wikipedia linki geçersiz.

Çünkü insan bazlı.

Wakefullness, experince feelings, mind, awareness bunlar bilinç için şart değil.

Hatta wikipedia linkinin en altında Consciousness disorders var (insanda tabiiki) orada bazı özellikler kaybolsa da bilinçsiz denmiyor. DISORDER ekleniyor.

Disorder ise insan haliyle insanlara özgü bilinç fonksiyonlarını yerine getirememek demek.

Bu bile o tanımın insan için olduğunu net bir şekilde kanıtlıyor.

Ayrıca bilinç için orada sayılan şeylerin kriter olmadığını da kanıtlıyor.

O halde biz burada daha insan için bilinci zor şey tanımlayabilen bilim dallarına sahipken (o da bilinçle ilgilenen direkt yok, hepsi tıp ve psikoloji ve türevleri) tabii ki felsefe yapmaktan öteye gidemeyeceğiz.

Bunun insan versiyonunu bile bilemiyoruz.

İnsan versiyonu da okyanusta bir bardak su.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilincin tanımını insanlar insanca yapıyor. Buna itiraz etmiyoruz.

Biz sadece bilincin insan bazlı değil, atom bazlı olduğunu savunuyoruz.

Madde bazlı yani. Tümüyle ve yalnız materyelist bir olgu. Maddenin davranış biçimleri sonucu ortaya çıkan bir epifenomen.

Bazıları insan bilincine takılıp kalıyor.

Biz buna itiraz ediyoruz. İnsan odaklı olmamayı savunuyoruz.

Bir hayvan türü olduğumuzu hatırlatıyoruz.

Bir hayvan türü olduğumuz için de bilincin bize diğer hayvanlardan miras kaldığını (intikal ettiğini) ileri sürüyoruz.

Bu kadar açıklama yetmez mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fizikte bilinçle uğraşan bir bölüm yok.

Sadece atom ve quantuma kadar inen fiziğin kanun ve teorileri (daha çok teorileri, çünkü kanunlarla dansedemiyor kimse) bazı kavramlara şablon olarak oturtulmaya çalışılıyor.

Ayrıca bilinç bir enerjidir.

Bu bağlamda maddeyi değil enerjiyi tanımak lazım.

Enerjinin ortaya çıktığı anda, bulunduğu yerdeki maddesel ortamda mikro bazda (atom ve atom altı) ne gibi değişikliklere yol açtığı veya ne gibi mikro karaktere (en küçük yapı taşları) sahip olduğu bilinmiyor.

Fizik açısından bakınca bilinç daha beter bir muamma.

Tamam belirli kurallar var, belirli fizik kanunları dominant.

Ancak bu maddeden farklı.

İş gücü bu.

Madde hareketinin ışıması gibi bir şey.

O ışıma neden oluşuyor bilemiyoruz ki.

Yoksa sen biliyor musun?

tarihinde Ateist Bakis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...