Jump to content

İnsan yavrusu... ve evrim...


Recommended Posts

peki arkadaslar neden anne karnındakı bebek beyın yapısı tam olarak olusmazda ergınlık dönemındekı beyın dörtte bırı kadarlık bir bölumu gelışır. ınsan bedenı nasıl olurda bebegın dogum suresını belırler farkında olmadan

Bunlar soru mu, yoksa yorum mu?

Soru iseler cevap verebilirim. Ama yorumsalar, önce doğrusunu öğrenmeniz gerekiyor.

Anne karnında bebeğin beyin yapısı tam olarak oluşursa, daracık vajinadan bebeğin başı nasıl geçecek.. Bunu hiç düşündünüz mü?

Ayrıca dörtte bir kadarlık bir bölümün gelişmesi ne demek? Bu aptalca bir yorum. Soru falan değil.

Dahası da var.. İnsanın bedeninin bebeğin doğum süresini belirlemesi ne demek?

Soru mu soruyorsunuz, yorum mu yapıyorsunuz?

Hiç anlaşılmıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Stephen jay Gould Darwin ve sonrası adlı eserının sekızıncı bölumde su yorumu yapmıştır' goriller ve sempazeler cok gerimizde olmasalarda , insanın gebelik suresı tum primatlar arasında en uzun olanıdır.peki nasıl oluyorda ınsanın bır embrıyon olarak dunyaya geldıgını ıddıa edebılır?Passingham ve Ashley Montagu'ya göre gebelıgın en az bır yıl sonra olması gerekıyordu.insan beynı dogumdan sonra buyumesıne hızla devam ederken dıger primatlarda bu dogumdan sonra neredeyse bıtmiş durumdadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Stephen jay Gould Darwin ve sonrası adlı eserının sekızıncı bölumde su yorumu yapmıştır' goriller ve sempazeler cok gerimizde olmasalarda , insanın gebelik suresı tum primatlar arasında en uzun olanıdır.peki nasıl oluyorda ınsanın bır embrıyon olarak dunyaya geldıgını ıddıa edebılır?Passingham ve Ashley Montagu'ya göre gebelıgın en az bır yıl sonra olması gerekıyordu.insan beynı dogumdan sonra buyumesıne hızla devam ederken dıger primatlarda bu dogumdan sonra neredeyse bıtmiş durumdadır.

Sen zırvalamaya devam ediyorsun. Sinirime dokunmaya başladın.

Ne demek istiyorsun?

Soru mu soruyorsun, yorum mu yapıyorsun, ders mi veriyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

afrodit bir soru sormustu bende ona burdan yanıt vermek ıstedım aklımdakı soru ıse ınsan organızmasının bu bılınce nereden eriştigidir

Ne bilinci? Beynin buyumesi mi? Insan kafatasi maymunlara oranla daha buyuktur ve dolayisiyla beyin daha buyuk olur. Buna sebep yuksek ihtimalle insanin cene kaslarindaki mutasyon sonucu bu kaslarin zayiflamasi ve beynin altlara dogru ilerleyebilme imkani bulmasidir. Bilincle falan alakasi yok, dogal secilim. Bunu galiba national geographicte mi ne izlemistim, The Human Ape adli belgesel. Siddetle tavsiye ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamam çocuklar gerilmeden devam edelim...

İnsanın primattan gelmesi gelmemesi değil mevzu, veya içgüdülerinde yer alan bazı reflekslerin kökeni de değil mesele...

Mesele insan yavrusunun ebeveyne en uzun süre yük olan canlı olmasıdır...

Biz bugün bu halimizle doğada yaşasak, en az 3-4 sene yavrumuzu sırtımızda taşımak hadi onu da geçtim neredeyse 7-8 sene yanımızda taşımak zorunda kalırız diye düşünüyorum... yanılıyor da olabilirim...

Benim bu başlığı açmamdaki ve bunu sorgulamamdaki tek amaç budur...

İnsan yavrusu fiziksel açıdan ebeveyne ne kadar yük olmuştur? Özellikle de iki ayak üzerine kalkalı beri...

Hepinizin cevaplarından ayrı ayrı faydalandım, teşekkür ederim...

*Bir de, komik birşey diyeyim size, antropoloji kürsüsü ile 4 yıl yanyana dersliklerde oku, onca antropoloji öğrencisiyle arkadaşlık et ama aklın 30'undan sonra başına gelsin :) Şimdi ara ki soru sorabileceğin bir antropog bulasın :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Biz bugün bu halimizle doğada yaşasak, en az 3-4 sene yavrumuzu sırtımızda taşımak hadi onu da geçtim neredeyse 7-8 sene yanımızda taşımak zorunda kalırız diye düşünüyorum... yanılıyor da olabilirim...

Bu halimizle doğada yaşadık ve gerçekten yaşadık, yok olmadık ki bugünlere gelebildik. O halde sorun nedir?

Evrimde en büyük hata, bir şeyin gelişimi tek başına görmeye çalışmaktır. Olaya daha doğru açıdan bakarsan, daha doğrusu olaya bir bütün olarak bakarsan, anlaman daha kolay olur.

İnsan bir sebepten dik yürümeye başladı. Bu da kalça kemiklerinin daha geniş olabilmesini sağladı. Daha geniş kalçalar, daha büyük kafaları doğurmaya imkan sağladı. İnsanlar bu daha geniş kafa ve beyinle, gidip uzay mekiği yapamayacaklardı elbette. Bu kapasite bir halta yaramalıydı ki, bir anlam ifade etsin. İnsan bu artan azıcık beyin kapasitesini alet kullanma ve birlikte yaşamaya kullandı. Bu beyin kapasitesinin en önemli etkisi, anlaşmayı artırmış olmasıdır. Bu da seksüel seleksiyonla birleşerek, daha iyi anlaşabilen böylece grup halinde daha etkin olabilen insanların ortaya çıkmasına yol açtı. Bu insanlarda yavruların bakımını üstlenebilecek şekilde, yavrulara sahip çıkan topluluklar oldular. Sonuçta daha kısa gebelikle daha büyük beyin hacmi doğmasının önü açıldı. Daha büyük beyni olan daha iyi anlaşıyor, daha avantajlı oluyordu. Ama kadının anatomik imkanları bir noktada sona erdi haliyle. İnsanlarda daha erken doğum yaparak daha büyük beyinler çıkarabilir oldular. Nasılsa doğan yavruyu 10-15 yıl nerdeyse bakabilecek bir sürü içinde bulunuyorlardı.

Bu noktada bir diğer husus ise, yaşlılarımızı yemeyip yada arkamızı dönmeyip, onlara da sahip çıkmamız, beslememizdi. Bunun iki yönlü faydası oldu. Birisi, onlar çocukları büyüttüler, böylece genç erkek ve kadınlar yiyecek vs. bulma işini halledebildi. Diğeri ise, onlar yıllar öncesinin bir kaydı oldular. Kuraklık olursa nerden su bulunacağını vs. biliyorlardı mesela. Böylece uzun yaşayabilme ortaya çıktı. İnsan sürü canlısı olarak, bilgiyi biriktirebilmeye başladı.

Bu karşılıklı etkileşimle insan gebelik süresi kısaldı: Zira bir kadının en zayıf olduğu durum gebeliktir. Ama daha büyük beyin ve vücudun var olabilmesi mümkün oldu.

Ve beynimizi geliştiren bilinç filan değil, konuşmadır. Bu sanallaştırma kabiliyetidir ki, neanderthal ile insanı ayıran en önemli özelliktir. Bunda ise etkili olan süreç, aslen cinsel seleksiyondur. Bugün bile hala dişileri ikna etmenin yolu, konuşmaktan geçer, erkek dişisini güzel sözlerle, şarkılar, şiirlerle tavlar.

Ve bu bilinç dediğimiz şey bize biyolojinin bir hediyesi değil, sosyolojinin bir hediyesidir aslında:

afrodit bir soru sormustu bende ona burdan yanıt vermek ıstedım aklımdakı soru ıse ınsan organızmasının bu bılınce nereden eriştigidir

Örnekleri mevcut ve bol olmakla birlikte, insanların mevcut bilince ancak eğitim yoluyla ulaşmaları mümkündür. İnsanlar her nesilde, belki 10, belki yüz nesilde bilince dair bir şey keşfetti. Belki 200 bin sene en azından, iki dal koyup üstüne bir dam yaparak ev yapmayı akledemedik, mağara aradık yaşayacak. Neyse, her neslin keşfettiği bir adım, konuşma, ev yapma, hayvan evcilleştirme, tarım, sulama vs. derken derken, yazı, kitap, matbaa, bilgisayar, matematik vs. vs. olarak birike birike bugünlere ve bugün bilinç dediğimiz yere geldik.

Nasıl ki doğal seleskiyon biyolojik bilgiyi DNA yoluyla biriktire biriktire bize bu altyapıyı sağladıysa, biz bu altyapıya eğitim denen kavramı ekleyerek bugünkü bilinç dediğimiz noktaya geldik.

Eğer biyolojik yapımıza kalırsak, emin olun ki, eğitim almamış bir insan bir şempanze kadar bile bilince, akla fikre filan sahip olamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Zaten hayvanlar, yavrularına bakabilecek duruma gelmeselerdi memeliler diye bir canlı türü ortaya çıkacağını sanmıyorum.

Aynı şekilde eğer yumurtalarından çıkan yavrulara kendi yediği yemekten yediremeyecek, bakamayacak olsaydı da mitoz bölünmeyle üremeye devam edeceklerini düşünüyorum.

Hem biz nereden biliyoruz insan yavrusunun en uzun süre bakılması gereken canlı olduğunu, birçok canlı dünyaya geldi ve gitti, yavrusuna bakamayan, koruyamayan canlıların soyları tükendi.

Hem şuanki insanlar hiç düşünmüyor 1 yaşındaki çocuk ne yapabilir diye, zorda kalırsa yamyamlıkta yapar, diğer canlılarıda yer.

Bebekler katı yiyecek yemiyor fakat insanlar salyangoz gibi canlıları tüketiyorlar.

3 yaşındaki çocuğa annesi avlanmayı, beslenmeyi, kendi kendine yaşamıyı öğretmiyor ki annesi.

Hem insanlar primatlardan geldiğinden dolayı avlanarak beslenmek zorunda değillerdir ve sürü halinde yaşarlar ağaçlarda veya mağaralarda.

Belkide yavru mağarada otururken anne yemek topluyordur aynı kuşlar gibi.

tarihinde Lord tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...