Jump to content

Kadın-Erkek


Recommended Posts

Soru çok basit?

Hukuksal,sosyal,evrimsel dolayısıyla fizyolojik(karşılıklı 'üstünlükleri' açısından)...Aklınıza ne gelirse...

Tabuları yıkalım.

"Eşit olamaz,zaafiyeti var" deyip kesip atan İslamcı muhattabım değildir."Lan yobaz bu tartışılır mı?" diyen, aydınlanmaktan ölen ateist dostlar da sorunun muhattabı değildir...Kızmasınlar yani boşuna. :)

tarihinde Allahsiztosbaga tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 60
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Hukuken ve kanunlar karşısında eşit olmalı. Aynı zamanda eğitim ve kariyer fırsatlarından da eşit olarak yararlanabilmelidir. Hatta bizim gibi toplumlarda çok korunmasız bir durumda olduğundan ekstra koruyucu haklara sahipolması gerekir ki ezilmesin. Şiddet uygulayan kocaya ağır yaptırımlar, yüksek boşanma tazminatları...vs gibi

Link to post
Sitelerde Paylaş

YY'lardır toplumlar kadının beyinsel evrimini baskıladılar..Diğer cinsle eşitliğine izin verilmeyen ve geri bırakılan kadın,bilhassa Türkiye'de, evde dantel örücülüğü,süpürgecilik,ahçılık ve bulaşıkçılığa evrildi...

Fiziksel olarak güçsüzlüğü ise doğası gereği..Doğada her varlık kas gücüne,fiziksel güce sahip olmaz..Olmaması demek sosyal şartlardan eşit şekilde faydalanmayacakları anlamını taşımaz..

selamlar

Link to post
Sitelerde Paylaş

YY'lardır toplumlar kadının beyinsel evrimini baskıladılar..Diğer cinsle eşitliğine izin verilmeyen ve geri bırakılan kadın,bilhassa Türkiye'de, evde dantel örücülüğü,süpürgecilik,ahçılık ve bulaşıkçılığa evrildi...

Fiziksel olarak güçsüzlüğü ise doğası gereği..Doğada her varlık kas gücüne,fiziksel güce sahip olmaz..Olmaması demek sosyal şartlardan eşit şekilde faydalanmayacakları anlamını taşımaz..

selamlar

kadın kendini neden bu toplumsal eziklikten kurtaramadı? neden erkek kadını emri altına aldıda kadın erkeği alamadı. veyada ikisinin güçleri dengede kalıp kendiliğinden bir eşitlik kurulmadı? neden kadının kurtuluşu ve eşitliği bile erkeğin kurduğu demokrasi altında aranıyor? bunların hepsi kas gücü mü? bence beyin gücü olarakta erkek cinsi kadından daha iyi. bu birey olarak değil cins olarak ele alınmalı. bireylerin karşılaştırılmasında elbette her ikisindende güçlü ve zayıflar olacaktır. ama erkeğin en zekisi kadının en zekisinden daha zekidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Soru çok basit?

Hukuksal,sosyal,evrimsel dolayısıyla fizyolojik(karşılıklı 'üstünlükleri' açısından)...Aklınıza ne gelirse...

Tabuları yıkalım.

"Eşit olamaz,zaafiyeti var" deyip kesip atan İslamcı muhattabım değildir."Lan yobaz bu tartışılır mı?" diyen, aydınlanmaktan ölen ateist dostlar da sorunun muhattabı değildir...Kızmasınlar yani boşuna. :)

Fizyolojik olarak karşılaştırmak çok akıllıca değil, iki tarafında üstünlükleri var.

Ama hukuksal alanda eşit olmaya oldukça yakınken, sosyal anlamda değiller. Kadın hala tek başına gece sokağa rahat çıkamaz, birkaç büyük şehir dışında ailesinin yanında ayrılıp kendi evini tutamaz, erkek arkadaşlarını rahat eve getiremez, iş toplantıları için uzaklara rahat rahat gidemez, gitse bile uzun uzun açıklamalar yapmak, hesap vermek zorundadır, vs.. Bunlar ilk aklıma gelenler.

Fakat kadının daha duygusal, erkeğe göre göre daha yumuşak ve zayıf olduğunu söylemek için kadınları hiç tanımıyor olmak lazım. Kadınlar çok acımasızdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bana dünyânızdan kadınlar ve güzel kokular sevdirildi ve nûr-ı didem (gözümün nûru) namazdır diyerek sevdiği şeylerin başında kadını sayan Peygamberimiz, onun içtimâî hayattaki yerini kadın erkeğin yarısıdır diye sarâhaten ve kat î olarak tâyin etmiştir.

İslâm tasavvufunda Fâtımâ ya gösterilen hürmet, Müslüman dinî hayatındaki dişil unsura verilen önemli rolü gösterir.

İslâm tasavvufuna göre kadın, mazhâr-ı aşktır. İnsanları gerçek insan etmek için aşkın hocalığından başka bir güç tanınmaz..

Mevlana: “Kadınlara muhabbet etmeyen ve mağlup olmayanlar akılsız cahillerdir. Muhabbet edip mağlup olanlar ise akillerdir. Onun için hayvan, dişisine muhabbet etmez ve mağlup olmaz. Bu insana verilmiş bir haslettir.”

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazacaklarıma kızacaklar olabilir ama yazmadan edemeyeceğim.

Kadınlar çok acımasızdır denmiş.

Ve acımak, merhamet gibi kavramların bir düşüklük göstergesi olduğu söylenmiş başka bir başlıkta.

Bodoslama mantıkla kadınlar düşüktüre çıkarır bu bizi ve cidden bir takım kadınların başta kendilerine olmak üzere acıma duygusundan ne kadar yoksun olduğunun göstergesidir bu.

Ki acımasız olanları kadın erkek diye ayırmak doğru bir bakış değildir.

tarihinde BERGÜZAR006 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadın ve Erkek beyinleri arasındaki farklar için bilimsel araştırmalar ne diyor ona bakalım:

ARAŞTIRMA -

Doreen Kimura , Professor of Psychology at Simon Fraser University

Sex Differences in the Brain: Scientific American

Kadınlar ve erkekler, doğum öncesi veya doğum sırasında bedensel ve zihinsel gelişimlerini yönlendiren seks hormonlarının etkisiyle, davranışsal ve bilişsel farklılıklar sergiler. Kadın ve erkekler yalnızca dış görünüşleri ve üreme fonksiyonlarıyla değil, problemleri ele alma ve çözüm yöntemleri açısından da farklıdır.

Son 10 yıldır bu davranış farklılıklarının minimum düzeyde seyrettiği ve büyük bir olasılıkla ergenlik çağından önceki yaşam deneyimlerinden kaynaklandığı görüşü hakimdi. Oysa son yapılan bilimsel araştırmalar, seks hormonlarının beynin gelişimini büyük ölçüde etkilediğini ve bu şekilde farklı bir gelişim çizgisi izleyen kadın erkek beyinlerinin yaşam deneyimleri karşısında farklı tepkiler verdiğini ortaya çıkarttı. Bu bağlamda, deneyimleri fizyolojik yapıdan bağımsız bir şekilde ele almanın ne denli yanlış olduğu anlaşılmış oldu.

Diğer taraftan, beyindeki ve davranışlardaki cinsiyet farklılığının nedenleri, nörolojik, endokrinolojik ve psikolojik araştırmalar ilerledikçe netlik kazanmaya başladı. Yalnızca gözlemlerimize dayanarak, insanlarda ve hayvanlarda erkeklerin daha saldırgan olduğunu, genç erkeklerin fazla düşünmeden kendilerini tehlikeye attığını, dişilerin yavruların bakımıyla daha fazla ilgilendiğini biliriz.

Bunun yanısıra erkekler, genel olarak mekânsal ve yön bulma konularında daha yeteneklidir. Peki bunlar ve diğer cinsiyet farklılıkları nasıl meydana geliyor? Cinsiyet farklılıklarının nasıl oluştuğuna ilişkin bilgiyi çoğunlukla hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen deneylerden elde ederiz. Bu çalışmalardan edindiğimiz bilgilere göre kadın ve erkek farklılaşmasına yol açan en önemli faktör, yaşamın ilk evrelerinde etkisi altında kaldığımız değişik seks hormonlarıdır.

Aralarında insanların da bulunduğu pek çok memeli türünde gelişmekte olan organizma, erkek ya da dişi olma potansiyeline sahiptir. Erkeğin oluşumu karmaşık bir işlemdir. Y kromozomunun bulunması durumunda testisler (erbezi) oluşur. Testislerin oluşumu erkekliğe giden yolun en kritik evresidir. Y kromozomunun bulunmaması durumunda ise otomatik olarak overler (yumurtalık) gelişir.

Testisler, androjen adı verilen erkeklik hormonlarını üretir. En önemlisi testosteron olan bu erkeklik hormonları yalnızca genital organların (tenasül uzuvları) oluşumundan sorumlu değildir; aynı zamanda yaşamın ilk dönemlerinde gelişmeye başlayan erkeksi davranışların düzeninden de sorumludur. Wisconsin Üniversitesi'nden ürolog Robert W. Goy, erkeklik hormonlarının bulunmaması durumunda, otomatik olarak dişi genital organları ve kadın davranışlarının ortaya çıktığını belirtiyor.

Genital organları fonksiyonel durumda olan bir kemirgende doğumdan hemen sonra androjenleri bloke edilirse (hadım edilerek ya da androjen üretimini durduran bir bileşim verilerek) dişisi ile çiftleşmek gibi erkeksi davranışları sekteye uğrar ve cinsel temas sırasında lordoz (omurganın konveksliği öne bakacak şekilde arkaya bükülmesi, kamburluk) gibi daha kadınsı davranışlar sergilemeye başlar.

Aynı şekilde, dişilere doğumdan hemen sonra androjen verilmeye başlanırsa, yetişkin çağında daha erkeksi davranışlar sergiler. Küçük yaşta seks hormonlarına maruz kalmanın sonucunda ortaya çıkan ve yaşam boyu süren etkiler ''yapısal'' olarak nitelendirilir, çünkü bu etkiler doğumdan önce veya doğumdan sonraki kritik gelişim dönemlerinde beynin fonksiyonlarını geriye dönüşü olmayacak bir şekilde değiştirir. Aynı seks hormonlarına daha ileri yaşlarda maruz kalmak beyni bu şekilde etkilemez ve kalıcı etki yapmaz.

Beyinde üreme davranışlarından sorumlu olan bölge hipotalamustur. Beynin alt tarafında yeralan bu minik yapı, ana endokrin bezi hipofize bağlıdır. Erkek farelerde hipotalamusta bir bölgenin dişilere oranla daha büyük olduğu ortaya çıkmıştır. Ve bu boyut farkı hormonların kontrolu altındadır. Bilim adamları, insan beyninde bir sinir hücresi kümesinde buna benzer bir cinsiyet farklılığı tespit ettiler.

Ayrıca seksüel eğilim ile hipotalamustaki anatomik farklılık arasında yakın bir ilişki vardır. 1991 yılında, San Diego'da biyolojik araştırmalar için kurulan Salk Enstitüsü'nden Simon Levay, erkeklerde normal durumda kadınlara oranla daha büyük olan ön hipotalamustaki doku arası çekirdeğinin, homoseksüel erkeklerde heteroseksüel erkeklere oranla daha küçük olduğunu tespit etti.

Aynı şekilde Hollanda Beyin Araştırmaları Enstitüsü'nden Jiang-Ning Zhouve ekibi, hipotalamusta bir bölgenin transseksüel erkeklerde (kadından erkeğe dönen) normal erkeklere oranlara daha küçük olduğunu tespit etti. Bütün bu bulgular seksüel eğilimlerin biyolojik bir yönü olduğu iddiasını güçlendiriyor.

Hormonlar ve Zekâ

Entelektüel fonksiyon açısından kadın ve erkek arasındaki fark bugüne dek pek çok araştırmaya konu olmuştur. Başta Kuzey İrlanda Ulster Üniversitesi'nden Richard Lynn olmak üzere bazı araştırmacılar, erkek IQ'sunun kadınlara göre biraz daha yüksek olduğunu ileri sürmüştür.

Oysa bugün biliniyor ki en önemli fark, zekâyı bütün olarak ele alan IQ kavramından çok, yetenek çeşitliliğinden kaynaklanmaktadır. Yetenek çeşitliliğine örnek olarak, bazı kişilerin sözcükleri daha zekice kullanmalarını, bazı kişilerin ise uzamsal konularda daha becerikli olmalarını gösterebiliriz. IQ'su aynı olan iki kişinin farklı yeteneklere sahip oldukları sıklıkla rastlanılan bir durumdur.

Problem çözümünde cinsiyet farklılıkları konusunda yetişkinler üzerinde laboratuvar ortamında sistematik olarak yapılan çalışmalarda, ortalama olarak uzamsal yetenek testlerinde erkekler kadınlardan daha başarılı sonuçlar elde eder. Erkekler, özellikle ekseni üzerinde döndürülen nesneler üzerine kurulu testlerde kadınlara önemli ölçüde fark atarlar. Erkekler, ayrıca matematiksel muhakeme ve belirli bir rota üzerinde yön bulma konularında kadınlardan üstündür.

Kadınlar, ortalama olarak, sözcük hatırlama veya özel harflerle başlayan sözcükleri bulma konularında erkeklerden daha başarılıdır. Ayrıca aralarında benzerlikler bulunan parçaların eşleştirilmesi üzerine kurulu testlerde kadınlar erkeklerden daha yeteneklidir.

Belirli bir rota üzerinde yön bulma konusunda erkek ile kadın arasındaki farklılığı ölçmek üzere tasarlanan testlerden birinde, araştırmacılar deneklerin önüne harita koyarlar. Testin sonunda erkeklerin daha az sayıda deneme ve daha az sayıda hata ile ile yollarını buldukları görülür.

Ancak kadınların da işaretleri tanıma konusunda erkeklerden üstün olduğu anlaşılır. Bu ve benzeri deneylerde ortaya çıkan sonuçlara göre, kadınlar günlük yaşama uyum sağlama sürecinde stratejik açıdan işaretlere daha fazla başvuruyor.

Eskiden erkek ile kadın arasında problem çözme konusunda ortaya çıkan farklılıkların, ergenlik dönemine kadar kendini belli etmediği sanılıyordu. Oysa son yıllarda bilişsel ve yetenek farklılıklarının ergenlikten önce ortaya çıktığı anlaşıldı. Örneğin, son yıllarda yapılan araştırmalara göre, 3 ve 4 yaşlarındaki erkek çocuklar hedefi vurmaya yönelik oyunlarda kızlardan daha yetenekli. Ancak buluğa erişmemiş kızlar sözcük dizilerini anımsamakta daha becerikli.

Duke Üniversitesi'nden Christina L. Williams, kritik dönemlerde hormonlara müdahale etmek suretiyle davranışların değiştirilebileceğini ortaya çıkarttı. Yeni doğan erkek sıçanların seks hormonlarını hadım yoluyla bloke ederek veya dişilere hormon takviyesi yaparak, dişi ve erkeklerin ileri yaşlarda normal olarak sergileyecekleri davranış biçimlerinin tümüyle tersine döndürülebileceğini kanıtladı. Hormonlarına müdahale edilen erkekler dişi gibi davranırken, aynı müdahaleye maruz kalan dişiler de erkek davranışları sergilediler.

İnsanlarda hormonların yol açtığı davranış farklılıkları bazı hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkar. ''Congenital adrenal hyperplasia'' veya kısaca ''CAH'' denilen, genetik bir bozukluk sonucu doğumdan önce veya doğum anında anormal düzeyde androjene maruz kalan kız çocuklarında görülen hastalık buna en iyi örnektir.

Androjen salgısı ilaç tedavisiyle kesilebildiği, genital organlardaki ''erkeksileşme'' ameliyatla düzeltilebildiği halde, beyinde doğum öncesinde oluşan değişiklik ne yazık ki tersine döndürülemez.

Hormonal İniş Çıkışlar

İnsanlarda zihinsel faaliyetlerin seyri, ömür boyu hormonal değişikliklere bağlı olarak farklılık gösterir. Western Ontario Üniversitesi'nden Elizabeth Hampson, kadınların iş performanslarının, adet dönemlerindeki östrojen iniş çıkışlara paralel olarak değiştiğini ortaya çıkarttı. Hampson'a göre hormon düzeyi yükseldiği zaman uzamsal yetenek dibe vururken, manuel ve konuşma yetenekleri en yüksek düzeye çıkıyor.

Beyinlerin bir yarısı hasar görmüş kişiler üzerinde sürdürülen çalışmalardan elde edilen bilgiler, beynin değişik bölgelerinin işlevleri konusunda çok değerli ipuçları içerir. Pek çok kişide sol yarıküre konuşma işlevinden, sağ yarıküre ise uzamsal ve algılama işlevlerinden sorumludur. Cinsiyet farklılıklarını işleyen bilim adamları, erkeklerde sol ve sağ yarıkürelerinin simetrik olmadığını; kadınlarda simetrinin daha belirgin olduğuna inanıyor.

Pek çok araştırma bu görüşü destekliyor. ''Korpus Kallosum'' denilen ve iki yarıküreyi birleştiren ana nöral sistem kadınlarda daha geniştir. Bu da iki yarıküre arasında daha iyi bir iletişim kurulduğunu gösterir. Normal fonksiyonlarını sürdüren beyinlerden alınan görüntülere göre kadınlarda iki yarıküre arasındaki simetri erkeklerden daha fazladır. Dolayısıyla beyinlerinin bir yarısı hasar gören kadınların beyinsel fonksiyonları, erkeklere oranla daha az etkilenir.

Cinsler arasındaki bir diğer beyinsel farklılık konuşma ve el becerileri konusunda ortaya çıkar. Kadınlarda ''afazi''denilen, konuşma ve konuşmaları algılama yeteneğinin bozulması şeklinde kendini gösteren hastalık, beynin ön kısmının bir darbeye maruz kalmasıyla ortaya çıkar. Oysa erkeklerde konuşma bozukluğu beynin arka kısmında meydana gelen hasarlar sonucu oluşur.

Ayrıca sol yarıküreleri zarar gören erkeklerde afazi hastalığının görülmesi, kadınlara oranla daha büyük bir olasılıktır. Bu da erkeklerin konuşma yeteneği konusunda sol yarıkürelerine daha fazla yüklenmek zorunda kaldıklarını gösterir.

Geçmişe Bakış

Kadın ile erkek beyninin farklı yönlerini araştırırken modern yaşamın getirdiği yükümlülükleri bir kenara bırakıp, 50,000 yıl öncesine dönmekte fayda vardır. Evrim tarihine bir gözatarsak, kadın ile erkeğin yüklendiği farklı sorumlulukların beynin gelişimini etkilediğini anlayabiliriz.

Erkekler birlikte yaşadığı grubu düşmanlara ve vahşi hayvanlara karşı korumak, avlanmak, silah yapmak ile yükümlüyken, kadınlar barındıkları mekanın düzenini korumak ve çocuklara bakmak zorundaydı. Bu iş bölümünün, doğal seleksiyon yoluyla kadın ve erkeği fizyolojik açıdan büyük ölçüde etkilediği düşünülüyor.

Seks hormonlarının insan davranışlarını nasıl etkilediği konusunda bugüne dek gerçekleştirilen araştırmalar henüz pek çok soruyu yanıtlayamıyor. Laboratuvar hayvanları üzerinde sürdürülen bu araştırmalar, ne yazık ki insanlar üzerinde denenemediği için gerçekleri ne denli yansıttığı bilinmiyor. Görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler ve beyni hasar gören kişilerde gözlenen davranış bozuklukları zaman içinde pek çok soruya yanıt getirecek.

Kaynak:

http://www.changelingaspects.com/Articles/Sex%20Differences%20in%20the%20Brain%20-%20Scientific%20American.htm

tarihinde Electra tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Soru çok basit?

Hukuksal,sosyal,evrimsel dolayısıyla fizyolojik(karşılıklı 'üstünlükleri' açısından)...Aklınıza ne gelirse...

Tabuları yıkalım.

"Eşit olamaz,zaafiyeti var" deyip kesip atan İslamcı muhattabım değildir."Lan yobaz bu tartışılır mı?" diyen, aydınlanmaktan ölen ateist dostlar da sorunun muhattabı değildir...Kızmasınlar yani boşuna. :)

Ben bir inanır kadın olarak bu sorunuza mizahi bir yaklaşımla cevap vermek istiyorum ve cidden mizahı bir tarafa bırakırsak kadın ve erkeği böyle görüyorum.

Genelde kadın ve erkek birbirini tamamlar nitelikte şeyler söylenir. Farkılık eşitsizlik gibi lanse edilir ve kullanılır vs vs vs.

Hiç oralara girmeyim ve diyeceğimi derim.

Ben genelde 5 - 7 yaş grubunda bir çocuk gördüğüm zaman onu hem güldürmek hemde düşündürmek için bir soru sorarım.

İşaret parmağımı dik konuma getiririm ve derimki:

* Bu kaç?

Çocuk hemen;

- 1 der.

Sonra ben işaret parmağımı aynı konumda tutup yanına orta parmağımıda bitiştirip tekrar sorarım.

*Bu kaç?

Çocuk:

- 2 der.

* Ben bilemedin derim.

Çocuk cevabı merak eder ve derimki:

* Bu kalın 1 dir. :)

Kadın ve erkek böyledir. Ayıramaz, bölemezsiniz. :)

Selam ederim.

tarihinde BERGÜZAR006 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kadın kendini neden bu toplumsal eziklikten kurtaramadı? neden erkek kadını emri altına aldıda kadın erkeği alamadı. veyada ikisinin güçleri dengede kalıp kendiliğinden bir eşitlik kurulmadı? neden kadının kurtuluşu ve eşitliği bile erkeğin kurduğu demokrasi altında aranıyor? bunların hepsi kas gücü mü? bence beyin gücü olarakta erkek cinsi kadından daha iyi. bu birey olarak değil cins olarak ele alınmalı. bireylerin karşılaştırılmasında elbette her ikisindende güçlü ve zayıflar olacaktır. ama erkeğin en zekisi kadının en zekisinden daha zekidir.

yanlış..en aptal kadın bile ne zeki adamdan zekidir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fakat kadının daha duygusal, erkeğe göre göre daha yumuşak ve zayıf olduğunu söylemek için kadınları hiç tanımıyor olmak lazım. Kadınlar çok acımasızdır.

Kadıunların acımasız olduğu konusunda size katılıyorum. Hani bunun dini imanı yok denir ya, o derece acımasızdırlar; ancak acımasızlık ve duygusallık arasında bir ters orantı her zaman mevcuttur denilemez bence. Kadının acımasızlığı ancak kadın-erkek ilişkilerinde ortaya çıkar. Bu konuda gerçekten hakkını verirler, ama diğer alanlarda duygusal ve yumuşak olduklarını da düşünüyorum.

Not:Zeka konusunda fikir belirtecek kadar uzman değilim ama günlük hayatta durumlar karşısında hızlı kararlar alabilme ya da daha uygulanabilir ve pratik çözümlemeler konusunda erkeklerle kadınların kıyaslanamayacağını düşünüyorum.

Belki de kadınlar uzun vadeli bilimsel çalışmalarda, araştırmalarda daha başarılı bir grafik çizebilir.

tarihinde NoobSmoke tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kadınlar ne acımasız olacak. onların acımasızlığı ne yazar. onlar ancak erkeklerin cinsel zaafiyetini aşkını bilmemneyini kullanarak en adi yöntemlerle acımasız politikalarını uygulayabilirler. bu denli ezik bir ırktır kadın cinsi. akılla planla stratejiyle bir b.k yiyemezler. onların tek stratejisi dediğim gibi cinsel zaafiyeti kullanıp istismar etmekten ibaret.

muhammed bile bu durumu çakmıştıki "ey insanlar, size kadınlardan daha berbat bir şer kaynağını bırakmıyorum" demiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadının acımasızlığı ancak kadın-erkek ilişkilerinde ortaya çıkar. Bu konuda gerçekten hakkını verirler, ama diğer alanlarda duygusal ve yumuşak olduklarını da düşünüyorum.

Kadınlar en çok kendi hemcinslerine karşı acımasızdır. Kıskançlıktan kaynaklanır çoğunlukla. Basit kadınlar arası çekişmelerin dışında, ülkemiz gibi kadın haklarının geri olduğu ülkelerde genç kadınla en büyük zulmü yine kendileri gibi zamanında ezilmiş bir kadın olan kaynanaları yapar. Bu noktada kadınların acımasızllığını hayretle izliyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş

kadınlar ne acımasız olacak. onların acımasızlığı ne yazar. onlar ancak erkeklerin cinsel zaafiyetini aşkını bilmemneyini kullanarak en adi yöntemlerle acımasız politikalarını uygulayabilirler. bu denli ezik bir ırktır kadın cinsi. akılla planla stratejiyle bir b.k yiyemezler. onların tek stratejisi dediğim gibi cinsel zaafiyeti kullanıp istismar etmekten ibaret.

muhammed bile bu durumu çakmıştıki "ey insanlar, size kadınlardan daha berbat bir şer kaynağını bırakmıyorum" demiştir.

Üslubunu hiç doğru bulmuyorum ama % 100 doğru konuşuyorsun.

Kadınların cinsel zaafiyeti kullanarak yaptığı acımasızlıktan başka bir numaraları yok. Öyle intikam aşını soğuk yiyebilecek kadar plan program yapmak konusunda da son derece beceriksizler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

siz bana tarihte sağlam savaşlara katılmış büyük bir kadın komutan gösterin, nerede? bir tek tanınmış kadın bilim adamı, insanlığa mal olmuş kadın devlet adamı? hani neredeler? en medeni avrupa uluslarında bile kadın bilim adamı yok. einstein newton kant marx engels hegel ya da benzeri niceleri gibi.. kadın erkekten aşağıdır, bu kesinlikle kendisini ortaya koyuyor. zaten kromozom farklılığı var, üstünlük altlığın temeli kromozoma dayandığından hiç bir siyasi rejim kadının altta kalması durumunu değiştiremez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...