Jump to content

Kemalizm'e Şapka Çıkarıyorum!


Recommended Posts

Nazım Hikmet büyük bir şair olmasaydı eğer, bu oportünistler hemen kafalarından şutlarlar, onu da faşist ilan ederlerdi.

Çünkü Nazım Hikmet yarı Kemalist-yarı komünist bir yapıdadır. Ulusalcılığı, yurtseverliği sözlerine, şiirlerine yansımıştır.

Ama sıkılıp utanmadan onun övgüsünün sadece Kurtuluş Savaşına olduğunu iddia ederler. Aynı Mahir'in, Deniz'in söylemlerini de inkar ettikleri gibi.

Hatta Nazım ulusalcılığın-yurtseverliğin ötesinde milliyetçi bile sayılabilir.

Konuşmalarında hep "Türk milleti" der. Kuvayi Milliye destanını öyle bir milli duyguyla yazmıştır ki; Nazım'ı tanımasak Mehmet Emin Yurdakul'dan ayırdetmeyiz.

Ayrıca mücadelesini de yeni Kuvayi Milliye savaşı olarak adlandırır. Vatanı satanları da o Kuvayi Milliye'nin atlarının kuyruklarına bağlar şiirinde.

Nazım, vatanın birliğinden-bütünlüğünden yanadır ve Kürt meselesine hiç sıcak bakmaz ve bu konuda görüşü nettir, iki halkı tek millet olarak görür.

Kürt isyanlarını, emperyalistler tarafından satın alınan feodallerin genç cumhuriyete saldırısı olarak niteler.

Bedirxan'a yazdığı mektupta "Anadolu'da yaşayan Türkler'le Kürtler'in arasına nifak sokmak isteyen gerici, sömürücü, karanlık kuvvetler, emperyalizmle elele vererek halklarımızı daha kolayca ezmek istiyorlar." der.

Ayrıca Nazım, Mustafa Kemal gibi bağımsızlığı-özgürlüğü karakter edinmiş insandır. Öyle baskıları, diktaları kabullenemez.

Stalin ölünce Sovyet yazarlar birliği'nin ricasını kırmayarak Stalin'i öven bir şiir yazsa da 8 yıl sonra yazdığı şiirle Stalin'i kafasından şutlar.

Taştandı, tunçtandı, alçıdandı, kaattandı iki santimden yedi metreye kadar

taştan, tunçtan, alçıdan ve kaattan çizmeleri dibindeydik şehrin bütün

meydanlarında

parklarda ağaçlarımızın üstündeydi taştan, tunçtan, alçıdan va kaattan

gölgesi

taştan, tunçtan, alçıdan ve kaattan bıyıkları lokantalarda içindeydi

çorbamızın

odalarımızda taştan, tunçtan, alçıdan ve kaattan gözleri önündeydik

yok oldu bir sabah

yok oldu çizmesi meydanlardan

gözleri ağaçlarımızın üstünden

çorbamızdan bıyığı

odalarımızdan gözleri

ve kalktı göğsümüzden baskısı binlerce ton taşın, tuncun, alçının ve kaadın.

13 aralık 1961, Moskova

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 113
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hafız Bey! Hafız Bey!

Varlığını sürdürmek ve iyi bir gelecek için milletine sahip çıkmalısın.

Bu durum hem 10. yy da hem 16. yyda hem 20. yyda hem 21. yyda geçerlidir.

varlık ve gelecek için Kemalizme sahip çıkmak ilizyonistlik mi?

kelime oyunu yaptık be kardeşim, amma büyüttün ha..

hafız bey senin beynin sulanmış kurula....

vücudumuzun %60 ı su zaten.. varsın beyin de sulu olsun, bi zararı yok..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi hep beraber aşağıda vereceğim Nazım Hikmet'in Atatürk'e yazdığı mektubu analiz edelim ve buradan yola çıkarak o dönemi yaşamış bir komünistin ağzından o dönemi değerlendirelim.

Bakalım oportünist sapkınların mı dediği doğru, yoksa bizim değerlendirmelerimiz mi?

Yıl 1938. Nazım Hikmet, orduyu ve donanmayı isyana teşvik iddiasıyla tutuklanır ve 15 yıl hapse mahkum edilir.

O sıra Atatürk yatağında ağır hastadır.

Nazım bir mektup yazar ama Atatürk'e ulaştırılmaz. İşte o mektup:

"Cumhurreisi Atatürk'ün Yüksek Katına

Türk ordusunu 'isyana teşvik' ettiğim iddiasıyla onbeş yıl ağır hapis cezası giydim. Şimdi de Türk Donanmasını "isyana teşvik etmekle" töhmetlendiriliyorum.

Türk inkılâbının ve senin adına and içerim ki suçsuzum.

Askeri isyana teşvik etmedim.

Kör değilim ve senin yaptığın her ileri dev hamlesini anlayabilen bir kafam yurdumu seven bir yüreğim var.

Askeri isyana teşvik etmedim.

Yurdumun ve inkılâpçı senin karşında alnım açıktır.

Yüksek askeri makamlar, devlet ve adâlet, küçük, bürokrat gizli rejim düşmanlarınca aldatılıyorlar.

Askeri isyana teşvik etmedim.

Deli, serseri, mürteci, satılmış, inkılâp ve yurt haini değilim ki; bunu bir an olsun düşünebileyim.

Askeri isyana teşvik etmedim.

Senin eserin ve sana aziz olan Türk dilinin inanmış bir şairiyim. Sırtıma yüklenen ve yükletilecek hapis yıllarını taşıyabilecek kadar sabırlı olabilirdim. Büyük işlerinin arasında seni bir Türk şairinin felâketi ile alâkalandırmak istemezdim.

Bağışla beni. Seni bir an kendimle meşgul ettimse, alnıma vurulmak istenen bu "İnkılâp askerini isyana teşvik" damgasının ancak senin ellerinle silinebileceğine inandığımdandır.

Başvurabileceğim en inkılâpçı baş sensin.

Kemalizmden ve senden adalet istiyorum.

Türk inkılâbının ve senin başına

and içerim ki suçsuzum.

Nâzım Hikmet Ran"

(Emin Karaca, "Sevdalınız Komünisttir", s. 219-220)

Şimdi mektuba dayanarak o dönemin özelliklerini ve Nazım'ın görüşlerini sıralayalım:

1. Atatürk ve devrimleri, Nazım'ın gözünde öyle yücedir ki adına and bile içilebilir.

2. O dönemde Atatürk'ün yaptığı ileri dev hamleleri görmemek için kör olmak gerekir.

3. O dönemde orduyu isyana teşvik etmek demek; deliliktir, gericiliktir, satılmışlıktır, devrim ve vatan hainliğidir.

4. Nazım açısından orduyu isyana teşvik suçu, alnına vurulmuş kara bir lekedir.

5. Nazım'ın gözünde Atatürk en büyük devrimcidir.

Görüyorum ki Nazım da Atatürk'ü yüceltenler arasında. O dönem bayağı bir Kemalistmiş. :D

Nazım'ın 28 Kanunnisani şiirindeki "Burjuva Kemal'in omzuna binmiş" ifadesini çarpıtıp, Mustafa Kemal'i burjuvalılıkla suçluyormuş gibi göstermeye çalışırlar.

Halbuki o ifade "Burjuva, Kemal'in omzuna binmiş" olarak anlaşılmalıdır. (Virgül esprisi)

Burjuva diyerek Mustafa Kemal'i kastetmemiş, Mustafa Kemal'in Burjuva'nın ağırlığı-baskısı altında olduğunu vurgulamıştır.

Not: Açık söyleyeyim, ben bile Nazım Hikmet kadar Kemalist değilim. Mümkün olduğunca objektif yaklaşıyorum.

Yüceltenlere karşı çıkıyorum, eleştirilecek yanlarını eleştiriyorum. Ama yalanlar, aşağılamalar karşısında da en başta ben savunuyorum.

Yani, bir yanım Kemalist, diğer yanım demokratik sosyalist ama Nazım kadar değil.

Dinci faşistlerin haricinde, her kesimin belli ölçülerde Kemalist bir yanı vardır.

Olmaması anormalliktir zaten. Olmaması meczupluktur, çağdışılıktır, bilimdışılıktır, ilkelliktir.

Dersimiz devam edecek. Kemalizm çökmedi, çökmeyecek. :lol:

tarihinde Pante tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mahir Çayan ya da N. Hikmet, Atatürk'ü savunsa ne yazar savunmasa ne yazar?

Denizler, Mahirler ya da o zamanın komünistleri Atatürk'ü doğru dürüst bilmiyorlardı bile.

Okumamuşlardı. Okumaya zaman ayırmamışlardı. Ataürk'ün bu konular hakkındaki görüşlerinden habersizdiler.

Atatürk'ün fikirleri bir yana dünyadan haberleri yoktu.

Bir maceraya kapılıp çıkmaz sokaklara girdiler ve sonunda da masumların kanını dökmeye kadar varan sapkınlıklarının bedelini acı bir biçimde ödediler.

Yok olup gittiler.

Atatürk'ün fikirlerini bilmedikleri gibi O'nun taktik ve strateji anlayışından da zerre kadar ders çıkaramamışlardı.

Gülen Cemaatinin izlediği taktik ve yapılanma bile o dönemin serseri ruhlu devrimcilerinin örgütlenmeden ve mücadeleden anladıkları şeyden kat be lat üstündür.

Bu serseriler, bu kafası karışık deliler, iktidarı ele geçirme şanslarının koskoca bir sıfır olduğunu hiç anlayamadılarsa da, kazara bunu başarmış olsalardı bile sonumuz Arnavutluk'tan ya da Romanya'dan farklı mı olurdu sanıyorsunuz?

Türkiye gibi bir ülkede komünizm gibi bir rejimle perişan olur giderdik!

Sene olmuş 2011 ve hala sol sapıkların Atatürk sevgisinden medet umanlar var...

Bu millet adam olmaz kardeşim...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sene olmuş 2011 ve hala sol sapıkların Atatürk sevgisinden medet umanlar var..
.

Sapkınların Atatürk sevgisinden medet umulmaz.

Ne forumdan foruma yanıt verdiğim sol sapkın gibilerinden ne de senin gibi sağ sapkın gibilerinden.

İkisi de eksik olsun.

Bizim mücadelemiz sizin gibi sağ ya da sol sapkınlardan zihinleri korumaya çalışmak.

Gerçekleri objektif şekilde sunup, pırıl pırıl genç beyinlerin aldatılmasına engel olmak.

Nazım Hikmet'i sapkın oportünistlerden kurtarma, ulusal devrimcilere katma operasyonunu tamamlayalım.

AVNİ'NİN ATLARI

Bu atlar Avni'nin atları

Kuvayi Milliye atları

kara yamçı altında ak sağrı dolgun

titrer burun kanatları,

bu atlar Avni'nin atları.

Kuvayi Milliye gelecek yine,

şahin atlar aşarak yeli

çiğneyecek gavuru da, Anzavur'u da.

Kuvayi Milliye gelecek yine

hem bu sefer ayyıldızlı bayrağı da ışıklar içinde.

Bu atlar Avni'nin atları

Kuvayi Milliye atları

titrer burun kanatları.

Bana Avni'nin atlarına

binmek nasip olmasa gerek

ama Memet binecek,

gelecek düşmanla topuz topuza!

Gülüm, Kuvayi Milliye atları

gözüm, Kuvayi Milliye atları,

memleketi satanları bağlasınlar,

kuyruğunuza...

NAZIM HİKMET

1 Haziran 1958, Çekoslovakya

tarihinde Pante tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkiye gibi bir ülkede komünizm gibi bir rejimle perişan olur giderdik!

Sene olmuş 2011 ve hala sol sapıkların Atatürk sevgisinden medet umanlar var...

Bu millet adam olmaz kardeşim...

sosyalist komünist devrimci kesimi kullanmak işimize yarar yoksa başka türlü gitmez bu islami faşizm.

devrimi birlikte yapalım, sonra nasıl olsa onları tasfiye ederiz zaten kaç kişiler ki.

önemli olan köprüyü geçene kadar ayıya dayı dememiz

unutma abi, Padişah islamcıların desteğiyle gitmişti ama sonra onları tasfiye etmesini bildik.

İslami faşizmi yıkmak için gerekirse kürt örgütleriyle bile iş yapmak bizim için farzdır. Kürtlerle ve sosyalistlerle birlikte islami faşizmi yıkıp sonra kendi aramızda savaşırız orası kolay.

tarihinde VahsisBack tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu Pante, cevap vermeyeyim dedikçe tek başına üfürdükce üfürüyorsun. Öncelikle Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan sol için ideolojiden çok cesaretleri, yiğitlikleri ve fedai militan ruhlarıyla örnek ve önder olmuşlardır. İlk olarak sol düşünceyle tanıştıklarında, ulusalcı yorumlarda bulunmuşlar ve ayrıca bu ulusalcı kitleyi sola çekmeye çalışmışlardır ama marksizmi öğrendikçe bu düşünceden giderek uzaklaşmışlardır. İşçileri, köylüleri savunmuş, Türk-Kürt kardeşiliğini haykırmış, emperyalizm aşamasındaki kapitalizme karşı kafatasçılığı ve ulusalcı şovenizmi değil Marksizmi-Leninizmi ve Sosyalizmi kendisine ve gençlere rehber almıştır. Egemen sınıfın düşüncesi Kemalizmi değil. İdam edilirken yaşasın Kemalizm değil, ''Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!'' demiştir. Ayrıca Mahir Çayan, kır gerillası fikrini uygulamaya geçirip ordunuza kurşun yağdırma işlemine geçebilseydi, bugün Apo'dan bin kat beter bebek katili palavraları ile yerden yere vuruluyodu. Önderlerimizi senin gibi palavracı, romantik kemalistlerin politikalarına alet ettirmeyiz. Zamanında ülkücülere özenip, üni'de saldırılara geçmiştiniz ama su videodakine benzer olay ve olaylardan sonra kuyruğunuzu pısıp kaldınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yahu Pante, cevap vermeyeyim dedikçe tek başına üfürdükce üfürüyorsun.

Sen kendini ne sanıyorsun da, sen cevap vermedikçe üfürdüğümü sallıyorsun?

Sana mı soracağım ne yazacağımı? Sen kimsin?

Cevap verin ki kimin doğru, kimin yanlış fikirler savunduğu ortaya çıksın.

Öncelikle Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan sol için ideolojiden çok cesaretleri, yiğitlikleri ve fedai militan ruhlarıyla örnek ve önder olmuşlardır. İlk olarak sol düşünceyle tanıştıklarında, ulusalcı yorumlarda bulunmuşlar ve ayrıca bu ulusalcı kitleyi sola çekmeye çalışmışlardır ama marksizmi öğrendikçe bu düşünceden giderek uzaklaşmışlardır. İşçileri, köylüleri savunmuş, Türk-Kürt kardeşiliğini haykırmış, emperyalizm aşamasındaki kapitalizme karşı kafatasçılığı ve ulusalcı şovenizmi değil Marksizmi-Leninizmi ve Sosyalizmi kendisine ve gençlere rehber almıştır.

Üfürmek diye buna denir işte!

Sen neye dayanarak bunu iddia ediyorsun?

Ver tarihlerini!

Başlangıçta ulusal söylemlerde bulunduklarını iddia ettiğin tarihle, değiştiklerini iddia ettiğin tarihleri yaz da görelim bakalım.

Bunu iddia etmekle beni bir anlamda sahtekarlıkla suçlamış sayılırsın.

Sanki ben onların ilk zamanlarındaki fikirlerini yazıyormuşum da, son dönemlerinden bahsetmiyormuşum gibi.

Asıl sahtekarlık senin bu iddian.

Onların ilk zamanları da, son zamanları da aynıydı. Ulusalcılıkları devrimciliklerinin bir parçasıydı.

Nazım'ın yazdığım şiirleri de son zamanlarına aittir.

Eğer öyle bir yanıltma amacında olsam, elimde bol miktarda Nazım'ın gençlik yıllarındaki milliyetçiliğne dair şiirler mevcut.

Şimdi bekliyorum.

Buraya Deniz Gezmiş'in THKO savunmasında geçen ulusalcı söylemin, Babasına yazdığı mektuptaki ifadelerin, Mahir'in Kesintisiz Devrim -2- yazılarının ve THKP-C savunmalarının ilk dönemlerine ait olduğunu nasıl yazıp ifade edeceğini doğrusu merakla beklemekteyim.

Bunu yapamayacağına göre kesin olan odur ki bolca demagoji yapacak, atıp tutacaksın. Şimdiden belli.

Çünkü Deniz'in savunması da, mektubu da, Mahir'in savunması ve yazıları da son dönemlerine aittir.

Bu da üfürenin ben değil sen olduğunu gösterir.

Egemen sınıfın düşüncesi Kemalizmi değil. İdam edilirken yaşasın Kemalizm değil, ''Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!'' demiştir. Ayrıca Mahir Çayan, kır gerillası fikrini uygulamaya geçirip ordunuza kurşun yağdırma işlemine geçebilseydi, bugün Apo'dan bin kat beter bebek katili palavraları ile yerden yere vuruluyodu. Önderlerimizi senin gibi palavracı, romantik kemalistlerin politikalarına alet ettirmeyiz. Zamanında ülkücülere özenip, üni'de saldırılara geçmiştiniz ama su videodakine benzer olay ve olaylardan sonra kuyruğunuzu pısıp kaldınız.

Ne şimdi bu?

Sen salak mısın?

Mahir'lerin, Deniz'lerin ML olmadığını, Kemalist olduğunu iddia eden mi oldu?

Ayrıca idama giderken söylediği sözleri kabul etmeyen ya da ondan rahatsız olan mı var?

Onların ML olduğunu, Türk ve Kürt halklarının ortak mücadelesinden yana olduklarını söylüyoruz zaten.

Ama bunu söylerken onların aynı zamanda ulusalcı olduklarını, yurtsever olduklarını, Kemalistleri müttefik olarak gördüklerini de söylüyoruz.

Sizin gibi sapkınlarla farklarını belirtiyoruz. Liboşların ve şovenlerin söylemlerinden etkilenmediklerini yazıyoruz.

Apo gibi şoven zihniyetlileri aralarına almadıklarını, darbecilerden de şoven ve liboşlardan da yollarını ayırdıklarını anlatıyoruz.

Bugünün sapkın oportünistleri ise liboş ve şoven zihniyete teslim olmuşlar, onların kuyrukçuluğunu yapmaktalar.

Yürekli değiller!

"Evet biz de Mahir'ler gibi Deniz'ler gibi yurtseveriz, biz de milli kurtuluşçu Kemalistlerle omuz omuzayız" diyebilme yüreğine sahip değiller, korkaklar.

O yüzden de küçüldükçe küçüldüler. Eridikçe eridiler. Halktan tamamen koptular. PKK'nın ve AKP'nin stepneleri gibi çalışmaktalar.

İnkarcılar! Rony ve D. Tarkan oportünistlerinden hiç farkları yok.

Ayrıca astığın videodan utanman gerekirken; görmekteyim ki zevk almaktasın.

O video zavallığın, kepazeliğin göstergesidir.

"Biz bunu nasıl yaptık? Nasıl böyle faşizan davranabildik" diye sorgulamak ve özeleştiri getirmek yerine övünülüyorsa; bu aynı zamanda sahip olunan sefil zihniyetin göstergesidir.

Biz sağ-sol arasındaki çatışmalara, kavgalara üzülmüşken, yanlışlığını her fırsatta belirtmekteyken diğer sol gruba saldırmayı marifet sayan zihniyet hastalıklıdır, tedaviye ihtiyacı vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen kendini ne sanıyorsun da, sen cevap vermedikçe üfürdüğümü sallıyorsun?

Sana mı soracağım ne yazacağımı? Sen kimsin?

Cevap verin ki kimin doğru, kimin yanlış fikirler savunduğu ortaya çıksın.

Ne sanıyosam sanıyorum.

Üfürmek diye buna denir işte!

Sen neye dayanarak bunu iddia ediyorsun?

Ver tarihlerini!

Başlangıçta ulusal söylemlerde bulunduklarını iddia ettiğin tarihle, değiştiklerini iddia ettiğin tarihleri yaz da görelim bakalım.

Bunu iddia etmekle beni bir anlamda sahtekarlıkla suçlamış sayılırsın.

Sanki ben onların ilk zamanlarındaki fikirlerini yazıyormuşum da, son dönemlerinden bahsetmiyormuşum gibi.

Asıl sahtekarlık senin bu iddian.

Onların ilk zamanları da, son zamanları da aynıydı. Ulusalcılıkları devrimciliklerinin bir parçasıydı.

Nazım'ın yazdığım şiirleri de son zamanlarına aittir.

Eğer öyle bir yanıltma amacında olsam, elimde bol miktarda Nazım'ın gençlik yıllarındaki milliyetçiliğne dair şiirler mevcut.

Şimdi bekliyorum.

Buraya Deniz Gezmiş'in THKO savunmasında geçen ulusalcı söylemin, Babasına yazdığı mektuptaki ifadelerin, Mahir'in Kesintisiz Devrim -2- yazılarının ve THKP-C savunmalarının ilk dönemlerine ait olduğunu nasıl yazıp ifade edeceğini doğrusu merakla beklemekteyim.

Bunu yapamayacağına göre kesin olan odur ki bolca demagoji yapacak, atıp tutacaksın. Şimdiden belli.

Çünkü Deniz'in savunması da, mektubu da, Mahir'in savunması ve yazıları da son dönemlerine aittir.

Bu da üfürenin ben değil sen olduğunu gösterir.

Kemalizm etkisinde kalması başkadır, kemalist olması başkadır. Ayrıca ilk yazımda belirttim Deniz ve Mahir sola ideolojiden çok cesaret ve yiğitlik olarak örnek olmuştur. Ayrıca kemalistleri sola çekmek için bu politikaları izlemiş olabilirler. Sen onu bunu bırakta Mahir kır gerillası fikrini gerçeye yansıtıp, ordunuza kurşun yağdırmaya başlasa şimdi onu böyle savunabilecekmiydin? Bence apo gibi yerden yere vurucaktınız. Mahir ve arkadaşlarını öldüren de Kemalizm bayraktarı ordunuz değildi gerçi!

Ne şimdi bu?

Sen salak mısın?

Mahir'lerin, Deniz'lerin ML olmadığını, Kemalist olduğunu iddia eden mi oldu?

Ayrıca idama giderken söylediği sözleri kabul etmeyen ya da ondan rahatsız olan mı var?

Onların ML olduğunu, Türk ve Kürt halklarının ortak mücadelesinden yana olduklarını söylüyoruz zaten.

Ama bunu söylerken onların aynı zamanda ulusalcı olduklarını, yurtsever olduklarını, Kemalistleri müttefik olarak gördüklerini de söylüyoruz.

Sizin gibi sapkınlarla farklarını belirtiyoruz. Liboşların ve şovenlerin söylemlerinden etkilenmediklerini yazıyoruz.

Apo gibi şoven zihniyetlileri aralarına almadıklarını, darbecilerden de şoven ve liboşlardan da yollarını ayırdıklarını anlatıyoruz.

Bugünün sapkın oportünistleri ise liboş ve şoven zihniyete teslim olmuşlar, onların kuyrukçuluğunu yapmaktalar.

Yürekli değiller!

"Evet biz de Mahir'ler gibi Deniz'ler gibi yurtseveriz, biz de milli kurtuluşçu Kemalistlerle omuz omuzayız" diyebilme yüreğine sahip değiller, korkaklar.

O yüzden de küçüldükçe küçüldüler. Eridikçe eridiler. Halktan tamamen koptular. PKK'nın ve AKP'nin stepneleri gibi çalışmaktalar.

İnkarcılar! Rony ve D. Tarkan oportünistlerinden hiç farkları yok.

Ayrıca astığın videodan utanman gerekirken; görmekteyim ki zevk almaktasın.

O video zavallığın, kepazeliğin göstergesidir.

"Biz bunu nasıl yaptık? Nasıl böyle faşizan davranabildik" diye sorgulamak ve özeleştiri getirmek yerine övünülüyorsa; bu aynı zamanda sahip olunan sefil zihniyetin göstergesidir.

Biz sağ-sol arasındaki çatışmalara, kavgalara üzülmüşken, yanlışlığını her fırsatta belirtmekteyken diğer sol gruba saldırmayı marifet sayan zihniyet hastalıklıdır, tedaviye ihtiyacı vardır.

Evet, Kemalistleri sola çekmeye çalışmışlardır. Kemalist derken oligarşinin temsilcisi Kemalistler değil, Halk'tan gelen, sola duyarlı olan kesimdir. Dün buraya Mahir'in sözünü astım ''Bu mücadele sınıflar mücadelesidir. Burada el titremesine, tereddüte ve kararsızlığa yer yoktur. Sınıflar mücadelesinde proletarya yoldaşlığının dışında feodal ve ataerkil ilişkilere yer yoktur." diye. Mahir yoldaş gerçek düşüncesini bu sözde belirtmiştir. Onun izinden giden DHKP C'liler kemalist oligarşi tarafından ev baskınlarında, hapishanelerde öldürülürken hiçbirinizin sesi çıkmıyordu. Şimdi noldu da üfürmeye başladınız? O videodakiler de senin İp, Türk solu tayfan işte, bir ara üniler'de ülkücülere özenmeye başlayıp sağa sola saldırıyorlardı, dersleri verildi. Biz proleter M-L devrimcileriz. Sizin gibi egemen sınıfın ideolojisine bağlı değiliz. Liboşlara yakın birileri varsa onlar da sizsiniz.

tarihinde Tamer Arda tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kemalizm etkisinde kalması başkadır, kemalist olması başkadır. Ayrıca ilk yazımda belirttim Deniz ve Mahir sola ideolojiden çok cesaret ve yiğitlik olarak örnek olmuştur. Ayrıca kemalistleri sola çekmek için bu politikaları izlemiş olabilirler. Sen onu bunu bırakta

Ben onu niye bırakayım?

Sen değil misin ilk mesajında benim üfürdüğümü söyleyen?

Şimdi niye kıvırdın da "Kemalistleri sola çekmek için olabilir" diyorsun.

Dik dur dik. Yazına sahip çık.

Ya da bir daha böyle sallama.

Kabullenemiyorsunuz Deniz'lerin-Mahir'lerin o politikalarını.

Elinizde olsa tümden reddedeceksiniz, "uydurma bunlar" diyerek ama yapamıyorsunuz.

Demek ki neymiş:

Ben doğru yazmışım.

Deniz'lerin, Mahir'lerin başlangıçtaki politikaları değil, ölene kadar olan politikalarıymış.

Ayrıca mecbur kalıp kıvırarak yazdığın görüş de yanlış.

Bunu diğer oportünist sapkın yoldaşın da yazmıştı. Ona yanıtı Deniz Gezmiş'in ağzından vermiştim.

"Biz her yerde her zaman görüşlerimizi açıksözlülükle ortaya koyarız" derken yalan söylediğini mi savunuyorsun yoksa?!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben onu niye bırakayım?

Sen değil misin ilk mesajında benim üfürdüğümü söyleyen?

Şimdi niye kıvırdın da "Kemalistleri sola çekmek için olabilir" diyorsun.

Dik dur dik. Yazına sahip çık.

Ya da bir daha böyle sallama.

Kabullenemiyorsunuz Deniz'lerin-Mahir'lerin o politikalarını.

Elinizde olsa tümden reddedeceksiniz, "uydurma bunlar" diyerek ama yapamıyorsunuz.

Demek ki neymiş:

Ben doğru yazmışım.

Deniz'lerin, Mahir'lerin başlangıçtaki politikaları değil, ölene kadar olan politikalarıymış.

Ayrıca mecbur kalıp kıvırarak yazdığın görüş de yanlış.

Bunu diğer oportünist sapkın yoldaşın da yazmıştı. Ona yanıtı Deniz Gezmiş'in ağzından vermiştim.

"Biz her yerde her zaman görüşlerimizi açıksözlülükle ortaya koyarız" derken yalan söylediğini mi savunuyorsun yoksa?!!

Üfürüyosun evet, ben kemalizm'den etkilenmemişlerdir demiyorum ama bu hangi dönem kemalizmi? Atatürk, bir dönem sovyetlere yakın politika izledi, onlardan aldığı silahlar sayesinde Yunan ordununu püskürtebildi. Savaşı kazandıktan sonra ise, İzmir iktisat kongresi ile Liberalleşme hareketlerine başladı. Kürdlere karşı inkarcı ve asimilasyoncu politikalar geliştirdi. Türkçülük ve Turancılık fikirlerini iyice açığa çıkardı. Ayrıca Deniz ve Mahir'in ideolojiden çok cesaret ve militanlık yönleriyle sola önder olduğunu belirttim. Anlama özürlümüsün?

Sen bana cevap veremiyosun diyorsun ama, ne Kemalist ordunun kızıldere'de Mahir Çayan ve yoldaşlarına yaptıklarına, ne 3 fidanın asılmasına, Mahir Çayan'ın kır gerillası fikrini uygulamaya geçirdiği taktirde olacaklara, Onların izinden giden binlerce THKO ve DHKP C militanlarının Kemalist Oligarşi tarafından öldürülmelerine, işkenceye tabi tutulmalarına cevap verebildin. Şimdi zorladım diye yine üfürürsün bir şeyler ama biz bunları yemeyiz elbette, git kandırabileceğin çapta adamlara yap bu politikanı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Üfürüyosun evet, ben kemalizm'den etkilenmemişlerdir demiyorum ama bu hangi dönem kemalizmi? Atatürk, bir dönem sovyetlere yakın politika izledi, onlardan aldığı silahlar sayesinde Yunan ordununu püskürtebildi. Savaşı kazandıktan sonra ise, İzmir iktisat kongresi ile Liberalleşme hareketlerine başladı. Kürdlere karşı inkarcı ve asimilasyoncu politikalar geliştirdi. Türkçülük ve Turancılık fikirlerini iyice açığa çıkardı. Ayrıca Deniz ve Mahir'in ideolojiden çok cesaret ve militanlık yönleriyle sola önder olduğunu belirttim. Anlama özürlümüsün?

Sen bana cevap veremiyosun diyorsun ama, ne Kemalist ordunun kızıldere'de Mahir Çayan ve yoldaşlarına yaptıklarına, ne 3 fidanın asılmasına, Mahir Çayan'ın kır gerillası fikrini uygulamaya geçirdiği taktirde olacaklara, Onların izinden giden binlerce THKO ve DHKP C militanlarının Kemalist Oligarşi tarafından öldürülmelerine, işkenceye tabi tutulmalarına cevap verebildin. Şimdi zorladım diye yine üfürürsün bir şeyler ama biz bunları yemeyiz elbette, git kandırabileceğin çapta adamlara yap bu politikanı.

Asıl senin üfürdüğün kanıtlandı. Salladığını kanıtlayamadın ve kıvırdın.

2. iddian da tutmadı. Çünkü bu iddianla Mahir'leri yalancılıkla itham etmiş oluyordun.

Şimdi ise kalkmışsın Kemalizm'i Kurtuluş Savaşıyla sınırlıyorsun.

Halbuki o dönemde Kemalizm yoktu.

Kemalizm, emperyalist işgale karşı kurtuluş mücadelesi vermenin tanımı değildir.

Böyle bir tanım yok dünyada.

Ayrıca Kurtuluş Savaşı verenler sadece Kemalistler olarak belirtilemez.

Kuvayi Milliye Kemalist değildi. İttihatçılar Kemalist değildi. Bunlara ilave olarak İslamcısı da vardı, Turancısı da, sosyalisti de.

Kemalizm, Kurtuluş Savaşıyla birlikte cumhuriyetten sonra devrimleri gerçekleştirenler ve ülke yönetimini 15 yıl boyunca egemenliklerinde tutanlardır.

Ondan sonra adım adım iktidardan uzaklaştırılmışlardır. Ve ülke yönetimi giderek Kemalizm'in ilkelerinden kopmuştur.

Ama Kemalistler hep vardılar. Muhalefette, devlet kurumlarında, eğitim kurumlarında, orduda, halkın içinde.

İşte Deniz'lerin-Mahir'lerin bahsettiği bu Kemalistlerdir. İktidarda olanlar ya da kapitalizmi savunan sağcı gardrop Atatürkçüleri değil.

Mahir kime demiş Gardrop Atatürkçüleri diye?

İşte bu Atatürk'ü dilinden düşürmeyen ama emperyalistlerle işbirliği yapan, sömürü düzenini savunan, Nato'yu savunan, ilerici yurtseverleri dışlayan, aşağılayan, işkence yapan sahtekarlara..

Dolayısıyla "Kemalist ordu" ve Kemalist oligarşi" diye bir zırva tanımlamada bulunulamaz.

Eğer ben anlama özürlüysem, şimdi Mahir'lerin yazılarından "Kemalist ordu" ya da "Kemalist oligarşi" ifadesini bul, getir.

Getiremezsen anlama özürlü olanın kendin olduğunu kabul et.

Hadi bakayım. Bir kere de haklı çık. Beni mahçup et.

Bekliyorum.

Yapamazsan daha hangi yüzle yanıt vereceğini merak ediyorum.

tarihinde Pante tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Asıl senin üfürdüğün kanıtlandı. Salladığını kanıtlayamadın ve kıvırdın.

2. iddian da tutmadı. Çünkü bu iddianla Mahir'leri yalancılıkla itham etmiş oluyordun.

Şimdi ise kalkmışsın Kemalizm'i Kurtuluş Savaşıyla sınırlıyorsun.

Halbuki o dönemde Kemalizm yoktu.

Kemalizm, emperyalist işgale karşı kurtuluş mücadelesi vermenin tanımı değildir.

Böyle bir tanım yok dünyada.

Ayrıca Kurtuluş Savaşı verenler sadece Kemalistler olarak belirtilemez.

Kuvayi Milliye Kemalist değildi. İttihatçılar Kemalist değildi. Bunlara ilave olarak İslamcısı da vardı, Turancısı da.

Kemalizm, Kurtuluş Savaşıyla birlikte cumhuriyetten sonra devrimleri gerçekleştirenler ve ülke yönetimini 15 yıl boyunc egemenliklerinde tutanlardır.

Ondan sonra adım adım iktidardan uzaklaştırılmışlardır. Ve ülke yönetimi giderek Kemalizm'in ilkelerinden kopmuştur.

Ama Kemalistler hep vardılar. Muhalefette, devlet kurumlarında, eğitim kurumlarında, orduda halkın içinde.

İşte Deniz'lerin-Mahir'lerin bahsettiği bu Kemalistlerdir. İktidardaki ya da kapitalizmi savunan sağcı gardrop Atatürkçüleri değil.

Mahir kime demiş Gardrop Atatürkçüleri diye?

İşte bu Atatürk'ü dilinden düşürmeyen ama emperyalistlerle işbirliği yapan, ilerici yurtseverleri dışlayan, aşağılayan, işkence yapan sahtekarlara..

Dolayısıyla "Kemalist ordu" ve Kemalist oligarşi" diye bir zırva tanımlamada bulunulamaz.

Eğer ben anlama özürlüysem, şimdi Mahir'lerin yazılarından "Kemalist ordu" ya da "Kemalist oligarşi" ifadesini bul, getir.

Getiremezsen anlama özürlü olanın kendin olduğunu kabul et.

Hadi bakayım. Bir kere de haklı çık. Beni mahçup et.

Bekliyorum.

Yapamazsan daha hangi yüzle yanıt vereceğini merak ediyorum.

Böyle yazıcağını adım gibi biliyordum. Onları öldürenler gerçek Kemalistler değil, solcuları öldürenler yalancı Kemalist vs. Aklı sıra böyle palavralarla beni küçük düşürmeye çalışıyor. Mustapa Suphi'nin ölüm emrini veren Atatürk değildi kesin! Yalancı Kemalistlerden biri vermiştir. Kurtuluş savaşında Atatürk'ün izlediği politikadan bahsettim farkındaysan, diğer kişi ve görüşlerden bahsetmedim. Sorularıma cevap veremeyip, bilindik klasik zırvaları yazıp duruyosun. Solcular öldürülürken senin o Kemalistlerin alkış tutuyordu olanlara, sonra ergenekon dalgası vs olunca, sola bize islamcılara karşı destek verin diyorlar ama zamanında solcular patır patır öldürülürken sırıtarak izliyorlardı. Kemalizm günümüzde hakim sınıfın ideolojisidir. Zaten solla olmayan ilişkisi hiç kalmamıştır. Asıl yüzsüzlüğü sen yapıyorsun, o akdar soruyu es geçip artık eskimiş klasik bir zırva yaz, sonra üste çıkmaya çalış birde, hadi ordan.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kemalizm, bundan yaklaşık yüzyıl önce, Osmanlı'nın üzerine Türk ulus devleti inşa edilirken, bu devletin siyasetini teorize eden ve burjuvazinin sınıfsal çıkarlarını koruyan ideolojinin adı olarak şekillendi. Mustafa Kemal'in ölümünden 72 yıl sonra ise, ezilenlerin aşağıdan mücadelesiyle kemalizmin tüm tabuları sorgulanıyor, Türkiye ulus devletinin kanlı tarihiyle yüzleşiliyor.

Bir burjuva devriminin ideolojisi

Kemalizm, kısaca ifade edecek olursak, dağılan Osmanlı İmparatorluğu'nun mirası üzerinden, burjuvazinin sınıf iktidarını tesis etmesi, kendi ulus devletini kurması için yaptığı siyasi hamlelerin formülasyonuydu; bir burjuva devriminin ideolojisiydi. Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken, "ulus" olmayan bir yerde ulus yaratmak, mülkiyet ilişkilerini bu ulusun egemen sınıfının lehine değiştirmek ve burjuvazinin pazarının sınırlarını çizmek gerekiyordu. Türk olanların mutluluğu üzerine üretilen söylemler, Türk olmayanların bu devletteki görevlerinin kölelik olduğu algısı, "vatanın bölünmez bütünlüğü" ve kutsal Misak-ı Milli sınırları, bu siyasal projenin uygulamaları olarak tarihe geçti. Sünni ve müslüman bir burjuva sınıfı yaratmak için 1.5 milyon Ermeni'nin katledilmesi, Kürtlerin ulusal kimliğinin inkâr edilmesi, baskıcı bir laiklik anlayışının uygulanmaya başlanması, ulus devletin inşası için atılmış adımlardı.

Kemalizm bir yandan da, "imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle" sloganının ardında, klasik burjuva milliyetçiliğini de yeniden ve yeniden üretti. Burjuvaziye göre elbette önemli olan ulusal çıkarlardı, Türk patronlarla Türk işçilerin çıkarları ortaktı. Sınıf mücadelesi bu çıkarlara zarar verdiği için uzak durulması gereken bir politikaydı. Bütün dünyanın Türkiye devletine ve Türklere düşman olduğu paranoyasıyla, tüm muhalif hareketler ulusal çıkarları –elbette, Türk burjuvazisinin çıkarları- korumak için bastırıldı.

Tarihsel bir ilerleme mi?

Ezilenlerin kendi kendilerini özgürleştirmeleriyle değil, darbeci-İttihatçı bir geleneğin sivil-asker kadrolarının tepeden gerçekleştirdiği bu burjuva devrimi, zaman zaman solda da alıcı bulan bir anlayışa göre tarihsel bir ilerlemeye karşı düşüyor. Oysa ki sosyalistler için bu tür, mekanik, evrimsel bir tarih anlayışı geçerli değildir. Belli objektif kriterlerin gerçekleşip gerçekleşmemesine göre saptanan sınıflarüstü bir ilerleme kavramı yoktur. İlerleme, ancak ezilen sınıfların aşağıdan mücadeleleriyle elde edilen kazanımların toplamından ibarettir.

Kemalizmin temsil ettiği, modern burjuva üretim ilişkilerinin kurulduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin erken evrelerinde, ezilenler açısından böyle kazanımlardan, dolayısıyla tarihsel bir ilerlemeden bahsetmek mümkün değildir. Azınlıkları katleden, kalkınma hamlesini gerçekleştirebilmek için greve çıkan işçileri kurşunlayan, ülkeyi yıllarca tek parti –hatta çoğu zaman tek adam- diktatörlüğüyle yöneten, "aydınlanma" hamlesi adı altında şapka takmayanları idam eden, bütün bir toplumu tepeden şekillendirmek isteyen eli sopalı bir rejimin ideolojisi, marksistler açısından bir ilerlemeye tekabül etmez.

Kemal sonrası kemalizm

Aşağıdan mücadeleleri vahşi yöntemlerle bastıran, ezilenlere, yoksullara, emekçilere hiçbir şekilde söz hakkı tanımayan bir diktatörlük olarak kurulan cumhuriyet, 85 yıldır bu öldürücü ağırlığın altında yaşamını sürdürüyor. Resmi ideolojisi Avrupa'da 1930'lu yıllarda yükselen faşist hareketlerden de bir hayli etkilenen Türk egemen sınıfı, Mustafa Kemal'in ölümünden, hatta çok partili sisteme geçilmesinden sonra da devlet anlayışını köklü bir biçimde değiştiremedi. İster kitlesel bir işçi sınıfı hareketi, ister tabandan gelen radikal bir öğrenci muhalefeti, isterse de İslamcı hareketin yükselişi etkili olsun, Kemalizmin tehdit altında olduğu her durumda Türk egemen sınıfının ordusu, yönetime darbelerle el koydu. Zaman zaman halkın yarısının oy attığı bir başbakan, zaman zaman ise 17 yaşındaki gencecik devrimciler yaşları büyültülerek asıldı. Her darbe kanlı bir diktatoryaya, işçilerin ve ezilenlerin tüm kazanımlarının vahşi yöntemlerle gasp edilmesine neden oldu.

Mustafa Kemal bugün ne ifade ediyor?

Bugün, bu ideolojiye ismini veren, Türk egemen sınıfının hemen hemen bir asır önceki siyasal önderinin ölüm yıldönümünde sosyalistlere düşen, Türkiye ulus devletinin bu kanlı tarihiyle hesaplaşmaktır. Ermeni soykırımı açıkça tartışılırken, Kürt sorununda ırkçı ve militarist politikaların yerine barışın dili hakim olmaya başlamışken, dindarların kılık kıyafet ve inanç özgürlüğü eli sopalı devletin duvarlarını tırmalarken, sosyalistler bir kez daha Türkiye devletine, Türk egemen sınıfına doğrudan cephe alan anti-kapitalist bir siyasi hattı inşa etmek zorundalar.

Mustafa Kemal'in ne kadar büyük bir devrimci olduğundan bahsedenler, Ermenilerin ve Kürtlerin katli üzerinde yükselen bir cumhuriyetin tarihsel bir ilerleme olduğunu iddia edenler, baskıcı cumhuriyetin "kazanım"larını korumayı önerenler, Misak-ı Milli sınırlarına değer atfedenler ise kemalizmle birlikte çöküp gidecekler.

tarihinde Tamer Arda tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiç öyle Mahir Çayan'a, Deniz Gezmiş'e, Nazım Hikmet'e atıf yapmaya gerek yok. Çünkü sol, sosyalist ve komünist hareket ve külliyat Türkiye'dekiyle sınırlı değil. Evrensel bir sol hareket var ve o külliyet içinde de Kemalizm sol olarak görülmez. Türkiye devletinin baskıcı, milliyetçi anti-liberal, anti-sosyalist doktrini olarak görülür. Pante, modernist ideolojileri solculuk ile karıştırıyor, tersinden tipik İslamcı kafası aslında. İslamcılar da modern döneme ait ideolojilerden olan solu Kemalizm ile bir tutmaya meyillidirler.

Oysa, sol hareketler bugün modernizme ve modernizmin siyaset formlarına, örgütlenme tarzına eleştirel yaklaşır. Dolayısıyla Kemalizm ile uyuşmaz bugünkü sol hareketler. Kaldı ki bugün Kemalizmin hangi ilerici tarafı kaldı ki, solcular Kemalistler ile ittifak kursunlar. Kemalistler bir kere ağızlarını açıp içeri atılan sosyalist gazete yöneticileri hakkında iki kelam etmiyorlar o kadar da gürültü patırtı kopartabiliyorlar yani. Böylesine kendine yontan bir siyasi hareket olan Kemalistler soldan uzak olsunlar. İslamcılar ile itişmeye devam etsinler, bize dert mi!?

tarihinde Uyecik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Böyle yazıcağını adım gibi biliyordum. Onları öldürenler gerçek Kemalistler değil, solcuları öldürenler yalancı Kemalist vs. Aklı sıra böyle palavralarla beni küçük düşürmeye çalışıyor. Mustapa Suphi'nin ölüm emrini veren Atatürk değildi kesin! Yalancı Kemalistlerden biri vermiştir. Kurtuluş savaşında Atatürk'ün izlediği politikadan bahsettim farkındaysan, diğer kişi ve görüşlerden bahsetmedim. Sorularıma cevap veremeyip, bilindik klasik zırvaları yazıp duruyosun. Solcular öldürülürken senin o Kemalistlerin alkış tutuyordu olanlara, sonra ergenekon dalgası vs olunca, sola bize islamcılara karşı destek verin diyorlar ama zamanında solcular patır patır öldürülürken sırıtarak izliyorlardı. Kemalizm günümüzde hakim sınıfın ideolojisidir. Zaten solla olmayan ilişkisi hiç kalmamıştır. Asıl yüzsüzlüğü sen yapıyorsun, o akdar soruyu es geçip artık eskimiş klasik bir zırva yaz, sonra üste çıkmaya çalış birde, hadi ordan.

"Yuh artık!" diyorum.

Siz nasıl bir kafaya sahipsiniz yahu?

Hani nerede Kemalist oligarşi, Kemalist ordu sorularımın yanıtı?

O da yok, aynı evvelkiler gibi.

Hala ne yüzle yazabiliyorsun?

Yazdıkça da batmaya devam ediyorsun.

Şimdi de kalkmış mustafa Suphi'ler için ölüm emrini Atatürk'ün verdiğini yazıyorsun.

Bu sana son şans.

İspatlarsan ne ala.

Mustafa Suphi'lerin Atatürk'ün emriyle öldürüldüğüne dair ortaya geçerli bir kanıt koyamazsan artık bu kadarı da fazla diyeceğim ve ağır konuşacağım ona göre.

Hadi bekliyorum.

Getir kanıtını.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kemalizm'in sorunu M. Kemal'den sonradır.. Kemalizmin ortaya çıktığı dönemi günümüzle kıyaslayanlardadır.. Ayrıca Kemalizmin ortaya çıktığı o zorlu dönemlerdeki uygulamaları sonraki dönemlere uygulamaya kalkanlardadır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Yuh artık!" diyorum.

Siz nasıl bir kafaya sahipsiniz yahu?

Hani nerede Kemalist oligarşi, Kemalist ordu sorularımın yanıtı?

O da yok, aynı evvelkiler gibi.

Hala ne yüzle yazabiliyorsun?

Yazdıkça da batmaya devam ediyorsun.

Şimdi de kalkmış mustafa Suphi'ler için ölüm emrini Atatürk'ün verdiğini yazıyorsun.

Bu sana son şans.

İspatlarsan ne ala.

Mustafa Suphi'lerin Atatürk'ün emriyle öldürüldüğüne dair ortaya geçerli bir kanıt koyamazsan artık bu kadarı da fazla diyeceğim ve ağır konuşacağım ona göre.

Hadi bekliyorum.

Getir kanıtını.

Sn ne diyorsun ya kemalist ordu, oligarşi lafını ben kullandım, neyini soruyorsun?

Ulan yalancı herif, ilk sayfalarda yazmışsın Atatürk Dersim katliamı sırasında hastaydı, haberi yoktu! Sana Atatürk'ün operasyon taktiği ile ilgili çizimi olduğunu, Sabiha Gökçen'e pilot olarak saldıraya gitmeden konuşma yaptığını, operasyon dönüşü karşıladığını söylesem adam gibi çekip gider misin forumdan? Ağır konuşacakmış, konuşsan ne yazar. Her boka kanıt kanıt, Suphi'nin ölüm emrini Atatürk vermiştir bu kadar basit. Adam gibi yazalım diyoruz, senin gibi üfürükçüler izin vermiyor. Liboş'un ağa babası sizsiniz, Atanıza laf söyleyeni saçma sapan direk liboş diye yaftalayan da sizsiniz.

tarihinde Tamer Arda tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...