Jump to content

EBLA TABLETLERİ YALAN SÖYLEMEZ!


Recommended Posts

EBLA TABLETLERİ:

((BUNLAR DA UYDURMA DEĞİL HERHALDE......))

TEVRAT TAN 1500 YIL ÖNCESİNE AİT EBLA TABLETLERİNDE

ADI GEÇEN PEYGAMBERLER

M.Ö. 2500 lü yıllardan kalma Ebla Tabletleri, dinler tarihi açısından çok önemli bilgileri günümüze kadar taşımaktadır. Arkeologlar tarafından bulundukları 1975 yılından itibaren birçok kez araştırma ve tartışma konusu olan Ebla Tabletlerinin en önemli özelliği ise, içinde İlahi kitaplarda bahsedilen üç peygamberin adının geçmesidir.

Önemli bilgiler içeren Ebla tabletlerinin, binlerce yıl sonra bulunması, Kuran da bildirilen toplulukların durumunun coğrafi olarak da açıklanması bakımından oldukça önemlidir.

Ebla, M.Ö. 2500 yıllarında, bugünkü Suriye nin başkenti olan Şam ile Türkiye nin güneydoğusunu da içine alan bir bölgeyi kapsayan bir krallıktı. Bu krallık, kültürel ve ekonomik olarak doruğa çıkmış ama bir dönem sonra -birçok medeniyette olduğu gibi- tarih sahnesinden silinmişti. Ebla Krallığının, döneminin önemli bir kültür ve ticaret merkezi olduğu, tuttukları kayıtlardan da anlaşılıyordu. Eblalılar devlet arşivi oluşturan, kütüphane kuran ve ticari sözleşmeleri yazılı kayıt altına alan bir medeniyetin sahibiydiler. Hatta Eblaca (Eblait) denen kendi dillerini oluşturmuşlardı. (Ebla", Funk & Wagnalls New Encyclopaedia, © 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.)

Yer Altında Saklı Kalan Dinler Tarihi

1975 yılında yapılan kazılarda ilk bulunduğunda, o zamana kadar klasik bir arkeoloji başarısı olarak değerlendirilen Ebla Krallığı, gerçek önemini çivi yazılı yaklaşık 20.000 tablet ve parçalarından meydana gelen arşivin bulunması ile kazanmıştır. Bu arşiv, aynı zamanda diğer arkeoloji uzmanlarının üç bin yıldan beri bildikleri bütün çivi yazılı metinlerin dört kat daha fazlasıydı.

Tabletlerdeki dil, Roma Üniversitesi nde arkeolojik yazı uzmanı olan İtalyan Giovanni Pettitano tarafından çözüldüğünde, konunun ne denli önemli olduğu daha da iyi anlaşılmış oldu. Bu sayede Ebla Krallığının ve bu muazzam devlet arşivinin bulunmuş olması artık yalnızca arkeolojik değil, dini çevreleri de ilgilendiren bir konu haline gelmişti. Çünkü tabletlerde Kuran-ı Kerim de adı geçen melek Mikail (Mi-ka-il) ve Hz. Davut ile beraber mücadele eden Hz. Talut un (Sa-u-lum) yanı sıra (Doubleday, 1981, s. 271-321) üç İlahi kitapta bahsedilen peygamberlerin adı geçiyordu. Hz. İbrahim (Ab-ra-mu), Hz. Davud (Da-u-dum) ve Hz. İsmail (Iş-ma-il) in isimleri... (Howard La Fay, "Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk", National Geographic Magazine, Aralık 1978, s. 736)

Ebla Tabletlerindeki İsimlerin Önemi

Ebla Tabletlerinde saptanan peygamber isimlerinin çok büyük bir önemi bulunmaktadır. Çünkü bu isimlere ilk kez bu kadar eski bir tarihi belgede rastlanmaktaydı. Tevrat tan 1500 yıl öncesine ait olan bu bilgiler oldukça dikkat çekiciydi. Hz. İbrahim in isminin tabletlerde geçiyor olması, Hz. İbrahim ve onun getirmiş olduğu dinin Tevrat tan önce var olduğunu teyit ediyordu.

Tarihçiler Ebla da bulunan tabletleri bu açıdan değerlendirdiler ve Hz. İbrahim ve onun risaleti hakkındaki bu önemli keşif, dinler tarihi açısından önemli bir araştırma konusu haline geldi. Amerikalı arkeoloji uzmanı ve dinler tarihi araştırmacısı David Noel Freidmann da yaptığı incelemelere dayanarak tabletlerdeki İbrahim ve İsmail gibi isimlerin peygamber isimleri olduklarını bildiriyordu. (Bilim ve Teknik Dergisi, sayı 118, Eylül 1977 ve sayı 131, Ekim 1978)

Tabletlerde Geçen Diğer İsimler

Yukarıda da belirttiğimiz gibi tabletlerde geçen isimler, üç İlahi kitapta bahsedilen peygamberlerin ismiydi ve tabletler Tevrat tan çok daha eskiydiler. Ayrıca bu isimlerin yanı sıra tabletlerde başka konular ve yer isimleri de geçiyordu. Bu bilgilerden ve yer isimlerinden anlaşıldığına göre ise, Eblalılar ticarette başarılıydılar. Ayrıca yazılarda Ebla ya uzak olmayan Sina, Gazze ve Kudüs isimleri de geçiyordu. Bu da Eblalıların bu yerlerle olan ticari ve kültürel ilişkilerini gösteriyordu. (Harun Yahya, Kuran Mucizeleri)

Tabletlerde görülen önemli bir ayrıntı ise Lut kavminin yaşadığı yer olan Sodom ve Gomorra bölgelerinin isimleri idi. Bilindiği gibi Sodom ve Gomorra, Ölüdeniz kıyısında, Lut kavminin yaşadığı, Hz. Lut un tebliğ yapıp insanları din ahlakına çağırdığı bölge idi. Bu iki yerin dışında ayrıca Kuran ayetlerinde geçen İrem şehri de Ebla Tabletlerinde geçen isimlerin arasında bulunmaktaydı.

Bu isimlerin en dikkat çekici yanı ise, peygamberlerin tebliğ ettiği kitaplar dışında şimdiye kadar bulunmuş başka hiçbir metinde geçmiyor olmalarıydı. Bu o dönemde hak dini tebliğ eden peygamberlerin haberlerinin bu bölgelere de ulaştığını gösteren önemli bir belge niteliğini taşımaktadır. Reader s Digest dergisindeki bir makalede, Kral Ebrum un iktidarı döneminde Eblalıların dinlerinde değişim olduğu, insanların Yüce Allah ın adını yüceltmek için isimlerine ön ek kullandıkları kaydedilmiştir.

Yüce Allah ın Vaadi Haktır...

Yaşadıkları dönemden yaklaşık 4500 yıl sonra ortaya çıkan Ebla tarihi ve Ebla Tabletleri gerçekte çok önemli bir gerçeğe de dikkat çekmektedir: Yüce Allah, Ebla ya da her topluluğa olduğu gibi elçiler göndermiş ve onlar da kavimlerine gönderilen dini tebliğ etmişlerdi.

Kimi kavimler kendilerine ulaşan dini kabul edip hidayete ermiş kimileri ise peygamberlerin tebliğ ettiği dine karşı çıkıp sapkın bir hayatı tercih etmişlerdir. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunan herşeyin Rabbi olan Yüce Allah, bu gerçeği Kuran da şöyle bildirmektedir:

"Andolsun, Biz her ümmete: "Allah a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün." (Nahl Suresi, 36)

1) "Ebla", Funk & Wagnalls New Encyclopaedia , © 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.

2) Mitchell Dahood, "Ebla", The Academic American Encyclopaedia ,Op. Cit.

3) Howard La Fay, " Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk ", National Geographic Magazine , Aralık 1978, s. 736.

4) Chaim Bermant ve Michael Weitzman, "Ebla: Arkeolojide bir İlham" , Times Kitapları , 1979, Wiedenfeld ve Nicolson, İngiltere, s. 184. Köşeli parantez içindeki isimler: [İbrahim], [ismail], [İsrael], [Davut], [Mikail], ve [Mikah] bu yazının yazarınca eklenmiştir

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 67
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ebla tableri hakkinda fazla bilgim yok, ancak sunu da soylemeden gecemeyecegim.

Homeros'in destanlari, Gilgamis destani, Herkul'un hikayeleri, Rustem'in maceralari gercegi ne kadar yansitiyordu sence?

Bir hikayenin cok eski olmasi, dahasi sonraki dinlerin bu hikayelerden alinti yapmis olmasi, hikayelerin gercekligini ispatlar mi?

O dinlerin Tanri sozu oldugunu gosterir mi?

...

Baska bir sorum daha var. Bu kadar eski civi yazilarindan, o gunku insanlarin kelimeleri nasil telaffuz ettiklerini nasil bilebiliyorlar?

Bunu gercekten ogrenmek icin soruyorum, dalga gecmek icin degil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ebla tabletleri, Kuzey Suriye'de Halep'in güneyinde, Tell Mardikh kentinde İtalyan arkaeolog Paolo Matthiae tarafından 1968 yılında 56 hektarlık alanda bulundu. 1975 yılında site kazıldığında, Matthiae Ebla'nın kraliyet arşivlerini ortaya çıkardı ki bunlar M.Ö. 2500-2200'lü yıllardan kalma 14.000'den fazla bir çivi yazı koleksiyonuydu. Kuneiform tarzda yazılı karakterler Sümer kökenlidir. Bu tabletler gösteriyorlar ki, ticari bir aristokrasiyle yönetilen bir kent olan Ebla, önemli bir ticaret merkeziydi ve seçilmiş bir kral tarafından yönetiliyordu. Ayrıca bu tabletler M.Ö. 3'üncü bin yılda Mısır ve Mezopotamya ile derin bir rekabet halinde olan bir Suriye medeniyetinin tanığı.

Tabletlerdeki dil, Roma Üniversitesi'nde arkeolojik yazı uzmanı olan İtalyan Giovanni Pettitano tarafından çözüldüğünde, konunun ne denli önemli olduğu daha da iyi anlaşılmış oldu. Bu sayede Ebla Krallığının ve bu muazzam devlet arşivinin bulunmuş olması artık yalnızca arkeolojik değil, dini çevreleri de ilgilendiren bir konu haline gelmişti. Çünkü tabletlerde Kur'an-ı Kerim'de adı geçen melek Mikail (Mi-ka-il) ve Hz. Davut ile beraber mücadele eden Hz. Talut'un (Sa-u-lum) yanı sıra (Doubleday, 1981, s. 271-321) üç İlahi kitapta bahsedilen peygamberlerin adı geçiyordu. Hz. İbrahim (Ab-ra-mu), Hz. Davud (Da-u-dum) ve Hz. İsmail (Iş-ma-il)'in isimleri...

Ebla Tabletlerinde okunan peygamber isimlerinin çok büyük bir önemi bulunmaktadır. Çünkü bu isimlere ilk kez bu kadar eski bir tarihi belgede rastlanmaktaydı. Tevrat'tan 1500 yıl öncesine ait olan bu bilgiler oldukça dikkat çekiciydi. Hz. İbrahim'in isminin tabletlerde geçiyor olması, Hz. İbrahim ve onun getirmiş olduğu dinin Tevrat'tan önce var olduğunu teyit ediyordu.

Tabletlerde görülen önemli bir ayrıntı ise Lut Kavminin yaşadığı yer olan Sodom ve Gomorra bölgelerinin isimleri idi. Bilindiği gibi Sodom ve Gomorra, Ölüdeniz kıyısında, Lut kavminin yaşadığı, Hz. Lut'un tebliğ yapıp insanları din ahlakına çağırdığı bölge idi. Bu iki yerin dışında ayrıca Kur'an ayetlerinde geçen İrem şehri de Ebla Tabletlerinde geçen isimlerin arasında bulunmaktaydı.

Bu isimlerin en dikkat çekici yanı ise, peygamberlerin tebliğ ettiği kitaplar dışında şimdiye kadar bulunmuş başka hiçbir metinde geçmiyor olmalarıydı. Bu o dönemde hak dini tebliğ eden peygamberlerin haberlerinin bu bölgelere de ulaştığını gösteren önemli bir belge niteliğini taşımaktadır. Reader's Digest dergisindeki bir makalede, Kral Ebrum'un iktidarı döneminde Eblalıların dinlerinde değişim olduğu, insanların Yüce ALLAH'ın adını yüceltmek için isimlerine ön ek kullandıkları kaydedilmiştir.

Yaşadıkları dönemden yaklaşık 4500 yıl sonra ortaya çıkan Ebla tarihi ve Ebla Tabletleri çok önemli bir gerçeğe de dikkat çekmektedir: Yüce ALLAH, Ebla'ya da her topluluğa olduğu gibi elçiler göndermiş ve onlar da kavimlerine gönderilen dini tebliğ etmişlerdi.

Kimi kavimler kendilerine ulaşan dini kabul edip hidayete ermiş kimileri ise peygamberlerin tebliğ ettiği dine karşı çıkıp sapkın bir hayatı tercih etmişlerdir. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi olan Yüce ALLAH, bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirmektedir:

"Andolsun, Biz her ümmete: "ALLAH'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine ALLAH hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün." (Nahl Suresi, 16/36)

Kaynaklar:

1) "Ebla", Funk & Wagnalls New Encyclopaedia , © 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.

2) Mitchell Dahood, "Ebla", The Academic American Encyclopaedia ,Op. Cit.

3) Howard La Fay, " Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk ", National Geographic Magazine , Aralık 1978, s. 736.

4) Chaim Bermant ve Michael Weitzman, "Ebla: Arkeolojide bir İlham" , Times Kitapları , 1979, Wiedenfeld ve Nicolson, İngiltere, s. 184.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ebla Krallığının ve bu muazzam devlet arşivinin bulunmuş olması artık yalnızca arkeolojik değil, dini çevreleri de ilgilendiren bir konu haline gelmişti. Çünkü tabletlerde Kur'an-ı Kerim'de adı geçen melek Mikail (Mi-ka-il) ve Hz. Davut ile beraber mücadele eden Hz. Talut'un (Sa-u-lum) yanı sıra (Doubleday, 1981, s. 271-321) üç İlahi kitapta bahsedilen peygamberlerin adı geçiyordu. Hz. İbrahim (Ab-ra-mu), Hz. Davud (Da-u-dum) ve Hz. İsmail (Iş-ma-il)'in isimleri...

Sizler komik ötesi insanlarsınız. Beyinlerinizin çalışmaması bir yana, muhakeme, idrak ve düşünme yeteneğini de yitirmişsiniz.

Biz burada yıllardır İslam'ın Yahudi dininden (kısmen de Hıristiyanlıktan) araklanmış bir din olduğunu söyleyip duruyoruz. O halde İslam'da geçen peygamber isimlerinin eski metinlerde olmasından doğal bir şey olmadığı aşikardır. İslam'ın diğer dinlerden kopya edilerek uydurululduğu bilgisi elimizde olduğuna göre, hayretler içinde Kuran'da bu isimlerin olduğunu söylemek bokunda boncuk bulmaktan başka anlam taşır mı? Taşımaz elbette, ama bir müslüman için bunlar şaşırtıcı ve hayret verici şeylerdir. İnsan "keşke biraz düşünmeyi bilselerdi" diye hayıflanıyor ve AKP'nin neden bu kadar çok oy aldığına şaşırmıyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ebla tabletlerine övgü dizen sitenin kimin olduğu herkesin malumudur. Bir tek bu site Ebla tabletleri der, bu tabletleri yalanlarla, kendi yorumlarıyla süsleyip kafasızların önüne atar. İşte ara sıra bu kafasızlar aynı yazıları oradan alır, Ebla konusunda verilecek cevaplara zerre kadar karşı cevap verecek kapasiteleri olmadan getirir buraya yapıştırırlar. Argoda buna kaba terimiyle bir şey denir ama, hadi ben demeyeyim.

Ebla medeniyeti sonraki uygarlıklar tarafından kayıt bile düşülmemiş dandik bir medeniyettir. Bakmayın siz başlık yazısında ballandıra ballandıra anlatıldığına. 1964'de bulunan tabletler okunmuş ve içeriği öyle dünyayı sallayan, müthiş buluntular falan değildir. Sümer medeniyetinin bırakıtlarında geçen bilgilerin tekrarından başka bir içeriği yoktur ve dünya Arkeoloji kesimi Ebla'yı ve tabletlerini müthiş bir buluş falan olarak da değerlendirmemiştir.

Bu tablerlerdeki içerikler eski medeniyetlerden kalma bilgilerin bir tekrarıdır. İçeriğindeki hikayeler, efsaneler, eski masallar bazı peygamberlerin ismi falan da aynen Sümer bırakıtlarında geçer. Benzer masalların Tevrat (doğru deyişi Eski Ahit) metinlerinde geçmesi ise şaşırtıcı bir mesele değil, herkesin masalları birbirinden kopya ettiğine delildir. (Bknz Kuran'ın içeriği)

Bunları mal bulmuş mağribi gibi benzer kaynaklardan alıp araştırmadan buralara yapıştırmak ise kafasızlıktan başka bir şey değildir.

Hadi geçmiş olsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu konu daha önce açılmış, önce bi göz atın:

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=11014

ayrıca benim rastladığım bir bilgi:

"Bazı Eski Ahit yorumcuları da isimlerin aynı karakterlere ait olduğunu ama bunların tarihlerinin M.Ö.3.binli yıllar olduğu neticesine vardılar. Her ne kadar kitabımız Kur'an-ı Kerîm'in doğruluğu ortaya çıksa da dikkatli düşünen birisi Tevrat'ın verdiği tarihlerin sağlıklı olmadığı sonucuna varabilir. Zira, bu buluşlar:

Dini önderlerin tarihselliğini yaygın bir şekilde kabul ettirmekle birlikte Eski Ahit'in onlar hakkında verdiği bilgilerin kabul edilebilirliğini sarstı; ve İncil tarihçi lerinin Kutsal Kitap'ın tamamen tarihi olarak doğruluğu konusunu zora soktu."[5]"

şimdi;

* bu tabletler neyi gösteriyor(spekülatif de olsa)ibrahim, davut vs. nin gerçekten yaşadığını mı? yani bir doğrulama mı?

* ismi geçen sahısların sanılandan çok daha eski tarihte yaşadığını mı?

* her millete (güya) peygamber gönderildiğini mi? tebliğ yapıldığını mı?

* tek tanrılı dinlerin sanılandan (1500 sene) daha eski olduğunu mu?

* yoksa kutsal kitaplarda ve semavi dinlerde geçen tarih ve kronolojilerin tamamen atmasyon olduğu ve dolayısıyla tüm teolojinin kurmaca olduğunu mu?!

* din masalların birbirinden kopya edildiğine delil midir? hem de gelişigüzel, karmançorman şekilde, tutarsızca..

* hepsi mi?

eğer öyleyse;

* burada geçen isimler(ibrahim, davut vs.)hangi "bağlamda" kullanılmış ya da geçmiş , yani daha önce yaşamış önemli kişilkler olarak mı? yoksa o çağda yaşamış olup mu kayda geçmişler? zaten hepsi birden aynı tarihlerde yaşamış olamaz..her iki durumda da sonuç nedir?

* madem her topluma ve millete tebliğ yapılmış, kutuplara yapılmış tebliğlerle ilgili kayıtlar nerde? öyle ya, adamların pek de tebliğ almış gibi bir halleri yok. ya da çin, japonya tüm uzakdoğu vs. yaşayan ve tanrısız din ve öğretiler doğrultusunda yaşayan toplumlara tebliğler nerde ve nasıl yapılmış?hangi peygamberler gitmiş?reaksiyon ne olmuş? öyle ya, adamların pek de tebliğ almış gibi bir halleri yok?! ya da milyarlık hindistanda yaşayan ve Şiva, Vişnu, Rama, Krişna gibi tanrı ve tanrıçalara tapan hinduizm bünyesindeki tüm hintliler salak mı?onlara tebliğ nerde ve nasıl yapılmış? öyle ya, pek de tebliğ almış gibi bir halleri yok?..özet olarak tüm toplumlar ve özellikle uzakdoğuda yaşayagelmiş "çin" gibi toplumlar öyle ya da böyle mutlaka tarihlerinin izlerini taşırken, kültürlerini gayet konservatif bir şekilde kuşaktan kuşağa aktarabilirken, neden herhangi bir peygamber ya da tek tanrılı dinle ilgili unsurları özellikle de baskın olarak taşımıyorlar? o tebliğler buralara hiç uğramamış gibi. veyahut kimse bir yerine sallamamış gibi.o zaman 2 seçenek var:

1- yaratıcının kurduğu sistem öyle ibretlik ki, dünyanın her bir köşesi ayrı tellerden çalışıyor. hem de bunlara gayet samimi, iyi niyetli ve yeri gelirse ölümüne savunarak..peygamberlerin tümü hikaye olmuş.

2- hiçbiryere peygamber falan gittiği yok. bunlar efsane ve masal. tüm toplumlar coğrafi olarak tanrılarını da peygamberlerini de kendileri yaratmışlar..

* söz konusu şahısların ismi kutsal kitaplardan başka ilk defa bu metinlerde geçiyormuş. bu kadar tarih, bu kadar belge, bu kadar kayıt ve kültür, ve jeolojik zamanla kıyaslarsanız gayet de yakın bir tarihte varolan bu kişilerin isimleri nasıl oluyor da kutsal kitaplardan bşka sadece bu metinlerde bulunabiliyor?

*bu metinlerde kurandan muhammed'den falan bahsetmiyor mu, yoksa ben mi göremedim? :)

* alıntı: "Sümer alfabesi ile yazılmış Ebla dilinde M.Ö. 2250'li yıllara ait 15 bin tabletin yorumuna göre Eblalılar, ticarette atılganlarmış. Ebla tabletlerinde İrem kenti, Sina, Gazze, Kudüs, Sodom ve Gomorra adları geçiyor ama Sodom ve Gomorra (Gomora) gölgesinde peygamberlik yapan Lut adı geçmiyor. Tevratın 1500 yıl öncesi Ebla tabletlerinde geçmeyen Lut adı, Kur'an ve Tevrat'ta Kurgu(قِصَّة - Kıssa) olarak geçiyor"

hakikaten lut'un ismi neden geçmiyor sahi?

sonuç: bunun neyini kabul ya da inkar etmemiz gerekiyor, gocunmamız gereken nokta neresi onu anlamadım. hatta tüm teolojinin dibine(gerçekliğinin dibine) dinamiti koyuyor. gocunması gereken hedef kitle tam tersi gibi..

bu mudur yani, bunlara mı kaldınız? hakikaten mal bulmuş mağribi gibi sarılmak diye buna denir herhalde. insan bir kere hırs yapmaya görsün.

not: fazla alınganlık adamı bozar, hasta eder dikkat edin.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz Allahın kendini görseniz yine bir pay çıkarmaya uğraşırsınız inkara.Çünkü bir çoğunuz mühürlüsünüzdür.

beni kim mühürlediyse söyle o mühürü kaldırsın. beni değil onu bağlar..

yahu bir kere de kendi aklınıza da yatan adam gibi bir cevap versenize, böyle beylik cümlelerinden başka..işte, argümanlar ve karşılıkları ortada..işte halep işte arşın..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz Allahın kendini görseniz yine bir pay çıkarmaya uğraşırsınız inkara.Çünkü bir çoğunuz mühürlüsünüzdür.

Bir de şu mühür lafı var. Müslümanlar durmadan aynı şeyi tekrarlarlar. Gerçekte her yalana şuursuzca inanan mı mühürülüdür, yoksa her şeyi sorgulayan ve altında bir bit yeniği arayan mı? Bu sorunun cevabı açık; düşünen, soruşturan yalanlara inanmayan değil, Arap dinin peşinde her önüne gelene inanan mühürlüdür. Bu mühürü kıramaz, kırmaya bile yeltenemez. Hayatı Arap antikaları içinde geçer, gider...

Link to post
Sitelerde Paylaş

beni kim mühürlediyse söyle o mühürü kaldırsın. beni değil onu bağlar..

yahu bir kere de kendi aklınıza da yatan adam gibi bir cevap versenize, böyle beylik cümlelerinden başka..işte, argümanlar ve karşılıkları ortada..işte halep işte arşın..

Sen mühürlüysenki onu Allah bilir mühürlenene kadar mührü hakettiğin bir devreden geçmişsindir.Yani mührü sen hakettin Allah seni bunu mühürlü olarak yarattım iradesini elinden aldım demeye getiriyorsanız çok yanılıyorsunuz.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Argüman dediğiniz ne sizin Allahı fiziksel olarak karşınıda görmekmi?

eğer, her millete tebliğ yapıldıysa, hepsine peygamber gittiyse; zilyonluk peygamber sirkülasyonu vuku bulmuş olmalı. bunların tarihleri, kayıtları, bıraktıkları izler, yarattıkları kültürler nerede..?

burdan başlayabilirsin mesela..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arap dini diye bir şey yok.O dönem arabistan yarımadsın cahillik had safhada(kızlarını diri diri gömmek gibi)olduğu için aynı dinin son peygamberi bu bölgeye gönderilmişdir.

ben arap dinini sormadım ki? ondan zaten yakayı kurtaramıyoruz. sorum açık..

"aynı din" den kasıt nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

eğer, her millete tebliğ yapıldıysa, hepsine peygamber gittiyse; zilyonluk peygamber sirkülasyonu vuku bulmuş olmalı. bunların tarihleri, kayıtları, bıraktıkları izler, yarattıkları kültürler nerede..?

burdan başlayabilirsin mesela..

Hazret-i Âdem’den beri, her bin senede bir Resul gelirdi. Her yüz senede bir veya birkaç Nebi denilen Peygamber gelirdi. Resul ve Nebi olan bütün Peygamberler, hep aynı esaslara iman edilmesini istemişlerdir. Yani Hazret-i Âdemin bildirdiği iman ile, Peygamber efendimizin bildirdiği iman aynı idi. İmanda değişiklik olmaz. Amele ait hükümlerde zamanla değişiklikler oldu. Önceleri haram olan bir şey, sonra helal, önce helal olan bir şey sonra haram olmuştur.

Bir Resul gelince, bunun geldiğini duyanların, artık önceki Resulün bildirdikleri ile amel etmeleri caiz olmaz. Mesela Hazret-i İsa gelince, bunu işitenlerin artık Hazret-i Musa’nın getirdiği hükümlerle amel etmeleri caiz değildi. Ancak başka bir beldede bulunup da Hazret-i İsa’nın geldiğini işitmemiş olanlar, bundan müstesnadır. Onların yine Hazret-i Musa’nın dini ile amel etmeleri gerekirdi.

Eğer bir mürsel Peygamberin getirdiği din zamanla tahrif olmuş, değişmişse, ona da uyulmaz. Ondan önce gelmiş, tahrif olmamış din ile amel edilir.

Hazret-i İsa gelmeden önce, Hazret-i Musa’nın dini tahrif olmuştu. Hazret-i Üzeyre Allah’ın oğlu deniyordu. Hazret-i İsa’nın gelişinden kısa bir müddet sonra da, Isevilik tahrif olmuş, hak olarak hiçbir yerde kalmamıştı. Hazret-i İsa’ya "tanrı" veya "tanrının oğlu" deniyordu.

Akl-ı selim sahipleri, tahrif olmuş bu dinlere uymadılar. Daha önce gelen ve bozulmamış olan Hazret-i İbrahim’in dinine tâbi oldular. Peygamber efendimizin mübarek ana babası ve Mekke’deki birçok kimse, bu sebeple Hazret-i İbrahim’in dini ile amel etmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arap dini diye bir şey yok.O dönem arabistan yarımadsın cahillik had safhada(kızlarını diri diri gömmek gibi)olduğu için aynı dinin son peygamberi bu bölgeye gönderilmişdir.

Palavra, din açık açık antik Arap geleneklerini içeren Arap dinidir. Bu Arap dininin kitabında bile "Mekke ve çevresindekileri uyarman için kitap gönderdik" (Şura-7) diye yazar.

Bana biraz zayıf bilgili biri olarak göründün, sen istersen kendini fazla yıpratma; ya daha iyi bilen varsa onu çağır, ya da dışarıdan izlemeye devam et...

(Soru: kızlarını diri diri gömenler nasıl ürediler, nesilleri nasıl devam etti?)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de yeni birseyler ogrenecegim diye heyecanlanmistim. Maalesef...

Merakla bekliyorum muslumanlardan ozgun bir seyle gelmelerini.

Bu dinde yeni bir şeyler yok, bol bol yalan var. Asırlardır katmerli yalan söylediler, bu gün de devam ediyorlar. Bu din var oldukça yalanl da var olacaktır... Çünkü din yalanla besleniyor, inanırları ise yalana bayılıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...