Jump to content

Ağlamanın bilimsel açıklaması nedir?


Recommended Posts

Ağlama üzerine detaylı bilimsel ve Türkçe kaynak bulmakta biraz zorlandım. Bu konu üzerine bilgisi olan kişilerden açıklama istiyorum.

Ben, ağlamanın duygusal bir silah olduğunu düşünüyorum ve özellikle kadınların kullandıklarını gözlemliyorum. İstedikleri birşey gerçekleşmediği ya da şiddete maruz kaldığı zaman hemen bu silah devreye giriyor. Karşı tarafta bir "acıma hissi" uyandırıyor ve rakibi safdışı bırakıyor, diye düşünüyorum. Sevinç gözyaşları da dahil hepsinin "yalan" olduğu kanaatindeyim. Evrimsel açıdan bir avantaj olduğunu da düşünmüyor değilim.

Bilgisi ve fikri olan var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ağlama üzerine detaylı bilimsel ve Türkçe kaynak bulmakta biraz zorlandım. Bu konu üzerine bilgisi olan kişilerden açıklama istiyorum.

Ben, ağlamanın duygusal bir silah olduğunu düşünüyorum ve özellikle kadınların kullandıklarını gözlemliyorum. İstedikleri birşey gerçekleşmediği ya da şiddete maruz kaldığı zaman hemen bu silah devreye giriyor. Karşı tarafta bir "acıma hissi" uyandırıyor ve rakibi safdışı bırakıyor, diye düşünüyorum. Sevinç gözyaşları da dahil hepsinin "yalan" olduğu kanaatindeyim. Evrimsel açıdan bir avantaj olduğunu da düşünmüyor değilim.

Bilgisi ve fikri olan var mı?

Ağlama önemli bir haberleşme aracıdır.

İnsan ağlayarak hislerini ve durumunu başkalarına iletir.

Ve ağlama bebeklik çağından itibaren başlar. Hatta doğumla başlar diyebiliriz.

Ağlayan bebeğe olan ilgi artar ve ağlayan bebeklerin yaşama şansı daha yüksektir.

Bu gözlem de ağlamanın doğal seçilimle seçildiğini gösterir.

Bu hissin kötüye kullanılması mümkün elbette.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ağlama önemli bir haberleşme aracıdır.

İnsan ağlayarak hislerini ve durumunu başkalarına iletir.

Her ağlama iletişim amaçlı olmuyor.

Bir de gözlerden ırak yalnız başına ağlama şekli var.

Kimseye belli etmeden.

Sanırım bu da kişinin kendi içsel rahatlığı için bir

boşalma sağlıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

.... ya da şiddete maruz kaldığı zaman hemen bu silah devreye giriyor.

Kadınlar hassas yaratıklardır..Hiç değilse sizin gibi hissiz bir adamdan ...

Şiddete maruz kalınca kadın ağlıyormuş.. Lafa bak...Ne yapacaktı?..Erkek gibi üzerinize çullanıp sizi mi dövecekti..Fiziksel olarak güçsüz olduğunun farkında olan bir kadına el kaldırarak onu ezerseniz ,kendisini aşağılanmanın son raddesinde hissedip ruhen, hem de fiziksel olarak acı duyduğundan ağlayacaktır..Sevinç içinde size gülümseyeceğini,zil takıp oynayacağını tahmin etmiyordunuz umarım..

Kadına şiddet uygulayan sonra da karşısına geçip soğuk kanlılıkla tepkilerini ölçen bir tipe benzettim sizi..Soru sadece ağlamanın evrimsel gelişimi v.s. ise işin içine kadını katmadan da anlatabilirdiniz..

Sinir olurum ruhsuz adamlara...

tarihinde placebo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Her ağlama iletişim amaçlı olmuyor.

Bir de gözlerden ırak yalnız başına ağlama şekli var.

Kimseye belli etmeden.

Sanırım bu da kişinin kendi içsel rahatlığı için bir

boşalma sağlıyor.

Kendi kendine konuşma gibi...

O da bir iletişimdir.

Kişi kendine ulaşmaya çalışıyordur.

Tabii bu durumda insanın normal olduğunu kabul ediyoruz.

MELANKOLİ......

Yalnız doğdum,

Yalnız öleceğim...

Ama yine de,

Yalnızlığımın bilinmesini istemem,

Ağladığımın da..

Ben hep yalnız ağlarım...

Duş alırken,

Kuytu bir yerden geçerken,

Karanlık bir köşeyi dönerken,

Issız bir yolda yürürken,

Ben hep yalnız ağlarım...

Elektrikler kesilince,

Güneş tutulunca,

Ay doğmayınca...

Uzun kış gecelerinde,

Yorganı başıma çekince,

Yalnız kaldığım anlarda,

Ben hep ağlarım....

Yalnız kaldığım zaman ağlarım,

Ama yalnızlığıma ağlamam,

Ağlamak için yalnız kalırım,

Ben hep yalnız ağlarım...

Rahatlamak için ağlamam,

Çünkü ağlayarak rahatlamam,

Ağlamak için ağlarım,

Ben hep yalnız ağlarım......

Anlaşılmak için de ağlamam,

Çünkü ağlayınca anlaşılmam,

Anlaşılmadığım için ağlarım.

Ben hep yalnız ağlarım.....

Bazan sevinçten ağlarım,

Bazan hüzünden.....

Bazan neş’eden,

Bazan kederden.

Bazan anımsadıklarımdır beni ağlatan,

Bazan anımsayamadıklarım.

Bazan sevdiklerimdir,

Bazan sevmediklerim.....

Ben hep yalnız ağlarım...

Bazan eskiden çektiklerim,

İçindir, gözyaşlarım.....

Bazan eskiden çektirdiklerim.

Ve bazan ilerde,

Çekeceklerimle,

Çektireceklerim.....

Ben her yalnız kaldığımda ağlarım......

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şiddete maruz kalınca kadın ağlıyormuş.. Lafa bak...Ne yapacaktı?..Erkek gibi üzerinize çullanıp sizi mi dövecekti..Fiziksel olarak güçsüz olduğunun farkında olan bir kadına el kaldırarak onu ezerseniz ,kendisini aşağılanmanın son raddesinde hissedip ruhen, hem de fiziksel olarak acı duyduğundan ağlayacaktır..Sevinç içinde size gülümseyeceğini,zil takıp oynayacağını tahmin etmiyordunuz umarım..

Kadına şiddet uygulayan sonra da karşısına geçip soğuk kanlılıkla tepkilerini ölçen bir tipe benzettim sizi..Soru sadece ağlamanın evrimsel gelişimi v.s. ise işin içine kadını katmadan da anlatabilirdiniz..

Ben kadınlara şiddet uygulayan biri değilim yanlış anlaşılmasın. Bu duruma karşıyım da. Genelde erkekler şiddete ya da baskıya (baskı belki daha doğru bir sözcük olacaktır) maruz kaldığında fiziksel silahlarını kullanıyorken, kadınlarda bu durum duygusal bir silah olarak karşımıza çıkıyor; ben bunu demek istemiştim. Demem şu ki, şiddete maruz kalan bir erkek kas gücünden yararlanıp saldırıya geçiyorken, bu şekilde rakibi safdışı bırakma avantajını elde ediyorken, kadınlar ise "ağlayarak" bu durumun üstesinden gelebilirler.

Bebekler ağlamanın ebeveynler üzerinde belirleyici bir etkisini keşfettiğinde bunu silah olarak kullanabilir.

Kadınlar sözlü ya da fiziksel bir baskıya maruz kaldığında "ağlayarak" karşı tarafı yumuşatabilir.

vs.vs.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben kadınlara şiddet uygulayan biri değilim yanlış anlaşılmasın. Bu duruma karşıyım da. Genelde erkekler şiddete ya da baskıya (baskı belki daha doğru bir sözcük olacaktır) maruz kaldığında fiziksel silahlarını kullanıyorken, kadınlarda bu durum duygusal bir silah olarak karşımıza çıkıyor; ben bunu demek istemiştim. Demem şu ki, şiddete maruz kalan bir erkek kas gücünden yararlanıp saldırıya geçiyorken, bu şekilde rakibi safdışı bırakma avantajını elde ediyorken, kadınlar ise "ağlayarak" bu durumun üstesinden gelebilirler.

Bebekler ağlamanın ebeveynler üzerinde belirleyici bir etkisini keşfettiğinde bunu silah olarak kullanabilir.

Kadınlar sözlü ya da fiziksel bir baskıya maruz kaldığında "ağlayarak" karşı tarafı yumuşatabilir.

vs.vs.

Burada bebekle kadın zeka olarak aynı kategoriye sokulamaz..Bebek konuşamadığından ihtiyaçlarını ağlayarak belli eder . Ya altı ıslaktır ya karnı acıkmıştır ya da ağrısı vardır v.s..Anne de bunu bilir ve bebeğin bu hayati ihtiyaçlarını hemen karşılamak üzere yanına gider...Bir bebek bana neden Gucci ayakkabı almadın diye ağlamaz..Çocuklar ise eğer istediği bir şey ağlaması üzerine ona sunulmuşsa ,bir dahaki sefer istediklerini elde etmek için bu yöntemi alışkanlık ederek kullanabilecektir..

Burada sadece bebeğin hayatını devam ettirmek üzere ağlamanın evrimsel avantajından faydalandığını görürüz..Kadına gelince bu ister numaracı bir kadın olsun, ister gerçekten üzüldüğü için ağlayan bir kadın olsun, erkeğin cinnet geçirip şiddet uygulayacağı anda birden kadının güçsüzüğünü idrak edip, otokontrolünü sağlamaya çalışmasıyla daha alakalı..Kadının ağlamasının hayat dirim meselesi veya evrimsel avantajla ilgisi yok ..Yoksa medya da son günlerde sıkça duyduğumuz,kocaları tarafından bıçaklanarak ,dövülerek , v.s. şekillerde öldürülen kadınlar, emin olun o anda ağlamış,sızlamış hatta yalvarmışlardır..Ama adam tın olunca ağlamanın herhangi bir hayati öneminden söz edemeyiz..

Sizin ilk iletiniz şimdiki kadar yumuşak değil..Siz orada " sevinç gözyaşları da dahil hepsinin "yalan" olduğu kanaatindeyim " demişsiniz...Siz hiç ağlamadınız mı? Hadi ağlamadınız diyelim,empati de mi yapamıyorsunuz?. ...

Zorla gözden gözyaşı getirmek oldukça zordur..Yoksa film artistleri ağlama sahnelerinde çeşitli maddeler kullanmazlardı..

Ayrıca sizi şiddet yanlısı birisi gibi algılayıp çemkirdiğim için kusura bakmayın..Ama cümleleriniz de hayli düşmanca göründü gözüme..Dil sürçmesi veya hatalı anlatım olabilir..

Selamlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ağlamak olgusunu yanlış yorumluyorsunuz.

Ağlamak kültürle yakından ilgili kendini belli etme sanatı ve iletişimdir.

Erkek çocuklar ağladıkları için kınanırlarken, kız çocuklarının ağlaması cesaretlendirilir.

Erkekler ağlamamayı, kadınlar ağlamayı öğrenirler.

Yoksa ağlama bazında erkek ve kadın arasında en ufak bir fark yoktur.

Olması için de bir neden yoktur.

Bu arada erkeklerin kadınlardan daha az ağladığı da bir mittir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Sizin ilk iletiniz şimdiki kadar yumuşak değil..Siz orada " sevinç gözyaşları da dahil hepsinin "yalan" olduğu kanaatindeyim " demişsiniz...Siz hiç ağlamadınız mı? Hadi ağlamadınız diyelim,empati de mi yapamıyorsunuz?. ...

Sezgileşim, sağlıklı bir iletişim için vazgeçilmezdir. Ben her zaman empati yaparım. Empati yapmayan insanla diyalog kurmam, konuşmam, yanımda bulundurmam/bulunmam.

Elbette geçmişimde ağladığım olmuştur. Ergenlik çağımda ise sinirden ağlamışımdır. Ortalama yaparsam eğer ağlamanın hayatımda çok az bir yeri olmuştur. Ağlayan insanı zayıf olarak nitelendiririm, her ne şekilde olursa olsun. Birisinin ölümü için ağlayan insanı da sevmem. Ölen ölür, ölüm yaşamın gerçeğidir. Bu gerçeği kabullenmek erdemdir.

Zorla gözden gözyaşı getirmek oldukça zordur..Yoksa film artistleri ağlama sahnelerinde çeşitli maddeler kullanmazlardı..

Bence o kadar da zorlanacak bir durum yok. Eğer bir oyuncu istediği her an ağlayamıyorsa, o gerçek bir oyuncu değildir, olamaz da. Dramın özü aslında komedidir (kişisel görüşüm). Ciddiye alınacak en son şeydir. Örneğin ben istediğim her an ciddi derecede gerçekçi ağlayabilirim. Özel madde kullanmama hiç gerek yok. (: Acaba ben iyi bir oyuncu muyum?

Ayrıca sizi şiddet yanlısı birisi gibi algılayıp çemkirdiğim için kusura bakmayın..Ama cümleleriniz de hayli düşmanca göründü gözüme..Dil sürçmesi veya hatalı anlatım olabilir..

Yanlış sözcükler seçmiş olabilirim. Ne de olsa yazışma ortamındayız. Beden dilimizi kullanamadığımız için anlatmak istediklerimizi tam olarak aktaramayabiliriz.

Esenlikler.

tarihinde Bilgin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ağlama önemli bir haberleşme aracıdır.

İnsan ağlayarak hislerini ve durumunu başkalarına iletir.

Ve ağlama bebeklik çağından itibaren başlar. Hatta doğumla başlar diyebiliriz.

Ağlayan bebeğe olan ilgi artar ve ağlayan bebeklerin yaşama şansı daha yüksektir.

Bu gözlem de ağlamanın doğal seçilimle seçildiğini gösterir.

Bu hissin kötüye kullanılması mümkün elbette.

Büyük oranda doğru olan düşünceler bu yönde. Atlanılan bir konu da,

Gözyaşıyla ağlama.

Desmond Morris'e göre, ağlarken göz yaşı dökmenin sebebi daha fazla dikkat çekmek ama daha fazla, dokunulmak içindir. Ağlayan bir bebek annesiyle tensel temas kurar. Annesi bebeğin göz yaşlarını silerek okşar.

Ayrıntılı açıklamaları için;

Desmond Morris - Sevmek Dokunmaktır.

32742_2.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Büyük oranda doğru olan düşünceler bu yönde. Atlanılan bir konu da,

Gözyaşıyla ağlama.

Desmond Morris'e göre, ağlarken göz yaşı dökmenin sebebi daha fazla dikkat çekmek ama daha fazla, dokunulmak içindir. Ağlayan bir bebek annesiyle tensel temas kurar. Annesi bebeğin göz yaşlarını silerek okşar.

Ayrıntılı açıklamaları için;

Desmond Morris - Sevmek Dokunmaktır.

32742_2.jpg

Gözyaşı dökmek istemli değildir.

Gözyaşı bezini istemli olarak kontrol edemezsiniz.

Timsah gözyaşlarını dökmek için bile sizi ağlatan hislerinize başvurmak zorundasınız.

Çünkü gözyaşı bezleri sempatik ve parasempatik sinir sistemi ile denetlenir. Onlara bilinç müdahale edemez.

Ama yine de santral sinir sisteminde ağlamamızı sağlayan beyin yöreleri ile vejetatif sistemin anatomik bir ilişkisi olmalıdır.

Bu ilişkiden dolayı ağlarken gözyaşı dökeriz. Yani ağlamak oldukça karmaşık bir dizi sinirsel etkinliktir. Basit değildir.

Gözyaşı dökmek daha çok ilgi çekeceğinden bu şekilde bir nöral ilişki yeğlenmiş ve seçilmiş olmalıdır.

Yani yukardaki iddia kısmen doğru. Ama gözyaşı dökmeyi bilinçli bir eylemle açıkladığı için hatalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birde anam ağladı deriz bu ne demek?

Biz ağlamamışız da anamız ağlamış.

Yine ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar

demişler.

Analar ve ağlamak özdeşleşmiş.

İlk doğumda anne bebeğin ağlamasına sebeb olur

ondan sonra ki bir ömür boyunca bebek annesinin ağlamasına

sebeb olur (acısıyla sevinciyle).

tarihinde zazo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

...............................

Gözyaşı bezini istemli olarak kontrol edemezsiniz.

Timsah gözyaşlarını dökmek için bile sizi ağlatan hislerinize başvurmak zorundasınız.

Çünkü gözyaşı bezleri sempatik ve parasempatik sinir sistemi ile denetlenir. Onlara bilinç müdahale edemez.

.............................

İstemli olarak ağlayan, rol yapan birisi farkında olmayarak onu ağlatan hislerini su yüzüne mi çıkarıyor? Çok ilginç.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstemli olarak ağlayan, rol yapan birisi farkında olmayarak onu ağlatan hislerini su yüzüne mi çıkarıyor? Çok ilginç.

Rol yapıp ağlayan kendisini daha önce ağlatan bir anıyı yaşıyor.

Başka türlü gözyaşı dökülmez.Gözyaşı bezini istemli olarak çalıştıramazsınız. Denemesi bedava. Kendinizde deneyin.

Bu kalbinizi yavaşlatmak gibi, ya da midenin asit salgılamasını istemli olarak azaltıp çoğaltmanız gibi birşey.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gözyaşı dökmek istemli değildir.

Gözyaşı bezini istemli olarak kontrol edemezsiniz.

Timsah gözyaşlarını dökmek için bile sizi ağlatan hislerinize başvurmak zorundasınız.

Çünkü gözyaşı bezleri sempatik ve parasempatik sinir sistemi ile denetlenir. Onlara bilinç müdahale edemez.

Ama yine de santral sinir sisteminde ağlamamızı sağlayan beyin yöreleri ile vejetatif sistemin anatomik bir ilişkisi olmalıdır.

Bu ilişkiden dolayı ağlarken gözyaşı dökeriz. Yani ağlamak oldukça karmaşık bir dizi sinirsel etkinliktir. Basit değildir.

Gözyaşı dökmek daha çok ilgi çekeceğinden bu şekilde bir nöral ilişki yeğlenmiş ve seçilmiş olmalıdır.

Yani yukardaki iddia kısmen doğru. Ama gözyaşı dökmeyi bilinçli bir eylemle açıkladığı için hatalı.

Bilinçli olarak yapılmasının yanı sıra, şu düşünülebilir sanki;

Tensel temas hem çocuk hemde anne için duygusal bir bağ oluşturur. Bu bağ ne kadar sağlam olursa yavrunun bakımı ve gelişimi o kadar sağlıklı olur diye düşünüyorum. Hatta duygusal anlamda kötü bir geçmişe sahip çocuklarda ileride birçok psikolojik sorun çıktığı ortada.

Ha belki çok zorlama gibi görünüyor olabilir, bilemiyorum. Sadece merak edenlerin ,özellikle de "dokunmanın" biyolojik ve sosyolojik açıklamalarını, alıp okuması gereken bir kitap.

Not: Bir hocamın dediğine göre bu tür sosyolojik iddaların evrim ve biyoloji ile açıklanması çok sağlıklı ve tutarlı değil-miş. Bilginize.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinçli olarak yapılmasının yanı sıra, şu düşünülebilir sanki;

Tensel temas hem çocuk hemde anne için duygusal bir bağ oluşturur. Bu bağ ne kadar sağlam olursa yavrunun bakımı ve gelişimi o kadar sağlıklı olur diye düşünüyorum. Hatta duygusal anlamda kötü bir geçmişe sahip çocuklarda ileride birçok psikolojik sorun çıktığı ortada.

Ha belki çok zorlama gibi görünüyor olabilir, bilemiyorum. Sadece merak edenlerin ,özellikle de "dokunmanın" biyolojik ve sosyolojik açıklamalarını, alıp okuması gereken bir kitap.

Not: Bir hocamın dediğine göre bu tür sosyolojik iddaların evrim ve biyoloji ile açıklanması çok sağlıklı ve tutarlı değil-miş. Bilginize.

Her türlü insansal etkinlik evrim ve biyoloji ile açıklanabilir ve açıklanmalıdır.

Çünkü insanın her özelliği kendisine başka bir hayvan türünden intikal etmiştir.

Yalnız insana özgü özellikler yoktur. İnsan kendisinden önce gelenllerin devam olan bir diğer hayvan türüdür.

Tensel temasın son derece önemli olduğu da kuşkusuzdur.

Aslında insanın duyularının hepsi önemlidir. Koku ve tad dahil....

Ve hepsi insanların birbirlerine bağlanmasını sağlar.. Hepsi birlikte ana ve bebek arasındaki bağları kuvvetlendirir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Rol yapıp ağlayan kendisini daha önce ağlatan bir anıyı yaşıyor.

Başka türlü gözyaşı dökülmez.Gözyaşı bezini istemli olarak çalıştıramazsınız. Denemesi bedava. Kendinizde deneyin.

Bu kalbinizi yavaşlatmak gibi, ya da midenin asit salgılamasını istemli olarak azaltıp çoğaltmanız gibi birşey.

Kendimde denedim ancak beni ağlatan hisleri su yüzüne çıkarmadım. Yaptığım yalnızca yüz kaslarımı ağlayan bir insan gibi kullanmak. Belgeselin birinde izlemiştim, istemli olarak gülmekle beyninizi kandırdığınızı, böylelikle mutluluk yaşadığınızı söylüyordu. Benim yaptığım da böyle bir taklit.

Dediğinizi anlıyorum ama pratikte bunun tersini gördüm; "ağlama" konusunda tabii.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Not: Bir hocamın dediğine göre bu tür sosyolojik iddaların evrim ve biyoloji ile açıklanması çok sağlıklı ve tutarlı değil-miş. Bilginize.

O hoca sosyobiyoloji diye bir bilim dalını duymamış sanırım.

Biraz "Edward O. Wilson" adlı yazarı okumanı tavsiye ederim.

Her türlü insansal etkinlik evrim ve biyoloji ile açıklanabilir ve açıklanmalıdır.

Çünkü insanın her özelliği kendisine başka bir hayvan türünden intikal etmiştir.

Yalnız insana özgü özellikler yoktur. İnsan kendisinden önce gelenllerin devam olan bir diğer hayvan türüdür.

Değerli hacının dediği çok doğru.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...