Jump to content

Basılmamış Kitap Avı


Recommended Posts

bak kendin kıvırmışsın. ithakayı ithaki gibi yazmışsın. mitolojik olan türkçede ithakadır. ama bu zihniyet ithakayı ithaki yaparak hem ittihat ve terakkiye gönderme yapmakta hem de ismine mitolojik bir kılıf uydurmakta.. bu kelime oyunları tipik mason taktikleridir..

yayınevinin diğer bastığı kitaplar o veya bu konuda olabilir.. ama imamın ordusu diye kitap basma işlerine giriyorsa, bu açık ve net olarak ergenekona psikolojik destek sağlama amacından başka birşey değildir..

zaten senin savundukların ülkemiz yararına hizmet yapıyorlar ya . mason taktikleri demişsin

kötülemişsin hemen kitap yazarını da kitabı da.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 150
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Aslinda dun su konuyu guncelleyerek bu konuyu acmistim Pante ama madem yeni baslik actin konuyuda rayina yönlendirmek icin yazdiklarimi aynen buraya alayim.

Ashyles, dün ben de başka bir başlık arasında konuya değinmiştim:

Düşünce ve ifade özgürlüğü sağlanalı 20 yıl olmuştu ama son 3 yıldır bu hak ayaklar altında.

Öyle ki daha basıma verilmiş ve çıkmamış olan kitaba bile el konabiliyor. Basılmamış kitaba yasak getirilebiliyor.

Herhalde bu, dünyada bir ilktir ve AKP bu kafayla bu tür olumsuz ilklere imza atmaya devam edecektir.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=44379&view=findpost&p=712314

Ama yayınevine 2. baskın olduktan ve Radikal gazetesi de basılıp bilgisayarlardan kitap nüshaları silindikten sonra konuyu ayrı başlıkta ele almak gerekli hale geldi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buraya bu zihniyeti kınıyorum ile başlayıp, kınama dozunu arttırıp Allah belanızı versin diye yazabilirim..

Veya aslında bunlar şundan dolayı oluyor, şunun sebebi de onlar.. gibi kelimeleri de döşeyebilirim..

Ama yapmayacağım..

Bu hükmü veren zihniyetin üzerinde olduğu zemin üzerinden sitem edeceğim:

20.Biz Davud'un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik.

21.Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi.

22.Hani Dâvûd'un yanına girmişlerdi de Dâvûd onlardan korkmuştu. Onlar, "Korkma! Biz, iki davacı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adaletle hükmet. Zulmetme ve bizi hak yola ilet" dediler.

23.İçlerinden biri şöyle dedi: "Bu benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benim ise bir tek koyunum var. Böyle iken "Onu da bana ver" dedi ve tartışmada beni bastırdı."

24.Davud dedi ki: "Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır." Dâvûd bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah'a yöneldi.

Burada Davud neden af diliyor?

"Dinci"lere soracak olursanız yüz karıdan/eşten girerler, koyundan çıkarlar..

Uzatmayayım, Davud, diğer davacıyı dinlemeden karar vermiştir, hatası budur, bundan dolayı af diler..

Şimdi bu kitabı daha okumadan suçlayanların, toplatanların, yasaklayanların ne yapması gerekir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Melih Aşık; Taraf gazetesinin sansürleyerek yayınladığı Wikileaks'te şunların olduğunu yazıyor:

(Türk generaller) AKP’den seçilmiş Tayyip Erdoğan’ın davranışlarından büyük rahatsızlık duymaktadır. Erdoğan güçlü bir müttefiğimizdir. Generallerin bu tutumu Amerikan menfaatlerinin korunması açısından engelleyicidir. Orgeneral Hilmi Özkök’ün sadakatli duruşu sahiplenilmelidir.

Muhalif orgeneraller, Orgeneral Hilmi Özkök’ün çizgisine itiraz etmektedirler... Erdoğan kendisine desteğin devamı halinde ABD’nin bir müttefiği olarak Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere Türk hava sahasını, kara ve demir yolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir... Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz.

Amerikan menfaatlerine karşı çıkan Org. Aytaç Yalman, Org. Şener Eruygur, Org. Çetin Doğan, Org. Hurşit Tolon, Org. Fevzi Türkeri, Org. Tuncer Kılıç, Org. Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi her an muhtıra verebilirler. Bu bakımdan değerlendirildiğinde güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konu Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşılmış olup gereğinin değerlendirileceği hakkında olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı teyidi alınmıştır.

ABD Ankara Büyükelçisi Robert Pearson 22 Mart 2003’te Washington’a çektiği 7 sayfalık telgrafta yukarıdaki değerlendirmelere yer verdi. Aydınlık gazetesine göre, Taraf gazetesi Wikileaks belgeleri arasından çıkan bu telgrafın bazı bölümlerini sansürledi. O bölümlerin neler olduğunu dünkü Aydınlık’tan öğrendik.

Balyoz ve diğer davaların iç yüzünü merak edenler epey aydınlanmış olmalı...

Melih Aşık,

25.03.2011, Milliyet Gazetesi

Bu durumda ABD çaktırmadan, nasıl her şeye karışmış durumda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu bilmiyorsun bari kalkıp bir araştır önce.

Kıvırmak size mahsus.

İthaki

Kaldı ki, öyle olmasa bile bu ne menem bir zihniyet böyle?

Bu zihniyetin savunulur bir yanı var mı?

İnsan olan için yok ama gerici yobaz tayfası için var tabi.

Zaten onlardan akılcı bir yaklaşım beklemek mümkün değil.

Benim derdim "yetmez ama evet"çilerle.

Hem özgürlükleri, ileri demokrasiyi savunur görünüp hem de bu kepazeliklere kayıtsız kalabilenlerle.

fethullah ilyiç gülenin gerici bir yobaz değilmiş Pante.

O bir ateist. Hem de gördüğün gibi çok demokrat ve özgürlükçü bir ateist.

Hani bu forumda en çok sevilen türlerden...

Link to post
Sitelerde Paylaş

basılan yayın evinin adı ithaki..

yayınevinin adı seçilirken ittihat ve terakki örgütüne gönderme yapıldığını düşünüyorum..

ithaki

ittihat ve terakki

baştan ve sondan iki harfleri aynı.yine ortadaki vurgulu hece aynı şekilde ikisinde de var. iki kelimeden oluşan bir isim tek kelimede ancak bu kadar iyi simgelenebilir..

unutmayalım bugünün ergenekoncuları, dünün ittihat ve terakkicileridir..

kitabın adı da oldukça provakatif zaten. cemaat ve din fobisi ile şeriat paranoyası yaratıp, psikolojik olarak darbeye zemin hazırlamaya çalışmak suçtur..

kitap ve yayınevi ile ilgili daha fazla yorum yapmak için henüz erken. hele biraz bekleyelim, kokusu çıkar yakında..

Bir an dalga geçiyosun sandım,esprisine yazdığını düşündüm, Ömer Çelakıla filan gönderme yapıyor dedim içimden. Ama aşağılara indikçe ne göreyim, bu iletini kanı kaynayan bir imam hatip militanı gibi savunuyorsun forum ahalisine karşı. Siz ne içiyorsunuz su yerine?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Radikal'in Manşeti:

thumb_7047.jpg

Milliyet'in Manşeti:

Cumhuriyet'in Manşeti

Neler oluyor?

Bırakalım Cumhuriyet tarihimizi, insanlık tarihinde basılmadan toplanan, nerede kopyası varsa bulunup imha edilen bir kitap var mı?

Bir kitaptan neden bu kadar korkulur?

"İmamın Ordusu" kitabını yazan ama bastıramadan Ergenekoncu diye tutuklanan Ahmet Şık "Dokunan yanıyor" diye seslenmişti.

Bu Cemaat daha kimleri yakacak?

Bu gidişin sonu nereye varacak?

Bu gidişatı uzaktan izleme dışında bir takım eylemlere baş vurmamız gerekiyor.

Hükümet uygun bulduğu ahlaksızlığı yapıyor.

Biz ise onları sinemize çekiyoruz.

Nerede sözde aydınlarımız? Neden onlar mahkemeler aracılığı ile ve diğer yöntemlerle bu yasa dışı uygulamalarla mücadele etmiyorlar?

Burada eksik olan bir şey var.

Hükümetin ahlaksızlığı, kanunsuzluğu, rezilliği eksik değil.

Ama sözde aydınların tepkisi eksik..

Bu durumda bence sorun hükümette değil. Ahlaksız olan yalnız hükmet değil.

Hükümet ben kanunsuzum deyip duruyor.

Sorun onunla mücadele edecek kesimin de ahlaksız olması.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu gidişatı uzaktan izleme dışında bir takım eylemlere baş vurmamız gerekiyor.

Hükümet uygun bulduğu ahlaksızlığı yapıyor.

Biz ise onları sinemize çekiyoruz.

Nerede sözde aydınlarımız? Neden onlar mahkemeler aracılığı ile ve diğer yöntemlerle bu yasa dışı uygulamalarla mücadele etmiyorlar?

Burada eksik olan bir şey var.

Hükümetin ahlaksızlığı, kanunsuzluğu, rezilliği eksik değil.

Ama sözde aydınların tepkisi eksik..

Bu durumda bence sorun hükümette değil. Ahlaksız olan yalnız hükmet değil.

Hükümet ben kanunsuzum deyip duruyor.

Sorun onunla mücadele edecek kesimin de ahlaksız olması.

3 sene damda yatmayı göze alan bir adım öne çıksın :)

Dava adamlığı biteli en az 20 sene oldu haci :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiç kimse çıkıp ; Cemaat > hükümet > polis > yargı şeklinde bir şey açıklamasın , direkt olarak kendinizi kodeste bulursunuz benden söylemesi . Sesinizi çıkartsanız ne olacak sizi destekleyecek bir güç kalmadı ki ortada . En iyisi boşuna debelenmeyelim çünkü bu olanları gayet normal ve hatta gerekli gören %58 lik bir kesim var . Bu oran belki daha da fazla . Ama bu sefer bir soru kalıyor ;

O zaman ne yapalım ??

Walla bende bilmiyorum .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anayasa:

Madde-25. Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

Madde-26. Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

Bu maddelere rağmen insanlar yazdıkları makaleleri ya da kitapları yüzünden zindana atılıyorsa; basılmamış kitaplar bile toplanıyor ve imha ediliyorsa;

Daha güçlü olduklarında web sitelerimize, bloglarımıza da el atılacak, yazma-okuma hakkımız da elimizden alınacak demektir.

Bugün dahi yaratılan korku ortamı nedeniyle özgürce yazamayan hatta çekindiği için sitelerimize-bloglarımıza katılamayanlar mevcutken, bundan sonraki aşamada katılanların da uzak duracağı kaçınılmaz sonuç olacaktır.

Buna geçit vermemeliyiz.

Bunun için daha duyarlı olmalı, tepkimizi daha yüksek sesle ortaya koymalıyız.

Elimizden ne geliyorsa yapmalı, forumlarda, facebook'ta, bloglarda, gazetelerin web sayfalarında yorum yazarak ses vermeliyiz.

Aksi takdirde bugünleri bile ararız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Taraf Yazarı Orhan Miroğlu: Ahmet Şık'ın kitabı Ergenekon Ortak Projesi'ne dönüşmüş

Taraf Gazetesi Yazarı Orhan Miroğlu, Ergenekon davası kapsamında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın fikirleri yüzünden tutuklanmadığını, yazdığı kitabın Ergenekon projesi olduğunu belirtti.

Miroğlu, Taraf Gazetesi'nde yer alan yazısında, Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık tarafından hazırlanan "Ergenekon'da Kim Kimdir-Kırk Katır Kırk Satır" kitabıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Miroğlu, kitabın önsözünde Ergenekon davasıyla ilgili sürecin 'barbarlığa' benzetildiğini öne sürdü. Şık ve Mavioğlu'nun Ergenekon'da 'kim kimdir' sorusuyla yetinmedikleri, Ergenekon konusunda farklı bir kaanatin oluşması için çaba gösterdiklerini öne sürdü. Miroğlu, iki yazarın da davanın yürütülme biçiminin hukuki kuralla bağdaşmadığının en başta ortaya çıktığına inandıklarını kaydederek yazısında şu ifadelere yer verdi: "Her iki yazar da, Zir Vadisi ve Poyrazköy'deki kazıları 'medyatik' buluyor, amacın kendi başına buyruk olanların ibretialem için cezalandırılması yapıldığına inanıyor. Her iki yazara göre Türkiye'nin en namlı İttihatçısı Yalçın Küçük, hala sosyalist ve bir sosyalist olarak da Ergenekon sürecinden zarar görüyor! Velhasıl, her iki yazara göre, Ergenekon süreci külliyen zarar."

Ahmet Şık'ın tutuklanmasının fikirleri yüzünden olmadığını yazısında ifade eden Miroğlu, yazısında şu ifadelere yer verdi: "Bu fikirlere sahip olan çok sayıda sosyalist aynı minvalde yazılar yazıyor, kitaplar yayımlıyor. Ancak bu fikirlerin Ergenekon piyasasında bir karşılığı var. Ahmet Öz'ü ve Nedim Şener'i bu piyasa cezbetmiş olmalı ki iş, İmamın Ordusu'nu anlatacak bir 'Ergenekon ortak projesi'ne dönüşmüş."

Proje tamamlanamadan devreye Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'ün girdiğini ifade eden Miroğlu, "Çünkü projenin hayata geçmesinde hukuki olmayan ve basın özgürlüğü kapsamında müteala edilemeyecek olan ve Ergenekon'un manipülasyonu sonucu elde edilmiş belgeler olduğu iddiası var. İddia yabana atılacak gibi değil. Projenin, seçilmiş yazar tarafından hayata geçirilmesi için, öyle anlaşılıyor ki, Kaşif Kozinoğlu gibi bir MİT'çi, Soner Yalçın ve Yalçın Küçük gibi Ergenekon mütefekkirleri tutuklanmalarına yol açacak kadar gayretli davranmışlar.

Ahmet Şık, İmamın Ordusu üzerinden barbarlığın belgesini hazırlarken piyasanın kurallarını belirleyen bu ekibin katkılarını ne yazık ki ret etmemiş görünüyor."

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1107439&title=taraf-yazari-orhan-miroglu-ahmet-sikin-kitabi-ergenekon-ortak-projesine-donusmus

"O kitap taslağı bir örgüt yayını"

Ergenekon kapsamında tutuklanan Ahmet Şık’ın ‘İmamın Ordusu’ isimli kitap çalışması için mahkeme tüm nüshalarının toplanması kararı verdi. Polis 4 ayrı yerde arama yaptı.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv’deki bir harddiskte ve Ahmet Şık’ta ele geçirilen ‘000Kitap’ başlıklı kitap taslağının doküman ve tüm nüshalarına el konulmasına karar verdi. Bu kapsamda, Ahmet Şık’ın kitap taslağını gönderdiği İthaki Yayınevi’nde, Radikal gazetesinde, Şık’ın evinde ve avukatı Fikret İlkiz’in bilgisayarlarında arama yapıldı.

Henüz basılmadı, kitap değil

Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün talebini değerlendiren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Soner Yalçın’dan elde edilen bilgi ve örgütsel dokümanlar çerçevesinde Ahmet Şık ve Soner Yalçın’ın bilgisayarlarından elde edilen ‘’İmamın Ordusu’’ belgelerinin henüz basılmadığından kitap niteliğinde olmadığına karar verdi. Mahkeme, şu haliyle ‘örgütsel doküman’ olan yazıların ‘’Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’’nün amacına hizmet etmek ve propagandasını yapmaya yönelik hazırlandığının anlaşıldığını bildirdi.

Örgüt talimatıyla hazırlandı

Kararda ‘’Kitap taslağının önceden hazırlanıp ardından örgütte etkin konumda bulunan Soner Yalçın’a gönderildiği, Yalçın’ın üzerine yazdığı notların talimata dönüştürülerek Ahmet Şık’tan elde edilen kitap taslağında uygulandığı, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü talimatlarıyla bu kitabın yazdırılmaya çalışıldığı, örgüt talimatlarıyla kitabın bastırılarak sansasyon ve dezenformasyon yapılmasının planlandığı, yargılanan örgüt üyelerine de bu suretle moral ve motivasyon verilmeye çalışıldığına” yer verildi.

Yalçın’ın düzeltmesiyle Şık’a gitti

Söz konusu yazıların, henüz basılmadığından kitap niteliğinde olmadığı, kitabın içindeki örgütsel emir ve talimatlar ile paragraf aralarına yerleştirilmiş, eklenmesi ve çıkarılması gereken yerlere ilişkin notlardan şu haliyle yazıların örgütsel doküman niteliğinde olduğu belirtilen kararda “(İmamın Ordusu) isimli doküman ve tüm nüshalarına, aynı içerikli evrak ve tüm nüshalarına el konulmasına karar verildi’’ denildi.

Bu karar üzerine Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, ‘’(İmamın Ordusu) isimli dokümanın tüm nüshalarına, 3. şahıslardaki kopyalarına, kitap haline dönüştürülmüşse suretlerine içerik olarak aynı mahiyetteki evrak ve tüm nüshalarına el konulması” için polise talimat verdi. Bu kapsamda İthaki Yayınevi’nde, Radikal gazetesinde Ertuğrul Mavioğlu’nun bilgisayarında ve Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık ile avukatı Fikret İlkiz’in bilgisayarlarındaki nüshalara da el koydu.

DİJİTAL KOPYALAR

Polis yayınevine iki kez gitti

Ergenekon tutuklu şüphelisi Ahmet Şık’ın kitap taslağını gönderdiği İthaki Yayınevinin sahibi Ünal Koçan ‘’Bu kitabı bizim yayımlayıp yayımlamayacağımız bile belli değil. Basılmamış bir kitapla ilgili varsayım üzerine gelmişler’’ derken, yayınevinin editörü Ahmet Öz ise polislerin Ahmet Şık tarafından kendisine gönderilen kitap taslağının kopyasını aldıklarını, bilgisayardaki elektronik dokümanı da imha ettiklerini söyledi. Gece yapılan aramada bilgisayardaki dijital veriyi imha eden polis, öğleden sonra yayınevine ikinci kez giderek bilgisayar harddiskine el koydu.

ERTUĞRUL MAVİOĞLU

Okumadığıma pişman oldum

Ahmet Şık’ın taslağı nedeniyle Radikal gazetesindeki bilgisayarında inceleme yapılan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, Ergenekon kapsamında polisin Ahmet Şık’ın gönderdiği kitap taslağına el koyduğunu söyledi. Mahkeme kararı gereği, kitap taslağını polise teslim etmemesi durumunda ‘’terör örgütüne yardım ve yataklık’’ suçu işlemiş olacağının kendisine bildirildiğini anlatan Mavioğlu, ‘’Ahmet Şık, 18 Aralık 2010’da ‘’00kitap son’’ koduyla kitap taslağını bana göndermişti. Açıkça söyleyeyim, fırsat bulup okuyamadım. Sadece bir göz gezdirdim ama şu an çok pişmanım okumadığıma. Ancak gök kubbe altında hiçbir şey gizli kalmayacaktır’’ dedi.

SAVCI ZEKERİYA ÖZ

Teslim etmeyene ‘yardım’ uyarısı

ERGENEKON Savcısı Zekeriya Öz, İstanbul 12. Ağır ceza Mahkemesi’nden aldığı toplatma kararı üzerine polise “(İmamın Ordusu) isimli doküman ve tüm nüshalarına el konulması” talimatı verdi. Öz, “mahkeme kararına rağmen vermeyen veya vermek istemeyenlerin ellerinde bulunan nüshaların temini için gerektiğinde el koyma kararı istenmesini” de istedi.

Kitap taslağı neden ‘örgüt dökümanı’ olarak kabul edildi?

Edİnİlen bilgiye göre, Ahmet Şık’ın kitap taslağıyla ilgili ilginç ayrıntılara ulaşıldı. Ergenekon kapsamında Odatv’ye yapılan baskında bir harddisk içinde “000kitap.doc” isimli belgeye rastlandı. Bu belgenin Ahmet Şık’ın yazdığı “İmamın Ordusu” başlıklı kitabının taslağı olduğu belirlendi. Ahmet Şık’ın evinde yapılan Ergenekon aramalarında bu kitap taslağının daha güncelleştirilmiş hali ele geçirildi. Odatv’deki harddiskte ele geçirilen “Sabri uzun.doc” isimli dokümanda Şık’a yönelik talikatlar çıkmıştı. “Kitaba çalışırken cesur olun. Çıkarma ve ekleme yapmaktan çekinmeyin. Bu kitap Simondan daha kapsamlı olmalı. Nedimi kutlarım. Ahmet’i çalıştırsın” şeklinde talimat çıktı. Odatv’de çıkan kitap taslağında Ahmet Şık’ın kitap taslağında düzeltmesi istenen konular hakkında çeşitli notlar bulundu. Ahmet Şık’ın bilgisayarında ele geçirilen taslakta ise bahse konu notlar çerçevesinde düzeltmelerin yapıldığı, kitabın farklı kişilerce tekrar incelenerek bir öncekine benzer notların alındığı belirlendi. Savcılık incelemesinde Odatv’den çıkan notlar ile kitap taslağı içerisinde yer alan notlar birlikte değerlendirildiği, kitabının hazırlanmasında Nedim Şener, Soner Yalçın, Sabri Uzun, Yalçın küçük ve Odatv çalışanları ile henüz kimliği tespit edilemeyen başka şahıslarında rol aldıkları ve Şık’ı yönlendirdiklerini tespit edildiği öğrenildi.

http://www.stargazete.com/politika/mahkeme-o-kitap-taslagi-bir-orgut-yayini-toplayin-haber-339228.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş
Taraf Yazarı Orhan Miroğlu: Ahmet Şık'ın kitabı Ergenekon Ortak Projesi'ne dönüşmüş

http://www.zaman.com...jesine-donusmus

Biz Cemaatin çete gibi çalışıp, anayasa maddelerini bile takmayarak akılalmaz uygulamalarını eleştiriyoruz.

Adam kalkıp bize cemaatin yayın organı Zaman'dan, tetikçisi Taraf'tan yazı gösteriyor yahu.

Güler misin ağlar mısın?

Bunlar zaten komplo tezgahının, şer ittifakının elemanları.

Tabi ki pisliklerini savunacaklar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiç kimse çıkıp ; Cemaat > hükümet > polis > yargı şeklinde bir şey açıklamasın , direkt olarak kendinizi kodeste bulursunuz benden söylemesi . Sesinizi çıkartsanız ne olacak sizi destekleyecek bir güç kalmadı ki ortada . En iyisi boşuna debelenmeyelim çünkü bu olanları gayet normal ve hatta gerekli gören %58 lik bir kesim var . Bu oran belki daha da fazla . Ama bu sefer bir soru kalıyor ;

O zaman ne yapalım ??

Walla bende bilmiyorum .

Doğru haklısın.

Zaten her zaman söylemişimdir Türkiye insanı (ezici çoğunluğu için söylüyorum) demokrasi filan istemez. Demokrasi nedir onu bile doğru dürüst bilmez, kitap okumaz, düşünmez, olaya eleştirel ve çok yönlü bakmaz.

Halkın çoğu kimin sesi çok çıkıyorsa, kim güçlüyse ona bakıyor zaten.

Türkiye'de insanlara şeriat iyidir diye gazetelerde, basında gece gündüz program yapın, bir ay sonra halkın çoğu onu bile ister kolaylıkla, zaten hazır vaziyette. (Ekonomik yönlendirme ve piyasa oyunları eşliğinde tabii ki.)

Türkiye'de insanlar genelde sadece maç izler, tavla oynar, pembe dizi seyreder vb. Demokrasi zaten Türkiye'ye uygun bir şey filan değil.

Olması da çok zor.

Olaya geniş açıdan bakarsak şunu söyleyebilirim: burjuva, burjuva demokrasisini savunur. Çünkü burjuva demokrasisinde halk bir sürü gibi davranır. Sürü güç kimdeyse ona bakar; çobanlar sürüyü güder ve ona istediği gibi hükmeder. Burada halkı güden ve ona istediği gibi hükmeden burjuvadır; yani burjuva, burjuva demokrasisi sayesinde halka her istediğini yaptırır.

Sonuçta çıkıp ama halk istiyor der.

tarihinde Asimov tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayret edilecek bir şey yok.

Savcılık değil, imam kararıyla toplanmış olsaydı dahi hayret etmezdim.

İslamın girdiği her yerde her türlü pisliği beklerim.

Anayasa:

Madde-25. Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

Madde-26. Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

...

Sorun kanun koymak veya kanunların varlığı değil.

Sorun kanunu uygulatmak isteyenlerin olup olmadığı.

Şikayetcinin olmadığı yerde hakim de olmaz.

Haaa! Bu arada ateist dernek kurmak isteyenlere de duyurulur.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahmet Nesin'in Yazısı:

ÇİFTE KAVRULMUŞ İMAMLI YÖNETİMİN ADI FAŞİZMDİR!..

Sana sesleniyorum Ahmet Altan,

Bir ülkeyi, yani yaşadığımız yada yaşamaya çalıştığımız ülkeyi demokrat diye yutturduğun iki imam yönetiyorsa o ülkede faşizm vardır… Senin demokrasiden ne anladığını bilmiyorum, daha doğrusu yazdıkların ve savunduklarından bişeyler anlamaya çalışıyorum ama sanırım benim beynim algılamıyor. Adına ne dersen de Ahmet Altan, şu anda Türkiye'yi Fethullah Gülen ve Recep Tayyip Edoğan isimli iki imam yönetiyor. Bir sürü polemiğe girmeye gerek yok, ben bilmiyorum, sana soruyorum ve lütfen benim cahil beynimi aydınlat, iki imam bir ülkeyi demokrasi adına mı yönetir, yoksa şeriat adına mı?

Sana soruyorum Oral Çalışlar, hâlâ sosyalist olduğunu söyleyen Çalışlar, çalıştığın gazete basılmamış bir kitabın örneğini almak adına polis tarafından basıldı. Bu hükümetin, perde önünde imam Recep Tayyip Erdoğan, perde arkasında imam Fethullah Gülen'in -sana göre demokratça yönettiği bu hükümetin hâlâ bugüne kadar gelmiş geçmiş en demokrat hükümet olduğunu- savunuyor musun? Sen ki yıllarca 12 Eylül faşizmi öncesi Aydınlık Gazetesi'nin Genel Yayın Müdürlüğü'nü yapmış, faşistlere devrimcileri krokilerle ihbar etmiş bir gazetenin demokrat geçinen Genel Yayın Müdürü olarak, Cumhuriyet Gazetesi'nde yıllarca köşe yazarlığı yapmış ama İlhan Selçuk'un darbeci yanını görmemiş ancak başka gazeteye geçince anidenbire fark etmiş olan sözüm ona sosyalist Çalışlar, sence bu hükümet hâlâ demokrat mı? Savunmaya çalıştığın Kürt açılımını yapacak mı?

Ey yazar, tarihçi, çevirmen, İstanbul rehberi Murat Belge, yıllarca yayıncılık yaptın, yayıncılık adına demokrasiyi savundun, yayıncılığın ilkelerini savundun, bizleri mi kandırdın Murat Belge, öğrencilerini mi, meyhane arkadaşlarını mı? Dün bir yayınevi iki kez basıldı, eskiden yazdığın Radikal Gazetesi basıldı, ne diyeceksin sevgili Murat Belge!..

Siz ne diyeceksiniz Gülay Göktürk, Mehmet Altan, Selim İleri, Yasemin Çongar, Hilmi Yavuz, Şahin Alpay, Etyen Mahçupyan, Hasan Cemal, Ümit Kıvanç, Nabi Yağcı, Toktamış Ateş, Neşe Düzel, Cengiz Çandar? Nasıl bir demokrasidir bu istediğiniz, hangi kitapta yazıyor? Çifte kavrulmuş imamlı yönetimi hem bize hem de halka demokrasi diye yutturmaya çalışıyorsunuz, gerçekten hanginiz inanıyor buna çok merak ediyorum!..

Adım gibi eminim alayınızdan, yarın yani bugün hepiniz has birer demokrat olacaksınız ve dün yaşananları kınayacaksınız. Buna hakkınız var mı, oturup hiç düşündünüz mü? Bu iki imamın bu noktaya gelmesinde, bu kadar güçlenmesinde ne kadar payınız olduğunu düşündünüz mü hiç?

Kur'an'daki bir ayeti demokrasi adına savunarak, sözüm ona demokrasi adına kadınları kullanan dincileri desteklediniz, erkek egemen toplumun kararlarını demokrasi diye bize ve halka yutturmaya çalıştınız. Esas darbecileri yargılamayan AKP Hükümetini darbe girişimcilerini yargılarken onlara alkış tuttunuz. AKP'nin kapatılmasına hayır oyu veren Anayasa Mahkemesi'nin iki Askeri Yargıtay üyesini yok sayarak, aralarında gizli bir anlaşma olduğunu bilmenize karşın bütün derin devleti asker sanıp yada sandırıp, cep telefonuyla düşmüş uçağı düşürtmekle suçlayıp, işi bizlerin yazdığından çok sulandırdınız. Sonra da çocuk kandırır gibi "Ya arkadaşlar yapmayın, bu iş sulanıyor…" diye yaygara kopardınız…

Yazının Devamı

tarihinde Pante tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Aydinlar, gazeteciler hukukcular azda olsa yuruyus, protesto vs yaptilar haci tabiki bu derece buyuk ve göstere göstere yapilan hukuk katliamlarina karsi yeterli olmadi ama yeterli olmamasinin sebebi halktan hicbir tepki ve destek gelmemesidir, biz biliyorduk zaten bu din bu insanlari koyun yapti ama bu kadarini beklemiyorduk, bundan sonra olacaklar ne kadar buyuk olursa olsun sasirmamak lazim.

Balik zaten en bastan kokmus bu konulari sikayet edebileceginiz en yuksek merciler zaten bu isin tezgahlayicilari, FT'ci degillerse bile destek veriyorlar hem ayni amaca hizmet ettiklerinden hemde korkarim onlarada santaj yapiliyor, bu öyle bir örgut ki musluman olman yetmiyor F tipi musluman olacaksin. Bu davalara bakan savcilari, hakimleri onlar atiyor butun itirazlara ramen halen kidemsiz savcilar niteliksiz hakimler hukuk cinayetleri isleyip adaleti hice sayiyorlar, bu konu ekonomik sorunlardanda, terördende, AB uyeligindende önemli, adalet olmayan bir ulkede korku, baski, siddet hukum surer, bugun bir avuc aydina, gazeteciye, bunlarin guvencesi orduya yapilanlara ses cikarmayanlar yarin kendilerine yapilanlara bir sey demeye hak sahibi olamazlar.

Gaflet, dalalet, hiyanet, damarlar, asil kan bir seyler vardi eskiden kulaklarimda kalmis ama dur bakalim hatirlayabilecekmiyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste olay kitap Imamin_ordusu.pdf rapidshare linki, bu da hotfile linki ve fileserve imamin ordusu pdf.

Az sonra ne kadar F tipi varsa ususur bu basliga forumun hiti biraz artsin eminim olayi arastiran mallarda gelecektir ualn azcik bilgisayar kullanmayi bilseler iki kere basmazlardi ikincide ne kadar silselerde formatlasalarda geri alinabilecegini biri uyarmis kesin.

Google'dan gelenleri takip edin bu baslik rekor kiracak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

çevremdeki insanlara cin yok diyorum inanmıyorlar sanki görmüşler hissetmişler dokunmuşlar konuşmuşlar gibi bana cinleri anlatıyorlar.

ergenekon yok diyorum aynı cevapla karşılaşıyorum.

yok arkadaş ben anlatamıyorum bende takıcam bir sarık benim üç tane cinim var diyicem gelene geçeni s.. ne demiş atalarımız deveyi diken insanı miken yaraşır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neler oluyor?

Bırakalım Cumhuriyet tarihimizi, insanlık tarihinde basılmadan toplanan, nerede kopyası varsa bulunup imha edilen bir kitap var mı?

Amerika ve Sovyet Rusyada bolca örneği mevcut, hele ki Amerikada kitabın basılmasını Carl Sagan devletide arkasına alarak engelemeye çalışmıştı.

Demokrasi denilen zımbırtı Medyanın halka verdiği bilgi ile sınırlıdır, o yüzden çöpe atılması gereken bir sistemdir.

Biraz amerikan tarihiyle ilgilenen biri kitap nasıl basılmadan yasaklatılır bilir.

tarihinde Yenilmez Güneş tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kitap artık Türk aydınları, gazeteciler, özgürlükçüler, demokratlar, yurtseverler, sosyalistler için bir onur meselesi olmuştur.

Ne gerekiyorsa yapıp bu kitabı basmalı ve dağıtımını yapmalıdırlar.

Bu konuda gelişmeler var.

"Şık'ın Kitabı Mutlaka Basılmalı"

Gazetecilerle davaların hukuka aykırı taraflarını tartışan İzmir Barosu'ndan avukatlar,

savcıların ifadelerinin tersine Şık'ın tutuklama sebebinin yazdığı kitaplar olduğunu savundu,

"Kitap mutlaka basılmalı" dedi.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, İmamın Ordusu kitabını basacak olan İthaki Yayınevine yapılan polis baskınını kınadı ve 6 Martta yazılmamış kitabı gerekçe gösterilerek tutuklanan meslektaşımız Ahmet Şıkın İmamın Ordusu kitabı basılmalı ve gazeteciler, yayınevleri, basın özgürlüğü üzerindeki terör sona erdirilmelidir, gazeteciler özgür bırakılmalıdır dedi.

TKP: BİZ O KİTABI BASMAYA HAZIRIZ

Türkiye Komünist Partisi'nin açıklaması:

"AKP'nin "ileri demokrasi"si henüz yayınlanmamış kitapların peşine düşüp, kitap hazırlıklarını yok etme, gazetecileri terör örgütüne yardım ve yataklık suçlamasıyla tehdit etme aşamasına gelmiştir. Türkiye Komünist Partisi bu ortamda, içeriği hakkında hiçbir fikri olmadığı İmamın Orduları başlıklı kitabı, eğer yazarı Ahmet Şık'ın onayı ve girişimi olursa, basmaya ve dağıtmaya hazır olduğunu açıklamak durumundadır. Partimiz bu türden bir çalışmayı kendi başına üstleneceği gibi, faşist uygulamalardan benzer ölçülerde rahatsız başka siyasi partilerle ortaklaşa gerçekleştirmeye de açıktır. Kamuoyuna duyurulur."

Ahmet Hakan: İmamın Ordusu kitabını yayınlayalım

Hep birlikte İmamın Ordusu adlı kitabı yayınlama işine girişelim.

Savcılardan kaçırılabilmiş bir metni kitaplaştıralım.

Şöyle bin imzalı bir kitap...

Hepimizi toplayıp Silivriye götürecek değiller ya...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...