Jump to content

BİLİNCİN KÖKENİ NEDİR ?


Recommended Posts

  • İleti 268
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hani o bilinçsiz Atom cuklar mı yanyana gelip kafasına göre diziliyor :lol: Ya da bilinçli diyelim Atom amcalar o halde bilinç mi yaratıyor onca şeyi :lol: Ha de be olu mu diye belki mırıldananlar olur belki...

Ne bileyim,insanı insan yapan algılamaları ve bilinci,farkındalığı gibi geldi bize... :lol: Tabii bu da tesadüf değilse.... :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hani o bilinçsiz Atom cuklar mı yanyana gelip kafasına göre diziliyor :lol: Ya da bilinçli diyelim Atom amcalar o halde bilinç mi yaratıyor onca şeyi :lol: Ha de be olu mu diye belki mırıldananlar olur belki...

Ne bileyim,insanı insan yapan algılamaları ve bilinci,farkındalığı gibi geldi bize... :lol: Tabii bu da tesadüf değilse.... :lol:

Kendi kendine epeyi eğlenmişsin.

Aksini iddia ediyorsan, bize bilimsel bir açıklama yap..

Yapamazsan bu yazdığın çöpleri çöplüğe atacağım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Af Edersin Hacı,senin yazdıklarının ne Bilimselliği var? Bilincin tarifini yapmamışsın...

Sana gözlemleyebileceğin birşey söyledim.Dilersen de ölç istersen.İnsanı fark ehli yapan bilinci,farkındalığıdır.Yalan ,inanmam diyosan eğer.Yürüü çöp sepetine...

Kimyasal,vücut sıvıları diyen arkadaşada bir gönderme.

O sıvıları uyaran bir bilinç gerek değil mi? :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Af Edersin Hacı,senin yazdıklarının ne Bilimselliği var? Bilincin tarifini yapmamışsın...

Sana gözlemleyebileceğin birşey söyledim.Dilersen de ölç istersen.İnsanı fark ehli yapan bilinci,farkındalığıdır.Yalan ,inanmam diyosan eğer.Yürüü çöp sepetine...

Kimyasal,vücut sıvıları diyen arkadaşada bir gönderme.

O sıvıları uyaran bir bilinç gerek değil mi? :lol:

İlk iletiye bak..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Farkındasındır veya değilsindir.Fark etmediğin SENİN için yoktur.FARK edebildiklerin ile yaşarsın bu Dünyada.Tüm yaşadığın bilincin kadardır ve sen bir bilinçten ibaret olursun.Kalanın kaybolur.Bide Afilli bir kabir yaparlar...Kimlerin anı ve hatıralarında,bilinçlerinde yaşarsan orada yaşamış olursun.

Kainatın bir parçasısın sen de.Bu uzay da, bu Dünyada ortaya çıktın.Tanıdın,bildin,farkettin ve Farkettirdin.Sen den sonraki mineraller de birşeyleri elbet farkedecekler Ana rahmine düştükten sonra. :lol:

tarihinde faniolanbaki tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Big bang denen olan olay hiç lik ten Maddeye dönüştür.Tüm gördüğümüz bu madde,ufacık bir noktadan etrafa saçılmış ve genişlemeye devam etmektedir.Aslında tek madde veya mana dır tüm algılanan...

Örneğin bir bebeğin doğuşuyla da görürüz bunu.Meydana gelen bir bebek te zamanla gelişir, büyür.Bu hem bilinç olarak olur,hem de vücud olarak.Daha önce bebeğin vücudu veya bilinci söz konusu olamazdı.Anne ve Babasında minarel idi.Daha da ilerisin de ise tabiattaki Bitki de,toprakta idi bu Bebek.Dolayısızla bu katmanlardan süzülen bilinç,İnsanda vücut buldu ve bilinen bişisel gelişimin zirvesine oturdu.Bu nokta itibariyle İnsan da ki Bilinç,evrenin var olan bilinci dir.

Nasıl madde nin tek olduğunu biliyorsak,bilincinde tek olduğunun fark edebilmeliyiz.

Madde yi Meydana getiren meta lardan Cansız olarak bildiğimiz madenler,taş toprak vs... Bu bilincin en alt mertebesindedir.Dolayısıyle bir başka kanun veya kuvvet tarafından iteklenmedikçe,hareket kazandırılmadıkça bilinçli hareket edemez.Kısacası saf teslimiyet halindedir.Canlılıkla birlikte Buradan bir mertebe ileri çıkabilen Bitkilerde,başka kuvvelere büyük oranda tabiyetle beraber, yavaşta olsa kendi bşına bir hareket gözlemlenir.Kısaca Tümlükten ferdiyyete doğru bir kıvılcımdır.Bu Hayvan larda daha da belirgin hal de dir.Hayvanlar da hareket tümlüğün bazı kurallarına rağmen Ferdiyetle değişir.Bazı hayvanlar ot yiyerek beslenirken,bazı ları et yer.Bazıları gece Av lanır ken,bazıları gündüz avlanır...vs...

Hayvaniyetteki çeşitlilik farklı bilinçlerin oluşmasına ve bilinci en fazla kullanmaz zorunda kalan doğanın vücudsal olarak zayıf mahluklarından olan insanın meydana çıkmasına sebebiyet verir.İnsan yavrusu,doğar doğmaz koşamaz,yürüyemez.Doğumla beraber oluşan bir kürk'ü yoktur.Dolayısıyla diğer hayvanlar arasında daha zayıftır .Lakin bu zayıflık,İnsanda bilincin gelişimini tetiklemiştir.Kürk'ü olmayınca diğer hayvanları av layıp kürk yapmıştır.Üşüdüğünde Ateş yakıp ısınmıştır.Dil'i bulmuş;konuşmuş ve tecrübelerini aktarmıştır.Dolayısıyla Dil,İnsanoğlunun bilişsel gelişimini tetikleyen en temel nedenlerden biri olmuştur.

Aradan geçen zamanla yazı İcad edilmiş ve böylelikle Asırlık,bilgiler dahi gelecek kuşaklara bırakılabilmiştir.Bunun getirisi olarak, İnsanoğlunun bilişsel gelişiminin katlanarak artmasını sağlanmıştır...

Bilinç,bastırıldığı takdirde uyaranlar tarafından doldurulur ve hafızada tutulur.Buna bilinç altı deriz.Bir kişi nin araba kullanması veya yrümesi bilinç altınca kanıtsanmış şeylerdir.Dolayısıyla bilinç Altında kanıtsanmış olarak yüzyıllar boyunca tutulan bilgiler,kuşaktan kuşağı Gen ler vasıtasıyla aktarılmıştır ve yeni uyaranlarla beraber bu bilgilerde gelişim göstermektedir.

Madde ve mana dediğimiz karekteristlik özellikler aslında birbirbirinin yansımasıdır.Bu iki öğe birbirini tamamlayıp gelişim göstermekte ve aslında yine kendini tanımaktadır...

Saygılar Efendim...

tarihinde faniolanbaki tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kainatın varlığının ortaya çıkması bilimin sınırlarını zorlayan ve algılarımızn ötesinde olan bişey, bu noktada kuantum fiziği, metafizik gibi çeşitli yöntemlerle bunu açıklamaya çalışır bilim.

Bu noktada Büyük patlamadan sonra, içinde bulunduğumuz galaksi oluşmuş ve oluşan gezegen ve yıldızların ortak bir fizik kuralları dahilinde meydana gelmiştir. Şu şekilde güneş dahil gezegenlerin hepsi ortak bir dairesel şekile sahiptirler ve belirli bir eksen üzerinde hareket ederler bu özellikler ortak bir fiziksel kurallar bütütünün olduğunu göstermektedir. Kare bir yıldız gören yada duyan varmı?

Ortak fizik kurallarına sahip olan kainat kimyasal açıdan farklılaşmaktadır. Dünyada oluşan bu farklılık canlı varlıkların ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Ortaya çıkan bu yapının içinde varolduğunun farkına varan tek yaratığın ise insan olduğu su götürmez bir gerçek. Varolmanın, farkında olmanın tek ölçütü yokolmak, sonlanmak olarak ele alırsak insan dışında hiçbir varlık yok olacağını bilmez. ( bir köpek öleceğini bilmez ) Bunun böyle olmadığını varsayarsak, bir aslan sadece karnını doyurmak için değil, ona tehdit oluşturan her türlü varlığa karşı savaş içinde olurdu. Bu örneği tüm yaratıklara yayarsak yolda yürüken bir ağaç bile kendi varlığına sizi tehdit olarak algılarsa keskin dalını boğazınıza saplamak için neler yapmazdı ki :=)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Bilinc,sadece ortaya çıktıkça farkettiğimizdir.Kainat'ın ilk oluşumuyla beraber maddeyle beraber bilinçte her yöne yayılmıştır.Aslında var olan bilinç etrafa saçılmıştır.Atom denilen maddenin yapı taşı birbirleriyle örüntülenip Madde leri şekilleri meydana getiriyor.Bir hücreyi meydana getiren Atomlar ile bir mermer'i meydana getiren atomlar görünüşte aynı ama bir bilinç ile ayrışıyorlar işte.Bu bilinç ile Ağaçlar,Göller,Karalar,Canlılar oluşuyor.

Bir insanı meydana getiren zigot denen döllenmiş bir yumurta dır yani anne ve baba dan oluşan hücreler ana rahminde yeni bir can lı hücre meydana getirir.Zigotta da zamanla oluşan hücre gurupları vücudun hayati organlarını oluşturur.

Sinir hücreleri,kan hücreleri,kemik hücreleri işte o tek hücreden türer.Aslında hepsi DNA nın içerisindeki bilgi bankasında kopyalıdır.Acaba bu DNA daki gen lere bu bilgi yi yükleyen ve bu farkındalığı sağlayan ne?

Bunun gibi kainatta da muhteşem bir düzen görüyoruz.Tüm gezegenler,yörüngeler hep bir düzen içerisinde.Aslında bu görünen düzenin temelinde düzensizlik yatar ama düzensizlik bir bilinçle bir düzen sağlar.Düzenlerin tümü düzensizlikler üzerine kurulur.Kainatın bir parçası olan İnsan'a bir bakalım.Dünyaya gelişimiz tam bir kaos tur. Farkındalığımız zayıf tır.Annemiz ve babamız sayesinde bir farkındalık sağlar ve hayata tutunuruz.Birçok düşünceler oluşur zamanla ama tecrübe ederek,deneyimleyerek doğru olanı anlar,buluruz.

Kainatta böyledir.İnsanda bulunan bilinç kainatın bilincidir.Sadece insanda değil aslında tüm varlıkta belli bir bilinç var dır fakat bilincin ve farkındalığın üst seviyede olduğu tür İnsandır.

Bir İnşaatı düşünün.Odaları bölünmüş,pencereleri kapıları yapılmış,merdiven boşlukları yapılmıştır.Bu basit planda bile bir bilinç olduğunu görebilirken,evrenin bir bilince sahip olmadığını söylemek cahillik olur.100 trilyon'a yakın hücrenin işbölümü yaptığı İnsan vücudunda dahi komplike sistemlerin birbirleriyle paslaşarak sistemler meydana getirdiğini görüyoruz.Keza bu tip komplike sistemler kainatın her noktasında mevcuttur.

Aslında bilinç asıl olandır.Tüm görünen madde bu bilincin bir kılıfı,kullandığı,makinasıdır.Bu bilincin meydana getirdiği vücutlara isimler veriyor ve bunların kendi başlarına tesadüfen ve rastgele oluştuğunu iddia etmek pek akılla bağdaşmaz.İnsan düşünceyle farkındalığa varıyor,fark yaratıyor.Düşündüğü için meraklanıp araştırıyor,keşfediyor.Kısaca düşünce ile ileri gidip daha sonra ortaya çıkarıyor.Düşünce hep bir adım önde ve kendine vücut buluyor.

Mesala bir bebekte Anne babanın düşüncesinde var olur ilk.İki can lı birleşir ve bir yeni can lı meydana getirir.Bir mühendis içinde aynıdır bu durum.Önce düşünür ve bir Plan2a döker ve İnşaa edilir. O halde tüm varlığın yani vücudunda ötesinde bir bilinç,bir tahayyül vardır.

Saygılar Efendim...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 months later...

Beyinle ilgili etkinliklerin doğasını çoğu kere akıl hastalıklarını yakından incelemekle öğrenmekteyiz.

Bir insan neden bipolardır? Nedeni şizofreniktir? Neden dış dünya algısı bulanıktır? Neden düşünemez?

Neden paranoyaktır?

Önceleri bu hastalıklar emprik yöntemlerle tedavi edilirlerdi ve tedavileri tam olmazdı. Eksik kalırdı.

Daha sonra kullanılan ilaçlardaki etkin maddeler bulunmuş ve onlarla ilgili yeni kimyasal gruplar oluşturulmuştur.

Bu yeni grup ilaçlar akıl hastalıklarının tedavisinde son derece başarılı olmuşlardır.

Bu ilaçların etki mekanizmalarını yakından izleyen bilim adamları, beyinde onların etkilediği diğer kimyasal maddeleri bulmuşlar ve beynin fizyolojisini daha iyi anlamaya başlamışlardır.

Bilincin kimyasal bir süreç olduğu hiç kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde ortaya konmuştur.

Bunun tartışmasını yapmak bile abesle iştigaldir.

Çünkü bazı nörotransmiterler arasındaki denge bozukluklarının bilinci bulandırdığı, o düzendizliklerin ilaçlarla düzeltilmeleri durumunda hastanın bilincinin yerine geldiğ kesin olarak ortaya konmuştur.

Her doktor günlük yaşamında o ilaçları kullanır ve etkilerini yakından gözlemler.

Burada yapıldığı gibi bilinçte büyü, sihir aramaya gerek yoktur.

Bilinç ne olduğu çok iyi bilinen, hastalıkları başarı ile tedavi edilen, temeli materyelizme dayanan bir olgudur.

Felsefesini yapmak isteyen din forumundaki başlığa yazar. Burada yeterince felsefesi yapıldı.

Benim bu konu ile ilgili bilim forumunda tek bir felsefi yorumum yoktur.

Varsa gösterin.

Gösteremezseniz özür dileyin.

Pekte guzel aciklamis haci olayi, bilinc atomik duzeydede molekuler duzeydede mevcuttur bende ayni kanidayim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir belgeselde kartal kanatlarını anlatıyordu. Bu görkemli kanatların uçları kıvrık daha doğrusu kavisli. Bu sayede uçuş esnasında yön değiştirmek ve pike yapmak mümkün oluyor. Düz olunca bunlar büyük sorun. Uçak kanatlarını yaparken bu bilgiden yararlanıyorlar. Daha bunun gibi ne sayısız örnekler vardır doğada.

Bu beni çok düşündürdü. Doğadaki bitkiler ve hayvanlar nereden bilirde bu evrimleri geçirir? Bitkilerin de kendi yaşamları için çok çeşitli uğraşları var. Bir örnek. Bir ağaç tohum keseceğini uçları kıvrık dikenlerle üretiyor. Sebebi ise tohumların hayvanların tüylerine takılıp uzaklara gitmesi. Çoğalmak amaç yani.

Bunların böyle olması tam olarak bilinçli bir şekilde oluyor diyebilir miyiz? İnsanın bilinçliliği düzeyinde değildir herhalde. Sanırım bir nevi deneme yanılma ve içgüdü ile oluyor. Ancak sonuçların bu kadar olağanüstü olması şaşırtıcı. Adeta laboratuarda bilim adamları tatafından üretilmişçesine muhteşem. Ki doğanın üretimleri laboratuarı da aşar diyebiliriz. Belki ileride bizler doğadan daha iyisini üretecek seviyeye geliriz.

Bilincin var olan evrenimizin kökünde bilmediğmiz maddeden yada enerjiden oluşmuş bir varolma isteği olduğunu söyleyebilir miyiz bilmiyorum. Bu yorumum felsefik oluyor belki ama durup dururken canlıların ortaya çıkışını açıklayamıyorum. Bunun için öyle böyle değil çok güçlü sebepler olmalı. Yoksa canlılar olmazdı. Neden olsunlar ki? Madde kendi akışına göre yolunu sürdürürdü.

Bu başlığın ilk yazısında bilincin kökeni biliniyor diye yazmışsınız haci. Hayır bilinmiyor. Fizik., kimya, yasalar, temel sabitler... Hiçbiri bilincin kökenini açıklayamaz. Hatta bizler kendimiz bilinçli robot yada canlı üretsek bile bilincin kökenini açıklayamayız. Bu sadece o kökeni anlamak ve aramak yönünde bir başlangıç olur. Hiç birşey o kadar basit değil.

tarihinde baglanti789 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir belgeselde kartal kanatlarını anlatıyordu. Bu görkemli kanatların uçları kıvrık daha doğrusu kavisli. Bu sayede uçuş esnasında yön değiştirmek ve pike yapmak mümkün oluyor. Düz olunca bunlar büyük sorun. Uçak kanatlarını yaparken bu bilgiden yararlanıyorlar. Daha bunun gibi ne sayısız örnekler vardır doğada.

Bu beni çok düşündürdü. Doğadaki bitkiler ve hayvanlar nereden bilirde bu evrimleri geçirir? Bitkilerin de kendi yaşamları için çok çeşitli uğraşları var. Bir örnek. Bir ağaç tohum keseceğini uçları kıvrık dikenlerle üretiyor. Sebebi ise tohumların hayvanların tüylerine takılıp uzaklara gitmesi. Çoğalmak amaç yani.

Bunların böyle olması tam olarak bilinçli bir şekilde oluyor diyebilir miyiz? İnsanın bilinçliliği düzeyinde değildir herhalde. Sanırım bir nevi deneme yanılma ve içgüdü ile oluyor. Ancak sonuçların bu kadar olağanüstü olması şaşırtıcı. Adeta laboratuarda bilim adamları tatafından üretilmişçesine muhteşem. Ki doğanın üretimleri laboratuarı da aşar diyebiliriz. Belki ileride bizler doğadan daha iyisini üretecek seviyeye geliriz.

Bilincin var olan evrenimizin kökünde bilmediğmiz maddeden yada enerjiden oluşmuş bir varolma isteği olduğunu söyleyebilir miyiz bilmiyorum. Bu yorumum felsefik oluyor belki ama durup dururken canlıların ortaya çıkışını açıklayamıyorum. Bunun için öyle böyle değil çok güçlü sebepler olmalı. Yoksa canlılar olmazdı. Neden olsunlar ki? Madde kendi akışına göre yolunu sürdürürdü.

Bu başlığın ilk yazısında bilincin kökeni biliniyor diye yazmışsınız haci. Hayır bilinmiyor. Fizik., kimya, yasalar, temel sabitler... Hiçbiri bilincin kökenini açıklayamaz. Hatta bizler kendimiz bilinçli robot yada canlı üretsek bile bilincin kökenini açıklayamayız. Bu sadece o kökeni anlamak ve aramak yönünde bir başlangıç olur. Hiç birşey o kadar basit değil.

akılcıl yazı böyle olur. eline sağlık kardeşim.

hacinin yazılarından kibir akar ve bazen saçmadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

akılcıl yazı böyle olur. eline sağlık kardeşim.

hacinin yazılarından kibir akar ve bazen saçmadır.

Rica ederim. Her zaman zevkle yazarım böyle yazıları.:)

Bence bu keyifli tartışmaları kendisine borçlu olduğumuz haci, bazı gerçeklerin farkında olmasına rağmen ateizm ideolojisi adına onları boğuyor. Formel düşünmezse ateizm iddiasının zayıflayacağını düşünüyor. Hani yamalı bohçaya dönüşür hesabı. Hem ateizm iddiasını savun hemde bilimdeki yeni gelişmelere bakarak başka boyutları ve bilinmezlikleri kabul et, ona ters geliyor. Oysa bizim bilinen evren ile işlerin içinden çıkamayacağımız gün gibi aşikar. Yoksa haci kendi döneminin düşüncelerinin esiri olmayacak kadar zekidir. Ne var ki bu da bir gelenek herhalde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Rica ederim. Her zaman zevkle yazarım böyle yazıları.:)

Bence bu keyifli tartışmaları kendisine borçlu olduğumuz haci, bazı gerçeklerin farkında olmasına rağmen ateizm ideolojisi adına onları boğuyor. Formel düşünmezse ateizm iddiasının zayıflayacağını düşünüyor. Hani yamalı bohçaya dönüşür hesabı. Hem ateizm iddiasını savun hemde bilimdeki yeni gelişmelere bakarak başka boyutları ve bilinmezlikleri kabul et, ona ters geliyor. Oysa bizim bilinen evren ile işlerin içinden çıkamayacağımız gün gibi aşikar. Yoksa haci kendi döneminin düşüncelerinin esiri olmayacak kadar zekidir. Ne var ki bu da bir gelenek herhalde.

Sevinmelimiyiz üzülmelimiyiz bilmiyorum.

Malesef gerçek bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir belgeselde kartal kanatlarını anlatıyordu. Bu görkemli kanatların uçları kıvrık daha doğrusu kavisli. Bu sayede uçuş esnasında yön değiştirmek ve pike yapmak mümkün oluyor. Düz olunca bunlar büyük sorun. Uçak kanatlarını yaparken bu bilgiden yararlanıyorlar. Daha bunun gibi ne sayısız örnekler vardır doğada.

Bu beni çok düşündürdü. Doğadaki bitkiler ve hayvanlar nereden bilirde bu evrimleri geçirir? Bitkilerin de kendi yaşamları için çok çeşitli uğraşları var. Bir örnek. Bir ağaç tohum keseceğini uçları kıvrık dikenlerle üretiyor. Sebebi ise tohumların hayvanların tüylerine takılıp uzaklara gitmesi. Çoğalmak amaç yani.

Bunların böyle olması tam olarak bilinçli bir şekilde oluyor diyebilir miyiz? İnsanın bilinçliliği düzeyinde değildir herhalde. Sanırım bir nevi deneme yanılma ve içgüdü ile oluyor. Ancak sonuçların bu kadar olağanüstü olması şaşırtıcı. Adeta laboratuarda bilim adamları tatafından üretilmişçesine muhteşem. Ki doğanın üretimleri laboratuarı da aşar diyebiliriz. Belki ileride bizler doğadan daha iyisini üretecek seviyeye geliriz.

Bilincin var olan evrenimizin kökünde bilmediğmiz maddeden yada enerjiden oluşmuş bir varolma isteği olduğunu söyleyebilir miyiz bilmiyorum. Bu yorumum felsefik oluyor belki ama durup dururken canlıların ortaya çıkışını açıklayamıyorum. Bunun için öyle böyle değil çok güçlü sebepler olmalı. Yoksa canlılar olmazdı. Neden olsunlar ki? Madde kendi akışına göre yolunu sürdürürdü.

Bu başlığın ilk yazısında bilincin kökeni biliniyor diye yazmışsınız haci. Hayır bilinmiyor. Fizik., kimya, yasalar, temel sabitler... Hiçbiri bilincin kökenini açıklayamaz. Hatta bizler kendimiz bilinçli robot yada canlı üretsek bile bilincin kökenini açıklayamayız. Bu sadece o kökeni anlamak ve aramak yönünde bir başlangıç olur. Hiç birşey o kadar basit değil.

Birincisi, evrimde akıl yoktur.

Bunu kafanıza sokun.

Bir suyu zemine boşalttığında su o zeminde akacağı en iyi şekli bulmaz.

Kendi yapısı + Çevre + Hareket (çekim kuvveti, ısı o bu vs ne ise)

Bunlar vardır.

Ağacın tohumunu o şekilde bırakması bir akılcılık yansıtmaz.

Su örneğinden hareket edersek.

Çevrede kendinden önce, kendi kıvamında (bitki, ağaç) akan sulara nazaran daha avantajlı bir yapı + çevre + hareket olduğu anlamına gelir.

Şu inanç sarhoşluğunuzu bilime ve bilimsel olaylara sokmamayı öğrenin.

Beceremiyorsanız gidin inanç sarhoşluğunun yaşandığı alanlarda inanç içkisi içip sapıtın.

Buralarda değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...