Jump to content

Ölüp ölüp dirilen kurbağa


Recommended Posts

  • 1 month later...

videonun sonunda "şüphesizki allah yaratıcıların en vs vs..." gibi bir ifade yer alıyor.

o kısmı izlediğimde richard dawkins in tanrı yanılgısı kitabında yaptığı bi ironi aklıma geldi.

ABC üçgeni bir eşkenar üçgendir o haldeeee..

Link to post
Sitelerde Paylaş

amerikada bazı hastaları gönüllü olarak donduruyorlar.özel kliniklerrin dondurma üzerine çalışmaları artıyor.hatta bazılarının sadece kafalarını donduruyorlarmış..ilerde o hastalığa bir çare bulunursa belki yüzyılk sonra hastayı dirilticekler..tabi gerçekten olursa böyle bir şey bana göre her şey mümkün bu çağda..

Her şey Benjamin Franklin'in 1773 yılında yazdığı bir mektupla başladı. Franklin, dönemin ünlü tıp araştırmacılarından Jacques Dubourg'a çalışmalarını ne kadar heyecan verici bulduğunu anlatıyordu. Dahası, doktorun ölümü erteleme ve mumyalama konusundaki fikirlerini vizyonuyla genişletiyordu. Franklin'in iki paragraflık kısa mektubunda hayal ettiği, insan yaşamının askıya alınıp

yüzyıllarca saklanabileceği bir tür konserve yöntemiydi.

Bilim o mektubun yazılmasından 200 yıl sonra Amerika'nın kurucusunun hayallerini gerçekleştirdi. Hayalin adı "cryonics" olarak konmuştu. Yepyeni bir bilim dalı olarak cryonics'in temelleri 1962'de Michigan Koleji'nde fizik öğretmeni olan Robert Ettinger'in yazdığı "Ölümsüzlük Beklentisi" kitabında atıldı.

Bu kitabın ürettiği yankı sonucunda ardı ardına "Cryonics Society of New York", "Cryonics Society of California" ve "American Cryonics Society" kuruldu. Herkes ölümsüzlüğün peşindeydi. Olayı kitap sayfalarından çıkarıp laboratuar formatına eviren ve ilk ciddi dondurma deneylerine girişen ise yine fikrin babası Robert Ettinger oldu. "Cryonics Enstitüsü" adıyla kurduğu laboratuar ile 1967'de ilk dondurma denemelerine başladı.

Dr. James Bedford dondurulan ilk insandı. 73 yaşındaki doktor kanser hastalığının son fazına gelmişti ve kendi rızasıyla saklanmak istedi. 12 Haziran 1967'de Cryonics Enstitüsü'nde oldukça ilkel şartlarda donduruldu. Bedeni bugün hala saklanmasına karşın yanlış dondurma teknolojisi yüzünden vücut dokuları hasar görmüş durumda.

1979'a gelindiğinde ise cryonics büyük bir darbe yedi. Enstitü'de saklanan dokuz bedenin buzu yetkililer fark etmeden çözülmüştü. Olay ortaya çıktığında tankların enerji izolasyonunun altı yıldır bozuk olduğu anlaşıldı. Bedenleri koruyan soğutucu tabaka çoktan çözülmüş, bedenler feci şekilde çürümüştü. Ettinger'in kurumuna kamu davası açıldı. Enstitü bir süreliğine kepenk indirmek zorunda bırakıldı. Bozulan cesetler ise yakınlarının isteği üzerine defnedildi. 1967 ile 1973 arasında dondurulan 17 bedenden sadece Dr. Bedford'a ait olan kurtarılabilmişti. Bu skandaldan sonra cryonics'in ciddi maddi desteğe ihtiyaç duyan bir bilim olduğuna kanaat getirildi. Artık bedavaya adam dondurma yoktu.

Skandaldan sonra 1977'de Fred Chamberlain tarafından kurulan "Alcor Society for Solid State Hypothermia" olaya profesyonel bir yaklaşım getirdi ve o günden bugüne dünyanın bir numaralı cryonics enstitüsü olmayı başardı.

Cryonics 30-150 bin dolar arası değişen fiyatlarla yüksek bir gelir sınıfına hitap ediyor. Kabaca tarif edecek olursak bu işlemi kabul edenler şöyle bir rutinden geçiyorlar. Vücutlarındaki tüm sıvı çekiliyor. -196 derecede donduruluyor ve bu koşulları uzun süre muhafaza edecek bir kapsüle yerleştiriliyor.

Bu yönteme başvuran bir çok insan var. Şimdilik bu yöntemle hayata döndürülen herhangi biri yok. Çünkü buzu çözülen bedenlerde oluşan ağır doku hasarları yaşam koşullarını mümkün kılmıyor.

Google da Cryonics yazıp aratırsanız bir çok kaynak bulabilirsiniz. ama işin özü yukarıda yazılanlardan ibarettir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...