Jump to content

İslam'da Kader Anlayışı


Recommended Posts

Kardeşim kör müsün Kaderin'de ne yazdığını bilmediğinizi son anda bile kaderinizi bilemiyeceğiniz (sizin deyiminizle son anda bile değişebileceğini) yazıyor. Bunu kendi elinle nasıl önüme koyarsın? Sen ise kalkıp Cehenneme gideceğim belli iken niye salak gibi çalışayım diyorsun.

Sen harbi komedisin, ben ''cehenneme gideceğim belli iken'' demedim, ''cehenneme gidip gitmeyeceğim belli iken'' dedim; değişende kaderin değil hayatının gidişatı... kaderin değişmeyeceğine göre ondan korkmakta yersiz olacak haliyle...

Alıntıladığın hadiste şöyle bir ifade var;

Allah (c.c.)'a yemin ederim ki, sizden biriniz Cennet ehlinin ameli ile amel etmekte devam eder, nihayet kendisi ile Cennet arasında bir arşından başka mesafe kalmaz.

Bu sırada yazısı o kişinin önüne geçer de Cehennem ehlinin ameli ile amel etmeğe devam eder ve Cehenneme girer.

Bu da mı seni destekliyor? :lol:

tarihinde BRUTAL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 133
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yuh be Allah'ın onay vermesi demek zaten ortam şartlarının müsait olması demek,

Yani Sen o adamdan güçlü olacaksın, o adamın silahı olmayacak senin silahın olacak, ikiniz aynı ortamda buluşacaksınız, sizi engelleyecek bir insan olmayacak gibi binlerce sebep sayabiliriz.

Ama Allah'ın onay vermemesi demek, Ya senin ondan güçsüz olman, ya o adamı bulamaman, ya öldürmeye giderken trafik kazası geçirmendir. (Sabahtan beri güneşi karartmana onay yok derken ne anlatmaya çalıştığımı anlamıyor musun?

:lol: Gece gece iyi güldürdün beni ha...

Yollarına devam ettiler. . . Nihayet küçük yaşta bir erkek çocuğa rastgeldiler; (Hızır) onu öldürdü! (Musa) dedi: "Kısas gerekçesi olmaksızın suçsuz birini öldürdün? Gerçekten çok çirkin - yanlış bir şey yaptın!"

Çocuğa gelince: Onun anne babası mü'min kimselerdi. Biz onun onları taşkınlığa ve küfre sürükleyeceğinden korktuk.

ortam şartları çocuğun büyüyüp anne babasını küfre sürüklemesine müsaitti, neden onay vermedi?

Yada musaya neden ortam şartlarını hiçe sayarak denizi yarmasına izin verdi?

tarihinde BRUTAL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet araştırdım.

bu da beni destekliyor?

Hadiste dikkat edeceğimiz husus "kitap kendisine sebkat eder, yazısı/hakkında yapılan İlahî takdir öne geçer" cümlesi ki bu İlahi ilme bakan yanıdır. Bir başka rivayette ise bunun yerine "fima yebdu" denilmektedir ki buna "zahirî hale göre" manası verilebilir. Demek bir insan zahiri hale göre cennet ehlinin amelini işliyor ama Allah muhafaza ömrünün sonlarında yaptığı yanlışlıkla cehennem ehlinin amelini işliyor ve cehenneme gidebiliyor. Veya tam tersi. Burada meseleyi izah etme alabildiğine kolay; demek ki zahiri hale göre namaz kılan, oruç tutan vs. bir insan ne namazını ne de orucunu Allah'ın kabul edeceği şartlarda eda ediyor. Belki abdestsiz kılıyor, riya ve gösteriş için kılıyor. Ya da nifak içinde. Samimi ve içten değil. Belki de hiç inanmıyor. Veya bir insan zahirde cehennem ehlinin amellerini işliyor ama işlememek için nefsi ile mücadele ediyor. Nihayet gün geliyor öyle samimi, öyle içten tevbe ediyor ki samimi bir mümin olarak hayatını noktalıyor. Nitekim içtimai hayatımızdan çift taraflı olarak bu meselenin nice örneklerini göstermemiz mümkündür.

http://www.haberpan.com/haber/allah-insanin-iradesini-elinden-mi-aldi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet araştırdım.

bu da beni destekliyor?

demek ki zahiri hale göre namaz kılan, oruç tutan vs. bir insan ne namazını ne de orucunu Allah'ın kabul edeceği şartlarda eda ediyor. Belki abdestsiz kılıyor, riya ve gösteriş için kılıyor. Ya da nifak içinde. Samimi ve içten değil. Belki de hiç inanmıyor. Veya bir insan zahirde cehennem ehlinin amellerini işliyor ama işlememek için nefsi ile mücadele ediyor. Nihayet gün geliyor öyle samimi, öyle içten tevbe ediyor ki samimi bir mümin olarak hayatını noktalıyor. Nitekim içtimai hayatımızdan çift taraflı olarak bu meselenin nice örneklerini göstermemiz mümkündür.

http://www.haberpan.com/haber/allah-insanin-iradesini-elinden-mi-aldi

Bu hadisi yazanın mı açıklaması bu, yoksa bilindik müslüman kıvırmaları mı? :lol

Hadis herhangi bir farklı yoruma izin vermeyecek kadar açık, ''yazısı o kişinin önüne geçer'' demiyor mu?

Sonuçta benim argümanım için kimin yazdığı da önemli değil... sonuç belli mi arkadaşım, tüm hayatım detaylarıyla bir kitapta yazmıyor mu, e daha ne korkusundan bahsediyorsun ki sen, belli olan birşey için neden endişelenecekmişim, böyle saçma bir din işte bu...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Heh bende bunu diyecektim.

Kardeş, bunun bir sonraki ayetini okumadan bana niye getiriyorsun makasçı mısın sen?

O adamı boşuna niye öldürdün? Valla tam konuya uygun oldu. Tam senin örneğindeki gibi. Bak bakalım Suçsuz birini öldürmeye karşılık bir sonraki Ayette Allah ne diyor ? :) :) :)

Bir sonraki ayette iyilik yapanların karşılığını veririz diyor?

"Gerçek şu ki, iman edip iyi işler yapanlara gelince, elbette biz iyi iş yapanların ecrini zayi etmeyiz." Kehf 30

Bu kadar darbeyi yedikten sonra ayetleri de birbirine karıştırman normal, önünde arkasında böyle birşey yok...

Velevki olsun, burada ne anlatmaya çalışıyorsun, ortam şartlarının dışında müdahale etmediğini mi?((:

1

Hemende silmişsin bakıyorum(((:

tarihinde BRUTAL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kehf suresinden alınmış,

:lol: Gece gece iyi güldürdün beni ha...

Yollarına devam ettiler. . . Nihayet küçük yaşta bir erkek çocuğa rastgeldiler; (Hızır) onu öldürdü! (Musa) dedi: "Kısas gerekçesi olmaksızın suçsuz birini öldürdün? Gerçekten çok çirkin - yanlış bir şey yaptın!" burası 74. ayet

Çocuğa gelince: Onun anne babası mü'min kimselerdi. Biz onun onları taşkınlığa ve küfre sürükleyeceğinden korktuk. burası 80. ayet

ortam şartları çocuğun büyüyüp anne babasını küfre sürüklemesine müsaitti, neden onay vermedi?

Yada musaya neden ortam şartlarını hiçe sayarak denizi yarmasına izin verdi?

Ben de bunu söyleyecektim. Çocuğa gelince kısmı ya burda değil ya arada atlamalar var.

buda 81. ayet

"Böylece istedik ki, Rableri onlara, o çocuktan daha hayırlı, temiz; rahmetine daha yakınını açığa çıkarsın. "

Külli İradesini Kullanmış

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu hadisi yazanın mı açıklaması bu, yoksa bilindik müslüman kıvırmaları mı? :lol

Hadis herhangi bir farklı yoruma izin vermeyecek kadar açık, ''yazısı o kişinin önüne geçer'' demiyor mu?

Sonuçta benim argümanım için kimin yazdığı da önemli değil... sonuç belli mi arkadaşım, tüm hayatım detaylarıyla bir kitapta yazmıyor mu, e daha ne korkusundan bahsediyorsun ki sen, belli olan birşey için neden endişelenecekmişim, böyle saçma bir din işte bu...

O, kitabı, Kurânı sana indirendir. Onun, Kurânın bir kısım âyetleri muhkemdir. Bunlar Kurânın, bütün kutsal kitapların esasıdır, levh-i Mahfuzda yazılı temel kurallardır. Diğerleri de insanlığın devamlı çoğalan meselelerine çözüm getirmeye müsait, birden fazla mânaya açık, müteşabih âyetlerdir.

Akılları, kalpleri sapmaya meyilli, kötü niyetli olanlar, sırf fitne çıkarmak, ortalık bulandırmak, kelimelere keyfî anlamlar yükleyerek tevil yapıp kafa karıştırmak arzusunda oldukları için, müteşabih âyetlerin peşine takılırlar. Halbuki onun tevilini ancak Allah ve ilimde yüksek pâye elde eden âdil, objektif düşünen ilim adamları bilir. Onlar:

'Kurâna inandık, muhkem de, müteşabih de hepsi Rabbimiz tarafından indirilmiştir' derler. Bu inceliği ancak akıl ve vicdan sahipleri düşünüp anlar. 'Ali İmran 7'

Bu da aynı kitaptan, çok biliyorsan bunu yorumlasana?

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Böylece istedik ki, Rableri onlara, o çocuktan daha hayırlı, temiz; rahmetine daha yakınını açığa çıkarsın. "

Külli İradesini Kullanmış

Yaw sen kendini yanlışlamaktan bıkmayacak mısın?

demekki neymiş, ortam şartları falan hikaye o onay vermese olmuyormuş değil mi? :lol:

Bir de yeri gelmişken, cehennemlik olacak o çocuğu anne babası için kayırıp günaha girmeden ne hakla öldürüyor hele bir anlat bakalım, biraz daha eğlenelim seninle((:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadi ordan temel reis senin makasladığın ayetleri birleştiriyordum.

İstersen tüm sureyi yaz, benim sözünü ettiğim şeyden farklı bir anlama mı gelecek, cevap vereceğim diye türlü türlü kıvırmalara girmekten ayeti de şaşırırsın böyle((:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu hadisi yazanın mı açıklaması bu, yoksa bilindik müslüman kıvırmaları mı? :lol

Hadis herhangi bir farklı yoruma izin vermeyecek kadar açık, ''yazısı o kişinin önüne geçer'' demiyor mu?

Sonuçta benim argümanım için kimin yazdığı da önemli değil... sonuç belli mi arkadaşım, tüm hayatım detaylarıyla bir kitapta yazmıyor mu, e daha ne korkusundan bahsediyorsun ki sen, belli olan birşey için neden endişelenecekmişim, böyle saçma bir din işte bu...

O, kitabı, Kur�ân�ı sana indirendir. Onun, Kur�ân�ın bir kısım âyetleri muhkemdir. Bunlar Kur�ân�ın, bütün kutsal kitapların esasıdır, levh-i Mahfuzda yazılı temel kurallardır. Diğerleri de insanlığın devamlı çoğalan meselelerine çözüm getirmeye müsait, birden fazla mânaya açık, müteşabih âyetlerdir.

Akılları, kalpleri sapmaya meyilli, kötü niyetli olanlar, sırf fitne çıkarmak, ortalık bulandırmak, kelimelere keyfî anlamlar yükleyerek te�vil yapıp kafa karıştırmak arzusunda oldukları için, müteşabih âyetlerin peşine takılırlar. Halbuki onun te�vilini ancak Allah ve ilimde yüksek pâye elde eden âdil, objektif düşünen ilim adamları bilir. Onlar:

'Kur�ân�a inandık, muhkem de, müteşabih de hepsi Rabbimiz tarafından indirilmiştir' derler. Bu inceliği ancak akıl ve vicdan sahipleri düşünüp anlar. 'Ali İmran 7'

Bu da aynı kitaptan, çok biliyorsan bunu yorumlasana?

Cevaba bak çay demle, neyse yarın devam ederiz, bu günlük bu kadar komedi yeter, yarına da bırakalım biraz(:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne Yani Az önce kendi iradesini inkar eden adam

ŞİMDİ DE KALKIP ALLAH'IN İRADESİNİ Mİ İNKAR EDECEK.

İstediğini öldürüp istediğini diriltemeyecek, güneşi bir lamba gibi yakıp söndüremeyecek, "OL DEYİNCE OLMAYACAK" Nasıl bir külli irade bu

İstediğini yaratır, yarattığını öldürür.

O zaman bana niye kur'andan örnek

Sana ta ilk postlarda bir şey yazmıştım. tekrarlıyorum..

"İSTEDİĞİN HER ŞEYİ YAPAMAYACAĞIN GİBİ, YAPILAN HER ŞEYİ DE İSTEMEYEBİLİRSİN"

OL DEYİNCE OLUR ne demek.

Şimdi kim komik duruma düştü.

Özgür iradesi olan sen misin o mu?

Sınırlı iradesi olan sen misin o mu?

Senin adam öldürme isteğin ona takılır ama onun OL DEYİNCE OLUR isteği gelip senin gibi acize takılacak değil ya Temel Reis

Herhalde seni yaratan Allah seni öldürürken gelip senden izin alacak değil? Yoksa Allah olur muydu?

Babasının sırtında gezen çocuk örneğine koy bakalım ne oluyor?

Babası çocuğun istediği yere onu götürebileceği, gibi çocuğun hiç istemediği yere de götürebilir. Çünkü ayaklar onda.

tarihinde ayferkaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın külli iradesinin ''inkar'' edildiği falan yok, senin cüzi iradenin onun iradesi altında nasıl işe yaramadığını kendin gösterdin işte;

Ama eğer kelime cambazlığı yapacaksak, biz kimseyi öldüremeyiz, öldürmeyi deneriz. Bizim nekadar irademiz varsa karşımızdakinin de en az okadar iradesi olacaktır. Karşımızdaki koyun değil ki öl deyince ölsün. Gücümüz yeterse ve imkanlar müsaitse öldürürüz. Ama öldürmeye gittiğimiz yerde öledebiliriz. [/color][/b]

İşte can alıcı noktaya geldik, benim gücümün daha fazla olduğu ve fiziksel şartların elverdiği bir durumda allah onay vermezse onu öldürebilir miyim?

Yuh be Allah'ın onay vermesi demek zaten ortam şartlarının müsait olması demek,

Yani Sen o adamdan güçlü olacaksın, o adamın silahı olmayacak senin silahın olacak, ikiniz aynı ortamda buluşacaksınız, sizi engelleyecek bir insan olmayacak gibi binlerce sebep sayabiliriz.

Ama Allah'ın onay vermemesi demek, Ya senin ondan güçsüz olman, ya o adamı bulamaman, ya öldürmeye giderken trafik kazası geçirmendir.

Bunları diyen sen değil miydin?

Ben de sana koşullar uygun olduğu halde allahın müdahale edip aksini yaptırdığı örnekler verdiğimde, sözünden cayıp ''külli iradesini kullanmıştır, sana soracak değil ya'' diyerek her zaman yaptığın gibi kıvırmaya çalışmadın mı?

Hani allahın yaptığı iş sadece bilmekti? Kurduğu kader sistemine göre, büyüdüğünde anne babasını küfre sürükleyecek bir çocuğu, bu suçları işlemeden ne hakla öldürüyor, anne babası bu imtihandan neden kayırılıyor, büyüyüp cehennemlik olan insanlar ''neden bizi de küçükken öldürmedin'' diye allaha serzenişte bulunma hakları yok mu? Adalet bunun neresinde?

Hadislere gelirsek, kendine yonttuğun hadisde ''bu sırada yazısı o kişinin önüne geçer'' demiyor mu? Demekki yazılan şey o kişinin iradesinden bağımsız bir şeymiş, değil mi? Aynı söylem Adem'in Musa'ya galip geldiğini söyleyen hadisde de var, ''Allah’ın beni yaratmasından 40 sene önce, benim yapmamı üzerime takdir ettiği işi yapmamdan dolayı mı beni azarlayıp, kınıyorsun'' diye bir savunma kişiyi haklı çıkarıyorsa, bunu herhangi birimiz neden kullanamasın?

Ve hala sonum belliyse neden değiştirilemeyecek birşey için endişe duymam gerektiğini anlatabilmiş değilsin...

tarihinde BRUTAL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ve hala sonum belliyse neden değiştirilemeyecek birşey için endişe duymam gerektiğini anlatabilmiş değilsin...

Bunu defalarsa söyledim. sonun belli ama sen bilmiyorsun?. Sen sonunda geldiğin gibi gideceğin tezini savunuyorsun. Ama verdiğin örneklerde son anda çok şeyler değişebildiğini gördüğün halde "sebebini işlemiyorsun"

Şimdi ayetler üzerine devam edelim. Bana ayette geçen Hızır a.s. hakkında ne bildiğini yazar mısın?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine hiçbir soruma cevap verememişsin, bana soru sormaya çalışıyorsun(:

Senin tartışma ahlakıdan da haberin yok.

Nasıl cevap vereceksin ki zaten, daha aşağıda görüldüğü gibi okuduğunu anlayamıyorsun, bir de çıkmış ateistlere hodri meydan çekiyorsun...

Bunu defalarsa söyledim. sonun belli ama sen bilmiyorsun?. Sen sonunda geldiğin gibi gideceğin tezini savunuyorsun. Ama verdiğin örneklerde son anda çok şeyler değişebildiğini gördüğün halde "sebebini işlemiyorsun"

Nerde demişim ben, ''insanlar geldiği gibi gider'' diye? Hayatları içerisinde kaç kere cennetlik veya cehennemlik olduklarının ne önemi var, son nefesini ne şekilde vereceği belli ve değişmez oluşundan hareketle bir tespit yapıyorum ben...

Bana sonumun belli olduğunu, yani cehenneme gidip gitmeyeceğimin hali hazırda belli olduğunu söylüyorsan, ondan korkmam gerektiğini hangi mantıkla savunuyorsun, bunun cevabını vereceksin bana, heralde şimdi anlamışsındır.

Seni desteklediğini söylediğin hadislerde de açıkça, allahın yazdıklarının kişinin önüne geçtiğini söylüyor, bu yazgıya karşı ademin savunmasını da muhammed haklı görüyor, buna nasıl bir kıvırma yöntemi bulacaksın?

Hızır hakkında da ne söyleyeceksen söyle, çocuğun öldürülmesini allahın adaletini çizdirmeden nasıl açıklayacaksın görelim buyur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yollarına devam ettiler. . . Nihayet küçük yaşta bir erkek çocuğa rastgeldiler; (Hızır) onu öldürdü! (Musa) dedi: "Kısas gerekçesi olmaksızın suçsuz birini öldürdün? Gerçekten çok çirkin - yanlış bir şey yaptın!"

Çocuğa gelince: Onun anne babası mü'min kimselerdi. Biz onun onları taşkınlığa ve küfre sürükleyeceğinden korktuk.

ortam şartları çocuğun büyüyüp anne babasını küfre sürüklemesine müsaitti, neden onay vermedi?

Yada musaya neden ortam şartlarını hiçe sayarak denizi yarmasına izin verdi?

Arada ALINTILAYAMADIĞIN yazılarda sana bütün cevapları veriyorum ama işine gelmiyor. Onları okursan bütün cevapların verildiğini görebilirsin. (Tabi işine gelirse)

Hızır'dan başlayalım.

Sure'nin tamamını okuduğun zaman Hızır'ın, Geleceği görebilen (gaybden haberdar edilmiş) biri olduğu anlaşılıyor.

Hızır sadece çocuğu öldürmüyor. önce gemiyi deliyor (geminin kötü görünümde olmasını sağlayıp kötü kişilerin eline geçmesini engellemek için)

Sonra çocuğu öldürüyor. (Büyüyüp kötü biri olacağında anne babasını da kötülüğe sürüklemesin diye)

Sonra kendilerine yiyecek ve yatacak yer vermeyen kişiler için inşaat yapıyor. (İnşaatın altında yetim çocuğun babası için bıraktığı hazineyi yetim çocuğa vermek için)

Hızır a.s. ın yaptığı üç iştede gaybı bilme var. Yani geleceği bilme.

Peki Hazreti Musa neden kendini Hz. Hızır'ın yanına gitme gereği görüyor. Bunu da araştır. Tabi sen araştırmışsındır. Dur ben söyliyeyim.

Hz. Musa İsrailoğullarına vaaz ederken biri çıkıp soruyor. "Ya musa, dünyadaki en bilgili kişi kimdir" diye.

Hz. Musa da "Benim" diyor. ve Bunun üzerine Hz. Musaya gidip Hazreti hızırı bulması ve yaptıklarını görmesi isteniyor.

Hz. Musa yani "İnsan" kendini çok bilgili zannediyor. Ama kendisinden çok daha bilgili bir zat ona "Sen bana sabredemezsin" sen işlerin dış görünüşüne göre hareket edersin, ben ise neticelerine göre "Sebep-Sonuç" ilişkisine göre hareket ederim diyor. Nitekim hz. musa Hz. Hızırla arkadaşlık ederken, onun yaptıklarına sabredeceğini söylemesine rağmen tam 3 defa ona bu işi niye yaptın diyor. Ama sonunda yaptığı üç işin de aslında kötülük değil iyilik olduğunu görüyor. Yani bilgisiz olduğu ona anlatılıyor.

"Gel sen de benim gibi adam öldür" demiyor. Bak sendende bilgili insanlar(Peygamberler) var diyor.

Burada insan kayırma, kader vs. gibi hiç bir örnek yok. Burda sadece Hz. Musa'dan bilgiliyim diye böbürlenmemesi isteniyor

Demekki neymiş ayeti koyup kenara çekilmekle hiçbir şey olmuyormuş. İşin başını ve sonunu bilmek gerekiyormuş.

Şimdi kalkıp "Diyelim ki ben bir adam öldürdüm" deki adamı öldürmenle "Hızır a.s.ın gaybı bilmesi" sebebiyle öldürmesi ni aynı iş görüyorsan diyebilecek birşeyim yok. Sen geleceği görebiliyorsan, zaten bir sınava tabi olamazsın. Buradan aşağıdaki alıntının cevabı da çıkıyor.

Nerde demişim ben, ''insanlar geldiği gibi gider'' diye? Hayatları içerisinde kaç kere cennetlik veya cehennemlik olduklarının ne önemi var, son nefesini ne şekilde vereceği belli ve değişmez oluşundan hareketle bir tespit yapıyorum ben...

Sebibini işlemek dedim. Bundan birşey anlamadın mı?. Tüm ömrünü adam öldürmekle geçiren bir adamın camide ölme ihtimali nedir? Ki o adam camiye davet edildiği halde gitmedi.

Değişmeyeceğini biliyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz. 85 yaşına kadar istediğin gibi yaşayıp (sanki bu yaşa kadar ölmeyeceğin garantiymiş gibi) (camiye bile uğramayıp) aniden caminin önünde ölüvermeyi mi bekliyorsun. Bunu yapman için arada bir camiye uğruyor olman gerekmezmi? Ayakların arada bir camiye uğramazsa caminin önünde ölüverme ihtimalin var mı?

Kayırma işine gelelim.

Bu iş için ne harcadın ki emeklerim boşa gitti veya benim yerine onu kayırdı diyebilesin. Kayırmadan bahsedebilmek için ortada birşeyler eksik değilmi. Seni yarattığı gibi çocuğu yaratan da o, sana yolu çizdiği gibi ona yolu çizen de o. Şimdi senin kayırma örneğin aynı şuna benzedi.

Yolda arkadaşınla gidiyorsun. Biri gelip sana bir şeker yanındaki arkadaşına iki şeker verse o adama kalkıp

"Bana daha az verdin. Haksızlık yaptın denebilirmi?"

Biz o şekerleri hakedecek birşey yapmadık. (Camiye gitmedik) Adam gönlünden koptuğu için istediğine istediği kadar verdi.

İstese ikimize de hiçbirşey vermeyebilirdi. Haksızlık olması için ortada HAK olması gerekmezmi? Sence biz o şekerleri hakettikmi?

Vücudunun var edilmesine karşılık ne ödedin? Yoksa bu vücudu kendimiz mi yaptık.

Sana bir hayat verilmesine karşılık ne ödedin? Yoksa hayatta olmayı daha hayatta değilken biz kendimiz mi istedik.

Diyelim bir elin veya bir gözün yok? Var olan gözüne ne ödedin ki kalkıp yok olan gözünü haksızlık gibi göresin.

Seni yaratan seni yaratmakla bile zaten seni kayırmamışmı?

Sen örneğimizdeki camiye gidip ALLAH'ı kayırdın mı ki o da gelip seni kayırsın?

Yazının önüne geçmesine gelelim.

Diyelim ki sen ateist forumda yazı yazarken (formun ortasında) sana Gel Camiye Gidelim dedi? Bak sen de kayırıldın. Senin yazın cehennemle arana girdi. Hemde ateistforumda :D

Ama sen gelip bu davete icabet edip kendi iradenle bu davete gitmedin. Hemde gidebilme ihtimalin vardı. Hiçte zor değildi. Sana gelen camiye gitme davetini KENDİ İRADENLE REDDETTİN. Sen kendi yazının içeriğine itibar etmiyorsunki gelip başkasının yazısının önüne geçtiğine itibar ediyorsun.

Hem sureyi okumadan kırptığın nasıl belli sadece 7-8 ayet sonra bak ne yazıyor.

Kehf, 87,88

Ya inkârda, küfürde ısrar ederek kendisine zulüm ve haksızlık edeni cezalandıracağız. Bir de, hesap vermek üzere Rabbinin huzuruna çıkarılacak, Rabbi de ona, daha korkunç bir ceza verecek.”

“Ya da geçmişin kirlerinden arınarak iman edip, gevşekliği bırakarak, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirene, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayana, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olana, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyene de, mükâfat olarak en güzeli, cennet ve güzel muamele vardır. Biz ona, yerine getirilmesi kolay sorumluluklar yükleyeceğiz, kolay planlar uygulatacağız.

Demekki aldığımız ceza ve ödüller kendi elimizle "kendi irademizle" yapıp yapmadıklarımıza aitmiş. Ayetten "Gelin sizde istediğiniz gibi adam öldürün nasılsa sonunda ne olacağınız belli değil" gibi bir mesaj çıkarmadan önce surenin tümünü okusana, veya en azından tefsirlerine baksana.

Şimdi sen söyle bakalım nasıl bir kayrılma bekliyorsun? Bizim seçimlerimizin hiç etkisi olmayacak mı?

Sen onu hiç kayırdın mıki o seni kayırsın?

"Öldürme dışındaki seçenekleri görmedin"

Bumu senin kayırma anlayışın. Buna ne diyeceksin. Onun istediklerini yaptın mı?

Ben sana "Gel Camiye Gidelim" dedim sen Doğru ile yanlışı ayırdın mı?

"Diyelim ki ben bir adam öldürdüm" derken sen Kötü ile iyiden hangisini seçtin? Sen onu kayırmadan onun seni kayırmasını mı bekliyorsun?

tarihinde ayferkaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayatları içerisinde kaç kere cennetlik veya cehennemlik olduklarının ne önemi var, son nefesini ne şekilde vereceği belli ve değişmez oluşundan hareketle bir tespit yapıyorum ben...

Kaç kere cennetlik veya cehennemlik olduklarının bir önemi yok mu? Sadece son nefesinden hesaba çekileceğini düşünen hiçbir müslüman tanımıyorum.

O zaman peygamber niye namaz kılıyor, diğer bütün ibadetlerini bir ömür boyu bir nefes bile aksatmadan yerine getirmeye çalışıyor? Ölürken kelime-i şehadet getiriver bitsin bu iş. Bir ömür çileyi boşuna mı çekti yani? Bunada aynı kıvraklıkla cevap verecekmisin? Yoksa yine aynı cevabımı vereceksin. "Müslüman Kıvırmaları" deyip "Kıvırma" ya devam mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

kaderin değişmeyeceğine göre ondan korkmakta yersiz olacak haliyle...

150 Km hızla viraja girerken Frene basmakla gaza basmak arasında değişen birşey olmadığını mı iddia ediyorsun?

Başından beri verdiğim örneklerde direksiyon sende dedim. Ehliyeti ALLAH'tan mı yoksa BAKKAL'dan mı aldın dediğimde ise cevap vermedin. şimdi neden cevap vermediğin belli oluyor.

Allah 150 km hızla viraja girersen kaza olup olmayacağını bildiği gibi (yerçekimi, kuvveti fizik yasaları vs. )

İlahi kudretiyle senin FRENE BASIP BASMAYACAĞINI DA biliyor. Anlayamadığın yer tam burası. Ama Frene basma işini sana bırakmış.

Daha sen frene basmadan frene basıp basmayacağın belli.

Şimdi sen söyle bakalım.

Allah Senin frene basıp basmayacağını bildiğine göre ve bunu biz bilmediğimize göre

Biz frene basarsak ve hızımızı düşürürsek virajı geçtikten sonra diyeceğiz ki: "Kaderimizde frene basmak ve virajdan temkinli bir şekilde geçmek varmış" diyeceğiz.

Eğer biz frene basmazsak kaza olacak ve sonucunda "Kaderimizde viraja hızlı girmek ve karşıdan gelen arabayı görünce iş işten geçmiş olacağından kazaya sebep olmak varmış". Diyeceğiz.

Bu iki durumu da incele bakalım. İşin içinde anlayamadığın incelik burda kopuyor.

İki durumda da Allah hem fizik yasalarını ve hem de bizim frene basıp basmayacağımızı önceden kağıdına yazıyor. ve sonuçta dediği çıkıyor. Biz henüz viraja girmeden önce 2 ihtimali önümüze koyuyoruz. Frene basıp viraja yavaş girsek te, gaza basıp hızla viraja girip kaza yapsak ta

Allah için sonuç değişmiyor. Çünkü önceden gördüğü için sonucunu biliyor. Ve bildiği için yazıyor.

Ama bizim için sonuç değişiyor. ve o anda Gazı veya Freni seçmemize göre kaderimizin şekil aldığını görüyoruz.

Kendi açımızdan bakınca Gaz veya Freni seçmemize göre olayın sonucunun değiştiğini görüyoruz. Yani ne olacağını bilmediğimiz kaderimizi o anları yaşadıkça "demekki böyleymiş" deyip öğrenmiş oluyoruz.

Allah açısından bakınca kaza yapıp yapmayacağımızı zaten daha olay olmadan ezeli ilmi ile bildiği için "kaderimiz değişmiyor"

kaderin değişmeyeceğine göre ondan korkmakta yersiz olacak haliyle...

Alıntıdaki kaderin değişmemesi Allah'ın doğru sonucu daha olay olmadan bilmesine göre değişmeme olarak düşün. , Ama senin frene basıp basmaman örnektede gördüğün gibi sonucu bir hayli değiştiriyor. Şimdi kaderinde senin iradenin payı varmıymış yokmuymuş?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arada ALINTILAYAMADIĞIN yazılarda sana bütün cevapları veriyorum ama işine gelmiyor. Onları okursan bütün cevapların verildiğini görebilirsin. (Tabi işine gelirse)

Hangi yazdıklarını alıntılayamamışım, hangi cevabını es geçmişim, beni kendinle mi karıştırıyorsun, kim işine gelmediği için sorulardan kaçıyormuş?

Ben bu tartışmanın sonunda, senin kader sorunsalını çözüme kavuşturmayı başarmanla müslüman olmaya hazırım, sen bu çelişkiyi farkedip dinden çıkabileceğine ihtimal veriyor musun?

tarihinde BRUTAL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...