Jump to content

Evren Enerji Sızdırıyor


Recommended Posts

>>> Benim kastettiğim, kızıla kaymayı açıklamaya çalışan başka girişimlerin daha da başarısız olduğu.

Sevgili mantık, başarısızın dahasının veya azının önemi var mı? Kırmızıya kayma genişlemenin sonucu değilse, demekki evrenin genişlediğini söylemek absürt bir teori olur. Bunun ötesi yok.

Ama bunun ötesine şöyle bir mesele konuyor suni olarak. Genişlemeyi var kabul edip, big bang denen teoriyi kabullenmek. Sonra da herşeyi buna uydurmaya çıkmak. Ve bu noktada ortaya çıkan sorun şu: Bu işin aslı nedir, gidip buna bakmamak. Bu da bilimi amacından saptırmaktan başka bir anlam taşımaz maalesef.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 111
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Şöyle birşeye rastladım:

http://www.rense.com/general53/bbng.htm (Big Bang theory busted by 33 top scientist)

(Ekleme:yalnız sonradan main page'e bakınca abidik bir site gibi geldi gözüme, gerekirse silinebilir link)

oradan alıntı:

"Today, virtually all financial and experimental resources in cosmology are devoted to big bang studies. Funding comes from only a few sources, and all the peer-review committees that control them are dominated by supporters of the big bang. As a result, the dominance of the big bang within the field has become self-sustaining, irrespective of the scientific validity of the theory." (çevirmedim kusura bakılmasın)

Bigbang'in "yerini alabilecek paradigma" olmaya namzet ayağı en yere basan model hangisidir?

"Plasma cosmology" ? "the steady-state model" ? ........?!

sanırım "Hacı" alternatiflere dair başlıklar açmış, ilgili hususlar irdelenmişti..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de büyük bir şaşkınlıkla mantık bigbang ile arasını düzeltmiş diye düşünerek yazısını büyük bir iştahla okumuştum ki arkasından gelen iletilerden aslında hiçbirşeyin değişmediğini daha sonra anladım. Mantık'ın bigbang le olan derdi onun bir başlangıcı ifade etmesinden başka birşey değildir. Kızıla kayma olgusunu bir başka şekilde uzun yıllardır açıklamaya çalışmış ama sanırım yeni yeni yenilgiyi de hissediyor.

Big bang öyle pamuk ipiliğine bağlı bir teori falan değildir. Evrenin genişlemesinde evrenin sadece genişlediği değil, uzaktakilerin daha hızlı genişledileri de ortaya çıkmıştır. Bunu sen bigbang dışında başka hiçbir teori ile açıklayamazsın.

Aynı zamanda bazı süpernovaların standart parlaklık seviyeleri sayesinde evrenin sadece genişlemediği, genişleme hızının da arttığı ortaya çıkmıştır. Hangi kanalık madde emülsiyonu böylesine ilginç bir fenomeni sağlayabilir?

Kozmik radyasyon u bigbang dışında daha iyi bir şekilde nasıl açıklarsın? Zaman içinde süpernovaların savurdukları böylesi homojen bir fon radyasyon verebilir mi? Arka plan ışınımının kelvin derecesi, galaksilern genişlemelerinin zaman içinde geriye doğru hesapları ile ve daha birçok gözlem ve hesaplar ile evrenin yaşı saptanmışken hangi teori bundan daha gerçekçi bir açıklama sunabilir?

Aklıma genişleyen evrende kaybolan enerjinin, karanlık enerji şeklinde kendisini ortaya çıkardığı fikri geldi. Mantık bunun üstünde çalışırsa belki bir nobel bile alabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Big bang öyle pamuk ipiliğine bağlı bir teori falan değildir. Evrenin genişlemesinde evrenin sadece genişlediği değil, uzaktakilerin daha hızlı genişledileri de ortaya çıkmıştır. Bunu sen bigbang dışında başka hiçbir teori ile açıklayamazsın.

İyide darwin, big bang teorisi ile, o uzaktaki galaksilerin taaa orada ne aradığını asla açıklayamazsın. Sorun burada zaten.

Bu sorunu yok göstermek için diyorlar ki, o galaksiler oraya ışık hızının bilmem kaç katı hızla gittiler. Eh, iyi tamam. O halde biz onların mesela 1 Milyar yaşındakini halini görmemiz lazım o halde. Ama bakıyoruz, 13 Milyar yaşında galaksiler görüyoruz, quasarlar filan olan içinde. O zaman big bang teorisi diyor ki, "şşşştttt, karıştırmayın şimdi onu, big bang doğrudur, öyleyse doğru olan big bangtır, gidin kumda oynayın filan.."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anibal,

Gittiler mi? gidiyorlar mı?

Onlar hala bizden uzaklaşıyorlar.

Ve uzaklaşma hızları ışık hızından fazladır. Bu şuandaki bir gözlemdir.

Diyeceksiniz ki ışık hızından hızlı bir uzaklaşmada ışık bize nasıl ulaşıyor? Teknik ayrıntıları bilmiyorum. Araştırabilirim. Ancak durum bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Compton saçılması dışında fotonlara enerji kaybettiren bir durum gözlemlenmemiş.

Compton saçılmasını yıldız atmosferi içindeki kırmızıya kaymadan sorumlu tutuyorlar.

Ama galaksiler arası uzayda kırmızıya kaymaya etkisi olmadığı görüşündeler.

image023.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anladığım şu:

Bize uzak galaksiler bizden ışık hızına yakın bir hızla uzaklaşmaktadır. Işık hızından daha hızlı uzaklaşan bir galaksiyi görmemizin imkanı yok. Ancak bizden ışık hızına yakın hızla uzaklaşan galaksiye, ona bizden daha uzak bir galaksiden bakılacak olursa, ilk galaksinin ikincisinden ışık hızından daha hızlı uzaklaşacağı gözlemlenirmiş, ya da doğal olarak gözlemlenemezmiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Big bang öyle pamuk ipiliğine bağlı bir teori falan değildir. Evrenin genişlemesinde evrenin sadece genişlediği değil, uzaktakilerin daha hızlı genişledileri de ortaya çıkmıştır. Bunu sen bigbang dışında başka hiçbir teori ile açıklayamazsın.

İyide darwin, big bang teorisi ile, o uzaktaki galaksilerin taaa orada ne aradığını asla açıklayamazsın. Sorun burada zaten.

Bu sorunu yok göstermek için diyorlar ki, o galaksiler oraya ışık hızının bilmem kaç katı hızla gittiler. Eh, iyi tamam. O halde biz onların mesela 1 Milyar yaşındakini halini görmemiz lazım o halde. Ama bakıyoruz, 13 Milyar yaşında galaksiler görüyoruz, quasarlar filan olan içinde. O zaman big bang teorisi diyor ki, "şşşştttt, karıştırmayın şimdi onu, big bang doğrudur, öyleyse doğru olan big bangtır, gidin kumda oynayın filan.."

Anibal'in bahsettiği sorun ufuk (horizon) sorunu olarak bilinir.

Burada kullanılan ufuk terimi, informasyonun (bilginin) veya enerjinin kısa bir zaman içinde kat etmesi gerekli mesafe olarak da tanımlanabilir.

Eğer bunu ışık hızı ile sınırlarsak, Big Bang’de karşilaşilan ufuk sorununu açıklamak mümkün değildir.

Bir de Omega sorunu vardır.

Gerçek kütle yoğunluğunun, kritik kütle değerine oranı OMEGA olarak bilinir.

Bu değeri saptamak son derece zordur.

İçinde yaşadığımız evrende yapılan gözlemlerin doğru olması için, en son yapılan hesaplara göre, kütle yoğunluğunun, kritik yoğunluğa çarpiminin, evrenin başlangıcının ilk anlarında, 0,999999999999999 ile 1,000000000000001 arasında olması gerekmektedir.

Big Bang’le ilgili ve ufuk ve omega sorunlarını açıklamaya yönelik olanlar arasında en mantıklı ve muhtemel kuram, genişleme kuramıdır.

Bu cosmic inflation kuramı olarak da bilinir.

Soğuk su dolu bir kaba, sıcak su dökelim ve sıcaklığın dağılımını izleyelim.

Bir süre sonra sıcaklık homojen bir durum arzedecektir.

Yani sıcaklık her tarafta aynı olacaktır.

Ama bu tür homojeniteyi Big Bang için ileri süremeyiz.

Çünkü Big Bang son derece çabuk vuku bulan bir fenomen olup, ısının homojenite kazanması için aradan hemen hiç zaman geçmemiştir.

Yapılan hesaplamalara göre, 300 bin yıl sonra yüzbinde bir hata ile üniformite kazanan bir sıcaklığın gerçekleşmesi için evrenin ışık hızından 100 kere daha hızlı genişlemiş olması gerekmektedir.

Bu da fizikte bir sorun yaratmaktadır.

Hiç bir şeyin ışık hızından daha hızlı hareket edemeyeceği yasası anımsanırsa, sorunun ne olduğu kolaylıkla anlaşilır.

Big Bang kuramını açıklarken bu hususun da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Genişleme kuramı bu durumu açıklamaya çalışır ve Anibal'in sorduğu sorunun cevabını verir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Hacı, big bang hedesinde sorundan başka bir şey yok. Şu anda maalesef hiç bir şeyi açıklayamıyor. Belki biraz ucundan bucağından bir şeylere dokunuyor ama ötesi yok. Enflasyon teoriside bigbang içimn sorun olan bir kaç mevzuyu daha iyi izah edebilsede, her şeye gene yetmiyor.

Artık big bangı bir kenara koyup, sıfırdan düşünüp daha tutarlı bir teori ortaya koymak gerekiyor. Ama devenin kuyruğu da burada kopuyor, çünkü şu anda bir şeyler ortaya konabilecek kadar bilgimiz yok. Söyleyeceğimiz her şey daha çok spekülatif olacak ve belkide big bang kadar bile bir anlam taşımayacak.

O yüzden genel durum için, elle tutulur bir şeyler çıkana kadar, big bang ile gönül eğlendirmek var. Bir şeyleri tutturacak yarım yamalakta olsa bir teori olmayan teoriden iyidir hesabı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Hacı, big bang hedesinde sorundan başka bir şey yok. Şu anda maalesef hiç bir şeyi açıklayamıyor. Belki biraz ucundan bucağından bir şeylere dokunuyor ama ötesi yok. Enflasyon teoriside bigbang içimn sorun olan bir kaç mevzuyu daha iyi izah edebilsede, her şeye gene yetmiyor.

Artık big bangı bir kenara koyup, sıfırdan düşünüp daha tutarlı bir teori ortaya koymak gerekiyor. Ama devenin kuyruğu da burada kopuyor, çünkü şu anda bir şeyler ortaya konabilecek kadar bilgimiz yok. Söyleyeceğimiz her şey daha çok spekülatif olacak ve belkide big bang kadar bile bir anlam taşımayacak.

O yüzden genel durum için, elle tutulur bir şeyler çıkana kadar, big bang ile gönül eğlendirmek var. Bir şeyleri tutturacak yarım yamalakta olsa bir teori olmayan teoriden iyidir hesabı.

Bütün sorun o değil mi zaten...

Düşünerek bir teori oluşturulmaz. En fazla hipotez safhasında kalırsın.

Elimizdeki bilgilerden yararlanarak bir teori ortaya atmak zorundayız.

Big Bang işte o teori.

Başka bilgilere dayanarak onun yerine bir başka teori oluşturabilir miyiz?

Big Bang'in aleyhine delilleri ortaya koymak yetmez.

Onları yeni bir teori ile desteklemek de gerekir.

Yani Big Bang'de ileri sürülen delilleri başka türlü yorumlamak yeterli değil.

Onları ve diğer delilleri bir başka teori ile birleştirerek açıklamak gerekir.

Bunu yapıncaya kadar Big Bang yegane teori olarak kalacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anladığım şu:

Bize uzak galaksiler bizden ışık hızına yakın bir hızla uzaklaşmaktadır. Işık hızından daha hızlı uzaklaşan bir galaksiyi görmemizin imkanı yok. Ancak bizden ışık hızına yakın hızla uzaklaşan galaksiye, ona bizden daha uzak bir galaksiden bakılacak olursa, ilk galaksinin ikincisinden ışık hızından daha hızlı uzaklaşacağı gözlemlenirmiş, ya da doğal olarak gözlemlenemezmiş.

Işık hızına yakın veya eşit madde hareket edemez.

Benim bildiğim saniyede 200-300 km'ler söz konusu.

Saniyede 200-300 km nerede saniyede 300 bin km nerede.

Işık hızında hareket eden şeye artık madde denmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili mantık.

Kızıla kayma fenomenini bilirsiniz. Uzak galaksilerin tümünün ışığı kızıla kaymaktadır. Bu doppler etkisine bağlanmakta ve evrenin genişlemekte olduğu sonucuna buradan ulaşılmaktadır.

Böyle bir cümle herhalde bir popüler bilim kitabından alıntı olsa gerek.

Gerçi bir kaç cümle sonra kozmolojik kızıla kaymanın doppler etkisinden farklı olduğunu vurgulamaışsın:

Kozmolojik kızıla kaymaların günlük hayatta karşılaştığımız tipik doppler etkilerinden bir farkı vardır. Günlük hayatta karşılaştığımız tipik doppler etkisi, göreceli hareketten kaynaklanır. Bu durumda fotonlar enerji kazanıp kaybetmemekte, sadece size foton kaynağına nazaran farklı görünmektedirler.

Fakat genel görecelik ve kozmoloji ile ilgili çoğu kitapta vurgulanan bir bilgi, kozmolojik kızıla kaymaların bundan farklı olduğu ve ışık hareket ederken, hareket etmekte olduğu uzayın şişen bir balon gibi genişlemesi yüzünden bu kızıla kaymanın meydana geldiğidir.

Fakat bu açıklama da bana yine popüler bilim kitaplarında okuduklarımı anımsatıyor. Bu kitaplarda konunun anlaşılır olması için bir lastik şerit üzerine önce sinus eğrisi çizilir. Bu sinüs eğrisinin belli bir frekansı/dalga boyu vardır. Peşinden bu lastik şerit sündürüldüğünde üzerindeki sinüs eğrisi de genişler. Frekansı azalmış, dalga boyu artmış olr. Böylece evren genişlerken fotonun frekansı düşmüş, dalga boyu artmış olur.

Sadece bir amatör olarak ilgilendiğim halde bu açıklamanın muhtemelen anlayışı kolaylaştırmak amacıyla "uydurulmuş" olduğunu tahmin ediyorum. Işığın alacağı yolun uzamış olması (evrenin genişlemesi) ışığın frekansının değişmesine bir neden olamaz.

Kızıla kayma nedenleri:

- Doppler etkisinden kaynaklanan kızıla kayma: Bu; bize yakın galaksilere uygulanabilinecek bir efekt.

- Gravitasyonel kızıla kayma: Kütlesi çok büyük cisimlerde gözlemlenebilecek bir olgu. Foton kütleden uzaklaşırken kütlenin çekim kuvvetinden dolayı enerji kaybeder.

- Kozmolojik kızıla kayma:

Kızıla kayma faktörü 1 olan bir galaksi bu fotonu gönderdiğinde, evrenin genişliği (atıyorum) şimdikinin yarısıydı. Kızıla kayma faktörü 2 olan bir galaksi bu fotonu gönderdiğinde ise evren (yine atıyorum) şimdikinin 3'de veya 4'de birisi kadardı. Fotonun ortaya çıktığı ortam şimdikinden daha değişikti. Birim hacma düşen kütle miktarı çok daha fazlaydı.

Bu durumda kozmolojik kızıla kaymayı gravitasyonel kızıla kaymaya benzemez miyiz?

Genel görelilik buna ne der?

Doğrusu hiç bir fikrim yok.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Bilim eldeki delillere uygun bir teori geliştirir. Big Bang teorisi öyle bir teoridir. Bir zorlama değildir. Kendiliğinden ortaya çıkan ve yapılan bütün gözlemlerle uyumlu bir açıklamadır.

Maalesef artık big bang eldeki delillere uygun olmayan bir teori halinde. Ve işin kötüsü şu ki, delillere bakılarak teori ortaya konacağına, deliller teoriye uydurulmaya çalışılıyor.

Big bang'ın olamayacağını gösteren bir sürü şey var. Kara madde, kara enerji, antimaddenin nereye gittiği, ufuk problemi vs. gibi bir sürü şey var ve big banga uymuyor.

Ve bu dediğin bilimsel bir görüş değil lafıda, maalesef bir tür adam karalamadan başka bir şey değil.

Neyse, aç şunları bir oku istersen:

http://www.amazon.com/exec/obidos/ASIN/0964318814/qid%3D1029672641/sr%3D11-1/ref%3Dsr_11_1/104-8543258-3148738

Ondan sonra ne bilimsel, ne değil bir daha bakarız olmazsa.

Sen de aşağıdakini dinle.. Nasıl bir deliye inandığını gör..

http://www.spaceandmotion.com/Cosmology-Big-Bang-Theory.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş

Genel görüş şudur; Genel görelilik alan denklemleri statik bir evrene izin vermemektedir. Evrenin genişlediği bilinmeden önce Einstein durgun bir evrene inandıgı için denklemlerine "kozmolojik sabit" ekleyerek evrenin kendi üzerine çökmesini tabiri caiz ise önlemek istemiştir ama evrenin genişlediği anlaşıldığında bu sabite gerek görülmemiştir. Stephen Hawking ve Roger Penrose'un Genel Göreliliğin bigbang'i zorunlu kıldığını kanıtladıklarını okumuştum ama nasıl bilmiyorum. Sonuçta genel göreliliğin şu an ki haliyle gerçekliğin tam bir tasvirini vermediğini biliyoruz, nitekim kuantum mekaniği ile uyumlu değil. Bu uyumu sicim teorisinin çok şık bir şekilde sağladığına dair de genel bir görüş var. Pek tabiki sicim teorisinin öngörüleri henüz test edilebilmiş değil ama matematiksel açıdan son derece tutarlı ve prensip olarak son derece basit yasalara dayanan bir teori. Sicim teorisi doğru ise, singularite ortadan kalkıyor. Nitekim parçacıklar artık mevcut standart modeldeki gibi boyutsuz noktalar olarak değil planck uzunluğundaki sicimler olarak tanımlanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Genel görüş şudur; Genel görelilik alan denklemleri statik bir evrene izin vermemektedir. Evrenin genişlediği bilinmeden önce Einstein durgun bir evrene inandıgı için denklemlerine "kozmolojik sabit" ekleyerek evrenin kendi üzerine çökmesini tabiri caiz ise önlemek istemiştir ama evrenin genişlediği anlaşıldığında bu sabite gerek görülmemiştir. Stephen Hawking ve Roger Penrose'un Genel Göreliliğin bigbang'i zorunlu kıldığını kanıtladıklarını okumuştum ama nasıl bilmiyorum. Sonuçta genel göreliliğin şu an ki haliyle gerçekliğin tam bir tasvirini vermediğini biliyoruz, nitekim kuantum mekaniği ile uyumlu değil. Bu uyumu sicim teorisinin çok şık bir şekilde sağladığına dair de genel bir görüş var. Pek tabiki sicim teorisinin öngörüleri henüz test edilebilmiş değil ama matematiksel açıdan son derece tutarlı ve prensip olarak son derece basit yasalara dayanan bir teori. Sicim teorisi doğru ise, singularite ortadan kalkıyor. Nitekim parçacıklar artık mevcut standart modeldeki gibi boyutsuz noktalar olarak değil planck uzunluğundaki sicimler olarak tanımlanıyor.

Sicim teorisi bir fantezidir. Hem de bir delinin fantezizi gibi bir fantezidir.

Matematiği hiç bilinmeyen ve bilinmez olan bir saçmalıktır. 10 boyuta birden hitabeden ve temelini Euler'in beta fonksiyonundan alan bir matematik vardır ortada.

Elimizdeki en aklı başında teori yine de genişleme kuramı ile birleştirilen Big Bang'dir. O bile bir fantezidir zaten.

Sayıları cük oturtmak için inflasyon teorisi eklenmiştir. Ama şimdilik işe yarar tek teori gibi durmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne yazık ki ilginç olan ise; Big bang teorisinin insanlar arasında evrim teorisinden çok daha inanılır olmasıdır.

Belki de oranlar arasında iki misli fark vardır.

Yani, dünyada evrim teorisine inananların oranı %40-45'se, big bang'e inananların oranı %80-90'dır.

Halbuki tam tersi olması gerekirdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç olarak ikisi de inanç değil. Bilimsel teori.

Ama sevgili Pante'nin değindiği gibi ikisi de inanç bazında değerlendiriliyor.

Hatta ikisi de politikleştiriliyor.

Çünkü ikisi de dine ve Tanrı'ya atıfta bulunuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 months later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...