Jump to content

EY İNSAN! GÖZÜNAYDIN.


Recommended Posts

Bu tarz evlilikleri resmi olarak yasakladığında ne oluyor? Bunları yer altına itiyorsun, gizli gizli yaşanıyor, ama bunlar yine de yaşanıyor; ve de eziliyor dediğiniz kadınlar yasal korumanın yokluğunda ezilmeye devam ediyorlar. Bahsettiğiniz tarz eşitsizlikler elbette sorun ama bu tarz yasakların ne derece etkili mücadele metodları olduğu tartışılır.

Yasak ayrı bir konu..

Dinlerin ve kültürlerin yarattığı eşitsizliği kişilerin özgür iradesi ile yaptığı tercihle eşdeğer gibi gösteripte ortadaki kötülüğü, eşitsizliği, zulmü örtmeye çalışma çabalarına karşı farkı ve gerçeği öncelikle ortaya koymamız gerekir.

Ha bu eşitsizlik ve yanlışlıklara karşı ne yapılır nasıl yapılır bu ayrı bir konu..

Onunla alakalı bir yazı yazmadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 152
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yasak ayrı bir konu..

Dinlerin ve kültürlerin yarattığı eşitsizliği kişilerin özgür iradesi ile yaptığı tercihle eşdeğer gibi gösteripte ortadaki kötülüğü, eşitsizliği, zulmü örtmeye çalışma çabalarına karşı farkı ve gerçeği öncelikle ortaya koymamız gerekir.

Ha bu eşitsizlik ve yanlışlıklara karşı ne yapılır nasıl yapılır bu ayrı bir konu..

Onunla alakalı bir yazı yazmadım.

Sevgili Ercüment,

Bir uygulamada tarihi gelişim sürecinden gelen ve de zamanla bu uygulama ile ilişkilenen bazı olumsuzluklar olduğunu söylemek ile uygulamaya içkin olumsuzluk veya olumsuzluklar olduğunu söylemek arasında önemli bir fark var.

Buna ilişkin şu safsatayı örnek göstermekte fayda var:

Genetik Safsatası

(Genetic Fallacy)

Tanım: Bir şeyi; kaynağı, kökeni veya başlangıcı açısından değerlendirmek, açıklamak veya reddetmekten doğan hata. Bir iddia veya şeyin kaynağında bulunmuş bir kusuru, delil kabul ederek iddianın veya şeyin gözden düşmesine neden olma.

Örnek 1:Türkler Göçebe Bir Toplumun Çocuklarıdırlar, iyi Mimariden Anlamazlar.

Örnek 2: O resimden ne anlarmış, alt tarafı bir kapıcının oğlu.

Örnek 3:Hırsızın oğlu da hırsız olur.

Kaynak: Safsata Kılavuzu

İngilizce Vikipedi sayfasındaki örnek daha güzel aslında, evlilik yüzüğüne ilişkin feminist bir çıkışı örnek vermişler. Yüzükler ortaya kadınlar kocalarından kaçmasınlar diye ortaya çıkan prangalardır gibisinden bir şey deniyor, bu nedenle de yüzük takmanın yanlış olduğu iddia ediliyor. Sizin yaklaşımınızı da benzer buldum, çok eşlilik tarih boyunca sıklıkla kadın-erkek eşitsizliğinin bir örneği olmuş olsa da aynı yüzük örneğindeki gibi illa öyle olacak diye bir kaide yok. Eşitsizlik gibi sorunlar elbette çözülmeli, bunların nasıl çözüleceği vs. de ayrı bir biçimde tartışılabilir, ama kategorik yargılara varmadan önce iki defa düşünmekte fayda var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Ercüment,

Bir uygulamada tarihi gelişim sürecinden gelen ve de zamanla bu uygulama ile ilişkilenen bazı olumsuzluklar olduğunu söylemek ile uygulamaya içkin olumsuzluk veya olumsuzluklar olduğunu söylemek arasında önemli bir fark var.

Buna ilişkin şu safsatayı örnek göstermekte fayda var:

Genetik Safsatası

(Genetic Fallacy)

Kaynak: Safsata Kılavuzu

İngilizce Vikipedi sayfasındaki örnek daha güzel aslında, evlilik yüzüğüne ilişkin feminist bir çıkışı örnek vermişler. Yüzükler ortaya kadınlar kocalarından kaçmasınlar diye ortaya çıkan prangalardır gibisinden bir şey deniyor, bu nedenle de yüzük takmanın yanlış olduğu iddia ediliyor. Sizin yaklaşımınızı da benzer buldum, çok eşlilik tarih boyunca sıklıkla kadın-erkek eşitsizliğinin bir örneği olmuş olsa da aynı yüzük örneğindeki gibi illa öyle olacak diye bir kaide yok. Eşitsizlik gibi sorunlar elbette çözülmeli, bunların nasıl çözüleceği vs. de ayrı bir biçimde tartışılabilir, ama kategorik yargılara varmadan önce iki defa düşünmekte fayda var.

sevgili ASTUR..

Sebebini bilmiyorum ama yazdıklarımı anlamıyorsun..Hadi Werderbremenin kafası şartlı da ya sen...

1-Kadın erkek eşitliğinin olduğu bir toplumdaki farklı cinsel tercihler ile.

2-Kadının aşağı görülmesinden dolayı erkeğin diğer cinsten bolca alması veya alabilmesi..

AYNI ŞEYLER DEĞİLDİR DİYORUM.

Yüzük örneğini sevdim güzel örnekmiş

Kulağına küpe olsun bir kerede anlamıyorsan iki kere oku.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi birincisi, daha evvel söylediğim gibi, benim kafamın şartlanmış olduğunu düşünerek medyumluk yapıyorsun.

İkincisi ise, eğer söylediklerini iki kişi birden anlamıyorsa anlatımında bir problem olduğunu düşünmen gerekir.

Haydi benim İslami hafif İslami söylemlerimden dolayı kafamın şartlanmış olduğunu düşünüyor ve bunu kullanmaya kalkıyor, peki ya Astur?

Aynı medyumluğu, ateist olman veya bir başka nedenle, senin de kafanın şartlanmış olduğunu söyleyerek ben de yapabilir ve hatta bunu gösterebilirim.

Kadın erkek eşitliğinin olduğu bir toplumdan bahsediyorsun, ancak bir kadının kendi rızası ile, evli bir erkeğe 2. eş olabilmesi hakkını elinden alıyorsun veya almaya kalkıyorsun.

İlk başta eşitliği kendinin bozduğunun farkına varmıyorsun.

Bir başka hezeyan da, kadının aşağı görülme sebebini, İslama göre erkeğin birden fazla kadın ile evlenebilme hakkına bağladığında, İslam öncesi toplumlardaki polijinin varlığını inkar etmiş oluyorsun.

Eğer kadının aşağılık bir varlık olarak görülmesinin sebeplerini arıyorsan, cadı diye yakılan kadının çıkardığı kirli alevin ışığında, kadın insan mı değil mi diye tartışan ortaçağ Avrupasına bakmalısın.

Ha ortak kültür de kadını aşağılamıştır diyorsan bunun suçunu salt İslama atamazsın.

Bir yandan, erkeğin 2. bir kadınla evlenebilmesinin kadınları aşağıladığını söylüyorsun, diğer yandan da, kadınların aşağılık görüldüğü için bir erkeğe 2. eş olabildiğini dikte ediyorsun.

Böylelikle sebebi sonuca-sonucu sebebe bağlıyorsun.

Şunu bana net olarak şöyle söylebilir misin:? Evet, kadın birden fazla erkeğe sahip olamıyorken, erkeğin birden fazla kadına sahip olabilme, daha doğrusu evlenebilme hakkı, kadın-erkek eşitliğini, kadın alehine bozduğundan kadın aşağılanır.

İyi de kadın ve erkek eşitliğini, evliliği de cinsel birlikteliğe indirgeyip, "alma" gibi bir kelime ile sığlaştırdığımızda, zaten eşit değildir ki.

Eğer kadın ve erkek, "bu doğrultuda" eşit olsaydı, insankızının dünya sahnesindeki en eski mesleği fahişelik olmazdı.

Yani, kadın bir erkeğe 2. eş olmakla kadın-erkek eşitliğini bozuyorsa, daha önceleri bilmem kaç erkeğe bilmem kaçıncı "karı" olarak sadece etini satmak zorunda olan kadınların varlığı bu eşitliği zaten bozuyordu.

Eğer kadın ve erkeğin yukarıdaki gibi teorik ve gerçek yaşamda bir şey ifade etmeyen sebeplerle eşit olmadığını düşünüyorsan, dünya var olduğundan beri ölen erkeklerin sayıları da hiç bir zaman kadın sayısı ile eşit olmadı.

Yani ölen erkekler aptal olduğundan, aşağılanarak öldü demekle, 2. eş olarak evlenilen kadınlar aşağılık görüldüğü için evlenildi demek aynı şeydir.

Bu minvalde devam etmek, dibe vurmuş kalitesiz anolojk demogojinin kaliteli bir örneği olan, aslanların aşağılanan dişi cariyelerinin sorunlarına değinmek, kuyudan taşı almaya talip olmak demektir.

İlgili kırk kişinin içinde olmadığımdan buna devam etmeyeceğim.

Sonuç itibarı ile son olarak şunu açık net ve net bir şekilde söyleyeyim:

Kanun yapıcı, kadınların aşağılık görüldüğü için erkek tarafından alındığını durumu eşitlemek için kadına da birden fazla koca hakkı tanısın ki şartlar eşitlensin.

Öyle ya, madem ki kadınlar aşağılık görüldüğünden dolayı 2. eş olarak alınabiliyor, erkeklerde aşağılık görülerek bir kadına 2. koca olabilsin.

Kadına da bu hak verildiğinde erkekler aşağılanmayacak mı?

Senin görüşüne göre evet, aşağılanacak ve adalet sağlanacak.

Hayır, eşit haklar her zaman adaleti sağlamaz.

Ama sen diyorsan ki ikisine de bu hakkı tanımayarak zaten hakları eşit tutuyor, ben de ne hakla diyorum?

Yok sen aslında böyle de demiyorsun, çünkü şöyle demişsin:

"Kadının veya erkeğin 2. eş olmasını aşağılamıyorum.."

Eee sorun ne?

Muhtemelen sen benim İslami bakiş açısını refere edip, kafamın şartlanmış olduğunu düşünüyorsun.Hayır.

Bunu, İslam daki çok eşililik kavramını legalleştirmek için söylemiyorum, hatta İslami çok eşlilik kavramının tekrar tartışılması gerektiğini düşünüyorum.

Ama bu konuda değil, konu farklı çünkü.

İlk önce neyi anlatmak istediğini sonra da nasıl anlatacağını düşün.

Olmuyor çünkü..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi birincisi, daha evvel söylediğim gibi, benim kafamın şartlanmış olduğunu düşünerek medyumluk yapıyorsun.

İkincisi ise, eğer söylediklerini iki kişi birden anlamıyorsa anlatımında bir problem olduğunu düşünmen gerekir.

Haydi benim İslami hafif İslami söylemlerimden dolayı kafamın şartlanmış olduğunu düşünüyor ve bunu kullanmaya kalkıyor, peki ya Astur?

Aynı medyumluğu, ateist olman veya bir başka nedenle, senin de kafanın şartlanmış olduğunu söyleyerek ben de yapabilir ve hatta bunu gösterebilirim.

Kadın erkek eşitliğinin olduğu bir toplumdan bahsediyorsun, ancak bir kadının kendi rızası ile, evli bir erkeğe 2. eş olabilmesi hakkını elinden alıyorsun veya almaya kalkıyorsun.

İlk başta eşitliği kendinin bozduğunun farkına varmıyorsun.

Bir başka hezeyan da, kadının aşağı görülme sebebini, İslama göre erkeğin birden fazla kadın ile evlenebilme hakkına bağladığında, İslam öncesi toplumlardaki polijinin varlığını inkar etmiş oluyorsun.

Eğer kadının aşağılık bir varlık olarak görülmesinin sebeplerini arıyorsan, cadı diye yakılan kadının çıkardığı kirli alevin ışığında, kadın insan mı değil mi diye tartışan ortaçağ Avrupasına bakmalısın.

Ha ortak kültür de kadını aşağılamıştır diyorsan bunun suçunu salt İslama atamazsın.

Bir yandan, erkeğin 2. bir kadınla evlenebilmesinin kadınları aşağıladığını söylüyorsun, diğer yandan da, kadınların aşağılık görüldüğü için bir erkeğe 2. eş olabildiğini dikte ediyorsun.

Böylelikle sebebi sonuca-sonucu sebebe bağlıyorsun.

Şunu bana net olarak şöyle söylebilir misin:? Evet, kadın birden fazla erkeğe sahip olamıyorken, erkeğin birden fazla kadına sahip olabilme, daha doğrusu evlenebilme hakkı, kadın-erkek eşitliğini, kadın alehine bozduğundan kadın aşağılanır.

İyi de kadın ve erkek eşitliğini, evliliği de cinsel birlikteliğe indirgeyip, "alma" gibi bir kelime ile sığlaştırdığımızda, zaten eşit değildir ki.

Eğer kadın ve erkek, "bu doğrultuda" eşit olsaydı, insankızının dünya sahnesindeki en eski mesleği fahişelik olmazdı.

Yani, kadın bir erkeğe 2. eş olmakla kadın-erkek eşitliğini bozuyorsa, daha önceleri bilmem kaç erkeğe bilmem kaçıncı "karı" olarak sadece etini satmak zorunda olan kadınların varlığı bu eşitliği zaten bozuyordu.

Eğer kadın ve erkeğin yukarıdaki gibi teorik ve gerçek yaşamda bir şey ifade etmeyen sebeplerle eşit olmadığını düşünüyorsan, dünya var olduğundan beri ölen erkeklerin sayıları da hiç bir zaman kadın sayısı ile eşit olmadı.

Yani ölen erkekler aptal olduğundan, aşağılanarak öldü demekle, 2. eş olarak evlenilen kadınlar aşağılık görüldüğü için evlenildi demek aynı şeydir.

Bu minvalde devam etmek, dibe vurmuş kalitesiz anolojk demogojinin kaliteli bir örneği olan, aslanların aşağılanan dişi cariyelerinin sorunlarına değinmek, kuyudan taşı almaya talip olmak demektir.

İlgili kırk kişinin içinde olmadığımdan buna devam etmeyeceğim.

Sonuç itibarı ile son olarak şunu açık net ve net bir şekilde söyleyeyim:

Kanun yapıcı, kadınların aşağılık görüldüğü için erkek tarafından alındığını durumu eşitlemek için kadına da birden fazla koca hakkı tanısın ki şartlar eşitlensin.

Öyle ya, madem ki kadınlar aşağılık görüldüğünden dolayı 2. eş olarak alınabiliyor, erkeklerde aşağılık görülerek bir kadına 2. koca olabilsin.

Kadına da bu hak verildiğinde erkekler aşağılanmayacak mı?

Senin görüşüne göre evet, aşağılanacak ve adalet sağlanacak.

Hayır, eşit haklar her zaman adaleti sağlamaz.

Ama sen diyorsan ki ikisine de bu hakkı tanımayarak zaten hakları eşit tutuyor, ben de ne hakla diyorum?

Yok sen aslında böyle de demiyorsun, çünkü şöyle demişsin:

"Kadının veya erkeğin 2. eş olmasını aşağılamıyorum.."

Eee sorun ne?

Muhtemelen sen benim İslami bakiş açısını refere edip, kafamın şartlanmış olduğunu düşünüyorsun.Hayır.

Bunu, İslam daki çok eşililik kavramını legalleştirmek için söylemiyorum, hatta İslami çok eşlilik kavramının tekrar tartışılması gerektiğini düşünüyorum.

Ama bu konuda değil, konu farklı çünkü.

İlk önce neyi anlatmak istediğini sonra da nasıl anlatacağını düşün.

Olmuyor çünkü..

Daha bir tane tane yazayım bakalım olacakmı..

Benim iddiam şu: Kuranda ve islam toplumu kadını erkekten aşağı olarak görüyor ve kabul ediyor. Bu inanç erkeklerin çok eşililik yapmalarına ve yapabilmelerine sebep oluyor.

Önce bir bakalım kuranda kadın ve erkek arasında bir derecelendirme varmı. Yani kuranın yazarının kafası ve inancı bu konuda nasıl..

Bakara-228

Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helal olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azizdir, hakimdir.

Nisa-34

Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için saliha kadınlar itaatkardır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

Bakara -178

Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.

Görüldüğü gibi kuranın yazarı kadınların erkeklerden daha aşağıda olduğuna inanıyor.

Bu inancın etkisini kuranın tamamında , emirlerde, hükümlerde, yaklaşımda çok açık bir şekilde görebiliyoruz zaten.

Bu inancın islam toplumlarına yansımalarıda malum.

Şimdi böyle bir eşitsizliğin olduğu toplumda. Erkeklerin sürüyle kadın almalarını hür iki insanın özgür tercihi falan gibi açıklamaya çalışıyorusun.

Yani..Komik.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine olmamış.

Kuran dan evvel de çok evlilik vardı.

Evlilik kurumunu bırak fahişelik vardı.

Dürüstçe yanıt alalım: Bir kadını fahişelik mi yoksa kendi iradesi ile evli bir erkekle yaptığı evlilik mi daha çok aşağılar?

Kimin neyi neden aşağıladığını, üstünlüğün nerede olduğunu karıştırıp duruyorsun.

En kötüsü de benim söylediklerime dair hiç bir şey söylemiyorsun, plak takılmış gibi duruyor.

Eğer bir erkeğin 2. bir eş ile evlenmesini kadın için aşağılık bir durum olarak görüyorsan, bir kadının da sırf para için onlarca erkekle yatmasını da aşağılık bir durum olarak görmelisin.

Göremezsin, çünkü İslam bunu yasaklamıştır.

Bu fikri cenahtan girersen full demogoji ve popülistlik yaptığın ortaya çıkar.

Bu sebeple bayatlamış eleştirileri tekrarlamak zorundasın.

Ben de senin gibi yapayım, kadının neden ikinci sınıf varlık olarak görüldüğünün sebeplerine ineyim:

Tekvin: 3-16-18: "Kadına dedi: Zahmetini ve gebeliğini ziyadesiyle çoğaltacağım, ağrı ile evlat doğuracaksın ve arzun kocana olacak; o da sana hakim olacaktır. Ve Adem'e dedi: Karının sözünü dinlediğin ve ondan yemeyeceksin diye sana emrettiğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetli oldu; ömrünün bütün günlerinde zahmete ondan yiyeceksin."

Tekvin: 19/30-38: "Ve Lut, Tsoar'dan çıkıp dağda oturdu ve iki kızı onunla beraberdi, çünkü Tsoar'da oturmaktan kortu ve o, ve iki kızı bir mağarada oturdular. Ve büyük kızı küçüğüne dedi: Babamız kocamıştır ve bütün dünyanın yoluna göre yanımıza girmek için memlekette erkek yoktur, gel, babamıza şarap içerelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için onunla yatarız. Ve o gecede babalarına şarap içirdiler ve büyük kız girip babası ile yattı ve onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. Ve vaki oldu ki, ertesi gün büyük kız, küçüğüne dedi: İşte dün gece babamla yattım, bu gece de ona şarap içirelim ve babamızdan zürriyet yaşatmak için gir ve onunla yat. Ve o gecede dahi babalarına şarap içirdiler ve küçük kız kalkıp onunla yattı ve onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. Lut'un iki kızı böylece babalarından gebe kaldılar. Ve büyük kız bir oğul doğurdu ve onun adını Moab çağırdı; o bugüne kadar Moablıların atasıdır. Ve küçük kız, o da bir oğul doğurdu ve onun adını Ben-ammi çağırdı, o bugüne kadar Ammonoğullarının atasıdır."

Ecclesiastes, 7: 26–28: Ben ölümden daha acı, kendisi bir tuzak, kalbi bir kapan ve elleri zincir olan bir kadını buldum. Allah’ı hoşnut edecek bir kimse ondan kaçsın; o, sadece günahkârları tuzağına düşürsün... Araştırırken 1000 kişi arasında 1 tane dürüst erkek buldum, ama bütün kadınlar arasında bir tane dürüst kadın bulamadım.”

Kitab–ı Mukaddes’te, hamile kadın erkek çocuğu doğurursa, “murdarlığının 7 gün, kız çocuğu doğurursa 2 hafta olacağı”nı yazar. Yani, kız çocuğunun erkek çocuğundan iki kat daha fazla kirlilik sebebi olacağı belirtilir (Levililer, 12:2–5).

Catholic Bible’da kız çocuğunun doğumu bir kayıp olarak nitelenirken, erkek çocuğunu eğiten adama düşmanlarının bile gıpta edeceği kaydedilir (Ecclesiasticus 22:3; 30:3).

Mukaddeslerin bütün kiliselerinde olduğu gibi, kiliselerde kadınlar sükut etsinler; çünkü onlara söylemek için izin yoktur; ancak şeriatın da dediği gibi, tâbi olsunlar. Eğer bir şey öğrenmek isterlerse, evde kendi kocalarına sorsunlar; çünkü kadına kilisede söylemek ayıptır.” (Korintoslulara birinci mektup: 14: 34–35)

Eğer bir kadının akıntısı ve bedeninde akıntısı kan olursa, 7 gün murdarlığında kalacak ve ona her dokunan akşama kadar murdar olacaktır. Ve murdarlığında üzerinde yattığı her şey murdar olacak, üzerinde oturduğu her şey de murdar olacaktır. Ve onun yatağına dokunan her adam esvabını yıkayacak ve suda yıkanacak ve akşama kadar murdar olacaktır. Ve kadının üzerinde oturmakta olduğu her hangi bir şeye dokunan her adam esvabını yıkayacak ve suda yıkanacak ve akşama kadar murdar olacaktır. Ve kadının oturmuş olduğu yatak, yahut her hangi bir döşek üzerinde bir şey olursa adam, o şeye dokunduğu zaman akşama kadar murdar olacaktır (Levililer, 15: 19–23)

Talmut, kadının malını kocanın malı kabûl eder:

Kendine ait olan eşya kocasınınsa, nasıl bir kadın mal edinebilir? Kocanın malı kocanın, kadının malı da kocanındır... Kadının tasarrufları ve sokakta bulduğu şeyler de kocasınındır. Ev eşyaları, masanın üzerindeki ekmek kırıntıları bile kocanındır. Eğer kadın eve bir misafir davet eder ve onu doyurursa, kocasının malından çalmış olur.

“Fakat ben size derim ki; zinadan başka bir sebeple karısını boşayan kimse onu zaniye yapmış olur, ve kim boşanmış kadınla evlenirse zina eder” (Matta 5:32)

İngiliz kadın araştırmacı Karen Armstrong, ilk dönem ve daha sonra bazı azizlerin şu görüşlerini nakleder:

Bilmiyor musunuz ki, her biriniz bir Havva’sınız? Tanrı’nın size olan cezası bu çağda da devam ediyor. Siz, şeytanın kapısısınız: yasak ağacın mührünü açansınız, İlâhî kanunu ilk terk edensiniz; sizler, şeytanın saldırmayı göze alamadığı adamı razı edensiniz; Tanrı’nın sureti olan insanı yok edensiniz. Sizin hak ettiğiniz cezadan dolayı Tanrı’nın oğlu ölmek zorunda kaldı. (St. Tertullian)

Eş veya anne olmuş ne fark eder, o halâ erkeği baştan çıkaran Havva’dır, bütün kadınlardan kaçınmalıyız. Onun, çocuk doğurmasının dışında, erkeğin ne işine yaradığını anlayamadım. (St. Augustine)

Bence de kadının aşağılanmasının asıl sebepleri bunlardır.

Fakat konuştuğumuz konu bu değil, farkında değilmiş gibi yapıyorsun gibime geliyor.

Konumuz sana göre, kadınların İslam tarafından aşağılık bir varlık görülmesinden ötürü erkekler tarafından sürüyle alınması, bana göre özgür irade sahibi kadının 2. eş seçebilme serbestiliği.

Umarım anlamışsındır, artık espri yapmazsın..

tarihinde WerderBremen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kadın razı ise elbette. Mesela ilk eş cinsellikten zevk almıyordur veya kocasını sevmeden evlenmiştir, burumda üzerine kuma gelmesi kocasıyla yatma zorunluluğunu nispeten azaltacağı için kadın tarafından tercih edilebilir.

Bir erkekte karısının başka bir ilişkisi olduğunu biliyor ve buna razı geliyorsa başka insanların bu ilişkiyi yasaklama hakkı yoktur

Annen ile erkek kardeşin kendi rızalarıyla sex yapsa tebrik edersin yani?? Gayet normal karşılarsın öyle mi? :D (bir taraflarımla gülüyorum iki yüzlüler)

-BERGÜZAR-

Çok sevinçli bir başlık atmışsın , bu yolda bi girişinmi vardı ?

Gizli ensestlik durumun falan ?

Başlıkta ve yazılarımda sevinç bildiren bir işaret yoktur, bunu nereden çıkardınız?

Üstelik bakın bu başlıkta ateist arkadaşlarımız kişisel tercihlerin kimseyi ilgilendirmeyeceğini ve yasaklanamayacağını söylemekle beraber başka bir kişisel tercihe tukaka muamelesi yapmaktadırlar.

Mesela jadıya sorulmuş bir soru var. Zira jadı bu tarz bir kişisel tercihe saygı duyulmasını söyler ama bir kadının 2. eş olarak başka bir erkekle evlenmesini aşağılayıcı bir durum olarak telakki eder.

Bence diğer arkadaşın dediği gibi çift yüzler ortaya çıkmış burada.

Ki benim fikrim insanlar tercih vs adı altında 1. derecede kan bağı olanlarla bu tarz ilişkiler yaşamamalılar. Çünkü bunun etkileri bireylerle, ailelerle sınırlı olmayıp toplumun geneline isnad eden türlü türlü vahim sonuçlara kadar gidebilir.

Bu nedenle bu tarz birliktelikler tercih adı altında bir şekilde topluma dahi dayatılamaz. Zararlıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bergüzar , Kişisel bir tercihin topluma dayatılmasını nereden çıkardın ? Kişisel bir cinsel tercihe yasak uygulanmıyor olmasını bir tür dayatma olarak mı görüyosun ?

Ayrıca başlığı ne amaçla açtığın belli . Bir ülkede ensest ilişikiye yönelik uygulanan cezaların kalkmasında ne tür bir anormallik var ? Bu sadece isviçreye özgü birşey mi?

Günümüzde zaten birçok gelişmiş ülkede ensest ilişikiye dair bir yasa veya ceza uygulaması yok . Senin ilkel arap ülklerini bilemem ama bunda anormal bir durum yok . Devletin yasalarla bunu sınırlama gibi bir lüksü bulunamaz .

Yaşı reşit sayılan her şuurlu birey istediği tercihte bulunabilir buna hiç kimse karışamaz . Karışanlar da ilkel , yobaz , geri kafalıdır

Birde tutmuşsunuz bunu çok eşlilikle bağdaştırmaya çalışmışsınız . Ona neden saygı duymuyorsunuz demişsiniz . Ona saygı duymuyoruz çünkü o özgürce verilmiş kişisel bir tercih değildir çoğu zaman . Ha çoğu diyorum çünkü bazı kimseler kendi tercihi doğrultusunda 2. veya 3. eş olmayı tercih edebilir . Yaşadığı ilkel ve yobaz toplum dolayısıyla . Ancak insanın doğasında olan birşey varsa o da bu gibi durumların çoğu bireyi rahatsız edebileceği gerçeğidir . Ve biliyoruz ki ilkel toplumlarda çoğu kadının tercih hakkıda bulunmamaktadır . Bu bir gerçektir ve herkes tarafından bilinir .

Bir ortamda bir söz söyleme hakkı bile bulunamayan kadınların 2. veya bilmem kaçıncı eş olmalarını kişisel tercih olarak mı algılıyorsunuz . O zaman siz daha kişisel tercihin ne olduğunu bilmiyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bergüzar , Kişisel bir tercihin topluma dayatılmasını nereden çıkardın ? Kişisel bir cinsel tercihe yasak uygulanmıyor olmasını bir tür dayatma olarak mı görüyosun ?

Ayrıca başlığı ne amaçla açtığın belli . Bir ülkede ensest ilişikiye yönelik uygulanan cezaların kalkmasında ne tür bir anormallik var ? Bu sadece isviçreye özgü birşey mi?

Günümüzde zaten birçok gelişmiş ülkede ensest ilişikiye dair bir yasa veya ceza uygulaması yok . Senin ilkel arap ülklerini bilemem ama bunda anormal bir durum yok . Devletin yasalarla bunu sınırlama gibi bir lüksü bulunamaz .

Yaşı reşit sayılan her şuurlu birey istediği tercihte bulunabilir buna hiç kimse karışamaz . Karışanlar da ilkel , yobaz , geri kafalıdır

Birde tutmuşsunuz bunu çok eşlilikle bağdaştırmaya çalışmışsınız . Ona neden saygı duymuyorsunuz demişsiniz . Ona saygı duymuyoruz çünkü o özgürce verilmiş kişisel bir tercih değildir çoğu zaman . Ha çoğu diyorum çünkü bazı kimseler kendi tercihi doğrultusunda 2. veya 3. eş olmayı tercih edebilir . Yaşadığı ilkel ve yobaz toplum dolayısıyla . Ancak insanın doğasında olan birşey varsa o da bu gibi durumların çoğu bireyi rahatsız edebileceği gerçeğidir . Ve biliyoruz ki ilkel toplumlarda çoğu kadının tercih hakkıda bulunmamaktadır . Bu bir gerçektir ve herkes tarafından bilinir .

Bir ortamda bir söz söyleme hakkı bile bulunamayan kadınların 2. veya bilmem kaçıncı eş olmalarını kişisel tercih olarak mı algılıyorsunuz . O zaman siz daha kişisel tercihin ne olduğunu bilmiyorsunuz.

Everest,

Kişisel bir tercihin topluma dayatılması her tür şekilde olabilir.

Mesela birgün insanların hukuk sistemlerinde çok düşük geliri olanların ve akşam yiyeceği olmayanlanların bunu ispatladıkları takdirde lokantadan yemek çalmasına ceza vermeyecekleri bir sistem geliştirmeyeceklerinin garantisi var mı? Bence yok. E buda doğal olarak hırsızlığın önünü açan birşey değil midir?

Bu şekilde ensest de bence böyledir. Ve zararlıdır. Toplumun köküne dinamit koymakla eşdeğerdir bence.

Mesela annenin diğer abinle cinsel ilişki yaşadığını düşünsene. Bireysel tercih diyebilir misin buna? Uğradığın travmanın izlerini atamazsın ve bu şekilde her etkilişemine yansır bu.

Ama burada çok eşliliğe getirilerek yine islama giydirilmeye çalışılmış. Ve yine konu din olunca Adem-Havva kıssasından müslümanlara ensest ürünü diye aşağılayan zihniyet, burada ensesti bireysel tercihe indirgemiş ama yine Adem-Havvanın çocuklarına saygıda kusur edilerek yapılmış bu. :)

>>>>>>>>>>>Yaşı reşit sayılan her şuurlu birey istediği tercihte bulunabilir buna hiç kimse karışamaz . Karışanlar da ilkel , yobaz , geri kafalıdır

Şu cümleyi yazdıktan sonra yinede çok eşlilikle ilgili söylediklerine bakacak olursak, seninde bir çeşit ilkel, yobaz ve geri kafalı biri olduğunu söyleyebilme hakkımız doğmuyor değil.

Selam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biri sana Özgür Tercih meselesini anlatmalı .

Her zaman yapıldığı gibi konu yine bir savı destekleyenin kendi kişisel yaşamı referans alınarak argüman haline getirilmiş .

Ama ben çekinmem . Düşüncem neyse odur .

Mesela annenin diğer abinle cinsel ilişki yaşadığını düşünsene. Bireysel tercih diyebilir misin buna? Uğradığın travmanın izlerini atamazsın ve bu şekilde her etkilişemine yansır bu.

Demişler ,

Anlayamadığın noktayı anlatayım sana .

Sorun bir kişinin aynı olaya maruz kaldığında takındığı tavır değil . Sorun doğrunun ne olması gerektiği . Böyle olması gerekiyor çünkü doğru bu diyoruz . Annemle abim ilişki yaşadığı zaman bunu onaylamam . Aksine kızar , onları ailemden saymam . Çünkü yaşadığım toplumun bende bıraktı zihniyet bunu gerektiriyor . Ben bir yere kadar yaşadığım toplumun zihniyeti dışına çıkabilirim . Bu da bir tercih meselesidir. Ve bir değerlendirmedir . Ama kısıtlama değildir . Benim ailem içinde vuku bulan bir olayı ne derece değerlendireceğim de yine benim özgür tercihime kalmış ve bunu kimse yargılayamaz . Doğru değerlendirim veya yanlış .

Bir özet yapayım , çünkü tahminimce yukarıdan çıkardığın sonucu yine kendince bir yere çekeceksin .

Özetle konu Kişisel tercihlere kimsenin karışmayacağı dır . Bu kişisel tercih bir şekilde bizi doğrudan etkiliyor ise bunu o yada bu şekilde değerlendirmek , Söz konusu kişisel tercihe dayatmada bulunmak anlamına gelmez . Değerlendirme ayrıdır , Tercihi kısıtlama ayrı .

Açık oldu mu ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Everest,

Olaylara her tür değerlendirmede bir tercihtir.

Bunun farkında mısın bilmem?

Evet tercihtir . Ve bunu farkındayım . Buna da kimse karışamaz .

Sen bir tercihi Değerlendirme ile kısıtlama arasındaki farkın , farkında mısın ? onu söyle .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet tercihtir . Ve bunu farkındayım . Buna da kimse karışamaz .

Sen bir tercihi Değerlendirme ile kısıtlama arasındaki farkın , farkında mısın ? onu söyle .

Polemik yapıyorsun everest.

O zaman benim yukarıda verdiğim örnek cuk oturuyor.

Aç insan yemek zorundadır. Aç insan önce para kazanayım onunla ekmek alayım diye hesap yapmaz, direk yemeye odaklanır. Ve aç ve fakir ise çalabilir sırf karnını doyurmak için.

Onun hangi gerekçe ile kısıtlayacağını söyler misin o zaman bana? Yada o ekmek çaldı diye ona hırsız muamelesi yapıp hangi değer yargına göre cezalandıracaksın?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olaylara "bana iğrenç geliyor, yasaklayalım bunu" diye yaklaşamazsın. O zaman eşcinselliği de yasaklarsın. Şişman insanların sokağa çıkmasını da.

Birşeyi yasaklarken burda bir hak ihlali olup olmadığına bakmak zorundasın.

Eğer kimsenin hakkı yenmiyorsa ama gene yasaklamak niyetindeysen başkasının hayatına müdahale etmiş olursun. Bu da zulümdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlığın açılması iyi olmuş. Bazı ateist(sözde) arkadaşların nasıl iki yüzlü olduklarını öğrendik. Kendi aileleri içerisinde yaşanacak ensest durumuna tiksinti duyan, saygı göstermeyecek olan insanlar gelip burada ensest savunusu yapıyorlar. Bu kadar iki yüzlü olmayın. Madem buna saygı duyuyorsunuz, kendi ailenizde yaşanacak enseste de saygı duymak zorundasınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlığın açılma biçimi rezalet. Neden bu forumda bu halde açıldığı da malum..

Ensest tartışmaya açılmayacak kadar ne olduğu ortada bir şeydir. İyi midir kötü müdür, hak mıdır değil midir diye tartışmak ilkelliktir. Siz hala oralarda mısınız?

Eşcinsellikle karşılaştırmak da cehalettir. Ensest hemen bütün dünyada "tabu"dur ancak dayanakları hiç de ahlâki değildir. Ahlak boyutu, diğer tüm ahlaki olduğunu düşündüğümüz kavramlar, olaylar gibi, bilimsel gerçeklerin sosyal yaşama angaje olmasıyla ortaya çıkmıştır.

Ensest çok yönlü bir konudur, her haliyle çok tehlikeli ve zararlıdır, onaylanması da hoşgörülmesi de mümkün değildir. Dinlerle ilişkilendirmek de sadece inanırların işi olmalıdır. Yani dinler aşağılıyor ve reddediyor diye (öte yandan da Adem-Havva meselesini öğretiyor ilginç olarak) ateistler ensesti özgürlük gibi sunmamalı ya da algılamamalı. Kimse her ne nedenle olursa olsun, böyle bir şeyi savunmamalı.

Ensestin iki yetişkin arasında görüldüğü durumlar çok ama çok azdır, ender rastlanır. Dünyanın bir ucunda görüldüğü anda, tüm dünya duyar.. Bilirsiniz.. Yani konuşulup tartışmaya değecek bir konu değildir bu. Ayrıca bu insanları yasal yollarla yargılayan ve hapse atan ülke sayısı çok azdır. Türkiye'de de böyle bir yasa yoktur mesela. İşin bu kısmı zorlu gibi görünüyor, ensest akıldan geçirildiği anda bile tüyleri ürperttiği ve lanetlendiği için sanki onu yapan milyarda bir oranındaki kişiler cezalandırılmalıymış gibi geliyor. Ama yasalar bunu yapmazlar, yapmamalıdır da.

Bu insanlar toplum tarafından cezalandırılırlar zaten. Yani kimse apartmanında, mahallesinde onlarla bir arada olmak, çocuklarına kötü örnek olabilecek bu duruma tanıklık etmek istemezler.

Herkes iyi bilir ki uzmanlar anne babalara, kız ve erkek çocuklarını daha çok küçük yaşta ayrı yataklarda, hatta mümkünse ayrı odalarda yatırmaları gerektiğini söylerler. Birazcık büyüdüklerinde ayrı oda şarttır zaten.

Çocukların küçük cinsel oyunlar oynama, bunu da kardeşiyle yapma ihtimali bulunmaktadır ve bu istenmeyen bir şeydir. Daha da ileri aşamaları vardır ve oldukça risklidir. Ergenlerin, ama özellikle erkek ergenlerin mastürbasyon yapmaya başladıkları ilk dönemde "kirli" diye tanımladığımız düşünceler akıllarından geçer vs. Etrafımızda evlilik yapmış iki kardeşin ya da baba kızın olduğu bir yerde isek eğer, bu durumu bir onay gibi görüp kirli düşüncelerini beyninin reddetmesi şartını ortadan kaldırabiliriz. İnsan beyni gariptir, o yaşlarda ise modelleme konusunda oldukça bencilce davranır. Hiç bilemezsiniz.

Yetişkinler için de hoş bir manzara değildir ensestler. Onları sürekli görmek, orada olduklarını ve ne yaptıklarını bilmek rahatsız eder. Bu da doğaldır. Çoğu insan için onlarla her an karşılaşmak bir tür travmaya neden olur. Onları yargılayamazsınız çünkü normal olan zaten odur, ensest değil. Demek ki başkalarına da zarar veriyorlarmış. Zarardan ne anladığınız da tuhaf sizin...

Yasalar o insanları hapse atmamalı ancak toplumdan tecrit etmenin ve diğer insanların ruh sağlığını korumanın yollarını aramalıdır. Psikolojide böyle bir disiplin de vardır zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ifeelgood,

O zaman Muhammed karikatürleri de yasak olmalı çünkü Müslümanların duygularını incitip onları travmaya sokuyor. Bizim Allah'a Muhammed'e dümdüz gitmemiz de onların duygularını incitiyor. Yasak olmalı. Tabi ifade özgürlüğünü insanların "gocunmama hakkından" daha zayıf bir ilke olarak görüyorsan.

Bazı muhafazakar insanlara göre gençlerin Batı müziği dinleyip flirt edip "milli davayı" unutmaları büyük acı verici bir olay olmalı. O zaman onların da duygularını düşünüp bazı şeyleri yasaklayalım.

Amerikalılar şöyle der: "You don't have the right to not be offended" (bunu google'da arat). Yani senin ağırına gidecek şeylerden devlet tarafından muhafaza edilmen gibi bir hakkın olamaz. Dedim ya o zaman bir insan da çıkar "şişman insanları görmek beni travmaya sokuyor" der. Eşcinsellere karşı çıkmanın temelinde de bunun insanlara iğrenç ve doğal-dışı gelmesi vardır zaten. Karşılaştırma gayet doğal.

Millet çocukları ensest görmesin ister diyorsun. Ama muhafazakarlar ayrıca eşcinsellik de görmesin ve bunun etkisinde kalmasın ister. Aynı durum.

Ama diğer yandan da insanların özgürlüğü var. Yaptıkları şey her ne kadar sana iğrenç gelse de bunları sırf hoşuna gitmiyor diye yasaklayamazsın. Bu ilkeyle yola çıkarsan yasaları adil bir şekilde türetemezsin. Çünkü kimin neyi iğrenç bulacağı tamamen subjektif bir durum. Objektif yasalar yapamazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...