Satsuma54 0 Oluşturuldu: Mart 29, 2011 Raporla Share Oluşturuldu: Mart 29, 2011 Tevrat'ta ve Kuran'da geçer bu konu: Dört bin yıl kadar önce, Mısır'daki İsrailoğulları firavundan çok zulüm görünce göç etmeye karar verirler. 600 bin kişi toplanıp Kızıl Deniz önlerine geldiğinde Mısır ordusu da arkalarından kovalamaktadır. Liderleri Musa asasını kaldırarak denizi ikiye yarar; Yahudiler iki duvar gibi ayrılan Kızıl Deniz'in ortasından karşıya geçerler ama Firavun'un ordusu azgın sularda boğulur. Akla ve mantığa tamamen ters olan bu olay, seçilmiş halk olduklarına inanan Yahudilerin dini inançlarının iki temelinden birisidir. (Diğeri: Sina dağında Tanrı'nın Musa'ya 10 Emir tabletlerini vermesi.) Ama artık Tevrat'ı da İncil'in parçası kabul eden Hıristiyan dünyası bu görüşte ufak bir revizyon yapma gereğini duyuyor. Kutsal Kitap Tarihi Atlası adlı kitapta bu konuda, Yahudilerin Kızıl Deniz'den değil Süveyş Körfezi'nin kuzeyindeki göllerin arasından geçerek Sina yarımadasına geçtikleri kaydediliyor. Ki bu yol, daha önce bir adam öldürmüş olan Musa'nın Sina'ya kaçarken kullandığı yoldu. Göller civarındaki bataklıklarda bazı Yahudiler ve Mısır ordusundan birkaç asker boğulmuş olabilir. Ama 'seçilmiş halkı kovalayan' onbinlerce düşman askerinin Yehova tarafından denizde boğulması çok daha etkileyici olduğundan, bugüne kadar süregelmiş müthiş bir yalan. http://www.kitapturk.com/books/Kitap/45127/Kutsal_Kitap_Tarihi_Atlasi.htm Link to post Sitelerde Paylaş
xislam 0 Mart 29, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 29, 2011 gönderildi Bu Musa denen adamın koskoca denizi yaracak gücü var ama Firavun dan kaçıyor Denizi kaçmak için yaracağına Firavun'un adamlarına kullansana o gücü salak. Link to post Sitelerde Paylaş
ilericimuhafazakar 0 Mart 29, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 29, 2011 gönderildi Kızıl Deniz nasıl yarıldı? Tevrat’ta anlatılan Kızıl Deniz’in yarılması mucizesinin ‘gerçek’ olabileceği öne sürüldü. Yeni geliştirilen bir bilgisayar simülasyonuna göre denizin kıyı kesiminde esen şiddetli rüzgarlar denizi iterek kısa süre bir geçiş yolu açmış olabilir. ABD’li bilişim uzmanlarıyla bilimcilerin geliştirdiği, fizik kanunlarıyla coğrafi özellikleri veri olarak kullanan simülasyonda (benzetim), karadan deniz yönüne uzun süre esen çok şiddetli rüzgarların suyu denize doğru bir miktar itebileceği ve denizin altındaki kara yükseltilerinin böylece ortaya çıkabileceği gösteriliyor. Simülasyon açıklamasında, denizin dibindeki eski bir nehir yatağının çukurunun rüzgarla itilen suyun birikmesini kolaylaştırmış olabileceği öne sürülüyor. Nehir yatağına itilen suyun çekildiği yükseltide de çamurlu ama yürünebilir bir patikanın su yüzüne çıkabileceği belirtiliyor. Araştırma ekibinin lideri, ABD Atmosferik Araştırmalar Ulusal Merkezi uzmanlarından Carl Drews, mucize olarak anlatılan olayın sıvı mekaniğiyle açıklanabileceğini, gece boyunca tek yönde esen güçlü rüzgarların suyu yüzeyden yavaş yavaş iterek dipteki yükseltileri ortaya çıkarabileceğini belirtti. Üç büyük semavi dinin kitaplarında bahsi geçen mucize, Hz. Musa liderliğindeki İsrailoğulları kavmi onları yok etmek üzere takip eden Firavun askerlerinden kaçarken meydana geliyor. Mesele göre Kızıl Deniz kıyısına gelen ve kaçacak yerleri olmayan kavmin önündeki denizin suları ikiye ayrılarak geçiş yolu açıyor. Kavim gece boyunca buradan karşı kıyıya geçiyor. Sabah onları aynı yoldan izleyen Firavun ordusu ise, kapanan suların altında yok oluyor. http://www.ntvmsnbc.com/id/25133696/ Link to post Sitelerde Paylaş
mitch 0 Mart 29, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 29, 2011 gönderildi Deniz mi yarıldı... yoksa Med cezir olayı mı? Her yıl Güney Kore'de yaşanan med cezir olayı. Link to post Sitelerde Paylaş
BABAYARO 0 Mart 29, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 29, 2011 gönderildi (düzenlendi) kesin bişeyler yarmıştır musa. yoksa bu kadar meşhur olabilir miydiiiii Mart 29, 2011 tarihinde BABAYARO tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
herakles79 0 Mart 29, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 29, 2011 gönderildi Mısır'ın arkeolojik bulgularında böyle bir vakaya kanıt bulunmuyor yahut yazılmamış. Böyle birşey doğal olarak mümkün olabilir diye düşünenler var(kuvvetli bir rüzgar vs) ama bunu Musa'nın elindeki ASA nın büyülü direktifiyle olduğunu unutmuşlar sanırım. Link to post Sitelerde Paylaş
Satsuma54 0 Mart 29, 2011 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 29, 2011 gönderildi Link to post Sitelerde Paylaş
karaofke 0 Mart 29, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 29, 2011 gönderildi İp vardır ya yoksa adam peygamberliğini ilan ederdi Gerçekçi olursak biri önümde denizi ikiye ayırırsa Tanrıyı bırakır ona tapardım ben Link to post Sitelerde Paylaş
Protagoras 0 Mart 30, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 30, 2011 gönderildi (düzenlendi) Bir çok islam ilmihal kitaplarında şöyle der bir adam denizde yürüse havada uçsa dahi ona inanmayın gerçek islam bu değildir falan filan vs Eee biz havada uçan denizde yürüyen denizi ayı yaran insanlara inanmayacaksak böyle mucize yapan adamlara inanmayacağız demekki e inanacaksak biri gelse güneşi ikiye yarsa ben tanrının elçisiyim dese napıcaz inanacakmıyız; inanmayacakmıyız inananlar ne tavsiye der bu konuda Mart 30, 2011 tarihinde Protagoras tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Afrodit 0 Mart 30, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 30, 2011 gönderildi Kuran hepi topu bir kaç sayfalık bir mushaf... içindeki ifadelerin %90dan falzası da teşbih... Bu da aslında eskilerin masallarını normale indirgeyen bir anlatım... Al işte diyor, daha önce çalı çırpı yaprak silkelediği asasıyla kendi toplumunu firavun gibi bir zorbadan kurtaran ve hatta o firavunu da kendi denizinde boğan bir adam... Gerçeği budur diyor... Bildiğin sıradan pepe bir adam eksik becerilerini tamamladığı bir yardımcıyla becerdi bu işi diyor... Koca denizler aştı diyor, toplumuna liderlik etti, firavunun denizinden zarar görmeden geçtiler diyor... Gayet sıradan basit her insanın anlayacağı tipte teşbihsel anlatımlar... Zaten halamın sakalları olaydı amcam olurdu... Musa denizi yaraydı ... neyse Link to post Sitelerde Paylaş
Rhodium 0 Mart 30, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 30, 2011 gönderildi Musa firavunun oğlumuydu? Link to post Sitelerde Paylaş
Afrodit 0 Mart 30, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 30, 2011 gönderildi (düzenlendi) Musa firavunun oğlumuydu? Tarih öyle diyor... Hani ya sepete konmuş da fravunun bahçesinde firavunun eşi/kardeşi (kardeşiyle evliydi) buluyor da evlat ediniyor ya... Sonra birini öldürüyor da kaçıyor ya Mısırdan falan filan... Hani ya... Mart 30, 2011 tarihinde Afrodit tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Rhodium 0 Mart 30, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 30, 2011 gönderildi NG de bununla ilgili bir program izlemiştim, orada Fravunun değilde kardeşinin peşinden gittiği yazılıyor. Bunuda yazıtlardan çıkartarak anlatmışlardı belgeselde. Birde Musa kuzeyde köle-işçi sınıfının savunucusu şeklinde isyan oluşturuyordu. Günümüzün kapitalizmine devrimci direniş gibi. Taraftarlarıda yahudiler değil köle-işçi sınıfı idi. Tarih öyle diyor... Hani ya sepete konmuş da fravunun bahçesinde firavunun eşi/kardeşi (kardeşiyle evliydi) buluyor da evlat ediniyor ya... Sonra birini öldürüyor da kaçıyor ya Mısırdan falan filan... Hani ya... Link to post Sitelerde Paylaş
Afrodit 0 Mart 31, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 31, 2011 gönderildi NG de bununla ilgili bir program izlemiştim, orada Fravunun değilde kardeşinin peşinden gittiği yazılıyor. Bunuda yazıtlardan çıkartarak anlatmışlardı belgeselde. Birde Musa kuzeyde köle-işçi sınıfının savunucusu şeklinde isyan oluşturuyordu. Günümüzün kapitalizmine devrimci direniş gibi. Taraftarlarıda yahudiler değil köle-işçi sınıfı idi. Evet, tabii ki de ilahi kitapların izahatıyla çizilmiş yalan yanlış tarihi itibar etmemizin alemi yok. Ama şu bir gerçek, Yusufla başlayan bir yerleşme Musa'nın liderliğindeki bir kaçış ve günümüz dünyasında da bir dönüş var o topraklara... Ama Kuran ya da Muhammed bununla ilgilenmez, sadece o masalsı deniz yarmaların teşbih olduğunu anlatır.. Tabi bize göre böyledir, size göre başka, müslümana göre başka... ki doğrusu da budur.... herkes yorumunu kendi yapabilmeli Link to post Sitelerde Paylaş
Nilsu 0 Mart 31, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 31, 2011 gönderildi Kuran hepi topu bir kaç sayfalık bir mushaf... içindeki ifadelerin %90dan falzası da teşbih... Bu da aslında eskilerin masallarını normale indirgeyen bir anlatım... Al işte diyor, daha önce çalı çırpı yaprak silkelediği asasıyla kendi toplumunu firavun gibi bir zorbadan kurtaran ve hatta o firavunu da kendi denizinde boğan bir adam... Gerçeği budur diyor... Bildiğin sıradan pepe bir adam eksik becerilerini tamamladığı bir yardımcıyla becerdi bu işi diyor... Koca denizler aştı diyor, toplumuna liderlik etti, firavunun denizinden zarar görmeden geçtiler diyor... Gayet sıradan basit her insanın anlayacağı tipte teşbihsel anlatımlar... Zaten halamın sakalları olaydı amcam olurdu... Musa denizi yaraydı ... neyse yok yok. gerçekten akıllısın Link to post Sitelerde Paylaş
Afrodit 0 Mart 31, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 31, 2011 gönderildi yok yok. gerçekten akıllısın yok yok sen de cidden feci muhalifsin... Link to post Sitelerde Paylaş
herakles79 0 Mart 31, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 31, 2011 gönderildi Elinde değnekten asa ile diğer büyücülerin büyülerini yutan süper büyüler yapan kardeşinin yardımına muhtaç konuşma özürlü kekeme bir adam görmek isteyen ne denizi ne asayı anlatmak güç :p Link to post Sitelerde Paylaş
DreiMalAli 0 Mart 31, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 31, 2011 gönderildi Musa'nın kendisi bir masal kahramanı olsa da, asası Topkapı Sarayında hala sergileniyor. Bu asanın bazı kötü huyları var. Nerde bir yılan görse hemen kendisi de yılanlaşıyor ve diğer yılanları yutuveriyor. Çok huysuz bir asadır kendileri. Nerede bir su görse hemen tepesi atıyor, sinirleniyor, kırmızı görmüş bir boğa gibi deliriyor. Bu yüzden İstanbul Boğazını yarmasın, Marmara Denizini taşırmasın, Karadenizi kurutmasın diye camekan içerisinde muhafaza ediliyor. Sevgiler Link to post Sitelerde Paylaş
Afrodit 0 Mart 31, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 31, 2011 gönderildi Musa'nın kendisi bir masal kahramanı olsa da, asası Topkapı Sarayında hala sergileniyor. Bu asanın bazı kötü huyları var. Nerde bir yılan görse hemen kendisi de yılanlaşıyor ve diğer yılanları yutuveriyor. Çok huysuz bir asadır kendileri. Nerede bir su görse hemen tepesi atıyor, sinirleniyor, kırmızı görmüş bir boğa gibi deliriyor. Bu yüzden İstanbul Boğazını yarmasın, Marmara Denizini taşırmasın, Karadenizi kurutmasın diye camekan içerisinde muhafaza ediliyor. Sevgiler ÜçKereAli kardeşim Bu ifadelerin tamamen teşbih olduğunu sen de çok iyi biliyorsun ... Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Mart 31, 2011 gönderildi Raporla Share Mart 31, 2011 gönderildi Bu olay bir efsanedir. Efsaneler için yalan denmez. Temelde onlar vuku bulduğuna inanılan olayların ya da yapılan gözlemlerin açıklamalarıdır. Aslında Yahudilerin firavun için çalışıp piramidleri inşa ettikleri de bir efsanedir. Yahudilerin söz verilmiş topraklara göçü de.. Kızıl deniz üzerinden oraya gittikleri de.. Bu efsanelerin yerleşmesinden ilginç olarak bilimsel açıklamalar sorumludur. Salak bir bilim adamı çıkıyor ve bir efsaneyi bilimsel olarak açıklıyor. Bu bilime yapılacak en büyük hakaret ve aşağılamadır. Efsaneler bilimsel olarak açıklanmazlar ve açıklanmamalıdırlar. Buna teşebbüs etmek onları yasallaştırır. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts