Jump to content

MÜSLÜMAN’LARIN EVRİMİ REDDETMELERİNİN NEDENİNİ EĞİTİLMEK İSTEMEMELERİNDE ARAMALIYIZ..


Recommended Posts

Evrimi redden bir görüşle evrim konusunda yapılacak tartışmaların bir sonuca bağlanması mümkün değildir.

Çünkü evrim kavramı karşılıklı tartışmaların yapılacağı bir ortak payda değildir.

Müslüman’lar için evrim yoktur.

Olmayan bir şeyi onlarla tartışmanın abesle iştigal etmek olduğu meydendadır.

Ama ilginç olarak biz yanaşmasak bile onlar evrim konusunda yorum yapmaktan geri kalmamaktadırlar.

İnanmadıkları bir süreci sürekli olarak dillerine dolamalarının nedeni ateistlerin Allah’ı dillerine dolamalarından farklı değildir.

Allah nasıl ateistler ve teistler arasında bir ortak payda değilse, evrim de öyledir.

Bu yazımda ben evrimi Müslüman’larla tartışmayacağım...

Sadece onların neden evrimi kabul etmediklerine değineceğim.

Normalde hemen her konuda çağdaş eğitim ve bilimsellik düzeyinin dışında kalanlara ulaşmak kolay değildir.

Evrim çağdaş bilgilerin insanlar arasında dağılımı için kullanılan bir alettir.

Evrim yalnız biyolojide değil, her bilimsel olguda geçerli bir temel ilkedir.

Evrenin ortaya çıkışından, teknolojik ilerlemelere kadar her olguyu evrimle açıklamak yalnız mümkün değildir.

Aynı zamanda bir zorunluktur.

Bu aleti yeterince kullanamayan bir sistem kendini belirtemez, karşıt görüşlerle düşünce alış verişi yapamaz.

Evrim kuramını tümüyle reddeden bir görüşle bilimsel olguları tartışmak mümkün değildir.

Müslüman’larla ilgili ilginç bir nitelik vardır.

Onlar da evrimin bir alet olduğunun bilincine varmışlar ve evrimi şiddet ve nefretle reddederek, çağdaş bilimin onlara ulaşmasını tümüyle önlemişlerdir.

Evrim bilimsel bir alettir. Bu aletten yararlanmayan bilim çağdaşlıktan da yararlanamaz.

Evrimi reddeden Müslüman’larla yapılan tartşmalar, 1859 yılından önce yapılan bilimsel tartışmaların düzeyinden öteye gidemez.

Müslüman’ların evrimi reddetmelerinin en büyük nedeni, çağdaş bilimsel düşünce ve yaklaşımların kendilerine iletilmesini önlemektir.

Evrim kuramının aradan çıkarılması Batı tarzında düşünen bilim adamlarının Müslüman’lara ulaşmasını tümüyle olanaksız kılmaktır.

Müslüman’lar ne anlamak istemektedirler, ne de öğrenmek…

Onların tek bir isteği vardır.

O da her türlü bilimsel gerçeklerle bağdaşmamasına rağmen, Kur’an’ın ve İslam’ın temelini olşturduğu İslamsal bilimselliğin anlaşılması ve kabul edilmesidir.

Evrim Batı’nın elindeki en güçlü alettir.

O aleti reddeden Müslüman’lar aslında kendi batıl ve bağnaz inançlarını korumaktan başka bir şeye baş vurmamaktadırlar.

Yani evrimi reddetmek aslında bir tür savunmadır.

Ama Batı evrimi kullanarak onlara saldırmamaktadır.

Yani İslam bir tehdit altında değildir?

Yoksa İslam bir tehdit altında mıdır?

Biraz düşününce İslam’ın gerçekten müthiş bir tehdit altında olduğunu görürüz.

İslam Batı’nın değil, bilimin tehdidi altındadır.

Bilim İslam’ın ilkelerini teker teker çürütmüş ve onun ne kadar ilkel ve bağnaz bir din olduğunun anlaşılmasını sağlamıştır.

Bunun için bilim İslam’a saldırıda bile bulunmak zorunda değildir.

Bazı gerçekler eninde sonunda Müslüman’lara ulaşacak ve onların dinlerini sorgulamalarını sağlayacaktır.

İşte bu yüzden Müslüman’lar akıllarını evrime kapatarak, Batı’nın bu ilinç ve bilimsel saldırısını önlemeye, nötralize ve ekarte etmeye çalışmaktadırlar.

Buna mecburdurlar Müslüman’lar..

Bıçak kemiğe dayanmış ve İslam kendisini içinden çıkması giderek zorlaşan bir çukurda bulmaya başlamıştır.

Müslüman olarak kalmanın tek çaresi Batı bilimini reddetmektir.

O kadar zavallı bir duruma düşmüşlerdir Müslüman'lar... Acınacak bir durumdadırlar.

İslam artık belki de en son çare olarak evrimi reddederek yaşam mücadelesi yapmaktadır.

Ama evrim Müslüman ülkelerine de girmeye ve evrim kuramı Müslüman’ları zehirlemeye başlamıştır..

Bu bilimsel bir zehirlemedir.

Aslında İslam zehirinin panzehiridir bu zehir.

Bu panzehiri reddeden İslamcılar, Müslüman’ları mümkün olduğu kadar uzun zaman uyutmak ve onların üzerinden geçinmek için çaba göstermeye başlamışlardır.

Evrim konusunda yapılan itirazlar, karşı gelmeler aslında bizi memnun etmelidir.

Bu haykırışlar İslam'ın belki de yok olmaya başladığını müjdeleyen çığlıklardır..

Bir çöl fırtınası gibi aniden insanlığın üzerine çöreklenen bu bağnaz din, belki de büyük yaygaralar ve çığlıklar atarak yok olacaktır.

Not a moment too soon...

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir müslümanla evrimi tartışmanın ne kadar anlamsız olduğunu anladım,

Bu yüzden forumda evrimle ilgili tartışmalara cevap vermemeye özen gösteriyorum.

Birkaç sene önce yine bir müslümanla yüzyüze evrimi tartışmıştım,

Gerçi buna tartışma denemez çünkü karşımdaki kişinin bilgisi evrim-maymun ilişkisinin ötesinde değildi.

Yinede sorduğu tüm saçma sorulara büyük bir sabırla cevap vermştim,

En sonunda soracak birşey bulamayınca şu cevabı verdi;

"Yav sende herşeye bi bahane buluyon be kardeşim"

.

tarihinde Nitsuga tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Batı uygarlık ve teknolojisini yakalamanın ve geçmenin tek bir yolu vardır.

O da Batı’nın kullandığı bilimsel yöntemleri kullanmaktır.

Bu taklit etmek anlamına gelmemelidir.

Şu anda ülkemizde baş vurduğumuz yöntem sadece taklitdir.

Ama yöntemler taklid edilmezlar.

Yöntemler belli bir sonuca ulaşılması için izlenmesi gereken süreçler olarak tanımlanabilirler.

Yöntemler bazı ilkeler izlenerek tasarımlanır. Objektif, bilimsel ve dürüst olunur.

Temel bilimsel verilerin güvenilir olmasına çalışılır.

Metodik bir şekilde ilerlenir.

Özgür, adil ve demokratik bir ortam sağlanır.

Bilgi alışverişine büyük önem verilir.

Yeni bilgiler ya eski bilgilere eklenir, ya da onların yerini alır.

Bilim adamlarının bazı konulara özelleşmesi cesaretlendirilir.

Hemen her konuyu çok iyi bilen skolarlar yetiştirilir.

Konunun mümkün olduğu kadar dar bir alanı tutmasından korkulmaz.

Eğitime bütçeden mümkün olduğu kadar büyük bir pay ayrılır.

Taklit ve kopya yasaklanır.

Akademik sahtekarlıklar şiddetle cezalandırılır.

Batı’da kabul edilen kavramlar benimsenir.

Batı üniversitelerinde çalışan Türk bilim adamları bunların tümünün ve diğerlerinin farkındadırlar.

Bir çoğunun oldukça başarılı olduklarını da gururla iletime ekliyorum.

Ama ülkemizde bunların hiç birisi pratik edilmemektedir.

Türkiye Batı’yı taklit ederek ilerlemeye çalışmaktadır.

Ama bunu Batı’nın yöntemlerini değil, teknolojisini taklit etmekle yapmaktadır.

İlginç olarak üniversite binalarını Batı’dakilere benzer bir şekilde inşa ederek ilerleyeceğimize, Batılılaşacağımıza inanan epeyi Türk profesörü vardır.

Bazıları ile ben şahsen tanışmışımdır.

Batı’da kullanılan aletlere sahip olarak hızla sofistikasyon kazanacağımızı sanan gafillerin sayısı da az değildir.

Batı’nın kullandığı yöntemleri adapte etmeden, Batı ilkelerini benimsemeden yapacağımız her atılım bir taklit olmaktan öteye gidemeyecektir.

İslam Batı’ya karşı mıdır?

Bu tartışmalı bir sorudur. Kesin bir yanıtı yoktur.

Ama çok sayıda Müslüman’ın Batı’ya karşı olduğu kesin olarak doğrudur.

Peki İslam Batı’nın kullandığı yöntemlere de mi karşıdır?

Bu sorunun da yanıtını kesin olarak bilmiyorum.

Bütün bildiğim Müslüman ülkelerindeki bilim adamlarının o yöntemleri rijit bir şekilde uygulamadıklarıdır.

Çünkü o yöntemler Müslüman ülkelerindeki bilim adamlarının mentalitesi ile uyumlu değildir.

Hemen her konuda dinselliğe önem veren İslam ülkelerinin Batı’da uygulanan laik, demokratik ve objektif bilimsel yöntemleri adapte etmeleri mümkün değildir. Aramızda Batı’da uygulanan bilimsel yöntemleri ve onları orada uygulayan Türk ve Müslüman bilim adamları vardır. Ama onlar bile Türkiye’ye döndükten sonra Batı anlamında bilimsellikten hemen uzaklaşmaktadırlar.

Teknoloji taklite edilebilir ama, ilkeler ve yöntemler asla taklit edilemezlar..

Sadece benimsenirler ve uygulanırlar..

Evrim konusunda Batı’ya çatan Müslüman’lara duyurulur..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evrim konusunda yapılan itirazlar, karşı gelmeler aslında bizi memnun etmelidir.

Bu haykırışlar İslam'ın belki de yok olmaya başladığını müjdeleyen çığlıklardır..

Bir çöl fırtınası gibi aniden insanlığın üzerine çöreklenen bu bağnaz din, belki de büyük yaygaralar ve çığlıklar atarak yok olacaktır.

Not a moment too soon...

HACI

memnun ediyor sevgili hacı.

batının bilimi ve felsefesi,iletişimin müthiş bir hızla gelişmesi sayesinde müslüman toplumların en ücra köşelerine kadar girmeye başlıyor,yada eli kulağında.malum bilişim devrimini yaşuyoruz.

bunlar ahir zaman yaygarası yapıp,mehdi bekleye dursunlar.

evet ahir zamandayız,ancak islamın ahir zamanındayız.bu ivmeyle insanın bir kaç nesil sonra dnleri yerin bayağı bi derinlerine gömeceğini tahmin ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanlar hakikaten cogu kallin Kafali.

Adamlar herseyin göründügü gibi olduguna inaniyorlar.

Kurani görürler bu benim Dinim derler.Icinde ne yazdigindan haberleri yoktur.

Evrimi kabül etmezler cönkü edemezler.

Allahlari onlari Bastan beri bugünkü Sekilleriyle,Gussül Abdestli ,Namuslu,temiz Cennet Ehli olarak yaratmistir.

Onlarin Atalari hic bir,yaratik olamaz.

Kendileri,Insanlar arasindan,özene bözene secilmis,övülmüs Nurla yikanmislardir.

Cenet Ehli olmak sadece Müslümanlara ait bir seydir.

Müslüman olmayan diger insanlar asagilik ve Cehenemliktir.

Bizler böyle Kafalara hic bir sey ögretemeyiz.

Amma allah kuranda böyle demis deyin:Hemen inanirlar.

Cok denedim.Cünkü 99% Kurani hic Türkce okumamis,kullaktan duymalarla Müslümanlik tasliyorlar.

SAYGILAR.

Dimension.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çünkü evrim kavramı karşılıklı tartışmaların yapılacağı bir ortak payda değildir.

Müslüman’lar için evrim yoktur. Olmayan bir şeyi onlarla tartışmanın abesle iştigal etmek olduğu meydendadır.

Yazının tamamını okumadım..İlk cümle dikkatimi çekti..Aslında bu forumda teist-ateist tartışmasının da bir anlamı olmamalı..Fakat evrim inanca göre biraz farklı..Bilimsel bir teori..Peki doğruluğunu dağdaki çobana anlatabilirmisiniz?Anlatamazsınız, çünkü doğruluğu kesin değil..

Bu forumdan/portaldan öğrendiğimbir şey aklıma geldi;Bir sistem kendi içinde çelişmiyorsa bu onun kesin doğru olduğu anlamına gelmez..denmiş din için.Aynı cümleyi evrim için kurabilirmiyiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yazının tamamını okumadım..İlk cümle dikkatimi çekti..Aslında bu forumda teist-ateist tartışmasının da bir anlamı olmamalı..Fakat evrim inanca göre biraz farklı..Bilimsel bir teori..Peki doğruluğunu dağdaki çobana anlatabilirmisiniz?Anlatamazsınız, çünkü doğruluğu kesin değil..

Bu forumdan/portaldan öğrendiğimbir şey aklıma geldi;Bir sistem kendi içinde çelişmiyorsa bu onun kesin doğru olduğu anlamına gelmez..denmiş din için.Aynı cümleyi evrim için kurabilirmiyiz?

Evrimin kendisi ile çelişip çelişmediğini sorgulayarak bilimsel olup olmadığı konusunda bir sonuca varmak mümkün değidir.

Evrimi veya herhangi bir bilimsel kuramı, kendi dışında yer alan tepkileştiği sistemlerle karşılaştırmak ve onlarla çelişip çelişmediğini araştırmak gerekir.

Son 150 yıl içinde evrim konusunda yapılan gözlemler evrimi hep desteklemiştir.

Bu gözlemlerin sayısı milyonlarla ifade edilebilir.

Bu kadar gözlem içerisinde, evrimle çelişen tek bir gözlem yoktur.

İlginç olarak evrim kuramı ile çelişen tek bir gözlem, bu koca kuramı yıkmaya yetecektir.

Bilim işte bu kadar garip bir ilke üzerine kurulmuştur.

Çelişen gözlemler aynı kuramla açıklanamazlarsa, ya kuram değişir, ya da çöker.. Yok olur.

Şu ana kadar evrim kuramında tek bir çelişki ile bile karşılaşılmamıştır.

Bu forumda Allah bazında yapılan ateist-teist tartışmalarının temeli yoktur.

Allah ortak payda olmayınca, neyin tartışıldığı anlaşılmamakta ve çoğu kere konu dışına çıkılmaktadır.

Tabii bu arada tartışmalar ısınmakta ve karşılıklı hakaretler gırla gitmektedir.

Evrim üzerinde yapılan tartışmalar da eninde sonunda karşılıklı hakaretlere yozlaşmaktadır..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Müslümanlar hakikaten cogu kallin Kafali.

Adamlar herseyin göründügü gibi olduguna inaniyorlar.

Kurani görürler bu benim Dinim derler.Icinde ne yazdigindan haberleri yoktur.

Evrimi kabül etmezler cönkü edemezler.

Allahlari onlari Bastan beri bugünkü Sekilleriyle,Gussül Abdestli ,Namuslu,temiz Cennet Ehli olarak yaratmistir.

Onlarin Atalari hic bir,yaratik olamaz.

Kendileri,Insanlar arasindan,özene bözene secilmis,övülmüs Nurla yikanmislardir.

Cenet Ehli olmak sadece Müslümanlara ait bir seydir.

Müslüman olmayan diger insanlar asagilik ve Cehenemliktir.

Bizler böyle Kafalara hic bir sey ögretemeyiz.

Amma allah kuranda böyle demis deyin:Hemen inanirlar.

Cok denedim.Cünkü 99% Kurani hic Türkce okumamis,kullaktan duymalarla Müslümanlik tasliyorlar.

SAYGILAR.

Dimension.

sevgili dostum boşver.

maymun ile ortak atadan gelmek,ensest sonucu insanların adem ve havvadan türemesinden iyidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet.. Ne demiştik..

Müslüman’lar evrimi reddederek Batı’nın bilimsel nitelikteki saldırılarını nötralize etmeye çalışmaktadırlar.

İlginç olarak belki de Müslüman’lar buna mecburdurlar.

Evrim İslam’ın sonunu getirecek bilimsel bir olgudur..

Onu ihmal etmek gerekmektedir.

Evrim o kadar önemli bir bilimsel alettir ki, bütün Batı bilimi onun üzerinde kurulumuştur.

Evrim kuramını oluşturan kiremidi çekin, Batı bilimi kendi üzerine çökecektir.

Bu mümkün müdür?

Elbette değildir!

Evrim kuramının kendisi son 150 yıl içinde evrime uğramış ve bugünkü şeklini almıştır.

Temeli son derece sağlamdır evrimin ve artık Batı için bir kuram olmaktan çoktan çıkmıştır.

Bu gerçeği anlayan Müslüman’lar evrimi şiddetle reddetmektedirler.

Müslüman’ların Batı anlamında eğitilebilmeleri için onların bazı bilimsel gerçekleri çağdaş bilime inananlarla paylaşmaları gerekmektedir.

Bu da şimdilik mümkün değildir.

Benim çok sevdiğim köpeğim Efe’nin durumu ne ise, Müslüman’ların durumu da odur.

Bir gün pet shop’dan Efe’nin oynaması için bir oyuncak almıştım.

El büyüklüğünde simsiyah bir örümcek idi.

Duvara atılınca hemen yere düşmüyordu.

Duvardan aşağıya ağır ağır ve tehditkar bir şekilde iniyordu.

Gerçekten korkunç bir görünüşü vardı oyuncağın.

Efe’nin gözlerinin önünde örümceği duvara fırlattım ve aşağıya doğru inmesini görmesini sağladım.

Çok korktu Efe.. Titremeye başladı..

Sonra birden başını başka bir yöne çevirerek, duvardan aşağıya inmekte olan örümceğe bakmayı reddetti.

Bu arada korkusu da geçmişti. Artık titremiyordu. Onu görmediği süre sorun yoktur..

Müslüman’lar da, evrim gerçeğine başlarını çevirerek, aynı şeyi yapmaktadırlar.

Bilerek yapmaktadırlar bunu.

Kasıtlı olarak yapmaktadırlar.

Çünkü evrim onların inancı için en büyük terördür.

Evrimi kabul etmek, Allah’ın bütün sözlerinin yalan olduğunu kabul etmek demektir.

Daha da kötüsü Kur’an’ın palavra bir kitap olduğunun anlaşılması demektir.

Müslüman’ların artık yapacağı fazla bir şey yoktur.

Bir köşeye sıkıştırılmışlardır…..

Durumları hiç de iç açıcı değildir.

Şu aralar Müslüman olanlara acıyorum doğrusu.

Yine de onlar için bir umut olduğunu düşünüyorum.. Bütün yapacakları kendilerini camiye hapsetmektir. Siyaset ve bilimle ilgilenmeyen İslam için gelecek vardır diyebiliriz. Ama siyasete ve bilime bulaşan İslam, eninden sonunda yıpranacak ve daha hızlı bir tempo ile yok olacaktır.

Görevimiz halkımızı aydınlatmaktır. Bazı aletlerin elimizden alınması bizi yıldırmamalıdır. Taktik değiştirmek zorunda olsak bile, görevimize devam etmek zorundayız. Evrimi Müslüman’ların anlamaya başlaması demek, İslam’ın camiye biraz daha yaklaşması demektir. Amacımız İslam’ı günlük siyasi ve sosyo-ekonomik yaşamdan mümkün olduğu kadar uzaklaştırmak ve camiye tıkmaktır. Bu hem çağdaş bir toplum oluşturmaya çalışan Türk’lerin, hem de İslam’ın sağlık ve mutluluğu için zorunludur..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrimi reddetmelerinin önemli bir nedeni var Hacı:

Korku

Benim tanıdığım çoğu "ılımlı" müslüman, yani kendilerini müslüman sanan insan, "Evrim kuramı zaten çökmüştür" diyerek, tartışmaya bile girmek istemez. Korkar.

Allahın olmadığını aklından geçirmenin bile onu cehennem odunu yapacağından korkar. Allah yoksa, ölünce yok olacağım diye korkar. Aynı köpeğin Efe gibi, korktuğu şeye bakmayınca onun yok olduğunu sanar.

.

Link to post
Sitelerde Paylaş

God of the Gaps Hatası ve Kuran

“God Of The Gaps” hatası nedir?

Batılılar zaruretten kaynaklanan, arkasında aslında akla uygun bir sebebin bulunduğu, fakat insan bilgisindeki boşluklardan dolayı henüz açıklanamayan sonuçlardan hareketle bir Allah’ın varlığına inanmaya “God of the Gaps” hatası derler. Buna örnek olarak orta çağ Avrupa’sında yaşayan insanların gök cisimlerini meleklerin iterek hareket ettirdiğini zannetmeleri ve buradan hareketle Allah’ın var olduğunu düşünmeleri verilebilir. Bu durumun hiç de böyle olmadığı Newton hareket kanunlarını açıklayıncaya kadar anlaşılamamıştır.

Eğer Kuran 1400 yıl önce yazılmış ve baktığı her şeyde Allah’ı görmeye şartlanmış bir insanın sözü olsaydı, bu durumun örneklerini O’nda (Kuran’da) kesinlikle görmemiz gerekirdi.

BİR OLAYI AÇIKLAMANIN YOLLARI

Bir olayı açıklamanın 3 yolu vardır:

1. Zaruret

2. Şans

3. Tasarım

Zaruret: Doğa yasalarıyla açıklanabilen olaylardır. Örneğin bulutun havada durması gibi… Bulut havadan daha hafif olduğundan, daha doğrusu özgül ağırlığı havanınkinden düşük olduğundan havada durmaktadır.

Şans: Doğrudan doğruya bir doğa yasası ile açıklanamayan olayları açıklamanın bir yoludur. Örneğin “rüzgârın evirilip çevrilmesi” gibi… Rüzgârın evirilip çevrilmesi tümüyle kaotik bir süreçtir. Rüzgârlar pek çok şarta bağlı olarak hemen her yönde ve her şiddette esebilir.

“Kaotik” ve “şans” kelimelerinden yola çıkarak bu tip sistemlerin tümüyle düzensizlik anlamına geldiğini ve doğa yasalarından tümüyle bağımsız olduklarını ima etmiyoruz. Kaotik sistemler “başlangıç koşullarına aşırı duyarlı” sistemlerdir ve bu yüzden sonuçlarının tahmin edilmesi imkânsız değilse bile çok güçtür. Bu durum “kelebek etkisi” diye de bilinir. Kelebek etkisi bir kelebeğin kanatlarını çırpmasının atmosferde küçük değişikliklere neden olarak, sonuçta ortaya bir tornado çıkmasına (ya da çıkmamasına) sebep olabileceğini ifade eder. Burada kelebeğin kanat çırpması sistemin (atmosferin) başlangıç koşullarındaki küçük bir değişikliği ifade eder. Bu küçük değişiklik bile bir dizi olaya sebep olarak sistemin sonucuna büyük etki edebilir.

Bu tip sistemler arasında atmosfer olayları, güneş sistemi ve yeryüzü tabakalarının hareketleri sayılabilir.

Elbette “kaotik” sistemlerin doğa yasalarıyla ilintisinden hareketle, bunları ibret olarak sunmanın da bir tür “God of the Gaps” hatasına düşmek olduğu söylenebilir. Ama burada ilginç olan Kuran’ın sadece ve sadece kaotik sistemleri ibret olarak sunması ve doğrudan doğa yasası olan şeyleri ibret olarak sunacağı zaman ise “Allah’ın yaptığını” söylemeyerek özellikle kaçınmasıdır.

Tasarım: Doğa yasalarıyla ve şansla açıklanamayan olaylar bu kategoriye girer. Şanstan ayrıldığı nokta, gerçekleşme olasılığının aklın alamayacağı kadar küçük olması ve olayda bir “amaç” gözlenmesidir. Örneğin kuşların uçmaya müsait bir yapıda olması gibi…

Bu kadar laftan sonra, zaruret ile şans/tasarım arasındaki farkı açıkça ifade etmek için şunu söyleyebiliriz: “Eğer bir olayı açıklarken şansı açıklamamızdan tamamen çıkaramıyorsak, o olay şans/tasarım olarak algılanmalıdır”.

Aslında hiçbir olayın açıklamasından şans tamamen çıkarılamaz. Fakat insanlar soyutlama yaparak düşünmeye alışkındırlar. Bir sebep/sonuç ilişkisi gördüğümüzde, sebebi yapan diğer bütün parametreleri yok varsayarak onu bir zaruret olarak adlandırırız. Bilim adamları big-bang’e kadar sebep/sonuç ilişkilerini takip ederek her şeyi açıklayan sadece tek bir parametre bulmak hevesindedirler. Fakat bulduklarında ne yapacaklar? Büyük ihtimalle o tek parametreyi şansla açıklamak zorunda kalacaklar.

Bu makalede Kuran’ın da soyutlamalar yaptığını göreceğiz. Mesela, “gökten su indirmeye” atıfta bulunurken, belli bir noktadan sonra, Kuran son aşama olan “yağmuru” zaruret olarak sunar. Dolayısıyla aslında ne zarurettir ne şanstır ne tasarımdır diye kafanızı karıştırmayın. Sadece şunu hatırlayın: Kuran insanlar için gönderilmiş bir kitaptır ve insanlara hitap edeceği zaman insanların kullandığı soyutlama ilkelerine aynen bağlı kalır ve bir olayı, eğer kesin bir sebep/sonuç ilişkisi varsa, zaruret olarak sunar. Bunu yaparken de o sebebi yapan tüm parametreleri “verili” olarak kabul eder.

YÖNTEM ve SEÇİLEN AYETLER HAKKINDA

Bu yazı Kuran’da “God of the Gaps” hatasına düşülmediğini göstermek amacıyla yazılmıştır. Peki, bunu göstermek için nasıl bir yöntem izlenecektir? Bunun için Kuran’da zaruret/şans ve tasarım ayrımının yapıldığı ayetler incelenecektir ve bu tip ayetlerde olay ve olguların Allah’a atfedilmesinde bir ayrım yapıldığı gösterilmeye çalışılacaktır. Ancak şunu kabul etmek gerek ki, Kuran gibi bir ilahi kitapta Allah’ın “zaruret” olduğunu bildiğimiz hiçbir şeyi yaptığını ve/veya yarattığını söylememesini beklemek akılsızlık olur. (Burada “zaruretten” kastımız bir doğa yasasıyla açıklanabilen şeylerdir.) Çünkü Yaratan elbette “Yarattım” diyecek, tasarlayan “tasarladığını” elbette ifade edecektir. Bir şeyin zaruret olması, yani doğa yasası ile açıklanabiliyor olması, onun Allah tarafından yaratıldığı gerçeğini değiştirmez. Dolayısıyla Kuran’da bu tip ayetlerin olması “God of the Gaps” hatasına düşüldüğü anlamına gelmez.

Dolayısıyla amacımız, Kuran’da olayların bu 3 tip açıklanma biçimine dikkat edildiğini örnekleriyle göstermektir. Bu örnekler, Kuran’ın yazarının neyin zaruret neyin şans ve neyin tasarım olduğunun açık bir biçimde farkında olduğunu göstermeleri açısından yeterlidir. Kuran’da bu tip bir sınıflamaya özenle dikkat edilmesi, Kuran’ın yazarının ne türden olayları Allah’a atfetmenin “God of the Gaps” hatasına düşmek olduğunu bildiğinin de bir göstergesidir. Ancak tekrar hatırlatmakta fayda var: Biz Kuran’ın tamamında bu tip bir sınıflamaya sıkı sıkıya bağlı kalınmasını beklemiyoruz. Çünkü sonuçta zaruret olan olayların gerçek yapıcısı da Allah’tır. Önemli olan, Kuran’ın yazarının bu tip bir sınıflamanın farkında olduğuna dair yeterli sayıda örneği ortaya koyabilmektir.

Peki, biz Allah’ın nasıl şeyleri kendine atfetmesini bekliyoruz ve nasıl şeyler Kuran’ı “God of the Gaps” hatasına düşmekten kurtarır? Bunun yanıtı herhangi bir şeyin varlığını açıklamanın yollarında gizli… Önceki bölümde açıklandığı gibi, bir şeyin varlığı ancak şu 3 şekilde açıklanır: Zaruret, Şans ve Tasarım… O halde biz, Allah’ın Kuran’da kendine atfettiği olayların ancak “şansla (kaotik sistemler)” veya “tasarımla” açıklanabilen olaylar olmasını bekliyoruz.

Bu amaçla inceleyeceğimiz ayetler Allah’ın fiziksel olayları insanlara (insan aklına) ayet, işaret, delil, ibret, hatırlatma, ihtar vb. olarak sunduğu ve/veya bu olaylar üzerinde düşünülmesini istediği ayetlerdir.

Konumuzu bir örnekle, Araf suresi 57. ayetle açıklamaya çalışalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Eyvah basıldık..

NURCULAR...

ayvayı yediniz.birazdan ağzınıza tıkacaklar iddialarınızı. :blink:

google ateist forum yazınca birkaç adresten sonra nurcuların sizi bastırdıklarını iddia ettikleri adresler çıkıyor.

hacı ne ayak? :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

ben olayı çözdüm

müslümanlar kendilerinin maymundan geldiğini kabul etmemelerinin en büyük nedeni egoları büyüklük komplexleridir

bu büyük bi ironi

hepsi ağız birliği etmişcesine maymundanmı geldik yani biz üstün yaratıldık olmaz öyle şey ama siz maymundan geldiniz ahahaha! derler

maymundan gelmeyi kabul etmeyen müslümanar bununlada yetimez kendilerine sonsuz güçde bi tanrı yaratıp o tanrıla ahbab olurlar sonsuz hayatıda hanelerine eklerler bi anda

olay budur büyüklük kompleksi egoizm sonsuz yaşama var olma ve yok olmayaı kabul edememe duyguları.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Eyvah basıldık..

NURCULAR...

:lol::lol:

Sevgili Hacı'nın özellikle evrimle ilgili değerli yazılarını okumaktan keyif alırım. Birde ne göreyim, akıllarınca bişey kanıtlıyorlar sanki, uzun uzun dini içerikli yazıları sayfalarca konunun arasına yapıştırmazlarmı. Forumlarda sık sık karşılaştığım tipik müslüman davranışlarından biri de budur. Benim yaptığım gibi kendisinin dahi okuduğunu sanmıyorum o yapıştırdığı yazıları.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ben olayı çözdüm

müslümanlar kendilerinin maymundan geldiğini kabul etmemelerinin en büyük nedeni egoları büyüklük komplexleridir

bu büyük bi ironi

hepsi ağız birliği etmişcesine maymundanmı geldik yani biz üstün yaratıldık olmaz öyle şey ama siz maymundan geldiniz ahahaha! derler

maymundan gelmeyi kabul etmeyen müslümanar bununlada yetimez kendilerine sonsuz güçde bi tanrı yaratıp o tanrıla ahbab olurlar sonsuz hayatıda hanelerine eklerler bi anda

olay budur büyüklük kompleksi egoizm sonsuz yaşama var olma ve yok olmayaı kabul edememe duyguları.

Maymundan geldik uzaya ciktik yada kainatin en serefli varligi olan islam uzere insan yaratildik ama maymundan beterizde haberimiz yok <_<

herseyi ,yarattigi en serefli varligi hic bir sey bilemeyen bir beyinsiz olarak nitelendiren allahlarindan aldiklari emirlere gore yorumlayan ve en iyi yonetilme seklinin bu oldugu kanisina varmis muslumanlar maalesef batinin bugun gelmis oldugu noktaya hic bir zaman ulasamiyacaklar.

bu insanlara hic bir sey soylemeye gerek yok dusunmeleri gormeleri fikir uretmeleri baski altina alinmis.her seyi allah bilir ,herseyi allah yapar,saglik allahtan ,gida allahtan aman yanlis bisey yapmayalim allahin gazabina ugramiyalim.

boyle yetistirilmis bir kisi evrim hakkinda (ki apacik 3 buyuklerin reddidir)bir sey ogrenmeyi birak imanim zayiflar korkusuyla konunun yanindan bile gecmez.

aslinda olay yalamaliktan baska birsey degildir.allahin olmama ihtimalini aciga cikartabilecek en ufak seyler bile yasaklanip ocu ilan edilmelidir.

islamcilar hic bir konuda kendilerine guvenemiyor bu tip tartismalarda siddetle kaciyorlar.eger kendilerine guvenselerdi islama ters dusen seylerin uzerine kacmak yerine gidip allahlarindan aldiklari destekle dumduz ederlerdi.

onlar ise bunlari kafir bunlari oldurun bunlar laf anlamaz allah bunlarin kalplerini muhurlemis diyerek surude kalan koyunlarin dahada korkmasini sagliyorlar.

aslinda bu evrim icin dotlerini yirtmalarida bundandir.

kendine guveni 0 olarak yetisitirilmis koyun ummetlerin allahsiz kalip caresizlik icinde yokolmama mucadelesidir bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu evrim konusunu en az 4 yıldır tartışmaktayım. ilk tartışmaya başladığımda müslümandım. okulda öğrendiğim doğruluğundan emin olduğum bir kavramı inandığım dinin red edemeyeceğini düşünüyordum. bu yüzden evrimci islami yazarlar okumaya başlamıştım..

zaman geçtikçe anladım ki inandığım dinin ne olduğundan haberim yokmuş.. bu tamamen dogmalar ürünü olan, bilgiye ulaşmayı engelleyen bir sistemmiş.. işte benim doğru bilgiye ulaşmamı yasaklayan bu sistemi o gün reddettim.

müslümanların bir çoğu ile evrimi tartışmak anlamsızdır. çünkü biyolojik evrim bilimsel bir kuramdır. ve tartıştığınız kişinin de az çok sizin kadar biyoloji bilgisi olması temel bir takım kavramları bilmesi gerekir. örneğin ne bilimseldir, ne bilimsel değildir, bilimsel olma kriteri nedir? işte bu gibi temel bir kavramı dahi bilmeyen cahil bir insan ile evrimi tartışmışsınız tartışmamışsınız sonuç koca bir hiç olacaktır.

adnan oktarı bir bilim adamı sanan halk kitlesi azımsanmayacak derecede fazladır. bu adamın da asıl amacı zaten bu halkı dogmalara boğmaktan öte değildir. daha doğrusu bu akıl hastasını maşa olarak kullananların amacı diyelim.. o yüzden bu akıl hastası bu kadar desteklenmektedir...

ikinci olarak bu ülke insanının geriye gitmesine en çok katkıda bulunan grup türkiyede nurcu cemaatidir. çünkü nurculuk denen bu melet, amaca ulaşmak yolunda her türlü şerefsizliğin yapılmasını kendine vazife edinmiş bir oluşumdur. Neil armstronga ayda ezan dinledi diyecek kadar kendini bilmezdir bu insanlar... bırakın evrimi...

sonuç olarak insanımızda zaten mevcut olmayan bilimsel zeka, git gide dogmalara boğulmaya devam edilmektedir.. insanlar git gide düşünmeyen cahil robotlara dönüşmektedirler..

evrimle mücadele etmeyi bir namus meselesi yapan tipler bile mevcuttur. en büyük tehlike ise universitelerde bu eğitimi alıp, dini inancından dolayı bilimi reddedecek kadar kendini bilmez, cahil bir kesimin olmasıdır. işte beni en çok üzen taraf budur.

maalesef müslümanlık batışa geçse bile o gemi içinde müslüman halklar boğulacaktr. bunlardan biri de maalesef ki türk halkıdır.. yazık..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrim teorisinin kendi içinde çelişip çelişmemesi onu bilimsel ya da bilim dışı yapmaz.Doğru ya da yanlışta yapmaz.Bilimsel olarak evrim teorisini yanlışlamanız için milyarlarca yıl önce oluştuğu varsayılan olası olasılıkları, tesadüfleri,yararlı mutasyonları vs. gözlemlemek gerekir.Bu da imkansızdır.Yanlışlanamayan bir teori aslında bilimsel değildir.Fakat her bilimsel olmayan teoride yanlıştır anlamına gelmez.

Naturalizm-Materyalizm-Darwinizm tripodunun üzerinde duran ateizmin ayakları bana göre aslında hiç sağlam değil.Sadece ideolojik bir tavırla bilimselleştirilmeye çalışılıyor.Nasıl din i bilimselleştirme çabaları içine girenlere hatalı, şarlatan gözüyle bakılıyorsa, bilimi dinselleştirenlere de aynı gözlükle bakılabilir.

Öte yandan 150 yıldır evrim adına buldukları herşeyi toplayan, gözlemleyen ve sonuçlar çıkaran bilimadamlarını da birçırpıda silmek bilimsel bir anlayış değil elbette.Ben zannediyorum ki eğer evrim kesin kanıtlar içeren kanıtlanmış bir teori olsa, bu teorinin ideolojik sahipleri bu kadar sessiz kalmazlar.ABD de tasarımmı-evrimmi şeklinde muhakemelere gerek kalmaz.Teori bugün gözemlediğim kadarı ile bir inanç, ideoloji olmuştur.Aslında eğitimle çokta alakalı bir durum değildir.Bu durumda eğitim almışların bu teoriye karşı çıkmamaları gerekir.Yani evrim sıradan bir vatandaşa biyoloji argümanları ile anlatılamaz belki ama, bir biyoloğun evrime karşı çıkması ne anlama gelir?Kaldı ki bugün evrim teorisi, konunun uzmanı olmadan soran kişilere karşı net cevaplar verememektedir.

Ben teori tarihini kendime göre üç bölüme ayırıyorum.Darwin in ortaya attığı klasik evrim, Mendelden sonra gelişen Neo-Darwinizm ve insan geni üzerinde çalışmalar başladıktan gelişen modern Darwinizm.Bu evrim bölümleri aslında kendi aralarında bile farklılıklar arz ediyor, adeta evrim de evrime uğruyor.Fakat temel ortak nokta, evrimi bir ideoloji haline dönüştüren, herşeyin olasılıklar dahilinde evrildiği varsayımı.Aslında evrimin dinle bir sorunu yok bana göre, bu olasılık sorunu dışında.Asıl ideolojik evrimci tabir edebileceğimiz kimselerin olasılıkla sıkı bir bağı ve sorunları var bana göre.Yani bir teist, evrimi bir Yönlendici olması gerekli diyerek kabul edebilir, fakat olasılıkçı kesim Yönlendirici kısmını yani yönlendirilmiş evrimi kabul etmez.Asıl eğitilmesi gereken bu bilim yobazı, olasılık dışında hiçbir olasılığı düşünmeyen ideolojik evrimcilerdir.Fakat onlarda bu konuda hiçbir bilgiyi kabul etmezler, eğitilmek istemezler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Matrix

Senin bu yazın için eskilerin bir terimi vardır..

Onlardan biri olduğum için bu lafı sana ifşa edebilirim..

Eskiler bu gibi yazılar için hem nalına, hem de mıhına derler..

Aslında hiç de fena değil mantığın..

keeeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhh

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın hacı;

Sizde bilinmezleri temel alıp, bazen bol latince bazen bol kepçe akedemik bir jargonla, bilimsellik raconuna uydurmakta hiç fena değilsiniz..HY ye kızıp, kavram isimlerini değiştirip HY (hacı yahya) tarzında yazmakta usta sınız..Pek yeni sayılmamakla birlikte, bu duruma yenilerin ne dediğini yazayım;

Yemedik ama gargara yapalım...

:)

tarihinde Matrix tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...