mechule_ 0 Oluşturuldu: Mayıs 16, 2011 Raporla Share Oluşturuldu: Mayıs 16, 2011 inkarcılarda gözlemlediğim kadarı ile inkarcılıklarını bilimsel delillere dayandırdıklarını sürekli savunuyorlar,evrimden mutasyona kadar tüm bilimsel olgular ile inkarcılıklarının doğruluğunu teyit ettiklerini söylüyorlar,peki bu inkarcılık belası bilim ile mi çıkmış ortaya? ayetlerde,hadislerde,peygamberler hayatlarında okuduğumuz öğrendiğimiz kadarı ile inkarcılık ilk insanlardan beri var olan bişi adamlar Dünyanın düz olduğuna inanırken bilim neredeydi? Demem o ki,siz ateistlerin arkasına saklandığı bilim sadece tutunmaya çalıştığınız dal,bilimden öncede inkar vardı,insan vardı çünküsiz her cevabı bilimde bulduğunuzu söylüyorsunuz peki asırlar öncesindekiler neyi nerede bulduda inkara koştular? yoksa insan sahiden hüsrandamıdır asr gibi.. Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi İnkarın tanımı şöyle: Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma. Bir meczup çıkmış "Ben peygamberim" demiş. Zırvalarla dolu bir kitap yazmış. Demiş ki: "Bu kitabı bana tanrı gönderdi" Kendisine inanmayanlara da "inkarcı" demiş. İnanmayanlar birşey yapmışlar da, yaptıklarını mı inkar etmişler? Birşey söylemişler de söylediklerini mi inkar etmişler? Birşeye tanık olmuşlar da, onu mu inkar etmişler? Hayır! Öyleyse yapmadığı, söylemediği, tanık olmadığı şeyleri kabul etmeyen insanları inkarcılıkla suçlamış olanlar; onları yalana ortaklığa zorlamışlardır. Nitekim inananlara tanık olmadıkları halde: "Tanıklık ederim ki Allahtan başka ilah yoktur ve yine tanıklık ederim ki Muhammed onun kulu ve resulüdür." dedirtilmiş-dedirtilmektedir. Bu durumda ortada inkarcılar değil, yalancılar var demektir. Link to post Sitelerde Paylaş
Adonis 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi inkarcılarda gözlemlediğim kadarı ile inkarcılıklarını bilimsel delillere dayandırdıklarını sürekli savunuyorlar,evrimden mutasyona kadar tüm bilimsel olgular ile inkarcılıklarının doğruluğunu teyit ettiklerini söylüyorlar,peki bu inkarcılık belası bilim ile mi çıkmış ortaya? ayetlerde,hadislerde,peygamberler hayatlarında okuduğumuz öğrendiğimiz kadarı ile inkarcılık ilk insanlardan beri var olan bişi adamlar Dünyanın düz olduğuna inanırken bilim neredeydi? Demem o ki,siz ateistlerin arkasına saklandığı bilim sadece tutunmaya çalıştığınız dal,bilimden öncede inkar vardı,insan vardı çünküsiz her cevabı bilimde bulduğunuzu söylüyorsunuz peki asırlar öncesindekiler neyi nerede bulduda inkara koştular? yoksa insan sahiden hüsrandamıdır asr gibi.. Bilimden önce ne yaw ? Bilmenin , bilimin ne olduğunu öğretmek lazım bu meczupa Link to post Sitelerde Paylaş
IFeelGood 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi İnkarın tanımı şöyle: Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma. Bir meczup çıkmış "Ben peygamberim" demiş. Zırvalarla dolu bir kitap yazmış. Demiş ki: "Bu kitabı bana tanrı gönderdi" Kendisine inanmayanlara da "inkarcı" demiş. İnanmayanlar birşey yapmışlar da, yaptıklarını mı inkar etmişler? Birşey söylemişler de söylediklerini mi inkar etmişler? Birşeye tanık olmuşlar da, onu mu inkar etmişler? Hayır! Öyleyse yapmadığı, söylemediği, tanık olmadığı şeyleri kabul etmeyen insanları inkarcılıkla suçlamış olanlar; onları yalana ortaklığa zorlamışlardır. Nitekim inananlara tanık olmadıkları halde: "Tanıklık ederim ki Allahtan başka ilah yoktur ve yine tanıklık ederim ki Muhammed onun kulu ve resulüdür." dedirtilmiş-dedirtilmektedir. Bu durumda ortada inkarcılar değil, yalancılar var demektir. "Konu kapanmıştır" dedirten açıklama. Ama tabii kapanmayacak çünkü anlamayacaklar. Veya işlerine gelmeyecek. Özetle: Allah vardı da biz mi inkâr ettik? İftira ediyorlar. Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi Yaşayıp yaşamadığı bile bilinmeyen Musa'nın asasının yılanları yuttuğu, elini koynuna sokup çıkardığında bembeyaz olduğu, çekirge istilası, kurbağa istilası yaptırdığı, bütün suları kana çevirdiği, ilk doğan bütün erkeklerin öldüğü ve Kızıldeniz'i yararak firavunun ordusundan kurtulunduğu gibi mucizeler gösterdiği iddia edilmiş. Bunları görmeyen, tanıklık etmeyenler inkarcılıkla suçlanıyor. Böyle bir saçma suçlama olabilir mi? O mucizeleri görmüş olanlar inanmamışsa eğer, inkarcı olanlar onlardır. Kaldı ki o tür mucizelere tanıklık etmiş olanın inkarı mümkün mü? Hadi çekirgeleri, kurbağaları geçtik. Bütün suları kana çeviren biri nasıl olur da inkar edilir? Ama gel gör ki Mısırlılar Musa'ya inanmadıkları gibi kendi kavmi de bir müddet sonra yine buzağıya tapmışmış. Yahu masalın-mavalın bile bu kadar saçması olmaz. Muhammed'in kendi amcası-Ali'nin babası bile iftira atılıp inkarcı yapılıyor. Sözde çocukluğunda Ebu Talip'in yanında kervana katılmış da, yolda Rahip Bahira onu görünce "Bu beklenen peygamber" demişmiş. Ama Muhammed'e peygamberlik geldiğinde inanmadığı gibi, ölene kadar da iman etmemişmiş. Öyle bir olay yaşanacaktı da, ilk inanan amcası olmayacaktı öyle mi? Delimiymiş, geri zekalımıymış amcası? Yok eğer kalbi mühürlüyse, ne diye mühürlemiş Allah? Başka mühürleyecek adam mı bulamamış? Ondan sonra inkarcı.. Yalancının yalanına inanmayana inkarcı denilir mi hiç?!! Link to post Sitelerde Paylaş
IFeelGood 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi Konuyu, olması gereken yere taşıyalım. Aslında Pante daha şimdiden bitirmiş tartışmayı ama?... >>>>>ATEİSTFORUM Link to post Sitelerde Paylaş
Dofre 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi Bu site sırf ateistleri ve sırf islamı korumak için sacma yazılar yazanlarla dolu. Acaba cehaletten mi yoksa tek taraflı düşünmenin verdiği bir olaymı diye geçti aklımdan. Bilimden önce kelimesi bile acayip. Galiba ben sadece bilim bölümnde yazmalıyım. Link to post Sitelerde Paylaş
'Oflaz' 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi boş tartışma.. ama kafama takılan bir şey var pante, madem öyle sen ikibin altı ya kadar inandığın din bu din değilmiydi.. o vakitler nasıl bir kafa taşıyordun ki sadakte diyordun inan sadece meraktan soruyorum bu gün sana yarın bana ne olur ne olmaz bilelim önlemimizi alalım.. Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi Lucretius Muhammed'den 700 sene önce yaşamış. Evreni, atomları anlatmış. 700 sene sonra yaşayan Muhammed gibi 7 kat gök-7 kat yer diye saçmalamamış. "Yıldızlar, şeytanları taşlamak için yaratılmış atış taneleridir" diye zırvalamamış. Bakın neler yazmış. İnkar eden Lucretius mu yoksa ondan 700 sene sonra, 2100 sene sonra yaşayan dinciler mi görün: Birinci ilkemiz şu olacak konuya girerken: Hiçten hiçbir şey yaratılamaz tanrısal güçle Ölümlülerin bunca korkuya kapılmaları Yerde ve gökte tanık oldukları olaylara Gözle görülür bir neden bulamamalarındandır Kolaydır tanrının istemiyle açıklamak bunları Hiçten bir şey yaratılamayacağını kavrayınca Daha açık seçik göreceğiz önümüzdeki yolu Nasıl oluştuğunu ve var olduğunu Bir kere yoktan yaratılsaydı varlıklar, Her tür, her kaynaktan doğardı; tohum olmazdı İnsan denizden çıkardı, pullu balık topraktan Ve kuşlar gökten türerlerdi durup dururken. Sürüler, kuytularda üreyen yabanıl hayvanlar, Ekili ya da çorak toprakları doldururlardı. Aynı ağaçlarda bitmezdi hep aynı yemişler, Elbet değişirlerdi, her ağaç her yemişi verirdi. Kendine özgü doğurgan gövdelerden oluşmasaydı Neden hep varlık doğsundu aynı tür anadan? İmdi, her varlık özel tohumundan oluştuğundan Ancak uygun dokunun, uygun atomların bulunduğu Yerden doğar güneş-ışıklı dünyaya. Bu yüzden her şey rasgele doğamaz her şeyden, Özel gücü özündedir doğumunu hazırlayan. Neden baharda açar gül,ekin olgunlaşır yazın? Ve üzüm neden büyüsüne kapılır güzün? Özel tohumları elverişli anda toparlanmayınca Ortaya çıkıp, varlıklar gelişmeseydi, Dirim başlayan toprak en uygun mevsimde, Onları korunmasız sürer miydi ışıklı dünyaya? Hiçlikten doğsalardı, zaman gözetmeden Olmadık aylarda ürerlerdi elbet, ansızın; Mevsimlerin hışmıyla doğurgan bileşimleri önlenen İlksel gövdeleri olmadığından. Dahası, serpilmeleri de belli bir süreyle Belirlenemezdi, tohumun birikimi için gereken. Bebekler birdenbire büyüyüverir, Ağaçlar dilenildiğinde bitiverirdi topraktan. Ama öyle değil doğanın yasası biliyoruz. Doğada usul usul gelişir varlık, Kendine özgü yapıyı taşıyarak tohumundan, Kendine özgü maddesiyle çoğalır ve beslenir, Dahası da var: çıkagelmezse mevsim sağanakları, Veremez yüzgüldürenekini toprak Besinsiz kalınca da üreyemez hayvanlar Ve sürdüremezler dirimlerini. Atomları yadsıyan kuramın tersine, Ortaktır çoğu öğeler varlıkların genelinde, Tıpkı ayrı sözcüklerdeki harfler gibi. Düşünelim: Neden öylesine kocaman yaratmamış doğa Ki yürüyerek geçememiş insanlar okyanusu? Elleriyle devirememişler dağları, Ve sürdürememişler yaşamlarını kuşaklar boyu? Çünkü varlık, doğumu için özel doku ister Kendi yapısının niteliğini belirleyen, Demek ki hiçbirşey oluşamaz hiçlikten, Çünkü her varlık, dayanıksız havaya çıkmadan, Kendi özel tohumundan döllenmelidir. Son olarak görüyoruz ki işlenmemişten Daha yetkindir işlenmiş topraklar ve Emeğin değdiği yer, tatlı yemişlerden geçilmez. Çünkü öyle tohumlar gizlidir ki toprakta -sabanla alt üst ettiğimizde- uyarırız verimliliklerini onların. Yoksa çabamıza gereksinmeden ulaşırlardı yetkinliğe. İkinci ilke: kurucu atomlarına ayırır bileşikleri doğa Ve hiçbir şeyi indirgemez hiçliğe. Öğeler yok edilir nitelikte olsalardı Yitip giderdi nesneler de birdenbire; Bağlantıları koparmak ayırmak için parçaları Güç harcamaya bile gerek kalmazdı. Ne ki, Yok edilmez tohumlardan elde edildiğinden her şey, Hiç birinin yitmesine göz yummaz doğa; Çatlaklardan içeri sızıp çözüştüren Ya da bir vuruşta yıkan bir güç olmadıkça. Öz dokuları tükenen varlıklar, yeryüzünden Silinebilseydi hepten, hangi kaynaktan türetirdi Venüs, bunca çeşit canlıyı? Nasıl Sürerdi yaşam ışığına? Kendisine döndüklerinde Nasıl bulurdu her keresinde toprak, türlerinin Gelişmesi için gereken besinleri? Nereden tazelenirdi deniz, ona kavuşan ırmak? Esir nereden beslerdi yıldızları? Zamanın uzun dilimi, karanlık geçmiş, elbet Tüketebilirdi ölümlü gövdeleri, oysa Sonsuz geçmişte, evreni durmaksızın yenileyen Gövdeler süregelmişse, demek ölümsüzdür onlar; Hiçbir varlık hiçliğe indirgenemez o zaman. Link to post Sitelerde Paylaş
everest. 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi Daş yok mu bu forumda daş ?? Atayım şu mechulenin kafasına !! Link to post Sitelerde Paylaş
'Oflaz' 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi Kafama bir şey takıldı dedim Pante... Link to post Sitelerde Paylaş
eflatun 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi ibretlik bir paylaşım olmuş. daha bilimin,bilginin ne olduğunu bilmiyor. Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi boş tartışma.. ama kafama takılan bir şey var pante, madem öyle sen ikibin altı ya kadar inandığın din bu din değilmiydi.. o vakitler nasıl bir kafa taşıyordun ki sadakte diyordun inan sadece meraktan soruyorum bu gün sana yarın bana ne olur ne olmaz bilelim önlemimizi alalım.. Oflaz, benim dine yönelik şüphelerim daha çocuklukta başlamıştır. Hem de Kur'an kursunda. 17-18 yaşında ise ateisttim. 90'lı yıllarda nedense kafam karıştı, imana geldim, ama tanrıdan başka kutsal tanımayacak şekilde. Yani dinlere yine inanmıyordum. Deistlikten ziyade panenteistliğe yakın bir inançtı benimki. Vahye değil ilhama inanıyor, tanrının bir takım insanlara ilham vermiş olabileceğini düşünüyordum. 2005-2006'da ise panteistlikle-panenteistlik arasında kaldım. Bu sıralarda ise natürel panteistim. Senin önlem alman gerekmiyor. Artık kemikleşmiş bir dindarsın. Kolay kırılmayacak iman zincirlerine sahipsin. Maaşallah! Link to post Sitelerde Paylaş
Zerdüşt 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi Ateist Bakış'ın verdiği bir örnek vardı. Mesela ben sana pez*venk diyorum ve sen hayır diyorsun değilim dolayısıyla ben de sana o halde sen bir inkarcısın diyorum. İşte tanımına dair bir örnekleme Link to post Sitelerde Paylaş
'Oflaz' 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi ah şu kuran kursları yokmu.. Link to post Sitelerde Paylaş
'Oflaz' 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi bu arada maaşallah değilde maşaallah olacak düzelteyim dedim.. Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi bu arada maaşallah değilde maşaallah olacak düzelteyim dedim.. Senin için öyle. Ben senin gibi yazarsam, senin gibi olurum sonra. Link to post Sitelerde Paylaş
'Oflaz' 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi hee neme lazım foruma bi nurcu çok bile.. Link to post Sitelerde Paylaş
eflatun 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi imzasındaki söz de hz isa'ya ait. Link to post Sitelerde Paylaş
'Oflaz' 0 Mayıs 16, 2011 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2011 gönderildi günaydın ben bile öğrendim.. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts