Jump to content

İmam Gazali ve huriler ve kadınlar ve seks


Recommended Posts

bakara suresi..

Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde..

filan diye gidiyor..müthiş kitap kuran'ın ahzab suresinin 51. ayeti..al sana akraba evliliği

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onlardan kimi dilersen (nevbetinden) geri bırakır, kimi de dilersen yanına alabilirsin. (Nevbetinden) geri bırakdıklarından kimi istersen (nezdine almak) da da sana güçlük yokdur. Gözleri aydın olub tasalanmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnud olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah (her şey’i) hakkıyle bilendir, ukubetde acele etmeyendir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ya cidden öyle bı kafa karıstırıyorsunuz ki bende sunu merak ederım melekler neden hep bu ıyı kalplı ınsanlarla görusuyorlarda benle görusmuyor :(

melekler kimseyle görüşemez, sadece peygamberlerle..hem sen iyi biri ol da yolunu bulursun korkma..

tarihinde queenofhearts tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

abı ben ıyı bırısı degılımkı kendım ıcın yasarım baskası ölse umursamam narsıstım sadece baska bı kanaldakı bır kac soru benı tedırgın ettı evrende bir ton canlı turu var bunlar nasıl olduda nuhun gemısıne yerleşebıldıler

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

abı ben ıyı bırısı degılımkı kendım ıcın yasarım baskası ölse umursamam narsıstım sadece baska bı kanaldakı bır kac soru benı tedırgın ettı evrende bir ton canlı turu var bunlar nasıl olduda nuhun gemısıne yerleşebıldıler

nuhun gemisi hiç olmadı, o hayvanlarda hiç o gemiye binmediler, siyonabakterilerden tutta planktonlara kadar bi çok canlıyı nasıl alcaksın gemiye?neyse konuyu dağıtmayalım mikocan

tarihinde zındık tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bir sürü huri filan böyle şeyleri fantezi görüyorum ben...

cennet mutluluk yurdudur...

yani insanın mutlu olması için lazım olan her şeyin bulunduğu yer yahut zaman yahut hal demektir...

üzüntü yada korkunun olmadığı durumdur...

tertemiz eşlerden kuran da da bahseder...

ama bir erkeğe bir sürü huri diye bir şey geçmez...

onlar genelde rivayetlerde bolca bulunur...

herkesin kendi sevdiği tertemiz yani iyi güzel dürüst insan anlamında temiz birer eşinin olması ...

erkekler kendi eşlerinin hanımlar kendi kocalarının hurileridirler...

Dahası cennet,kişinin hayalindekidir.Bu dünyada neye teyamülü varsa diğerinde yaptığının karşılığını görme vardır.Kuran 7.yy ortalama bir arabın zihninin ortalamasını dikkate alarak onların dünyalarına göre bir cennet sunmuş ardından ise "Allahın rızası ise en büyüktür "diyerek bunların basit istekler olduğunu belirtmiştir. Erdemli insanlar için var olan veya olacak olan cennetin hiç kimsenin aklından dahi geçiremediğini de Kuranda bildirmiştir.

tarihinde ozedonus_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

abı ben ıyı bırısı degılımkı kendım ıcın yasarım baskası ölse umursamam narsıstım sadece baska bı kanaldakı bır kac soru benı tedırgın ettı evrende bir ton canlı turu var bunlar nasıl olduda nuhun gemısıne yerleşebıldıler

efsanelere kafayı takma sonuçta bizim için henüz gerçekliği belli değil.kurandaki bazı hikayeler ders verici niteliktedir.sen gerçeklere göre yaşamalısın ve narsistlik gibi huylarını da öldür bence..kısaca hislerinle yaşa bu konular çok fazla kurcalanınca içinden çıkılmaz..

tarihinde queenofhearts tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

abı ben ıyı bırısı degılımkı kendım ıcın yasarım baskası ölse umursamam narsıstım sadece baska bı kanaldakı bır kac soru benı tedırgın ettı evrende bir ton canlı turu var bunlar nasıl olduda nuhun gemısıne yerleşebıldıler

Ya bende bir şeyi çok merak ediyorum o gemiye barsak solucanlarını kim soktu acaba? :blink:^_^

Link to post
Sitelerde Paylaş

peki su soru kafamı karıstırıyor bır bir midyemı ne vardı ve bu hayvanın uremesi ıcın balıklara ihtiyacı bulunmakta. ve hayvanın kuyrugunda balık şekli apacık belırgın bır sekılde nasıl oluyorda bu hayvan bunu evrımleşerek yapabiliyor anlayamadım ayrıca neden ınsan beynı butun dıger canlılara göre ergın bır ınsan beynının dörtte bırı kadar gelıstıkten sonra dogum baslar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 years later...

 İbn Sina, İbn Tufeyl, İbn Rüşd’ler tartışmasız büyük adamlardı, ama aynı zamanda bunlar saraylarda ağırlanıyorlardı ya da her an devlet görevleri üstlenmeye (kimi zaman istemeyerek de olsa) hazırdılar. Rönesans ve Aydınlanma döneminin büyük adamları arasından da çok sayıda konformist çıkmıştı. Ama buna rağmen onlar büyük adamlardır. Kopernik, bir ilahiyatçı olarak insanlığa çağ atlatacak astronomik bulgularını açıklamaktan korkmuştu. Ama bu bulgulara dayanarak yeni bir çığır açansa yarı deli Kepler oldu. Galilei kesin bilimsel bulgularını inkar etmek durumunda kalmadı mı. Büyük tanrıtanımaz Jean Meslier ki bizim Turan Dursun’umuzla karşılaştırılır ve Sağduyu adlı eseri Atatürk’ün talimatıyla 1928’de basılmıştır, görüşlerini açıklamaktan korkmuştu. Felsefeye ve düşüncelere yön veren muhteşem eseri ölümünden sonra bulundu hem de ünlü vasiyetnamesiyle birlikte. Vasiyetnamesinde mealen, “Kusura bakmayın ey cemaat, yaşarken size gerçekleri açıklamaya cesaret edemedim... Kilisede vaaz verirken size anlattığım bütün hikaye yalandı" demedi mi?

Bugün üniversitelerimizden binlerce solcu ve ilerici akademisyen atılmıyor mu? 21nc yüzyılda yaşamıyor muyuz, herkesin yeterince aydınlandığını varsayamaz mıyız... Ama kaç kişi bu zulme ve kıyıma tepki göstermektedir? Nerede Türkiye’nin aydınları. Kenan Evren gibi astığı astık kestiği kestik bir adama kafa tutan Aziz Nesinlerimiz nerede?

Kapitalizmin gelişmediği yerde, hümanist düşüncenin (filozof Terens’in “insani olan hiçbir şey bana yabancı değildir” düsturu), sorgulayan felsefenin, farklı siyasi program ve arayışların, yaygın bir sorgulama zihniyetinin, seçkin bir kültürel ve sanatsal etkinliğin, gelişkin bir sivil toplumun, özerk kamu alanlarının (örn. özerk kentler) yeşermesi mümkün değildir. 15nc yüzyılın ortalarında ortaya çıkan hümanizm akımıyla eşitlikçi toplumlardan bize miras olarak kalan ve insanlığı, dayanışmacı ruhu ve kardeşliği öne çıkaran (Yunus Emre, Mevlana vs) çağrılar birbirinden farklıdır. Müslüman toplumlar bu aşamaya hiçbir zaman varamamışlardı. Ekonomik gelişme şundan önemlidir: Bilimin temel dürtüsü üretim faaliyetidir veya üretime koşullu durumlardır (savaş gibi). Bilim, üretimin düzeyini yükseltir ama bilimi de üretimin hızı, yoğunluğu ve tarzı belirler. Soruna bizatihi temas etmeden teğet geçmek, konuyu başkasının (Aristo) ağzından aktarmak veya yorumlamak, meramı mecazi, batıni anlamlarla ifade etmek, olguları alabildiğince soyutlaştırmak, dili, mantığı, düşünme tarzını ve yöntemi körelten yollara başvurmak, Müslüman düşünürlerin en büyük zaaflarıydı. Bilimsel araştırma sıkışmışsa, bunun nedenini felsefenin gericileşmesinde (tıkanmasında) değil ama doğrudan üretimin sıkışmışlığında aramak gerekir. Bilim ve düşüncenin dinle çatıştığı yerde, dini düşünce tarzına meyletme eğilimi hep baskın çıktı, çünkü onların aynı zamanda kaybedecekleri çok şeyleri vardı.

tarihinde Engse Hohol tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...

İslamın parlak bilim adamları döneminde felsefe, tıp ve matematik çalışmaları, Türkiye'nin bugün, dış ülkelere yaptığı ihracat için ithalat - dış alım yapmaya mahkum olması gibi bir benzerlik vardı. Bugün Rusya'ya dometes ihraç ediyoruz ama domates tohumunu İsrail'den alıyoruz. Yani ihraç ettiğimiz ürünlerin, ithal ettiğimiz hammaddelerini satın almasak, Türkiye olarak ihracat yapamayacağız. Ortaçağda islamın parlak görünmesinin sebebi buna benziyordu. Dışa bağımlı ihracat çeşitini, dışa bağımlı felsefe girdisi olarak düşünebiliriz bu noktada. Ortaçağda Yunanca'dan, Süryanice'den ve Kıptice'den çevrilen eserler olmasaydı İbni Haldun'u, ibni rüşd'ü bugün andığımız şekilde anmayacaktık belkide. Yunanca'dan, Süryanice'den ve Kıptice'den alıntı etmeden veya o eserleri hiç okumadan kendi kitaplarını yazsalardı, muhtemelen o enfes kitapların, Gazali'nin yazdığı dogmatik kitap, "Tehafütül Felasife"den farkları kalmayacaktı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 7 months later...

Gazali kesinlikle yerin dibine sokulmaması gereken , bana göre hayli zeki bir adam .. 

 

Gazali'nin Nedensellik Prensibi hakkındaki tartışmasını okuyun bugünün felsefesinde bile hala kesin bir sonuca ulaşılamamıştır ..

 

İbn-i Rüşd sonraki yıllarda Gazali'ye eleştiri falan da yazmıştır bu konuda .. (Aristo mantığıyla) 

tarihinde The_Individualist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...