Jump to content

NASIL BİR ATEİSTSİNİZ?


Recommended Posts

Muaviye (Arapça: معاوية بن أبي سفيان Mu'āviyye ibn Ebu-Sufyān; doğum: 602 - ölüm: 6 Mayıs 680) Emevi hanedanının kurucusudur.

Uhud Savaşında ve Hendek Savaşında Mekke'li kafirlerin komutanı olarak Muhammed'in komutasındaki müslümanlara karşı savaşan Ebu Sufyan bin Harb'in oğludur.

Dördüncü halife olan Ali bin Ebu Talib ile savaştı, Mısır'ı ele geçirdi ve Ali bin Ebu Talib'in 661 yılında suikaste uğrayarak öldürülmesini sağladıktan sonra halifeliğini ilan etti. 661'den 680'e kadar İslam Devleti'ni yönetti.

Şiiler Yezid hakkındaki görüşlerin benzerini Ali'nin hilafetine karşı çıktığı için Muaviye için de sürdürürler ancak Sünniler Muaviye'nin bir "ictihad" yaptığını ve görüşünde yanılsa bile vahiy katibi ve Peygamberin sahabesinden olduğu gerekçesiyle hakkında kötü ifadede bulunmaktan kaçınırlar.

Ne Uhud savaşı olmuş ne de hendek savaşı. Bunlar efsane..

Araplar efsane yazmada çok başarılı insanlar. Binbir gece masalları ile bütün Avrupayı hala uyutuyorlar.

Ayrıca Muaviye'nin dini İslam bile değil. Adam açıkça Hristiyan. Bunu saklamıyor bile.

İlk dönem İslam kaynaklarının birçoğunda, Ali Kabe'nin içinde doğan ilk ve tek insan olarak kaydedilir[5]. Ali'nin babası yerel bir kabilenin şefi olan[3] Ebu Talib, annesi Fatıma bint Esed'dir, bununla birlikte Ali, Muhammet'in evinde ve onun gözetiminde büyümüştür. Muhammet, peygamberliğini ilan edip İslamiyet'e davet etmeye başladığında, Ali bu daveti kabul eden müttefiken ilk erkek olmakla birlikte, Şia'ya göre ilk, Sünni'lere göre ikinci insandır.[6][7][8][9]

Efsane. Şii efsanesi. Şiiler Ali hakkında daha milyonlarca efsane yazmışlardır.

Alevilerin de bu konuda oldukça aktif olduğu bilinir. Bu efsanler günümüzde de yazılmaktadır.

Ali'yi Kabe'nin içinde doğurtmanın başka ne gibi bir esprisi olabilir.

Alevilere ve Şiilere göre Ali Muhammed'den bile önce gelir.

Yazı bilimselmiş..

Pööööööööööööööööööööhhhhhhhhhhhh

Benim sokak kapısının mandalı da bilimsel. Daha bilimsel hatta.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 446
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Çakırcalı,

Muhammed'in ne dediği, neye inandığı ya da inandırdığı bilimi ilgilendirmez tabii. Kimse böyle salakça bir iddiada bulunmadı zaten...

IFeelGood,

haci'nin tüm iletilerini okursan, benim iletilerimi de anlamlandırman daha kolaylaşacaktır. Anlayamadığını söyleyemesem de, anlatamadığım ihtimalini kabul edebilirim. Salt anlak olduğum iddiasında değilim çünkü.

Allah'ı kanıtlamak bilimin işi değildir, ancak koskoca İslam tarihinin gerçek olup olmadığını araştırmak ve adı geçen isimlerin hayal kahramanı mı gerçek mi olduğunu bilmek, tam olarak bilimin işidir. Adı üstünde, tarih.

Velev ki doğru düşünüyorsun, hatta ben de seninle aynı arz ve düşünceleri paylaşıyor olabilirim. Sözkonusu hele ki İslam gibi bir inanç olduğunda, pratikte bile ortaya konabilecekken, toride bile ortaya konmasının bilimsel olarak imkansız olduğu sözde bir kanıta ancak iman edilebilir. Yineleyeyim mi: Pratikte bile ortaya konabilecek bir bilimsel kanıt, teoride bile bilimsel olarak ortaya konamayacak bir kanıttan ileriye gitmez. Buradaki paradoksu sen de göremiyorsan, (ki malumundur, çözümsüz paradoks yok ve zaten olamaz da), ben cidden bu forumda boşa zaman harcıyorum demektir.

Sadece tarih bilimi değil, sosyal bilimlerin tüm alanları tarihi "olduğu gibi" anlatmak, anlamamıza yardımcı olmak için vardır.

Hatta sadece bunlar değil, tıp, kimya, biyoloji vb. bilim kollarını dahi devreye koysan (ki zaten koyamazsın; zira bir inancın doğruluğuna ihtimal verdiğini kabul etmiş olman cabası), mevcut şartlarda bunların çalışabilmesi bir yana, bilimsel bir kanıtla sonuçlandırabilmeleri imkansız zaten. Elde edilen olası sonuç, senin bir ateist olarak, yadsıdığın düşünceye yani inançlılara yöneltebileceğin kafandaki soru işaretlerine bir yenisini eklemek dışında bir tesir gösteremez; zira bu soru işaretini "ÜNLEM İŞARETİ"ne çevirmeye zorladığın anda, YOKLUĞUNA İNANMAYA BAŞLAMIŞSIN demektir. İnançla ilgili bilgi, inanca dönmemeli.

Bu dini, bu peygamberi Allah yaratmadıysa eğer, birileri yaratmış ve ortaya koymuştur.

Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele! Elimizdeki tek şey, dar kapsamda islam adı verilen bir inanç (genişi de tanrı zaten). Mevcut şartlarda yapabileceğimiz de, bilimin (derken, kerameti kendinden menkul bir takım kimselerin sümen altından yürüttükleri, hangi bilimsel temele dayandırıldığının bile pratiğe dökülemediği [benim için sözde] çalışmaları kastetmiyorum; hani gerçekten bilimin) sunduğu ışığın yardımıyla, ileri sürülen iddiaları mantık zemininde çürütmekten ibarettir. Karşımızda "Al, bu sana Allah'ın Cebrail'e emrederken kaydedilmiş sesi, bu da Cebrail'in Muhammed'e vahyederkenki ses ve görüntü kaydı. Şu, Muhammed'in kılı, bu da tüyü. İşte, en azından 1400 yıllık olduğu labaratuvar ortamında kanıtlanmış bir iskelet, kalıntı, vs..." diyen bir akıl yok ki.

Bizim somut diye kabul edebileceğimiz ve gerçekten de imkanlarımız elverip de elde edip mercek altına alabileceğimiz her şey, inanırlarının gözünde her kılıfa girip, her anlama bürünebilecek bir değişken. Dolayısıyla "Bak, şu şu nedenlerle Allah olamaz, dolayısıyla yoktur" dediğin bir müslüman için "Muhammet şu şu nedenlerle yaşamış olamaz" demen arasında ne fark var?

Tanrının varlığına veya yokluğuna dair bilimsel bir kanıt ortaya konmaz, çünkü buna yönelik bilimsel bir çalışmanın dahi bilimin varlığına ve amacına aykırı olacağı nedenle daha en başta bilimsellik sıfatını yitirir. Bu paradoksu nasıl aşmayı düşünüyorsunuz peki, buna cevap verebildiniz mi ki, elinizdeki (sözde) kanıtı iman değil de bilgi olarak kabul ediyorsunuz? Bilimsel temele dayandırılmayan her düşünce benim nazarımda imandır çünkü. Bu durumda biri kalkıp "Allah'ın yokluğuna, Cebrail'in yokluğuna bilimsel kanıt buldum" dediğinde ne kadar onu ciddiye alırsam, "Muhammed'in yokluğuna, Ali'nin, Veli'nin yokluğuna kanıt buldum" demesini de o kadar ciddiye alırım. Hele ki bunu bilimsellik ve bilimsel etik maskesi altında yapıyorsa, kimse de kusura kalmasın, o kişi benim gözümde bir şarlatandır.

Demek ki bilim bu alana pekâlâ el atabilirmiş, çünkü onun alanıymış.

I-Ih!

Bize ne Muhammed'in yaşayıp yaşamadığından. Koskoca İslam'ın tarihi yalan...

Haklısın! Mantığım ve elde edilen bilimsel tesbitler seni haklı kılıyor.

Arada kayıp olan, buhar olup uçan yaklaşık 200 yıl var. Ve arkada sadece masal....

Yine, ı-ıh! Arada kayıp olan, tüm bir insanlık tarihi.

İslamın Muhammed'le değil, ta Adem'le başladığını kabul edip buna iman edenlerle hangi 200 yıllık kesit üzerinden mücadele edeceksin? Savaştığın 124.000 savaşçıdan birini (belki de en beceriksiz ve aptal tasviri) yok etmek, sana hangi savaşı kazandığın garantisini verebilir? Tabii bu 124.000'in de 124.000 olarak sabit kalıp, bir imanla 124 milyona çıkarılmayacağı garantisini de almalısınız bence...

Hürmetle...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne Uhud savaşı olmuş ne de hendek savaşı. Bunlar efsane..

Araplar efsane yazmada çok başarılı insanlar. Binbir gece masalları ile bütün Avrupayı hala uyutuyorlar.

Ayrıca Muaviye'nin dini İslam bile değil. Adam açıkça Hristiyan. Bunu saklamıyor bile.

Efsane. Şii efsanesi. Şiiler Ali hakkında daha milyonlarca efsane yazmışlardır.

Alevilerin de bu konuda oldukça aktif olduğu bilinir. Bu efsanler günümüzde de yazılmaktadır.

Ali'yi Kabe'nin içinde doğurtmanın başka ne gibi bir esprisi olabilir.

Alevilere ve Şiilere göre Ali Muhammed'den bile önce gelir.

Yazı bilimselmiş..

Pööööööööööööööööööööhhhhhhhhhhhh

Benim sokak kapısının mandalı da bilimsel. Daha bilimsel hatta.

Hacı,

Muaviye ve Ali ile ilgili bilgileri vikipediden aldığımı söyledim.

Benim oraya astığım sunum ile o paragrafın alakası yok. Ben sadece bu şahıslar kimlerdir bilgi vermek amaçlı yapıştırdım onu oraya

İşte bak link burada ve buraya yazılanlara her tür kaynak yine aynı sitede.

İncele istersen.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Muaviye

Kaynakça 1.^ Abdi'l Latifi'z Zebidi, “Sahih-i Buhari Muhtasarı, Tecrid-i Sarih tercemesi ve şerhi”, Ankara, 1984 (Yedinci Baskı) Cilt 8, Sahife 129

2.^ Müslim, İmâre 46,Hadis No:3431.(Ayrıca bk. Nesâî, Bey’at 25; İbni Mâce, Fiten 9)

3.^ (Ebu Said el-Hudri, Müslim; Tefsir-i Kurtubi, c. 1, sf. 185)

Dış kaynaklar Hitti, Philip H. (çev. Salih Tuğ),(1968) Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi (IV Cilt), İstanbul:Boğaziçi Yayınları.

Üçok, Bahriye (1979) İslam Tarihi Emeviler- Abbasiler, Devlet Kitapları, Ankara: Milli Eğitim Basımevi (1.Basim:1968)

Muhammad ibn Jarir al-Tabari (ed. Ehsan Yar-Shater çev. David Stephan Powers)(1989-2007) The History of al-Ţabarī 40 Cilt, Albany: State University of New York Press ISBN 0-88706-563-5 (Cilt 24) (İngilizce)

Muir, William (1924), The Caliphate; Its Rise, Decline and Fall, Edinburgh, Bölüm 39-46. Websitesi: [1] (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)

...........

http://tr.wikipedia.org/wiki/Hz.Ali

Kaynakça

Muhammed ve İslam (1969), Abdülbaki Gölpınarlı

İslam Tarihi Metodolojisi (2004), R. Stephen Humphreys

Müminlerin Emiri Ali (1978), Abdülbaki Gölpınarlı

Söyleşiler (İnsan Yayınları, Nisan 1996), Henry Corbin, Allame Mustafa Hüseyin Tabatabai

Tarih boyunca islam mezhepleri ve şiilik (1979), Abdülbaki Gölpınarlı

Hüseyin Bir Uyarı / Bir Sembol (1984-Beyan yay.) Mevlana Ebulkelam, Zakir Han, İkbal, Seyyid Ebu'l-A'la el-Mevdudi

....

Ama benim buraya astığım sunum kitaba basılacağından şu an elimizde bir basımı olmadığı için astım ve bu yüzden silinmesini istemediğimi rica ettim.

Elimizde yazılı bir kaynak olsa idi zaten linki verirdim buraya.

Sempozyumla ilgili çok haber var ama sunum yok, olsa linki zaten verecektim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer ben bir pozitif ateist olsa idim aynen senin gibi düşünürdüm çakırcalı.

Konuyla ilgili genel düşüncelerini bildiğim için, yine konuya yönelik benimle ilgili ne düşündüğünün de umurumda olmadığını üzülerek söylemek zorundayım Bergüzar. Benimle ilgili düşüncelerinde de yanılma olasılığın o denli büyük ki...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyini inceleyeceğim.

Bu konuda yalandan bol ne var..

Ve bir süre sonra kendi yalanınıza kendinzi inanıyorsunuz.

Muhammed ve halifeleri yaşatmaktan başka çareniz yok.

Tek desteğiniz onlar..

Biz onları yok edersek, koca İslam yok olacak.

Buna elbette izin vermezsiniz.

Ama ancak bazı akılsızları ikna eder sizin bu yayınlarınız..

Bilimsel olmadıkları için ateist olmayı bile hak etmeyen Türk Müslüman ateistleini yutturursunuz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyla ilgili genel düşüncelerini bildiğim için, yine konuya yönelik benimle ilgili ne düşündüğünün de umurumda olmadığını üzülerek söylemek zorundayım Bergüzar. Benimle ilgili düşüncelerinde de yanılma olasılığın o denli büyük ki...

Yok ben düşünsel anlamda senin gibi düşünürdüm dedim ama ilgilenmiyormuşsun. Olabilir.

Şahsını tanımam ve yorumda yapmadım. O yüzden yanılıp yanılmayacağını dahi bilmiyorsun.

Neyse.

Neyini inceleyeceğim.

Bu konuda yalandan bol ne var..

Ve bir süre sonra kendi yalanınıza kendinzi inanıyorsunuz.

Muhammed ve halifeleri yaşatmaktan başka çareniz yok.

Tek desteğiniz onlar..

Biz onları yok edersek, koca İslam yok olacak.

Buna elbette izin vermezsiniz.

Ama ancak bazı akılsızları ikna eder sizin bu yayınlarınız..

Bilimsel olmadıkları için ateist olmayı bile hak etmeyen Türk Müslüman ateistleini yutturursunuz...

Hacı;

Muhammed ve inancı böyle yok edemezsin.

Çünkü bu süreç Ademle başlamıştır, tevhid süreci.

Sonuçta Muhammed yaşamadı diye bilim ispatlasa bile elçi kazanından bir eksilme vardır deriz o kadar. Ki biz yaşadığına zaten inanıyoruz ve kaynaklar o yönde.

Kalan elçileride bilimsel olarak yok ettin diyelim. Bizim için yine fark etmez.

Çünkü bal arısına vahyeden Rabbim banada etmiştir, etti ve ediyor.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bergüzar sorun zaten senin kaynak diye verdiklerinde.. Kaynak olarak Ilyada ya da Homeros destanları kitabını vermekten farksız.. Söylentilerin derlendiği kitapları kaynakça veriyorsunuz.. 

İyide Mohammed hacıda günlerdir hristiyan bir teoloğun kitabından sonuca ulaşarak bilimsel olarak Muhammed elçinin yaşamadığını iddia ediyor.

Ben ondan istedim, bu kitabı bu adam neye göre yazmış, kaynakları neler diye ama bir cevap gelmedi.

Bende onlara destan derim, yani bu mantıkla dememem için bir sebep yok.

Birisi inançı olunca hop onu bilimin dışına itiyorsunuz ama inancın konusunu bilimsel diye yutturmaya kalkıyorsunuz.

Yahu bunu ben bile yemiyorum!!! :) diyorum.

Üstelik bu sözümü bile anlamıyorsunuz.

E daha ne edelim yani.

Selam edelim bari.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yok ben düşünsel anlamda senin gibi düşünürdüm dedim ama ilgilenmiyormuşsun. Olabilir.

Şahsını tanımam ve yorumda yapmadım. O yüzden yanılıp yanılmayacağını dahi bilmiyorsun.

Neyse.

Hacı;

Muhammed ve inancı böyle yok edemezsin.

Çünkü bu süreç Ademle başlamıştır, tevhid süreci.

Sonuçta Muhammed yaşamadı diye bilim ispatlasa bile elçi kazanından bir eksilme vardır deriz o kadar. Ki biz yaşadığına zaten inanıyoruz ve kaynaklar o yönde.

Kalan elçileride bilimsel olarak yok ettin diyelim. Bizim için yine fark etmez.

Çünkü bal arısına vahyeden Rabbim banada etmiştir, etti ve ediyor.

Selam ederim.

Muhammed inancı Ademle başlatıldığı için sapıklıktır zaten.

Hatta Adem'den de öncedir..

Allah ne demiş. Muhammed olmasaydı, evreni yaratmazdım demiş..

Bu kadar aşırı bir inanç elbette sapıklıktır. Ve elbette silinmesi çok zor bir inançtır.

Ateistler bile bu kavrama direndiklerine göre..

Onların bile aklını çelebildiğinize göre..

Bu sapıklık bir yerde duracaktır ama..

Durmak zorundadır.

Biz o kadar aptal değiliz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed inancı Ademle başlatıldığı için sapıklıktır zaten.

Hatta Adem'den de öncedir..

Allah ne demiş. Muhammed olmasaydı, evreni yaratmazdım demiş..

Bu kadar aşırı bir inanç elbette sapıklıktır. Ve elbette silinmesi çok zor bir inançtır.

Ateistler bile bu kavrama direndiklerine göre..

Onların bile aklını çelebildiğinize göre..

Bu sapıklık bir yerde duracaktır ama..

Durmak zorundadır.

Biz o kadar aptal değiliz..

Allah ne demiş. Muhammed olmasaydı, evreni yaratmazdım demiş..

Bunu nerde demiş hacı?

Hadisle gelme bana lütfen.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyide Mohammed hacıda günlerdir hristiyan bir teoloğun kitabından sonuca ulaşarak bilimsel olarak Muhammed elçinin yaşamadığını iddia ediyor.

Ben ondan istedim, bu kitabı bu adam neye göre yazmış, kaynakları neler diye ama bir cevap gelmedi.

Bende onlara destan derim, yani bu mantıkla dememem için bir sebep yok.

Birisi inançı olunca hop onu bilimin dışına itiyorsunuz ama inancın konusunu bilimsel diye yutturmaya kalkıyorsunuz.

Yahu bunu ben bile yemiyorum!!! :) diyorum.

Üstelik bu sözümü bile anlamıyorsunuz.

E daha ne edelim yani.

Selam edelim bari.

Ben bu teologun kitabını okumadım.. Buna rağmen İslamla ilgili kaynak olarak o kadar çok boşluk mevcut ki..  Bu sebepten dolayı Muhammed yerine Zeus u koysan kaynak olarak elde aynı şeyler mevcut.. Söylentiler.. Nasıl olur da Kuran'ın ilk hali Müslümanların elinde olmaz? Nasıl olur da Muhammedle beraber 150-200 yıllık süre içinde tek bir belge yoktur? Nasıl olurda Muhammed ölür ölmez ortaya Muhammed in dediklerini tutmayan bir mezhep çıkar? (Şiilik) Bu adamlar Muhammedi tanıyan bilen insanlardır.. Buna rağmen hemen dini uygulamalarda ayrılıklar baş göstermiştir.. Daha bu ve bunun gibi onlarca soru!!! 

İslam da belge eksikliği ciddi anlamda büyük bir sorun.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çakırcalı,

Bizim anlaşmamız mümkün değil çünkü apayrı şeylerden bahsediyoruz.

Evvela ben/biz inançla ilgilenmiyoruz. Yani ortaya çıkarmak istenilen şeyin insanların inançlarıyla, inandıklarının gerçek olup olmadığıyla uzak yakın ilgisi ilişkisi yok. Bizim ilgilendiğimiz tek şey bize anlatılan tarihin, gerçek olduğunu sandığımız olay ve kişilerin o gerçekle ne kadar ilgisi olduğu.

Bir diğer nokta da, bunun müslümanları hiçbir şekilde ilgilendirmediği. Muhammed yaşamış yaşamamış, o tarihte olup bittiği ileri sürülen olaylar gerçekten olmuş olmamış, msülümanı zaten ilgilendirmiyor. O inananmaya devam edecek, dolayısıyla biz de onun inandığı şeylerle uğraşmaya...

Bu mesele sadece bizi ilgilendiriyor, müslümanı değil. Gerçekle ilgilenen bizleriz ve en doğrusunu bilmek istiyoruz. Tarih doğruysa ve Muhammed yaşadıysa da bizim için önemsiz.. Bilmek istediğimiz tek şey gerçekler. Onu olduğu gibi kabul edeceğiz elbette.

Kısacası bu konu inanırların tamamen dışındadır, onları ilgilendirmiyor. Onlar her durumda bu dine inancaklar, Muhammed'e de tapacaklar zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çakırcalı,

Bizim anlaşmamız mümkün değil çünkü apayrı şeylerden bahsediyoruz.

Evvela ben/biz inançla ilgilenmiyoruz. Yani ortaya çıkarmak istenilen şeyin insanların inançlarıyla, inandıklarının gerçek olup olmadığıyla uzak yakın ilgisi ilişkisi yok. Bizim ilgilendiğimiz tek şey bize anlatılan tarihin, gerçek olduğunu sandığımız olay ve kişilerin o gerçekle ne kadar ilgisi olduğu.

Bir diğer nokta da, bunun müslümanları hiçbir şekilde ilgilendirmediği. Muhammed yaşamış yaşamamış, o tarihte olup bittiği ileri sürülen olaylar gerçekten olmuş olmamış, msülümanı zaten ilgilendirmiyor. O inananmaya devam edecek, dolayısıyla biz de onun inandığı şeylerle uğraşmaya...

Bu mesele sadece bizi ilgilendiriyor, müslümanı değil. Gerçekle ilgilenen bizleriz ve en doğrusunu bilmek istiyoruz. Tarih doğruysa ve Muhammed yaşadıysa da bizim için önemsiz.. Bilmek istediğimiz tek şey gerçekler. Onu olduğu gibi kabul edeceğiz elbette.

Kısacası bu konu inanırların tamamen dışındadır, onları ilgilendirmiyor. Onlar her durumda bu dine inancaklar, Muhammed'e de tapacaklar zaten.

E, madem olay bu kadar basit; yani ha Muhammed, ha Nasreddin Hoca... Muhammed'in yaşayıp yaşamadığı sadece tarihsel bir olgu olarak ele alınıyor madem, neden Muhammed?

haci'nin iletilerini okursan, beni çok daha iyi anlayabileceğini düşünmüştüm ama hem okumamışsın, hem de onun saçmalığından bir başka saçma fikirle karşıma geliyormuşsun ki zaten anlaşmamızın mümkinatı bir yana, konu bağlamında anlamı da yok.

Madem ki amaç, dini bir konuya açıklık getirmek değil; madem ki amaç, Muhammed'in yaşayıp yaşamadığıyla alakalı değil; madem ki amaç, sırf tarihsel bir konuyu irdelemek; ... Neden Muhammed?

Oysa bak:

Size bir şey söyleyim mi?

Kur'an'ın içeriğini sizin yaptığınız gibi eleştirmek tek kelime ile .....

.............

Ama değişik bir strateji ile eleştirmemiz lazım Kur'an'ı...

Neden mi aptallıktır?

Nasıl yeni stratejiler geliştirerek eleştirebiliriz Kur'an'ı?

Bence bunlara yoğunlaşalım.

Kur'an bir esfane kitabıdır.

Ve esfaneler eleştirilmezler. Çünkü efsane oldukları bilinen konular eleştirilmezler.

Onların eleştirillmeye karşı bağımsızlığı vardır.

Bugün kimse Zeus'u, Jupiter'i, Apolloyu, dediklerinden ve yaptıklarından dolayı eleştirmez.

..............

Peki biz ne halt edeceğiz şimdi ve Kur'an'ı nasıl eleştireceğiz?

Biz Kur'an'ı eleştirmeyeceğiz. Biz Kur'an'a inanan ve onu izleyen Müslümanları eleştireceğiz.

Onların yaptığı ilkelliktir. Bağnazlıktır. Geriliktir.

Kur'an yüzlerce yıl içinde Arap halkının kendi arasında ortak bilinci olarak ortaya çıkan ve yazarı olmayan bir kitaptır.

Bunu kabul ettikten sonra artık onu eleştirmek çok saçma olacaktır.

Kur'an'ın bir yazarının olmamasının en büyük esprisi budur.

Onu bir efsane kitap olarak kabul edip, onu ciddiye alanlar eleştirilmelidir.

Ateistlerin buna önem vermesi lazımdır.

Bu nedenlerden İslam'ın başlagıcı, Muhammed'in yaşamadığı ve Kur'an'ı yazmadığı gibi konular önem kazanmaktadır.

İnananlar için onların önemi yoktur.

Ama ateistler için, bilimsel bir yöntem izlenmesi gerekeceği için, bunlar önemli sorunlardır..

adam ne diyor? Bu aynı anlamdaki iletilerinden sadece biri. (Sana hitaben bu dille bir ileti yazmak durumunda kaldığım için yine sana kızgınım tabii. :angry: ama) haci'nin bu iletisini tercüme etmemi ister misin? (demeden de edemeyeceğim)

Ne Kuran'dan, islamdan soyut bir konu olması!? Ne salt tarihsel bir gerçeği gün ışığına çıkarma çabası!?..

Burası tarih forumu mu? Amaç, sıradan tarihsel bir kişilik olarak, lafolaberigelemuhammed ise, ateist cafe ne güne duruyor? Ama ben, bunu görmek istemediğini değil, göremediğini düşündüğüm için yeniden konuyu açıklamaya çalışayım:

Konu düpedüz, "İslamı kökünden çürütebilmenin bir yolu"; yani, islami bir konu, yani dini bir konu, yani sözde ateist bir harekat, yani imanın mercek altına yatırılması, yani dinin laboratuvara sokulması, yani ateizm dininin kurallarının ortaya konulması, yani tüm bu amacın başlı başına aptallık olması bir yana, ateizmin ve gereği olarak bilimsel düşünceye uygun hareket edenlerin aptal olarak nitelenmesi, yani "şah idim şahbaz oldum, bokumda boncuk buldum"un bilimsel olarak tescillendiğinin kabulü ve ateist olduğunu söyleyen herkese de bunun dikte ettirilmesi amaçlanıyor. haci'nin iletilerini lütfen oku; Kuran'daki ayetlerle karşılaştır, Muhammed'in karakterini yaşıyor adam, ateizmin Kuran'ını yazıyor ve sizler de buna seyirci kalmaktan da öte destek veriyorsunuz. Yazıklar olsun!

Bu, bilime de, bilimin amacına da, yöntemine de, akla da, ahlaka da, usule de, esasa da aykırıdır!

Öyle bir ateist düşünün ki, hem bilimsel düşünceden bahsedecek, hem bilimsel ahlaktan bahsedecek, ama hem bilimsel düşünceden, hem de yönteminden zerrece nasiplenmemiş olacak; ama bilimi ve ateist düşünceyi "kendi inançları" doğrultusunda suiistimal edecek ve buna da "bilimsel kanıt bulmak" diyecek. Bu kişinin Adnan Oktar'dan zerrece farkı yoktur benim için. Hatta daha tehlikeli! Adnan Oktar komik geliyor ama (sözde) bir ateist sözkonusu olunca ürkütücü!

Burada tarihsel bir konu değil, düpedüz dini bir konu tartışılıyor!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çakırcalı,

Daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum.

Muhammed'in yaşayıp yaşamadığı meselesi değil, İslam tarihinin gerçek olanı bizi ilgilendiriyor. Bu gerçeklik için içinde Muhammed yaşadıysa da yaşamadıysa da, bir ateist için sadece bir figür olacaktır. Şimdi de öyle değil midir zaten?

Muhammed'den bana ne? Allah nasıl umurumda değilse, Muhammed de değil. O adam bir peygamber olduğu iddiasıyla ortaya çıkmış, tek başına ya da birileriyle bir kitap yazmış, sonra o yazdıklarını kullanıp keyfine bakmış ve bir devlet kurmuş. Muhammed dediğin adam bu değil mi? Bu.

Fakat şimdi böyle birinin yaşamış olup olmadığı bir yana, kitabın da dinin de politik olaylarında yalan ve yanlışlarla dolu olduğu iddia ediliyor. Ben de gerçeğini, doğrusunu öğrenmek istiyorum. Bilmek istiyorum. Bir ateisti ancak bu ilgilendirir bu meselede, geri kalan değil.

Bu durumun öteki yanı, benim İslam'a bakış açım değişecek, dolayısıyla argümanlarım. Ama bu bile belki şart değil her ateist için. Ben kendi adıma son bir yıldır Muhammed'e dokunamıyorum, Kur'an ve İslam eleştirimi onun üzerinden yapamıyorum, her suçu ona yıkıp rahatlayamıyorum. Eskiden çok kolaydı, her şeyin nedeni o idi çünkü.

Muhammed yaşasa bile eleştirileri onun üzerinden yürütmek çok fazla sonuç vermiyor zaten, o da ayrı. Muhammed apaçık sapık olsa bile Müslüman onu aklamaya kalkıyor ve savunuyor, tamaya da devam ediyor.

Yani Çakırcalı, İslam tarihinin doğrusunu bilmek sadece bizi ilgilendiriyor, müslümanı değil. İlgileniyorsak tabii..

Ama sabah akşam eleştirdiğimiz, yerin yedi kat dibine soktuğumuz bu dinin gerçeği nedir diye bilmek istemek de doğaldır diye düşünüyorum.. Her durumda bu dini eleştireceğiz, burada inanırlarla çeşitli argümanlar aracılığıyla tartışacağız.

Sorun nerede anlamadım.

Ve Hacı..

Sen meseleyle değil, Hacı ile ilgileniyorsun, artık bunu gerçekten anladım.

Hacı'dan sana ne Çakırcalı? Hacı öyle dedi diye bütün ateistler onun dediği gibi mi düşünecek ya da yazacak?

Hacı "böyle düşünmeyeni forumdan atacağım?" falan mı demiş? Foruma bir ilan mı asmış?

Ne diye bu kadar taktın Hacı'nın ne dediğine? Bütün iletilerinde sadece onun hakkında yazıyor, ona saldırıyorsun ve üç gündür de durulamıyorsun.

Hacı otorite değil. Eğer bunu gerçekten bilmiş ve kabullenmiş olsaydın ondan bu denli etkilenmez, onunla bu denli uğraşmazdın.

O adamı yeni tanımadın. Üslubu böyle. Dikte etmeye çalıştığını düşünüyorsan yemezsin, olur biter..

Hacı da diğer yazarlar gibi bir yazardır burada. Kimilerine göre çok değerlidir, çok önemlidir, kimilerine göre de değersiz. Kimileri onun düşüncelerinden, üslubundan hoşlanır ve etkilenir, kimileri de etkilenmez ve hoşlanmaz.

Ama sen aşırısın. Hacı'nın ne söylediğiyle ilgilenme biçimin aşırı. Tepkilerin de.

Bana yazdığın ileti bile baştan sona Hacı'yı şikayetle dolmuş. Sadece onu anlatmış, beni de sadece onu okumaya yöneltmeye çalışmışsın. Yani sen benimle değil, Hacı ile tartışmışsın aslında.

Hacı'nın ne dediğinden bana ne Çakırcalı? Bu başlıkta yazdığımız her şey sadece Hacı'nın bire bir söyledikleri ya da üslubu üzerinden devam edemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

IFeelGood,

Ben tamamen sana cevap verdim. Ancak yine göremediğin bir şey var ki, konu başlığı! İmzama bakarsan eğer, gayet net şekilde göreceğin üzere bu konu, "benim şişe geçirilmem" amacıyla açılmıştır. Kim tarafında? Beni şişe geçireceğini söyleyen kişi tarafından. Konuyu açan kişinin (haci, ahmet, mehmet, vs.) ilk iletisinde kullandığı tek isim kim? Çakırcalı!

Lütfen, iletilerimi okurken, bu gerçeklerin farkında olarak oku ki, getireceğin eleştiri de, varacağın sonuç da sağlıklı olabilsin. Kaldı ki beni eleştiriyorsun ama, yine önceki iletimde de söylediğim üzere, haci'nin iletilerini okuduğunda tipik Muhammed zihniyetiyle hareket ettiğini, getirdiği her argümanın tıpkı Muhammed'in Allah'ın varlığına dair ileri sürdüğü sözde kanıtlat kadar bilimsel olduğunu, tıpkı Muhammedvari kendisine inanmayanları ikna etmek için bin dereden su getirdiğini, tıpkı Muhammed'in kendisine inanmayanları "Aşağılık maymunlar, sapıklar, akılsızlar" diye nitelemesi gibi haci'nin de "Aptal, salak" diye nitelediğini, tıpkı Muhammed'in kendisine inanmayanları kıyamet ve cehennemle korkuttuğu gibi "senin suyun ısındı zaten, seni şişe geçirecem, senin zamanın doldu, son hakkını kullanıyorsun" diye zırvalayıp durduğunu (bunlar sırf bana olsaydı şimdiye kadar siktirolup gitmiştim zaten; ama kendisine katılmayan herkese yönelik bir tavır bu ve sonucu merak ediyorum) ama tüm bunlara rağmen bilimsel bir tek argüman, bir tek bilimsel tavır, bir tek mantıklı uslamlama ortaya koymadığı gibi, ben hala bekliyorum ki beni hangi şişe [akıl akıldan üstündür; olmasını mümkün görmediğim ama aslında bal gibi de olabilirmiş diyeceğim hangi bilimsel argümana, hangi mantıki uslamlamaya] geçirecek? Bu, direkt benimle ve konuyu başlatan kişiyle olan kısmıydı. Gelelim konuya:

Konuyla ilgili tüm iletileri okuduğunda da göreceğin üzere ateizmin ve hatta daha geniş anlamla bilimin Harun Yahya seviyesine indirilmesinden başka hiçbir değeri yok. İletindeki hemen tüm yaklaşımlara katılıyorum tabii ki; ancak bir konu hariç:

Muhammed'in yaşayıp yaşamadığı, mantık çerçevesinde tartışılabilirse de, mevcut şartlarda Muhammed'in yaşayıp yaşamadığına bilimsel bir kanıt ortaya konamaz; koymaya çalışmak da, konabileceğine inanmak da, konduğunu iddia etmek de ateizme ve bilimin felsefesine aykırıdır!

Bunu daha kolay anlaşılır kılabilmek için en net şekilde de hukuk diliyle açıklamaya çalıştım: Sanık, maktulü gerçekten öldürmüş olabilir. Hatta bu konuyla ilgili birçok da delil olabilir (ferkındaysa "Olabilir"liğe zaten bir sözüm yok). Ancak usulde yapılacak en küçük bir hata, esası ele almaya bile gerek görmeden hükmü bozar, bir anlamda ortadan kaldırır. Bir başka deyişle verilen hüküm sonuçta hukuka uygun çıkacak olabilir ama yöntem hukuki olmadığı için hükmün de hukuki bir değeri kalmaz. Bu ne demektir?

Bir konuyla ilgili bilimsel bir kanıt ortaya koyabilmek için, yapılan araştırmanın da bilimsel olması gerekir. Oysa din ve dolayısıyla dini figürler, bilimin zaten konusu değildir. Bilimin konusu olmayan bir kavramla ilgili bilimsel bir kanıt elde edildiğini söylemenin mantıksal çözümünü bana kim yapabilir? Çünkü herşeyden önce bilimsel yönteme, yani usule aykırıdır bu sözde kanıt.

Öz itibariyle isyan ettiğimi söylüyorsun; haklı da olabilirsin. İyi de elini vicdanına koy; isyan etmeyeyim de ne yapayım kardeşim! Kendisine inanmadığım için kıyametimin yakın olduğunu, beni şişe geçireceğini, aklını kullanmayan bir aptal olduğumu söyleyen bir peygamber var karşımda. Oysa burası AteistForum!

Ha, "Falanca yerde bilimsel çalışmalarla cin çıkarılıyormuş" dendi diye o yere gidecek bir ateist varsa da, buyursun gitsin tabii. Ben şahsen gitmem ama, gidecek olsam da ateist kimliğimle giderim, aklımla giderim, sırf oradakilerin halet-i ruhiyelerini tetkik etmek maksadıyla giderim, tabii beni ilgilendiriyorsa bu tetkik. Ordan bir cin çıkma ihtimalini kabul etmek asıl...

Neyse, iyi geceler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman dindaşlarına sor. Ben de onların yalancısıyım.

Yalan sizin ruhunuza işlemiş.

Hacı,

Muhammed sonrasında başlayan hadis sürecine zaten hep şüphe ile yaklaştım ama şunu ayırt etmekte fayda var.

İslam literatüründe siyer olarak adlandırılan her kaynak tarih ve hadis külliyatını kapsar.

Bu anlamda ikisini iyi ayırt etmek gerek.

Ben bu teologun kitabını okumadım.. Buna rağmen İslamla ilgili kaynak olarak o kadar çok boşluk mevcut ki.. Bu sebepten dolayı Muhammed yerine Zeus u koysan kaynak olarak elde aynı şeyler mevcut.. Söylentiler.. Nasıl olur da Kuran'ın ilk hali Müslümanların elinde olmaz? Nasıl olur da Muhammedle beraber 150-200 yıllık süre içinde tek bir belge yoktur? Nasıl olurda Muhammed ölür ölmez ortaya Muhammed in dediklerini tutmayan bir mezhep çıkar? (Şiilik) Bu adamlar Muhammedi tanıyan bilen insanlardır.. Buna rağmen hemen dini uygulamalarda ayrılıklar baş göstermiştir.. Daha bu ve bunun gibi onlarca soru!!!

İslam da belge eksikliği ciddi anlamda büyük bir sorun..

Mohammed,

Eğer hacının bahsettiği kitap Türkçeye çevrilirse inan ilk okuyacakların başında geliyorum. İngilizce bilmediğim için orijinalini edinsem bile okuma şansım zaten yok. Neyse konu bu değil.

Kuranın ilk hali müslümanların elinde mevcut olamaz çünkü o günkü teknolojide onlar deri vari şeylere yazıldılar. Ama arap toplumu yazılı değil sözlü anlatıma dayalı bir toplum olduğundan hafızlık zaten vardı. Yani metin ezberleme. Bunu bugüne ulaşan Muhammed öncesi arap edebiyatı kapsamında çok geniş bir yeri olan şiirlerde görebiliyoruz. Bu nedenle kuranın günümüze kadar değişmeden gelebildiğini idda ediyoruz. Ki kuran bu yüzyılda değil çok yüzyıllar önce zaten yazıya geçirilmiştir.

Neden yazı değilde sözle tarihini aktaran bir toplum diye düşünebiliriz. Bu ileriki zamanlarda çok boşluk oluşturamayacakmıydı vs diye düşünmemişlermi adamlar diye düşünebiliriz. Elbet düşünürüz ama o günün tarihini bilmeden bu sorulara sağlıklı cevaplar veremeyiz.

Arabistanın iklimsel coğrafyası o gün ne ise üç aşağı beş yukarı bugünde öyledir. Kurak, çöl ve kavuran bir sıcak var ortalıkta. Ağaç ve su çok az. Hele o günkü yaşam koşullarına bakacak olursak artık zaten biliyoruz, kabileler halinde çöllerde yaşayan göçer bedeviler, azda olsa kentleşme sürecinde olan kentli araplar.

Aslında islam ve arap tarihi gün gibi ortadadır lakin kaynaklara ulaşma sıkıntımız az da olsa hala mevcuttur. Çünkü bugün kaynakların bir kısmı yazanın kendi anadilindedir. Ve bizdeki teoloji akademisyenleri arapça dili bildiklerinden kendileri kaynağa ulaşmada sıkıntı yaşamıyor ama meraklı okuyucu bu sıkıntıyı yaşıyor. Neyseki son yıllarda yapılan çeviriler insanları yavaş yavaş bilgi sahibi etmeye ve doyurmaya başlamıştır. Kuranın bile tercümesi daha şurada ne zaman yapılmışdır bir düşünün. Kaynak sorunu azda olsa biz gibi arap olmayan müslüman ülkeler için sıkıntı teşkil ediyordu. Ben başka ülkeleri bilmem, kendi ülkem adına konuşuyorum. Ama şimdi çok güzel çeviriler var ve ben gibi bilmek ve öğrenmek isteyen o kitapları satın alıp okuyoruz zaten.

Ayrıca konumu itibarı ile zaten Kabe ticaret için kullanılan putların bulunduğu yer(misyonu ve kabenin özü elbette bu değil). Yani başka medeniyetlerin mutlaka uğrak alanı. Arapları araplardan başka milletler zaten o zamanda tanıyordu. En yalın yapmak durumunda olduğumuz çıkarım bu. Bu adamlar hiçmi kendi ülkelerinde bişey anlatmadılar, yazmadılar, çizmediler vs. Böyle düşünebilmemiz mümkün değil.

Bugün ise oldukça kaynak vardır ortalıkda ve bir sürü dünya diline çevrilmiştir.

Ama biz kaynaklara cımbız yöntemiyle yaklaşırsak işte şu kaynak doğru, bu yanlış dersek bu objektif değil subjektif bir bakışın ürünüdür.

Kaldıki Muhammedden sonra 150-200 yılın buhar olması söz konusu değildir. Onlarda ortadadır.

Buraya astığım tebliğ sunumu ise buna sadece küçük bir örnektir. Onu okuduysan, Ali ve Muaviye kimdir biliyorsan o günün yapısını anlamak zaten zor olmaz. Ayrıca o tebliği yazan kişi kaynaklarınıda sunmuştur. Açıp okursun ve itiraz ettiğin şeyi kaynağı ile gösterirsin bize. Haklıysan evet haklıymışsın arkadaşım deriz.

Ama...

Burada her fırsatta bilimsellikten bahsedip, bizim kaynaklarımıza yalan diyerek ve niye yalan - uydurma dendiğininde izahatı yapılmıyorsa, üzgünüm sadece burada tarihe bilimsel bir bakış irdeleniyor diye düşünmemi kimse bekleyemez değil mi?

Bu arada bak herkesin ulaşabileceği bir kaynak daha ve bir sürü alt kaynak vereyim.

İncelesin ilgilenenler...

http://tr.wikipedia.org/wiki/Arap_mitolojisi

Birde bu başlıkta çok komik cümleler sarfedilmiş. Denmişki, bu konu hiçbir şekilde müslümanları ilgilendirmez. Ateistleri ilgilendirir, çünkü biz gerçeği arayan kesimiz.

Böyle ön yargılı ve keskin zihniyeti olan fikir ile ne yapılır Mohammed? İnançlıları bu şekilde kategorize etmek bölücülüktür, ayrıştırmadır, ötekileştirmedir. Yani ne bilime, ne insanlığa zerre kadar hizmet eder yanı yoktur o cümlelerin.

Eğer burada aydın! olduğunu iddia eden ve insanların huzuru ve barışı için aydınlık istiyoruz diyen ateistlerin bu konuya en aydın yaklaşımları şöyle olmalıdır bence.

Madem dinler bu kadar zulüm! kaynağı, madem Muhammed yaşamadı! ve yaşadığı palavrası insanları birbirine kırdırıyor. İşte bu nedenle bu mesele tamda bizi yani müslümanları ilgilendiriyor. El birliği ile gerçekleri öğrenelim ve zulüm mekanizmaları neler ise birer birer yok edelim.

Mesela ben kuran arapça olsa, yani Türkçeye çevrilmese muhtemelen iman etmez, reddederdim (tıpkı bir zamanlar reddettiğim gibi). Çünkü kemikleşmiş din algısı zerre kadar benim doğama uymuyor. :)

Ama bak yukarıda yazdım. Kuranın Türkçeye çevrilmesi, islam kaynaklarının ana dile çevrilmesi ise farklı farklı din algıları oluştu ve bu insanlara siz tatlı su müslümanı diyorsunuz ki öyle değiller. Ama bu insanların toplumla barışık ve uyumlu olduğu birebir sizin gözleminiz değil mi? Evet, öyle. Ve öyle ise sen bilmezsin, sen anlamazsın, sen dogmatiksin senin bilimle ne işin olur tarzı ötelemelerin gelenekçi bir yobazın tavrından zerre kadar farkının olmadığını da görmeyelim istiyorsunuz yani. Nedir?

Neyse, devam ederiz.

Selamlar...

tarihinde BERGÜZAR006 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

1400 sene önce Ömer elinde kılıç ''Muhammed öldü diyenin kellesini uçururum'' diyerek Medine sokaklarında fır dönüp duruyordu.

1400 sene sonra Hacı bin Hattab elinde The Hidden Origin of Islam adlı naylon kılıçla Muhammed yaşadı diyenin kellesini vurup aforoz ediyor.

Tutturdunuz Muhammed yaşamadı diye adamı dellendirdiniz.

İşiniz gücünüz tekere çomak sokmak.

Üstelik ne güzel devrim yapıp ateizmin cahiliye dönemine son verecekti, adamın hevesini kursağında bıraktınız.

Yaptığınızı Çorumlu yapmaz, nasıl bir ateistsiniz!

Muhammed’in yaşamadığı kabul edilseydi ne güzel nostalji de yapardınız

_Biz cahiliye döneminde ne zaman ateist foruma girsek , Allah Muhammed’in şeyine göre ayet indiriyo diye müslolarla kafa bulurduk…

Veya

_Birgün atatesit cafede oturmuş ensardan Ateist bin Agnostik bin Deist bin Hanif bin Sünni ile sohbet ediyorduk . O sırada ashabı suffadan Firavun bin Nemrut Muhammed’in cariyesi Mariye isimli bir başlık açtı…

Yada

_ Biz cahiliye döneminde Muhammed’in yaşadığına inanan embesil ve moronlardık .Akşama kadar ıslık çalıp el çırparak Muhammed’i taşlardık. O sıralarda Satan bin İblis bin Devil henüz küçük bir idiottu…

Ama nostalji yapamayacaksınız.

10 sene sonra sizin cenah

_Lan müslolar Allah muhammed’in şeyine göre ayet indiriyo keh keh keh…

10 sene sonra Hacı’nın cenah

_Yaşamadı yaşamadı yaşamadı…

20 sene sonra sizin cenah

_ Lan müslolar Allah muhammed’in şeyine göre ayet indiriyo keh keh keh…

20 sene sonra Hacı’nın cenah

_Yaşamadı yaşamadı yaşamadı…

30 sene sonra sizin cenah

_ Lan müslolar Allah muhammed’in şeyine göre ayet indiriyo keh keh keh…

30 sene sonra Hacı’nın cenah

_Yaşamadı yaşamadı yaşamadı … hepinizi şişe geçirip yeni sayfa açıcam lan yaşamadı…

_Hemşireeee her zamankinden, 10 ampul diazem çek…

Neyse ben daha fazla bölmiyim .

Selam ve dua ile…

Vaz geçtim lan yaşadı diyene selam da yok dua da…

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli Arkadaşlar

Müslüman arkadaşların Hacıya karşı çıkmalarını anladımda bazı ateist arkadaşların Hacının çıkarımlarına karşı bu kadar sert ve kişisel bir usluba girmelerine anlam veremedim.Bildiklerimi saklayamam kimse saklayamaz,Hacının çok değerli tespitleri ve Kuranla ilgili araştırmaları var, ateist yada agnostik İslam dınını objektif ve zaman harcayarak araştıran herkes aynı çıkarımları yapacaktır ama elbet herkes farklı düşünebilir.Bende kendi tespitlerimde yer verdim.Kuran Muhammed sonrası efanevi bir şekilde yazıldı aynı İncilin yazılması gıbı oldu.Mekke yahudilerin hakim olduğu bir ticaret şehriydi.

Arapların dini Sabiilik, yahudilik,putperestlik,mecusilik(namazın etimolojık kökeni burdan gelir),hiristıyanlık karışımı pagan bir dindi.Ticaret şehri Mekkedeki Yahudi otorite Kabe yani arap putperest baş putu Allat putunu yahudi ata İbrahime dayandırıp İsmail İshak kardeşliği ile ile arap ve yahudiyi kardeş yaptı.Amaç arapları putperstlikten ve guneşe aya kutsallık veren pagan yapından biraz uzaklaştırıp yahudi ataya,dinine yaklaştırmak ve onlara hukmetmektı.Ama Emevi döneminde araplar salatı namaz yaptı, tevrat benzeri olan namaz,rekat içermeyen Kuranı hadıs ve kavram çarpıtmasıyla putperestleştirip dinlerini tekrar putperestliğe yaklaştırdılar.

Muhammed sadece bir figür yada İsa gibi bir yahudi isyancısı,bir din yada kitap getirmedi,öldukten sonra efsaneleştırıldı, sözleri hadisler gibi yalan yanlış toplatılıp Kuran yani okunan manasındaki kitapta sıraları bile karışık şekilde toplatıldı,Kuranda nihai son ve Mekkedeki Kabenin putlardan temizlendiği yazmaz çunku içinde put fln yoktu kendi zaten Hacer taşı yani doğurganlık simgesi ile Allattır.Hacılar vulvaya baş sokup bebek gıbı gunahsız olur.Yani putperestlik hiç bitmedi, kesintisiz 1400 sene devam eden Kabenin ve hacer taşının orda durması şeytan taşlama 7 kez dönme bunlar açık ispatlardır.

tarihinde safbilgi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli Arkadaşlar

Müslüman arkadaşların Hacıya karşı çıkmalarını anladımda bazı ateist arkadaşların Hacının çıkarımlarına karşı bu kadar sert ve kişisel bir usluba girmelerine anlam veremedim.Bildiklerimi saklayamam kimse saklayamaz,Hacının çok değerli tespitleri ve Kuranla ilgili araştırmaları var, ateist yada agnostik İslam dınını objektif ve zaman harcayarak araştıran herkes aynı çıkarımları yapacaktır ama elbet herkes farklı düşünebilir.Bende kendi tespitlerimde yer verdim.Kuran Muhammed sonrası efanevi bir şekilde yazıldı aynı İncilin yazılması gıbı oldu.Mekke yahudilerin hakim olduğu bir ticaret şehriydi.

Arapların dini Sabiilik, yahudilik,putperestlik,mecusilik(namazın etimolojık kökeni burdan gelir),hiristıyanlık karışımı pagan bir dindi.Ticaret şehri Mekkedeki Yahudi otorite Kabe yani arap putperest baş putu Allat putunu yahudi ata İbrahime dayandırıp İsmail İshak kardeşliği ile ile arap ve yahudiyi kardeş yaptı.Amaç arapları putperstlikten ve guneşe aya kutsallık veren pagan yapından biraz uzaklaştırıp yahudi ataya,dinine yaklaştırmak ve onlara hukmetmektı.Ama Emevi döneminde araplar salatı namaz yaptı, tevrat benzeri olan namaz,rekat içermeyen Kuranı hadıs ve kavram çarpıtmasıyla putperestleştirip dinlerini tekrar putperestliğe yaklaştırdılar.

Muhammed sadece bir figür yada İsa gibi bir yahudi isyancısı,bir din yada kitap getirmedi,öldukten sonra efsaneleştırıldı, sözleri hadisler gibi yalan yanlış toplatılıp Kuran yani okunan manasındaki kitapta sıraları bile karışık şekilde toplatıldı,Kuranda nihai son ve Mekkedeki Kabenin putlardan temizlendiği yazmaz çunku içinde put fln yoktu kendi zaten Hacer taşı yani doğurganlık simgesi ile Allattır.Hacılar vulvaya baş sokup bebek gıbı gunahsız olur.Yani putperestlik hiç bitmedi, kesintisiz 1400 sene devam eden Kabenin ve hacer taşının orda durması şeytan taşlama 7 kez dönme bunlar açık ispatlardır.

safbilgi,

İslamla ilgili düşüncelerine katılıyorum, en az (evet, en az!!!) diğer dinler kadar akıldışı, sapkın, tehlikeli bir din. Kuran'ın da ne şekilde yazılmış olabileceğini az çok biliyoruz zaten: Kolektif aklın ürünü. Ama burada tartışılan Kuran'ın ve geniş anlamda islamın saçmalığı değil, ateizmin ve tabii bilimin dine bakışı tartışılıyor aslında.

Bilimdışı metotlarla bilimsel bir kanıtın elde edilip edilemeyeceği tartışılıyor; en azından ben bunu tartışıyorum. Yoksa Muhammed'in, Ali'nin, Ömer'in, varlığı veya yokluğu beni zerrece ilgilendirmiyor; çünkü bunların varlığı veya yokluğu islam tanrısı Allah inancını ortadan kaldıracak değil. Dolayısıyla beni bir ateist olarak islamın tanrı inancı ve anlayışı ilgilendiriyor.

Senin de iletin de belirttiğin üzere islam, kendinden önceki dinlerin bir uzantısı, ufak figüratif farklılıklarla hemen aynısı hatta. Bunu ister Muhammed diye biri söylemiş olsun, ister Çakal Karlos diye biri söylemiş olsun; Allah diye bir tanrı inançları, Kabe diye bir putları, Namaz, hac, oruç vb. ritüelleri, ayet diye saplantıları olan sçma sapan bir düşünceleri var.

Berkeley diye birinin yaşamamış olması, nasıl ki özdeksizcilik düşüncesinin varlığını yok etmeyecekse, ve hatta Karl Marks diye birinin yaşamamış olması, nasıl ki toplumcu düşüncenin varlığını yok etmeyecekse, Muhammed diye birinin yaşamamış olması da islamı yok etmeyecek. Çünkü islam, her ne kadar birilerince Muhammed'le özdeşleştiriliyor olsa da, ondan bağımsız bir inançtır ve yaşadığı kanıtlanmış olsa bile ondan çok öncesine dayanır. Bu ve benzeri forumlarda da sayısız örneğini gördüğümüz üzere müslümanların kaçı Muhammed diye birinin aynı zamanda yaşantısı olduğu kabul edilen inancını yaşıyor? Her müslüman, kendince bir Muhammed'dir ve her islam mensubu da kendince müslümandır zaten.

Forumdan bazı örnekler verecek olursak, (örn.) Cübbeli'yi yok etsen, Takkeli var, onu da yok etsen Bergüzar var, onu da yok etsen kirec var... Bunların her biri birer Muhammed zaten, sivrisineklerle (teşbihte hata olmaz, tahkir olarak algılamasınlar lütfen) tek tek uğraşılırsa bataklığın kendisine ne zaman sıra gelecek? Bu madalyonun iyimser bir yüzü. Bir diğer yüzüne gelince;

Muhammed diye birinin veya onun temsil ettiği zihniyetin varlığı, islam inancının en büyük saçmalığı ve yarasıdır zaten. "Her ağacın kurdu özünden olur" düşüncesi itibariyle, kurutulmak istenen ağacın kurtlarını tek tek öldürme çabasının anlamı nedir? Köküne kibrit suyu dökmeye gücün yetmiyorsa bari, yarayı daha da azdırmaya çalış ki, ağacın ölümünü hızlandırmış ol.

Pişmiş aşa soğuk su katmasınlar, bir çuval inciri bombok etmesinler, kaş yapacam diye göz çıkarmasınlar...

Hiçbir şey yapamıyorlarsa bile, gölge etmesinler, başka ihsan istemiyorum şahsen...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...