Jump to content

Kuran'dan gök tasvirleri...


Recommended Posts

1) Gökten önce yer vardır;

2/29-
O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı . Sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir.

41/10-
O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu.

41/11-
Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.

41/12-
Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.

Ayet 2:29 da, “yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı” belirtisinden sonra, “Sonra göğe yöneldi ve yedi gök olarak düzenledi” ifadesinde anladığınız gibi gökten önce yer var. Yani dünya, evrenden önce yaratılmış oluyor. Şimdiden belirtelim, Kur’an’da geçen yer ifadesi bir döşektir. Gökte tavandır. Allah göğü direksiz olarak yükseltmiştir.

2) Gök ve yer bitişik haldeyken Allah ayırmıştır;

21/30-
O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?

Bu ayet, yukarda belirttiğimizi doğrular şekilde. Yer ve gök bitişiktir. Allah direksiz olarak yükseltiyor ve 7 katlı bir bina yapıyor. Bu 7 kat binaya, atmosfer tabakası diyenler var. Belirtelim ki atmosfer 5 tabakadır. [Kaynak belirtileri]

Ki, bu atmosfer olsaydı şu ayetlere bakarak kandillerin yerini tespit etmek oldukça gülünç olurdu;

41/12-
Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.

67/5-
Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.

37/6-
Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla süsledik.

71/15-
"Görmediniz mi Allah yedi göğü uygun tabakalar halinde nasıl yaratmış?"

71/16-
Ve Ay'ı bunların içinde bir nur yapmış, güneşi de bir lamba kılmış.

78/12-
Üstünüze yedi sağlam bina (gök) çattık.

78/13-
İçlerine ışık saçan bir kandil astık.

3) Gök, 7 kalı bir binadır ve direksiz olarak yükseltilmiştir;

79/27-
Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? Onu Allah bina etti.

51/47-
Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz.

2/22-
O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın.

78/12-
Üstünüze yedi sağlam bina (gök) çattık.

13/2-
Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz.

31/10-
O, gökleri direksiz yarattı, onları görüyorsunuz. Yeryüzüne de sizi çalkalar diye ağır baskılar (sabit ve büyük dağlar) bıraktı ve orada herbir hayvandan üretti. Hem biz gökten bir su indirdik de orada her güzel çiftten (veya her hoş çeşitten) bitkiler yetiştirdik.

88/18-
Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş?

55/7-
Göğü yükseltti ve mizanı koydu.

Yine aynı şekilde göğün yükseldiğini görüyoruz. Burada kullanılan mantık Allah’ın yüceliğini belirtmek için “direksiz olarak yükselme” ibaresi kullanılmıştır. Bildiğimiz gibi bir bina yaparken önce direkler yapılır ve bir sonraki üst kata çıkılır. Burada ise yücelik belirtmek amacı ile direksiz olarak yükseltme kullanılmıştır. Ayrıca binayı yükseltmek için zemin kullanmak şarttır. Birinci açıklamada ise göklerden önce yerin varolduğunu gösterdik.

4) Gök bir tavandır ve yarılma özelliği vardır, hiçbir çatlağıda yoktur (!)

79/28-
Tavanını yükseltti, onu bir düzene koydu.

81/11-
Gök sıyrılıp açıldığında,

82/1-
Gök çatladığı vakit,

78/19-
Gök de açılmış, kapı kapı olmuştur.

55/37-
Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman...

69/16-
O gün gök yarılmış, sarkmıştır.

77/9-
Gök yarıldığı zaman,

55/37-
Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman...

Burada ise normal binalardaki tavan dikkate alınmıştır. Tavan sanki bir duvarmış gibi ayrılıyor.

Zaten tavanda bulunanlar bir süs olduğu için şu ayette;

75/9-
Güneş ve ay toplanır,

Toplanmasından, dürülmesinden bahsedilir.

Ayrıca göğün hiçbir çatlağıda yoktur. :)

50/6-
Artık üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve süslemişiz, onun hiç bir çatlağı yoktur.

Çatlağı yoktur ama kapısı vardır,

15/
13-
Kur'âna iman etmezler, halbuki öncekilerin sünneti (inanmadıkları için başlarına gelenler) gelip geçmiştir.

15/14-
Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,

Pardon, bu kapıdan çıktılar herhalde.

:)

5) Tavanı yani göğü, düşmesin diyede Allah tutuyordur;

22/65-
Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri ve emriyle denizlerde akıp giden gemileri hep sizin buyruğunuz altına verdi. Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o (koruyup havada) tutuyor. Şüphesiz Allah insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir.

30/25-
Yine göğün ve yerin, emriyle durması da O'nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir tek çağırışla çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki (yerden diriltilip çıkarılıyorsunuz).

35/41- Doğrusu gökleri ve yeri yok oluvermekten, Allah tutuyor. Andolsun ki eğer yok oluverirlerse, onları O'ndan başka kimse tutamaz. Gerçekten O, çok yumuşak davranır, çok bağışlayıcıdır.

Buda işin espirisi.. Allah göğü düşmesin diye tutuyor. Kuran’a göre tavan "direksiz" yükseltildiği için düşmemesi lazım. :)

Zecalufinon.

tarihinde Zecalufinon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada anlatılan şeyler gerçekten olacak mı, yoksa tasvir mi, yoksa edebi sanat mı, yoksa başka bir şey mi; ben nereden bileceğim bunu? Ve "böyle bir şey olamaz, ben buna inanamam, bilime de uygun değil, demek ki bu kitap ilahi değil" diyerek dinden çıkarsam, sorumlusu bu tasvirleri yapan Allah değil mi? Bu ne tuhaf bir inanç-ödül-ceza sistemidir !...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelelim "güneş" konusuna...

Muhammed’e göre dünya evren’in merkezi olduğu için, tavandaki yani gökteki herşey; Allah’ın insanlar için yarattığı birer süstür. Dikkat ederseniz yukardaki açıklamalarımda Muhammed’in dünyayı hep bir eve benzettiğini gösterdim. Yere döşek demesi ve göğede tavan demesi bunu gösteriyor.

Tavanda bulunan güneş bir ışık kaynağı, bir lambadır. Ay’da bir nurdur. Geceleri karanlıkta yol bulabilsinler diye Allah tavana “bir süs olarak asmıştır.

Şimdi ayetlere bakalım;

71/15-
"Görmediniz mi Allah yedi göğü uygun tabakalar halinde nasıl yaratmış?"

71/16-
Ve Ay'ı bunların içinde bir nur yapmış, güneşi de bir lamba kılmış.

Yukarıda dediğim gibi, güneş burada bir lamba olarak geçiyor. Dahada ilginçi bu lamba dünyanın etrafında bir yol izliyor ve akıp gidiyor. Yani anlayacağınız gibi doğudan batıya bir yol izliyor;

36/38-
Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.

14/ 33-
Sürekli olarak yollarında hareket eden güneşi ve ay’ı, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verdi.

13/
2-
Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz.

İşte burada Muhammed, güneşin değil dünya’nın döndüğünü bilmiyor. O’na göre bunlar sadece birer süs. Ve hatta güneş’in battıktan sonra söndüğünü bile sanıyor.

91/3-
Güneş'i açıp ortaya çıkaran gündüze,

Güneş nezaman açılıyor diye sormalıyız. Güneş herzaman açık, sadece dünya dönüyor o kadar. :)

Devam edecek...

Zecalufinon.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bin kere konuşulan tartışılan şeyler bunlar muho. Daha kimse ciddiye alıp cevap vermiyor anlaşılan bu komik yorumlara.

36/38- Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.

İşte burada Muhammed, güneşin değil dünya’nın döndüğünü bilmiyor

Bu arada güneşinde bir yörüngesi vardır, baltayı taşa çarpmışsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bin kere konuşulan tartışılan şeyler bunlar muho. Daha kimse ciddiye alıp cevap vermiyor anlaşılan bu komik yorumlara.

Bu arada güneşinde bir yörüngesi vardır, baltayı taşa çarpmışsın.

tabi yörünge var.

evrim geçiren tefsirler de var.

ya bunlar düpedüz sahtekarlık.

bilim bulmadan önce siz o anlamı verin,biz de imana gelelim.

hadi ya. :angry:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu arada güneşinde bir yörüngesi vardır, baltayı taşa çarpmışsın.

Böyle bir itirazın çıkmasını bekliyordum antiateist!, tebrikler. Fakat anlamadığın birşey var. Yorumların hepsini değil içinden cımbızlayarak çektiğin yer var. Daha gök yokken yer var, yeryüzünü döşedikten sonra güneşi "lamba" ve ay'ıda "nur" olarak asıyor, direksiz yükselttim diyor..

Ve şimdi sende gelmiş bana güneş'in yörüngesini bildiğinden söz ediyorsun

14/ 33-
Sürekli olarak yollarında hareket eden güneşi ve ay’ı, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verdi.

91/3-
Güneş'i açıp
ortaya çıkaran gündüze,

Bak ne diyor; güneş bizim emirimizde, yollarında hareket ediyor, nasıl hareket ediyor? Doğudan doğuyor batıya gidiyor. Muhammed'in mantığı ile bunu anlamak o kadar basitken kıvırıyorsun. Şimdi balçığa batan güneş ayetlerini getittirme bana.. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
tabi yörünge var.

evrim geçiren tefsirler de var.

ya bunlar düpedüz sahtekarlık.

bilim bulmadan önce siz o anlamı verin,biz de imana gelelim.

hadi ya

ewt güneşinde bir yörüngesi vardır. Yavaş yavaş öğreneceksin sende bunları..

Böyle bir itirazın çıkmasını bekliyordum antiateist!, tebrikler. Fakat anlamadığın birşey var. Yorumların hepsini değil içinden cımbızlayarak çektiğin yer var

Baştanda belirttim bunlar binkere tartışılmış konular diye bu yüzden gözüme ilk geleni yazayıp ayrılmak istedim topickten. Olay bundan ibaret, mesala bu mesajımda da şunu belirteyim;

Ayet 2:29 da, “yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı” belirtisinden sonra, “Sonra göğe yöneldi ve yedi gök olarak düzenledi” ifadesinde anladığınız gibi gökten önce yer var

Sanırım düzenlenme ile yaratılmayı ayırt edecek düzeydesin..

Bak gördüğün gibi ikinci mesajımda da bir hatanı gösterdim. Bunlar böyle uzadıya gider kardeşim, sana şunu şunu göstersem 1 hafta sonra muhtamelen aynı topickle karşı karşıya kalabiliriz. Dediğin gibi bu ayetleri kimse yeni görmüyor, kimse yeni tartışmıyor. Hepsinin cevapları verilmiştir.

İşin iyisi hiç bir müslümanın bu zahmete girip topiğe cevap vermemesidir.

syg.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sanırım düzenlenme ile yaratılmayı ayırt edecek düzeydesin..

41/10-
O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı.
Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu.

41/11-
Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi.
Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.

41/12-
Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere
yerine koydu.
Her göğe kendi işini bildirdi.
Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk.
İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.

Bu ayetleri gözden kaçırma. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elmalılının bu konu ile ilgili tefsirini okuyun ve gülün yada gülmeyin ağlayın...

Rütbe var.... Zamanlama önemli değil rütbe önemli

yani antiateistin dediği gibi yaratma ile düzenleme arasındaki farka inanacak kadar

ilkokul öncesi zekaya (çok özür dilerim ama böyle) sahip olmak lazım....

Hadislere laf söylerler ama tefsirsiz yapamazlar, yani tanrı sözünü açıklamak için insan aklını

kullanırlar hayırlı uğurlu olsun da....

bu rütbe sıralamasını altı günle nasıl bağdaştırırlar o anlaşılamaz....

Link to post
Sitelerde Paylaş

41/10-
O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı.
Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu.

41/11-
Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi.
Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.

41/12-
Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere
yerine koydu.
Her göğe kendi işini bildirdi.
Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk.
İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.

Bu ayetleri gözden kaçırma. :)

yani diğerlerinde haklısın ama benim inadım inat bişiler bulurum diyorsun..

ewt verdiğin ayette ne gibi problem var anlamadım. Hatta diğer "düzenleme" ayeti ile örtüşmekte bu..

edit: ayrıca ayetler bilimle son derece uyumlu.

tarihinde antiateist! tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
yani diğerlerinde haklısın ama benim inadım inat bişiler bulurum diyorsun..

ewt verdiğin ayette ne gibi problem var anlamadım. Hatta diğer "düzenleme" ayeti ile örtüşmekte bu..

edit: ayrıca ayetler bilimle son derece uyumlu.

dostum meallere bak bi ya,ilerleyen teknoloji ile tefsirlerin de nasıl değiştiğini gör. ;)

kurandaki ayetlari bir bütün halinde ele alınca resmen dünyanın düz,göğün tavan gibi olduğu bi telakki,algılama var.

motorcu adnan gibi cımbızlarsanız, benim ilkokul defterlerimden de mucizeler çıkar.bilim nereyi gösterirse ayetlere o anlamı verebilirsiniz ancak bi bütün olarak ele alınca bunu bi sistemaği bağlayamazsınız.elinizde kalır.

allah önce bi dünyayı kaç günde yarattığına karar versin? :P

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu arada güneşinde bir yörüngesi vardır, baltayı taşa çarpmışsın.

Kur'anda yörünge gibi bir kelime bulamazsın.

Güneş yolunda gider denir çünkü dünyadan görülen budur.

Sabah bakarsın güneş hoop bir yerden yavaş yavaş çıkar, gökte belli bir yol izler ve sonra da yok olur.

Gece boyunca dünyanın dönüşü yüzünden yıldızlar da belli bir yolda hareket ediyormuş gibi görünür.

Sen o zaman yaşasan ve gökyüzünde bu hareketleri görsen olayı nasıl tasvir ederdin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

91/ŞEMS SURESİ

Ali Bulaç

3- Onu (güneş) parıldattığı zaman gündüze,

Diyanet Vakfı

3.Onu açığa çıkarttığında gündüze,

Edip Yüksel

3. Onu açığa çıkaran gündüze,

Elmalılı Hamdi Yazır

3-onu açıp ortaya çıkardığında gündüze,

Süleyman Ateş

3. Güneşi ortaya çıkaran gündüze andolsun.

Yaşar Nuri Öztürk

3 Onu iyice açtığı vakit gündüze,

-------------------------------------------------------

Ali Bulaç

4- Onu sarıp-örttüğü zaman geceye,

Diyanet Vakfı

4.Onu örttüğünde geceye,

Edip Yüksel

4. Onu örten geceye,

Elmalılı Hamdi Yazır

4-onu sardığında geceye,

Süleyman Ateş

4. Onu örten geceye andolsun.

Yaşar Nuri Öztürk

4 Ve onu sarıp sarmaladığı zaman geceye.

Bu ayetlerde gündüzün sebebi olarak güneşin ortaya çıkması değil ama aksine güneşin sebebi olarak gündüzün ortaya çıkması öngörülmüş tuhaf bir şekilde... Gecenin de güneşi sarıp sarmaladığından bahsediliyor... Oysa güneşi saran ve gizleyen gece diye bir kavram yoktur... Sadece dünya döner ve biz güneşi geçici olarak görmeyiz o kadar...Yani sarıp sarmalanan şey güneş değildir. Burada sanki gece güneşi sarıp sarmalıyor ve tüm dünyada gece oluyor gibi bir anlam var... Oysa dünyanın bir yeri geceyken, güneş diğer yarısını gündüz yapmaya devam etmektedir o sırada...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...