Jump to content

kur'anda şöyle der !


Recommended Posts

Bu soruya benim cevabım süreklilik olur.

Sen canlılığı bilinç sahibisin diye evrendeki tüm olaylardan ve maddeden üstün görüyorsun.

Neden güneş yanıyor?

Neden yıldızlar patlıyor?

Neden cisimler çarpışıyor?

Nedne Satürnde insanın etini kemiğinden ayıracak derecede hızlı ve yoğun rüzgarlar esiyor?

Nedeni basit.

"Madde, madde ile karşılaşıyor"

Bu kaşrılaşma şekilleri ortaya ne çıkacağını, ne kadar süre devam edecğini, ikisinin etkileşiminden ortaya çıkan yeni madde veya ortamın şartlarını vs vs diye sonsuz bir yol duruyor önlerinde.

14 milyar yıllık bir ortamda 3.5 milyar yıl %25'dir.

Bu bildiğimiz yer canlılardan önce %75 oranında canlılar olmaksızın var olmuş. Cisimler uçuşmuş. Yıldızlar patlamış. Şu andakiyle aynı şeyler olup durmuş.

Hepsinde kahraman madde veya enerji (zaten kökenine inince ikisi de aynı şey, madde de gitsin yani)

Bu dünya soğurken ortaya çıktı işte hayat.

Tesadüfen çıktı. Ancak buradaki tesadüfü küçük iğne ucu kadar bir nokta algılama. Dünyanın her yerindeki şartlar hemen hemen aynıydı. yaşama giden yoldaki ilk anı tetikleyen nokta (örneğin şimdiki ekvatora denk gelsin, atıyorum yani) orası olmasaydı, dursaydı bile başka yerlerden yine aynı sonuca çıkacaktı. ama o başka yerden çıkmasıyla sonuçta oluşacak canlı çeşitleri şu yaşama kaynak verdiği yerdekilerle oluşturduklarındna farklı olacaktı. Bir şekilde herşey değişik olacaktı. Ama yine yaşam olacaktı.

Neden sorusunun yeri yok ki buralarda.

Sen kalabalık yerlerde insanlar biribirne sürtünürken Neden sorusu sorar mısın?

Sen benim sorumun cevabını vermemişsinki sevgili arkadaşım.

Sen nasıl sorusunun cevabına değinmişsin sıklıkla ve neden sorusuna ise tesadüf demişsin.

Burada bu tesadüf ile Tanrı arasında ben zerrece fark göremiyorum.

Çünkü artık bu bilme ile değil öngörü ile söylenmiş bir kelime oluyor.

Çünkü o tesadüfe sen tanıklık etmedin, bende Tanrıya etmedim.

İkimizde onun önüne kendi kabullüremizi koyarak gidiyoruz.

Zaten bu bağlamda bana göre ateizm fikri çöküktür. Yani kesinkes bir Tanrı yok diyen ateizm fikri.

Bence mantıklı ateizm şudur.

Ben bir Tanrının olacağını düşünmüyorum, bunada gerek duymuyorum.

Bence bir ateistin en objekttif tavrı Tanrı konusunda bu olmalıdır.

Yukarıda saydığım gerekçe nedeni ile.

Ayrıca kalabalıkta elbet sormam kimse kimseye niye sürtünüyor diye.

Ama tenhada da bir sürtünme olamaz (doğal diye tabir ettiğimiz yollarla yani)

Dolayısı ile kalabalıkta hayat var, tenhada yok demeye benzerki buda yanlış bir çıkarım.

Evrende maddenin olmadığı bir alan yok gibi duruyor.

Hadi madde demeyelim enerji diyelim. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 66
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

>>> Ama ortada bu kadar malzeme var diye canlılık çıkmak zorunda mı?

Cevabı gayet basit, zira yapabileceği başka bir şey yok. Dedik ya, enerji denen bir zımbırtı var.

Konunun cevabını anlamak için, daha basit bir şeye bakman gerekiyor. Tuz ruhunun içine çinko atarsan hidrojen çıkar (elbette, ZnCl2 filanda..). Şimdi senin sorun şu:

Ama ortada bu kadar malzeme var diye hidrojen çıkmak zorunda mı?

Bu soruya bircevap verebiliyorsan, aynı cevabı canlılık içinde kullanabilirsin. Yok veremiyorsan, gidip biraz kimya çalışmanı tavsiye etmem gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Ateist Bakış,

Ateist determinist ve nedensellik ile tek doğruyu bilir. örneğin hem tanrı vardır hem yoktur dersek mantıklı olurmu? hayır olmaz.

Ateist bu açıdan matematiğin bulgusal kanıtlarına ihtiyaç duyar. örneğin F=m*a kabul etmeyeniniz varmı? ama desemki F=m*a ama ivme kütlenin yarısıdır bu size mantıklı gelir mi gelmez.

Dolayısıyla matematiksel olarak ispatlanmamış hiç bir bilgi kesin olmadıkça ateist tarafından kabul edilemez.

Evrim teorisi gazetelerde molekülden canlıya canlıdan canlıya geçişi henüz matematiksel olarak örneğin gravitasyon çekim sabiti gibi formüle edilmediğine göre var yada yok denilemez. Kesinleşmemiş bir hususunda determinst düşüncede yeri yoktur. E=em2 ewrim teroisinden çok daha fantastiktir ama formüle edilmiş kanıtlanmıştır. Ama henüz evrimin genetiksel bir formulü yoktur. Bu yüzden bakteriden olşacak X bir canlı için NŞA da bir Y süresi vb değerler veremeyiz.

Ancak İslam için ewrim terorisi mantığı tümdengelim olduğu için kabuledilebilir bir meseledir.

Eğer bir ateist diyorsaki ewrim vardır o zaman açıklanmamış bir çok gizemide içine alsın örneğin ruhlar, Tanrı, melek bunlarda Dinin teorileridir. Ancak Din ispata gerek duymaz.

Neyin ispatı laızm ki?

Şimdi evrim nerde yanılıyor olabilir?

Türler?

Yaşam ağacı?

Akrabalık?

Hadi bunlarda yanılsın, bu basitten karmaşığa doğru gelen süreci değiştirir mi?

Hadi diyelim ki uçuk kaçık bir senaryo olsun ve her 50 milyon yılda bir bizim daha önce tespit edemezdiğimiz bir sistemden bir yıldızın güneş sistemimize yaklaşarak arkadan dünyayı kendine doğru çekip güneşten uzaklaşmasını sağladığı ve dünyanın soğuduğu ve canlıların çoğunun yok olduğu gibi bir şey olsu. Bu bile değiştirmez.

Ya da her 100 milyon yılda bir meteor kuşağına denk geldiği ve içindeki heryerin milyarlarca atom bombasıyla yılarca dövüldüğü olsun.

Bu neyi dğeiştirir?

Ne ispatı arıyorsun?

Yaşamın buradaki malzemeleri kullanmadığını mı?

Malzeme ithal ettiğini mi?

Yoksa birinin malzeme tedariki yaptığını mı? :) (emin üçüncüdür)

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Ama ortada bu kadar malzeme var diye canlılık çıkmak zorunda mı?

Cevabı gayet basit, zira yapabileceği başka bir şey yok. Dedik ya, enerji denen bir zımbırtı var.

Konunun cevabını anlamak için, daha basit bir şeye bakman gerekiyor. Tuz ruhunun içine çinko atarsan hidrojen çıkar (elbette, ZnCl2 filanda..). Şimdi senin sorun şu:

Ama ortada bu kadar malzeme var diye hidrojen çıkmak zorunda mı?

Bu soruya bircevap verebiliyorsan, aynı cevabı canlılık içinde kullanabilirsin. Yok veremiyorsan, gidip biraz kimya çalışmanı tavsiye etmem gerekiyor.

Aslında benim işlemek istediğim konunun bir kısmı bu konuda işleniyor. Neyse buradan devam ederiz.

Flew başlığına bakarsan orda görürsün bununla ilgili yazacaklarımı.

Tamam, seni okuyorum ve anlıyorum. Ne dediğinide gayet iyi biliyorum. Çünkü bilim bu böyle diyor. İspatlıyor, deneyliyor ve ortaya koyuyor.

İyide soru üzerine soru doğuyor, yada düşünce üzerine düşünce.

Ateistbakışın tenha örneği mesela o bile düşündürücü.

Yada senin burada yazdığından örnekle.

İki hidrojen ve bir oksijen her zaman birleştiğinde su oluşuyor. Tabi bu aynı şartlar içinde geçerli (oksijensiz uzayda durum nasıl cidden bilmiyorum ayrıca :)

Yani dünya şartlarında bu değişmez.

Eğer ortada bir tesadüf ile canlılık başladı diyorsak, tesadüf sonucu değişmeyen kurallar nasıl bir tesadüfle açıklanır. :)

İşte en çok kafayı karıştıran yer burası ve bilim o bölgeye dokunmuyor. Çünkü bilimin işi o alan değil, o önüne bakar deniyor.

Ama insan işte. Her şeyi kafaya takıyor ve soruyor. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyin ispatı laızm ki?

Şimdi evrim nerde yanılıyor olabilir?

Türler?

Yaşam ağacı?

Akrabalık?

Hadi bunlarda yanılsın, bu basitten karmaşığa doğru gelen süreci değiştirir mi?

Hadi diyelim ki uçuk kaçık bir senaryo olsun ve her 50 milyon yılda bir bizim daha önce tespit edemezdiğimiz bir sistemden bir yıldızın güneş sistemimize yaklaşarak arkadan dünyayı kendine doğru çekip güneşten uzaklaşmasını sağladığı ve dünyanın soğuduğu ve canlıların çoğunun yok olduğu gibi bir şey olsu. Bu bile değiştirmez.

Ya da her 100 milyon yılda bir meteor kuşağına denk geldiği ve içindeki heryerin milyarlarca atom bombasıyla yılarca dövüldüğü olsun.

Bu neyi dğeiştirir?

Ne ispatı arıyorsun?

Yaşamın buradaki malzemeleri kullanmadığını mı?

Malzeme ithal ettiğini mi?

Yoksa birinin malzeme tedariki yaptığını mı? :) (emin üçüncüdür)

Bu iletinina ltındaki iletimi okursan daha iyi anlarsın.

Üstelik sen tamamen bir önyargı ile bana yazıyorsun. Ha teistim evet ama her teist aynı düşünmez. Düşünmüyorda zaten.

Ben evrime olumlu bakıyorum, bu Tanrı fikrine zerre kadar sekte vurmaz diyenlerdenim hemde.

Ben hokus pokus yaratmayada olumlu bakıyorum, buda Tanrı fikrine sekte vurmaz diyenlerdenim hemde.

Çünkü benim inandığım her tür yaratmaya muktedir bir Tanrı.

Ama ortada bir çeşit evrimleşme ile modellenmiş bir yaşam formu var, bilime niye sırtımı döneyimki. Üstelim bilimi ve yasalarını inandığım Tanrım koymuş diyorsam değil mi?

Yani sen tipik gelenekçi teistin kabulleri üzerinden bana itiraz ediyorsun ve konu kısırlaşıyor.

Ben tipik gelenekçi bir teist değilimki. :)

Pardon bir düzeltme. İleti bana yazılmış gibi algıladım, bu yanlış anlamadan dolayı özür dilerim. Arkadaş kendi cevabını verecektir. Bende düşüncelerimi söylemiş olayım.

tarihinde BERGÜZAR006 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"...bu dünyada oluşan herşeyin enerji veya hammadde olarak tüm temel unsurlarını bu dünya içerisinden almıştır, bu dünya içerisinden birbirleriyle etkileşime girerek çeşitlenmiştir, bu canlı gruplarından hiçbirisi tüm sistemden hiçbir özelliği ile izole değildir..."

diyorsun

eğer Tanrı varsa sisteme dışardan bir şey girebilir yoksa sisteme dışarıdan bir şey giremez. Tam bir aristo.

Aya da biz girdik ayın sistemine girdik gördünmü? Etki ile elektriklendikte mi yaratıldık?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum,

omu bumular veler eğerler eşittirler Kimsin sen? Eylemleri yüklenen robotmu?

Nasıl ışık hem dalga hem taneciktir, nasıl kedi hem ölüdür hem diri, öyleyse hem mazemeler kullanılır hemde ithal ediliyordur belki.

Neyin ispatı laızm ki?

Şimdi evrim nerde yanılıyor olabilir?

Türler?

Yaşam ağacı?

Akrabalık?

Hadi bunlarda yanılsın, bu basitten karmaşığa doğru gelen süreci değiştirir mi?

Hadi diyelim ki uçuk kaçık bir senaryo olsun ve her 50 milyon yılda bir bizim daha önce tespit edemezdiğimiz bir sistemden bir yıldızın güneş sistemimize yaklaşarak arkadan dünyayı kendine doğru çekip güneşten uzaklaşmasını sağladığı ve dünyanın soğuduğu ve canlıların çoğunun yok olduğu gibi bir şey olsu. Bu bile değiştirmez.

Ya da her 100 milyon yılda bir meteor kuşağına denk geldiği ve içindeki heryerin milyarlarca atom bombasıyla yılarca dövüldüğü olsun.

Bu neyi dğeiştirir?

Ne ispatı arıyorsun?

Yaşamın buradaki malzemeleri kullanmadığını mı?

Malzeme ithal ettiğini mi?

Yoksa birinin malzeme tedariki yaptığını mı? :) (emin üçüncüdür)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıca tanrı kavramı ilkel beyinlerdne çıkmış bir kavramdır.

Aynı beyinler insan kurbanını da doğru sayıyordu.

Şimşeği gönderen adam var sanıyordu.

Böyle saçmalıkları üreten adamın tüm fikirleri saçmadır.

Ama sen zamanla şunlar şunlar kalsın, şunları şunları alıyorum, geliştiriyorum diyorsun. Tanrıyı alıyorsun. Şimşek, su, yağmur ile ilgili saçma ürünleirni bırakıyorsun :)

Buna umut fakirin ekmeği derler.

Yok olmaktan korkuyorsunuz.

O yüzden sarılmışsınız işte.

Bir fabrika defolu ürün üretiyorsa o hattan çıkan tüm ürünler defoludur.

Alıp üstüne giymeye kalkarsan götün açıkta kalır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum,

omu bumular veler eğerler eşittirler Kimsin sen? Eylemleri yüklenen robotmu?

Nasıl ışık hem dalga hem taneciktir, nasıl kedi hem ölüdür hem diri, öyleyse hem mazemeler kullanılır hemde ithal ediliyordur belki.

Işığı ve Schrodinger paradoksunu anlayabilecek, gelişmiş şekilde sınayıp modelleyebilecek teknolojiye sahip misin?

Hayır---

Peki daha önceden sahipmiydi insanlık?

Hayır---

Peki nereden neyle tespit ettiniz?

-Şu Bu O dedi

Güzel zeka :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Seri üretimde kalite bir ürünün aynı şekilde üretilmesidir. Bir ürün defolu ise hepsi defolu ise aynı ürünleri üreten başarılıdır. Kalitesizlik ürünün birinin diğerinden farklı olmasında ortaya çıkar. bu ayrı bir durum bilmenizi isterimki ben farklılıktan yanayım.

İnsanı kendi ile başbaşa bıraktığında özellikle sosyolojik olarak ortaya çıkardıkları kavramlar dinsel açıdan ilkin ilkel olabilir. Şimdi ilk doğruda mağaralarda çizilmişken analitik geometriyede ilkel mi diyeceğiz bu analitik geometrinin integrale varan güzelliklerine engelmidir?

Şundan bundan almak neden sakıncalı salt bir gene inanarak bir toplum Hitlerin peşinden gitmedimi? En azından doğru yalnışı elemek daha doğruda yürütür insanı.

Yok olmaktan kormak için önce var olmak gerek...

Ayrıca tanrı kavramı ilkel beyinlerdne çıkmış bir kavramdır.

Aynı beyinler insan kurbanını da doğru sayıyordu.

Şimşeği gönderen adam var sanıyordu.

Böyle saçmalıkları üreten adamın tüm fikirleri saçmadır.

Ama sen zamanla şunlar şunlar kalsın, şunları şunları alıyorum, geliştiriyorum diyorsun. Tanrıyı alıyorsun. Şimşek, su, yağmur ile ilgili saçma ürünleirni bırakıyorsun :)

Buna umut fakirin ekmeği derler.

Yok olmaktan korkuyorsunuz.

O yüzden sarılmışsınız işte.

Bir fabrika defolu ürün üretiyorsa o hattan çıkan tüm ürünler defoludur.

Alıp üstüne giymeye kalkarsan götün açıkta kalır.

Işığı ve Schrodinger paradoksunu anlayabilecek, gelişmiş şekilde sınayıp modelleyebilecek teknolojiye sahip misin?

Hayır---

Peki daha önceden sahipmiydi insanlık?

Hayır---

Peki nereden neyle tespit ettiniz?

-Şu Bu O dedi

Güzel zeka :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Berguzar, Schrodinger kedisi deneyinden bahsediyordum.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Schrödinger'in_Kedisi

detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsin.

Teşekkürler. Bilmiyordum bunu.

Ama ben şunu da çok düşünmüşümdür. Okula gittiğim zamanlarda, ortaokulda basit fen dersinden sonra.

Hücreye, atomlara baktığımız zaman insanın canlılık tanımına hiç uymaz.

Ama bir araya gelince bunlar bazen taş olur, bazen can olur. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Eğer ortada bir tesadüf ile canlılık başladı diyorsak, tesadüf sonucu değişmeyen kurallar nasıl bir tesadüfle açıklanır.

Buradaki konu, senin tesadüfün en olduğunu bilmiyor olman.

Tesadüf, olası olanlardan birinin olmasıdır. Bu, olası olan bir kaç etmenin bir araya alakasız bir şekilde denk gelmesi demektir.

Aradaki fark şöyle izah edilebilir. Deniz kenarına gidersen, iri taşların, küçük taşların hizalanıp belli bir mesafede yer aldığını görürsün. Bu acaba tesadüf müdür?

Şimdi bir düşün bakalım, büyük taşın denize uzak, küçük olanın yakın olması tesadüf müdür? Yan yana duran aynı büyüklükte iki taşın birinin sağda olması tesadüf müdür?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Eğer ortada bir tesadüf ile canlılık başladı diyorsak, tesadüf sonucu değişmeyen kurallar nasıl bir tesadüfle açıklanır.

Buradaki konu, senin tesadüfün en olduğunu bilmiyor olman.

Tesadüf, olası olanlardan birinin olmasıdır. Bu, olası olan bir kaç etmenin bir araya alakasız bir şekilde denk gelmesi demektir.

Aradaki fark şöyle izah edilebilir. Deniz kenarına gidersen, iri taşların, küçük taşların hizalanıp belli bir mesafede yer aldığını görürsün. Bu acaba tesadüf müdür?

Şimdi bir düşün bakalım, büyük taşın denize uzak, küçük olanın yakın olması tesadüf müdür? Yan yana duran aynı büyüklükte iki taşın birinin sağda olması tesadüf müdür?

O zaman niye tesadüf kelimesini kullanıyorsunuz? Doğru kelime bulunamadığından mı?

:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaman niye tesadüf kelimesini kullanıyorsunuz? Doğru kelime bulunamadığından mı?

:)

Tesadüf

Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi.

Rastlantı

Bilgiye, isteğe, kurala veya belli bir sebebe dayanmaksızın oluveren karşılaşma, tesadüf:

Dindarların tesadüf kelimesini algılayışı farklı.

İmkansızın olması gibi algılıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tesadüf

Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi.

Rastlantı

Bilgiye, isteğe, kurala veya belli bir sebebe dayanmaksızın oluveren karşılaşma, tesadüf:

Dindarların tesadüf kelimesini algılayışı farklı.

İmkansızın olması gibi algılıyorlar.

Ben evrende tesadüf kavramına hiç itibar etmem.

Bence herşey sebep-sonuç döngüsünde işliyor ve hiçbir değişiklik olmadan hemde.

Yani görünen o.

Burada tesadüfü herkesin anladığı gibi anlıyorum. O zaman bilim bu tesadüf kelimesini kullanarak kendine ihanet etmesin diyorum sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaman niye tesadüf kelimesini kullanıyorsunuz? Doğru kelime bulunamadığından mı?

:)

Doğru kelime bu da ondan. Sizin meseleyi yanlış anlamanız sadece mesele.

Örneğin dünyada fosfor arsenikten çoktur. Bu bir tesadüf değildir, çünkü, nükleer tepkimelerde, süper novalarda fosforun oluşması çok daha kolaydır ve daha çok oluşur. Dünya ise bir süper novanın artığından oluşmuştur ki, daha çok fosfor olması kesindir. Ama arsenik daha az olacaktır. Flor ise çok çok az olacaktır çünkü oluşması gerçekten çok çok zordur.

Tesadüf, bir olasılıklar kümesi içerir. Yani olması mümkün olanlar. Tesadüf bunlardan birinin gerçekleşmesidir. Buradaki mesele, buna sebep olan süreçlerin tam olarak bilinmiyor oluşudur.

Diğer yandan, bu konu aslında böyle tesadüf filanda değildir. Bu, teistlerin konuyu çarpıtmalarıdır sadece.

Gidip bir tesadüf nedir, ne değildir, araştırsan, baksan diyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğru kelime bu da ondan. Sizin meseleyi yanlış anlamanız sadece mesele.

Örneğin dünyada fosfor arsenikten çoktur. Bu bir tesadüf değildir, çünkü, nükleer tepkimelerde, süper novalarda fosforun oluşması çok daha kolaydır ve daha çok oluşur. Dünya ise bir süper novanın artığından oluşmuştur ki, daha çok fosfor olması kesindir. Ama arsenik daha az olacaktır. Flor ise çok çok az olacaktır çünkü oluşması gerçekten çok çok zordur.

Tesadüf, bir olasılıklar kümesi içerir. Yani olması mümkün olanlar. Tesadüf bunlardan birinin gerçekleşmesidir. Buradaki mesele, buna sebep olan süreçlerin tam olarak bilinmiyor oluşudur.

Diğer yandan, bu konu aslında böyle tesadüf filanda değildir. Bu, teistlerin konuyu çarpıtmalarıdır sadece.

Gidip bir tesadüf nedir, ne değildir, araştırsan, baksan diyorum.

anibal,

Aslında bilimin tesadüf ile ne demek istediğini gayet iyi anlıyorum. Çok araştırdım çünkü. Ama işte buradaki mesele senin tam şu dediğin şeydir.

Buradaki mesele, buna sebep olan süreçlerin tam olarak bilinmiyor oluşudur.

İşte teistler bu bilinmeyenin içinde bunları yapıp eden bir Tanrı olmalıdır ve ben olduğuna inanıyorum diyorlar.

Bu bilinmeyenler kesin bilgi içermediğinden bize Tanrı yoktur dayatmasına karşıyız biz. :)

Umarım anlatabildim.

Ha şimdi sen bak arkanda süper bir zenci var, hadi bana olmadığını göster dersin. O zaman işte konu sabote edilmiş olur. Çünkü hep bunu yaptın. :)

Aslında süper zenci hiç yoktur, olmamıştır. Olsa kesin hissederdim. Bak bilirdim demiyorum, hissederdim diyorum.

Biz Tanrıyı bilmiyoruz anibal, hissedebiliyoruz ancak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...