Jump to content

Dinler Hep Devam Edecek...


Recommended Posts

Arkadaşlar ilk insan Hz Adem aleyhisselam zamanından beri, iyi ve kötünün iman ile küfrün, tevhid ile şirkin mücadelesi ve mücahedesi devam etmektedir ve kıyamete kadar devam edecektir. Mesela, nasıl ki, bazı insanlar tarihte taştan ve tahtadan yaptıkları putlara tapmışlar ve onlara icad vermişler. Ayrıca, yine güneşe ve aya ve ateşe ve yıldızlara tapanlar olmuş. Öyle de Zamanımızda da Allahı unutup, akılsız ve şuursuz ve kör tabiatın eline icad veren insanlar vardır. Tabiatın eline icad verenler ile taştan ve tahtadan oydukları putlara tapanların ortak özellikleri, her ikisininde akılsız ve şuursuz ve kör olmaları..Ne kadar garip değil mi?

İkinci olarak, fenler ve bilim geliştikçe bize daha çok marifetullah pencereleri açılıyor. Yani, fenler ve bilim birer casus gibi kainattaki ve canlılardaki, akılları hayrette bırakan hikmetleri ve intizamları ve hassas ölçüleri bize getirip ders veriyorlar. Yani, eskiden, mesela bir hücrenin içindeki hikmet ve intizamı göremiyorduk. Hücreler çok basit varlıklar zannediliyordu. Fenler bize gösterdi ki, o küçücük hücrenin içi bir çok hikmetli alet ile dolu. Hatta o hücrenin içinde insanın fihristesi ve programı yazılmış. Allahın ilim ve iradesine ve kudretine insan daha fazla hayran olmaya başlıyor. Mesela, atom denen şeyin ne kadar harika birşey olduğunu insan düşündükçe onu yaratanın kudret ve ilmini daha fazla tefekkür etmesini sağlıyor.

Elhasıl, fenler kendine mahsus lisanlarla Allahtan bahsedip, bize onu tanıtıyorlar. Öyle ise, fenler geliştikçe, iman ve İslamiyet genişliyor. İslamiyet güneş gibidir üflemekle sönmez, gündüz gibidir göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yalnız kendine gündüzü gece yapar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 60
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

>>> Mesela, nasıl ki, bazı insanlar tarihte taştan ve tahtadan yaptıkları putlara tapmışlar ve onlara icad vermişler. Ayrıca, yine güneşe ve aya ve ateşe ve yıldızlara tapanlar olmuş.

Evet, bunlar salak, aptal, cahil, gerzek ve maldılar di mi?

İşte senin din dediğin şeyde, allah dediğin şeyde, taştan tahtadan put yapıp tapan, güneşe filan tapan o salakların, ahmakların uydurması ve ancak onlar kadar salak, ahmak, moron ve mal olan sizlerin inanabileceği bir saçmalık sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Mesela, nasıl ki, bazı insanlar tarihte taştan ve tahtadan yaptıkları putlara tapmışlar ve onlara icad vermişler. Ayrıca, yine güneşe ve aya ve ateşe ve yıldızlara tapanlar olmuş.

Evet, bunlar salak, aptal, cahil, gerzek ve maldılar di mi?

İşte senin din dediğin şeyde, allah dediğin şeyde, taştan tahtadan put yapıp tapan, güneşe filan tapan o salakların, ahmakların uydurması ve ancak onlar kadar salak, ahmak, moron ve mal olan sizlerin inanabileceği bir saçmalık sadece.

Arkdaşım, nasıl ki, onlar Allahı unutup, kendi elleriyle yaptıkları şeylere icad vermişler. Günümüzde de senin gibi bir taşa akıl ve ilim verip, onun eline icad verenler var. Yani, tevhid ve şirk kıyamete kadar devam edecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar, mesela Prens Bismark'ın aşağıdak beyanatı, İslamiyetin Avrupada ne kadar ilerleyeceğinin delilidir.

Muhtelif devirlerde beşeriyeti idare etmek için taraf-ı Lahutîden vürud ettiği iddia olunan bütün semavi kitapları tedkik ettim. Tahrif edilmelerinden hiçbirisinde aradığım hikmeti bulamadım. Bu kanunlar, beşeriyetin saadetini temin edecek mahiyetten pek uzaktır. Lâkin, Muhammedîlerin Kur'anı bu kayıddan âzadedir. Ben Kur'anı her cihetle, her noktadan tedkik ettim. Her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm ve bu kitabı Hazret-i Muhammed'in zade-i tab'ı olduğunu iddia ediyorlarsa da, en mükemmel bir dimağdan böyle bir hârikanın zuhurunu iddia etmek, hakaika göz kapayarak kin ve garaza âlet olmak manasını ifade ediyor. Bu da ilim ve hikmet ile kabil-i te'lif değildir. Ben şunu iddia ediyorum ki: Hazret-i Muhammed mümtaz bir kudrettir. Destgâh-ı kudretin böyle bir ikinci vücudu saha-i imkâna getirmesi, ihtimalden baiddir.

Ya Muhammed! Sana muasır bir vücud olamadığımdan müteessirim. Naşiri olduğun bu kitab, senin değil. Belki Lahutî olduğunu inkâr etmek, ilim mevzuatının butlanını irtikâb etmek gibi gülünçtür. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş; badema göremeyecektir. Binaenaleyh huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim."

prens bismark

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaşlar, mesela Prens Bismark'ın aşağıdak beyanatı, İslamiyetin Avrupada ne kadar ilerleyeceğinin delilidir.

Muhtelif devirlerde beşeriyeti idare etmek için taraf-ı Lahutîden vürud ettiği iddia olunan bütün semavi kitapları tedkik ettim. Tahrif edilmelerinden hiçbirisinde aradığım hikmeti bulamadım. Bu kanunlar, beşeriyetin saadetini temin edecek mahiyetten pek uzaktır. Lâkin, Muhammedîlerin Kur'anı bu kayıddan âzadedir. Ben Kur'anı her cihetle, her noktadan tedkik ettim. Her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm ve bu kitabı Hazret-i Muhammed'in zade-i tab'ı olduğunu iddia ediyorlarsa da, en mükemmel bir dimağdan böyle bir hârikanın zuhurunu iddia etmek, hakaika göz kapayarak kin ve garaza âlet olmak manasını ifade ediyor. Bu da ilim ve hikmet ile kabil-i te'lif değildir. Ben şunu iddia ediyorum ki: Hazret-i Muhammed mümtaz bir kudrettir. Destgâh-ı kudretin böyle bir ikinci vücudu saha-i imkâna getirmesi, ihtimalden baiddir.

Ya Muhammed! Sana muasır bir vücud olamadığımdan müteessirim. Naşiri olduğun bu kitab, senin değil. Belki Lahutî olduğunu inkâr etmek, ilim mevzuatının butlanını irtikâb etmek gibi gülünçtür. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş; badema göremeyecektir. Binaenaleyh huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim."

prens bismark

:D

Kaynak sorarsak yanıt alamayız muhakkak.

Bir tane de ben sallayayım o halde:

Napolyon da müslümandı.

Hatta tüm Fransızların müslüman olduğunu söylemişti.

Allaha'a taptığını, Hz. Muhammed'e hayranlık ve Kur'an'a hürmet duyduğunu ifade etmişti.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki arkadaşım, başka cümleleri de vereyim size (hem de çoğunun kaynağını kaynak göstererek)..

"Kur'an serapa samimiyet ve hakkaniyetle doludur. Hazret-i Muhammed'in cihana tebliğ ettiği davet, hak ve hakikattır." (Carlyle)

***

"Kur'anın nazarında satvetli bir hükümdarla zavallı bir fakir arasında fark yoktur. Bu gibi esaslarla öyle bir teşri' vücuda gelmiştir ki, dünyada bir naziri yoktur. Müslümanlık, bugünkü inkişafı fikrimizin seviyesinden daha yüksek bir dindir." (Meşhur İngiliz muharriri Edward Gibbon'un "Roma İmparatorluğu'nun inhitat ve sukutu" eserinden)

***

"Hâlık'ın hukuku ile mahlukun hukuku, ancak Müslümanlık tarafından tarif olunmuştur." (Marmadüke)

***

"Yeni keşfiyat yahut ilm ü irfanın yardımıyla hallolunan, yahut halline uğraşılan mesail arasında bir mes'ele yoktur ki, İslâmiyetin esaslarıyla taarruz etsin. Kur'an-ı Kerim ve talimi ile kavanin-i tabiiye arasında bir ahenk görülmektedir." (Levazaune)

***

"Kur'an, ahlâk ve felsefenin bütün esasatını câmi'dir." (Müsteşrik Sedio)

***

"Kur'an öyle bir sestir ki, onu bütün dünya dinleyebilir. Bu sesin aksi saraylarda, çöllerde, şehirlerde, devletlerde çınlar. Bu sesin tebliğ ettiği din, imar edici bir kuvvet şeklinde tecelli etmiştir." (Doktor Johnson)

***

"Kur'anın ulviyeti, onun cihanşümul hakikatindedir." (Carlyle)

***

"Kur'an, akaid ve ahlâkın, insanlara hidayet ve hayatta muvaffakıyet temin eden esasatın mükemmel mecellesidir. Zaman ve mekân itibariyle birbirinden çok uzak, fikrî inkişaf itibariyle birbirlerinden çok farklı insanlara hârikulâde bir hassasiyet ilham eden Kur'an, muhalefeti istihsana kalbeden Kur'an, muhtelif kavimleri medenî bir millet haline getiren Kur'an, en şâyan-ı hayret eser tanınmağa lâyıktır. Kur'an, beşerin mukadderatıyla meşgul âlimler için, tetebbua şâyan en faydalı mevzu sayılır." (Meşhur İngiliz âlimi Doktor City Youngest)

***

"Kur'an bizâtihî daimî bir mu'cizedir. Bir mu'cize ki, ölüleri diriltmekten daha çok yüksektir. Bu mukaddes kitabın tâ kendisi, menşeinin semavî olduğunu isbata kâfidir." (Kur'anın münekkid ve mütercimi Corsele)

***

"Kur'an, muzaffer cumhuriyetler vücuda getirmeğe hâdim olacak esasları muhtevidir. Kur'an sayesinde Müslümanlar devletler kurmuşlar, muazzam şehirler inşa etmişler; Avrupa'yı titreten bir azamet ve haşmet ihraz etmişlerdir." (İngiltere'nin en mutaassıb papazlarından G. M. Rodwell)

***

"İslâmiyet, dünyanın kıvamı olan bir dindir. Bu aklî dinin menbaı ve düsturu olan Kur'an, medeniyet cihanının istinad ettiği temelleri muhtevidir. Bu âlî din Avrupa'ya, dünyanın imarkârane inkişafı için lâzım olan en esaslı kaynakları temin etmiştir. İslâmiyet yer yüzünden kalkacak olursa, umumî müsalemeti devam ettirmeye imkân yoktur." (Meşhur Fransız müsteşriki Gaston Care'ın 1913'te Figaro gazetesinde, yeryüzünden Müslümanlık kalkacak olursa dünya müsalemetinin muhafazasına imkân olup olmadığı hakkındaki meşhur makalesinden).

***

"Müslümanlığın talim ettiği medenî ve sıhhî esaslar sayesindedir ki, haşerat mahşeri olan Asya müdhiş bir tehlike olmaktan kurtulmuştur." (Alman âlimlerinden Jochahim Du Rulph

***

"Kur'anın ahlâkî ve medenî kaideleri ihtiva eden âyetleri, İslâmiyet'in muhteşem bünyanında altun bir kordon gibi işlenmiştir." (İngilizce Cembres Ansiklopedisi)

***

"Rasyonalizm, yani akliye kelimesinin müfadını, o tarihî ehemmiyetini tevsi' edebilirsek Müslümanlığın aklî bir din olduğunu söyleyebiliriz. Akıl ve mantık mısdakıyla akaid-i diniyeyi muhakeme eden mekteb, rasyonalizm kelimesinin İslâmiyete tamamıyla mutabık olduğunu fehmeder." (Profesör Edward Monte, "Hristiyanlığın intişarı ve hasmı olan Müslümanlar" eserinden)

***

"Kur'an, bütün kuva-yı beşeriyenin, tılsımını çözmekten âciz kaldığı muazzam bir sırdır. İslâmiyet, canları, malları koruyan, hâkimiyeti altında yaşayan dinlere şâyan-ı hayret müsamaha gösteren bir dindir." (Kont Hanri de Katsri'nin "İslâmiyet" ünvanlı eserinden)

***

"Dünyada Kur'ana benzer bir kitab yoktur ve bu kitab hakikaten muhayyir-ül ukûldür. (Mister Marmadüke Picktahall'ın Londra'da "İslâmiyet ve Asrîlik" hakkında irad ettiği nutuktan)

***

"İslâm dinini kabul edenlerin adedi az zamanda 300 milyona varmış ve bu Müslümanlar, atlarının nallarıyla Roma İmparatorluğu'nu çiğnedikten sonra, mızraklarının ucu ile dalaleti kökünden istisal etmişler, nihayet şark ve garbın muazzam devletleri onların karşısında titremişti." (Fransız filozoflarından Alexy Levazaune'un nutuklarından)

***

"Hazret-i Muhammed gerçi ümmi idi, fakat cihana öyle bir kitab bırakmıştır ki; o bir nadire-i belâgat, bir mecelle-i ahlâk, bir kitab-ı mukaddestir." (Alexy Levazaune'un "Hayat-ı Hazret-i Muhammed" adlı eserinden)

***

"Kur'an, insanın dimağında şübheden, tezelzülden vâreste, canlı ve kuvvetli bir kanaat vücuda getirir." (Doktor Güstav Löbon)

***

"Kur'an... Bu, o kitabdır ki, onunla Müslümanlar Avrupa'ya hâkim olarak girmişlerdir. Fenikeliler Avrupa'ya tüccar, Yahudiler Avrupa'ya mülteci veya esir olarak girdikleri halde; Müslümanlar Avrupa'ya hâkim olarak girmişler ve bu Müslümanlar, Kur'an yardımıyla Avrupa'ya irfan meş'alesini taşımışlardır. Filhakika Müslümanlar garblılara ve şarklılara felsefe, tıp, heyet, şiir öğretmişlerdir. Yunan'ın ölü dimağına ve ölü irfanına hayat vermişler, bütün dünyayı cehalet karanlıkları ihata etmişken her tarafa nur ifaza eylemişler ve bu itibarla bu insanlar ulûm-u cedidenin temellerini atmışlardır." (Musevî âlimlerinden Emanoil Düeş, İngilizce "Kuvarterli Revyo" mecmuasının 254'üncü numarasında "İslâmiyet" serlevhasıyla yazdığı makaleden)

***

"Müslümanlık, Afrikalıları medenîleştirmiş, onları sanayi, ticaret vesair işleri inkişaf ettirmeğe sevk etmiştir. Müslümanların irşadıyla ve İslâmiyetin tesiriyle Afrika'nın her tarafında muhteşem şehirler tesis olunmuştur. Avrupa'lı seyyahlar buraları ziyaret ederek onları hemşehrilerine tavsif ettikleri zaman, Avrupalılar bunların ihtişamına inanmak istememişlerdi." (Profesör Tomas Arnold'un "İslâm Tebliği" adlı eserinden. Bu eser "İntişar-ı İslâm Tarihi" ünvaniyle merhum Halil Hâlid Bey tarafından tercüme olunmuş ve Âsâr-ı İlmiye Kütübhanemiz tarafından neşrolunmuştur.)

***

"İnsanlığa hizmet, Müslümanlığın şiarı ve medar-ı iftiharıdır. Bundan dolayıdır ki, Müslümanlık cihanşümul uhuvvet esaslarını ihtiva ve muhafaza etmiştir. İnsanlık bu esası kabul ve onunla âmil olduğu zaman mes'ud olacaktır." (Hindistan'ın millî rüesasından Sarocni Neyda namındaki büyük kadının Londra'daki Voking câmiinde Müslümanlara hitaben irad ettiği ve İslâm Mecmuası'nın 1920 senesinin Kanunusanisi nüshasında intişar eden nutkundan)

***

"İslâm çocukları, tahsillerine Kur'anla başlıyorlar. Çünki Kur'an, bütün dinî, dünyevî hakikatların menbaıdır. Fakat bu mekteblerin yanlarında, yine Kur'anın ilhamıyla, felsefe ve hikmet medreseleri vücud bulmuş, bilâhere bu medreseler, dârülfünunlar olmuştur. Bundan dolayıdır ki, Afrika'nın bugün bile dünyanın en karanlık noktası tesmiye olunan köşeleri fikrî, maddî terakkiler itibariyle muasırı olan Avrupa memleketlerinden çok yüksek bulunuyordu." (Müslümanların asrî medeniyet üzerindeki tesiratı hakkında bir nutuk irad eden H. S. Lider'in beyanatından)

***

"İslâmiyetin intişar ettiği sahalarda milletlerin seviyesini yükseltmek hususundaki büyük himmetlerini nazar-ı dikkate almamak mümkün değildir. Bu din sayesindedir ki, Afrika zencileri medeniyet ruhunu temsil edebilmişler ve aralarında adlî ve medenî idare tesis etmişlerdir. Müslümanlık bu akvam arasında bir hars ve bir medeniyet vücuda getirmiştir. İslâmiyetin istinadgâhı Kur'andır ve bu Kur'an bir berat-ı necattır." (Mister Y. Moreyl'in 1922 de "Şimal Nicer" hakkındaki irad ettiği nutuktan.)

***

"Kur'anın Medine'de nâzil olan âyetleri, İslâm cem'iyetini idare eden ve doğru yola sevk eden âyetlerdir." (Stanley Lenpal'in "Kur'andan İntihablar" adlı eserinden)

***

"Kur'an dün olduğu gibi, bugün de mütemadiyen mütezayid insan kitlelerinden sadakat ve teslimiyetle karşılanmaktadır. Kur'an, putperestlik aleyhinde müttehid bir cephe vücuda getirmiştir." (J. T. Batani'nin "Müslümanlık ve Akdeniz diyanetleri" adlı eserinden)

***

"Müslümanları medeniyet, hendese, heyet, mimarî, sanayi-i nefise ve felsefeyi inkişafa sevk eden zaferler, ancak Kur'anın insanları birleştirerek onları fazl-ü irfan servetini elde etmeye sevk etmesinden ileri gelmektedir." (İngiltere'nin en büyük mütefekkir ve muharrirlerinden H. G. Vels)

***

"Müslümanların dini, Kur'an dinidir. Bu din, müsalemet, emniyet ve huzur dinidir." (Piskopos Volter Meron'un "Müsalemete en doğru yol" adı ile Petersburg kilisesinde irad ettiği konferanstan)

***

"Kur'anda siyasî riyakârlığı zerre kadar ifade eden hiçbir kelime yoktur. West Minister gazetesinin pek haklı olarak söylediği vechile, şarkta müstebid hükümdarları ve cebbarları zulüm ve ceberuttan men'eden bir şey varsa; o da onların karşılarında korkusuz ve lekesiz bir mürşidin okuduğu bir Kur'an âyetidir." (Ud Frey Hicts)

***

"Kur'an, ihraz ettiği neticeler ve en muktedir iyi insanların dimağları üzerinde icra ettiği tesirlerle muhakeme olunduğu zaman, dünyanın en mukaddes ve en mükemmel kitabı olduğu anlaşılır." (Leonard'ın "İslâmiyet ve ahlâkî ve ruhanî kıymeti" eserinden)

***

"Kur'anın kadr ü kıymetini, azametini, faziletini ve birçok nokta-i nazarlardan güzelliğini inkâr etmek, akıl ve mantıktan mahrum olmak olur." (Londra'da intişar eden Near East "Şark-ı Karib" mecmuasının 13 Nisan 1922 tarihli nüshası)

***

"Son bin üç yüz senelik buhranlar ve ihtilaller içinde Kur'an Türklerin, İranlıların ve Müslüman Hindlilerin kitabı olarak payidar olmuştur." (Edvar Denison Ros'un "Sel"in Kur'an tercümesinin son tab'ına yazdığı mukaddemeden)

***

"Kur'an insanlara mükemmel bir terbiye dersi verdikten başka, onlara hayat-ı hususiyelerinde ahlâklı, âlîcenab, hayırperver, cesur ve şeci' olmayı ve bütün Müslümanları sevmeyi öğretmektedir." (Mister Arnold Havayt, İslâm Mecmuası, 1916 senesi Mayıs nüshası)

***

"Hakikat-ı halde imanın hakikî kitabı, fikre itminan veren kitab, ancak Kur'andır." (Prencapta Siyh mezhebinin müessisi Baba "Nanak"ın Genem Sakihi adlı eserinden)

***

"Müslümanlık, medeniyetin meş'alkeşi olan Kur'ana müsteniddir. İslâmiyetin başlıca hususiyeti, hars ve medeniyetin esası, belki de en büyük rüknü olmaktır." (Doktor İshak Teylor'un Times gazetesinde intişar eden bir konferansından)

***

"İslâmiyetin başlıca muvaffakıyeti, esasatını tatbike muvaffak olmasıdır." (Herbert)

***

"Kur'an her asırda izini bırakmağa namzeddir." (Mister Rodwell, Kur'anın İngilizce mütercimi)

***

"İslâm orduları Suriye'yi fethettikleri, yahut muzaffer bayraklarını Afrika'ya diktikleri, yahut Karadeniz'e vardıkları zaman, Kur'an hep beraberlerinde idi. Bundan dolayıdır ki, Müslümanlar fethettikleri memleketlerde mezalim irtikâb etmemişler ve bir millete Müslümanlığı kabul ettirmek için onu kılıçtan geçirmemişlerdir." (Bolinson)

***

"Kur'an, Müslümanlara bir faikiyet hissi vermiştir. Bu öyle bir histir ki, büyük milletleri terakkiye sevk eden en büyük kudret olmuştur." (Profesör Margolyt'un "Muhammedîlik" eserinden)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki arkadaşım, başka cümleleri de vereyim size (hem de çoğunun kaynağını kaynak göstererek)..

Ya nasıl kanabiliyorsunuz bunlara?

"Kaynak göstererek" diyorsun ama bir tane kaynak yok.

Senin kaynağın c/p yaptığın dinci siteler.

Bunlar içinde birkaç doğru olan vardır belki ama kesinlikle onlar da abartılmış, çarpıtılmıştır.

Aynı Tolstoy'un çarpıtılması gibi.

Sen boşver yabancıları, asıl içindeki, yakınındaki reddedenlere bak.

En yakın akrabaları, arkadaşları reddetmiş, ancak savaşla, öldürerek, katlederek zorla inandırmış kendine.

Ölür ölmez de en yakın kurmayları yerini alma derdinden cenazesini yalnız bırakmış.

Öldükten sonra başta Yemen bölgesi ve çevredeki topluluklar dinden dönmüş. Yine savaşla zaptetmişler.

Farabi, İbni Sina gibi bilginler Muhammed'i ve bütün peygamberleri "vahiy alan değil, hayal kuran" olarak tanımlamış.

Dışarıya ne hacet, içerdeki durum yeterli değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen boşver yabancıları, asıl içindeki, yakınındaki reddedenlere bak.

En yakın akrabaları, arkadaşları reddetmiş, ancak savaşla, öldürerek, katlederek zorla inandırmış kendine.

.

Arkdaşım, bir insan 40 yaşından sonra en yakın akrabalarını kendine niçin düşman etsin. Gayesi nedir? Niçin bu kadar tehlikeye atılmıştır? Biliyorsun ki, bir insan küçük bir yalanı küçük bir cemaatte bile söylemekten çekinir. Bu zat, haşa niçin bu kadar kişiyi karşısına alıp, haşa yalan söylemekten ve aldatmaktan çekinmemiştir? Gayesi nedir?..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkdaşım, nasıl ki, onlar Allahı unutup, kendi elleriyle yaptıkları şeylere icad vermişler. Günümüzde de senin gibi bir taşa akıl ve ilim verip, onun eline icad verenler var. Yani, tevhid ve şirk kıyamete kadar devam edecek.

Yandan yemiş beyinsiz nurcu, biim kimseye br şey verdiğimiz yok. Senin o taşa toprağa tapan salaklar kadar salak olman var sadece. Ve bu salaklıkla çıkıp onların uydurduğu masallara tapıyor olman.

Aha taş burada, bak ne kadar akıllı, uslu. En azından sen gibi beyinsiz beyinsiz bir masala tapıcam diye kendini yırtmıyor. Taşın durduğu yerde duruyor olması bile aklının ispatıdır. Ama sen bunu biel göremeyecek kadar gerizekalısın.

Bin kere söyledik, göster hadi aklının olmadığını, bin kere aynı zırvalık.

O zaman senin meselen şu birader: Allahı süper zenci düzerken öldürmüş. O yüzden allah yok. Buyur bakalım buna ne diyeceksin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkdaşım, bir insan 40 yaşından sonra en yakın akrabalarını kendine niçin düşman etsin. Gayesi nedir? Niçin bu kadar tehlikeye atılmıştır? Biliyorsun ki, bir insan küçük bir yalanı küçük bir cemaatte bile söylemekten çekinir. Bu zat, haşa niçin bu kadar kişiyi karşısına alıp, haşa yalan söylemekten ve aldatmaktan çekinmemiştir? Gayesi nedir?..

40 yaşında da yapan olur, 20 yaşında da.

Sebebi psikolojik bozukluktur, narsistliktir.

Sonuca bakarsan hırsının nedenini anlarsın. Bu hırs insanı değil amcalarına, amca-hala oğullarına anasına-babasına bile düşman yapar.

- Kainatın efendisi

- Allah'ın sevgilisi

- Allah'ın kendinden yarattığı ilk nur. Onun nurundan da melekler yaratılmış.

- Yaratmasaydı Muhammed'i, yaratmazdı kainatı

- En yüce, en şerefli, en yüksek ahlak ve fazilete sahip insan

- Allah ve melekleri bile ona salat ederler

- Sünnetsiz yaratılan

- Nikahı Allah tarafından kıyılan tek erkek

- Diğer peygamberler gibi kendi kavminin değil, tüm alemlerin peygamberi

- Allah'ın makamına kabul edilmiş ve Allah'la karşılıklı görüşmüş tek insan

- Allah'tan sonra tek şefaatçi olan

- Cennete ilk girecek olan insan

- Taşların bile selamladığı, başının üstünde daima bir bulutun gezdiği tek insan

- Adı günde 5 kez insanlara haykırılan tek insan

- Ölmesine rağmen hala günde 5 kez zengin olması için dua edilen tek insan

Dikkat edersen eşlerine, cariyelerine, ganimetlere hiç değinmedim. Arapların kralı olmasını da konu etmedim.

Saydıklarıma bir o kadarı daha eklenebilir.

Bunlardan sadece 1-2 tanesi bile normal olmayan bir insana herşeyi yaptırabilir. Bu uğurda gözünü kırpmadan öldürebilir, yokedebilir, yalan söyleyebilir.

Zaten fazlasıyla yapmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu foruma belli bir saygı ve seviye var olduğunu ümit ederek üye oldum...galiba başlık açamıyoruz...ya da yeni üye olanlar hemen açamıyo..çözemedim :p

inançlı olmanın insanlara özel bir şey olduğuna inanıyorum..kimsenin kimsenin inancını sorgulama gibi bir özgürlüğü olduğuna inanmıyorum..öncelikle söyleyeyim ateist değilim..müslümanlığın bütün emir ve yasaklarına inanıyorum..yerinede getirmeye çalışıyorum elhamdülillah...

bu foruma üye olma sebebim tamamen kendimi düşünmemden kaynaklanıyo...hepimiz biliyoruz ki insan gafildir..bunun en önemli örneklerinden biri ölümdür...en yakınımız öldüğü zaman 3-5 ay üzülüp sonra hayatına kaldığı yerden aynen devam edebilen canlılarız hepimiz...yani unutmaya mahkumuz...

aynı şekilde Allahın yüceliğinide inançlı insanlar bazen unutabiliyo..daha doğrusu dünyanın eğlencesine dalıp boş şeylerle oyalanabiliyo...

ateist forumda tabikide kendi düşüncelerime zıt olan düşüncelerin var olduğunuda bilerek ve ortaya atılan konuları sorgulamak..Allah'ın yarattığı eşyaya(yani yaratılan her şey) hayran olan birisi olarak araştırmak tefekkürümü arttıracaktır diye düşündüm..yani tamamen bencil bir şekilde üye oldum :)

yalnız saçma ve haksız eleştiri ve düşüncelere karşıyım...

herkese iyi forumlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Allah'ın yarattığı eşyaya(yani yaratılan her şey) hayran olan birisi olarak araştırmak tefekkürümü arttıracaktır diye düşündüm

Tefekkür dediğin şey bolca kuru fasulye yimiş birinin işkembesinden gaz salması gibi, uydurmaksa o osuruktan teyyareleri izler izler, eserinle övünüp mutlu olursun.

Ama eğer neymiş bu işin aslı diye araştırmaya çıkarsan, ateist olursun. Söylemedi deme.

İşte bak, ilim burada. Bakıyor ki, ulan bu incir çekirdeğinden incir ağacı nassı olurda çıkar? Tabi kafanın içi boş, çalışmıyor, o da ne yapsın, işkembeyi çalıştırıyor. Amanda bundan incir ağacı çıkaran allah var filan diye sayıklıyor. Eğer kafası çalışsa, bu tohumdan bu nasıl çıkar, gider araştırır, bakar, mikroskop edinir filan, bunu çözer ki, kafası çalışanlar bunu yapmış, DNA'yı keşfetmiş, kimyayı keşfetmiş, o tohumun gözle görülemeyen mikro aleminde gereken her şeyi bildiğini görmüş. Ama bu salaklar kafayı çalıştırmayı ve nedir acaba işin aslı diye işin içine bakmayı akıl edemedikleri için o salaklıkla kalmışlar.

Peki ne olmuş? Bu işin bir tanrı işi değil, basbaya tohumun işi bilmesi olduğunu farkedenler, o tohumun içine başka bilgiyi nasıl öğreteceklerini düşünmüş, keşfetmiş. Onlar kuraklığa dayanıklı olmayı öğretip incirin sefasını sürerken, bizim bu salaklarda aman allah yağmur yağdırsın diye aptal aptal bekleyip acından kemkirmiş.

İşte tefekkür ediyorum diye işkembeden sallayanın saplandığı cehalet bataklığı, işte nedir bu iş diye olayın aslını araştıranın ulaştığı yer. Seçim senin. Ama unutmaki, osuruktan teyyarelerini eser görmen, onların pis kokulu birer işkembe gazı olduğu gerçeğini değiştiremeyecek asla.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar, mesela Prens Bismark'ın aşağıdak beyanatı, İslamiyetin Avrupada ne kadar ilerleyeceğinin delilidir.

Bir Prens örneği de benden: İngiltere veliahtı Prens Charles.

Kendisi arada bir çıkıp İslam'ın ne kadar yüce bir din olduğundan söz eder.

Bizim Müslümanlar da sürekli bir heyecan içinde, "Ne zaman Müslüman olacak acaba?" diye beklerler. O 60 yaşına geldi, biz hala bekliyoruz.

Sanki Charles Müslüman olursa, İslam süper bir zafer kazanmış olacak.

Ha belki de 'gizli' Müslümandır...?

Ezcümle: İslam'ın Avrupa'da yayılması iki prensin onayına kaldıysa, vay ki ne vay...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer kafası çalışsa, bu tohumdan bu nasıl çıkar, gider araştırır, bakar, mikroskop edinir filan, bunu çözer ki, kafası çalışanlar bunu yapmış, DNA'yı keşfetmiş, kimyayı keşfetmiş, o tohumun gözle görülemeyen mikro aleminde gereken her şeyi bildiğini görmüş. Ama bu salaklar kafayı çalıştırmayı ve nedir acaba işin aslı diye işin içine bakmayı akıl edemedikleri için o salaklıkla kalmışlar.

Peki ne olmuş? Bu işin bir tanrı işi değil, basbaya tohumun işi bilmesi olduğunu farkedenler, o tohumun içine başka bilgiyi nasıl öğreteceklerini düşünmüş, keşfetmiş. Onlar kuraklığa dayanıklı olmayı öğretip incirin sefasını sürerken, bizim bu salaklarda aman allah yağmur yağdırsın diye aptal aptal bekleyip acından kemkirmiş.

İşte tefekkür ediyorum diye işkembeden sallayanın saplandığı cehalet bataklığı, işte nedir bu iş diye olayın aslını araştıranın ulaştığı yer. Seçim senin. Ama unutmaki, osuruktan teyyarelerini eser görmen, onların pis kokulu birer işkembe gazı olduğu gerçeğini değiştiremeyecek asla.

keşfetmek ne demektir ?...var olan bir şeyin bulunmasıdır öyle değil mi ?...yani daha önce yaratılmış bişeydir...farkındamısın bilmiyorum ama burda yazıyla çelişiyosun...bu osuruktan teyyarenin o teyyareye binip aslında seyehat etmesi oluyo biraz :)...Amerika eskiden yaratılmamışmıydı :)..insanlarmı yarattı onu? Hayır!...Tıpkı colomb un onu keşfetmesi gibi...emin ol tefekkür ediyorum deyip işkembeden sallamıyorum..tamamen ciddiyim...

ama sen osuruk ve işkembe muhabbeti yapmak istiyosan...recep ivedik serisi harika seçim olabilir ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

keşfetmek ne demektir ?...var olan bir şeyin bulunmasıdır öyle değil mi ?...yani daha önce yaratılmış bişeydir...farkındamısın bilmiyorum ama burda yazıyla çelişiyosun...bu osuruktan teyyarenin o teyyareye binip aslında seyehat etmesi oluyo biraz :)...Amerika eskiden yaratılmamışmıydı :)..insanlarmı yarattı onu? Hayır!...Tıpkı colomb un onu keşfetmesi gibi...emin ol tefekkür ediyorum deyip işkembeden sallamıyorum..tamamen ciddiyim...

ama sen osuruk ve işkembe muhabbeti yapmak istiyosan...recep ivedik serisi harika seçim olabilir ;)

Sizin temel sorunlarınızdan biridir, işkembeden salladığınızın farkında olmamak. Eminim nasıl da gözzel giydirdim diye, bu salladığın osuruktan teyyareye keyif içinde bakıyorsundur şimdi.

Mesele basit. Bir şeyin, mesela senin deyiminle amerikanın yaratılmış olduğunu nerden çıkarıyorsun ya peki? bu alanen işkembeden sallama değilse nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizin temel sorunlarınızdan biridir, işkembeden salladığınızın farkında olmamak. Eminim nasıl da gözzel giydirdim diye, bu salladığın osuruktan teyyareye keyif içinde bakıyorsundur şimdi.

Mesele basit. Bir şeyin, mesela senin deyiminle amerikanın yaratılmış olduğunu nerden çıkarıyorsun ya peki? bu alanen işkembeden sallama değilse nedir?

Amerikanın keşfini google da aratıp okuyup bul ne diyim yani şimdi...

ben keşif kavramını açıyorum sana..ama sen laf cambazlığı yapmayı tercih ediyosun :)...kendin diyosun DNA yı keşfetmişler , şunu keşfetmişler bunu keşfetmişler :)...keşfetmek nedir ? zaten var olan bişeyin farkına varmaktır;)...yani sen DNA nın önceden var olduğunu ve insanların bunu keşfettiğini yazdın 1 mesaj önce...yani yeniden yarattılar demedin farkındaysan...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bak işte bir özelliğinizi daha ayan ettin. Demogoji ve laf cambazlığı ustalığınızı ve paralelinde Asena'yı çatlatacak kıvırma yeteneğinizi.

Amerikanın zaten yaratılmış olduğunu söyleyen sen:

>>> Amerika eskiden yaratılmamışmıydı :)..insanlarmı yarattı onu?

Şimdi kıvırıp şöyle demeye başladın:

>>> yani sen DNA nın önceden var olduğunu ve insanların bunu keşfettiğini yazdın 1 mesaj önce

Evet, ben aynen bunu yazdım. Ama sen çıkıp "onlar yaratılmış olanı keşfettilerdi yaaaaa.." diye yazdın. Yaratılmış bir şeyin keşfidir o iş diyerek, olayı osuruktan teyyare ilan etmeye çıkmadın mıydı? Omurgalı olun biraz, evrimleşin, sümüklüböcek olarak yaşayıp durmayın birader.. Buna muktedirsiniz emin olabilirsin.

Ha gelelim devamına, belki köfteyi çakmamış olabilirsin:

>>> Peki ne olmuş? Bu işin bir tanrı işi değil, basbaya tohumun işi bilmesi olduğunu farkedenler, o tohumun içine başka bilgiyi nasıl öğreteceklerini düşünmüş, keşfetmiş. Onlar kuraklığa dayanıklı olmayı öğretip incirin sefasını sürerken, bizim bu salaklarda aman allah yağmur yağdırsın diye aptal aptal bekleyip acından kemkirmiş.

Senin deyiminle insanın DNA'yı yeniden yarattığını, kendi işine gelen DNA'yı yarattığını ima ettim zaten. Elbette yaratılan bir şey yok ortada. Orjinal DNA'da bir doğal sürecin sonucu. İnsanın yarattığı ve mesala bugün domates olarak yediğin DNA'da doğal bir sürecin, insan sürecinin bir ürünü. Düşünce açısından müthiş bir yaratıcılık elbette. Bu bağlamda olay aynen DNA'nın yeniden yaratılmasına eşdeğer zaten.

Ve insanın bugün karnını doyurmasını sağlayan yediğin her şey, kendi yarattığı DNA'ların sayesinde var olan şeylerdir. Doğada yaratıcılık, yoktan var ediverme hokus pokusu değildir, ancak, var olan bir şeyin başka bir şekle getirilmesidir. Mevcut tek yaratılış budur ve bu zaten her an etrafımızda sürüp gider.

Link to post
Sitelerde Paylaş

B

Ve insanın bugün karnını doyurmasını sağlayan yediğin her şey, kendi yarattığı DNA'ların sayesinde var olan şeylerdir. Doğada yaratıcılık, yoktan var ediverme hokus pokusu değildir, ancak, var olan bir şeyin başka bir şekle getirilmesidir. Mevcut tek yaratılış budur ve bu zaten her an etrafımızda sürüp gider.

bunu anlamadım...Mevcut tek yaratılış budur dediğin ne ?...sen bu dünyaya neden geldin ? hiç bunu sorguladın mı ? boşu boşuna değil heralde değil mi ?...mutlaka bir amacı olmalı...hiçbirşey sebepsiz olarak var olmaz..herşeyin bir sebebi vardır...

insanların bu dünyadaki bulunma amacımız ne onu anlat ?...Var olan şey nasıl var oldu neden var oldu...ben neden diğer canlılardan farklıyım...bu soruları sordunmu kendine?merak ediyorum doğrusu...

ama sen daha çok hakaret etme yok şöylesin böylesin!......neye inandığını anlamadm :p

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> bunu anlamadım...Mevcut tek yaratılış budur dediğin ne ?

Evet, mevcut olan tek yaratılış, bir şeyin başka bir şeye dönmesi hepsi o kadar. 250 milyon yl önce şu anki kıtalar yaratıldı, var olan tek kıta parçalanıp bugünkü kıtalar oldu. 250 bin yıl önce insan yaratıldı, o ise 3.5 milyon yıl önce dallardan inmiş bir primatın değişiminin son halkasıydı sadece.

Var olan tek yaratılış, değişimdir. sorun da değişimde değil, insanların yaratılış gibi abes bir kelime uydurmuş olmalarındadır sadece.

>>> ...sen bu dünyaya neden geldin ? hiç bunu sorguladın mı ? boşu boşuna değil heralde değil mi ?

bundan sorumlu olan şeyler, testesteron ve östrojen denen iki hormon sadece. Biri erkeği, biri dişiyi üremeye zorlayan iki hormon. Biz memelilerde aslolan en temel hormonlar bunlar. Olayın daha altına bakarsan, olay sadece DNA'nın kendini kopyalamak zorunda olması o kadar.

>>> ...mutlaka bir amacı olmalı...hiçbirşey sebepsiz olarak var olmaz..herşeyin bir sebebi vardır...

Amacın belli, 3.8 Milyar yıldan beri süregelen DNA'nın kopyalanma ve çoğalma döngüsünü sürdürmek. Kısaca senin varlık sebebin kimya, varlık amacında kimya, hepsi o kadar. Eğer sen leyleklerin seni getirip bacadan bıraktığını sanıyorsan bu soruların bir anlamı olurdu. Ama olay ortada işte, genler ve üreme, hepsi de bu sadece.

Senin de bu basit gerçeği inkar edip, güya kendini şu koca kainatın varlık sebebi filan görmen de, sadece hayalperestlik olur ve bu basit gerçeği değiştiremez.

Ve sen neysen osun. Emin ol biz doğruları söyleriz. Ve bunu sizi sevdiğimiz, size değer verdiğimiz için yaparız. Umarız ki ne olduğunu, hangi gafletin içinde olduğunu anlar, hani demişlerdi ya, "Tarihin üzerine sifon çekeceği şahıslar", işte o halden kurtulursunuz. Bundan ötürü bize kimse madalya takmayacak, kimse cennette koca gözlü hurilerle sonsuza dek seks sunmayacak. Biz sadece sana gerçeği verebilmiş olacağız, bir kere var olmuş ve bir dahada asla var olmayacak olan seni, en azından o varlık esnasında aldanmaktan kurtarmış olacağız, hepsi bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sen bu dünyaya gelişinin bir amacı olmadığına inanıyosun yani...tabi :)

peki bu nuh kavmiyle yok olamazmıydı ?...heralde yok olan kavimleride biliyorsundur?...Allah dileseydi bu senin 3,5 milyon yıldır süregelen insanlık son bulamazmıydı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...