Jump to content

Azrail Mavalı


Recommended Posts

Kitaplarda ve Hadislerde Azrail

Secde-11. De ki: “Size vekil kılınan ölüm meleği, sizi vefat ettirecek. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”

Kur’an’ı, İncil’i ve Tevrat’ı tarattığımızda Azrail’in geçmediğini görürüz. Kur’an’da Secde ayetinde ölüm meleği geçer.

Bu ayette insanın canını alanın ölüm meleği olduğunu yazar ama başka bir ayette ölüm meleklerinin can aldığını, bir başka ayette ise Allah’ın can aldığı belirtilir.

Nisa-97. Muhakkak ki melekler, kendi nesflerine zulmedenleri öldürürken : “Siz nerede idiniz?” dediler. “Biz yeryüzünde zayıf kimselerdik.” dediler. “Allah’ın arzı geniş değil miydi? Öyleyse orada hicret etseydiniz!” dediler. İşte onlar, onların varacağı yer cehennemdir ve kötü bir varış yeridir.

Ölüm melekleri ayrıca Enfal 50, Nahl 32-33 ve Naziat 1-2’de de geçer.

Zümer-42. Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır.

Görüldüğü gibi “Canı kim alır?” sorusunun üç yanıtı vardır Kur’an’da. Allah, ölüm meleği ve ölüm melekleri. Bu durum tefsirciler tarafından şöyle açıklanmaya çalışılır:

“Gerçekte öldüren Allah’tır ama diğer işlerde olduğu gibi can alma işinde de melekleri kullanır. Canı alan ekibin başı ölüm meleğidir ama yardımcı melekleri de vardır.” (Razi)

Tabi bu açıklama ikna edici değil. Herşeyden önce neden can almak için meleklerden memur tayin edilmiş olsun ki? İnsan zaten ölümlü. Organlarının bir ömrü var. Kaza geçirmese, savaş ya da cinayetle öldürülmese, hastalığa yakalanmasa bile organları en fazla 100-150 sene ömre dayanabilir. Kazada ise örneğin kafasını şiddetle çarpan bir insan zaten ölmüş demektir, niye melek gereksin? Yüksek voltaja yakalanan birisine ayrıca gelip Azrail mi el atıyor? Uydurma hadislerde Azrail’in bir ağacın dalları gibi tüm vücuda ve damarlara yayılmış olan canı şiddetle söküp çıkarttığından sözediliyor. Ama cennetlik olanların canını yağdan kıl çeker gibi aldığı zırvası kafalara şırınga ediliyor. Örneğin yüksek voltaja yakalanan insanın müslümansa canını acı çekmeden, müslüman değilse büyük acılar çekerek can verdiği yutturulmaya çalışılıyor. Bu din propagandasından başka birşey değil.

Bazı dinci alimler de örneğin Abdullah b. Abbas, ölüm meleğinin asıl vazifesinin ruhu zaptetmek, bir an bile yalnız bırakmadan alıp ruhlar alemine götürmek olduğunu söylüyor:

“Kâfirlerin ruhları göğe doğru yükseltilir. Gök onlan kabul et­mez. Onlar yeryüzüne indirilir. Onları yer de kabul etmez. Onların ruhları yedi kat yerin dibine indirilir. Siccine kadar götürülür. Müminlerin ruhu ise 7. gökte Sidretül Münteha ağacının gölgesinde yelleneceklerdir. Müminlerin ruhu mis gibi, kafirlerin ruhu çok kötü kokacaktır.” deniyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Azrail ismi nereden alınmıştır?

Razi tefsirinde “Hz. İsrafil ile Hz. Azrail adlı meleklerin varlığı haberlerle sabittir. Ayrıca canları alan meleğin Azrail olduğunu gösteren haberler de vardır” demiştir.

Haberden kastettiği sahih olmayan hadislerdir. Çünkü kitaplarda ve sahih kabul edilen hadislerde Azrail ismi geçmez. Kütübü Sitte’yi tarattığınızda Azrail’e ait bir hadis bulamazsınız.

Sahih olmayan bu hadislere yer veren Suyuti’ye göre kıyamet günü Allah dört büyük meleği isimleriyle çağıracak ve görevlerini yapıp yapmadıklarını soracaktır. Bu arada “Ey Azrail! Gel bakalım, sen görevini nasıl yaptın?” diyerek Azrail’i ismiyle çağıracağını yazmıştır.

Yine Suyuti’ye göre Şuayb peygamber ölüm meleğinden Azrail diye bahsetmiştir.

Suyuti’nin bir kanıta-kaynağa dayanmayan bu hadislerinin uydurma olduğu açıktır.

İsrailiyatta Azrail

Rabbiler denilen yahudi din bilginleri tarafından yazılan kitaplarda ölüm meleği için sayılan 10-12 isimden birinin “azrail” olduğu ifade edilmektedir. (Ahmet Saim Kılavuz, “Azrail, tdv islam ansiklopedisi)

A.S.Kılavuz, Azrail için “muhtemelen ibranice kökenlidir” demektedir.

Ancak ünlü hadisçilerden Askalanî, “müfessirlerin çoğunluğuna göre Süryanice, bazılarına göre İbranicedir, az sayıda alim ise Arapça kökenli olduğunu söylemiştir” demektedir.

Süryanice veya İbranice olduğunu söyleyenlere göre azer ve el veya îl kelimelerinden oluşan bir terkiptir ve Abdullah yani "Allah’ın kulu” manasına gelir. (Kurtubî, tefsir, 2/39; alusi, ruhu’l-meanî, 15/499)

Aslının Arapça olduğunu söyleyenlere göre ise a-ze-ra ve el (îl) kelimelerinden oluşmuştur ve manası da güçlü kuvvetli, salabetli demektir (Askalanî, Ahmed b. Ali, El-imtinâ bi’l-erbaîne’l-mütebâyinetü’s-sima’, 1/110)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Musevilikte Azrail “malakh hamavet” yani ölüm meleği olarak geçer. Kur’an’da ise “melek elmevt” idi.

Malakh hamavet = melek elmevt

Musevilerin Talmud kitabında ölüm meleği, şeytan ve kötü ruhun aynı olduğu belirtilir.

Kaufman Kohler ve Blau’un yazdıkları makalede Azrail hakkındaki Yahudi inancı konusunda detaylı bilgiler verilmektedir. Bunları kısaca özetleyecek olursak:

Ölüm meleği emri Allah’tan alır. Helak iznini alınca, iyilerle kötüler arasında bir ayırım yapmadan bu görevi yerine getirir. Ölüm meleği birinci günde yaratılmıştır. Onun ikametgâhı cennettedir. On iki kanadı vardır. Tüm bedeni çok sayıda gözlerle kaplıdır. Elinde ölüm işinde kullandığı bir kılıç taşır. Bazen kılıcın yerini bıçak veya kement (sicim) alır. Dünyadan ayrılma saati geldiğinde ölüm meleği, ucunda öldüren ve bedeni çürüten bir damla taşıyan bir kılıçla öteki dünyaya geçen kişinin başında dikilir. Ölmekte olan insan, meleği görünce ağzı açılır. Ölüm meleği elindeki kılıcın ucundaki damlayı o insanın ağzına bırakır. Bu damla onun ölümüne, yüzünün sararmasına ve kabirde çürüyüp dağılmasına sebep olur. Ölüm meleği iyi insanların ruhunu üç iyi melekle birlikte, kötülerin ruhların ise üç kötü melekle birlikte alır.

Yahudi Angelojisinde altı tane ölüm meleğinden bahsedilir ki, bunların her biri farklı canlıların ölümleriyle ilgilendirilir: Cebrâil kralların, Kapziel gençlerin, Maşbir hayvanların, Maşhit çocukların, Af ve Hemah da insanların ve büyük hayvanların ölümleri üzerinde yetkilidirler. Mesih geldiği zaman, ölüm ortadan kalkacak ve Mesih’in bizzat kendisi ölüm meleğini yok edecektir. Gelecek hayatta Allah’ın, Firavun, Sezar ve Sanherib ile savaşması için ölüm meleğine izni vereceği söylenmektedir.

Azrael

Hıristiyan Angelojisinde kendisinden “Şeytan Meleği”, “Bela Meleği” olarak da bahsedilen ölüm meleğine “Şeytanların Prensi”, “Yok edici melek” isimlerinin de verildiği görülür. İncil’de de sadece bir yerde ölüm meleği geçer.

Korintliler 10/10. Kimileri gibi de söylenip durmayın. Söylenip duranları ölüm meleği öldürdü.

Sonuç olarak görülmektedir ki kutsal olduğuna inanılan kitapların ve sahih kabul edilen hadislerin hiç birinde Azrail geçmemektedir. Ama Azrail sözcüğü ölüm bahislerinde Müslümanların dilinden düşmez. Azrail üzerine türlü masallar-mavallar anlatılır. Anlaşılmaktadır ki İslam sadece Kur’an’a dayanan bir din olmadığı, hadislerle oluşturulan bir din olduğu gibi, Kur’an ve hadis dışında inançları da içine katmıştır. Hangi müslümana sorulursa sorulsun 4 büyük meleği Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail olarak sayar. Müslümanlar dini İslam din adamlarından öğrendiğine göre bu din adamları Kur’an’da, Tevrat’ta, İncil’de ve sahih hadislerde yer almayan bir ismi dine taşımış ve perçinlemişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Can almadaki farklar:

İslamcılara göre Azrail ve yardımcılarının insanların ruhlarını mümin veya kafir olmalarına göre nasıl kabzettikleri gerek Kuran’da, gerekse hadislerde anlatılmaktadır. Ölüm melekleri mü’minlerin ruhlarını yumuşaklıkla, incitmeden ve müjdeler vererek alırlarken, kafirlerin ruhlarını ise acı çektirerek, korkutarak dehşetli ve şiddetli bir şekilde kabzederler.

Nahl-32. Melekler, müminlerin canlarını iyi kimseler olarak alırken, “Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete” derler.

Naziat süresi de meleklerin nasıl can aldığından bahsederek başlar:

Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,

Yumuşacık çekip alanlara,

Yüzdükçe yüzenlere,

Bu ayetler tefsircilerce şöyle açıklanır:

“Ayette bahsedilenler; boğa boğa, daldıra daldıra şiddetle can alan melekler”, yahut “kâfirlerin canını alan azap melekleridir.” Nâşitât, tatlı ve yumuşak bir şekilde can alan, müminlerin ruhlarını alan rahmet melekleridir. Sâbihât, ilâhi emir ile ufuklardan gelip giderek iş yapan veya can alırken nefislerde dalgıç gibi dalıp yüzen meleklerdir. Sâbikât, kâfirlerin ruhlarını cehenneme, müminlerin ruhlarını cennete götürmek için yarışıp giden meleklerdir.

Enfal 50′de ise “Melekler, kâfirlerin yüzlerine ve artlarına vura vura ve “haydi tadın yangın azabını” diyerek canlarını alırken bir görseydin.” der.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç Hadisler:

Musa, ölüm meleğinin gözünü çıkarmış

Ebu Hureyre (ra) dan rivayet, Rasul-u Ekrem (s.a.v.) buyurdu ki:

Melekul Mevt, Hz. Musa'ya ruhunu kabzetmek için gönderilmişti.

Hz. Musa, melekul mevt’e tokat atıp bir gözünü çıkarmıştı.

Melekul mevt Rabbine dönerek: “Beni öyle bir kula gönderdin ki, ölümü istemiyor.” demiş, bunun üzerine Cenabı Hak tekrar ona gözünü iade etmişti.

(Sahihi Buhari, 2/113 ve 4/191; Sahihi Muslim 4/1843)

İbrahim Azrail’i görünce bayılmış

Suyuti’nin hadisinde İbni Mesud ve Abbas’tan rivayet edildiğine göre;

Hz. İbrahim bir gün Azrail’e «Günahkâr insanın canını alırken büründüğün kılığı bana gösterebilir misin?» diye sorar.

Azrail ona «Bunu görmeye dayanamazsın» diye cevap verir.

Hz. İbrahim, «Dayanırım, sen göster» diye ısrar edince Azrail ona «başını çevir» der.

Bir müddet arkasını döndükten sonra tekrar yüzünü dönünce Hz. İbrahim, kapkara yüzlü, saçları diken diken, kötü kokulu, siyahlara bürünmüş, ağzından ve burun deliklerinden ateş ve duman çıkan bir adam ile karşılaşarak yere baygın düşer.

Hz. İbrahim ayılınca, Azrail ilk kılığına dönmüştür. Hz. İbrahim ona «Ey ölüm meleği, günahkâr insan ölüm anında senin bu kılığın ile yüzyüze gelmekten başka bir felâket ile karşılaşmasaydı, bu ona yeterdi» der.

Sözde İbrahim böyle der ama bu Allah’a yetmez. Günahları sevaplarından ağır basan kulunu cehenneme mahkum eder ve sonsuza kadar ateşte yakarak cezalandırır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Azrail’in Tahtı

Sahih olmayan hadisçilerden sayılan Mukatil İbni Süleyman şöyle yazmıştır:

Azrâil yedinci göktedir. Dördüncü gökte, yetmiş bin ayaklı nurdan yaratılmış bir taht vardır. Azrâil’in dört kanadı o taht üzerinde oturmaktadır. Azrâil’in ruh sahibi mahlûkların sayısınca tüyü vardır. Her tüyünde ait olduğu canlıyı temsil eden yüz, göz, ağız ve dil vardır. Kimin eceli geldiyse onun yüzü yok olur ve Azrâil ona ait olan gözle bakar ve ona ait elle ruhunu alır. Bütün mahlukat yok olduğunda Azrâil’in vücudundaki gözler de, sekiz tanesi dışında, yok olur. O sekiz göz, dört büyük meleğe ve onların dört yardımcısına aittir. Allah-u Tealâ, Azrâil’e diğer meleklerinde canını al buyurduğun da onlarınkini de alır. En son kendi canını alır. Çünkü Allah dışında her canlı ölümlüdür.

Azrâil’in bir ayağı, cennetteki bir taht, diğeri de cehennem üzerine kurulan Sırat’ın üzerindedir. Azrâil o kadar büyüktür ki, başından bütün denizlerin suyu dökülse bir damla yere düşmez. Semâ ve yer, Azrâil’in önünde, bir kimsenin önündeki sofra mesafesindedir. Mevcut her şeyi görür.

Bir başka uydurma da şöyledir:

Aleykümüsselam

Bir kimse can çekişmeğe başladığı zaman Cenab-ı Hak, Azrâil’e emreder:

-Ey Azrâil! Kullarımın canını alırken sabırlı ol. Canları dizlerine, göbeklerine ve göğüslerine geldiği sıralarda biraz dinlensinler. Can boğaza gelince biraz daha sabret, organlar birbirleriyle vedalaşsınlar, buyurur.

Can boğaza gelince sağ göz, sol göze; sağ kulak, sol kulağa; sağ el, sol ele; sağ ayak, sol ayağa; baş ise tüm vücuda veda eder ve şöyle derler:

“Bugün ayrılık günüdür. Kıyamete kadar size selâm olsun”…

Selam denince Nahl 32 ayetini hatırladık. Ölüm meleği cennetlik bir insanın canını almaya geldiğinde “Selamünaleyküm” dermiş. Bu da Atatürk’ün son sözünü aklımıza getirdi. Hasan Rıza Soyak Atatürk’ün genel sekreteri ve ölümü sırasında başucundaymış. Soyak’ın anlatımına göre Atatürk’ün son sözü “Ve aleykümüsselam” olmuş…

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazen bakıyorumda tüm bunlara , bir çocuk masal kitabının kurguları gibi duruyor hepsi.

Can alan azrail , kıyamet günü flüt çalan mikail o gün halay çeken melekler.

Cennetteki elma ağacı elma yiyenin kovulması falan.

Bildiğin masal kitabı.

Ve müslümanlardan o soru geliyor.

...Niye olmasın ?

E şimdi bi masal kitabındakiler niye doğru olmasın ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
azrail ölümdür...

ölümün bizzat kendisidir...

onu kişileştirip melek demişler...

bu dini anlatımlarda bir özelliktir...

kirece katılıyorum.. kuranda hersey sımgeleştırılmıstır. melek,cin vsvs.. ölum = azraildirr. ölümün çesitleride azrailler gbı bısıy heralde saçma ama napalım biggrin.gif

Sevgili Hacı görsün:

Ateist müslümanlar olduğu gibi müslüman ateistler de var. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç Hadisler:

Bu konuda hadis çok. Birini de ben aktarayım; (kendi cümlelerimle kısaltıyorum)

Allah Adem'e tüm zürriyetini gösteriyormuş. Çocukları, torunları bölükler halinde önünden geçiyormuş. Bölüklerden birinde hıçkıra hıçkıra ağlayan torununu görünce "bu kimdir, neden ağlar" diye sormuş. Allah "bunun adı Davut'tur, ömrü ancak elli sene olduğu için üzüntüden ağlamaktadır" der. Adem, "peki benim ömrüm kaç sene" diye sorar. Allah "bin sene kadardır" diye cevaplar. Adem "o zaman benim ömrümden elli seneyi bu evladıma verin, ağlamasın" der. Allah" tamam" der ve Davut'un yaşına elli sene ilave eder.

Adem'in yaşı 950 seneyi tamamladığında Azrail gider ve "hadi emmi, zamanın geldi" der. Adem şiddetle itiraz eder ve "daha elli senem var" diye yan çizer. Azrail "yavu hani Davut evladına elli sene bağışlamıştın, unuttun mu" diye hatırlatmaya çalışsa da Adem hatırlamaz ve bin'de diretir. Çaresiz Azrail Allah katına çıkar ve olanları anlatır. Allah bıyık altından gülümser ve "bırak bin'e tamamlasın" der...

Elbette bu uyduruk hikayeden alınması gereken bir ders vardır!!...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateist müslümanlar olduğu gibi müslüman ateistler de var. :D

At izi kurt izine karışmış

Azrailin sümer dinlerindeki bir karşılıgı varmıdır acaba ?

tarihinde Merdud. tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
pante =) ben musluman degılım eger lafın banaysa.. sadece edebıyatcı oldugum ıcın böyle bı kısılestırmemsı bısıy yapılmıs olabılır

"Edebiyatı-mecazı seven biri" demek istedin herhalde. :)

Azrailin sümer dinlerindeki bir karşılıgı varmıdır acaba ?

Sümerlerde melek yok, tanrılar var.

Ereşkigal Sümer'de ölüm tanrıçası ve yeraltının hakimi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

..............kuranda hersey sımgeleştırılmıstır. melek,cin vsvs.. ölum = azraildirr. .............

Kuran'a göre yani İslam'a göre her şey açık ve seçik olarak anlatılmıştır müslümanlara, yani gizli olan yada simgeselleştirilen vb. hiç bir husus yoktur.

Kehf/54, Ali İmran/118, Kamer/17, Kamer/22, Enam/115 ve Ahzap/62 gibi ayetlerde net bir şekilde İslam tanrısı ''ayetlerini açık ve seçik bir şekilde, anlaşılır ve değişik misallerle desteklenmiş'' olarak gönderdiği belirtir. İslam tanrısına göre Kuran'da gizli, simgesel, tasvir edilmiş, özet bilgi vb. bir şey söz konusu bile olamaz. Bunu en net şekilde Ali İmran/118 ayetinde ''Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir.'' diyerek anlatıyor. Klasik İslam anlayışında bir şey ya vardır yada yoktur İslam tanrısına göre ve doğal olarak ona inanan Müslümanlara göre.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Azrail ismi Mısır tanrılarından birisinden geliyor olabilir http://en.wikipedia.org/wiki/Osiris Asar, Asari, Aser, Ausar, Ausir, Wesir, Usir, Usire, Ausare

Hayat sonrası tanrısı, yeraltı tanrısı falan olarak anılıyormuş.

Azrail'in Mısır tanrılarıyla da ilgisi yok.

Dinlerin evriminde, monoteist dinlere geçişte çok tanrılı dinlerdeki en büyük tanrının tek tanrı ve ikincil tanrıların meleklere dönüştürüldüğünü düşünüyoruz.

İl ya da el ekinin ilah'tan gelme olasılığı da çok yüksek.

Azrail sözcüğündeki azra'nın ölümle ilgili bir anlam ihtiva etmesi gerekir ki buna dair bir kaynak henüz bulunmuş değil.

Daha henüz Süryanice mi, İbranice mi, Arapça mı olduğu bile belirsiz.

O nedenle kesin bir bilgi öne süremiyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Erken İslam döneminde özellikle Mekke merkezli Kureyş'in politeist kabile dininin bir çok ritüeli ve tanrısı yeni oluşturulan bu dinin içinde de mevcuttu. Nasıl İslam Lat, Uzza ve Menat'ı birer melek olarak tasvir edip kendi içinde eritmişse aynı şekilde Uzza'nın hakkında hiç bir şey bilmediğimiz iki kızı olarak adlandırılan tanrıçaların da benzer şekilde İslam dinine melek olarak geçmeleri muhtemeldir.

Pante'nin aktardığı ayetler, sahih ve sahih olmayan hadislerden anlayabildiğimiz kadarı ile, Azrail politeist dinsel inançtan monoteist İslam inancına geçmiş bir erken dönem totem'in tanrılaşmış yada yarı tanrılaşmış hali olabilir. Mekke kutsal alanındaki 360 puttan birisinin temsil ettiği bir tanrı yada yarı tanrı olabileceği gibi, çevre bölgelerdeki diğer Kabe kutsal alanlarından birindeki totem kökenli tanrı yada yarı tanrıda olabilir. Hatta bir kabile tanrısı olarakda İslam öncesi dönemde bölgede tapınılıyor olabilir. Bu tanrı yada yarı tanrının İslam'a geçişte büyük olasılıkla Yahudi'likten ve Hristiyan'lıktan esinlenilen bir cezalandırıcı melek tasvirini dönüşmüş olması kuvvetle muhtemeldir.

İslam tanrısının özelliklerini ve melek (şeytan dahildir) yada cinlerdeki özelliklerin kökenlerini, Hicaz bölgesi ve onu uzun bir dönem etkileyen ve sömürgesi olduğu Yemen kökenli dinsel ianaçlarda aramak daha doğrudur. Kureyş'in henüz tapınak devlet (bir çeşit şehir devleti) aşamasında ve son dönem politeis din aşamasına ise yeni geçtiği bir dönemde İslam dininin Muhammed tarafından oluşturulduğunu unutmayalım. O dönemdeki bölgesel din anlayışını incelemek İslam dininin bir çok merak edilen sorusunada cevap bulmak demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

azrail ölümdür...

ölümün bizzat kendisidir...

onu kişileştirip melek demişler...

bu dini anlatımlarda bir özelliktir...

Kirec kendine zarar veriyorsun.Bunun vebalini ödeyemezsin.Abuk sabuk mesajlar yazma artık. tarihinde Domestos tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...