Dehri 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Aklı ve bilimi her türlü hizmetimize verebilirdi. Şu an "denge" dediğiniz durumlara tam ters şeyler yaratmış olsaydı onlara bakıp yine bir "denge" tarifi yapabilirdiniz. Akıl ve bilim, evrenin şu an ki durumunu (veya herhangi bir durumunu) zorunlu kılmaz tanrı için. Link to post Sitelerde Paylaş
Berran 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi brokoli "sistemi dengede tutan nedir" diye sormus. Tanrı'ya inanan arkadaşlar açısından "denge" ne anlama geliyor anlamıyorum bu noktada. Tanrı herhangi bir kurala uymak zorunda mıdır? Tanrı birşey yaratırken mantıken mümkün olabilecek her biçimde yaratabilir ve denge o nasıl yarattıysa o olur. Tanrı birşeyleri dengede tutmaz. tanrı'nın birşeyleri dengede tutması tanrı'nın eylemlerine "fiziksel" sınırlamalar koymaktır. Doğadaki "denge" kavramından mantıksal olarak tanrıya ulaşamazsınız yani. Sizin anladığınız gibİ bir denge olmamasıda cabası. Tanrı kavramı üzerine daha dikkatli düşünmenizi öneririm. Söylediklerinde çelişki var Dehri. Diyorsunki: Tanrı herhangi bir kurala uymak zorunda mıdır? Tanrı birşey yaratırken mantıken mümkün olabilecek her biçimde yaratabilir ve denge o nasıl yarattıysa o olur. Tanrı birşeyleri dengede tutmaz. tanrı'nın birşeyleri dengede tutması tanrı'nın eylemlerine "fiziksel" sınırlamalar koymaktır. Şimdi teker teker gidelim. Tanrı herhangi bir kurala uymak zorunda mıdır, yada uymak zorundadır dan hangisini biz diyebilirizki? Karşımızda üstün akıllı/bilinçli bir yaratıcı var ve her tür kudreti kendin mevcutken. İşte bu yüzden bu dediğin Tanrıyı sınırlar nitelikte herşeyden önce. Tanrı birşeyi yaratırken mantıken mümkün olabilecek biçimde yaratır elbette. Çünkü kendi fizik yasalarına kendi uymayacağı bizzat doğadaki diğer eylemlerinde saklı aslında. Bu koyduğu yasalara kendinin uyması, Tanrıyı sınırlamak olmaz. Zira kendi kendini sınırlayan bir varlık olduğunu gösterir. Tanrı sınırsız güçtedir evet ama bu sınırsız gücünü kullanmak zorundadır diye bir kural üretip niye bu kuralı Tanrıya dayatalımki? Dolayısı ile Tanrı bir düzen/denge ile yarattığı evrene, onun kurallarını tutarlı bir şekilde işleterek uymuş olur diyebiliriz. Bunu söylemek Tanrıyı fiziksel olarak sınırlamaz. Aklı ve bilimi her türlü hizmetimize verebilirdi. Şu an "denge" dediğiniz durumlara tam ters şeyler yaratmış olsaydı onlara bakıp yine bir "denge" tarifi yapabilirdiniz. Akıl ve bilim, evrenin şu an ki durumunu (veya herhangi bir durumunu) zorunlu kılmaz tanrı için. Burayı anlamadım. Biraz daha açabilirmisin (son cümleyi özellikle)? Link to post Sitelerde Paylaş
Ateist Bakis 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi (düzenlendi) Bu tezi hiç kimse çürütemez. Çok sağlam temelli. Bilimsel ispat istenecek türden. Ve dolayısı ile bu tez ateizmi çürüten tezin ta kendisidir aynı zamanda. Çünkü ateizmin Tanrı yok demesi tamamen ön kabül ile söylenen birşeydir. Yukarıdaki teze istinaden Tanrı varsa bile bunu kimsenin bilmesi mümkün değilken bir ateist yok olduğu konusunda net bilgiye sahip değildir çünkü. Hala aynı hikaye Ateizmi bile çürüttüğünü iddia ettiğin tezdeki TANRI sonucuna nasıl ulaşıldı? Bilinmesi bilinmemesi imkansız diyorsunuz (ben bu agnostik kökenli saçmalığa katılmıyorum) O halde tanrı kavramı nasıl ortaya çıktı? Git git Utanma geri git Mağaralardaki konuşma yetisini bile kazanamamış insana doğru geri git Ve o insanın tipine bak. İşte senin tanrı dediğin saçmalığın (siz saçmalık yerine bir çok süslü kelime kullanabilirsiniz eminim) sahibi o adamdır. Aletsiz, teknolojisiz, hatta farkındalığının kalitesi bile günümüzdeki gibi değilken gücü yetmeyen durumlarda bunu geliştirmiş işte. Akıl ve bilgi sahibi insanın karşısına neden ilkel insanın hayallerini çıkarıorsunuz? Neden ilkel insanın bir sürü daha saçmalığı varken onları günümüze taşımıyorsunuz da bu uydurduğu tanrıyı taşıyorsunuz? Zor değil mi? Umut yaratmamak zor. Olmak zorunda. Olmak zorunda ki sen sonsuza kadar yaşayasın. O olmadan sonsuza kadar yaşayamıyorsun. Sonsuzluk motoru olduğu için de tüm güçler onda İnsanlığın masalcı çocuklarısınız... Aralık 24, 2010 tarihinde Ateist Bakış tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Rhodium 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Masalcı çocuklarız doğru. Bir masalın içindeyiz. Karenin içindeki sonsuz kareden biriyiz. Hala aynı hikaye Ateizmi bile çürüttüğünü iddia ettiğin tezdeki TANRI sonucuna nasıl ulaşıldı? Bilinmesi bilinmemesi imkansız diyorsunuz (ben bu agnostik kökenli saçmalığa katılmıyorum) O halde tanrı kavramı nasıl ortaya çıktı? Git git Utanma geri git Mağaralardaki konuşma yetisini bile kazanamamış insana doğru geri git Ve o insanın tipine bak. İşte senin tanrı dediğin saçmalığın (siz saçmalık yerine bir çok süslü kelime kullanabilirsiniz eminim) sahibi o adamdır. Aletsiz, teknolojisiz, hatta farkındalığının kalitesi bile günümüzdeki gibi değilken gücü yetmeyen durumlarda bunu geliştirmiş işte. Akıl ve bilgi sahibi insanın karşısına neden ilkel insanın hayallerini çıkarıorsunuz? Neden ilkel insanın bir sürü daha saçmalığı varken onları günümüze taşımıyorsunuz da bu uydurduğu tanrıyı taşıyorsunuz? Zor değil mi? Umut yaratmamak zor. Olmak zorunda. Olmak zorunda ki sen sonsuza kadar yaşayasın. O olmadan sonsuza kadar yaşayamıyorsun. Sonsuzluk motoru olduğu için de tüm güçler onda İnsanlığın masalcı çocuklarısınız... Link to post Sitelerde Paylaş
Berran 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi (düzenlendi) Hala aynı hikaye Ateizmi bile çürüttüğünü iddia ettiğin tezdeki TANRI sonucuna nasıl ulaşıldı? Bilinmesi bilinmemesi imkansız diyorsunuz (ben bu agnostik kökenli saçmalığa katılmıyorum) O halde tanrı kavramı nasıl ortaya çıktı? Git git Utanma geri git Mağaralardaki konuşma yetisini bile kazanamamış insana doğru geri git Ve o insanın tipine bak. Ben yazacaktım ama osarici elini çabuk tutmuş ve yazmış. Geriye gitmeye gerek yok. Geçmişin bilinmeyenlerinin bugün bilinmesi herşeyi bilmek olmuyor. Önümüzde kocaman bilinmeyen sorular kitapçığı dururken hala. Ama herşey farkındalıkla başladı. Ve insan kendini fark eder etmez doğayı fark etmeye, gözlemeye başladı. Yağmur yağıyordu ama o yağmura karşı etkisiz adamdı. Güneş parlıyordu ama o güneşe karşı etkisiz adamdı. O sadece bunların farkına vardı. İşleyişi her zaman aynı olan şeylerin farkına vararak kendinden üstün bir akıl olduğunu iddia etti. Ve bu akıla Tanrı dedi. Çünkü o (insan) olsada yağmur yağacaktı, olmasada. Dolayısı ile onun varlığı yağmura etki edemiyordu ve etmeyecekti. Üstelik benim söylediğim şey agnostikliğe kapı açmaz.Bilimsel temelde Tanrının varlığına dair söyledim ben onları. Yoksa gerisi zaten kabüldür. Aralık 24, 2010 tarihinde Berran tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Ateist Bakis 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Masalcı çocuklarız doğru. Bir masalın içindeyiz. Karenin içindeki sonsuz kareden biriyiz. Bir karenin içinde sonsuz kare olmaz. Amacı kare çizmek olan biri zaten kenarlarından birinin uzunluğunu belirtir. Amacı kare çizmek değil de ipnelik yapmak olan biri kenar ölçüsünden kaçarak o kare içinde bilinen tüm uzunluk ölçüleriyle oyun hamuru gibi oynayıp sonuca ulaşmamak için her türlü ipneliği yapar. Link to post Sitelerde Paylaş
Ateist Bakis 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Ben yazacaktım ama osarici elini çabuk tutmuş ve yazmış. Geriye gitmeye gerek yok. Geçmişin bilinmeyenlerinin bugün bilinmesi herşeyi bilmek olmuyor. Önümüzde kocaman bilinmeyen sorular kitapçığı dururken hala. Ama herşey farkındalıkla başladı. Ve insan kendini fark eder etmez doğayı fark etmeye, gözlemeye başladı. Yağmur yağıyordu ama o yağmura karşı etkisiz adamdı. Güneş parlıyordu ama o güneşe karşı etkisiz adamdı. O sadece bunların farkına vardı. İşleyişi her zaman aynı olan şeylerin farkına vararak kendinden üstün bir akıl olduğunu iddia etti. Ve bu akıla Tanrı dedi. Çünkü o (insan) olsada yağmur yağacaktı, olmasada. Dolayısı ile onun varlığı yağmura etki edemiyordu ve etmeyecekti. Üstelik benim söylediğim şey agnostikliğe kapı açmaz.Bilimsel temelde Tanrının varlığına dair söyledim ben onları. Yoksa gerisi zaten kabüldür. Tanrının yokluğu bir kabul veya varsayım değildir. Gerçektir. Tanrı kavramı tamamen bir kabul veya varsayımdır. Doğadan yapılan bir çıkarımdır. Bu nedenle zaman içerisinde evrimleşerek geldi. Önceki dogmalar dünyayı oyun alanı belirleyip, güneşi ayı bile küçü ve basit cisimler algılarken Günümüze yakın dogmalar bilgiyi kullanıp kendilerini değiştiriyor. Senin o eskidenki ilkel adamların sonsuzu bu dünya ide. Bu dünyaya ilişkin kabullerdekitanrıyı alıp götürdünüz big bange Rahat da durmuyorsunuz. Kuantumlara indiriyorsunuz, evrenlere çıkarıyorsunuz. Yahu bu ilkel adam bu tanrıyı dünyadaki senaryolarda üretti. Ekinin büyümesi Şimşeğin çakması Doğal afetler vs gibi kriterlerle üretti. Sizlerin yaptığına üç kağıtçılık denir. Argoda ipnelik deniyor. Link to post Sitelerde Paylaş
Rhodium 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Platon haklıymış, elbetteki Amacı kare çizmek olan biri zaten kenarlarından birinin uzunluğunu belirtir. Ben sana soyut kavramlarla örnek vermeye çalışıyorum senin cevabın bu mu yani. Bir karenin içinde sonsuz kare olmaz. Amacı kare çizmek olan biri zaten kenarlarından birinin uzunluğunu belirtir. Amacı kare çizmek değil de ipnelik yapmak olan biri kenar ölçüsünden kaçarak o kare içinde bilinen tüm uzunluk ölçüleriyle oyun hamuru gibi oynayıp sonuca ulaşmamak için her türlü ipneliği yapar. Link to post Sitelerde Paylaş
Ateist Bakis 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Platon haklıymış, elbetteki Amacı kare çizmek olan biri zaten kenarlarından birinin uzunluğunu belirtir. Ben sana soyut kavramlarla örnek vermeye çalışıyorum senin cevabın bu mu yani. Cevabım şu. Kenar ölçüsü belirlenmiş bir kare içerisine yine kenar ölçüsü belirlenmiş karelerden ilk karenin alanı kadar kare sığabilir. Tabi çizen ipne değilse... Link to post Sitelerde Paylaş
Berran 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi (düzenlendi) Tanrının yokluğu bir kabul veya varsayım değildir. Gerçektir. Tanrı varsa bile bunu senin bilmen mümkün değildir. Yazmış yukarıda bir arkadaş. Buna itirazın olduğunu sanmıyorum. Ve bu tez çürütülemez. Zira Tanrı yoksa bile bunu senin bilmen mümkün değildir diyorum. Dolayısı ile her ikiside kabuldür. Senin Tanrıyı görememen onun olmadığı anlamını hiçbir zaman barındırmaz. Bunu geçmiş deneyimlerinden bilirsin. Geçmişte atom altı dünyayı bilmiyordun ve bugün bilince geçmişte atom aldı quantum dünya yoktu, biz bilince ortaya çıktı diyebilir mi bilim? Yada bu lafı edene bilim ne eder hiç düşündün mü? Ha Tanrı bilimsel olarak deneylenecek bir varlık değil. Bu yazdıklarımdan onu çıkarma. Ben sadece bilemediğine/göremediğine yok diyemeyeceğini göstermiş oldum. Aralık 24, 2010 tarihinde Berran tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Ateist Bakis 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Tanrı varsa bile bunu senin bilmen mümkün değildir. Yazmış yukarıda bir arkadaş. Buna itirazın olduğunu sanmıyorum. Ve bu tez çürütülemez. Zira Tanrı yoksa bile bunu senin bilmen mümkün değildir diyorum. Dolayısı ile her ikiside kabuldür. Senin Tanrıyı görememen onun olmadığı anlamını hiçbir zaman barındırmaz. Bunu geçmiş deneyimlerinden bilirsin. Geçmişte atom altı dünyayı bilmiyordun ve bugün bilince geçmişte atom aldı quantum dünya yoktu, biz bilince ortaya çıktı diyebilir mi bilim? Yada bu lafı edene bilim ne eder hiç düşündün mü? Ha Tanrı bilimsel olarak deneylenecek bir varlık değil. Bu yazdıklarımdan onu çıkarma. Ben sadece bilemediğine/göremediğine yok diyemeyeceğini göstermiş oldum. Bu yazdıkalrınla aynı mentalite bir şey geliştireceğim. Sakın darılma. O zaman sana "sen fahişesin" dersem. Bu iddiamın yanlış olup olmadığını hiçbir zaman bilemeyiz ve sen hep fahişe kalırsın. Doğru mu? Link to post Sitelerde Paylaş
Berran 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Bu yazdıkalrınla aynı mentalite bir şey geliştireceğim. Sakın darılma. O zaman sana "sen fahişesin" dersem. Bu iddiamın yanlış olup olmadığını hiçbir zaman bilemeyiz ve sen hep fahişe kalırsın. Doğru mu? Yok darılmam, niye darılayım. Ama yanlış. Fahişe tam olarak tanımlı birşeydir ve bildiğin birşeydir. Çünkü o kavramı sen oluşturmuş, hayata geçirmişsin ve tanımı bunun üzerine yapmışsın. Fahişe, bir bedel karşılığı bedenini cinsel ilişkide kullanan kişidir. Erkek/kadın fark etmez. Bunun için senden delil istenir. Ve sen beni buradan çürüteceğini sanıyorsun. Ama yanılıyorsun. Ben diyorumki güneş sen olsanda olacak, olmasanda. Ama benim fahişe olma iddiam ben ölünce yok olacak. Yada sen ölünce. Dolayısı ile önermen yanlış. Çünkü hep nesnel temelde endeksliyorsun Tanrıyı. Unut bunu, yok Tanrının öyle nesnel bir belirteci. Osariciye kulak var. Akıl bu evrenin dışında birşeydir, evreni kapsar ama. Sende bu evrende olduğundan senide kapsayan kısmını kullanırsın. O kadar. Link to post Sitelerde Paylaş
Rhodium 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Bakınız, bir karenin içine aynı kareden bir tane sığabilir. Bu da bir şeyin en iyi benzeri o şeyin kendisidir demektir. Zira biz müslümanlar Allah tektir derken bunu anlıyoruz. Eğer gerçek varsa döngü olmaz. Döngü örneğin her sabah aynı güne ama herşeyi ile aynı güne başlarsanız (ki bunun filmide vardı) Bu döngü yaşamınızda bir yanılgı olduğunu size gösterir. Eğer döngüye t zaman kavramını koyarsak döngü sipiral bir gizem alır. Yani sipiral yaya XYZ de baktığınızda ileriye doğru gidiş görülür ancak XY de baktığınızda sadece O yani daire görürsünüz. Dünya da gece ve gündüz olması, yıldızların karanlığı aydınlatması yaşadığımız hayatın gerçek olmadığını kanıtlayan paradokstur. Lütfen, kendinizi bilimin hapisanesine atmayın. Biz gerçek değiliz. Cevabım şu. Kenar ölçüsü belirlenmiş bir kare içerisine yine kenar ölçüsü belirlenmiş karelerden ilk karenin alanı kadar kare sığabilir. Tabi çizen ipne değilse... Link to post Sitelerde Paylaş
Ateist Bakis 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi (düzenlendi) Yok darılmam, niye darılayım. Ama yanlış. Fahişe tam olarak tanımlı birşeydir ve bildiğin birşeydir. Çünkü o kavramı sen oluşturmuş, hayata geçirmişsin ve tanımı bunun üzerine yapmışsın. Fahişe, bir bedel karşılığı bedenini cinsel ilişkide kullanan kişidir. Erkek/kadın fark etmez. Bunun için senden delil istenir. Ve sen beni buradan çürüteceğini sanıyorsun. Ama yanılıyorsun. Ben diyorumki güneş sen olsanda olacak, olmasanda. Ama benim fahişe olma iddiam ben ölünce yok olacak. Yada sen ölünce. Dolayısı ile önermen yanlış. Çünkü hep nesnel temelde endeksliyorsun Tanrıyı. Unut bunu, yok Tanrının öyle nesnel bir belirteci. Osariciye kulak var. Akıl bu evrenin dışında birşeydir, evreni kapsar ama. Sende bu evrende olduğundan senide kapsayan kısmını kullanırsın. O kadar. Ben fotomontajla ve her türlü yazılı görsel ve sözsel propagandayla senin bu durumunu benden daha fazla insana yaysam, senin fahişe olduğunu iddia edenlerin sayısı 100 milyonu bulsa. 3 nesil geçse. Ve 3 nesil sonra "Berran Fahişe değildi" diyen birileri çıksa. Nasıl değildi ulan? Bak şu kanıt var. Fotomontaj olabilir. Ya şu var. Kanıt sayılmaz. O zaman da senin gibi birileri çıkıp "bu argümanın olup olmadığını asla bilemeyiz" derse Bu durumun şu andaki tanrı durumundan farkı nedir? Ayrıca "olup olmadığını asla bilemeyiz" önermesi Varlığa kanıt oluşturur, yokluğa değil. Bırakın bu üç kağıtları. Bu Tanrı kavramı dünyada ortaya çıktı. Merkezine geri gidildiğinde karşılaşacağımız 2 durum söz konusu olur. 1- Doğrudur 2- Yanlıştır. Doğru olması durumunda bir tür dünya dışı varlığın dünyaya gelerek insanları bulması ve bunlara durum böyleyken böyle diye anlatması lazım. Veya dünya içindeki insanların süper teknolojiler ve algı kabiliyetleriyle o varlıkla iletişim kurması lazım. Bu iki durumun olması imkansız çünkü ortada tek tanrı yoktu. Tek tanrı çoklu tanrıların bir evrimidir. Ha yine de olabilir. Gök tanrısı insnalaır bulmuştur. Ateş tanrısı bulmuştur. Ay tanrısı bulmuştur. Bunlar mümkündür. Aynen Dünyayı boynuzları üstünde taşıyan boğanın olması gibi mümkündür. Bir iddianın çıkış kaynağına yönelmiyorsa biri, o insan art niyetlidir. Bu iddianın çıkış kaynağını hiçbiriniz hatırlamak ve bilmek istemiyorsunuz. hep geleceğe dair Hep bilinmeyene dair boş laf konuşup duruyorsunuz. İddianın kaynağına in! ve bana durum böyleyken böyleydi ve bu üstün güç şu şekilde tespit edildi! de. Bilimin bulduklarına tanrını bindirme. Aralık 24, 2010 tarihinde Ateist Bakış tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Rhodium 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Hayır hep geleceğe dair değil. Eğer İnsan akıl evrim ile insan olduysa 1000 tane insan aynı anda olmuş olamaz. Yine akılsız tek insan çoğalmak için aklı olmayanlada üreyemez yada ürer ise ortaya çıkan canlı akıllı insanların varlığı tartışılır bir konu olur. İslam ne diyor Adem ve Havva. Yani evrimsel olarak var olan insanlar iki tane olmalı. Şimdi Mu uygarlığına bakacak olursanız Tek tanrılı bir dinin bir medeniyetin yok olması ile nasıl dünyaya yayılıp farklı coğrafyalarda nasıl yozlaştığını ve birbirine benzer binlerce dinin oluştuğunu kurgulayabilirsiniz. Bu kurgu insanların Tanrıyı buldum kurgusundan daha mantıklıdır gibi geliyor bana. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi >>> Lütfen, kendinizi bilimin hapisanesine atmayın. Biz gerçek değiliz. Bu ne saçma bir laftır? Gerçeğin kendisinin hapishanesini sallayıp, aşşağılık bedevinin rezil tanrısına mı tapalım? Bunu mu diyorsun? Link to post Sitelerde Paylaş
Rhodium 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Evet, Gidip sakal bırakın, yeşil bir cüppe giyin. Çarşambadan ev kiralayın, trabzon lastiği giyin. Biz böyle yaşamanızı istiyoruz. Böyle düşünmenizi istiyoruz. Bunun için tartışıyoruz. Link to post Sitelerde Paylaş
Ateist Bakis 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Evet, Gidip sakal bırakın, yeşil bir cüppe giyin. Çarşambadan ev kiralayın, trabzon lastiği giyin. Biz böyle yaşamanızı istiyoruz. Böyle düşünmenizi istiyoruz. Bunun için tartışıyoruz. Bunları yaparsam 10 tane karıyı da isterim ama. Bulur musun o kadar karı? İki tane de çadır atarım orta yere. 5'i bir yerde 5'i diğer yerde. Ben eve geldiğimde rahat rahat grup yapmak için "Ey müminler, peygamberi evinde rahatsız etmeyin, bırakın işini görsün. Sizin en hayırlınız peygamber işini görene kadar bekleyeninizdir" şeklinde bir ayet de uydururum. Olur mu? Sen Allah rızası için bana o kadar karı bulur musun? Link to post Sitelerde Paylaş
Rhodium 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi Çok güzel bir örnek, Sence insan dünyada isteklerinin ne kadarını karşılayabilir? Düşün ki hayal gücünün sınırsız istekleri var ama tasarılar gerçekleşemiyor. İlginç sence burada bir problem yokmu? Belkide hayal gücünün her tasarımını gerçekleştireceği bir Dünya da değilizdir. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Aralık 24, 2010 gönderildi Raporla Share Aralık 24, 2010 gönderildi >>> Düşün ki hayal gücünün sınırsız istekleri var ama tasarılar gerçekleşemiyor. İlginç sence burada bir problem yokmu? Problemin olması, işkembeden uydurulan bedevi masalının çözüm olduğu anlamına gelmiyor. İsteklerin varsa, gerçekleştirmek için uğraşacaksın. Ama siz hayallerinize saklanıp, bir mastürbasyonla yaşayıp gidiyorsunuz. Neymiş efenim, allah öte tarafta bir sürü huri verecekmiş, hemde sübyan birde, oohhh, ne sapık sapık seks yapıcaz diye avunup duruyorsunuz sadece. Sizin çözüm sandığının bu zırvalara inanıyor olmanız, sizi bekleyen akıbeti maalesef değiştirmiyor. Velakin, siz, hal böyleyken var olan tek hayatınızı müzmahal etmek üzere hala masal peşinde koşuyorsunuz. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts