Jump to content

aileniz ateist olduğunuzu biliyor mu?


Recommended Posts

Kitaplarla mesaj ver.

Özellikle Ateist oldukları kesin olan adamların kitapları.

Mesela Richard Dawkins'in Tanrı Yanılgısı kitabını al koy evin orta yerine.

Yavaş yavaş Turan Dursun falan da taşırsın.

Uzun vadede bunu açıkla.

Yalan söylemek bir alışkanlık yaratır.

Ve çıtan yalanı kullandığın her gün yükselir.

Sonuçta daha feci durumlar daha feci bir darbe ile sana döner dolaşır gelir de gafil avlanırsın.

Eşinin müslüman olduğundan emin misin?

O da ateisttir de senden gizliyordur belki :)

Bay ve Bayan Smith gibi, Bay ve Bayan Mümin :)

Ilahi Ateist Bakis, :)

Bizim evdeki kitapligi gorsen boyle demezdin (risale, kuran, fg kitaplari ile dolup tasiyor).

Esimin muslumanligindan kuskum yok, ve onun duygularini incitmek istemiyorum.

Yalan soylemek konusuna gelince.

Biz cekirdekten yetisme muslumanlar zaten "munafik" olarak yetisiriz. Ataturk'ten nefret ettigin halde bunu okulda, isyerinde, acikca soylemezsin. Ben de simdi tam tersi bir durum yasiyorum, ama kucuklukten beri alisik oldugum bir durum... Aci ama gercek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğru olduğunuzu biliyorsanız, bildiğinizi diğer insanlardan saklamayın.

Ateist olduğunuzu, Allah denilen şeyin bir hayal ürünü olduğunu, böyle aptalca bir şeye nasıl olup da inanılabildiğini korkmadan söyleyin.

Korkarak yaşamaktansa anlamlı ve yiğitçe bir yaşama merhaba diyin.

Korku sürüngenleştirir.

Sürünmeyin, dikilin ve insan olun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

eşim evlenmeden evvelde biliyordu ateist olduğumu ve onun için bir sorun olmadı. yakın çevremdekilerde biliyorlar. bulunduğum çevre nedeniyle bir sorunla yaşamıyorum. zaten yakın arkadaşlarımında nerdeyse hepsi ateistler :) diğerleride fasülyeden müslüman oldukları için al gülüm, ver gülüm formatında yaşayıp gidiyoz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Selamlar

Öncelikle kendi hayatımdan başlamak istiyorum. Bazılarının çok yobaz bir aile diyebileceği , bir ailede yetiştim. Rahmetli babam, sürekli namazını kılan, dini faaliyetler içinde aktif bir kişiydi. Benimde kendi gibi dindar biri olmam için elinden geleni yaptı. Kuran kursu, İmam hatip lisesi derken, üniversiteyi okuttu. Sadece dindar biri olmamı istiyordu. Tabiki üniversiteyi kazanınca herşeyim değişti(tabiki inanç olarak) benim ateist olmam, turan dursun'un veya ilhan arselin kitaplarıyla olmamıştır. Ben daha çok felsefeyle ilgilendiğim için bu dinden çıktım. İnsan felsefeyle ugraştığı zaman, gerçekten bu dinle bağını eninde sonunda koparıyor. Bizim çevre çok muhafazakar olduğu için özellikle de rahmetli babam ve anneme ve de benim için en önemlisi eşime bunu söylemek çok zordu.(Eşim dindar ve başörtülü ve de sürekli M.İslamoğlu'nun sohbetlerine giden birisiydi) Bende ilk başta, siz değerli arkadaşların yaptığı gibi takiyye yaptım. Kendim için değil, sırf onlar üzülmesin diye, ama mazur görün ki, bendeki bunu açıklama duygusu gün geçtikçe çoğalıyordu. İnançsız birinin yalandan da olsa namaz kılmasını, oruç tutmasını, sözde dindar gibi yaşamasını bir düşünün arkadaş. Bu benim gibi, ilkeli biri için çok garipsendiğim bir durum oldu. Değişimin kolay olmadığını tarihten olaylarla sabittir. Bizim düşüncemizin değişmesine rağmen ilk başta açıklayamamazı umarım mazur görürsünüz. Ama birgün işteyken, eve geldiğim zaman herşeyi öncelikle karıma açıklamaya karar verdim. Bütün olacakları göze almıştım. Akşam yemeği yedikten sonra, karıma seninle özel birşey konuşmak istiyorum dedim. Karı ve kocanın konuştuğu herşey bana göre özeldir. Ama bunu özellikle belirtmiştim. Farklı birşey olduğunu karım anlamıştı. O gece bir bir yaşadığım serüveni karıma anlattım. Ben anlattıkça karımın göz bebeklerinin büyüdüğü ve şaşkınlığının bir kat daha artığını hissedebiliyordum. Artık ok yaydan çıkmıştı. Bu saatten sonra, geri de dönemezdim. İçimdeki alevi bir şekilde söndürmem lazımdı, sevgili karım ve ailem karşı olsa bile bu düşünceleri atmam gerekiyordu. O gece saatlerle karımla bu konuyu konuştum. Artık dedim, beni seveceksen, böyle sev, artık ben yalan bildiğim şeyleri yapmayacağım dedim. Bu sözümden sonra karımın hüngür hüngür ağladığını hatırlayarak, bende o an çok üzülmüştüm. Ama bir şekilde, eninde sonunda bunu açıklamam gerekiyordu. Bu konuşmadan sonra, ertesi gün tekrar bunun kadar hararetli olmasa da bir tartışma daha yaşadık, bu sefer konuyu karım açmıştı. Gene aynı şeyleri söylemiştim. Artık inanmadığım gibi yaşamak istemediğimi, ve de yalan olarak gördüğüm şeyleri yapmaktan bıktığımı söyledim. Bundan sonra tam olarak 1 ay aynı ev içinde ayrı bir şekilde yaşadık. 1 ay aynı ev içinde yabancı gibi yaşadık. Ne o beni görüyordu, ne ben onu görüyordum. Eşim başörtülü olmasına rağmen, üniversite mezunu ve kültürlü bir bayandır. Bendeki bu düşüncelerin, sanırım gelip geçici bir düşünce olduğunu ve geçeceğini düşünüyordu. Eşim bundan sonra da, sürekli olarak sohbetlere devam etti. Eskisinden daha dindar olduğunu gözlemliyordum. Buna eşimin dindar olmasına bağlıyordum. Gerçekten öyle bir kadındı. Benimde sevdiğim yönlerinden biriydi, bazen sinirlenmeme rağmen, Sonradan eşimin kendisinden öğrendiğime göre, bu bir aylık zarfında, sohbete gittiği hocalarından benim durumumu açıklamış. Onlarda eşime bir takım, beni tekrardan müslüman yapmak için, kitaplar ve sohbetler önermişler. Eşim inatçı biri olduğu için bu ay zarfında hiçbirşey öğrenemiyorum. Aradan bir ay geçtikten sonra, eşimle konuşmaya karar verdim. Adam akıllı konuşacaktım. Ya bu evlilik bitecekti. Ya da benim ateist olduğumu kabullenip, devam edecekti. Bu bir aylık cehennem hayatından sonra(çünkü eşimi bu düşüncesine rağmen çok seviyorum)konuyu ben açtım. Neredeyse abartmıyorum, sahaba kadar konuştuk. Konu hep eşim dindar olduğu için, hep din hakkındaydı. O gece eşimin din hakkındaki dogmatik düşüncelerini yıkamamıştım ama, sarsmıştım. Daha sonra kendi de bu söyledi bana. Daha sonra eşim ve ben işten geldikten sonra, boş olduğumuz zamanlarda genelde din konuşurduk. Bu konuşmalar, neredeyse 5 aya yakın sürdü. Gün geçtikçe, eşimin dogmatik düşüncelerden sıyrıldığını görmekteydim. Tabiki bunun birden olmayacağını da biliyordum. Sindire sindire kafasındaki düşünceleri silmeye çabalıyordum. Tabiki bu konuşmaları yaptığımız zaman, karım hala M.İslamoğlu'nun sohbetlerine gidiyordu. Ben birşey sordukça hocalarına gidip bunları soruyordu. Bu 5 ay zarfında sohbete eskisinden daha fazla gitti. Ama düşüncelerinin değiştiğini net bir şekilde hissedebiliyordum. Gene namaz kılıyordu, başörtülüydü ama, birçok düşüncesinde eskisi gibi düşünmüyordu artık. Ben bu şekilde bir yaşantıya da razıydım. Karım istediğine inanabilirdi. Benim için bir mahzuru yoktu. Ama dininin buna engel olduğunu bildiğim için değişmesini istiyordum. Eşiminde ateist olursa evliliğimizin daha da mutlu bir şekilde yürüyeceğini düşünüyordum. Bir gün işten geldikten sonra, eşim boynuma sarıldı ve kendisinin artık müslüman olmadığını söyledi. Ve artık kendisinin de, bu dini ritüeller olan namaz, oruç v.b şeyleri yapmayacağını söyledi. Ben çok şaşırmıştım. Tabiki karımdaki değişimi farkedebiliyordum ama, kısa bir zaman zarfında bu seviyeye gelebileceğini hiç düşünmemiştim. Bu benim için anlatılmaz bir mutluluktu, Daha sonra, eşim başörtülü olarak yaşamaya alıştığı için ilk başta çıkarmak çok zor geldi. Bende demokrat bir insan olduğum için kendisine bıraktığımı ve istediğini giyebileceğimi belirttim. Tam bir ay eskisi gibi, dolaştı. Ondan sonra da, bana şöyle birşey söyledi," Sevgili ... artık, ben başı örtmek istemiyorum. Ama akraba çevremizinin hep bu muhitte olmasından dolayı direkt onların tepkisini çekecek, bir davranışta da bulunmak istemiyorum, ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini artık şaşırdım dedi. Bende karıma başa bir yere taşınalım, ondan sonra hayatımıza, sıfırdan başlarız dedim. Bu sözümden çok hoşlanmıştı. Fatih ilçesinden, Sarıyer ilçesine tanışdım. Akrabalardan bir müddet uzak olmayı seçtim. Sarıyer'e taşındıktan sonra, 1 sene falan rahmetli babamlara eşim yolda başını örterek gittik geldik. Yani anlayacağınız rahmetli babamların üzülmemesi için, 1 sene takiyye yaptık. Rahmetli babam, belki anlayışla karşılardı, ama genede onların üzülmesini istemiyorduk. Daha sonra rahmetli babama durumu açıkladım. Beklediğimden daha anlayışla karşıladı. Ama rahmetli anneme bunu açıklamayalım gene eskisi gibi gelip gideriz diye babamla anlaşmıştık. Babamın eski kafa olmasına rağmen, bu düşüncede olması beni sevindirmişti. Belli bir süre de bu takkiyeyi anneme de devam ettirdik. Bu onun üzülmemesi(hasta olduğu için) alınmış bir tiyatral gösteriydi bizim için, işimiz bittiği zaman yüzümüzdeki maskeleri çıkarıyordu. Bu oyunda malesef, rahmeti annemin ölümü üzerine 3 ay sürdü. Özellikle ben bu ölümnden çok etkilenmiştim, yeniden dine dönmem mümkün değildi ama, annemin ölümü beni oldukça etkilemişti. Annemin ölümü üzerine, rahmetli babam bizim eve taşındı. Yaklaşık bir sene kadar da, bizim yanımızda yaşadı. Bize niçin inanmıyorsunuz gibi hiçbirşey sormadı. Bizde ona dininin yalan olduğunu, saçma seylere inanmanın gereksiz olduğunu söylemedik. O bizim inançsız olduğumuzu biliyordu, bizde onun dindar ama kimse kimseye karışmıyordu. Bu yaşantı yaklaşık bir sene kadar devam etti. Ondan sonra, babam kalp krizi geçirip, öldü. Bu ölüm, annemin ölümü kadar olmasada ikimizi de etkiledi. Çünkü babama çok alışmıştık. Onun haricinde diğer akrabaların bizim inancımız hakkında ne düşündüğünü fazla önemsemedik. En son babam öldükten sonra, fazla geliş gidiş yapmamaıza rağmen, yeri geldiği zaman, inançsız olduğumuzu belirtiyorduk. Zaten anne ve babamdan sonra ben ve de karımın bu düşünceyi kimseden saklama gibi durumumuz olamazdı. Şimdi sevgili karım dinden döndükten sonra dine inanılmaz bir antipatisi olmaya başladı. Ben onun kadar, istesemde antipatiyle yaklaşamıyorum. Bunun için ÇYDD'de aktif olarak görev almaya başladı. Yaklaşık 10 senedir de, bu dernekte görev yapmaktadır. Hayatımız ve bizim ateist olmamız bu şekilde başlamıştır. Bunun haricinde şunları söyleyebilirim. İlköğretim 6 sınıfına giden bir kız çocuğumuz var. Ben fazla aktif değilim ama, karım tam bir aydınlık savaşcısıdır. Tek düşündüğü şey budur. Benim aydınlık serüvenim ve de ailemin bunu öğrenmesi bu şekilde olmuştur. İnsanlara herşeyi anlatabileceğimizi yeterki, bu uğurda mücadele edebilecek gücümüz var olsun diye düşünüyorum. Şimdilik anlatacaklarım bunlar.

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...