Jump to content

Recommended Posts

Din kitaplarının tümü (ve diğer tüm dinler) Tanrı olgusunu öyle bir işlerler ki, Tanrı insanı kendi görüntüsüne göre yarattığı ve aile babası gibi göründüğü fikri insanların kafasına yerleştirilmeye çalışılır. ve bunu yaparken, türlü korku ve tehditler kullanılır (cehennem, cennet, vs). Buradan hareketle, şunu sormak gerekir: kayıtlı insanlık tarihinin süresi 7000 senedir ve kaydedilen ilk savaştan bu yana 3 milyar insan savaş alanlarında öldü. bu rakamın bir kaç katı insan da hastalıktan, açlıktan ve sefaletten öldü. tüm bunlar yaşanırken Tanrı nerdeydi?

Bu mantıktan hareket ederek bir avuç insanın yaratmış oldukları Tanrı konseptinin karanlık yüzüne bir göz atalım.

Şöyle başlamalıyız:

Tanrı hakkında size biraz bilgi vereyim, içeriden bir bilgi olsun. Tanrı izlemeyi sever; iyi bir seyircidir. İnsana içgüdüler ve duygular veriyor. Bu olağanüstü yeteneği insana verirken kendi zevki için birbirlerine tamamen zıt kurallar dizisini oluşturuyor. Sanki tüm zamanların en büyük hatasıymış gibi bir alay saçma kuralları sunuyor: bak ama dokunma; dokunabilirsin ama sakın tadına bakma; bak tadına ama aman yutma. Ve siz bu ilginç kuralların oluşturduğu çemberler üzerinde bir oraya bir buraya zıplayıp dururken, o da sizin bu komik halinize gülüyür, alay edercesine hemde. Çünkü o bir sadisttir. Görünmediğinden ötürü, varolmayan bir derebeyine inanmak ne derece mümkündür?

Tüm bunların başlamasından bu yana insanların tüm duyguları ve düşünceleri hep güdülmüş olup birileri, kimi zaman kendi kimi zamanda başkalarının çıkarları doğrultusunda insanların oluşturduğu koyun sürüsünü hareket ettirdiler. Ve Tanrı, tüm ksurlarına rağmen bunları hiçbir zaman dışlamamış olduğundan ötürü tarihin en son hümanistidir belki...

Oysa, Tanrı ile aldatılmak, tanrı tarafından aldıltmakla aynıdır. Nasıl mı? İnsanın açlığını kendi zevklerine göre atomlara böleceği bir noktaya kadar yükseltiliyorlar. Camilerin kendi büyüklüklerinden daha büyük bir ego yaratıyorlar ve en çılgın istek ile düşüncenin üzerine kağıt paraları yapıştırıp altın kaplı fantezileri satıyorlar ta ki insan kendisini bir imparator zannedip Tanrı yerine koymaya başlayan kadar...

Buradan nereye gidilebilir? başarıyla sonuçlandırılması gereken bir işten diğerine koşuştururken, solunmaz hale gelen havasıyla, ekşileşmeye yüz tutmuş suyuyla, radyoaktivitenin metalik tadına sahip balları üreten arıları barındıran bu dünyayı kim denetleyecek? Bu olay, her gün üstümüze doğru dalga dalga geliyor. Ve gittikçe şiddetleniyor. Düşünmeye ne fırsat var nede zaman; ortada gelecek yokken, geleceği alıp satıyoruz.

O zaman şu son soruyu sormamız gerekiyor kendimize?

Tüm bu sorunlardan ötürü, varolmayan bir Tanrıya inanmaya devam etme zorunluluğumuz var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrı kimdir...

nasıl davranır...

nasıl düşünür...

ne ister...

neyi sever...

neye öfkelenir...

gibi sorular sorar zihin...

bu soruyu soran zihin tanrının bir insan gibi olduğu fikrine sahiptir...

çünkü sevmek öfkelenmek düşünmek gibi şeyler insani şeylerdir...

tanrı bir insan gibi mi düşünür davranır duygulanır...

eğer böyle ise işimiz sanki biraz kolay gibi...

kendimiz de insan olduğumuzdan onun nasıl düşünüp nasıl şeyler isteyip istemeyeceğini az çok kestirebiliriz...

ama tanrı insan gibi düşünmüyorsa...

onu anlamamız ve isteklerini kavramamız çok zor hatta belki imkansızdır...

bir insan elçiyle bile isteklerini insanlara iletse yine de onu anlamak mümkünsüzdür gibi geliyor bana...

tanrı bir insan gibi düşünmelidir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrı kimdir...

nasıl davranır...

nasıl düşünür...

ne ister...

neyi sever...

neye öfkelenir...

gibi sorular sorar zihin...

bu soruyu soran zihin tanrının bir insan gibi olduğu fikrine sahiptir...

çünkü sevmek öfkelenmek düşünmek gibi şeyler insani şeylerdir...

tanrı bir insan gibi mi düşünür davranır duygulanır...

eğer böyle ise işimiz sanki biraz kolay gibi...

kendimiz de insan olduğumuzdan onun nasıl düşünüp nasıl şeyler isteyip istemeyeceğini az çok kestirebiliriz...

ama tanrı insan gibi düşünmüyorsa...

onu anlamamız ve isteklerini kavramamız çok zor hatta belki imkansızdır...

bir insan elçiyle bile isteklerini insanlara iletse yine de onu anlamak mümkünsüzdür gibi geliyor bana...

tanrı bir insan gibi düşünmelidir...

kafa bi milyon yine bunun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

tamam ben de sana senin anlayacağın dilden sorayım da bunu cevapla .

doğayı allah yarattı o halde allahı kim yarattı ? çürütemezsen , tanrı geçersizdir .

tanrının nasıl olupta var olduğunu bilmiyorum...

sen de doğanın nasıl var olduğunu bilmiyorsun...

ikimiz de bir bilinmezlikte birleşiyoruz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrının nasıl olupta var olduğunu bilmiyorum...

sen de doğanın nasıl var olduğunu bilmiyorsun...

ikimiz de bir bilinmezlikte birleşiyoruz...

Yaradilisci gorus: Tanri hep vardi ve maddeyi yaratti

Materyalist gorus (veya ne gorus ise artik): Madde hep vardi

Simdi acikca goruldugu gibi ikisinin de kendini ispatlama gibi bir sansi pek yok; fakat yaradilisci gorus maddeyi aciklamak icin bir adim ileri gidiyor. Oysa maddenin zaten ebediyen var oldugu varsayiminda bulunuldugunda boyle bir seye gerek kalmiyor. Burada isin icine tanriyi karistirmanin geregini anlamadim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaradilisci gorus: Tanri hep vardi ve maddeyi yaratti

Materyalist gorus (veya ne gorus ise artik): Madde hep vardi

Simdi acikca goruldugu gibi ikisinin de kendini ispatlama gibi bir sansi pek yok; fakat yaradilisci gorus maddeyi aciklamak icin bir adim ileri gidiyor. Oysa maddenin zaten ebediyen var oldugu varsayiminda bulunuldugunda boyle bir seye gerek kalmiyor. Burada isin icine tanriyi karistirmanin geregini anlamadim.

Böyle düşünmekte haklısın. Çünkü Tanrıyı maddeye bağımlı kılıyor, yada madde cinsinden olsun istiyorsun. Çünkü inanmak için bilmek istiyorsun.

Ama Tanrıyı maddeye bağlı değilde, maddeyi Tanrının varlığına muhtaç düşününce biz gibi düşünürsün. Çünkü bizim düşünce tarzımızda oraya çıkıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle düşünmekte haklısın. Çünkü Tanrıyı maddeye bağımlı kılıyor, yada madde cinsinden olsun istiyorsun. Çünkü inanmak için bilmek istiyorsun.

Ama Tanrıyı maddeye bağlı değilde, maddeyi Tanrının varlığına muhtaç düşününce biz gibi düşünürsün. Çünkü bizim düşünce tarzımızda oraya çıkıyor.

Yok yanlis anladin. Ben diyorum ki, madem mecburen bir sey hep vardi diye bir kabullenmede bulunacagiz, neden madde hep vardi demiyoruz da bir adim oteye gidip madde hep yoktu tanri maddeyi yaratti ve tanri hep vardi diyoruz? Boyle ekstra bir adim atmanin temelindeki mantik nedir?

Olmadi sey diyelim, maddeyi tanri yaratti, tanriyi da baska bir supertanri yaratti ve o da hep vardi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yok yanlis anladin. Ben diyorum ki, madem mecburen bir sey hep vardi diye bir kabullenmede bulunacagiz, neden madde hep vardi demiyoruz da bir adim oteye gidip madde hep yoktu tanri maddeyi yaratti ve tanri hep vardi diyoruz? Boyle ekstra bir adim atmanin temelindeki mantik nedir?

Olmadi sey diyelim, maddeyi tanri yaratti, tanriyi da baska bir supertanri yaratti ve o da hep vardi.

Madde hep vardı diyerek bazen bilim tekilliğe atıfta bulunuyor ve bulunmak zorunda. Zira materyalizm bilimi kendi ideolojisi için uzun zamandır kullanıyor. Madde hep vardı veya yoktu tam bilemeyiz bence. Ama bildiğim şey maddenin insan bilincinden çok çok önce evrende yer almış olduğu. İşte bu yüzden bunu bilemeyiz diyorum. Ama bilemediğimiz bir konuda bilmiş gibi bir ön kabule yapışınca (materyalizm paralelinde bilimin madde hep vardı söylemi), buna karşıt olarakta maddeden önce Tanrı vardı ve o madde cinsinden olmadığı için onun bir öncüle ihtiyacı olamazdı gibi bir sav geliştirmesi çok normal. Ve bunların hepsi aslında bilme temelli söylemler. Sonuçta bilinmezlerin yerini sadece kendi kabullerimiz dolduruyor o kadar.

Bunun temelindeki mantık ise şudur.

Bilinç, kendinden üstün bir bilinç olması gerektiğini düşünüyor hala.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrının nasıl olupta var olduğunu bilmiyorum...

sen de doğanın nasıl var olduğunu bilmiyorsun...

ikimiz de bir bilinmezlikte birleşiyoruz...

İyide arkadaş , Biz bizzat bu doğanın içinde onun bir parçası olarak bazı şeyleri bulmaya çalışıyoruz . Yani en basit tanımıyla olayın içindeyiz . Ve durmaksızın araştırıyoruz . Bilmiyoruz o halde var demiyoruz . Bilmiyoruz o halde bulmalıyız diyoruz .

Şimdi tanrı her şeydir , her yerdedir falan diye zırvalamaya gerek yok . Bilinmezliğinizi kabul ediyorsunuz tamamda onu bizim bilinmezliklerimizle kıyaslamayınız .

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyide arkadaş , Biz bizzat bu doğanın içinde onun bir parçası olarak bazı şeyleri bulmaya çalışıyoruz . Yani en basit tanımıyla olayın içindeyiz . Ve durmaksızın araştırıyoruz . Bilmiyoruz o halde var demiyoruz . Bilmiyoruz o halde bulmalıyız diyoruz .

Şimdi tanrı her şeydir , her yerdedir falan diye zırvalamaya gerek yok . Bilinmezliğinizi kabul ediyorsunuz tamamda onu bizim bilinmezliklerimizle kıyaslamayınız .

dostum sen yerime cevabı vermişsin :) Gene de ben ekleyeceğim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrının nasıl olupta var olduğunu bilmiyorum...

sen de doğanın nasıl var olduğunu bilmiyorsun...

ikimiz de bir bilinmezlikte birleşiyoruz...

Bak burda haklısın , ama sen islamı savunuyorsun. Ve elin kolun bağlı allahın yardımını bekliyorsun ( çok yakındır demesine rağmen)

Bu arada araştırmacı olan insanların icatlarından da tepe tepe yararlanıyorsun.

Ama hiçbir konuda üretkenlik göstermiyorsun , bari şu zihnini boşa tüketme yazık değil mi ?

Ne zaman öz-sorgulama yapacaksın ? Bu tanrı hepimizin tanrısı olamaz , silkelen şu zavallılığa bürünme çabasından kurtul artık.

İnsanoğlunu hor görüyorsun uydurma şeyleri yücelteyim derken.

Deistsin, o zaman anlayacağın şekilde birşeyler söyleyeyim.

Tanrı varsa da kendini göstermek istemiyor o halde 'beni bulun' demiyor , aranızda kaynaşın birşeyler üretin bakın size akıl verdim demek istiyor bana göre.

Ama böyle el-kol bağlı bir biçimde kendine yazık etmeye ne kadar devam edeceksin . Uyan artık ! İkimizde ne olduğunu bilmiyoruz evet . Bu yüzden seni diğer müslümanlardan farklı olarak takdir ediyorum. Dürüstçe söylüyorsun çünkü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bak burda haklısın , ama sen islamı savunuyorsun. Ve elin kolun bağlı allahın yardımını bekliyorsun ( çok yakındır demesine rağmen)

Bu arada araştırmacı olan insanların icatlarından da tepe tepe yararlanıyorsun.

Ama hiçbir konuda üretkenlik göstermiyorsun , bari şu zihnini boşa tüketme yazık değil mi ?

Ne zaman öz-sorgulama yapacaksın ? Bu tanrı hepimizin tanrısı olamaz , silkelen şu zavallılığa bürünme çabasından kurtul artık.

İnsanoğlunu hor görüyorsun uydurma şeyleri yücelteyim derken.

Deistsin, o zaman anlayacağın şekilde birşeyler söyleyeyim.

Tanrı varsa da kendini göstermek istemiyor o halde 'beni bulun' demiyor , aranızda kaynaşın birşeyler üretin bakın size akıl verdim demek istiyor bana göre.

Ama böyle el-kol bağlı bir biçimde kendine yazık etmeye ne kadar devam edeceksin . Uyan artık ! İkimizde ne olduğunu bilmiyoruz evet . Bu yüzden seni diğer müslümanlardan farklı olarak takdir ediyorum. Dürüstçe söylüyorsun çünkü.

aklını kullanmak insanlık için bir şeyler yapmak bilimle uğraşıp ortaya herkesin fasydalanağı şeyler çıkarmak gibi şeyler bence tanrının bizden beklediği şeylerdir...

yani tanrıya olan inancım beni daha üretken faydalı ve dürüst bir birey olmaya itiyor...

daha fazla iyi şeyler yapmam gerektiğini öğütlüyor...

doğayı araştırmak ve ondan bir şeyler öğrenmek en üstün ibadettir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrının kim olduğu neden bu kadar önemlidir ?

Tanrıyı aramak niçin bu kadar değerlidir ?

Tanrıyı bulsak napacağız ki bizler ?

Ortaya çıkacak mı sanıyorsunuz tüm gizler ?

Tanrının bana bir faydası yok . Tanrının olmasının bile bana bir katkısı yok ki ben tanrının peşine düşeyim . Bulsam dahi hangi gerekçeyle ona vefa göstereyim ? Yaratırken bile hiçbir zahmet çekmemiş , insanlığa hiçbir faydası dokunmamış ; fakat tüm bunlara rağmen ibadet etmemizi isteyen tanrıyı bulsam dahi ona karşı ne vefam var ki ona ibadet edeyim ? Korkumdan ibadet etsem dahi onu niye seveyim ? Sevmem için , vefa göstermem için tek sebep yokken ona niçin inanayım ? Deli miyim ben ?

Tanrı aşağı tanrı yukarı . Tanrıyla bu kadar çok uğraşmayın . Bana faydası olmayan kilise papazıyla , cami imamıyla , tanrı arasında bir fark yoktur .

İtfaiye hortumunu hiç hesaba katmıyorum. Bırakın tanrıyı en iyisi . Adaletsiz dünyanın ezasını çeken bizlerdeki umut ışığı tanrı olamaz.

Kendisiyle övünen bir varlıkda tanrı olamaz . O zaman tanrı benim . O zaman tanrı sensin . Bizler kendimizin tanrısıyız.

tarihinde Crafterman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrının kim olduğu neden bu kadar önemlidir ?

Tanrıyı aramak niçin bu kadar değerlidir ?

Tanrıyı bulsak napacağız ki bizler ?

Ortaya çıkacak mı sanıyorsunuz tüm gizler ?

hocam döktürmüşsün :)

Asr-ı Saçmalık devrinde peygamberim falan diye çıksaydın sen , muhammed işini bitirmeyi planlamıştı bile :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...