Jump to content

Ateistler Cumhuriyeti Kuruldu..


Recommended Posts

Bu ne cehalettir, bu ne vurdum duymazlık, bu ne akl-i bali olamamaktır, bu nasıl bir şeydir. Üç kuruşluk akılla, saçma sapan sorular sorup birde utanmadan cevap alamamaktan dolayı şikayet ediyor, cevap verdiğini sanan gafilleri örnek gösteriyorsun.

Senin kurduğun devlet neymiş söyle bakalım rezillik yapacağına, ebleh tcbh007....

ebleh ne demek canım biraz açıcan mı?

demek üç kuruşluk akıl ha..

ulan üç kuruşluk bir aklın sorduğu soruyu bile cevapmaktan kaçıyon..

senin aklın kaç kuruşluktur..

tarihinde tcbh077 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 107
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bunlar tamamen katıldığım sözler.. Başlığın bir yerinde de "Stalin"in kurduğu devletten söz ediyordu bu şaşkın.. Oysa ki Stalin bir devlet kurmamış, kurulmuş olan o devleti bir dönem yönetmiştir. Komünizm adına hareket etmiş, eğri veya doğru bir şeyler yapmıştır. Onun Ateist olması, yaptıklarını belirlemediği gibi, Ateizm'e de mal edilemez.. Ateizm zaten Stalin'in yaptıklarını sahiplenmez.. Çünkü Stalin'in yaptıkları Stalin'i ve Komünizm'i bağlar..

Şu aptal başlık 5 sayfa sürmüş.. Kimse doru dürüst bir cevap vermemesine rağmen, adam ısrarla cevap bekliyor.. Yanlış bir başlık açmışım, altı üstü bu kadar ayrıntılı bilmiyordum deyip vaz geçecek ama, erkekliğe bok yedirmemek için diyemiyor. de kabullenmiyor.. Ama anlamsız bu başlığa da bir son verilmesi lazım.. Dur bakalım...

yaw yanıt verme verme ....

yanıt vereceksen soruya cevap ver...

sorunun içeriğine ne bakıyorsun sen..

sorunun içeriğini beğenmiyorsan yanıt vermezsin çeker başka başlığa bakarsın..

ama ilaada bu ne biçim soru deyip de niye meşgul ediyorsun bizi.

tamam anladık beğenmedin..

o zaman diğer sorulara bak..

bir şeyler yazmak sevap değil ya...

Link to post
Sitelerde Paylaş

yahu bu ateistleri anlamak ne kadar zor...

ama gördünmü bak ...

taaaaa en baştan söylüyom ben..

bir ateist ile bir dindar arasında zerre kadar fark yoktur diye...

değişmez abi değişmez...

zora sıkışınca hakaret....silah...

bak şimdi hatırladım..

hatta kavga etmiştim bir ateist arkadaş ile.

niye biliyor musunuz?

anlattı anlatı anlattı islamın kadınlara nasıl ikinci sınıf muamelesi yaptığını...

hararetle anlattı...

neyse sabrettik. haklıdır dedik...

bir süre sonra bana ne derse iyi...

ne derse iyi..

şöyle dedi beyfendi...

şöyle dedi kadın hakları savunucusu:

'' ulan senin de karı kız ayağın hiç yok beeee''

ulan be adam..deminden beri kadın haklarından söz edersin..

şimdide kadınlardan ''karı kız'' diye bahsedersin..

bu mu ulan senin samimiyetin...

dediğim gibi

dindar = ateist

tarihinde tcbh077 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
tcb 007 senin bu üslubuna bayılıyorum yav. ;)

yahu ne yapayım delirdim artık...

bu ne biçim soru bilmem ne...

yahu şu diğer sorulara bir bak..

kaç tanesi bir işe yarar...

hepsi yok muhammedin tanrısı şöyle yapmış böyle yapmış...bilmem ne..

adamlar muhammedin tanrısının kıçından çıkamıyorlar ki.. dünyayı görsünler..

bir de müslümanları suçlarlar bel altına meraklıdırlar diye

ulan herşeyi muhammedin si......nin altında arıyan sizsiniz

...

zaten ne güzel ayarlamışsınız...cevap verilmeyen başlık arkaya doğru kayıyo...

bırakın kaysın.

tarihinde tcbh077 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

sanırım oğuz bu başlığı nasıl çöpe atacağını planlıyo...

ben de vasiyetimi yazayım bari..

en azından son arzumu sorarlar değil mi?

neyse boşver.. yukarıda yazdım hislerimi..kimseyede borcum yok zaten.

haydi as artık....'' eşhedü enla.... :rolleyes::rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş
tcbh dostum, soruların farazi olsa da burada bir umuda işaret etmişsin.Ateistlerin yaşamak istediği yönetim biçimlerini kapsayan devletlere yönelik umutları...Evet ben kendi adıma bu umudumu şöyle dile getirebilirim;

Ateist ve Sosyalist değerlere sahip biri olarak,şu devletlerin yönetim biçimlerinde yaşamak isterdim,

Vladimir İlyiç Lenin ve Josef Stalin dönemlerini kapsayan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

Mao Zedong dönemini kapsayan Çin halk Cumhuriyeti

Ho Chí Minh dönemini kapsayan Vietnam Demokratik Cumhuriyeti

Fidel Alejandro Castro Ruz dönemini kapsayan Küba Cumhuriyetinde

(Burada, tek yıldızıyla ölümsüzleşen efsanevi lider Ernesto Guevara de la Serna yıda anmadan geçmemek lazım.)

Evet bu ülkelerde ve ilgili dönemlerde,savunduğu sosyal değerler ve ortaya koyduğu strateji açısından oralarda yaşamak isterdim!!!

Ahh umutlar ahh,hayatımı inandığım değerleri kapsayan bir dünyada yaşayamadan geçirecek olmam ne kadar acı,bir bilsen...

yeryuzu askin yuzu oluncaya dek ...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi öncelikle ateistlerin çok farklı ideolojileri olduğu için önce belirli bir ideoloji çerçevesinde bir parti kurduklarını düşünelim! Çünkü her ateist çok çok farklı ideolojik, felsefi vs. yaklaşımlar sergileyebilir. Neyse bir ideolojiye inandıklarını ve bir araya geldiklerini hayal edelim. Ki bunlar ateizm etrafında birleşmeyeceklerdir. Çünkü ateizm bir ideoloji ya da inanç değildir. Temel olarak Tanrı'nın var olmadığını kabul eden bir felsefi bakıştır.

Sonuç ateizmin olarak kuralları, belirli öğretileri yoktur. Fakat siyasal görüşleri benzer olabilir. Yazacaklarım ateistleri bağlamaz. Elimden geldiğince ayrıntılı yazacağım iyi niyetli sorularını ve anlamadığın noktaları yanıtlayacağım. Fakat konuda sezdiğim şekilde illa çocuk gibi yanıt bekler, oraya buraya saldırır laf dalaşı vs. yaparsan bulaşmayacağımdan emin ol! Neyse belirli bir ideolojik eksende birleştiklerini hayal ederek sorularını yanıtlamaya başlıyorum!!! Yanıt vermemin sebebi de; bazı şeyleri anlamanı sağlamak içindir! Umarım seni tatmin ederim...

Bu ideolojiyi X ile belirtelim.

Partide Y olsun.

Y partisinin seçim, devrim vs. yollarla devlet kurduğunu ve mevcut devleti bütün temelleri ile yıkıp kendi X ideolojileri çerçevesinde devlet kurduklarını var sayalım. Bu devleti seninde dediğin şekilde tüm organları ile ateistler temsil ediyor. Yani teorik ve pratik olarak öncüler ateistler.

C-1) Devlette duygusallığa yer yoktur. En öncelikli çıkar kendi ülkenin çıkarlarıdır. Hiçbir ülke bir diğerinin çıkarlarını öncelikli tutmaz. Başka bir devlet ile çıkar ilişkisi ancak karşılıklı kazanımların katkısı bağlamında belirlenir. Fakat zayıf ülkeler güçlünün kendi ülkesi üzerinde ki çıkarlarına karşı koyamadığı için caydırıcı olamaz. Sonuç olarak karşılıklı olan çıkar ilişkisi birbirine denk ülkeler için geçerlidir. Bu anlatımdan sonra devletin duygularının olmadığını çıkarabiliriz.

Farklı olarak devletlerin faydacı ve duygusuz olduğunu da biliyoruz. Bu kadar açıklamadan sonra soruna gerçekçi bir cevap vermem gerekirse yönetim hangi ideolojinin olursa olsun orada ki ortak fikri, felsefe ya da inancı yaşadığı insanlara el uzatmayabilir. Bunu tarihten çok örnekle gördük.

Fakat hiç mi savaş ilan edilmez?! Edilir:=) Mesela X ideolojisine sahip başka bir halk İran'da zulüm görüyor. Bütün diplomatik, politik vs. yollar denenir. Çözüm alınamasa savaş açılır.

Nasıl mı açılır?! Eğer karşında çok zayıf bir devlet varsa açılır. Eğer karşında çok güçlü bir devlet varsa önce geleceğe yönelik çıkarlarını değerlendirir ve bu savaşın getirisi/götürüsü hesaplanır. Sonuçta ileriye dönük stratejik, ekonomik vs. kazanımları iyi ise savaş açılır! Fakat savaşın asıl ve tek nedeni orada yaşayan sizin gibi X ideolojisinde insanlar değildir! Onlarda değerlendirilir fakat devletin duyguları olmadığı için bunu öncelikli olarak düşünmeyecektir. Yaşamsal çıkarlar her zaman önceliklidir!

Yani savaş açılabilir ya da açılamaz. Savaş açılmasının ya da açılmamasını tek sebebi X ideolojisinden olan insanları kurtarmak olmayacaktır.

Eğer amaç X ideolojisine sahip insanları kurtarmak için savaş olsa dahi; diğer birçok olası sebep/sonuç değerlendirilir ve öylece hareket edilir.

C-2) Dini devletlerden kaçıp bize sığınan insanları sebepleri ile değerlendiririm! Eğer var olan sebepler ve mevcut devlet ile olan ilişkiler vs. geri vermemek konusunda bana fayda getirecekse geri vermem. Yok fayda getirmeyecekse ve ülkenin ileriye dönük çıkarları vs. zedelenecekse geri veririm. Çünkü bahsettiğim gibi devletin duysallığı yoktur. Bir kişi değil bütün milletin ve devletin şimdiki ve ileri ki çıkarları her şeyden önemlidir. Şöyle düşün bu kişi kaçtığı devlete iade edilmiyor ve bu sebeple iki devlet arasında savaş çıkıyor. Yani bir kişinin duygusal taleplerini tatmin etmek için milyonlarca insan ölüyor. İşte bu nokta bunca insanın ölmemesi için bu kişi iade edilir!

C-3) Barış koşulları ihlal edilmişse elbette ki ülkeyi savunmak zorunda kalırım! Sanırım bu soruda kurnazlık yapıp Muhammed ve onun azgın adamlarını haklı çıkarmaya çalışacaksın. Fakat unutma ki bu savaşı Mekkeliler değil ilk olarak Muhammed başlatmıştır. Sebebi de put sayısı bire düşürerek bölünmüşlüğü azaltıp kendi şahsi çıkarları doğrultusunda bir din oluşturmaktır. Gerçi kitabı tamamlamaması ya da yazdırıp toplamaması ayrıca düşündürücüdür.

Burada bir kabile kendini korumaya alıyor masalını anlatacağına eminim ama bu kişi fantezileri çerçevesinde bir Allah oluşturmuş ve Mekke'de karışıklık çıkarmıştır. Orada güçlenemeyeceğini bilerek ve başarılı olamayacağının farkında olarak Medine'de gitmiş ve burada ilk temelleri atmaya başlamıştır. Mekke'nin güzel ayet sallayan Muhammed'i, Medine'de savaş çığırtkanı olmuştur. Mekke'de çıkardığı karışıklık ve düzen istismarı yetmiyormuş gibi ne olduğu belirsiz farazi Allah ile bir inanış uydurarak öncelikle Arapları yanına almıştır. Sonra ne hikmetse dini yayamaya başlayarak sebepsiz yere insanları öldürmeye başlamıştır.

Sebep?! Din için. Hangi din?! İslam... Mekke halkının suçu neydi?! Putperest! Peki bunların yaşama hakkı yok mu?! Hem sen kimsin ve senin dinin ne vermek istiyor!!! İnsanları kılıçtan geçirip saçma olan inanışın karşısına aynı derecede saçma bir inanç koyarak neyi düzeltebilirsin!

Elbette amaç kişisel hırs olduğu için düzenlenen ayetlerde Muhammed'in keyfine çeki düzen vermiştir!

Muhammed, Putları teke indirip, tek put Allah'ı sonsuz güçlü atfedebilmek için göğe çekmiştir! Töre (gelenek, görenek vs.) aynı töre ama putperestliği yenileyip (revize)teke indirmiştir! Yani dünyadan alıp somut olan görüngüsünü, varlık temelinde ispatı olmayan, varsayımsal olarak dahi indirgenemeyecek bir hale sokmuştur!

İslam denen şey; Arap mitolojisinin tek Tanrılı din boyutuna indirgenerek törel geleneklerin korunduğu bir dindir. Muhammed bunu kendi çıkarlarının başarıya ulaşabilmesi için yapmıştır. Takip ettiği stratejisi de yarinde, zamanında, akıllıca girişimler vs. yazdığı ayetler ekseninde başarıya ulaşmıştır. Muhammed keyfini sürüp giderken Arap ileri gelenleri bu inancı sistematikleştirmek için önce Kur'an'ı derleyip toplamış ve sonra bunu şeriat biçiminde dünyevi hayata indirgemiştir.

Sonuç; Muhammed döneminde ve sonrasında milyonlarca insan bu farazi saçmalıklar yüzünde rahat uyuyamamış; cinsel, fiziki vs. kölelikten, ölüme, işkenceye kadar türlü vahşetle yaşamıştır ve hala yaşanmaktadır...

C-4) Ülkeye giriş çıkışlar bugünkü modern devletlerde nasıl kontrol ediliyorsa ondan daha iyi bir yöntemle kontrol etmeye çalışırdım. Yani bu soruyu soracağınıza daha aklı selim şeyler bulabilirdiniz! Engelleyemezsek bugün nasıl sorunlar doğarsa o zamanda ona yakın sorunlar doğacaktır. Yasal, güvenlik boyutu vs. ile gerekli tedbirler alınırdı yani...

C-5) Beşinci sorunuza çok uzun bir cevap verilebilir ama ben cevap verebileceğimi sanmıyorum. Bu konuda uzaman arkadaşlar cevaplarsa daha iyi olacaktır. Bunun için bugün geçerli olan yasalar yerindedir sanırım. Yani bu soruya cevap vermek için ateist olmak gerekmiyor. Ki ateist ya da bir başkası yargıya ideoloji çerçevesinde bakmaz. Yasalar çağın gereksinmelerine göre belirlenir.

Tekrar ediyorum yazdıklarım beni bağlar! Bu yazdıklarım ateist bir devlet değil daha çok belirli bir ideoloji çerçevesinde birleşmiş ateistler için geçerlidir. Olma ihtimali ütopik dahi "olmasa da" gerçekler bağlamında yazmaya çalıştım. Dikkat edersen bütün ideoloji ve inançlar bu yazdıklarımda çok farksız davranmaz.

Şimdi çıkardığımız sonuç ateizm bir ideoloji, inanç değildir. Kuralları, belirli eğlimleri vs. yoktur. Her ateist çok çok farklı eğilimlerde olabilmektedir. Yani Ateist bir devlet olamaz. Dediğim gibi anlattıklarım çerçevesinde ateistlerin çoğunlukta olduğu bir yönetimde ideolojik bir eksende birleşebilir. İmkansızda olsa ütopik olarak bu hayal edilebilir! Fakat devlet olmanın vasfından dolayı çağın sistemlerinde kurtulamayacaktır. Yoksa devlet olarak kalamayacaktır.

Bana sorarsan böyle bir ütopya Tanrı inancında farksızdır:=) Fakat temsil bakımında ateist insanlar batıda üst yönetici olabilmekte. Fakat diğer tüm ideolojileri ya da inançların kökünü kazmadıkları için hoşgörülü bir yönetimle geldikleri durumu görüyorsunuz. Ateistler canavar değildir. İnançlılardan tek farkı Tanrının ya da Tanrıların var olmadığını kabul eden felsefi bir görüştür. Bunu dışında A'dan Z'ye çok farklı tutarlılıkları olacaktır. Çok uzun oldu ama herşeyi ayrıntısıyla anlattığımı umuyorum!

tarihinde Nektar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
ebleh ne demek canım biraz açıcan mı?

demek üç kuruşluk akıl ha..

ulan üç kuruşluk bir aklın sorduğu soruyu bile cevapmaktan kaçıyon..

senin aklın kaç kuruşluktur..

tcbh007 sorunun cevabını vermiştim ama sen ebleh olduğundan -açıklama istemişsin onuda alacaksın şimdi- yani gerçekleri kavramakta sorunların olduğundan

-daha detaylı açıklama google'de ama sana anlayacakğın şekilde ifade etmem şart yani şöyle; aptallıkla salaklık arasında zirveye oynayan zeka seviyesi- veya gözlerin görmediğinden anlamamışsın. Zaten senden başka bir şey beklenemezdi, şuna da "inanmanı" isterim ki bu yazıyı sen anla diye yazmıyorum anlayacak birileri olduğunu düşündüğüm için uğraşıyorum. Neyse bak ne diyeceğim daha önce yazdığım yazıyı buraya kopyalayıp altına da orada yapmayacağımı söylediğim bir şey yazarak sana yol göstereceğim. Sana dediysem panik olma, anlamayacağının yüzde yüz farkındayım başkaları anlar diyerekten yapacağım bunu. Sana desteğini eksik etmeyen diğer ebleh arkadaşına da faydası olmayacaktır ama artık yeter yahu, rezillik yapmayın.

Buyrun bakalım ne yazmışım;

Öğrenecek o kadar çok şeyiniz var ki...

Bakın Doktor ne demiş, forumda dolaşan değil, "Parti kurmak turşu kurmaya benzemez". Şimdi ben diyorum ki devlet kurmakla turşu kurmanın, parti kurmakla turşu kurmak arasındaki ilişki kadar bile alakası yoktur. "İnançlı" olanların herşeyin başlangıçta tastamam olduğuna olan sanıları herşeyin iradeleri dahilinde gerçekleştiğini zannetmelerine yol açmış anlaşılan.

Şimdi işin özü şudur; devlet kurulmaz, oluşur. Devleti oluşturan sanabileceğiniz gibi dışarıdan bir etki değildir; nasıl ki sizi büyüten yiyecekler değilse. Devlet yani insanların dirlik içinde yaşamasını sağlayan mekanizma belli çelişkiler sonucunda oluşmuştur ki buna girmek niyetinde değilim çünkü aranızdaki ön kabulü yüksek "sınıf" saçmalama potansiyeline sahip bulunuyor ve benim bunlarla tartışacak kadar "zekam" yok.

Evrimi anlamadan insanlık tarihini anlayamayacağımız gerçeği bir kez daha karşımıza çıkmış oldu böylece. Devletlerin oluşması tıpkı insanın oluşması gibidir, çevresel şartlara uyum ve bunun yönetilebilmesi. Evet devletler oluşur ve bunu insanı tüketerek yaparlar, ortaya çıkan ise insanın ürettiği bokla orantılı olarak bunu üreten organizmalardır. Yani şunu söylemeye çalışıyorum devlet kuramazsınız onun tükettiği hammadde olabilirsiniz, bunun iyi tarafları yok diyemem ama şunu diyebilirim sen kendini kasma onlar kazma. Bilmem anlatabildim mi?

Detaylı bilgi sakallıda ve onun amca oğlunda, merakınız fazlaysa bibliografya talep edebilirsiniz, tabiki benden değil.

Buradan yak...

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, Friedrich Engels

Bu konuya değinmiş senin bildiğin şıh, şeyh veya benzeri ünvana sahip birileri olabilir onları boş ver, anlamaz onlar....

Utanmadan bu mesajıma cevap vereceğinden kuşkum yok hemde mallık sınırlarını zorlayacağını adım gibi biliyorum, dayanamadım kusura bakma....

Bir soru daha sana; Osmanlıca hocam sınav sorusu olarak sorduğu metnin önce transkriptini sonra anlamını en son olarakta bir cümle halinde özetini isterdi. Şimdi ben sana sorayım bir cümle halinde ne yazdığımı özetleyebilirmisin, hadi bakalım başar isterim.

tarihinde gestep tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
tcbh007 sorunun cevabını vermiştim ama sen ebleh olduğundan -açıklama istemişsin onuda alacaksın şimdi- yani gerçekleri kavramakta sorunların olduğundan

-daha detaylı açıklama google'de ama sana anlayacakğın şekilde ifade etmem şart yani şöyle; aptallıkla salaklık arasında zirveye oynayan zeka seviyesi- veya gözlerin görmediğinden anlamamışsın. Zaten senden başka bir şey beklenemezdi, şuna da "inanmanı" isterim ki bu yazıyı sen anla diye yazmıyorum anlayacak birileri olduğunu düşündüğüm için uğraşıyorum. Neyse bak ne diyeceğim daha önce yazdığım yazıyı buraya kopyalayıp altına da orada yapmayacağımı söylediğim bir şey yazarak sana yol göstereceğim. Sana dediysem panik olma, anlamayacağının yüzde yüz farkındayım başkaları anlar diyerekten yapacağım bunu. Sana desteğini eksik etmeyen diğer ebleh arkadaşına da faydası olmayacaktır ama artık yeter yahu, rezillik yapmayın.

Buyrun bakalım ne yazmışım;

Öğrenecek o kadar çok şeyiniz var ki...

Bakın Doktor ne demiş, forumda dolaşan değil, "Parti kurmak turşu kurmaya benzemez". Şimdi ben diyorum ki devlet kurmakla turşu kurmanın, parti kurmakla turşu kurmak arasındaki ilişki kadar bile alakası yoktur. "İnançlı" olanların herşeyin başlangıçta tastamam olduğuna olan sanıları herşeyin iradeleri dahilinde gerçekleştiğini zannetmelerine yol açmış anlaşılan.

Şimdi işin özü şudur; devlet kurulmaz, oluşur. Devleti oluşturan sanabileceğiniz gibi dışarıdan bir etki değildir; nasıl ki sizi büyüten yiyecekler değilse. Devlet yani insanların dirlik içinde yaşamasını sağlayan mekanizma belli çelişkiler sonucunda oluşmuştur ki buna girmek niyetinde değilim çünkü aranızdaki ön kabulü yüksek "sınıf" saçmalama potansiyeline sahip bulunuyor ve benim bunlarla tartışacak kadar "zekam" yok.

Evrimi anlamadan insanlık tarihini anlayamayacağımız gerçeği bir kez daha karşımıza çıkmış oldu böylece. Devletlerin oluşması tıpkı insanın oluşması gibidir, çevresel şartlara uyum ve bunun yönetilebilmesi. Evet devletler oluşur ve bunu insanı tüketerek yaparlar, ortaya çıkan ise insanın ürettiği bokla orantılı olarak bunu üreten organizmalardır. Yani şunu söylemeye çalışıyorum devlet kuramazsınız onun tükettiği hammadde olabilirsiniz, bunun iyi tarafları yok diyemem ama şunu diyebilirim sen kendini kasma onlar kazma. Bilmem anlatabildim mi?

Detaylı bilgi sakallıda ve onun amca oğlunda, merakınız fazlaysa bibliografya talep edebilirsiniz, tabiki benden değil.

Buradan yak...

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, Friedrich Engels

Bu konuya değinmiş senin bildiğin şıh, şeyh veya benzeri ünvana sahip birileri olabilir onları boş ver, anlamaz onlar....

Utanmadan bu mesajıma cevap vereceğinden kuşkum yok hemde mallık sınırlarını zorlayacağını adım gibi biliyorum, dayanamadım kusura bakma....

Bir soru daha sana; Osmanlıca hocam sınav sorusu olarak sorduğu metnin önce transkriptini sonra anlamını en son olarakta bir cümle halinde özetini isterdi. Şimdi ben sana sorayım bir cümle halinde ne yazdığımı özetleyebilirmisin, hadi bakalım başar isterim.

tamam o zaman dostum...

sen git senin gibi zeki doslarınla konuş...buralarda harcanıyorsun.....

ama hemen yukarıda NEKTAR adlı arkadaşın yazısını bir oku. belki o senin seviyene hitap edebilme başarısı göstermiştir.

tabi eğer pek kıymetlü vaktiniz müsaitse :angry:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi öncelikle ateistlerin çok farklı ideolojileri olduğu için önce belirli bir ideoloji çerçevesinde bir parti kurduklarını düşünelim! Çünkü her ateist çok çok farklı ideolojik, felsefi vs. yaklaşımlar sergileyebilir. Neyse bir ideolojiye inandıklarını ve bir araya geldiklerini hayal edelim. Ki bunlar ateizm etrafında birleşmeyeceklerdir. Çünkü ateizm bir ideoloji ya da inanç değildir. Temel olarak Tanrı'nın var olmadığını kabul eden bir felsefi bakıştır.

Sonuç ateizmin olarak kuralları, belirli öğretileri yoktur. Fakat siyasal görüşleri benzer olabilir. Yazacaklarım ateistleri bağlamaz. Elimden geldiğince ayrıntılı yazacağım iyi niyetli sorularını ve anlamadığın noktaları yanıtlayacağım. Fakat konuda sezdiğim şekilde illa çocuk gibi yanıt bekler, oraya buraya saldırır laf dalaşı vs. yaparsan bulaşmayacağımdan emin ol! Neyse belirli bir ideolojik eksende birleştiklerini hayal ederek sorularını yanıtlamaya başlıyorum!!! Yanıt vermemin sebebi de; bazı şeyleri anlamanı sağlamak içindir! Umarım seni tatmin ederim...

Bu ideolojiyi X ile belirtelim.

Partide Y olsun.

Y partisinin seçim, devrim vs. yollarla devlet kurduğunu ve mevcut devleti bütün temelleri ile yıkıp kendi X ideolojileri çerçevesinde devlet kurduklarını var sayalım. Bu devleti seninde dediğin şekilde tüm organları ile ateistler temsil ediyor. Yani teorik ve pratik olarak öncüler ateistler.

C-1) Devlette duygusallığa yer yoktur. En öncelikli çıkar kendi ülkenin çıkarlarıdır. Hiçbir ülke bir diğerinin çıkarlarını öncelikli tutmaz. Başka bir devlet ile çıkar ilişkisi ancak karşılıklı kazanımların katkısı bağlamında belirlenir. Fakat zayıf ülkeler güçlünün kendi ülkesi üzerinde ki çıkarlarına karşı koyamadığı için caydırıcı olamaz. Sonuç olarak karşılıklı olan çıkar ilişkisi birbirine denk ülkeler için geçerlidir. Bu anlatımdan sonra devletin duygularının olmadığını çıkarabiliriz.

Farklı olarak devletlerin faydacı ve duygusuz olduğunu da biliyoruz. Bu kadar açıklamadan sonra soruna gerçekçi bir cevap vermem gerekirse yönetim hangi ideolojinin olursa olsun orada ki ortak fikri, felsefe ya da inancı yaşadığı insanlara el uzatmayabilir. Bunu tarihten çok örnekle gördük.

Fakat hiç mi savaş ilan edilmez?! Edilir:=) Mesela X ideolojisine sahip başka bir halk İran'da zulüm görüyor. Bütün diplomatik, politik vs. yollar denenir. Çözüm alınamasa savaş açılır.

Nasıl mı açılır?! Eğer karşında çok zayıf bir devlet varsa açılır. Eğer karşında çok güçlü bir devlet varsa önce geleceğe yönelik çıkarlarını değerlendirir ve bu savaşın getirisi/götürüsü hesaplanır. Sonuçta ileriye dönük stratejik, ekonomik vs. kazanımları iyi ise savaş açılır! Fakat savaşın asıl ve tek nedeni orada yaşayan sizin gibi X ideolojisinde insanlar değildir! Onlarda değerlendirilir fakat devletin duyguları olmadığı için bunu öncelikli olarak düşünmeyecektir. Yaşamsal çıkarlar her zaman önceliklidir!

Yani savaş açılabilir ya da açılamaz. Savaş açılmasının ya da açılmamasını tek sebebi X ideolojisinden olan insanları kurtarmak olmayacaktır.

Eğer amaç X ideolojisine sahip insanları kurtarmak için savaş olsa dahi; diğer birçok olası sebep/sonuç değerlendirilir ve öylece hareket edilir.

C-2) Dini devletlerden kaçıp bize sığınan insanları sebepleri ile değerlendiririm! Eğer var olan sebepler ve mevcut devlet ile olan ilişkiler vs. geri vermemek konusunda bana fayda getirecekse geri vermem. Yok fayda getirmeyecekse ve ülkenin ileriye dönük çıkarları vs. zedelenecekse geri veririm. Çünkü bahsettiğim gibi devletin duysallığı yoktur. Bir kişi değil bütün milletin ve devletin şimdiki ve ileri ki çıkarları her şeyden önemlidir. Şöyle düşün bu kişi kaçtığı devlete iade edilmiyor ve bu sebeple iki devlet arasında savaş çıkıyor. Yani bir kişinin duygusal taleplerini tatmin etmek için milyonlarca insan ölüyor. İşte bu nokta bunca insanın ölmemesi için bu kişi iade edilir!

C-3) Barış koşulları ihlal edilmişse elbette ki ülkeyi savunmak zorunda kalırım! Sanırım bu soruda kurnazlık yapıp Muhammed ve onun azgın adamlarını haklı çıkarmaya çalışacaksın. Fakat unutma ki bu savaşı Mekkeliler değil ilk olarak Muhammed başlatmıştır. Sebebi de put sayısı bire düşürerek bölünmüşlüğü azaltıp kendi şahsi çıkarları doğrultusunda bir din oluşturmaktır. Gerçi kitabı tamamlamaması ya da yazdırıp toplamaması ayrıca düşündürücüdür.

Burada bir kabile kendini korumaya alıyor masalını anlatacağına eminim ama bu kişi fantezileri çerçevesinde bir Allah oluşturmuş ve Mekke'de karışıklık çıkarmıştır. Orada güçlenemeyeceğini bilerek ve başarılı olamayacağının farkında olarak Medine'de gitmiş ve burada ilk temelleri atmaya başlamıştır. Mekke'nin güzel ayet sallayan Muhammed'i, Medine'de savaş çığırtkanı olmuştur. Mekke'de çıkardığı karışıklık ve düzen istismarı yetmiyormuş gibi ne olduğu belirsiz farazi Allah ile bir inanış uydurarak öncelikle Arapları yanına almıştır. Sonra ne hikmetse dini yayamaya başlayarak sebepsiz yere insanları öldürmeye başlamıştır.

Sebep?! Din için. Hangi din?! İslam... Mekke halkının suçu neydi?! Putperest! Peki bunların yaşama hakkı yok mu?! Hem sen kimsin ve senin dinin ne vermek istiyor!!! İnsanları kılıçtan geçirip saçma olan inanışın karşısına aynı derecede saçma bir inanç koyarak neyi düzeltebilirsin!

Elbette amaç kişisel hırs olduğu için düzenlenen ayetlerde Muhammed'in keyfine çeki düzen vermiştir!

Muhammed, Putları teke indirip, tek put Allah'ı sonsuz güçlü atfedebilmek için göğe çekmiştir! Töre (gelenek, görenek vs.) aynı töre ama putperestliği yenileyip (revize)teke indirmiştir! Yani dünyadan alıp somut olan görüngüsünü, varlık temelinde ispatı olmayan, varsayımsal olarak dahi indirgenemeyecek bir hale sokmuştur!

İslam denen şey; Arap mitolojisinin tek Tanrılı din boyutuna indirgenerek törel geleneklerin korunduğu bir dindir. Muhammed bunu kendi çıkarlarının başarıya ulaşabilmesi için yapmıştır. Takip ettiği stratejisi de yarinde, zamanında, akıllıca girişimler vs. yazdığı ayetler ekseninde başarıya ulaşmıştır. Muhammed keyfini sürüp giderken Arap ileri gelenleri bu inancı sistematikleştirmek için önce Kur'an'ı derleyip toplamış ve sonra bunu şeriat biçiminde dünyevi hayata indirgemiştir.

Sonuç; Muhammed döneminde ve sonrasında milyonlarca insan bu farazi saçmalıklar yüzünde rahat uyuyamamış; cinsel, fiziki vs. kölelikten, ölüme, işkenceye kadar türlü vahşetle yaşamıştır ve hala yaşanmaktadır...

C-4) Ülkeye giriş çıkışlar bugünkü modern devletlerde nasıl kontrol ediliyorsa ondan daha iyi bir yöntemle kontrol etmeye çalışırdım. Yani bu soruyu soracağınıza daha aklı selim şeyler bulabilirdiniz! Engelleyemezsek bugün nasıl sorunlar doğarsa o zamanda ona yakın sorunlar doğacaktır. Yasal, güvenlik boyutu vs. ile gerekli tedbirler alınırdı yani...

C-5) Beşinci sorunuza çok uzun bir cevap verilebilir ama ben cevap verebileceğimi sanmıyorum. Bu konuda uzaman arkadaşlar cevaplarsa daha iyi olacaktır. Bunun için bugün geçerli olan yasalar yerindedir sanırım. Yani bu soruya cevap vermek için ateist olmak gerekmiyor. Ki ateist ya da bir başkası yargıya ideoloji çerçevesinde bakmaz. Yasalar çağın gereksinmelerine göre belirlenir.

Tekrar ediyorum yazdıklarım beni bağlar! Bu yazdıklarım ateist bir devlet değil daha çok belirli bir ideoloji çerçevesinde birleşmiş ateistler için geçerlidir. Olma ihtimali ütopik dahi "olmasa da" gerçekler bağlamında yazmaya çalıştım. Dikkat edersen bütün ideoloji ve inançlar bu yazdıklarımda çok farksız davranmaz.

Şimdi çıkardığımız sonuç ateizm bir ideoloji, inanç değildir. Kuralları, belirli eğlimleri vs. yoktur. Her ateist çok çok farklı eğilimlerde olabilmektedir. Yani Ateist bir devlet olamaz. Dediğim gibi anlattıklarım çerçevesinde ateistlerin çoğunlukta olduğu bir yönetimde ideolojik bir eksende birleşebilir. İmkansızda olsa ütopik olarak bu hayal edilebilir! Fakat devlet olmanın vasfından dolayı çağın sistemlerinde kurtulamayacaktır. Yoksa devlet olarak kalamayacaktır.

Bana sorarsan böyle bir ütopya Tanrı inancında farksızdır:=) Fakat temsil bakımında ateist insanlar batıda üst yönetici olabilmekte. Fakat diğer tüm ideolojileri ya da inançların kökünü kazmadıkları için hoşgörülü bir yönetimle geldikleri durumu görüyorsunuz. Ateistler canavar değildir. İnançlılardan tek farkı Tanrının ya da Tanrıların var olmadığını kabul eden felsefi bir görüştür. Bunu dışında A'dan Z'ye çok farklı tutarlılıkları olacaktır. Çok uzun oldu ama herşeyi ayrıntısıyla anlattığımı umuyorum!

sevgil nektar kardeş çok çok teşekkür ederim...eline sağlı..

yazdıkların elbette sadece seni bağlar..ama nedense bunu bir türlü diğer ateist arkadaşlara anlatamadım...

eğer izin verirsen şu soruyu yöneltmek istiyorum..

evrimsel süreçlerin göz önüne alarak bir değerlendirmeyaparsan tamamen iyi bir dünya kurmak mümkün müdür?

tamamen barışçıl bir dünya..

eğer kavga etmişşek yada savaşmışsak hiç şüphesiz bunda evrimsel süreçler de rol almış olmalıdır...

vahşi bir doğanın ürünüyüz...

zayıfların elendiği bir dünyadayız..

insan ırkı için de söz konusudur bu elenme durumu...bazı ırklar gittikçe güçlenirken diğerleri geri kalmaktadır..

dolayısıyla güçlü insanların zayıf olanları öldürmesi evrimsel sürecin bir parçası değil midir?

ve eğer olaylar doğa olaylarının akışı şeklindeyse bunlara engel olmak mümkün müdür?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Cevap vermemişsin sorularıma, hayırdır inşallah.

Bi cevap ver

Bi cevap

Cevap

Cevap ver bre süperzekalı...

Neden bahsettiğimi anladın mı, bahsettiğin kişinin ne dediğininden haberi var mı?

Cevap ver....

zekam basmıyor canım senin sorularına. daha zeki birine sor sen..

yada senin gibi bir devletin ''hammaddesi'' olan dostlarına

Link to post
Sitelerde Paylaş
zekam basmıyor canım senin sorularına. daha zeki birine sor sen..

yada senin gibi bir devletin ''hammaddesi'' olan dostlarına

Bu kadar mı anladın? Çok eğlencelisin, yeni forum başlıklarında daha garip sorularını yanıtlamaya çalışacağım, senin yaptığının aksine.

En azında hammadde falan bişeyler öğrendin, bu kadarı bile senin için büyük başarı...

Bilmediğin bir konuda soruyorsan öğrenmek için sor, sorduğun konuda bilgin yoksa sorgulama sadece sor ve öğren.

Bak sana veciz sözler yazdım artık hayata başka bir pencereden bakarsın, tüm dünyan değişir bundan sonra..

Bir de kitap yazarsın "Bir foruma girdim aman Allahım hayatım değişti" diye.

mohohoho ve hatta zohohohoho garibanım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu kadar mı anladın? Çok eğlencelisin, yeni forum başlıklarında daha garip sorularını yanıtlamaya çalışacağım, senin yaptığının aksine.

En azında hammadde falan bişeyler öğrendin, bu kadarı bile senin için büyük başarı...

Bilmediğin bir konuda soruyorsan öğrenmek için sor, sorduğun konuda bilgin yoksa sorgulama sadece sor ve öğren.

Bak sana veciz sözler yazdım artık hayata başka bir pencereden bakarsın, tüm dünyan değişir bundan sonra..

Bir de kitap yazarsın "Bir foruma girdim aman Allahım hayatım değişti" diye.

mohohoho ve hatta zohohohoho garibanım.

birazdan beni imana davet edersen hiç şaşırmayacağım....

ama o engin bilgilerinden beni mahrum etmeyip yanıt yazacağın için şimdiden teşk.

peygamber değilsindir umarım....yok yani... beni doğru yola ulaştırmaya çalışacaksan boşuna uğraşıp zaman kaybetme...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bir cumhuriyet kursam...

Tamamen bireysel özgürlüğe dayalı bir cumhuriyet kurardım.Devletin hiçbir işe burnunu sokmadığı, kanunların ve yasaların olmadığı, her biireyin kendi başına bakmak zorunda olduğu bir cumhuriyet kurardım.Burda devletin tek amacı insanları sürüleştiren, bireyciliğin baltalıyan toplumsal düşüncelerle savaşmak olurdu.(din gibi)

İlk bakışta berbat geliyor.Ama 50 yıl ayakta durabilirse çok güçlü, tamamen kendi başına ayakta durabilen, yasaları olmadan düzeni sağlayabilen bir halk çıkardı ortaya. (çıkamz ise ne olur du--Tabiki tamamen yokolurdu ki bu tersi durumda varolmasından daha iyi)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben bir cumhuriyet kursam...

Tamamen bireysel özgürlüğe dayalı bir cumhuriyet kurardım.Devletin hiçbir işe burnunu sokmadığı, kanunların ve yasaların olmadığı, her biireyin kendi başına bakmak zorunda olduğu bir cumhuriyet kurardım.Burda devletin tek amacı insanları sürüleştiren, bireyciliğin baltalıyan toplumsal düşüncelerle savaşmak olurdu.(din gibi)

İlk bakışta berbat geliyor.Ama 50 yıl ayakta durabilirse çok güçlü, tamamen kendi başına ayakta durabilen, yasaları olmadan düzeni sağlayabilen bir halk çıkardı ortaya. (çıkamz ise ne olur du--Tabiki tamamen yokolurdu ki bu tersi durumda varolmasından daha iyi)

peki ya başlıktaki sorunlar..onlara nasıl bir çözüm bulurdun bu devletinde

Link to post
Sitelerde Paylaş
peki ya başlıktaki sorunlar..onlara nasıl bir çözüm bulurdun bu devletinde

Aslında o iletiyi yazmadan önce sorulara hiç bakmadım ama.Sen bu sorulara nasıl cevap vereceğimi tahmin edebilirdin.

Bakalım:

1) herhangi bir dini devletin sınırları içinde yaşayan ateistler sizden yardım isterse, örneğin irandaki ateistler, kurtarın bizi bu ahmedinejatın elinden derse, ateistleri kurtarmak adına bu ülkeye savaş açarmısınız?

2) dini devletlerden kaçıp size sığınan ateistler bu devletler tarafından geri istenirse ne yaparsınız?

3) herhangi bir devlet, sizin kurduğunuz bu devleti bir tehdit olarak görüp savaş açarsa( örneğin iran size savaş açarsa )

bu savaşa nasıl bir karşılık verirsiniz?

(dikkat: karşılık verirseniz kanlı tarihiniz başlamış olacak, evet haklı bir savaş olacak. çünkü kendinizi savunmak zorundasınız.. ancak sonradan gelen nesillere sizi karalamalarına izin vermeyecek işler yapmalısınız. zira sizi sevmeyenler çok fazla. dolayısıyla diğer ülkeler olayları çarpıtarak sonraki nesillere aktaracaklardır. sizin ne kadar savaşçı ve cani olduğunuzu filan söyleyeceklerdir mesela. buna meydan vermeyecek şekilde davranmalısınız)

4) ülkeye giriş çıkışları nasıl kontrol edersiniz? ( malum, şeriatçı bombacılar da içeri sızmak isteyecektir, ateist kılığında)

5) Biraz da iç sorunlara eğilelim.. ceza kanunları ile ilgili kısıma mesela...

kasten yada yanlışlıkla adam öldürmenin cezası ne olur?

1.Benim cumhuriyetimde halk ve devlet birbiri ile pek ilişki içinde değil. Hlak dışardaki ateistleri canı isterse umursar ve bişeyler yapar.devlet bizim topraklarımız içindeki savaş ile (olursa) ilgilenir.

2. geri veririm.

3.savaş olarak karşılık veririm.hiç bir şeyi göz önüne almam. Ne masumların ölmesi ne dünyanın mahfolması umdurmda olmaz.Nükleer bile kullanırken hiç çekinmem.

Burda yapılabilecek karalamalar beni ilgilendirmez.benim cumhuriyetim dünyaya bir ''güzel öğreti'' yayma çabasında değil çünkü.

4.Bunları engellemek pek sorun olmaz.Dışardan vatandaş almayız

5.adam öldürmek gibi konularda bireysel cezalarla devlet ilgilenmez.Halk ne istiyorsa yapsın. Amaç bu zaten.

tersi durum öldürülen kişinin yakınlarının intikam alamk için devleti kullanması olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tcbh077, izin ne demek isteyen istediği soruyu sormakta her zaman özgürdür. Tabi kendini ve sorduğu sorunun çerçevesini bilerek.

Tamamen iyi bir dünya düşünülebilir. Bu çok ütopik bir yaklaşım olsa da kendimizi düşünmekten alıkoymamalıyız. Fakat geçmişin ve bugünün gösterdiği gerçeklerle hareket etmek zorundayız. Ütopya bildiğin gibi gerçekleştirilmesi imkansız tasarı veya düşüncedir. Fakat teorik olarak ütopyamızın gerçekleşebileceğini düşünebiliriz. Burada ki asıl sorun pratiğe indirgemenin imkansızlığıdır.

Ütopyalar her ne kadar tüm insanlığın iyiliğini istiyormuş gibi gözükse de bunun böyle olmadığını teoride kalmasından çıkarabiliriz. Çünkü tek tek bireyler ve grupların farklı beklentileri vardır. Tüm insanları mutlu etmek için kurduğun ütopya aslında sadece senin özlemlerini yansıtır. Fakat özlemler tek tek bireyler ve gruplar açısından bakıldığında çok farklıdır. Asıl gerçekçi yaklaşım ütopik beklentiler ile hareket etmek yerine gerçekçi yaklaşımlarla ilerlemektir. Bu gaddar, sert vs. olmayı zorunlu kılmaz. Gerçekçi yaklaşımlarla mümkün olana en yakın yollar ya da uygulanabilirliği en olası sistemler hayata geçirilebilir. Bu bizi ütopik beklentilerden kurtarmayacaktır ama büyük kesimlerin, belirli noktalara kadar tatminini sağlayabilecektir. Tamamen iyi bir dünya kurulamasa da iyi ve kötü arasında dengeyi sağlayabilen bir dünya oluşturulabilir.

Tamamen barışçıl bir dünya kurulamasa da düşmanlığın ya da savaşların keyfiyetten çıkarılmaması sağlanabilir. Bu tam bir barış ortamı sağlamasa da keyfi savaşların önünü alabilir!

Evrim boyutunda değerlendirmeyi ben yapamam. Çünkü çok teknik bir konu. Tamamen yüzeysel bir değerlendirme yapabilirim ancak.

Özellikle ırk üstünlüğü olayının bilimsel bir temeli yok sanırım. Bu konuda yetkin arkadaşlar bizi aydınlatacaktır. Özellikle gelişmiş ülkeler demek daha yerinde oluyor. Mesela ABD ırk temelinde değilde daha çok tüm kesimleri ile olan bütünlük halinde temsil oluyor. Sonuçta ABD'nin üstünlüğü ırki değil ülke olarak değerlendirilebilir! Zaten saf ırk denen bir şeyde yok! Güçlü insanların zayıfları öldürdüğü ya da zayıfı pasifize ettiği söylenebilir. Fakat bunu ırk temelinde değerlendiremeyiz. Daha çok tek tek insan boyutu vardır. Fakat dediğim gibi ırkın üstünlüğünden kaynaklanan bir durum değildir.

Mesela bir ülkede yaşayan çeşitli halkları sağlık, ulaşım,eğitim, ekonomi vs. yönlerden iyileştirirsen bu ülke diğer ülkelere göre üstün olacaktır. İnsani boyutundan bakarsak bir kişinin saydığım ihtiyaçları yeterli şekilde sağlanırsa diğer birçok insana göre daha üstün olabilir. Doğal olayların seyrini değiştirmek yine başka doğal bir sorun çıkaracaktır. Sonuçta kesin bir çözüme ulaşılacağını sanmıyorum. Fakat tüm dünya vatandaşlarının, insani koşullarda yaşaması için rekabetin kabul edilebilir insani noktalara çekilmesi sağlanabilir. Bunun içinde ortaklaşa bir adil yaklaşım sergilenmelidir. Açıkçası çok ütopik olsa da insanların kendi koydukları sınırlar aşılır ve her insan daha insanca yaşamanın yollarını kendi kendine aramaya çalışırsa daha yaşanılır bir dünya mümkün olabilir. Faka tek bir insan dahi kendine sınır çeker ve daha iyi yaşayabilmek için başkalarının üzerinden ne yapacağına vs. kalkışacaktır. Açıkçası birey olarak birbirinden farklı bakış açıları, yaşama dair farklı istemler olacağı için mutlak huzurlu bir dünya bence imkansızdır!

Bana göre mutlak iyi ya da kötü üzerinden çözüm üretmek yerine, dengeyi baz almamız gerekiyor...

tarihinde Nektar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Türkiyedeki ateistlerin bir araya gelerek böyle bir devlet kurduğunu düşününüz..

tamamen ateist karakterli bir devlet..

başbakanı, cumhurbaşkanı, bakanları ve diğer tüm yönetim kademelerinde ateistlerin bulunduğu bir devlet...

Anayasası tamamen ateistler tarafından yazılan....

yönetim biçimi, seçim biçimi ....vs hepsi ateistler tarafından belirlenmiş bir devlet....

şimdi böyle bir devletin varlığını kabul edip ateist arkadaşlara bazı sorular sormak istiyorum:

1) herhangi bir dini devletin sınırları içinde yaşayan ateistler sizden yardım isterse, örneğin irandaki ateistler, kurtarın bizi bu ahmedinejatın elinden derse, ateistleri kurtarmak adına bu ülkeye savaş açarmısınız?

2) dini devletlerden kaçıp size sığınan ateistler bu devletler tarafından geri istenirse ne yaparsınız?

3) herhangi bir devlet, sizin kurduğunuz bu devleti bir tehdit olarak görüp savaş açarsa( örneğin iran size savaş açarsa )

bu savaşa nasıl bir karşılık verirsiniz?

(dikkat: karşılık verirseniz kanlı tarihiniz başlamış olacak, evet haklı bir savaş olacak. çünkü kendinizi savunmak zorundasınız.. ancak sonradan gelen nesillere sizi karalamalarına izin vermeyecek işler yapmalısınız. zira sizi sevmeyenler çok fazla. dolayısıyla diğer ülkeler olayları çarpıtarak sonraki nesillere aktaracaklardır. sizin ne kadar savaşçı ve cani olduğunuzu filan söyleyeceklerdir mesela. buna meydan vermeyecek şekilde davranmalısınız)

4) ülkeye giriş çıkışları nasıl kontrol edersiniz? ( malum, şeriatçı bombacılar da içeri sızmak isteyecektir, ateist kılığında)

5) Biraz da iç sorunlara eğilelim.. ceza kanunları ile ilgili kısıma mesela...

kasten yada yanlışlıkla adam öldürmenin cezası ne olur?

yanıtlarınız için şididen teşekkürler....

Soruların çok güzel, bu forumdaki başlıklardan anlatmak istediğimizi desteklercesine

tüm kötülük eziyet ve saçmalıkların teist düşünce sisteminden geldiğini öngörüyorsun...

Öngörmeye gerek yok zaten böyle...

Ateistlerin kuracağı bir devlet (sadece ütopik böyle birşeyin olma ihtimali bu zaman dikiminde çok zor)

anayasa olarak İnsan Hakları Evrensel bildirgesi yada bunun daha evrimleşmiş halini

benimserdi...

Dolayısı ile insan aklının nakilden nasıl üstün olduğunu herkese kanıtlardı....

TCK ile ilgili bir başlık açmıştım. Ama inanın ceza hukuku da bildirge dahilinde düzenlenir di...

Hiç şüphesiz insan aklı daha iyi bilir :)))

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...