Jump to content

MASALCI ALLAH


Recommended Posts

Arapça'da "yaktin" kabak anlamına geliyormuş. Bir de bizim oralarda kabaktan yapılan dolmaya "mıhşi" derler. Kur'anda Saffat suresinde Yunus masalında, Arabın Putunun, Yunusa gölge yapsın diye geniş yapraklı bir ağaç (şecere-i yaktin) bitirdiği yazılıdır. (Ayet 146) Bu ağacın kabak ağacı olduğu iddia edilir. Gerçi kabak bitkisi ağaç olmaz ama, bu tefsircilerde sallamak serbest tabii.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 126
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

''Kabak çeşitlerinin Anavatanı Amerika’dır. Su kabağının vatanı ise Mısırdır. Kabak Anadolu’da çok eskiden beri yetiştirilmektedir.'' Bu cümleyi aynen google'a yazarsanız bulursunuz. Bakara 61'de kabak anlamına gelebilecek bir kelime var mı yok mu bilemiyorum. Bence bu konunun üzerinde fazla durmayın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Su kabaginin birisi daha desteksiz sallamis...Yahu bizim bu kör cahillerle gercekten isimiz cok zor.Hic bir seyin dogrusunu bilmezler ama her seyin en iyisini biliyor görünürler...

Milleti her konuda durmadan kandiran pijamali profesörlerin kiclarini kitir kitir kesebilsem biraz rahatlarim diye düsünüyorum.

Ellerinin altindaki makinalari dahi dogru dürüst kullanmasini, okuyup arastirmasini bilmeyen cumbullularin hasna fisne veya oyun sitelerine takilmalari daha dogru olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hakikaten kabagi gecelim ortalik kabaktan gecilmez olacak. :)

BAKARA

164 - Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlamadım!

Bu İnek Suresi 61. ayette (2:61) hıyar tadında bir kabakdan mı bahsediliyor? Henüz Amerikadan oyanusları aşarak gelememiş bir kabaktan?

:D

Cigi'nin çorbasında benim de tuzum olsun.

Benzer şekilde kabak tadı veren başka bir ayet:

Hızlı Koşan Atlar Suresi (Sure 100) Diyanet çevirisi: http://www.diyanet.g...asp?page_id=599

1,2,3,4,5,6.

Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Sevgiler

tarihinde DreiMalAli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Herşeyin sonu ölüm...

(Bir insanın ruhu vücûdünden ayrılınca, bir nidâ gelir ki, ey insan oğlu, sen mi dünyayı terk eyledin, yoksa dünya mı seni terk eyledi? Sen mi dünyayı topladın, yoksa dünya mı seni topladı? Sen mi dünyayı öldürdün, yoksa dünya mı seni öldürdü?

Dogarken beyaz bır havluyla alınırsınız , ölürkende bembeyaz kefene sarılırsınız...

Herşeyin sonu ölüm...

Bu yaşta bu zeka!

Helal olsun valla!

(Bir insanın ruhu vücûdünden ayrılınca,

Herhalde ruhlarla içli dışlı olup hergün pişpirik oynuyorsun.

Ruhun bedenden ayrıldığını, cami köşesinde miskinlik edenlerden laf kalabalığı haricinde kimse gözetlemedi henüz.

Var olmayan bir ruh bedenden ayrılsaydı, çok ayıp etmiş olurdu hani.

bir nidâ gelir ki,

Tabi ölü bir beden nida geldiğini videolara çekip youtube koymuşsundur mutlaka. Cümle aleme ibret olsun diye. :p

ey insan oğlu, sen mi dünyayı terk eyledin, yoksa dünya mı seni terk eyledi? Sen mi dünyayı topladın, yoksa dünya mı seni topladı? Sen mi dünyayı öldürdün, yoksa dünya mı seni öldürdü?

Bu kadar yalanı söylerken hiç yüzün kızarmadı mı?

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hızlı Koşan Atlar Suresi (Sure 100) Diyanet çevirisi:

1,2,3,4,5,6. Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Diyanet işleri eski çevirisi:

1. And olsun Allah yolunda koştukça koşanlara;

2. And olsun kıvılcımlar saçanlara;

3. Sabah sabah akına çıkanlara;

4. Ve tozu dumana katanlara;

5. Düşman topluluğunun içine dalanlara ki:

6. İnsan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Haaaaa!!!

Meğer eskide "atlar" yokmuş sadece "koşanlar" varmış.

Ve meğer eskide "ateş çıkaran" yokmuş, "kıvılmcımlar saçanlar" varmış.

Ali Bulaç çevirisi:

1. Soluk soluğa koşan (at)lara andolsun,

2. (Tırnaklarıyla) Ateş saçanlara,

3. Sabah vakti baskın yapanlara.

4. Derken, orada tozu dumana katanlara,

5. Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.

6. Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür.

Parantezlere neden ihtiyaç duyuldu diye sormayacağım.

Abdulbaki Gülpınarlı çeviris:

1. Andolsun soluya soluya koşanlara.

*

2. Tırnaklarıyle bastıkça taştan kıvılcım saçanlara.

3. Sabah çağı, düşmanı basanlara.

4. Derken her yanı toza, dumana boğanlara.

5. Derken düşman topluluğunun ta ortasına dalanlara.

6. Şüphe yok ki insan, Rabbine karşı pek inatçıdır, pek nankördür.

Uuuups.

Atlar nerey kayboldu be aniden?

Taştan kıvılcım çıkarmak da ne ola ki. Hem de tırnakları ile?

1. Andolsun, dörtnala düşman üzerine, savaşa giden süvarilere, çatlarcasına, soluk soluğa koşarak hücum eden atlara!

2. Andolsun, ateş gücü yüksek birliklere, ateş yağdıran, alev saçan silahlara!

*

3. Andolsun, düşman üzerine, düşman ordularına sabaha karşı baskın veren yiğitlere, baskına katılan atlara!

4. Andolsun, sabaha karşı nâralar, at kişnemeleri, kılıç şakırtıları, silah sesleri, top gürlemeleri, bombalarla ortalığı toz dumana katanlara!

5. Andolsun, toz duman arasında düşman birliklerinin merkezine dalanlara, düşman hatlarını yaranlara!

6. İnsan Rabbinin nimetlerine karşı, kesinlikle çok nankör davranır!

Haydaaaaaa....

Süvariler nerden çıktı şimdi?

O "tırnaklar" Şşmdi "ateş yağdıran, alev saçan silahlar" oluverdi aniden.

Ve son olarak da Edip Yükselcik çevirisi:

1. Andolsun soluyarak aşanlara,

*

2. Ateş saçarak gidenlere,

3. Sabah sabah akın edenlere,

4. Toz koparanlara,

5. Ve topluluğun içine dalanlara ki;

6. İnsan Rabbine karşı çok nankördür.

Burada da ne at vaaar, ne kıvılcm ne de alev.

"aşanlar" (Her ne demekse...) ve "ateş" var.

Ve Edipciğin yorumcuğu her zaman olduğu gibi, tam bir soytarılık örneği:

1-5 Geçmiş kuşaklar, bu ayetlerden atları anlamışlar. Oysa, ayetteki ifadeler havadaki oksijeni yutarak ve arkasından ateş fışkırtarak giden jet uçaklarının tarifi olarak da anlaşılabilir. Bu ayetleri yüzlerce yıl önce yaşamış insanlar gibi anlamak zorunda değiliz kuşkusuz.

Tam da çüş dedirtecek cinsten bir yorum.

Diğer çevirileri teker teker sıralamaya gerek yoıktur herhalde.

Bu çevirilerin hangisi doğru?

Hiç birisi!

Peki çevirilerin hangisi yalan?

İstisnasız hepsi!

Peki neden bu şekilde tercüme ediyorlar?

Müslüman din adamı yalan söylemezse rahat edemediği için!

Ayette ne nal geçer, ne tırnak, ne nal, ne mıh ne de kıvılcım.

Tabi bir arkasından ateş fışkıran jet uçağını andıracak hiç bir şey de bulunmamakta ayette.

Arapın tanrısı bol bol yemin ediyor, and içiyor.

Tıpkı yalanı alışkanlık edinmiş insanların yaptığı gibi.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

dost edinmeyin diyorsun ama aynı zamanda önceki kitaplara da iman koşulu sunuyorsun. Biraz beyin ambolesi geçirdim. Neyine iman edecem anlamadım ki!

Tevrat ve İncil'in de Allah katından geldiğine ama insanların o kitapları dünyalıkları karşılığında değiştirdiğine iman edeceğiz.

Tevrati ve Incili bilmeyenlerde böyle salliyor.

Her iki kitaptada. Bu kitap Tanri tarafindan indirilmis ve sonsuza kadar korunucak diye yazar.

Bunlari yazanlar insanlar.

Ne Kurani nede diger kitaplari Allah indirmemistir. Insanlar yazmistir.

Kuran diye bir kitap Muhamede birakmamistir,Incilde öyle Tevratda. Peygamberlerin ölümünden 30-70 yil sonra bir heyet tarafindan kitap haline getirilmistir.

Bu heyet de Insandi. Melaike degil.-

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kabagin arapcasini, hadislerde nasil gectigini bilen var mi?

Sonra biri cikip ta, yaa bu bildiginiz kabak degil, baska bir cins falan demesin.

Ingilizce'de zucchini, squash, pumpkin falan, hepsi Turkce'de kabak, Arapca'da da oyle bir durum var mi?

Gerci bizim bildigimiz her turlu kabak Guney Amerikaliymis, yine de arastirmamizi tam yapalim.

Birde hadislerde gecer. Hz. ömer zamaninda kadinin biri: Kazanda Patates diye tas kaynatiyormus. Ömer bunu duymus fakir kadina maas baglamis.

Patates de Amerika"dan gelir. Amerika"nin kesfi daha 700 yil olmadi. Bunun yanisira Misir"da Amerika"dan gelmistir.

Tütünde aynen öyle. Bakin cogu Islam ülkelerinde uyusturucu kulanillir. Haram bile degildir. Ama icki haramdir. Serap hep vardi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hızlı Koşan Atlar Suresi (Sure 100) Diyanet çevirisi:

Diyanet işleri eski çevirisi:

Haaaaa!!!

Meğer eskide "atlar" yokmuş sadece "koşanlar" varmış.

Ve meğer eskide "ateş çıkaran" yokmuş, "kıvılmcımlar saçanlar" varmış.

Ali Bulaç çevirisi:

Parantezlere neden ihtiyaç duyuldu diye sormayacağım.

Abdulbaki Gülpınarlı çeviris:

Uuuups.

Atlar nerey kayboldu be aniden?

Taştan kıvılcım çıkarmak da ne ola ki. Hem de tırnakları ile?

Haydaaaaaa....

Süvariler nerden çıktı şimdi?

O "tırnaklar" Şşmdi "ateş yağdıran, alev saçan silahlar" oluverdi aniden.

Ve son olarak da Edip Yükselcik çevirisi:

Burada da ne at vaaar, ne kıvılcm ne de alev.

"aşanlar" (Her ne demekse...) ve "ateş" var.

Ve Edipciğin yorumcuğu her zaman olduğu gibi, tam bir soytarılık örneği:

Tam da çüş dedirtecek cinsten bir yorum.

Diğer çevirileri teker teker sıralamaya gerek yoıktur herhalde.

Bu çevirilerin hangisi doğru?

Hiç birisi!

Peki çevirilerin hangisi yalan?

İstisnasız hepsi!

Peki neden bu şekilde tercüme ediyorlar?

Müslüman din adamı yalan söylemezse rahat edemediği için!

Ayette ne nal geçer, ne tırnak, ne nal, ne mıh ne de kıvılcım.

Tabi bir arkasından ateş fışkıran jet uçağını andıracak hiç bir şey de bulunmamakta ayette.

Arapın tanrısı bol bol yemin ediyor, and içiyor.

Tıpkı yalanı alışkanlık edinmiş insanların yaptığı gibi.

Sevgiler

Abicim ben bunlara bos yere "reformist yalakalar yavsaklar" demiyorum. :)

Bunlarin suratlarina karsi layik olduklari ve anladiklari üslupla konusacaksin ki "süzme yavsak" olduklarini anlasinlar.

Yahu adamlar dogrulari saf gercekleri yaniltip insanlarin kanlarini emmerek ateistleri hedef göstermektedirler bunlarla dogru düzgün üslupla tartisilip konusulmaz!

"Ey sahtekar yavsak" bak bu Ingilizce, bu Almanca, bu Hollandaca, bu Fransizca kuran...

"Senin yazdigin ayni sekilde mi tercüme edilmis iyi oku yavsak yalaka" denilip kafasinin ortasina tokmagi vurmak gerekir.Bana kalsa hepsinin kiclarinin kesilip köpeklerin önlerine atmali...

Ateistlerin yasama ve nefes alma alanlarini daraltanlara acimiyacaksin abicim.Ben acimam ve zerre kadar acimiyorum.Dogdugundan beri Proj animal gibi yasamis ve hala o sekilde yasayan birisi bu yavsaklara asla acimaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kazanda Patates diye tas kaynatiyormus.

Sallama diyecem ama sen bu lafımı dikkate almayacaksın. Herkes kendi yaptığının cezasını çeker.

Al eksi sözlük. Buradada kabak geciyor. Filimlerde ise kazanda kadin ac cocuklarina Patates kaynatiyorum diyor.

Dini bir filimde izlemistim. Kadin kazanda patates kaynitigini söylüyordu. Maalesef türkce karekterlerim oldmadigindan cogu seyi googleye yazip bulamiyorum.-

http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ta%C5%9F%20%C3%A7orbas%C4%B1

Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz savundugunuz gerceklerı yazınca yuzunuz kızarmıor da, ben yazınca mı yuzum kızarıyor :)

Senin gibi yalancıların yüzlerinin kızarmadığını attık anlamam lazım.

Hangi gerçekten bahsettiğini sormayacağım.

Çünkü gözümüzün içine baka baka yalan söylemiştin şu cümlelerinle:

(Bir insanın ruhu vücûdünden ayrılınca, bir nidâ gelir ki, ey insan oğlu, sen mi dünyayı terk eyledin, yoksa dünya mı seni terk eyledi? Sen mi dünyayı topladın, yoksa dünya mı seni topladı? Sen mi dünyayı öldürdün, yoksa dünya mı seni öldürdü?

Kaç kere ruhun bedeninden ayrıldı da, bu nidaları duydun behey yalancı?

Kaç kişinin videosunu çektin, ruhu bedeninden ayrılırken?

Kaç kişinin ruhunun fotoğrafını çektin?

Veya o sözümona "nidaları" teybe kaydettin?

Konu ile uzaktan-yakından alakası olmayan o iletini buraya asma terbiyesizliğine ise hiç değinmedim.

Herhalde kendini camide salya-sümük ağlayan bir bir cemaatin karşısında zannettin ve biraz daha ağlatmaya çalışmak istedin.

Çocukların dahi gülüp geçeceği şu cümlelerinle:

Herşeyin sonu ölüm...

Herkesin öleceğini küçük çocuklar dahi bilirken, benim müslümanım bunu ömür boyu sayıklarsa ancak anlayabilir hale gelir.

Dogarken beyaz bır havluyla alınırsınız , ölürkende bembeyaz kefene sarılırsınız...

Öyle deriiiiiin, öyle deriiiiiin anlamı varki şu bayatlamış cümlenin.

İncir çekirdeğini nerdeyse dolduracak gibi nerdeyse.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Cigi.

Hızlı Koşan Atlar Suresi (Sure 100) örneğini aslında senin "kabak" meselesine benzediği için vermek istemiştim ama, çeviri sahtekarlıklarından konuyu untutuverdim.

Sureninin bir Türkçe çevirisinde "atlar" ve "kıvılcım çıkarmak" gibi kelimeleri okuduğumda, Almancasına da baktım, orada benzer ifadeler parantez içindeydi. Ama en azından almanca yorumunda, yazar çevirinin şüpheli olduğunu, ayetlerde geçen arapça kelimelerin karanlık ve muğlak olduğunu bildiriyordu.

Bizim sahtekarlar ise, işkembelerinin genişliğine göre çeviri yapıyorlar. İster ye öl, ister yemeden öl! dercesine.

Atın nalı olmadan kıvılcım çıkmayacağı diğincesinden dolayı, nalın tarihcesine bakmıştım biraz internette.

Sitesine göre, bazı yerlerde 9. yüzyıl verilse de, 6. ve 7. asırdan bahseden siteler de vardı.

Nihayetinde bir ingilizce dergide (2009'un science dergisinin bir sayısında sanırım) sağlıklı bilgi bulabildim.

Buna göre,

atlarda metal nal kullanımı 9. ve/veya 10. yüzyılda Sibirya'da başlıyor. :o :o :o

Yani:

Kuran'da geçen o arapça(?) terimler eğer atın nalından bahsediyorsa, bu ayet(ler) Kuran'a 10. yüzyıldan sonra, mesela 11. yüzyılda girmiştir.

Veya

Kuran'da geçen bu terimler ne naldan ne de attan bahsediyorlar. Fakat bizler din tacirleri tarafından yalan-yanlış tercümelerle kandırılıyoruz.

Veya

Bu terimler arapça değillerdir. Kimse ne olduğunu bilmiyordur. Ve biz yine din tacirleri tarafından yalan-yanlış tercümelerle kandırılıyoruz.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili DreiMalAli,

Cok haklisin düsüncelerine katiliyorum.Ben de devamli bunu vurgulamaya calisiyorum ve insanlarin biraz olsun akillarini kullanmalarini istiyorum.Sen o ayeti asinca "hoplaaa nali nerden bulmuslar" diye düsündüm bende biraz arastirdim. :)

Bu basligi "MASALCI ALLAH" diye bunun icin actim.Aslinda kuran bastan sona kadar zirvalama masal sende biliyorsun ama secmeleri ve oynanmis cevirileri asmayi düsünüyorum.

Iyice emin olabilmek icin yabanci dilleri ile karsilastiriyorum eger cok hassas bir ifade ise Misirli docent arkadasima soruyorum.Yani o kadar emek ver sonra gelir bir tane yarim akilli allah savunucusu,(genellikle de ateist panteist olur) Arapca kelimelerin karsiliklarina Türkce kelimeleri yerlestirir "orda o denilmek istenmiyor" der. :)

"Kuranda sübyancilik" basliginda savundugum Nisa 23. ayette bulunan ifade gibi...O ifadeyi asla kaldiramazlar cünkü tek bir kelimeden olusmuyor.Ayetin hemen hemen tümünü kaldirmalari gerekmekte.Hal böyle olunca bu tip ayetleri agizlarina asla almazlar.Ben de tv ye cikan lakirdi ulemasi ossuruktan bir profesör görürsem inadina bu tip ayetleri sorarim ama hic yanit vermezler. :)

Bunlar insanliga özellikle yurdum insanina cok zarar verdiler ve hala vermekteler.Insanliga zarar verip gelecekleri karartan haseretleri ortadan kaldirmali abicim...Hic acimayacaksin.Yahu bunlarin yüzünden Türkiye'de ki ateistlerin geneli yarim akilli.Yillardir müslüman inanclilarla degil bu yarim akilli ateistlerle kurani tartismaktayiz.Hemde kurani savunurken yitiniyorlar düsünebiliyor musun?

Sevgili DreiMalAli sende begendigin secme ayetleri asarsan yardimci olursun.Bu baslikta toplanmis olurlar. :)

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

......

Sevgili DreiMalAli sende begendigin secme ayetleri asarsan yardimci olursun.Bu baslikta toplanmis olurlar. :)

Sevgiler.

Sevgili cigi.

Konu başlığına uygun olduğu için -Masalcı Allah- Zülkerneyn'in Serüvenlerini tavsiye ederim.

Konu başlığına uygun değil ama, Luxenberg'in kitabından Çamur Suresini (Daha doğrusu "Yapışan Suresi". Sure 96.) aklıma geliyor.

Hani müslümanların dilinden düşürmediği bir "Oku!" masalı var ya. Ama bu; bilgi sahibi olmadan "çeviri" sahibi olmaya kalkanlara örnek olur.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de demezler mi tek harfi bile değişmemiştir.

Meal, tefsir zaten kıvırma sanatıdır.

İstediğin gibi oynayabilirsin.

Sevgili kaşif.

Yukardaki örnek, anlamadığı kelimelere uyduruk çeviri icad edenler için bir örnekti.

Kuran'ın değiştirildiği konusu (sadece harf değil, kelime ve anlam değişiklikleri) örnekleriyle, resimleriyle forumda, bir kaç başlıkta geçti.

Konuyla ilgileniyorsan, arkadaşlar link verebilirler.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...