Jump to content

Kur'an'da Mantıksal Hatalar


Recommended Posts

Thaless vb. kafasızlara göre.

Kafan çalışsa bu mantıksızlıkları körü körüne onaylamazdın.

Ya da bunları bilerek savunuyorsun. Bu kafasızlıktan çok daha kötü.

Dediğim gibi düzenbazlığa, sahtekarlığa ortaklık etmiş oluyorsun.

Senin seviyene inmeyeceğim..

Çünkü asıl kafasızın sen olduğunu anlaman için 300-400 tane kafasız yazmam lazım..

Yazmadığıma göre, kendini ben kafasız değilim diye inandırmaya devam et..

Sana kafasız olduğunu söylemediğim için, tıpkı Kuran daki "de ki" ler gibi, bu yazan benim nickimi kullanıp yazan başka biri olmalı..

Değil mi?

:)

tarihinde thaless tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 384
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Şimdi kısa bir ara verip Kur'an'dan şiir okuyalım:

Şiiri beğenmeyip sonuna kadar okumayacağınıza emin olduğım için baştan sorayım:

Bu şiirin yazarı Allah mı yoksa Muhammed mi?

Allah şiir yazar mı?

Yazarsa böyle mi yazar?

Bu nasıl bir şair?

Bu nasıl bir şiir mantığı?

:D

Rahman suresi:

13 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

14 - Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.

15 - Cinleri de hâlis ateşten yarattı.

16 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

17 - (O) iki doğunun ve iki batının Rabbidir.

18 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

19 - (Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar.

20 - Fakat aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.

21 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

22 - İkisinden de inci ve mercan çıkar.

23 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

24 - Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler de onundur.

25 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

26 - Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.

27 - Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) baki kalacaktır.

28 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

29 - Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler. O, her gün yeni bir iştedir.

30 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

31 - Ey insan ve cin! sizin de hesabınızı ele alacağız.

32 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

33 - Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Allah'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.

34 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

35 - Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız.

36 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

37 - Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman...

38- Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

39 - İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.

40 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

41 - Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.

42 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

43 - İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.

44 - Onunla kaynar su arasında dolaşırlar.

45 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

46 - Rabbinin makamından korkan kimselere iki cennet vardır.

47 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

48 - İkisinin de çeşitli ağaçları, meyvaları vardır.

49 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

50 - İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır.

51 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

52 - İkisinde de her türlü meyvadan çift çift vardır.

53 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

54 - Astarları atlastan yataklara yaslanırlar. İki cennetin de devşirmesi yakındır.

55 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

56 - Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.

57 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

58 - Sanki onlar yâkut ve mercandırlar.

59 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

60 - İyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir?

61 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

62 - Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır.

63 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

64 - (Bu cennetler) yemyeşildirler.

65 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

66 - İkisinde de fışkıran iki kaynak vardır.

67 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

68 - İkisinde de her türlü meyva, hurma ve nar vardır.

69 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

70 - İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.

71 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

72 - Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır.

73 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

74 - Bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.

75 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

76 - Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslanırlar.

77 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Çok hikmetli bir sure buda mı senin görüüne göre mantıksal hata?

Kurandaki tekrarlara binaen verdiysen çok kez ispat edilmiştir ki kurandaki tekrarlar kusur değil elzemdir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Thaless, 5000 yerde söyleyip 1 yerde unutsa bile bu bir hatadır.

Bir beşer 20 kere söyler bir kere unutur

100 kere söyler iki kere unutur

bunlar normaldir

Ama Allah zilyon kere de söylese asla unutmamalıdır - "Biz mantıken onun olması gerektiğini fark ediyoruz" diyorsun. Bunun bir hata/eksiklik olduğunu insan zekası fark edebiliyor ise ALLAH NASIL BU HATAYI YAPMIIIIIIIŞ?

Einstein Tanrı zar atmaz demiş..

Planck, Einstain e , Tanrı nın ne yapacağını bilemezsin, söyleyemezsin... şeklinde bir hikaye anlatılır..

Fakat siz Tanrı nın unuttuğunu biliyorsunuz..

Hayır, bence bilmiyorsunuz..

Önceki söylediklerine binaen bunun bir unutkanlık, unutkanlığın da hata olduğuna inanıyorsunuz sadece..

Eğer daha önce "de ki" ifadeleri olmasaydı, kesinlikle Muhammed konuşuyor olurdu..

Sağ duyunuza hükmetme yeteneğim yok, öyle olsaydı ne diyeceğinizi kendinize bir sorun bakalım..

Bir de ben burada öyle olması gerekir, diye bir şey kullanmıyorum..

Zaten öyle..

Öyle olduğunu bilebilmek için, propos ve tahkiyenin ne olduğunu google ye yazın.

Daha evvel de örneğini verdim, tekrar edeyim..

Anlaşılan o ki anlamayanlar için tekrar iyi bir yöntem:

Dadaloğlum yarın kavga kurulur

Öter tüfek davlumbazlar vurulur

Nice koç yiğitler yere serilir

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir

Sizin mantıkla bakalım bu dörtlüğe:

Bu dörtlük Dadaloğunun değildir.

Çünkü Dadaloğlu na hitap var.

Burada konuşan Dadaloğlu değildir..

Hatta bu dörtlük bir kişiye de ait değildir, çünkü sonda "bizimdir" ifadesi var..

Sonuç itibarı ile Dadaloğlu na ait olduğu bilinen bu dörtlük Dadaloğlu na ait değildir..

Tıpkı Kuranda ki ifadelerden yola çıkarak, Kuran ın sadece Allah a ait olmadığını söylediğiniz gibi..

Eğer bu yaklaşımı doğru buluyorsanız benim diyecek bir şeyim yok, hatta Kuranın da diyecek bir şeyi yok size..

tarihinde thaless tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kurandaki tekrarlara binaen verdiysen çok kez ispat edilmiştir ki kurandaki tekrarlar kusur değil elzemdir..

Ne elzemi İllegaltm?

39 kez aynı nakaratı tekrarlamanın sebebi elzem olduğundan değil, şiir olduğundandır.

Kim bunun bir şiir olmadığını iddia edebilir?

Hem de çok saçma bir şiir.

Kullanılan nakaratların çoğu önceki mısrada ifade ettiğine uygun değil.

Örneğin;

31 - Ey insan ve cin! sizin de hesabınızı ele alacağız.

32 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

39 - İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.

40 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

41 - Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.

42 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

43 - İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.

44 - Onunla kaynar su arasında dolaşırlar.

45 - Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Bu yazdığım ifadelerin hiç birinin arkasına o nakarat uymuyor, ilgisi yok.

İyi bir şair, böyle bir şiirde 3'lü-4'lü nakarat kullanırdı, onlarda birbirine benzerdi.

Ama Muhammed'in şairliğinde iş yokmuş. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir tanrı, gönderdiği kitabında "uydurdumsa ben uydurdum size ne, suçsa benim suçum!" dedirtir mi?

Biz bugün kutsal olduğuna inanılan kitapların içindeki çelişkilerden, mantıksızlıklardan uydurma olduklarını ortaya koyuyoruz ya, o dönemde de bu yapılmış, tartışmalar yaşanmış. Örneğin, Muhammed daha egemen değilken, Kur’an’ı yazmaya devam ederken, düşünce ve inançlarını ifade etme özgürlüğünü henüz kaybetmemiş olanlar, ayetlerdeki hata ve çelişkileri gördükçe Muhammed’e itiraz edip, bunların Allah’tan olamayacağını, ayetleri kendisinin uydurduğunu söylemişler.

Çelişki ve hataların mantıklı bir izahı yerine Muhammed’den gelen yanıt şöyle olmuş:

“Uydurdumsa ben uydurdum, bu suçsa eğer benim suçum. Size ne? Siz kendi suçlarınıza bakın.”

Bu yanıtının da Allah’tan geldiğini söylüyordu:

Hud-35. Onu (Kur’an’ı) uydurduğunu mu söylüyorlar? De ki: Onu uydurduysam eğer benim suçum, ben sizin suçlarınızdan uzağım.

Ne güzel iş yahu, uydur uydur, sonra da kalk "Uydurdumsa benim suçum, sizin de suçlarınız var, ben onlara uzağım" de.

Neymiş onların suçları?

Adam öldürdülerse, sen de öldürdün, öldürttün. hem de binlerce, yüzbinlerce.

Hırsızlıksa sen de çaldın. O ganimetler başkalarının malıydı, o işgal edilen yurtlar başkalarının yurduydu, o kadınlar başkalarının kadınıydı.

Yalan söylemekse, yalanın en büyüğü din uydurmak, peygamberlik taslamak, Allah'la aldatmak.

yahu pante illaki bir yerlere bağlayacaksın yine çuvalladın...O sözleri söyleyen "Hz.Nuh" bahsettiği şey de"azabın gelmesi"...

HUD SURESİ:

33- Nuh dedi ki; "Onu ancak Allah dilerse getirir. Ve siz O'nu yıldıracak değilsiniz."

34 - Ben size öğüt vermek istemiş olsam da, eğer Allah sizi helâk etmeyi murad ediyorsa, zaten öğüt vermemin size bir faydası olmaz. Rabbiniz O'dur ve nihayet O'na döndürüleceksiniz.

35 - Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki; "Eğer uydurdumsa vebali benim boynumadır. Bense sizin yüklendiğiniz vebalden uzağım".

36 - Ayrıca Nuh'a şöyle vahyettik: "Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Optimum;

Senin din bilgin de, Kur'an bilgin de çok zayıf.

Bana yanıt vermeden önce iyice inceleyip araştır ki zor duruma düşmeyesin.

Böyle kendinden emin atıp tutarsın ama çuvallayan sen olursun.

ben hiç çuvallamadım şimdiye kadar. Çünkü yazmadan önce gayet iyi araştırır, emek veririm.

Yanlışım binde bir bile değildir.

Beni takip et, böylece istifade edersin. Ama aşık atmaya kalkışırken iki kez, üç kez kontrol et.

Hud suresinin 35 öncesi ve sonrası ayetleri Nuh'la ilgilidir ama 35. ayet Muhammed'e hitap eder.

Tabi bu da Kur'an'ın bir mantıksızlığı. Ama basit mantıksızlıkları konu yapmıyorum.

Taberi tefsiri:<BR style="mso-special-character: line-break"><BR style="mso-special-character: line-break">

[/url]<A name=OLE_LINK2>

35- Yoksa kâfirler: "Muhammed Kur´anı uydurdu" mu diyorlar Ey Peygamber, de ki: "Eğer onu uydurdumsa, onun cezası yalnız banadır. Gerçekte ben, sizin işlediğiniz suçlardan uzağım."

Ey Muhammed, yoksa kavminin müşrikleri: "Muhammed bu Kur´am kendi tarafından uydurdu." mu diyorlar Onlara cevaben de ki: "Şayet ben bu Kur´anı uydurup Allaha yalan isnad ettiysem bunun yalan ve günahı sadece bana aittir. Siz bundan dolayı hesaba çekilmeyeceksiniz. Ben de sizin işlediğiniz suçlardan beriyim. Onlardan hesaba çekilecek değilim.

Bu âyet-i Kerime, Hz. Nuhun kıssasının arasında bir mutariza cümlesi şeklinde zikredilmiştir. Böylece Hz.Muhammed (s.a.v.)in getirdiği Kur´anın ve onun içinde zikredilen Hz. Nuh (a.s.) vb. kıssaların, Allah katından vahyedildiğini, müşriklerin iddia ettikleri gibi bu kıssaların Hz. Muhammed tarafından uydurulmadığını beyan etmiştir.

Ayrıca meallerde de Muhammed belirtilir:

http://www.kuranmeali.org/11/hud_suresi/35.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hesap Günü Mantıksızlığı

Kur'an'a göre Allah herşeyi bilir.

Kimin cennetlik, kimin cehennemlik olduğunu da.

Yine Kur'an'a göre Allah'tan hiçbirşey saklanmaz, o heryerdedir ve insana şah damarından daha yakındır. *Kimin ne yaptığını görür, bilir.

Böyleyken Allah, her insana günahlarını ve sevaplarını yazacak iki melek tahsis etmiştir.

Kaf/ 17. İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. *- (Kiramen katibin)

Kur'an'ın yazıldığı dönemde çağımız teknolojisi bilinseydi, herhalde "İnsanın tüm yaptıkları, konuştukları kayda alınıyor" denirdi.

İnanmayanlar ölürken cehennemlik olduklarını *anlıyorlar Kur'an'a göre:

Nisa/ 97. *Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: "Ne işde idiniz!" dediler. Bunlar: "Biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler. Melekler de: "Allah'ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!" dediler. İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir.

Araf/ 37. *Allah'a iftira eden ya da O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Onların kitaptaki nasipleri kendilerine erişecektir. Sonunda elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken "Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz tanrılar nerede?" derler. ( Onlar da) "Bizden sıvışıp gittiler" derler. Ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler.

Muhammed/ 27. Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak!

Ayrıca İslam'a göre ölen insan gömülünce Münkir ve Nekir adlı meleklerce sorgulanır.

Ne gerek varsa bu sorguya! kaf-17'deki Kiramen katibin yetmiyor mu?

Sorgu sonucunda müslüman olmayanlar kıyamete kadar kabir işkencesine mahkum edilirler.

Mizan denilen ahiret hesabında ise inanmayanların hesabına dahi bakılmaz. Doğru cehenneme!

Kehf/ 105. *Onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkâr eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.

Şahit yargıda dinlenir, cezada değil:

Yaşarlarken iki meleğin tüm amellerini, sözlerini yazdığı, ölürken azapla öldürülen ve akibetleri bildirilen, kabirde işkenceye mahkum olan, mizanda hesabına dahi bakılmadan cehenneme postalanan inanmayanların aleyhinde derileri, kulakları, gözleri şahitlik yapar.

Füssilet/ 20. *Nihâyet cehenneme vardıklarında, kulakları, gözleri ve derileri, yapmış oldukları işler hakkında, kendileri aleyhine şahitlik ederler.

21. Onlar derilerine, "Niçin aleyhimize şâhitlik ettiniz?" derler. Derileri, "Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu. İlk defa sizi O yaratmıştı ve yine yalnızca ona döndürülüyorsunuz?"

Bu işe yaramayan, sonuca etkisi olmayan şahitlere ne gerek var?

Nasıl bir mahkeme, nasıl bir yargılama, nasıl bir şahitlik bu?

Bu yargılama mantıksızlığına devam edeceğim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Optimum;

Senin din bilgin de, Kur'an bilgin de çok zayıf.

Bana yanıt vermeden önce iyice inceleyip araştır ki zor duruma düşmeyesin.

Böyle kendinden emin atıp tutarsın ama çuvallayan sen olursun.

ben hiç çuvallamadım şimdiye kadar. Çünkü yazmadan önce gayet iyi araştırır, emek veririm.

Yanlışım binde bir bile değildir.

Beni takip et, böylece istifade edersin. Ama aşık atmaya kalkışırken iki kez, üç kez kontrol et.

Hud suresinin 35 öncesi ve sonrası ayetleri Nuh'la ilgilidir ama 35. ayet Muhammed'e hitap eder.

Tabi bu da Kur'an'ın bir mantıksızlığı. Ama basit mantıksızlıkları konu yapmıyorum.

Taberi tefsiri:<BR style="mso-special-character: line-break"><BR style="mso-special-character: line-break">[/url]<A name=OLE_LINK2>

Ayrıca meallerde de Muhammed belirtilir:

http://www.kuranmeali.org/11/hud_suresi/35.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

PANTE kıvırmaya çalışma.. orda yazanların hepsi Hz.Nuh'un ağzından çıkanlar..aç ve iyi oku..

tarihinde optimum tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

PANTE kıvırmaya çalışma.. orda yazanların hepsi Hz.Nuh'un ağzından çıkanlar..aç ve iyi oku..

Ben mi kıvırıyorum.

Yoksa Tefsirciler, mealciler mi?

Ben onların yalancısıyım.

Sen kimin yalancısısın, göster bakalım.

Tefsirciler de, mealciler de haklı.

Çünkü "de ki" diyor ayette.

Geçmişe, Nuh'a hitap edilmiş olsaydı "de ki" demezdi. "Ona şöyle demesini söyledik" derdi.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalkışmayın.

Diyanet İşleri:(Ey Muhammed!) Yoksa “Onu (Kur’an’ı) kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu uydurmuşsam, suçum bana âittir. Ben de sizin işlemekte olduğunuz suçlardan uzağım.”

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yargılama mantıksızlığına devam edelim:

Herkes mi yoksa sadece müslümanlar mı hesaba çekilecek?

Enbiya/ 47. *Biz kıyamet günü için doğru teraziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir (tartıya koyarız.). Hesap görenler olarak da biz kâfiyiz.

Bu ayetten bütün insanların dünyadaki tüm amellerinin değerlendirileceğini, zerre kadar bir işi, faydası-zararı, günahı-sevabı olsa dahi tartıya alınacağını anlıyoruz.

Aşağıdaki ayette de herkesin, her insanın amellerinin karşılığını göreceği ifade ediliyor.

Zelzele/ 6-8. *O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır. Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.

Bu yönde başka ayetler de var ve tüm bu ayetler de bir anormallik yok. Gayet normal.

Ama ruh halinin öfkeli zamanına rastgelmiş olacak ki aşağıdaki ayette durum değişiyor:

Kehf/ 103-106. *De ki: "Davranış (ameller) bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi?" "Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar." İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız. İşte, inkar ettikleri, ayetlerimi ve resullerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir.

Araf-36. Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.

Hem de ebedi cehennem.

Peki ama hani bir hardal tanesi kadar amel dahi tartılacaktı?

Bu durumda dünyanın en iyi insanlarından da olsa, insanlığa büyük hizmetleri dokunmuş bir kişi de olsa, hiçbir kötü ameli olmasa dahi hesapsız-tartısız cehenneme.

İnsanın dünyadaki yaptıklarına değil de, sadece Allah'a-Muhammed'e inanıp inanılmadığına bakılan bir hesap gününe ne gerek var öyleyse?

Hitler'in Yahudileri gaz odasına göndertmesi gibi. "Yahudiyse gaz odalarına" İyi-kötü ayrımı olmadan. Şimdi yüce Yaratıcının, rahman ve rahim olan Allah'ın adaletini buna mı benzeteceğiz?

Müslümanlar şöyle mi bakar bu konuya:

"Müslüman olmayan iyi olamaz. O zaten kötüdür. İyi olsaydı müslüman olurdu. O nedenle hesabına bakılmasına gerek yok."

Bu durumda demek ki Kur'an'ın tanrısı iki çeşit insan yaratmış.

Müslüman olanlar ve olmayanlar.

Dilediğine hidayet vermiş ve müslüman yapmış sözde.

Dilediğini de yoldan saptırmış. İstese bile müslüman yapmamış.

Böyle bir tanrının adaletinden bahsedilebilir mi?

Ayrıca madem Muhammed'e ve Kur'an'a inanmayanları hiç tartıya sokmadan doğrudan ebedi cehenneme göndereceksin, o insanların omuzlarına Kirman katibin meleklerini koymaya ne gerek vardı? Hiçbir işe yaramamışlar. Çünkü yazdıklarına bakılmamış bile. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben mi kıvırıyorum.

Yoksa Tefsirciler, mealciler mi?

Ben onların yalancısıyım.

Sen kimin yalancısısın, göster bakalım.

Tefsirciler de, mealciler de haklı.

Çünkü "de ki" diyor ayette.

Geçmişe, Nuh'a hitap edilmiş olsaydı "de ki" demezdi. "Ona şöyle demesini söyledik" derdi.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalkışmayın.

Diyanet İşleri:(Ey Muhammed!) Yoksa “Onu (Kur’an’ı) kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu uydurmuşsam, suçum bana âittir. Ben de sizin işlemekte olduğunuz suçlardan uzağım.”

25 - Andolsun ki, vaktiyle Nuh'u da kavmine gönderdik, O, onlara şöyle dedi: "Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım."

26 - "Allah'dan başkasına ibadet etmeyin! Ben, size gelecek acı bir günün azabından korkarım."

27 - Buna karşılık, kavminin ileri gelen kâfirlerinden bir kısmı dediler ki: "Biz seni bizim gibi insanlardan biri olarak görüyoruz, başka değil. İlk bakışta bizim ayak takımımızdan başkasının senin arkana düştüğünü görmüyoruz. Sizin bizden fazla bir meziyetinizi de görmüyoruz. Aksine sizi yalancılar sanıyoruz."

28 - Nuh dedi ki; "Ey kavmim! Peki şu söyleyeceğime ne diyeceksiniz? Ben Rabbimden apaçık bir delil üzere isem ve O, bana kendi tarafından bir rahmet bahşetmişse, size de onu görecek göz verilmemişse biz, istemediğiniz halde onu size zorla mı kabul ettireceğiz?"

29 - "Ey kavmim! Ben sizden herhangi bir mal mülk istemiyorum. Benim mükafatım ancak Allah'a aittir. Ve ben ona iman edenleri kovacak değilim. Onlar elbette Rablerine kavuşacaklar. Fakat ben de sizi cahillik eden bir kavim görüyorum."

30 - "Ey kavmim, ben onları etrafımdan kovacak olursam, Allah'dan beni kim kurtarabilir? Siz hiç düşünmez misiniz?"

31 - Ben size "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır." demiyorum ki. Ben size "Ben bir meleğim." de demiyorum. O sizin kendinize göre, hor gördükleriniz hakkında "Allah onlara hiçbir hayır vermez." de demiyorum. Onların içlerindeki niyeti, en iyi Allah bilir. (Bu söylediklerimin aksini iddia etseydim) asıl o zaman zalimlerden olurdum.

32 - Dediler ki; "Ey Nuh! Bizimle didişip durdun, didişmende de çok ileri gittin. Eğer doğru söylüyorsan, bizi tehdit ettiğin şu azabı getir de görelim."

33- Nuh dedi ki; "Onu ancak Allah dilerse getirir. Ve siz O'nu yıldıracak değilsiniz."

34 - Ben size öğüt vermek istemiş olsam da, eğer Allah sizi helâk etmeyi murad ediyorsa, zaten öğüt vermemin size bir faydası olmaz. Rabbiniz O'dur ve nihayet O'na döndürüleceksiniz.

35 - Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki; "Eğer uydurdumsa vebali benim boynumadır. Bense sizin yüklendiğiniz vebalden uzağım".

36 - Ayrıca Nuh'a şöyle vahyettik: "Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme."

Gidişata baktığımda sözlerin Hz.Nuh a ait olmalı diye düşündüm.."ayrıca" kelimesi kafamı karıştırmış..diyanetin farklı meallerinde parantez yok zaten.. aceleyle hata ettim galiba.. boşuna demiyorlar acele işe şeytan karışır.. ayetin içeriğini iyice tefekkür edip tekrar dönerim..(senin görüşünü kabul etmediğimi belirtmeliyim yine de..)

kusura bakma pante.. haksızlık ettiysem özür dilemesini de bilirim..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Gidişata baktığımda sözlerin Hz.Nuh a ait olmalı diye düşündüm.."ayrıca" kelimesi kafamı karıştırmış..diyanetin farklı meallerinde parantez yok zaten.. aceleyle hata ettim galiba.. boşuna demiyorlar acele işe şeytan karışır.. ayetin içeriğini iyice tefekkür edip tekrar dönerim..(senin görüşünü kabul etmediğimi belirtmeliyim yine de..)

kusura bakma pante.. haksızlık ettiysem özür dilemesini de bilirim..

Hah şöyle.

Arada bir müslüman arkadaşlar arasından yanlışını kabullenebilen de çıksın yahu.

Kimdoğru gibi davranmanın anlamı yok.

Kusura bakmıyorum optimum.

Yeter ki bu tür yaklaşımlardan, yanlış yaptığımızda geri adım atmaktan çekinmeyelim.

Ben kıvırmasını beceremem. Yapım müsait değil çünkü. Yanlış yaparsam derhal özür dilerim.

En son Alchindus'la tartışırken kasıtsız ve önemsiz bir hatam oldu. Özür diledim.

Bundan birşey kaybedilmez.

Teşekkürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hah şöyle.

Arada bir müslüman arkadaşlar arasından yanlışını kabullenebilen de çıksın yahu.

Kimdoğru gibi davranmanın anlamı yok.

Kusura bakmıyorum optimum.

Yeter ki bu tür yaklaşımlardan, yanlış yaptığımızda geri adım atmaktan çekinmeyelim.

Ben kıvırmasını beceremem. Yapım müsait değil çünkü. Yanlış yaparsam derhal özür dilerim.

En son Alchindus'la tartışırken kasıtsız ve önemsiz bir hatam oldu. Özür diledim.

Bundan birşey kaybedilmez.

Teşekkürler.

rica ederim..

insanız nihayetinde hata yapıyoruz.. ben üstünlük taslama çabasında olmadım hiçbir zaman..bazen çok fevri davranıyorum..çünkü burdaki bazı arkadaşlar acayip ağzı bozuk insanlar.. ister istemez geriliyorum..fikirlerimiz ve inançlarımız çok zıt olsa da insan gibi konuşabilmeliyiz..keşke birileri de anlasa bunu..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Einstein Tanrı zar atmaz demiş..

Planck, Einstain e , Tanrı nın ne yapacağını bilemezsin, söyleyemezsin... şeklinde bir hikaye anlatılır..

Fakat siz Tanrı nın unuttuğunu biliyorsunuz..

Hayır, bence bilmiyorsunuz..

Önceki söylediklerine binaen bunun bir unutkanlık, unutkanlığın da hata olduğuna inanıyorsunuz sadece..

Eğer daha önce "de ki" ifadeleri olmasaydı, kesinlikle Muhammed konuşuyor olurdu..

Sağ duyunuza hükmetme yeteneğim yok, öyle olsaydı ne diyeceğinizi kendinize bir sorun bakalım..

Bir de ben burada öyle olması gerekir, diye bir şey kullanmıyorum..

Zaten öyle..

Öyle olduğunu bilebilmek için, propos ve tahkiyenin ne olduğunu google ye yazın.

Daha evvel de örneğini verdim, tekrar edeyim..

Anlaşılan o ki anlamayanlar için tekrar iyi bir yöntem:

Dadaloğlum yarın kavga kurulur

Öter tüfek davlumbazlar vurulur

Nice koç yiğitler yere serilir

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir

Sizin mantıkla bakalım bu dörtlüğe:

Bu dörtlük Dadaloğunun değildir.

Çünkü Dadaloğlu na hitap var.

Burada konuşan Dadaloğlu değildir..

Hatta bu dörtlük bir kişiye de ait değildir, çünkü sonda "bizimdir" ifadesi var..

Sonuç itibarı ile Dadaloğlu na ait olduğu bilinen bu dörtlük Dadaloğlu na ait değildir..

Tıpkı Kuranda ki ifadelerden yola çıkarak, Kuran ın sadece Allah a ait olmadığını söylediğiniz gibi..

Eğer bu yaklaşımı doğru buluyorsanız benim diyecek bir şeyim yok, hatta Kuranın da diyecek bir şeyi yok size..

Thaless, bazı yerlerde anlamsız değildir. Mesala Fatiha insanlar tarafından okunmak için yazılmış bir suredir - Allah'ın kendine üçüncü şahıs olarak hitap etmesi de eğer dediğin gibi olsa idi sorun olmazdı gerçekten

"http://www.kuranmeali.org/9/tevbe_suresi/30.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx" 'Allah onların kaderlerini belirlemiştir' deseydi mesala senin dediğin gibi kendine üçüncü şahısta hitap eden bir anlatım şekli olabilirdi

ama "Allah onları öldürsün" nasıl bir anlatım tekniğidir?

Ben onları öldüreyim bari tarzı bir şey midir? Allah kendisinden ricada mı bulunuyor?

Hud 2'de hiçbir açıklama vermeden zart diye Muhammed "Ben bir ....." diye lafa başlıyor. Bu sözleri Muhammed'in kendisinin mi söylediği veya Allah'tan mı geldiğini bilmiyoruz

tarihinde Yakılan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi sizin gibi benmerkezci bakalım, hımm benim evimin zaten arka kapısı yok, o halde bu o zamanki Araplara yönelik bir söylem ve insanın söylemiş olduğuna dair delil, evrensel olamayacağına dair kanıttır..

Thaless evin arka kapısı evrensellikten bağımsız olabilir ama malesef göğün insanların üstüne düşeceğini söylemesinin hiçbir açıklaması yoktur. O zaman için söylemese ne kaybedecekti? Hiç bir şey! Bizim zamanımız için ne kazanıyor - insanların kahkahalarını kazanıyor

Öyleyse bu ayet ne için var?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an'da birçok kıssa anlatılır.

Kıssa masal demektir.

Masalların da çoğunun uydurma olduğunu biliriz.

Kur'an'daki bu uydurma masalların tamamına yakını Yahudi kaynaklıdır. Birkaçı da Hristiyan ve putperest masalıdır.

Bu masalların hemen hepsinde mantıksızlık mevcuttur.

Gerçi masallarda mantık aranmaz ama eğer bu masallar kutsal olduğuna inanılan kitaplarda gerçekmiş gibi anlatılıyorsa durum değişir.

Bir örnek verelim.

Kehf suresi adını Hristiyanların "yedi uyurlar" diye inandıkları Ashab-ı Kehf'ten alır.

Burada masalı anlatmayacağız, ayetteki mantıksızlığa değineceğiz sadece.

Kehf-22. Ashabı Kehf'in sayılarında ihtilaf edenlerden bazıları: Onlar, üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir" diyecekler. Diğer bazıları da "Onlar, beş kişidir, altıncıları köpekleridir " diyecekler. Her ikisi de bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (kimileri de)"Onlar, yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: "Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir." Onları ancak pek azı bilir, Bu sebeple onlar hakkında bu bildirilenler dışında bir münakaşaya girişme ve bunlar hakkında hiç kimseye de bir şey sorma!

Bunların sayısı hakkında bunca yorum yapıp da kaç kişi olduklarını bildirmemesi ilginç.

Herhalde bu sayının gizliliğinin insanlık açısından çok büyük önemi var ki açıklanmamış. :D

Halbuki konu zaten kaç kişi oldukları. Muhammed'e soruyorlar sayıyı, sınamak için.

Ama gördüğünüz gibi kesin bir sayı veremiyor ve sanki büyük bir sırmış gibi bu konudan bahsedilmemesi gerektiğini yazıyor. ;)

Sonraki ayete bakarsak; Anlarız ki bu soruyu soranlara "Size yarın mutlaka yanıt vereceğim" demiş.

23. Bir şey hakkında “Ben, bunu yarın mutlaka yapacağım deme.”

Cevabı bulamayınca da böyle kıvırmış besbelli.

Uyuya kaldıkları süreyi verirken de 300+9 olarak verilmiş:

25. Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz daha eklediler.

O dokuzun bir esprisi belirtilmediğine göre Muhammed direk 309 demeyi bilmiyor demek ki. :lol:

Sadece şu saçma masal hakkındaki ayetler bile Kur'an'ın insan uydurması olduğunu kanıtlıyor.

Var mı mantıklı bir izahı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kıvırma daha:

Helak edecekmiş ama aralarında Muhammed varmış!

Enfal: 32-33. Hani onlar, "Ey Allah'ım, eğer şu (Kur'an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir" demişlerdi.

Oysa sen onların içinde iken Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.

Yukarıdaki ayetlerde sözde Allah, üzerlerine taş yağdırılmasını isteyen inanmayanlar için Muhammed'e "Yapardım ama aralarında sen varsın" diyor.

Halbuki yine Kur'an'daki masallardan öğreniyoruz ki birçok kavmi aralarında peygamber varken helak etmiş, peygamberleri ve inananları kurtarmışmış..

Muhammed'in kavmine gelince, helak edecek ama "aralarında sen varsın" diyor.

Sanki Nuh, Hud, Lut, Salih öldükten sonra helak etmiş kavimlerini.

"Sen onların içindeyken" gibi anlamsız bir yanıt yerine;

"Allah kimi helak edip etmeyeceğini sizden daha iyi bilir" denilse daha mantıklı bir yanıt olurdu.

Ama Muhammed'in akıl hocaları bu kadarını düşünememiş herhalde. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...