Jump to content

Duyguları olan robot yapmak mümkün mü


Recommended Posts

Çok net bir soru.

Bilinci nöronların iletişimi, maddesel deterministik süreçler sananların cevabını vermesi gereken bir soru.

Bilinçleri, iradeyi imaginer&sanal kabul edenlerin açıklaması gereken soru.

Kağıt üstünde de olsa şimdiye kadar cevaplanabilmesi gereken bir soru.

tarihinde onikinciboyut tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 81
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sanırım bilimsel açıklama olmadan sadece kişisel yorum yapmamızı istediniz.

O yönde kendi yorumum "evet olabilir".

Kameraların yapılması gözün çalışma prensibi, microfonlar kulaklardan, uçaklar kuşlardan vs. esinlenerek yapılmış diye biliyorum.

Teknolojinin sonu yoktur ya da tahmin edilebilir bir sonu yoktur diye düşünüyorum. Belki de o sinirlerimiz çözüldüğünde bu da mümkün olabilir :) (en azından kendi adıma temenni ediyorum)

Videolardan izlediğim kadarıyla gülümseyen, kızan robot yüzleri yapılmış, hatta ne kadar doğru bilmiyorum ama maymun beyni ile hareket ettirilebilen mekanizmalar felan yapılmış.

Bence bir gün bu da olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanırım bilimsel açıklama olmadan sadece kişisel yorum yapmamızı istediniz.

O yönde kendi yorumum "evet olabilir".

Kameraların yapılması gözün çalışma prensibi, microfonlar kulaklardan, uçaklar kuşlardan vs. esinlenerek yapılmış diye biliyorum.

Teknolojinin sonu yoktur ya da tahmin edilebilir bir sonu yoktur diye düşünüyorum. Belki de o sinirlerimiz çözüldüğünde bu da mümkün olabilir :) (en azından kendi adıma temenni ediyorum)

Videolardan izlediğim kadarıyla gülümseyen, kızan robot yüzleri yapılmış, hatta ne kadar doğru bilmiyorum ama maymun beyni ile hareket ettirilebilen mekanizmalar felan yapılmış.

Bence bir gün bu da olacak.

bilimsel bulguları yorumlayışınız çok zayıf.

kızan gülümseyen yüzlerin duygunun yaşanmasıyla alakası yok. duygunun ifadesiyle alakası var.

basitlik ve ilkellik somutluk ve popülerlik açısından en iyisidir.

bu yüzden oyuncakçılardaki ağlayan bebekler ağlama duygusundan ne kadar uzaksa

sizin örnekleriniz de bu derece uzak kalmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bilimsel bulguları yorumlayışınız çok zayıf.

kızan gülümseyen yüzlerin duygunun yaşanmasıyla alakası yok. duygunun ifadesiyle alakası var.

basitlik ve ilkellik somutluk ve popülerlik açısından en iyisidir.

bu yüzden oyuncakçılardaki ağlayan bebekler ağlama duygusundan ne kadar uzaksa

sizin örnekleriniz de bu derece uzak kalmış.

Sanırım haklısınız. Duygu konusunda biraz sıkıntılıyım. :)

Yalnız şu şekilde ekleme yapmak istiyorum (detaylarını gerçekten bilmiyorum -uzun zaman olmuş olmalı izleyeli-)

Bu robot karşısında ağlayan-hüzünlenen insanlar gördüğünde ağlıyordu.

Bir başlangıç için sizce de iyi değil midir bu ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanırım haklısınız. Duygu konusunda biraz sıkıntılıyım. :)

Yalnız şu şekilde ekleme yapmak istiyorum (detaylarını gerçekten bilmiyorum -uzun zaman olmuş olmalı izleyeli-)

Bu robot karşısında ağlayan-hüzünlenen insanlar gördüğünde ağlıyordu.

Bir başlangıç için sizce de iyi değil midir bu ?

kendi duygularım dışındaki bütün duygulara inanç dışında bir yaklaşımım söz konusu olamaz.

bütün göstergeler tüm insanların benim duygularıma benzer duyguları olduğunu gösteriyor ama kesin kanıt değiller.

hayvanlarında benzer duyguları var gibi görünüyor ama emin olamayız.

mesela tamamen gerçeğine benzeyen robot bir kedi yapabiliriz.

bu kediyi acı çekiyrmuş gibi davranmaya programlayabiliriz.

bu kediyi ip yumağı ile oynayıp eğleniyormuş gibi programlayabiliriz.

ama kedinin bu duygulardan habersiz olduğundan da emin oluruz.

çünkü herşey bizim programımız ve tasarımımız.

içinde ruhu yok. ruh verme yetimiz yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

duygu aslında senin toplumdan kazandığın gördüğün bildiğin duyumlardır. sana sonradan eklenir bunlar. çevrenden gördüklerinden.

hiç ağlamayan bir insan hiç ağlayan bir insan görmeyen yada ğlamanın ne olduğunu bilmeyen biriside ağlamaz yada neden ağladığını bilmez yad gözünden akan yaşa anlam erdiremez.

kişisel fikirdir.. robotlarada bilinen duydular durumlar karşısında eklenebilir kurgulanabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ruh derken tanımınız nedir ?

Bana göre ruh; akıldır, düşünme yetisidir.

İslamda bahsedildiği gibi bir ruha zaten inanmıyorum.

Hatta bu konuyla ilgili olarak "alkol kullanımı ve ruh" ile ilgili konular gözüme çarpmıştı. (Tabi bu verdiğim sadece örnekti. Konuyu değiştirmek istemiyorum.)

İnsanların duyguları benzerdir. Hatta aynı demek bile yanlış olmaz sanırım. Aralarındaki tek fark şiddeti ya da yoğunluğu gibi seziyorum.

Bir canlının yaşam mekanizmaları en ince ayrıntılarına kadar bilinmeden nasıl benzeri yapılabilir ki ?

Mesela şu şekilde diyim; kameraların nasıl çalıştığını biliyormusunuz ? Ben bilmiyorum.

Sakın ışık üzerine düşüyo ve bu ışığı dijtal/sayısal verilere çevirim gönderiyo demeyin.

İçerisinde bulunan devre elemanları, tüm ince ayrıntılara kadar düşünün.

Peki şimdi bize dönün, bu konu hakkında uzman olmadan bunun üzerine ne diyebiliriz ?

Bir şey bilmiyoruz ama böyle bir cihaz var.

Demek istediğim nokta şu;

Duygularımız islam ya da diğer dinler her nasıl çalıştığını iddia ediyorsa, işte öyle çalışmıyor.

Biyokimyasal olarak açığa çıkan bir enerji tanımı yapılmıştı. (Okan Bayülgen'in Muhabbet Kralı isimli programında, çok iyi anımsıyorum.)

Ama bu tanımla birlikte kesin olarak çözülemediğide biiniyor(muş).

Şimdi size soruyorum. Sinir sistemimiz ya da bütün olarak çalışmamızdaki etkili olan faktörler ya da durumlar her ne ise bunlar bilinmeden nasıl böyle bir robot yapılabilir ?

Öncelikle teknolojinin o seviyeye gelmesini beklemeliyiz.

Açıklamanızda herşey bizim programımız ve tasarımımız demişsiniz.

O konuyla ilgili bir kaç söz kullanmak istiyorum.

Günümüzde kullandığımız bilgisayarlar, cep telefonları vs. birçok cihaz içerisinde programlar var. Onların sayesinde işlem yapıyoruz. Çok fazla seçenek var önümüzde biz seçeneği seçiyoruz, program yazılım bu seçeneğe göre programdaki yapay zekayı kullanıyo.

En basitinden bu kullandığımız internet siteleri, tamamen yapay zeka ürünüdür. Bizim etkilerimize göre tepki vermektedir.

İlerde çevrenin etkilerine karşı tepki veren bir robot yapılmasıda gayet mümküdür (tabiki bana göre).

Size tavsiyem, olayı ruh konusuyla bağdaştırmak yerine, elektronik olarak irdelenemizdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok net bir soru.

Bilinci nöronların iletişimi, maddesel deterministik süreçler sananların cevabını vermesi gereken bir soru.

Bilinçleri, iradeyi imaginer&sanal kabul edenlerin açıklaması gereken soru.

Kağıt üstünde de olsa şimdiye kadar cevaplanabilmesi gereken bir soru.

Duygular doğuştan gelmez ki. Sana yaşadığın toplum içinde öğretilir.. Sense onları özümsersin.. Evet ileride duyguları olan robotlar olabilir.. Ama şu asla olamaz.. Çocukken köpeklerle büyüyen birisine insan olmayı öğretmemezsiniz.. Ne konuşmayı öğretirsiniz, ne insan gibi yürümesini, ne de o senin inanılmaz dediğin duyguları..

http://www.dailymotion.com/video/x8g9xa_oxana-malaya-ukranian-girl-raised-b_webcam

Oxana küçüklüğünü köpeklerle geçirmiş.. Yıllardır da bütün çabalara rağmen insan olmayı öğrenememiş.. Hiç bir insani duygu taşımıyor.. Acı duygusu da YOK...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Oxana tek örnek değil Feral yani vahşi doğada insanlar olmadan yetişmiş çocuk örnekleri bir sürü.. Hepsinin de ortak özelliği vahşi halde bulunduktan sonra bütün çabalara rağmen insan olmayı öğrenememeleri.. İnsani duygulardan yoksun olmaları ve bunları asla öğrenememeleri..

Hal böyleyken duygusal mantığınla açtığın bu başlık yerle bir oluyor.. Ama eminim sen hala ayak direyeceksin..

Dina Sanichar. Hindistanda 1867 de 6 yaşında iken bulunmuş bulunmuş kurt çocuk.. Asla insan olmayı öğrenemedi hayatını bir kurt gibi yaşadı.. Pişöiş et verilmesine rağmen çiğ eti tercih etti, asla konuşamadı, yürüyemedi, aşık olamadı, tabaktan yemek yemedi, ellerini kullanmadı v.s...

2995161357_d8e082d537_o.jpg

Kamala ve Amala kurt kızkardeşler.. Asla üzerlerine giyecek giydirilemedi, aynen kurt köpek yavruları gibi büzülerek uyudular, sadece çiğ et yediler, onlarda ellerini kullanamadılar (zira onlara elleri ayak olduğu öğretilmişti), ay doğduktan sonra uyandılar, güneş doğunca uyudular, asla gülmediler, ağlamadılar, hiç bir insani duyguyu göstermediler... İnanılmaz bir duyma ve koku yetisine sahiptiler, normal insanın duyamayacağı sesleri bile duyuyorlardı..

doc-41.jpg

kamala.jpg

Bu örnekler say say bitmez.. Hani nerede insanın Tanrı tarafından bahşedilmiş ruhu? Peki ya duygular?

Demek ki bütün bunları doğduğumuz andan itibaren çevremizdekilerden öğreniyormuşuz.. İnsan doğduğunda sadece nefes almasını ve ağlamasını bilir... Gerisi ona öğretilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

insan doğarken insani özellikleriyle doğar ! onu çevresi başka şeylere dönüştürür ! der islam peygamberi

Ok o zamanda insana verilen ruh ne oluyor?

Onun etkisi yok mu?

Ayrıca bunu diyen peygamber nerede demiş..

Hadis lütfen!!!

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

"Bir ben var benden içeri" Yunus Emre

"Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm" Yunus Emre

"Gizli bir hazineydim bilinmek istedim" Hadisi kutsi

"Aşk benim ve aşık benim" Abdulkadir Geylani'nin risalesinden.

Abdülkâdir Geylâni’nin

“RİSÂLE-İ GAVSİYE” TercümesiYa Gavsı Â’zâm!. Allah, gayrından münezzeh, Allah’a yakındır!.

Ya Gavsı A’zâm, dedi Allah...

”Lebbeyk, Rabbi Gavs” dedim.

Nâsût ile melekût arasındaki her tavır şerîat, melekût ile ceberût arasındaki her tavır tarîkat, âlemi ceberût ile lâhût arasındaki her tavır da hakikattır.

Ya Gavs-ı Â'zâm... Hiç bir şeyde zâhir olmadım, insandaki zâhir oluşum gibi!..

Sonra sordum Rabbime, dedim ki: Hiç mekânın olur mu?..

Dedi ki:

-Yâ Gavs-ı Â'zâm... Ben mekânın mekânıyım!.. Benim mekânım olmaz!.. Ben insanın sırrıyım!..

Sordum tekrar; dedim ki:

Ya rabbi; hiç içer misin, yer misin?..

Dedi ki:

Yemem, fakîrin yemesidir; içmem de fakîrin içmesidir!..

Ve dahi sordum...

Ya Rabbî, melâikeyi hangi şeyden halkettin?..

Dedi ki Hak Teâlâ:

İnsanın nûrundan halkettim; ve insanı da nûrumun zuhûrundan halkettim.

Ve daha sordum.

Ya Rabb-i Gavs, hiç seni hâmil bulunur mu?.

Dedi.

Yâ Gavs-ı Â'zâm... İNSANI meydana getirdim beni hâmil olması için... Ve kâinatı da İNSANI hâmil olması için meydana getirdim!.

Ya Gavs-ı Â'zâm, ne güzel tâlibim ve ne güzel talep edilendir insan. Ne güzel rakiptir insan ve ne güzel merkûbtur mükevvinat.

Yâ Gavs-ı Â'zâm, insan sırrımdır ve ben O'nun sırrıyım!.. Eğer, insan indimdeki menziline ârif olsaydı, derdi ki, bütün nefislerdeki nefs'im; bu anda mülk yoktur benden gayrı!.

Yâ Gavs-ı Â'zâm... insanın yemesi, içmesi, mekânı, hayatta duruşu, yayılışı, konuşuşu ve susuşu, yaptığı işi, teveccüh ettiği şey, gâib olduğu şey BENİM... Sekînesi, muharriki ve müsekkiniyim!.

Ve bana buyurdu ki rabbim:

Ya Gavs-ı Â'zâm, insanın cismi ve nefsi ve kalbi ve ruhu ve işitişi ve görüşü ve eli ayağı ve tamamını nefsimle izhar ettim... O yoktur, ancak BEN varım!.. ve BEN de onun gayrı değilim!.

Ve bana dedi ki:

Ya Gavs-ı Â'zâm, FAKR ateşiyle yanan ve ihtiyaç ateşiyle münkesir birini görürsen yaklaş ona; şüphesiz ki benimle onun arasında perde yoktur!.

Ve dedi ki bana:

Yemek yeme ve içme ve uyuma İNDİMDEKİ yerinde kalben ve basaren hazır olmadıkça.

Ve daha dedi ki:

Yâ Gavs-ı Â'zâm... Benden, seferi bâtını yapmamakla uzak olursa bir kişi, onu sefer-i bâtın ile mübtelâ kılarım.

Ve daha dedi ki:

Yâ Gavs-ı Â'zâm, ittihad öyle bir hâldir ki, onu lisan anlatamaz!.. Kim ona iman ederse, kabul olur; ve kim reddederse o hâli küfretmiş olur!. Kim vüsûlden sonra ibadeti (beşeriyetiyle) irade ederse, Allah'a şirk koşmuş olur!..

Ve daha dedi ki:

Ya Gavs-ı Â'zâm, kim saadet-i ezelî ile saadete kavuşmuş ise, ne mutlu ona. Bundan sonra mahrum olmaz ebeden!.

Kim ki şekâvet-i ezelî ile şakî olmuşsa, yazıklar olmuş ona; ve o ebediyyen makbul olmaz!..

Ve daha dedi ki:

Fakrı ve yoksulluğu insanı taşıyıcı kıldım!.. Kim ona yoldaş olursa, menziline ulaşır; sahralarda vâdilerde dolaşmadan!.

Yâ Gavs-ı Â'zâm... Muhabbet, seven ile sevilen arasında perdedir!. Seven, sevilende yok olduğu zaman(seven sevilenle var olduğunda) vüsûl hâsıl olur.

Yâ Gavs-ı Â'zâm... İnsan, ölümden sonra ne olacağını bilseydi, dünya hayatını sürdürmeyi temennî etmez; her an, “beni öldür” diye yalvarırdı!.

Yâ Gavs-ı Â'zâm... Kıyâmet gününde, indimde mahlûkâtın en sevgilisi sağır, dilsiz, kör, hayrette olan ve ağlayandır!.. Kabirde de bu böyledir!.

Ya Gavs-ı Â'zâm... Beni gören sualden müstağni olur her hâlinde; görmeyen ise faydalanamaz sualden, o da işin kâliyle perdelenmiştir!.

Yâ Gavs-ı Â'zâm... Bütün ruhlar raksederler kalıplarında kıyâmete kadar; «Elestü birabbiküm» sözünün mânâsından dolayı, sonra da derler ki, «Rabbimizi gördük»!.

Ve daha dedi ki;

Yâ Gavs-ı Â'zâm... Kim ki ilimden sonra (bir de ayrıca) rü'yet isterse o mahcûbtur (perdelidir). Kim ki rüyeti ilmin gayrı zannederse o rabbi görmekten, güvenilmeyecek zanna aldanıp, kendini beğenmişlerden, mağrurlardan olur!.

Ve dedi ki bana:

Yâ Gavs-ı Â'zâm... Benim indimde fakîr, hiçbir şeyi olmayan değildir!.. Belki fakîrler onlardır ki, emirleri her şeyde geçer!.. Bir şeye "ol" derler ise, o şey olur!.

Ve dedi ki bana;

Yâ Gavs-ı Â'zâm... Cennettekilere, zuhûrumdan sonra ne ne ülfet vardır, ne de (daha büyük bir) nimet; ateştekilere zuhûrumdan sonra ve vahşet vardır ne de hurkat (bilmezlik).

Yâ Gavs-ı Â'zâm... Her kerîmden Kerîmim, her rahîmden Rahîmim.

Yâ Gavs-ı Â'zâm, indimde avam gibi uyuma, beni görürsün!.

Sordum, dedim ki:

Yâ Rabbi, indinde nasıl uyuyayım?..

-Cismin lezzetinden sıyrılarak; nefsin şehevâtından arınarak; ruhun anlık kaymasından kurtularak; ve zâtınla fenâ bularak uyu!.

Ve dedi ki.

Yâ Gavs-ı Â'zâm...

Lebbeyke yâ Rabb'el arşi'l azîm..? Rabb-el Kerîm ve Rahîm.

Ya Gavs Â'zâm, ashabından kim sohbetimi isterse, ona FAKRI; sonra FAKRIN FAKRINI; ve sonra da FAKRIN FAKRININ FAKRINI tavsiye ederim... Böylece, FAKR hâlinde onlarda BEN'den başkası kalmaz!.

Ve daha dedi ki;

Yâ Gavs-ı Â'zâm. Ne mutlu sana mahlûkatıma Rauf olabilirsen; ve ne mutlu sana onların hatalarını bağışlarsan!.

Ve daha buyurdu ki;

Ey Gavs-ı Â'zâm. Zâhidleri nefis yolunda; ârifleri kalb yolunda; vâkıfları ruh yolunda kıldım. Nefs'i de HÜR olanlara mahâl kıldım.Hürlerin kalbleri sırlar kabirleridir.

Yâ Gavs-ı Â'zâm. Ashabına söyle, fakr hâlindekilerin dualarını ganimet bilsinler. Şüphesiz ki onlar benim indimde, ben de onların indindeyim!.

Yâ Gavs-ı Â'zâm. Ben bütün fakrdekilerin sığınacağı yeri, meskenî ve manzarıyım ve bana dönerler.

Yâ Gavs-ı Â'zâm. Cennete nazar etme ki, beni vasıtasız göresin; ve cehenneme de nazar etme ki, beni vasıtasız göresin.

Yâ Gavs. Cennet ehli cennetle meşguldür; azâb ehli ateşle meşguldür!.. Sen ise "BEN"imle meşgul ol!.

Yâ Gavs. Cennet ehlinden bazı kullarım, nimetlerimden sığınırlar bana; cehennem ehlinin azâbdan bana sığınmaları gibi!.

Yâ Gavs-ı Â’zâm. Resûl ve Nebîlerin hâricinde kullarım vardır ki, onların hallerine muttalî olamaz ne dünya ehlinden biri, ne uhrâ ehlinden biri, ne cennet ehlinden biri, ne azâb ehlinden biri, ne Mâlik, ne Rıdvan, ve ne cennet için halkettiklerim ve ne de cehennem için halkettiklerim!.

Yâ Gavs. Kim benden gayrıyla meşgul olursa, sahibi ateş olur kıyâmette.

Ya Gavs. Kurb ehli kurbiyetlerinden dolayı yakınırlar, buûd ehlinin uzaklıktan şikâyetleri gibi...

Yâ Gavs. Kimse benden uzak olamaz, mâsiyetiyle; kimse de tâatıyla kurb sahibi olamaz.

Yâ Gavs. Birisi benden kurb sahibi ise, o ancak mâsiyettedir. Zirâ, onlar acz ve nedâmet ehlidirler.

Yâ Gavs. Acz, nur menbâıdır; ucûb, kendini beğenme de kederlere mahâldir, zulmet kaynağıdır.

Yâ Gavs. Çok sıcak bir günde biri sana gelip su istese ve senin de o suya ihtiyacın olmasa ve buna rağmen de vermesen, sen cimrilerin en cimrisi olursun!.. Hâl böyle olunca, nasıl rahmetime mâni olayım?.

Ben nefsime şehâdetle tescil ederim ki, kesinlikle Erhamü'r Rahimîn'im!.

Yâ Gavs. Mâ'siyet ehli mâ'siyetiyle perdelidir. Tâat ehli de tâatıyla perdelidir; ve ben onlardan kaçınırım.Bunlardan başka bir grub da vardır; ki onların ne tâatla alâkaları vardır, ne de mâ'siyetle!.

Yâ Gavs. Hatalı kullarımı fazl ve keremim ile müjdele; icâbedeni de adl ve öcalmamla müjdele.

Yâ Gavs. Tâat ehli nimetlere tezellül ettiklerinden zikrederler; ve mâ'siyet ehli de tezellül edip Rahim'i zikrederler!.

Yâ Gavs. Avâmı halkettim, nûruma dayanamadılar, araya zulmet perdesini koydum, havâs’ı yarattım nûruma dayanamadılar, nur perdelerini koydum."

Yâ Gavs. Ashabına söyle, onlardan kim bana vâsıl olmak isterse, benden gayrı her şeyden sıyrılıp çıksın!..

Yâ Gavs. Dünya geçidinden çık ki, âhirete vâsıl olasın; âhiret geçidinden de çık ki, bana vâsıl olasın!.

Yâ Gavs. Cisimlerden ve nefsinden çık; sonra kalplerden ve ruhundan çık; sonra hüküm ve emirden çık; ki bana vâsıl olasın!.

Dedim ki;

Yâ Rabbi, hangi namaz sana daha yakındır?..

“-O namaz ki, içinde benden başkasının kalmadığı, kılanın içinde kaybolduğu!.."

Sonra sordum, dedim ki:

-İndinde hangi oruç daha faziletlidir..?

-O oruç ki, onda benden başkası kaybolup, benden gayrı kalmaz!.

Sonra sordum:

-Hangi fiiller indinde faziletlidir?..

-Benden gayrının kalmayıp, içinde cennet ve cehennemin bulunmadığı, yapanın kaybolduğu!.

-Hangi gülüş indinde faziletlidir?.

-Ağlamayarak tevbe edenlerin gülüşü..

-Hangi tövbe indinde faziletlidir?.

-Mâsumların tövbesi!.

-Hangi ismet indinde daha faziletlidir?.

-Tövbekârların ismeti!.

Sonra dedi ki:

Yâ Gavs-ı Â'zâm. İlim sahibi için yol yoktur, tâ ki indindeki ilmi inkâr etmedikçe...Eğer ilmini terketmezse, şeytanın lisânı olur!.

Rabbim Teâlâ'yı gördüm ve sordum:

Yâ Rabbi.."Aşk"ın mânâsı nedir?.

Yâ Gavs!. Âşık ol bana. Âşık benim, aşk benim!.Kalbini benden gayrından çevir ve fariğ kıl!.

Yâ Gavs-ı Â'zâm. Aşkın zâhirine ârif olursan, aşktan fenâ bulmalısın!.Zîrâ, aşk HİCAPTIR!. Âşık ile mâşuk arasındaki hicâb!.

Yâ Gavs!. Tövbeyi istersen, önce nefsinden günahı çıkarmalısın.. Sonra kalbinden hâtırasını çıkarmalısın!.... İşte o zaman bana vâsıl olursun!...Aksi halde müstehzîlerden olursun!.

Yâ Gavs. Haremime girmek istersen, ne mülke, ne melekûta, ne ceberûta iltifat et. Şüphesiz ki mülk âlimin, melekût ârif'in, ceberût da vâkıfîn’in şeytanıdır!.Kim bunlardan birine razı olursa, o, indimde tard edilmişlerden olur!.

Ve daha dedi ki:

Yâ Gavs. Mücahede, müşâhede denizlerinden bir denizdir ve balıkları da vâkıflardır...Müşâhede denizine girmeyi irade edene, mücahede gerekir...Zîrâ, mücahede müşâhedenin tohumudur!.

Yâ Gavs. Kim mücahedeyi ihtiyâr ederse, ona müşâhedem olur; istese de istemese de!.

Yâ Gavs. Kim mücahededen mahrûm ise, ona müşâhedeye yol yoktur!.Tâliblere, benim kendilerine lâzım olduğum gibi, mücahede lâzımdır!.

Yâ Gavs. Kullarımın faziletlisi ve sevgilisi onlardır ki; evlâdı ve ana-babası olup da kalbi onlardan fâriğdir!...Eğer, ana-babası ölse hiç hüzün çekmez!. Kulum bu mertebeye ve menzile eriştiğinde, benim indimde "ana-babasız ve evlâdsız" (lem yelid ve lem yûled) ve "ve “lem yekûn lehu küfüven ehad" olur!

Yâ Gavs. Bana nazar etmek istiyorsan bir mahâlde, gayrımdan fâriğ kalbi ihtiyâr et!.

Sordum:

-İlmin ilmi nedir?...

Dedi ki:

Yâ Gavs-ı Â'zâm. İlmin ilmi, ilimden cehildir!.

-Yâ Gavs. Kalbi mücahedeye meyleden kula ne mutlu...Vay hâline o kulun ki kalbi şehevâta meyleder!.

Rabbimi gördüm ve "mi'râc "tan sordum...Buyurdu ki:

-Mi'râc, benden gayrı herşeyden urûc'tur!...Mi’râc 'ın kemâli de, nazarının gayrına kaymaması ve isyan etmemesidir!.

Yâ Gavs. Mi'râc 'ı olmayanın namazları yoktur benim indimde...Ve o, namazdan mahrumdur!.

tarihinde onikinciboyut tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Yâ Gavs-ı Â'zâm... İnsan, ölümden sonra ne olacağını bilseydi, dünya hayatını sürdürmeyi temennî etmez; her an, “beni öldür” diye yalvarırdı!."

Perdeler olmalı ki sırlar örtülü kalabilsin.

Afrikadaki açlar, tecavüze uğramışlar, kurtlar köpekler içinde büyüyenler...

Hepsi aynı kapıya çıkıyor.

İmtihan perdeli, tuzaklı, zorlu sınav ortamında irade sahibi insanlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yunus emrenin sözlerini almışsın..

Sonra, "gizli bir hazine idim bilinmek istedim" sözünü hadisi kutsi demişsinki..

Bu söz gerçekte hadis falan değil. Bu söz Muhyiddin Arabiye ait. Muhyiddin Arabi bu sözü manevi dünyasında Muhammet'ten işitiyor..

Uzun söyleşidede ..Geylani ile Allahın muhabbet ediyor..Allah ile bu kadar uzun muhabbeti hiçbir peygamber yapmamış..Maşallah..

Bu adamların klasik arap peygamberi olan Muhammet'le ve onun öğretileri ile alakası yok..

Çünkü bunların felsefesi muhammedin felsefesine hiç benzemiyorki..

Ama budizme çok benziyor, hemde tıpatıp..

Bu öğretilerin en son temsilcisi ve ünlü peygamberi HZ MANİDİR..

Bu öğretiler islami sembolleri kullanarak islam içinde yaşamaya devam etmiştir..

Özelliklede tasavvuf ve tarikat yollarıyla..

Üç beş islami sembol ama felsefenin tamamı ve özü MANİHEİZM.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yapay Beyin 2018'de

Prof. Henry Markram Başkanlığındaki Ekip, 2018 Yılına Kadar, Bilince Sahip Yapay Beyin Üretebilecek.

İsviçre’deki Lozan Enstitüsü’nde görevli Prof. Henry Markram başkanlığındaki ekip, 2018 yılına kadar, bilince sahip yapay beyin üretebilecek.

“Gerçek Frankenstein deneyi” diye nitelenen, “Mavi beyin” adlı proje için Prof. Markram, şunları söyledi:

“2018 yılına kadar bilinçli ve zeki yapay beyin yaratmayı amaçlıyoruz. Yaratacağımız beyin, düşünecek, hissedecek ve hatta aşık olacak. Projemize daha şimdiden karşı çıkılıyor ancak bu proje sayesinde insanın öğrenme yetisinin ve zekasının gelişeceği gözardı edilmemeli.” Başlangıçta “Mavi beyin” projesinin önündeki en büyük engel, finansal kaynaktı. Ancak İsviçre hükümeti ve IBM şirketi bu çalışmaya destek verdi. Prof.Markram’ın hesabına, milyonlarca Euro adeta akıyor. Prof. Markram, “Hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum. Bu gerçekleştiğinde, akıllı yapay beyin özellikle tıbbi araştırmalarda kullanılacak” diye iddialı konuşuyor.

http://www.haberler.com/yapay-beyin-2018-de-haberi/

Link to post
Sitelerde Paylaş

mavi beyin (blue brain) projesi:

http://bluebrain.epfl.ch/

http://en.wikipedia.org/wiki/Blue_Brain_Project

Ancak bu projenin sonucunda ortaya çıkacak ürün duyguları yaşayabilecek mi? düşünüyorum öyleyse varım diyebilecek mi?

Diyecekse işi zor. :lol:

Sensörleri, işlemcileri, hafızası insanınkinden daha öte olan yapay beyinler hatta bedenler yapılacaktır. Bu görünen gerçek. Malesef ruhu olmayacak. Zevk, acı, aşk gibi duyguları bilmeyecek. Sadece taklidini yapacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...