Jump to content

Bizimki Papatya olsun!


Recommended Posts

Bu işin CHP neresinde onu söyleyeyim..

Darbede en büyük rolleri asker üstleniyor.

Sonra diğer bürokratlar ve sonra iş dünyası..

Chp lilerin darbeci bir zihniyette oldukları benim için malum ama sen inkar etmeye çalıştığın için söyleyelim..

Mesela seçimlerde asker ve bürokratların yoğun olduğu yerlerde oylar kimlere çıkar ve çıkmıştır?

CHP işte işin burasında, CHP bürokrat partisi , demokrasilerde bürokratın iktidarda olabilmesinin tek yolu darbedir, devletci müdahalelerdir.

Sonra chp nin bu ülkedeki durumu gereği müzmün bir muhalefettir..

Ama devlet iktidarı CHP nin elindedir. (Bu gün ilk defa devletide tam olarak kaybetme durumunda)..

Darbeler zaten devletin gücünü ve hakimiyetini artırmak için yapılıyordu..(Darbenin Türkiye ayağının en büyük gerekcesi ve hedefi budur..)

İslam cumhuriyeti ve şeriat isteyen yerlerden de oylar Akp'ye çıkıyor.Üstüne birde 9-10 yıl evvel bizzat başbakan tarafından "Demokrasi şeriata ulaşmak için araçtır" demeci var.Şimdi senin bu mantığına göre Akp şeriatı isteyen onu hedefleyen bir partidir (Bana göre gerçektende öyle) Ama size göre bunları söyleyen adam, ülkeyi ileriye taşıyan, çağdaşlığı ve demokrasiye getiren kişi oluyor..

Birde CHP nin cumhuriyetin kuruluşundan itibaren çağdaşlaşma misyonu vardır..Bizim tarihi şartlarımız devletin batıcı, çağdaşlaşma yanlısı olmasını doğurmuştur. Bu anlamdada devlet ile halk arasında büyük bir mücadele olmuştur.. CHP de devletin partisiydi, darbelerde devlet eliyle yapılmıştır yaptırılmıştır..Çünkü en büyük güç devletti (Artık şartlar değişti, sivillerde güçlendiler, güçleniyorlar..Silahlı darbelerden, postmodern darbelere, ondan sanal darbelere geçildi..Son gelinen nokta artık asker sivillerin emrine girecektir.)

Neden bu darbecileri yargılamıyor hükümet.Al referandumda geçti artık yargılanmaları için önlerinde engel yok.Kenan Evren pisliğine ne yapıldı? Referandumdan evet çıkarttığı için ödül verildi.Sizde sanın ki siviller güçlendi.Nah güçlendi.Padişahtan farkı kalmadı adamın.İstediğini asıyor, istediğini kesiyor.Sizde "oleeeeey demokrasi geldiiiiii" diye seviniyorsunuz.Protesto ve muhalefet edenlerin darbeci diye yaftalandığı bir ülkede hangi siviller güçlendi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 216
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İslam cumhuriyeti ve şeriat isteyen yerlerden de oylar Akp'ye çıkıyor.Üstüne birde 9-10 yıl evvel bizzat başbakan tarafından "Demokrasi şeriata ulaşmak için araçtır" demeci var.Şimdi senin bu mantığına göre Akp şeriatı isteyen onu hedefleyen bir partidir (Bana göre gerçektende öyle) Ama size göre bunları söyleyen adam, ülkeyi ileriye taşıyan, çağdaşlığı ve demokrasiye getiren kişi oluyor..

Neden bu darbecileri yargılamıyor hükümet.Al referandumda geçti artık yargılanmaları için önlerinde engel yok.Kenan Evren pisliğine ne yapıldı? Referandumdan evet çıkarttığı için ödül verildi.Sizde sanın ki siviller güçlendi.Nah güçlendi.Padişahtan farkı kalmadı adamın.İstediğini asıyor, istediğini kesiyor.Sizde "oleeeeey demokrasi geldiiiiii" diye seviniyorsunuz.Protesto ve muhalefet edenlerin darbeci diye yaftalandığı bir ülkede hangi siviller güçlendi?

Ben insanların sadece bilinçlenme ile demeokrat falan olacaklarını düşünmüyorum..

Demokrasi, güçler dengesi ile ortaya çıkar..

Tek bir gücün hakim olduğu yerde insanlar ne kadar demeokrasi bilincine sahip olursa olsun orda demokrasi olmaz..

Yani herkes birbirinden biraz çekinecek..

Herkes yaptığının başkası tarafından aleyhine kullanılabileceğini bilecek..

Herkes kendi özgürlüğü için başkalarına da özgürlük vermek zorunda hissedecek kendini..

Herkes diğerleri ilede uzlaşmak zorunda olduğunu kabul edecek..

Herkes dışardan birilerine hesap vermek durumunda kalacağını bilecek..

Yoksa bırak demokrasi kültürü olmayan dincileri, demokrasiye inananlar bile eğer karşı güçleri tarafından tacize uramazsa çok kısa zamanda demokrasiden ayrılır ve demokrasiden ayrıldığını farkedemeye bilir..

Akparti çok güçlü olursa demokrasiden hızla uzaklaşır..

Demokrasi güçler dengesidir..

Demokrasiyi yaratanlar iktidarlar değil, muhalefetlerdir, farklı güç odaklarıdır..

Ne kadar çok kafadan ayrı bir ses çıkarsa, nekadar farklı güç odakları olursa o kadar çok demokrasi olur..

Yeterki bu güçlerden biri diğerlerinin tamamını yok etmesin, tek kalmasın..

Madem çağdaş değerleri savunanlar olarak güçlü olmak istiyorsun..

O zaman güçlü olmanın yollarını bulacaksın..

Bu gün için güçlü olmanın yolu sadece bürokrasiye hakim olmaktan geçmez..

Artık çok büyük ve güçlü sivil bir dünya var..

O alanda güçlenmenin yoluna bakacaksın..

Sivil dünyadada rütbelerden çok başarılar prim yapıyor..

Sivil dünyada başarılı olmanın yollarını ve yöntemlerini geliştirmek lazım, gerçekci bir şekilde..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Libya devrimci halki savas gemilerini harekete gecirdiler. laugh.gif

Evet, ufukta bir müdahale görünüyor.

Kaddafi kendi elleriyle ülkesinin kaderini emperyalistlerin şekillendirmesine teslim edecek.

Akılcı davransa, şiddet yerine uzlaşmayı seçer ve halk hareketini doğru yönlendirebilirdi.

Ama narsist gururu nedeniyle hem kendini hem de ülkesini yakacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, ufukta bir müdahale görünüyor.

Kaddafi kendi elleriyle ülkesinin kaderini emperyalistlerin şekillendirmesine teslim edecek.

Akılcı davransa, şiddet yerine uzlaşmayı seçer ve halk hareketini doğru yönlendirebilirdi.

Ama narsist gururu nedeniyle hem kendini hem de ülkesini yakacak.

Sevgili Pante, halki manipüle edenler zaten emperyalistler.Senaryo hic aksamadan oynanmaya devam etmekte.Kuzey Afrika'da gercek halk devrimlerinin olmadigini düsünüyorum.Özellikle Libya halki zengin refah yasantidan kölelige dogru yol almaktalar.

Hemen hemen her seyin bedava, her türlü lüksün elektronik aletin(Japon+Kore) cok ucuz oldugunu ve calisanin calismayanin her ay refah icinde gecinebilecek kadar devletten maas aldiklarini biliyor muydun?Büyük sehirlerin disinda yasayanlarin maaslari daha fazladir.

Kuzey Afrika'yi istedikleri sekilde degistirip Orta Dogu ve Iran politikalarini daha iyi percinleyecekler diye düsünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Pante, halki manipüle edenler zaten emperyalistler.Senaryo hic aksamadan oynanmaya devam etmekte.Kuzey Afrika'da gercek halk devrimlerinin olmadigini düsünüyorum.Özellikle Libya halki zengin refah yasantidan kölelige dogru yol almaktalar.

Hemen hemen her seyin bedava, her türlü lüksün elektronik aletin(Japon+Kore) cok ucuz oldugunu ve calisanin calismayanin her ay refah icinde gecinebilecek kadar devletten maas aldiklarini biliyor muydun?Büyük sehirlerin disinda yasayanlarin maaslari daha fazladir.

Kuzey Afrika'yi istedikleri sekilde degistirip Orta Dogu ve Iran politikalarini daha iyi percinleyecekler diye düsünüyorum.

Sevgili Cigi;

Muhakkak ki şu anda ayaklanmaların hiçbiri devrim niteliği kazanmış değildir.

İçlerinde sadece Mısır'da halkın talepleri kısmen yerine getirildi sayılır.

Eylül'de yapılacak olan seçimler haziran'a alındı ve sanırım bu ayın 19'unda yeni anayasa oylanıp yürürlüğe girecek.

Eğer başarılı olursa demokratik devrim niteliği kazanabilir.

Ama Tunus ve Libya için bunu söyleyemiyoruz.

Üstelik Libya'da ayaklanmanın gerici nitelikleri de göze batmakta.

Dediğin gibi emperyalistlerin manipülasyonları, kendi çıkarlarına göre şekillendirme müdahaleleri de var.

Bunu yapmamaları sürpriz olurdu zaten.

Enerji kaynaklarının inisiyatifleri-kontrolleri dışına çıkmasını kabullenemezler.

Ayrıca BOP'tan hala vazgeçmedikleri ve o çerçevede yönlendirmeye çalıştıkları da kuvvetle muhtemeldir.

Ama yine de asıl gücün halklarda olduğunu ve düğmeye basan emperyalistler bile olsa, bunun risk taşıdığı ve istedikleri gibi olamayabileceği ihtimalinin varolduğunu düşünerek umudumu devam ettiriyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ama yine de asıl gücün halklarda olduğunu ve düğmeye basan emperyalistler bile olsa, bunun risk taşıdığı ve istedikleri gibi olamayabileceği ihtimalinin varolduğunu düşünerek umudumu devam ettiriyorum.

Sevgili Pante, sende cok iyi biliyorsun ki comak soktuklari ülkelerde kaos katilam ve bölünmeler olmakta.Tabi radikal islamci gruplara destek verip onlari kullanarak.Simdiye kadar demokratiklesme sureci icinde olan bir ülke yok.

Sömürecekleri bütün ülkelerde islamin olmasini istemelerinin iyi incelenmesi gerekir diye düsünüyorum.Gelisen olaylara Israil ve Iran'dan hic bir tepkinin olmamasi sana ilginc gelmiyor mu?Israil memnun Iran tedirgin. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Evet, ufukta bir müdahale görünüyor.

Kaddafi kendi elleriyle ülkesinin kaderini emperyalistlerin şekillendirmesine teslim edecek.

Akılcı davransa, şiddet yerine uzlaşmayı seçer ve halk hareketini doğru yönlendirebilirdi.

Ama narsist gururu nedeniyle hem kendini hem de ülkesini yakacak.

Libyanin paylasim pazarliklari bitti.Resmen göstere göstere dünya ile dalga geciyorlar.Cürümleri az olan ülkeler sus payi alabilmek icin kulislerde kimbilir neler teklif etmislerdir.Ayni aslan ailesinin bir mandayi parcalayip afiyetle yerken sagda solda agac dallarinda agizlarinin suyu akarak bekleyen diger hayvanlar gibi.

Bu oyuna ancak aliklar aptallar geri zekalilar inanir.Birlesmis Milletler Konseyinde yapilan oylama sonucu 10 - 0...Kaddafi umduklarindan cetin ceviz cikinca B planini devreye soktular.Petrol dogal gaz rezervlerinin sanilan miktarlardan fazl olduklarini düsünüyorum.

Sevgili Pante Kaddafi manyak psikopatti ama halkini ekmek elden su gölden yasatiyordu.Irak'a demokrasi götürmeye gidenler 1 milyonu askin insani öldürdüler bir o kadarini sakat biraktilar ve hala görünürlerde demokrasinin "D' si yok.Fakat petrol kuyulari dev sirketlerin ellerine gecti.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, BM Libya hava sahasını uçuşa kapattı.

Ardından İtalya, üslerini müdahale için açtığını açıkladı.

Ankara BM'nin aldığı kararı destekledi.

Tüm bunların ardından Kaddafi geri adım attı ve ateşkes ilan etti.

Şimdi müdahalenin eli kulağında.

Her an Amerikan askerlerinin Libya çıkarmasının haberini duyabiliriz.

Tabi top hala Kaddafi'de olduğundan gelişmeler farklı seyredebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fransiz savas ucaklarinin müdaheleye baslamasi Italya'nin da askeri müdahaleye sicak bakmasi, emperyalistlerin planlarini ve pazarliklarini iyice aciga cikardi.Libya her cesit gida mamüllerini ve tekstil ürünlerini Italya'dan karsilamaktaydi.

Körfez savasindan önce Irakta bulunan rafinelerin yarisini Fransiz sirketi Total, digerlerini Rus sirketleri isletmekteydi.Savasin baslamasi ile Fransiz ve Rus sirketleri Rafinleri isletmeyi birakmak zorunda kaldilar ve ABD Ingiltere agirlikli sirketlere gecti.Ayrica Irak´ta Rus´larin yer altlarinda yaptiklari gizli ucak ve silah depolarinin koordinatlarini ABD´ye Rus'lar kendi elleri ile teslim ettiler.lginc degil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fransiz savas ucaklarinin müdaheleye baslamasi Italya'nin da askeri müdahaleye sicak bakmasi, emperyalistlerin planlarini ve pazarliklarini iyice aciga cikardi.Libya her cesit gida mamüllerini ve tekstil ürünlerini Italya'dan karsilamaktaydi.

Körfez savasindan önce Irakta bulunan rafinelerin yarisini Fransiz sirketi Total, digerlerini Rus sirketleri isletmekteydi.Savasin baslamasi ile Fransiz ve Rus sirketleri Rafinleri isletmeyi birakmak zorunda kaldilar ve ABD Ingiltere agirlikli sirketlere gecti.Ayrica Irak´ta Rus´larin yer altlarinda yaptiklari gizli ucak ve silah depolarinin koordinatlarini ABD´ye Rus'lar kendi elleri ile teslim ettiler.lginc degil mi?

Komünizmi yıkan da Amerika olduğu için Rusya'ya getirdiği rejimi kendi adamları yönetiyor. Amerika gerçekten büyük güç. Şu an Rusları da yönetiyor sayılırlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Komünizmi yıkan da Amerika olduğu için Rusya'ya getirdiği rejimi kendi adamları yönetiyor. Amerika gerçekten büyük güç. Şu an Rusları da yönetiyor sayılırlar...

Yanlis bilgi...

S.S.C.B. nin Gorbacov ve ileri görüslü kurmaylari komunizmi birakma karari almislardir.Pardon faşizmi...Komunizm sadece kitaplarda okunan bir masaldir.

Ruslar S.S.C.B dagildiktan sonra daha güclü oldular.Dolayisi ile Amerika Rus'lari yönetmiyor, yönetemez.Anlasip ticaret yapip paylasiyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

AKP iktidarı ikiyüzlülüğünü yine gösterdi.

Bir yandan halka şov yapıp, diğer yandan saldırganlığa dahil oluyorlar.

Kaddafi, emperyalist saldırıyı Haçlı seferi olarak nitelendirdi.

Dostum dediği Erdoğan, Haçlılar dediği emperyalist güçlere katkıda bulunulacağını açıkladı.

Kaddafi de anlamıştır şimdi görünen İslamcı yüzün arka yüzünü.

Aynı şekilde de sıcaklık duydukları Obama'nın da Bush'tan farklı olmadığını.

Afganistan ve Irak'tan sonra şimdi de Libya.

İran'ı şimdilik ertelediler ama sıranın İran'a geleceği de belli.

Sonrasında da Latin Amerika ülkelerine ve Küba'ya yöneleceklerdir.

Onları bizim katkılarımızla vuracaklar.

Onları hallettikten sonra da bizi.

Bu yolu açan Menderes'ti, Kore Savaşıyla.

Ardından Özal devam ettirdi Irak'la.

Şimdi de Erdoğan.

Bu üçlünün resmini AKP'nin seçim propagandalarından hatırlıyoruz.

Üçünün en ortak özelliği tam bağımlı birer işbirlikçi olmaları.

Üçü de takkeli liboşlardan.

Ama takkeleri müslümanlara vurmayı engellemiyor.

Vur Recep Efendi, sen de vur!

Bugün meydan sizindir!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaddafi de anlamıştır şimdi görünen İslamcı yüzün arka yüzünü.

Aynı şekilde de sıcaklık duydukları Obama'nın da Bush'tan farklı olmadığını.

Sevgili Pante, hatirlarsan Obama baska oldugunda "ABD baskaninin sadece cildine cukulata renginde makyaj yaptilar, degisen baska bir sey yok" dedigimizde karsi cikan cok olmustu.

Ömrümüz yeterse Iran'i isgal edecegini de görecegiz. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ömrümüz yeterse Iran'i isgal edecegini de görecegiz. smile.gif

Sevgili Cigi;

Bırak İran'ı, kendi ülkemize bile benzer müdahaleyi hatta işgali görebiliriz.

Çünkü şartlar uygun.

Ortadoğu'nun düzenlenme projesinde en dirençli halk Türkler olacaktır.

Ergenekon tezgahının asıl kurulma amacı bu direnci kırmak içindir.

Türkiye'nin dinci, Kürtçü, lümpen ve liboş kesimi onlar için bir engel teşkil etmiyor.

Direnişin yurtsever, devrimci, anti-emperyalist kesimden geleceğini bildiklerinden, şu aşamada o kesimin belini kırmaya çalışıyorlar.

İran ve Suriye'yi de hallettikten sonra Türkiye'ye yönelecekleri kesin.

Bir kışkırtmayla etnik çatışmalara sebep olacak ve iç savaş bahanesiyle müdahaleye kalkışacaklar.

Müdahalesiz bir geçiş için ordunun büyük ölçüde tasfiye edilmiş olması ve yurtseverlerin direncinin cılızlık derecesine indirilmiş olması gerekir ki bunun zor olduğunu görmekteler.

Dolayısıyla ben sıranın bize de geleceğinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

O nedenle ne kadar haklı sebepler de öne sürseler müdahalelere, işgallere büyük tepki vermek gerekir.

Bu müdahalelere destek veren iktidarı da şiddetle kınamak ve protesto etmek gerekir.

Ama maalesef konuya sadece Libya meselesi olarak bakılmakta ve gelecek için öngörüler düşünülüp tartışılmamakta.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başbakan Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi eşbaşkanlığı görevini kendisinden beklenildiği şekilde uyguluyor.

Kılıçdaroğlu ise bunu görmüyor ve Türkiye'nin tavrının doğru olduğunu söyleme yanlışına düşüyor.

Halbuki hükümetin bu tavrı Arap halklarını manipüle etme ve müdahalelere karşı pasifize etme amacı taşıyor.

Bunu biraz açalım ki anlaşılsın:

ABD, yeni dünya düzeni projesinin en önemli ayağı olan İslam ülkeleri ve petrolün yatağı olan bölgelerdeki düzenleme ve kendi kontrolüne alma projesinde, müslüman halkların tepkisini karşılayacak, bu tepkileri minimuma indirip proje önündeki engelleri azaltacak bir liderin gerektiğini biliyordu. Erdoğan ABD için biçilmiş kaftandı.

Davos'taki "one minute", "İran'a yaptırımlara karşı çıkma" ve "Mavi Marmara" gibi senaryolarla önce Arap halklarının gözünde Erdoğan'a güven ve sevgi kazandırıldı.

Artık Erdoğan bir İsrail karşıtı, bir İslam dostu ve belki de İslam'ın sesini duyuracak, sözcülüğünü yapacak bir lider olarak görülmeye başlamıştı.

Erdoğan son çıkışını "Nato'nun Libya'da ne işi var?" diyerek yaptı ve güven tazeledi.

Ardından "Nato'ya destek veririz ama bazı şartlarımız var" diyerek Libya'ya müdahaleyi meşrulaştırdı ve Arap halklarına bu müdahalenin olumlu yanları olduğu mesajını vererek, Libya'ya yapılan saldırılara karşı tepkiyi engelledi.

ABD'nin BOP projesini uygularken dünyaya karşı müdahalelerinin bahanesi demokrasidir.

Bölge ülkelerinin demokratikleşmesini sağlama amacında olduğunu yansıtarak asıl amacını kamufle eder.

Ama dikkat edilirse hep de kendisine tavır alan ülkelere müdahale etmektedir.

Kontrolü dışında gelişen halk ayaklanmalarına karşı ise daha sonra müdahil olup, kendine uygun yöne kanalize ettirmektedir. Mısır örneği gibi.

Ama örneğin Bahreyn'de %70'i şii olan ve sünniler tarafından yönetilen halkın talepleri dikkate alınmamakta, isyancıları susturmak için yapılan Suudi müdahalesine ses çıkarılmamaktadır.

Çünkü ABD'nin Bahreyn'le, Suudi Arabistan'la sorunu yoktur. O ülkeler tamamen kendi güdümündedir. Dolayısıyla onlara demokrasi gerekmez.

Araplar BOP'u bilmez.

Projenin farkında değildir ve Erdoğan zokasını yutmuştur.

Gerçi bizim halkımız da pek bilmez ama Araplardan daha uyanık ve gelişmelerin çok daha farkındadır.

Müslüman halklar, emperyalistlerin arabulmacısı müslüman lider ağzıyla aldatılmakta ve BOP adım adım uygulanmaktadır.

Liboş takımı da rolünü güzel oynamakta, hükümeti müdahale fotoğrafında olmamaktan dolayı eleştirmekte ve müdahaleyi savunmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Libya müdahalesi, Arap ayaklanmalarına bakış açımızı değiştirdi.

Zaten varolan şüphe artık güçlü bir görüşe dönüştü, bir emperyalist senaryo olduğu anlaşıldı.

Yıllardır eleştirdiğimiz Arap diktatörlüklerine karşı ayaklanmaları görünce umutlanmıştık.

Örgütlü bir hareket değildi, liderleri yoktu ama yine de bir gelişme, ileriye doğru atılmış bir adım sayılırdı.

Ama gördük ki kısa zamanda emperyalistler halk hareketlerini kontrolleri altına aldılar.

Demek ki ayaklanma senaryosu, ABD'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesinin bir parçasıymış.

Meğer Wikileaks belgeleri bu ayaklanmaların zeminini hazırlamak için planlı olarak sızdırılmış.

Bunu ayaklanmaların başından itibaren söyleyenler vardı ama elde somut gerekçeleri olmayınca, iddialarına komplo teorisi gözüyle bakılıyordu.

Fakat artık bu iddialar komplo teorisi olmaktan çıktı, anlam kazanmaya, şekillenmeye başladı.

Hiçbir ayaklanmanın şartları uygun olmasına rağmen devrime dönüşmemesi ve eski tas eski hamam devam etmesi, bunun ilk göstergesiydi.

Daha ayaklanmaların neticesini görmeden "devrim" olarak adlandıranlar fena yanıldılar.

Biz de umutlandığımız için yanıldık, hayal kırıklığına uğradık.

Libya'da yönetimin ateşkes kararının koalisyon güçleri tarafından tanınmaması ise senaryonun en önemli göstergesi oldu.

Madem ki amaç Libya'da kan dökülmesini önlemek, iç savaşı durdurmaktı, asıl ateşkesi istemesi gereken BM olmalıydı.

Ama görülüyor ki amaç bu değilmiş, dökülen kanlar da emperyalistlerin umurunda değilmiş.

Amaç, Libya'da rejimi değiştirmek, ülkeyi bölüp parçalayarak petrolü kendi denetimlerine almakmış.

Türkiye'yi ise bir piyon gibi kullanıyorlar.

Arap Birliği üyesi Libya'yı Birlik üyesi ülkeler savunacaklarına emperyalistlerin tarafında yer alıyor ve kendi üyesini gözden çıkarıyor.

Erdoğan da bu üyelere bunun gerekli olduğunu söylüyor ve alkışlanıyor.

Böylece BOP eşbaşkanlığı görevini layıkıyla sürdürmüş oluyor.

Sanki bu Libya, Erbakan'ı-Erdoğan'ı ağırlarken, Erdoğan'a ödül verirken farklı bir Libya'ydı.

Sanki Avrupa'da misafir edilip görüşmeler yapılırken, Sarkozy seçim desteği için finans sağlarken Kaddafi deli değildi, diktatör değildi.

Düne kadar kardeşim dediği Kaddafi'yi satma noktasına gelmiş olmayı aşiret ayaklanması olarak mı izah edecek RTE?

İşin içinde emperyalistler olmasaydı, yine tavrı böyle mi olurdu?

Tersine Kaddafi'ye yardım bile gönderirdi.

Bize de "Libya'da inşaat şirketlerimizin aldığı büyük ihaleler var. Önemli ölçüde ihracat yaptığımız bir ülke" diye savunurdu.

Artık Libya'da ancak taşeronluk yapar şirketlerimiz. İhaleleri de batı ülkeleri kapar.

Diğer taraftan Libya'ya müdahalenin görüşüldüğü Paris toplantısına Türkiye davet bile edilmiyor.

Sanki "Bunlar büyük işler, önemli konular, seni aşar" dercesine.

Tabi asıl amaç Türkiye'yi devre dışı bırakmak, paylaşımda söz sahibi yapmamak.

Ama iş kullanmaya gelince, örneğin bir kara harekatı söz konusu olursa Türkiye'den asker isteyecekleri kesin.

Yeter ki komuta onlarda olsun, masada onlar otursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...