Jump to content

Evrende Hayatın Kendi Kendine Çıkma Olasılığı Sıfırdır


Recommended Posts

>>> bulunan ılk canlı fosiller 520-530 milyon yıl yasında oldugu hesaplanan kambriyen tabakasında bulundu ve bu ılk kambrıyen donemde bulunan fosiller; denızde bulunan tulu yaratıklar işte.. ısın kötusu bu varlıklar şimdi oldukları gıbı aynı genetık özellıklere sahıpler.

Bulunan ilk canlı fosiller kambrien fosilleri değildir. Sayıklamışlar işte. Bunların aynı genetik özellikere sahip olduklarını söylemek içinde, evrim teorisi gerekiyor.

>>> bunlardan birinin eksil olması proteinin olmaması demektır 500 aminoasitten olusan bır proteinin dogru sıralanması 10950 de bir olasılıkmış yanı sıfır.

Bu da yalan. Pek çok proteinde bileşenlerden birinin olmaması hemen hemen hiç öneme sahip değildir. Proteinlerin çoğunun ancak küçük bir kısmı işlev görür. Örenğin, hemoglobinin %70'lik kısmında öyle değişimler olması onun görevini etkilemez.

Diğer yandan, proteinin ortaya çıkmasına dair olasılık hesabı yapan ancak salağın, şapşalın teki olabilir. Bu konular olasılıkla değil, kimyayla çözülür.

>>> stokrom_C her proteinin farklı görevı vardır. son derece kompleks bir tasarıma sahip olan bu proteının tesadufn olusması ıse ımkansıza yakındır.

Proteinler, kenidin sentezleyen mekanizma olmadığı sürece var olmaz. Hal böyleyken bu nasıl bir saçmalıktır?

Stokrom-c'nin nasıl ortaya çıktığını merak ediyorsan, açarsın okursun, böyle kıçtan sallamazsın:

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17706591

http://www.pnas.org/content/83/8/2521.full.pdf

Proteinler, kenidin sentezleyen mekanizma olmadığı sürece var olmaz. Hal böyleyken bu nasıl bir saçmalıktır?

Proteinleri sentezleyen mekanizmanın yapıtaşları nedir?

bunu da öğrensinler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 199
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Odun olmayan bir yerde marangoz , Marangoz olur mu ?

Olmaz tabi, bizde onu söylüyoruz işte.

Ama odun var bak işte deyip ağacı gösteriyorsunuz.

E ağaç nasıl olmuş sorusuna ise olmuş bir şekilde şu bu diyorsunuz.

Hem odun olmadan marangoz marangoz olur mu diyeceksin, hemde ağaca bakıp kendi kendine olmuş işte diyeceksin.

Çok ilginç değil mi?

Ben anlıyamadım cevabınızın esprisini, anlayışsızlığıma verin, daha açık ifade edebilir misiniz rica etsem?

Aslında bu iki tür düşünme sorusu idi.

Hem marangoz diyebilmemiz için oduna ihtiyacımızın olması gerektiği, hemde bunu ortaya çıkaran birine ihtiyacımızın olması gerektiği gibi.

Yani bir şey var ise mutlaka öncülü birşey vardır demek istemiştim sorarak.

En güzel soruya sıra geldi. Hadi sorun.

Tanrı'nın öncülü nedir? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Hem odun olmadan marangoz marangoz olur mu diyeceksin, hemde ağaca bakıp kendi kendine olmuş işte diyeceksin. Çok ilginç değil mi?

Evet, sizin nasıl bu kadar kör olduğunuz gerçekten ilginç.

Şurada trilyon sene beklesen, bir masa oluşur mu?

Ama bir kaç yıl beklersen, bir ağacın olacaktı oracıkta. Gözünüzün önünde canlılar kendi kendilerini var edebiliyorken, çıkıp bu gevelemeler en dehşetli bir şapşallıktır berguzar?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Hem odun olmadan marangoz marangoz olur mu diyeceksin, hemde ağaca bakıp kendi kendine olmuş işte diyeceksin. Çok ilginç değil mi?

Evet, sizin nasıl bu kadar kör olduğunuz gerçekten ilginç.

Şurada trilyon sene beklesen, bir masa oluşur mu?

Ama bir kaç yıl beklersen, bir ağacın olacaktı oracıkta. Gözünüzün önünde canlılar kendi kendilerini var edebiliyorken, çıkıp bu gevelemeler en dehşetli bir şapşallıktır berguzar?

Evet, ne müthiş bir şapşallık anibal.

Ağaç olması için neye ihtiyacımız var, yoksa kendi kendine mi oluverecek, onuda yazsana bize.

Ama nasıl olsa, hava/güneş/su/toprak bedava dimi. Bunlar olunca tahta (ağaç) zaten kaçınılmaz.

Birden aklıma gora filmi geldi niyeyse? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmaz tabi, bizde onu söylüyoruz işte.

Ama odun var bak işte deyip ağacı gösteriyorsunuz.

E ağaç nasıl olmuş sorusuna ise olmuş bir şekilde şu bu diyorsunuz.

Hem odun olmadan marangoz marangoz olur mu diyeceksin, hemde ağaca bakıp kendi kendine olmuş işte diyeceksin.

Çok ilginç değil mi?

Böyle basit kelime oyunları ile bilimi çürütemezsin . Boşuna uğraşma . Odun var bak işte ağaç diyoruz . Ağaç olduğu için marangoz var diyoruz . E ağaç olmasaydı marangoz olur muydu ? olmazdı .

Marangoz neden var . Ağaç olduğu için .Yani ağaç olmasından mütevellit marangoz arkadaşlarımız bulunmuş oluyor .

Ağaca kim kendi kendine oluşmuş diyor . Ağaç tohumdan oluşur .Tohum büyür büyür ağaç olur . Tohum nasıl oluşur ağaçtan oluşur . Bak gördün mü kendi kendine oluşan bir şey yok ortada .

:) Uyanık

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, ne müthiş bir şapşallık anibal.

Ağaç olması için neye ihtiyacımız var, yoksa kendi kendine mi oluverecek, onuda yazsana bize.

Ama nasıl olsa, hava/güneş/su/toprak bedava dimi. Bunlar olunca tahta (ağaç) zaten kaçınılmaz.

Birden aklıma gora filmi geldi niyeyse? :)

Valla sıvı olsun, ötesi kolay.

Aklına gore filmi gelmesinde de şaşıracak bir şey yok, şapşallara böyle şeyler sık sık olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmaz tabi, bizde onu söylüyoruz işte.

Ama odun var bak işte deyip ağacı gösteriyorsunuz.

E ağaç nasıl olmuş sorusuna ise olmuş bir şekilde şu bu diyorsunuz.

Hem odun olmadan marangoz marangoz olur mu diyeceksin, hemde ağaca bakıp kendi kendine olmuş işte diyeceksin.

Çok ilginç değil mi?

Aslında bu iki tür düşünme sorusu idi.

Hem marangoz diyebilmemiz için oduna ihtiyacımızın olması gerektiği, hemde bunu ortaya çıkaran birine ihtiyacımızın olması gerektiği gibi.

Yani bir şey var ise mutlaka öncülü birşey vardır demek istemiştim sorarak.

En güzel soruya sıra geldi. Hadi sorun.

Tanrı'nın öncülü nedir? :)

Çok güzel söylemişsiniz de ben bu öncül-ardıl meselelerini pek bilmem, her şeyin öncülünü aramak yerine "Her şey hep vardı ve hep var olacak" demek daha kolay geliyor, bakın ölümsüzlük verdim hepinize tek cümle ile, nebi miyim, peygamber miyim, haşa huzurdan allah mıyım neyim ben? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrende hayatın kendi kendine çıkma ihtimali çok yüksek deniyor. En son bulunan arsenik yiyen bakteriyi incelediler, ve buldular ki bunun biyokimyası farklı, ve düşünüyorlar ki, belki de bu bizim hayat ağacımızdan farklı olarak bağımsız olarak ortaya çıkmış ikinci bir hayat ağacına ait olabilir. Yani bu gezegende bile hayat iki kere başlamış demek oluyor. Daha kainattaki trilyonlarca gezegeni de sen düşün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle basit kelime oyunları ile bilimi çürütemezsin . Boşuna uğraşma . Odun var bak işte ağaç diyoruz . Ağaç olduğu için marangoz var diyoruz . E ağaç olmasaydı marangoz olur muydu ? olmazdı .

Marangoz neden var . Ağaç olduğu için .Yani ağaç olmasından mütevellit marangoz arkadaşlarımız bulunmuş oluyor .

Ağaca kim kendi kendine oluşmuş diyor . Ağaç tohumdan oluşur .Tohum büyür büyür ağaç olur . Tohum nasıl oluşur ağaçtan oluşur . Bak gördün mü kendi kendine oluşan bir şey yok ortada .

:) Uyanık

İşte bizde bunu diyoruz Everest. Kendi kendine oluşan birşey yoktur. Buna bu evrende dahil. :)

Valla sıvı olsun, ötesi kolay.

Aklına gore filmi gelmesinde de şaşıracak bir şey yok, şapşallara böyle şeyler sık sık olur.

Sıvı olsun ötesi kolay demek elbet kolay canlılığın nasıl oluştuğunu açıklamak için. Sıvı yani su bildiğimiz uzayda bizden başka bir yerde yok değil mi anibal? Varsada henüz bilmiyoruz ama bildiklerimiz üzerinden önermelerde yeter. Su nerden gelmiş anibal, hangi şartlarla oluşmuş. Hep şu tanımını çok iyi bildiğimiz tesadüf ile değil mi?

Oraya bir şapşal koyunca ben şapşal oluyorum hissine çok kapılıyorsun anibal.

O zaman bende sana şapşaloz anibal diyeyim, bakalım kendini öyle hissedecek misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

ya abi hayat okyanuslarda baslamıstır dıyoruz . ama proteının olusması ıcın

1. Doğada bulunan 200'ün üzerinde amino asit çeşidinden sadece 20 tanesi canlı organizmalarda bulunur. Bu 200 çeşit amino asitten, yapılacak protein için gerekli olanların seçilip ayırılmaları gerekir.

2. Seçilen amino asitlerin ayrıca sağ-elli değil, mutlaka sol-elli olmaları gerekir.

3. Amino asitlerin doğru ve gerekli olanları seçildikten sonra proteinin oluşabilmesi için, dizilimlerinin de belirli bir sıralamada olması gerekir.

4. Seçilen amino asitlerin doğru şekilde dizilmelerinden sonra, bunları birbirlerine bağlayacak olan bağın ise mutlaka peptid bağ olması gerekir.

ikincisi le chetelierın bulgusuna göre ilk protein asla sulu bır ortamda olusamazmiş.

5) 10500 de bır bı ıhtımalın oluşması öylekı çok çok dun yanın olusumundan uzun bır sure ıster ıkıncı proteının olusması ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> 1. Doğada bulunan 200'ün üzerinde amino asit çeşidinden sadece 20 tanesi canlı organizmalarda bulunur. Bu 200 çeşit amino asitten, yapılacak protein için gerekli olanların seçilip ayırılmaları gerekir.

Boyuna saçma sapan konuşup duruyorsunuz.

Doğada -canlılar olmadan-o aminoasitlerden 21 çeşidini bulup bize bir getirsene görelim?

Canlılarda mevcut olan aminoasitler, doğal yollardan varolabilen o 20 kadarıdır. Hatta onlarında bir kaçı gene yok ortada.

Boyuna diyoruz, proteinler canlılar tarafından üretilir. RNA kendi doğası ile, enzim olarak işleyip protein üretebilir, ribozom vs. oluşturabilir. Ki bugün hala canlılar proteinleri RNA ve ribozom kullanarak üretiyorlar.

Buradaki sorun, RNA için bir metabolizma gerekmesidir ki, örneğin demir sülfür tepkimleride bir tür fotosentez gibi metabolizma görevini karşılar.

Aptalca laflar edip duruyorsunuz. Proteinin rasgele oluşması ihtimali gibi bir şey hesabına çıkan, delidir, gerzektir, morondur, ötesi de hikayedir. Proteinler, canlılığın bir parçasıdır ve onları üretecek kadar ilerleyen hayat, proteinleri zatne üretir. Bakacağınız yer, hayatın nasıl ortaya çıkabileceğidir. Bunun da tonla yolu, imkanı vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ateist sorar- evreni tanrı yarattı peki tanrıyı kim yarattı...

teist -ee bilmiyoruz...

teist sorar- peki evren nasıl var oldu o zaman...

ateist- ee bizde onu bilmiyoruz ama araştırıyoruz...

teist- iyi o zaman pek bir farkımız yokmuş...

müslüman cevaplar şöyledir böyledir,ateist ve teist hasiktir lan ...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorun da burada zaten. Evrim var. Evrimden önce ne var? Abiyogenez var. Var mı abiyogenezin kanıtı? Yok. Peki? O canlılığın oluşması için tek seçenek, o zaman abiyogenezi kanıtlamaya çalışacağız. Geçtik! Evren ne oldu? Evren ancak ve ancak ezelden beri var olabilir. Kanıt? Yok ama bu tek seçenek. Eyvallah baba.

Canlılık var. Eee? O zaman Allah var. Kanıt? Yok ama bunun tek çıkar yolu bu. Peki onu kim yarattı? Ezelden beri vardı. Nasıl? Bilemeyiz. Neden? Onun farklı olması gerekiyor çünkü...

Bu böyle uzar gider. Temelde birbirine çok benziyorlar osarici. Anlatabiliyor muyum?

Abiyogenezin kanıtı yok mu? Miller-Urey deneyini unutuyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tek hücreliler yasama adapte olabılmek ıcın dıger hucrelılerle gen alıs verısı yapar dıyor hayatın kökenı adlı kıtapta peki nerden anlıyo yasama ıhtıyacını bır proteın yada beyınsız bır varlık ölecegını nerden bılır yasama ihtiyacı oldugunu nasıl kendı bılebılırki..

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> tek hücreliler yasama adapte olabılmek ıcın dıger hucrelılerle gen alıs verısı yapar dıyor hayatın kökenı adlı kıtapta peki nerden anlıyo yasama ıhtıyacını bır proteın yada beyınsız bır varlık ölecegını nerden bılır yasama ihtiyacı oldugunu nasıl kendı bılebılırki..

Miko, bilmek dediğin, anlamak dediğin şey, senin algına dair bir şey. Doğada -sende dahil- bilmek diye bir şey yok. Bir hidrojen nasıl oksijen ile birleşmesi gerektiğini, su üretmeyi biliyorsa, taş yere düşeceğini biliyorsa, bakterilerin halde budur.

Bakteriler gen transfer mekanizmaları ile genlerini paylaşır, zira, böyle olunca daha kolay adapte olur ve hayatta kalırlar. Bunu bilmeleri gerekmez, daha kolay hayatta kalan, elbette ki avantajlı olacak ve ilerleyecektir: Doğal seleksiyon.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar, ben de araya girip kendi düşüncemi güncellemek istiyorum.

Bilim adamına güvenirim ben. Stephan Hawking açıklamıştır. Ben burda paylaştım. Adam "Evrenin kendi kendine ortaya çıkabileceğini bulduk" dedi. Açıkladı.

"Tanrı evreni yarattı. Ya da nasıl yarattı?" sohbetleri, taa eskilerden beri gelen bir tür güzel fikirler topluluğudur. Güzeldir. İnşallah öyledir de... Ne güzel kimse bunun tersinin olmasını istemez.

Ama bilime din karışmaz. Bu gördüğümüz evrenin kendini patlatma potansiyelinin kendinde var olduğunu bulduk diyorsalar. Bu durumda bizim bilim adamına "insançsızsın, tanrı tanımazsın, o yüzden" demeye hakkımız yok.

Biz inanırız. Deist oluruz, Müslüman oluruz, Yahudi oluruz. Arada gider dua da ederiz. Ama Bilim başka bir şeydir. Bilime kendimizi bulaştıramayız. Duygu, umut, istek arzu... Bunlar için Din var zaten. Din insan ile alakalıdır. Bilim Gerçek ile alakalıdır. Dikkat

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...