kirec 0 Mayıs 11, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 11, 2011 gönderildi Önce yaratıcının tanımını yapmak gereklidir.Bu yaratıcının özü ve çalışma prensibi belirlenmelidir.Sonra bu tanımlara uyan bir varlığın varolmasının mümkün olup olmayacağı tartışılmalıdır.Siz yaratıcı dediğinizde bin tane yaratıcı tanımı yapabilirsiniz.Belirli ve ayrıntılı bir yaratıcı tanımı yapmalısınız. özellikle tanımını yapmıyoruz... yapamıyoruz çünkü bilmiyoruz... böyle olunca da varlığının ve yokluğunun üzerinde tartışmakta biraz zor oluyor... mesela şuşu özelliklerinden dolayı var olamaz derseniz belki de öyle özellikleri yoktur deriz... yani sizi açık düşürürürz... işte böyle... tanım yapamıyoruz kardeş... olsa dükkan senin... Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Mayıs 11, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 11, 2011 gönderildi Yaratıcı konusunda bilimin bir iddiası yok. Yani bilim ne bir Tanrı vardır diyor, ne de yoktur diyor. Ama bunu bilim agnostiktir şeklinde yorumlamak yanlış. Çünkü bilim için ilgilenmediği her konu yoktur. Bilim yalnız kendi yöntemleri ile araştırılabilen olgularla ilgilenir. Bilim Tanrı'yı nasıl araştıracak? Ayrıca Allah'a atfedilen her iddia bilimle çelişiyor. Dolayısıyla Tanrı inancı ile bilimselliği bir araya getirmek mümkün değil. Link to post Sitelerde Paylaş
fartofinlee 0 Mayıs 12, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 12, 2011 gönderildi tanrı varsa neden bunların tamamını yapıyor? neden insanları yaratmış, dünyayı yaratmış? neden ona tapmamızı istiyor? ona tapmamıza ihtiyacı mı var yoksa ego mu tatmin ediyor? Tanrı bir insan değilse neden egosu var? Link to post Sitelerde Paylaş
empirical 0 Mayıs 12, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 12, 2011 gönderildi (düzenlendi) Larry King: Do you believe in God? Stephen Hawking: Yes, if by God is meant the embodiment of the law of the universe. Larry King Live, December 25, 1999 Yorum yok. Mayıs 12, 2011 tarihinde empirical tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
AteTürk 0 Mayıs 12, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 12, 2011 gönderildi Bir baska baslikta sana biraz sert ciktim ama durumundan habersizdim dificulty kusura bakma. Net olarak tanri inancim yok diyorsun ama actigin baslik suruncemede oldugunu gösteriyor ve bilime siginmak istiyorsun ama bilim siginacagin yer degil. Tanri ile uzak yakin alakasi yok sadece katolik hristiyanlarin tanrinin karsisina yerlestirmek istedikleri ama bir turlu basarili olamadiklari bir alan. Nail olsunlar ki? Tanrinin karsiti bin yillardir kötü karakter seytan olmus, hatta bu yuzyilda Amerika'da kötülügü temsil eden figür ne diye arastirma yapmislar Darth Wader cikmis ve bir kiliseye seytan temsili olarak Darth Wader figuru yerlestirmisler. Ama bilim gibi soyut bir kavrami tanrinin karsisina nasil yerlestirebilirsin ki? Bilim soyuttur ancak bilim adamlari tanrinin karsiti olabilir ki bugun bir cok bilim adami inanclari ugruna bilimi katledip insanligi din ugruna karanlikta birakiyor. Senin yapmak istedigini zaten yillardir katolik kilisesi ve katolik holywood yapimcilari yapmaya calisiyor ya da teist din adamlari, hatta bu ugurda yuzyillardir söylenen evrimi bile kabul edip ne varki bu da tanrinin bir plani diyorlar, hristiyan dunyasinda ne kabul görurse fethullahci camiada aynisini turkiye'de kabul ettirmek icin allahin bir hikmeti deyip guya dusmani olan bati dunyasinin ipine sariliyor. Aklin karisikken böyle sorular sorman dogal ama zamanla zihnini acip berrak dusundukce bu tur sorular sana da komik gelecektir, rahat ol cehenneme gitmeyeceksin. Link to post Sitelerde Paylaş
Gevheri 0 Mayıs 12, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 12, 2011 gönderildi Bilimin, yaratıcı ya da genel olarak dinler ve tanrılar konusunda hiçbir şey söyleyemeyeceği fikri yanlıştır. Ya da en azından bu fikri belirtirken anlamını açmak ve bilimin tanrıyı/tanrıları inceleyemeyeciği gibi yanlış bir izlenim vermemeye özen göstermelidir. Çünkü aklımıza gelebilecek her şey bilimsel bir gözle incelenebilir ve bazı akılcı sonuçlara varılabilir. Bu anlamda, bilimin tanrı düşüncesi için söyleyebileceği şeyler yok değildir. Örneğin; tanrılar, ilkel çağların mistik yaratılarıdır. Keza şeytanlar, cinler, periler, melekler, yarı-tanrılar, kutsanmış ruhlar vs de böyledirler. Bilimsel düşünceden yoksun insanoğlu, asırlarca bir tanrı yaratmış ve yeterince açıklayamadığı, anlamlandıramadığı, anlayamadığı doğa olaylarını tanrılara yormuş; ilkel bilinciyle olaylara bu biçimde bir açıklama getirmeye çalışmıştır. Depremler, seller, kasırgalar, hastalıklar vb ilkel insan bilinciyle açıklanamayan olayların gizemi onu mistik arayışlara itmiş ve insanlık tarihindeki sayısız tanrı işte böyle doğmuştur. Bu insan yaratılarının, ilkel insan imgelemi ile sınırlı ve tümüyle onsan beslenilerek oluşturulmuş olması bu doğa üstü figürlerin insan tarafından yaratıldığının açık kanıtıdır. Uzun lafın kısası, bilim tanrıyla ilgilenmez ya da bilim tanrıya yok da demez var de demez tarzı düşünceler, altını çizerek söylüyorum, son derece yanlış görüşlerdir. Link to post Sitelerde Paylaş
umbra 0 Mayıs 13, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 13, 2011 gönderildi (düzenlendi) Hem bilim doğru söylüyor hemde bir yaratıcı var olamaz mı? Bilim evrenin oluşumuna dair birçok şeyi açıklıyor. Bununla birlikte bir yaratıcınında varlığı söz konusu olamaz mı? Yani aslında ikiside bilimde insanlarda inançlarında haklı olamazlar mı? Ben de düşünmüşümdür hep bu konuyu Evrim bir gerçek İlk tek hücreli yaşamdan bu yana canlılar evrilerek bugüne gelindi ve bu arada doğadaki en zeki canlı insan meydana geldi Eğer tanrı varsa ve ilk insan da müslümanların dediği gibi bundan yaklaşık 7000 yıl önce yaratıldıysa, insanın genetik yapısının ve bilhassa mitokondrial DNA özelliklerinin tamamı insanlar için bir tuzak ! Eğer insanın DNA yapısı diğer canlıların DNA yapılarından tamamen farklı olsaydı ve bu yapıda bir DNA ya 6 -7 bin yıl öncesi ve sonrasındaki hiçbir canlıda rastlanmasaydı acaba o zaman tanrıya inanmayanların yüzdesi kaç olurdu ?! Bence , eğer tanrı varsa bu durumu bilerek ve planlayarak düzenlemiştir ! Sonuç olarak: Bilim zaten gerçekleri söylüyor + bir tanrı varsa ancak yukarıdaki durum geçerlidir bence. Mayıs 13, 2011 tarihinde umbra tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Ascomycota 0 Mayıs 13, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 13, 2011 gönderildi tanrı var ise ona şu soruyu sormak lazım neden yeterli kanıt vermedin. Link to post Sitelerde Paylaş
fanidünya 0 Mayıs 13, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 13, 2011 gönderildi Sizler kendınızde arayacaksınız kusuru tanrı da degıl... En buyuk kanıt sızın yokken var olusunuz... Tabı bunu kabul etmedıgınıze göre suclu akıl veren allaha ınanmayalara demı... Link to post Sitelerde Paylaş
kitapkurdu82 0 Mayıs 15, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 15, 2011 gönderildi (düzenlendi) Sizler kendınızde arayacaksınız kusuru tanrı da degıl... En buyuk kanıt sızın yokken var olusunuz... Tabı bunu kabul etmedıgınıze göre suclu akıl veren allaha ınanmayalara demı... öncelikle bilimsel olarak Tanrının yokluğunu ispatlamak veya varlığını ispatlamak mümkün değildir. Carl Sagan'ın garajımdaki ejder benzetmesi gibi, görünmeyen ama var olduğu söylenen bir durum ispatlanamaz. Bu durum forumda yer alan teistlerin evimde köpek beslediğimi ispatlamaları kadar imkansızdır. Çünkü nerede yaşadığımı bile bilmiyorlar. Tıpkı bizim Tanrının nerede yaşadığı veya yaşama olasılığının olduğunu bilmemiz gibi... Ancak yanlış olan diğer kavramda fanidünya nın ilettiği yoktan var olma durumunu allah'a hatta tek bir allah'a adamaktır. Bunu iki şekilde değerlendirebiliriz. Birincisi yoktan var olduğumuzu kabul ederiz ama bunun kanıtının Allah olmadığını söyleriz. Başka birisi veya birden fazla kişide bizi yoktan var etmiş olabilir. Çünkü yoktan var olmuş olsak bile bu Muhammet'in, pavlus'un veya Ezra'nın Tanrısı olamaz. İkinci olarak da yoktan var edildiğimiz yalanını bir kenara bırakır ve bilimin gösterdiği gerçeklerle devam ederiz. Carl Sagan'ın güzel bir sözü vardır; "Tanrı nereden geldi? Eğer bunu cevaplandıramayacak bir soru olarak nitelendiriyorsak, neden bir basamak atlayıp evrenin kökenininde cevaplandıramayacak bir soru olduğu sonucuna varmıyoruz? Veya Tanrı daima vardı diyorsak neden bir basamak atlayıp, evrenin de daima var olduğu sonucuna varılmasın?" Kısacası, bilim zaten gerçekleri iletmek üzere kuruludur, yalanlar bilimin içinde elenir, eğer burada uygunluk aranacak ise bu yaratıcı tasvirinde olmalıdır. Günümüze kadar bize Allah ve Tanrı tanımlarını öğreten hiç bir din veya felsefi düşünce bu uyumu sağlayamadığı için ve Tanrı/tanrıların yerlerini bilmediğimiz için varacağımız sonuç, bilimsel bilinmezliğin, uydurulmuş yalanların yapay gerçekliğinden daha değerli olduğunu göstermektedir. Siz hem bilime, hem yaratıcıya inanabilirsiniz ama hem bilime hem de yaratıcı vardır diyen ideolojilere, dinlere inanamazsınız, bu gerçek ile yalana aynı anda inanmak gibidir ve ters tepkime yapar. Çünkü her tanrı vardır diyen adam utanmadan tanrıdan olduğunu söyleme gafletinde bulunmuştur, yani dışarıdan baktığımızda yalan söylemiştir. İçlerinde ise psikolojik bir travmanın etkisindedirler. Allah tanımının ortaya çıkışındaki en büyük etkende bu toplumsal bunalımlardır. Bilim bir bunalım ile yoluna devam edemez. Mayıs 15, 2011 tarihinde kitapkurdu82 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts