Jump to content

Kemalizm'e Şapka Çıkarıyorum!


Recommended Posts

Kemalizm, emperyalist boyunduruk altında olan yarısömürge ülkelerin devrimci milliyetçilerinin bir kurtuluş bayrağıdır. Kemalizm’e ruh veren, onu yaşatan, Milli Kurtuluşçuluğun (yani, antiemperyalist ve antifeodal) tavır alışıdır.”

“Kemalizm, ülkemizde asker sivil aydın zümrenin geleceğini yansıtan, antiemperyalist ve antifeodal bir tavır alıştır. Bu yüzden Kemalizmin sağı solu olmaz.

“Kemalizm soldur, Milli Kurtuluşçuluktur, emperyalizme karşı bu zümrenin isyan bayrağıdır.

“Milli Kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar Atatürkçüyüz. Onun Milli Kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz.”

Bu sözler hiç ummadığınız birinin. Mahir Çayan'ın.

Mahir Çayan THKP savunmasında dönemin Atatürkçü geçinen karşı devrimcilerini ise şöyle tanımlıyor:

“İhtilalci ve ihtilal kavramlarından, sadece sosyalist ve proletarya devrimini anlayan iddia makamı için, Atatürk, elbette ki devrimci (ihtilalci) değildir; evrimcidir. Bize ve tarihe göre, meselenin bu izah tarzı, en nazik deyimle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihî kişiliğini ve O’nun eseri olan Anadolu İhtilali’ni hiç ama hiç anlamamanın somut belgesidir. Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bu şekilde değerlendirenler ne kadar Atatürkçülük iddiasında olurlarsa olsunlar onların Atatürkçülüğü, “gardrop” Atatürkçülüğünden öteye gitmez."

Kemalizm'in ne olduğunu ırkçı şovenlerin, işbirlikçi liboşların ya da kuyrukçusu solcu geçinen oportünistlerin yazdıklarından değil gerçek yurtsever devrimcilerin dilinden anlamak gerekir. Kemalizm'in temellerini teşkil eden anti-emperyalist ve devrimci yapı 1950'lerden itibaren yıkılmaya, çökertilmeye çalışılıyor.

Son yıllarda bu çökertme çabaları yarı açık saldırılara dönüşmesine ve azgınlaşmasına rağmen Kemalizm dimdik ayakta duruyor.

Devletin tüm makamlarını kapmalarına, her karış alanını ellerinde tutmalarına rağmen hala açıkça tavır alamıyor, çekiniyorlar.

Meclis’te Pensilvanya’daki yasadışı illegal nurcu çetesinin şeyhini savunurken bile “Tamam, Türkiye şeyhler, müritler, meczuplar ülkesi olmayacaktır, eyvallah.” demek zorunda kalıyorlar.

Tüsiad’da Cem Boyner ülkenin bölünmesinin önemsizliğini vurgulamaya kalkışıyor, eşi anayasanın ilk 3 maddesinde sadece cumhuriyetin kalmasının yeterli olduğunu söylüyor ama bu hem kendilerinin hem de Tüsiad’ın bitişi oluyor, geri adım atıp inkara kalkışıyorlar.

Gazetecileri, yazarları, aydınları susturmaya çalıştılar. Türkan Saylan’ından Zekeriya Beyaz’ına varana kadar Kemalist olarak nitelendirdikleri insanların evlerine baskın yapıp korku imparatorluğunu kurmaya çalıştılar. Yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Başaramadılar. Kimse susmadı, susturulamadı.

S U S T U R U L A M A Y A C A K !

Yurtsever devrimciler bu yiğit Kemalistlerle omuz omuza olmayacak da, dinci faşistlerle, işbirlikçi liboşlarla, oportünist solcularla mı olacak?

Kemalistleri alkışlıyor, şapka çıkartıyorum.

Azimli mücadelelerinde onlarla müttefik olmak en büyük onurdur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 113
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

ben insanca yaşadıktan sonra;

kemalizm le mi yaşamışım?

isviçrenin bilmemkaç yılında yapılan anaysası ile mi yaşamışım..

abd nin kapitalist düzeninde mi yaşamışım

ya da inglterenin kraliyet siteminde mi(adı öyle gerçi sadece) yaşamışım

farketmez...

dolayısı ile kemalizm bana bir çeşit inanç gibi geliyor..aynı şeyi dinciler için söylemenin manası yok heralde...

biz bu tür tanımlarla kendi kendimize saf yaratıyoruz böyle kamplaşmalarla ayrılığımızı zaten başta biz yaratıyoruz ve dış güçler ayrılmamız için zaman zamna a yı zaman zaman b yi desteklediğinde onlar emperlaist oluyor..

50 yıldır aynı şeylerle birbirimze laf soka soka yorulmadık...

bravo bize

Link to post
Sitelerde Paylaş
Alıntı
“Milli Kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar Atatürkçüyüz. Onun Milli Kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz.”

 

Şimdilerde kendine devrimci diyenlerin bir kısmı da Atatürk düşmanı, bir tuhaf ucubeler.

Asılan bu çocukların adını kullanıp romantik takılırlar, devrimci sloganlar atarlar, diğer yandan da Atatürk'e ve Atatürkçülere küfrederler.

Bunlar 12 Eylül'den sonra türedi sanırım. Garip, boş, taklitçi, sözde devrimciler bunlar.

Karşıt devrimcilerin, "Kemalizm dinsizliği"ni yıkmaya yemin ve kasem etmişlerin kuyruğu olmuşlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

anlaşılan mahir çayan kendini ulusalcı şoven duygulara kaptırıp bu cümleleri sarfetmiş. benzer revizyonist hezeyanlara bazen deniz gezmişte de rastlamak mümkün.. bu çıkışların devrimcilikle ilgisi yoktur, şovenizmdir.. bu konuda ibrahim kaypakkaya gibi kemalizmi yerden yere vuran gerçek devrimciler var olsa da diğerleri malesef sayıca daha fazladır. konuyla ilgili mümtazer türköne üstadın "darbe peşinde koşan bir nesil 68 kuşağı" kitabı incelenmelidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet haklısınız ancak

toplum mühendisliği açısından iki algı var.

Kemalizm günah - fetullahçılar sevap

hangi mürekkeple boyanırsanız günahkar veya sevapkar oluyorsunuz.

Atatürkü deccal olarak algılamış %20 lik bir TCden bahsediyoruz.

Davalarda Gülen müslüman mürekkebi ile boyandığından her şey doğrudur çünkü islamla boyanmıştır algısı oluşmadımı?

Zaten hiç bir fikir yok edilemez. Ancak durum gençliğin hitabesindeki gibi.

mesela ben iyi yaşayacaksam ingiliz krallığında yaşamışım kemalizmde yaşamışım farketmez diyen insanlar var.

Kemalizm uyutulmuş bir canavar onlar için uyandırmadan yanından geçe geçe yapalım şeklindeydi.

Ben sonu iyi okumuyorum dostum...

Bu sözler hiç ummadığınız birinin. Mahir Çayan'ın.

Mahir Çayan THKP savunmasında dönemin Atatürkçü geçinen karşı devrimcilerini ise şöyle tanımlıyor:

Kemalizm'in ne olduğunu ırkçı şovenlerin, işbirlikçi liboşların ya da kuyrukçusu solcu geçinen oportünistlerin yazdıklarından değil gerçek yurtsever devrimcilerin dilinden anlamak gerekir. Kemalizm'in temellerini teşkil eden anti-emperyalist ve devrimci yapı 1950'lerden itibaren yıkılmaya, çökertilmeye çalışılıyor.

Son yıllarda bu çökertme çabaları yarı açık saldırılara dönüşmesine ve azgınlaşmasına rağmen Kemalizm dimdik ayakta duruyor.

Devletin tüm makamlarını kapmalarına, her karış alanını ellerinde tutmalarına rağmen hala açıkça tavır alamıyor, çekiniyorlar.

Meclis’te Pensilvanya’daki yasadışı illegal nurcu çetesinin şeyhini savunurken bile “Tamam, Türkiye şeyhler, müritler, meczuplar ülkesi olmayacaktır, eyvallah.” demek zorunda kalıyorlar.

Tüsiad’da Cem Boyner ülkenin bölünmesinin önemsizliğini vurgulamaya kalkışıyor, eşi anayasanın ilk 3 maddesinde sadece cumhuriyetin kalmasının yeterli olduğunu söylüyor ama bu hem kendilerinin hem de Tüsiad’ın bitişi oluyor, geri adım atıp inkara kalkışıyorlar.

Gazetecileri, yazarları, aydınları susturmaya çalıştılar. Türkan Saylan’ından Zekeriya Beyaz’ına varana kadar Kemalist olarak nitelendirdikleri insanların evlerine baskın yapıp korku imparatorluğunu kurmaya çalıştılar. Yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Başaramadılar. Kimse susmadı, susturulamadı.

S U S T U R U L A M A Y A C A K !

Yurtsever devrimciler bu yiğit Kemalistlerle omuz omuza olmayacak da, dinci faşistlerle, işbirlikçi liboşlarla, oportünist solcularla mı olacak?

Kemalistleri alkışlıyor, şapka çıkartıyorum.

Azimli mücadelelerinde onlarla müttefik olmak en büyük onurdur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk devrimlerinin en büyük özelliği kalıcı olmalarıdır.

Devrimlerin çoğu zamanla aşınmış ve yok olmuşlardır.

Atatürk devrimleri ise karşıt görüşlerin politik olarak başa geçmesine rağmen, hala geçerlidirler.

Kadın hakları, Batı'ya dönük bir İslam toplumu, latin alfabe, takvim ve saat, demokrasi ve yozlaştırılsa da laiklik, sözde de olsa insan hakları ve daha bir sürü çağdaş ilkeler hala vardırlar ve var olmaya devam edeceklerdir.

Atatürk bir miras bırakmıştır. O miras devam etmektedir.

Heykele düşman olan dindar politikacılar bile putperest rolü oynamakta devam etmektedirler.

Ve bu devam edecektir. Hiç bir zaman eskiye dönülmeyecektir.

Yalnız bu durum bile Atatürk devrimlerinin ne kadar güçlü ve etkili olduğunu göstermeye yeter.

Değil mi sapık bağnaz, geri dinciler..

Eskiye dönemiyorsunuz değil mi?

Şeriat rejimine asla dönemeyeceksiniz... sapıklar sizi..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdilerde kendine devrimci diyenlerin bir kısmı da Atatürk düşmanı, bir tuhaf ucubeler.

Asılan bu çocukların adını kullanıp romantik takılırlar, devrimci sloganlar atarlar, diğer yandan da Atatürk'e ve Atatürkçülere küfrederler.

Bunlar 12 Eylül'den sonra türedi sanırım. Garip, boş, taklitçi, sözde devrimciler bunlar.

Karşıt devrimcilerin, "Kemalizm dinsizliği"ni yıkmaya yemin ve kasem etmişlerin kuyruğu olmuşlar...

Bir arkadaşımın anarşist oğlu, Atatürk için 'Kemal' diyor.

Ne Mustafa Kemal, ne Atatürk; sadece 'Kemal'..

İlginç.

tarihinde Satsuma54 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

pante sen Başbuğ Mustafa Kemali Türk tarihinde bir zincir olarak görmeye başladığında olayı çözeceksin, ama şimdilik yenisin daha. :lol:

Atatürk, Türkiye tarihi içinde de, dünya tarihi içinde de, devrimler tarihi içinde de çok önemli yere sahiptir.

Ona "başbuğ" diyenler ancak onun etnik yanını görür.

Ne kadar eskiseler de, kafayı değiştirmeden Atatürk'ü anlayamazlar. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk devrimlerinin en büyük özelliği kalıcı olmalarıdır.

Devrimlerin çoğu zamanla aşınmış ve yok olmuşlardır.

Atatürk devrimleri ise karşıt görüşlerin politik olarak başa geçmesine rağmen, hala geçerlidirler.

Kadın hakları, Batı'ya dönük bir İslam toplumu, latin alfabe, takvim ve saat, demokrasi ve yozlaştırılsa da laiklik, sözde de olsa insan hakları ve daha bir sürü çağdaş ilkeler hala vardırlar ve var olmaya devam edeceklerdir.

Atatürk bir miras bırakmıştır. O miras devam etmektedir.

Heykele düşman olan dindar politikacılar bile putperest rolü oynamakta devam etmektedirler.

Ve bu devam edecektir. Hiç bir zaman eskiye dönülmeyecektir.

Yalnız bu durum bile Atatürk devrimlerinin ne kadar güçlü ve etkili olduğunu göstermeye yeter.

Değil mi sapık bağnaz, geri dinciler..

Eskiye dönemiyorsunuz değil mi?

Şeriat rejimine asla dönemeyeceksiniz... sapıklar sizi..

Atatürk Devrimleri'nin, bunca düşmanına karşın hala kısmen hayatta kalabilmiş olması, temel insani gereksinimleri çok iyi anlayabilmiş ve evrensel hukuk normlarına dayalı olmasıdır. Atatürk, "açın şu türbanlarınızı da güzel yüzünüz görünsün" der. Hangi kadın, kendisini kapkara örtülerin altına hapsetmek ister? Gerçek şu ki her kadın güzel görünmek, doğasını sergilemek ister. Kadınların estetik duyguları erkeklerden daha gelişkindir.

Yine Atatürk, dünyanın genel siyasi konjektörünü çok iyi yakalamıştır. "Artık bugün, demokrasi düşüncesi sürekli yükselen bir denizi andırmaktadır". Atatürk, halkına özgürlük, refah ve demokrasi getirmemiş olsa idi, dünyanın en çok sevilen lideri olabilir miydi?

Hikayenin sonu çok acıklık da olsa, Atatürk başarmıştır ve tüm karşı devrimci çabalara, sol ve sağ sapıklığa karşı temel ilkelerini bugüne dek yaşatabilmiştir. Evet, buraya kadar doğru. Ancak, son gelişmeler geri kalan Devrimleri de yitirmek üzere olduğumuzun kanıtlar niteliktedir. Kafası karışık solcularımız, yorgun ve emekli Atatürkçülerimiz, aymaz aydınlarımız meydanı gericilere bırakıp kaçmışlardır. Karşı devrimcilerin tırnağı kadar dava adamı olamamışlardır.

Ve can alıcı bir soru?

Atatürkçüler kimlerdir?

Mahir Çayan sapığına Atatürkçü diyebilenlerin bu davaya ne vermelerini bekliyoruz?

Sosyalist solun devrimci halk muhalefetini ne hale getirdiğinin farkında olan kaç kişi var?

Laiklik ve çağdaş değerleri korumaya muktedir kaç kişi kaldı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ve can alıcı bir soru?

Atatürkçüler kimlerdir?

Mahir Çayan sapığına Atatürkçü diyebilenlerin bu davaya ne vermelerini bekliyoruz?

Sosyalist solun devrimci halk muhalefetini ne hale getirdiğinin farkında olan kaç kişi var?

Laiklik ve çağdaş değerleri korumaya muktedir kaç kişi kaldı?

Atatürkçülerin kimler olduğu bir yana ama senin Atatürkçü olmadığın ve olamayacağın belli.

Çünkü nerdeyse öldürüleli 40 yıl olmuş bir devrimci önder için sapık diyerek bunu ortaya koydun.

Bundan Atatürkçülüğe bir kazanç yok.

Tersine bu tür ayrışma ve dışlamalardan kazançlı olan şer ittifakıdır.

İçinde bulunduğumuz zorlu dönemde şer ittifakına geçit vermek istemeyenlerin içinde sadece Atatürkçüler değil, tüm yurtseverlerin olmasını istemek ve bu yönde gayret içinde olmaktan daha doğru bir davranış olabilir mi?

Şimdi normal bir insan, gerçek bir Atatürkçü kalkıp da "TKP'liler ayrılsın aramızdan, İP'liler liboşlara, oportünist solculara katılsın, Halkevleri, ÖDP, Emep vs. ne kadar sol varsa hepsi bize karşı olsun, şer ittifakına katılsınlar" diye düşünebilir mi?

Tersine bir solcunun daha katılmasından, bir sol derneğin daha tertiplere karşı tavır almasından mutlu olur.

Mahir Çayan'ın, Deniz Gezmiş'in Kemalizm'e olan övgüsü ancak ırkçı faşistleri ve sol düşmanlığından kurtulamamış hasta zihniyetleri rahatsız eder.

Asıl sapıklık budur.

Laikliğin ve çağdaş değerlerin korunmasından sen eksik olursan hiç birşey kaybetmeyiz. Ama sol eksik olursa çok şey kaybederiz.

O yüzden senin yerin ulusalcıların, yurtseverlerin yanı olamaz.

Sen Akhe'ye takıl. O seni layık olduğun adrese götürür. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk, Türkiye tarihi içinde de, dünya tarihi içinde de, devrimler tarihi içinde de çok önemli yere sahiptir.

Ona "başbuğ" diyenler ancak onun etnik yanını görür.

Ne kadar eskiseler de, kafayı değiştirmeden Atatürk'ü anlayamazlar. :D

Bugünün Kemalizm karşıtı Truva Atı : Kılıçdaroğlu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bak işte adamın geldi.

O da Kılıçdaroğlu'na karşı, sen de.

O da solculara, devrimcilere karşı sen de.

Sizi Osman paşa ya da Devlet ağa paklar. :D

Saçmalama Pante.

Ben Kılıçdaroğluna karşı değilim. Tersine forumda CHP propagandası yaptığımdan şikayetçi olan yığınla üye oldu geçmişte.

Dayanışma ve birlik adına, AKP'ye dur demek adına, eleştirsem de Kılıçdaroğlu'nu destekliyorum.

Ben solculara, devrimcilere değil, cehalete ve kör zihinlere karşıyım.

Atatürk'ün, dogmatik ve tehlikeli ideolojilere alet edilmesine; O'nun olduğundan farklı gösterilip gerçek düşünce ve ilkelerinin unutturulmasına karşıyım.

Sana, bariz haksız tutumuna karşı bu konuda daha fazla yüklenmek içimden gelmiyor.

Muhtemelen duygusal nedenlerle ve ufuksuzluğun eseri, masumları katletmeyi, eline silah alıp devrimcilik oynamayı marifet sayan M. Çayan gibi bir caniyi bana karşı savunmak gibi talihsiz bir duruma düşmeni istemem.

Umarım zamanla düştüğün gaflet uykusundan uyanır ve gerçeği görürsün.

tarihinde Gevheri tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Dayanışma ve birlik adına

Senin dayanışma ve birlik anlayışında, Mahir Çayan'lara, Deniz Gezmiş'lere "sapık" demek varsa eğer, senin kulvarın bellidir.

Git de desteklediğini söylediğin Kılıçdaroğlu'na bu solcuların sapık olduğunu söyle, bakalım ne yanıt alacaksın..

Başlık yazısında Mahir Çayan'ın görüşlerine yer vermemin tek nedeni var:

Bazı sol sapkınların liboşvari tavırlar içinde olup Kemalistlerin tasfiyesine alkış tutmaları.

Dincilerin Kemalistlerin yerini almasından hiç rahatsız olmayan ama yeri geldiğinde Mahir'cilik, Deniz'cilik taslayanlar var.

Mesajım onlaraydı.

Ama görüyorum ki onlar kadar sapkın anlayışta olanlar da var senin gibi.

Başlığı desteklemek yerine, zihnindeki sol düşmanlığı ağır basmış ve derhal tavır alarak sapkınlığını sergilemişsin

Mahir'lerin, Deniz'lerin doğrularını da yanlışlarını da gayet iyi bilmekteyim.

Konusu olduğunda gerek Elrom, gerekse İngiliz teknisyenleri cinayetlerini eleştirdim, yanlış olduğunu belirttim.

Ama o yanlışları, aradan geçen 40 yıl sonra genç yaşında davaları uğruna ölen bu insanları sapık olarak nitelememi gerektirmez.

Böyle bir ithamda bulunmak kendi sapıklığımı ifade etmem demek olur.

O bir sıcak dönemdi, doğrusuyla yanlışıyla kapandı gitti.

Önemli olan onlardan ders almak ve bugün daha az yanlış yapmaya çalışmak.

Ne var ki sağ sapkınlar da, sol sapkınlar da her dönemde eksik olmuyor.

Asıl gaflet uykusunda olanlar da bunlardır, gerçeklere şaşı bakanlar, yanlış tahlillerde bulunanlardır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin dayanışma ve birlik anlayışında, Mahir Çayan'lara, Deniz Gezmiş'lere "sapık" demek varsa eğer, senin kulvarın bellidir.

Git de desteklediğini söylediğin Kılıçdaroğlu'na bu solcuların sapık olduğunu söyle, bakalım ne yanıt alacaksın..

Ben sapığa sapık derim kardeşim.

Gerçeği haykırmadıkça, gerçeğe sadık kalmadıkça ayakta duramam çünkü.

Gerçeği yüksek sesle söylerim ki insanlar neyin ne olduğunu anlasınlar; karanlık yollara sapmasınlar.

Kılıçdaroğlu meselesine gelince sana yukarıda da açıkladığım gibi ben O'nun tüm görüşlerine katıldığım için destekçisi değilim; başka bir alternatif mevcut olmadığı ve CHP dışındaki partilere verilecek her oyun AKP'nin hanesine yazılacağını bildiğim için destekçisiyim.

Bunu anlamak bu kadar mı zor?

Başlık yazısında Mahir Çayan'ın görüşlerine yer vermemin tek nedeni var:

Bazı sol sapkınların liboşvari tavırlar içinde olup Kemalistlerin tasfiyesine alkış tutmaları.

Dincilerin Kemalistlerin yerini almasından hiç rahatsız olmayan ama yeri geldiğinde Mahir'cilik, Deniz'cilik taslayanlar var.

Mesajım onlaraydı.

Bunu giriş kısmında belirtmiş olsaydın mesele yoktu.

Ama görüyorum ki onlar kadar sapkın anlayışta olanlar da var senin gibi.

Başlığı desteklemek yerine, zihnindeki sol düşmanlığı ağır basmış ve derhal tavır alarak sapkınlığını sergilemişsin

Kimin ne sergilediğini herkes görmüş olmalıdır. Mahir ya da Deniz gibi maceracı, terörist sapkınların sözlerini alıntılamaktan medet uman, hatta onları savunan sen misin ben miyim?

Mahir'lerin, Deniz'lerin doğrularını da yanlışlarını da gayet iyi bilmekteyim.

Konusu olduğunda gerek Elrom, gerekse İngiliz teknisyenleri cinayetlerini eleştirdim, yanlış olduğunu belirttim.

Ama o yanlışları, aradan geçen 40 yıl sonra genç yaşında davaları uğruna ölen bu insanları sapık olarak nitelememi gerektirmez.

Böyle bir ithamda bulunmak kendi sapıklığımı ifade etmem demek olur.

O bir sıcak dönemdi, doğrusuyla yanlışıyla kapandı gitti.

Önemli olan onlardan ders almak ve bugün daha az yanlış yapmaya çalışmak.

Ne var ki sağ sapkınlar da, sol sapkınlar da her dönemde eksik olmuyor.

Asıl gaflet uykusunda olanlar da bunlardır, gerçeklere şaşı bakanlar, yanlış tahlillerde bulunanlardır..

İnsan söyleyene de bakın siz demekten kendini alamıyor.

Bırak bu işleri Pante.

Yanlışının üzerine gitme.

Kapitalizm düşmanlığıyla, sapkın Marksist militanlardan destek ummakla hiçbir yere varamazsın.

Gerçekleri gör ve hayal dünyasından kurtar kendini.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kapitalizm düşmanlığıyla, sapkın Marksist militanlardan destek ummakla hiçbir yere varamazsın.

Gerçekleri gör ve hayal dünyasından kurtar kendini.

Sen kapitalizm dostluğuyla varırsın belki.

Ama gerçek Kemalistler kapitalizm dostlarını aralarına katmıyorlar.

Memleket kapitalizm dostu sahte Atatürkçüler yüzünden bu hale geldi diye.

Yediler, talan ettiler yıllarca, millet o yüzden dincilerin kucağına düştü diye.

Tasa etme, liboşların yanında bolca yer var.

Liboşluk kesmezse faşistler de kucak açar sana.

Hadi kapitalizm dostu, hadi dostlarının yanına...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sol sapkının ağzından Mahir-Deniz eksik olmuyor ama konu Atatürk olduğunda bırakıyor onları, liboşların ağzıyla konuşuyor.

1. Dünya Savaşının fırsat bilinerek İttihatçılarca Ermenilerin soykırıma uğratıldığını yazıyor.

Alçakça iddiası bununla da kalmıyor.

Kemalistlerin İttihatçıların bir kanadı ve devamı olduğunu iddia ederek Mustafa Suphi'leri katlettikleri, Dersim'de soykırım yaptıklarını iddia ediyor.

Tam bir ırkçı şoven ağzı.

Kurtuluş Savaşının antiemperyalist olmadığını yazacak kadar içini kin ve nefret bürümüş bu işbirlikçi liboş kafalı zihniyet, bir de devrimci geçiniyor.

Devrimcilik sana mı kalmış. Sen kim devrimci olmak kim!

Hiçbir devrimci senin kadar alçalıp böylesine adi iftiralarda bulunmadı.

Ne Lenin'in, ne Stalin'in, ne Mao'nun, ne Fidel'in, ne Che'nin, ne de Mahir'lerin-Deniz'lerin böyle alçakça tavrı olmadı.

Mahir'lerin-Deniz'lerin söylemlerini görmezden geliyor ya da onların yanılabildiklerini, dönemin özelliğinden dolayı böyle politik düşündüklerini saçmalayacak derecede alçalıyor.

Yani, dinci liboşlardan edindiği takiyyeci anlayışı Mahir'lere yakıştırmaya yelteniyor. Bu ne zavallılık, bu ne acizlik böyle!

Kemalizm'in çöktüğünü iddia eden ilk başlığı yetmezmiş gibi, benim bu başlığımı görünce aynı başlığı 2. kez açacak kadar kafayı yemiş.

Mod'lar da durumdan memnun olsa gerek ki 2 başlığı birleştirmeye ve şahsı uyarmaya gerek duymuyorlar. Ne iş?

Bu forumda bu alçakça iftiraların tümüne yanıt verdik.

Ermeni soykırım yalanına da, Mustafa Suphi iftirasına da, Dersim katliamı iftiralarına da.

Ama burada hırlayamayanlar, müsait bulduğu ortamda havlamaya başlamışlar.

Sıkıysa gelin tartışalım.

Tekrar tekrar boyunuzun ölçüsünü vermeye hazırım.

Siz dayak yemekten bıkmadıktan sonra ben dayak atmaya devam ederim, merak etmeyin.

Ha, yaptığın sapıklıktan dolayı buraya alınmadığın bahanesine sığınırsan benim diğer adresim de belli.

Beklerim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...