Jump to content

Ölümden sonrası


Recommended Posts

cigi

Siz varya o ayetleri alin cope atin... Cunki oyle yazmissinizki musluman gorse yuzunuze tukurur vallahi..

Gercegi bu degil... Siz beni ne zannediyorsunuz be.. Yillardir ben gercegin pesindeyim..

Bu ayet birkere boyle tefsir edilmedi, bu ayet birkere boyle anlatilmadi, bu ayet yine bir kere boyle yerlestirilmedi.

Siz internetten kopyalayip yapistiracaginiza, alin elinize gercek kaynagi okuyupta aklinizla one surun..

Bunlarin hepsini size anlatacam o forumu bulmaliyim ilk... Orada herkez benim yazilarimi okusun isterim..

//AnGeL\\

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 234
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

'Birinci Tekil Şahis'

Size burda bir soverdimki, dua edin sizin seviyenize dusmekten korkuyorum.. (sa..k) sizsiniz!

Akliniz yetersiz ne yapayim..

Sana ve inancına saygı duyarsam, çocuk tecavüzcülerine, katillere, hırsızlara kısaca tüm suçlu psikolojilere de saygı duymam gerekir.-------- :o:o:o

Demissiniz... SIz kafayimi yediniz??? SIZ KAFAYIMI YEDINIZ? SIZ KAFAYIMI YEDINIZ.. YINE TEKRARLIYORUM. SIZ KAFAYIMI YEDINIZ!!!!

Siz kendinizi MELEK yok olmadi, TANRI yok olmadi ALLAH oda olmadi, BUTUN VALIKLARIN SAHIBIMI SANIYORSUNUZ????

TEMIZLERIN EN TEMIZI BERRAKLARIN EN BERRAKIMI SANIYORSUNUZ KENDINIZi???

Icinizden irin aksa gol olur, asfalt bile kirliliginize dayanamaz, o derecede konusmalar sergiliyorsunuz(konusmalara sozum)... Beni dahada heybetlendirmeyin!!

Sizi sikayet edecegim forum yoneticilerine..

Ben buraya foruma kayit olmadan forum bilgilerini okudum. SIzin bu yaptiginiz buraya uygunsuz hareketler iceriyor..

Utanin kendinizden...!

Sizsiniz tecavuzcu demekki! YA delirecem, cocuk daha hangi dine tabir oldugumu bilmiyor birakin onu, dinim varmi onu bile bilmiyor..

Ne akilsiz birseysiniz siz ya, ya valla cok affedersiniz ama harbi Beyin tikanmasi var galiba!

Benim dediklerimi anlamıyorsun sen.

Bak bu bir göreceli fikir veya başka türlü sana yapılmış bir hakaret değil.

Bu bir gerçek.

Sizler rahatsızsınız.

Olmayan varlıkları gerçek sanıyorsunuz.

Kafalarınız olmuş bir milyon.

Tutup içinizde bir masal kahramanıyla konuşuyorsunuz.

:)

Bak senin şu anki tepkilerini akıl hastanesinde tedaviyi reddeden hastalar da veriyor.

Hayır ben hasta değilim, sizler hastasınız vs diyorlar.

Çıldırıp sağa sola saldırıyorlar.

Ama deli gömleğinden kendilerini hiçbir zaman kurtaramıyorlar.

Bu bağlamda ben seni anlıyorum.

Bunu sana hakaret olarak söylemiyorum,

Eşeğe eşek demek hakaret olmayacağı gibi, hastaya da hasta demek hakaret değil.

Ha diyeceksin ki kanıtı nedir hastalığımın?

- Senin dediğin şeyleri ne insan duyularıyla ne de ürettiğimiz teknolojiyle, bilimle tespit edemiyoruz.

Bu nedenle de sen pasif akıl hastasısın (aktif olan akıl hastaları hayaller halüsülasyonlar görür ve sesler de duyar, sizde bunları görmek yok sadece var olduklarını kabul etmek var, bu nedenle pasif akıl hastasısınız)

Ok mi canım?

Seni aşağılamak bana bir şey kazandırmıyor.

Ben sana gerçeği söylüyorum.

Gerçek de hep acıtır.

tarihinde Birinci Tekil Şahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

cigi

Siz varya o ayetleri alin cope atin... Cunki oyle yazmissinizki musluman gorse yuzunuze tukurur vallahi..

Gercegi bu degil... Siz beni ne zannediyorsunuz be.. Yillardir ben gercegin pesindeyim..

Bu ayet birkere boyle tefsir edilmedi, bu ayet birkere boyle anlatilmadi, bu ayet yine bir kere boyle yerlestirilmedi.

Siz internetten kopyalayip yapistiracaginiza, alin elinize gercek kaynagi okuyupta aklinizla one surun..

Bunlarin hepsini size anlatacam o forumu bulmaliyim ilk... Orada herkez benim yazilarimi okusun isterim..

//AnGeL\\

Yok canim sen zahmet etme hemen yardim edeyim...Susuzluktan dilleri sarkanlarin tükürük bezleri calismaz...

...calissa kiymetini bilip kendinize saklayin...Hic önermem canim.

Yavas yavas ögrenilecek ama nedense sancili olmakta.

***

Arapça Metin

وَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ كَمَا كَفَرُوا فَتَكُونُونَ سَوَاءً ۖ فَلَا تَتَّخِذُوا مِنْهُمْ أَوْلِيَاءَ حَتَّىٰ يُهَاجِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ ۚ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَخُذُوهُمْ وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ وَجَدْتُمُوهُمْ ۖ وَلَا تَتَّخِذُوا مِنْهُمْ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا

Türkçe Transcript(*)

Veddû lev tekfurûne kemâ keferû fetekûnûne sevâ-â(en)(s) felâ tetteḣiżû minhum evliyâe hattâ yuhâcirû fî sebîli(A)llâh(i)© fe-in tevellev feḣużûhum vaktulûhum hayśu vecedtumûhum(s) velâ tetteḣiżû minhum veliyyen velâ nasîrâ(n)

Abdülbaki Gölpınarlı

Onlar, sizin de kendileri gibi kafir olmanızı ve böylece de hepinizin bir olmanızı isterler, onun için Allah yolunda yurtlarından göçmedikçe onların hiçbirini dost edinmeyin. Bunu kabul etmez de yüz çevirirlerse tutun onları ve öldürün onları bulduğunuz yerde ve onlardan ne dost edinin, ne yardımcı.

Ali Bulaç Meali

Onlar, kendilerinin inkâra sapmaları gibi sizin de inkâra sapmanızı istediler. Böylelikle bir olacaktınız. Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan veliler (dostlar) edinmeyin. Şayet yine yüz çevirirlerse, artık onları tutun ve her nerede ele geçirirseniz öldürün. Onlardan ne bir veli (dost) edinin, ne de bir yardımcı.

Ahmet Varol Meali

Kendileri gibi sizin de inkar etmenizi ve onlarla eşit olmanızı istediler. Allah yolunda hicret etmedikleri sürece onlardan dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları tutun ve yakaladığınız yerde öldürün. Onlardan bir dost ve yardımcı edinmeyin.

Ahmet Tekin

Sizin de, kendileri gibi, kulluk sözleşmenizdeki ortak taahhütlerinizi, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincinizi şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar etmenizi, küfre saplanmanızı istediler ki, onlarla müsavi olasınız. Onlar Allah yolunda baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edinceye kadar, onlardan hiçbirini, kamu görevlerini icraya yetkili kılmayın, candan dost, müttefik edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı istedikleri istikamette yönlendirmeye devam ederlerse, onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan hiçbirini candan dost, müttefik ve yardımcı edinmeyin, işlerinizin başına getirmeyin.

Ali Fikri Yavuz

Onlar arzu ettiler ki, kendileri küfre saptıkları gibi, siz de sapasınız da beraber olasınız. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinciye kadar, içlerinden dost edinmeyin. Eğer tevhîd ve hicretten yüz çevirirlerse onları bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün; onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin.

Diyanet İşleri Meali(Eski)

Onlar kendileri inkar ettikleri gibi, keşki siz de inkar etseniz de eşit olsanız isterler. Allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan dost ve yardımcı edinmeyin.

Diyanet İşleri Meali(Yeni)

Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse, onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.

Diyanet Vakfı Meali

Sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.

Edip Yüksel Meali

Sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki onlarla bir olasınız. ALLAH yolunda harekete geçinceye kadar onlardan kimseyi dost edinmeyin. Size karşı dönerlerse onları yakalayın, onları bulduğunuz yerde öldürün. Onları ne dost ne de yardımcı edinmeyin;

Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin.

Elmalılı Meali (Orjinal)

Arzu ettiler ki kendilerinin küfre sapdıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız, onun için onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin, yok aldırmazlarsa o vakıt bulduğunuz yerde kendilerini tutun ve öldürün, ve onlardan ne bir dost ne de bir yardımcı edinmeyin

Hasan Basri Çantay

Onlar, kendilerinin küfretdikleri gibi sizin de küfredib onlarla beraber olmanızı arzu etdiler. O halde, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dostlar edinmeyin. Eğer (aldırış etmeyib) yüz çevirirlerse onları nerede bulursanız yakalayıb, tutun, onları öldürün. Onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin.

Hayrat Neşriyat Meali

(Kendileri) inkâr ettikleri gibi, sizin de inkâr edip böylece (onlarla) bir olmanızı istediler. Artık (onlar) Allah yolunda hicret edinceye kadar, kendilerinden dostlar edinmeyin! Buna rağmen (îmandan ve hicretten) yüz çevirirlerse, o takdirde onları yakalayın ve kendilerini bulduğunuz yerde onları öldürün! Ve onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinin!

Ömer Nasuhi Bilmen

Arzu etmişlerdir ki, kendilerinin kâfir oldukları gibi siz de kâfir olup onlar ile müsavî bulunasınız. O halde onlar Allah yolunda muhâceret edinceye kadar onlardan dostlar edinmeyiniz. Eğer yüz çevirirlerse artık onları her nerede bulursanız tutunuz ve öldürünüz. Ve onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı ittihaz etmeyiniz.

Muhammed Esed

Onlar, kendilerinin inkar ettiği gibi, sizin de hakikati inkar etmenizi isterlerdi ki siz de onlar gibi olasınız. O halde, Allah rızası için zulüm ve kötülük diyarını terk edinceye kadar 108 onları kendinize dost edinmeyin; ve eğer [açık bir] düşmanlığa yönelirlerse, onları nerede bulursanız yakalayın ve öldürün. Onlardan hiç birini 109 ne dost, ne de hâmi edinmeyin,

Suat Yıldırım

Ne çok isterler ki siz de kendileri gibi küfre düşesiniz de böylece kendileriyle aynı seviyede olasınız. Allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin!Eğer aldırmazlarsa o vakit nerede bulursanız onları yakalayın, öldürün ve sakın onlardan ne veli, ne yardımcı edinmeyin!

Süleyman Ateş Meali

Sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki, onlarla bir olasınız. O halde onlar Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, nerede bulursanız öldürün ve onlardan ne dost, ne de yardımcı tutmayın!

Şaban Piriş Meali

Onlar, kafir oldukları gibi sizin de küfretmenizi ve kendileri ile eşit olmanızı istiyorlar. Bu sebeple, onlar, Allah yolunda hicret etmedikçe onları veli edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları tutun ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan bir veli yardımcı edinmeyin.

Ümit Şimşek Meali

Onlar isterler ki, kendileri kâfir oldukları gibi siz de kâfir olun da onlarla eşit hale gelin. Allah yolunda hicret etmedikçe, onlardan hiç kimseyi veli edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse,(30) onları bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün; ve onlardan kendinize veli veya yardımcı edinmeyin. *

Yaşar Nuri Öztürk

Onlarla eşitlenesiniz diye kendilerinin küfre saptığı gibi küfre sapmanızı istediler. O halde, Allah yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Bir daha da onlardan ne dost edinin ne de yardımcı.

Yusuf Ali (English)

They but wish that ye should reject Faith, as they do, and thus be on the same footing (as they): But take not friends from their ranks until they flee(607) in the way of Allah (From what is forbidden). But if they turn renegades, seize them and slay them wherever ye find them; and (in any case) take no friends or helpers from their ranks;- *

M. Pickthall (English)

They long that ye should disbelieve even as they disbelieve, that ye may be upon a level (with them). So choose not friends from them till they forsake their homes in the way of Allah; if they turn back (to enmity) then take them and kill them wherever ye find them, and choose no friend nor helper from among them,

Deutch

89. Sie wünschen, daß ihr ungläubig werdet, wie sie ungläubig sind, so daß ihr alle gleich seiet. Nehmet euch daher keinen von ihnen zum Freund, ehe sie nicht auswandern auf Allahs Weg. Und wenn sie sich abkehren, dann ergreifet sie und tötet sie, wo immer ihr sie auffindet; und nehmet euch keinen von ihnen zum Freunde oder zum Helfer;

Dutch

89. Zij wensen dat gij verwerpt, evenals zij hebben verworpen, zodat gij aan hen gelijk zult worden. Neemt derhalve geen vrienden uit hun midden totdat zij voor de zaak van Allah werken. En indien zij tot vijandschap vervallen, grijpt hen dan en doodt hen waar gij hen ook vindt; en neemt vriend noch helper uit hun midden.

***

Cince, Japonca, Balkan ve Urdu dillerinden olan tefsirleri buraya asmaya gerek yok asilanlarla idare edin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kaşif

Sizin sorularinizi gormedim affedersiniz..

Bir forum var haci denen bir kisinin.. Simdi gordum

Orada hepinizin cevaplarini verecegim..

Simdilik burayi doldurmak istemiyorum, cunki burasinin arkadas, olumle alakali acmis konuyu.

Bilmem ne kadar acik olabildim ama soz cevaplayacam, bu sekilde sizde benim ne dusuncede oldugumu goreceksiniz.

Kabul etmeniz yada onaylamaniz icin degil, ne benim size faydam ne sizin bana faydaniz olabilir.

Sadece insanca fikir paylasma...

//AnGeL\\

Link to post
Sitelerde Paylaş

'Birinci Tekil Şahis'

Siz ne dediklerinizin farkindamisiniz acaba??

Size cevap bile veresim gelmiyor farkindamisiniz.. Bu arada o verdiginiz ornek..

Ben o yorumunuzu simdi gordum kusura bakmayin..

Pe..S oylemi? Dhaa guzel ornek bulamadiniz galiba..

Bunu gecelim ben size hepsinin cevabini verecegim ama biraz bekleyin..

O yazdiklarinizada cok guldum.. Ben bir fizik terapistiyim, dogru konusun lutfen..

:D deliler hastasini sizmi bana anlatacaksiniz. size burdan oyle psikoloji anlatirim ki akliniz bir karis havaya firlar.

O yuzden sessiz sessiz bekleyin bence.. Sizin gibi insanlar bu Belcikada coook..

Her gun sizin gibilerle ograsmaktan yoruldum.. ne dinlersiniz, ne de anlamaya calisirsiniz.. Oysa insandan daha guzel ne olabilir...

Size aciyorum bu bakimdan...

//AnGeL\\

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyse arkadaslar, hickimseye kizgin, yada sinirli degilim..

Sadece yazilan yorumlarin cogu gereksiz sekilde bana iletiliyor.

Ve benim kizdigim nokta benim daha islami secip secmedigmi bile bilmeden onunla suclamaniz.

Benim annem babam anlatiyormusta, siz benim hayat hikayemi biliyormusunuz boyle konusuyorsunuz.

Annen babam yasiyormu ki boyle seyler diyorsunuz..

Herkezin dinini anlatacak bilgilendirecek anne babasi olamyabilir..

Siz ne kadar acimasizca elestiriler bulundugunuzun farkinda degilsiniz..

Cunki oyle nefretle ve kinle bakiyorsunuz ki sizin dusundugunuz fikirler disindaki dusuncelere.

Cok onyargilisiniz.. Sizinle bas ederim ama simdi cikmam lazim..

Burada ben konusurken ozellikle bulunmasini istedigim kisiler var..

onlar ne zamanki gelecek ben ozaman konusacam..

Saygida kusur ettiysek af ola..

//AnGeL\\

Link to post
Sitelerde Paylaş

cigi

Roman yaz kardesim tamammi?

valla roman yaz... Simdi kalkta bunlari oku, cok guzel..

Konu kuran allah olursa müsteri secmem yer-gok1 fakat icinde bulunduklari mekanin kurallarina müsteriler uymak zorundadirlar.Memnun kalmayan müsteri bir daha ayni mekana girip alis veris yapmamali.Calisan personelin yanlis tutumu varsa müsteri hizmetlerine bildirilmesi gerekir.

Kurani yazan ben degil cöl bedevisidir.Müslümanlara inandiklari kitabin icinde neler oldugunu gösterip yardimci olmaya calismaktayiz.Ayrica inananlarla degil inanilanlarla ugrasmaktayiz.

Umarim anlamisindir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdıklarından anladığım kadarıyla sen diyorsun ki

"insan bedeni denen biyolojik yapı içerisindeki (ve de dolaylı olarak dışındaki) etkileşim ve tepkimelerle ortaya çıkan insan bilinci (yani benlik) ölüm denilen süreçten sonra da devam ediyor"

İyi ama nasıl?

Ben, öyle demedim. O senin dediğini, bütün teistler söylüyor. Ben değişik bir şey söyledim:

İnsanın biyolojik olarak var olduğu devre boyunca, bu devrenin içerisinde, zaman kısıtlamasının ötesine geçtiği aralıklar vardır, dedim. Ölüm, bunların bayrak taşıyanıdır, bunu düşünmelisiniz dedim.

Var olabilmek için ne ile etkileşime girip tepkimeler gerçekleştiriyor?

Dediğim gibi, öldükten sonra su buharı gibi dolaşan bir hayaletten bahsetmiyorum. Bu evrenin bileşenleriyle tepkileşen bir sonrası varlık yok. Biyolojik varlıkla etkileşen bir şimdiki varlık vardır, o kadar. Ama ne varlık... Bu kadar mutlak konuştuğuma bakmayın, bir öğretinin sözcüsü değilim. Bunlar, okuduğum, gözlemlediğim her çeşit şeyden ötürü kendi arı usumdan çıkanlardır.)

Bu soruya cevap vermen gerekir çünkü sen aynen şunu diyorsun:

- Bir sahnede piyano var. Birisi oturmuş onu çalıyor.

Sen diyorsun ki o sahneden piyanoyu, çalanı, piyanonun ağırlığını, çalanın ağırlığını, çalanın hareketlerini kısaca piyano ve çalan tarafından üretilen herşeyi alsak dahi MÜZİK de, KONSER de devam eder. Piyanonun ağırlığı da, çalanın ağırlığı da, çalanın hareketleri de, piyanonun çalanın hareketlerine verdiği tepkiler de devam eder.

Bunun nasıl olduğunu lütfen anlatır mısın?

Tamam, bu metafor üzerinden anlayalım:

Daha doğrusu metaforun belirsiz bitişmiş parçalarını aktarmak istiyorum:

- Bir sahnede piyano var. Birisi oturmuş onu çalıyor.

Hayat, biyolojik varlık bunlardan hangisi?

Piyano mu? Piyanist mi? Konser mi?

Piyanist, insanın biyo varlığı olsun.

Piyano, etkileştiği canlılar.

Müzik, etkileşmeden doğan her türlü uyaranlar.

Konser de bütün yaşanan hayat, ömür safhası olsun.

Ölüm,

Piyanistin önünden piyanonun alınacağını, piyanistin, boynuna geçirilen bir baston kancasıyla sahneden çekilip alınacağını söyleyebilirim.

Ancak konserin bundan devam edeceğini söylemek, metaforla uyumsuzdur. Çünkü konser hayattır. Ölüm ile hayatın bittiğini, insanın varlığın sona erdiğini söyledik. Artık o mekanda, piyanistin hayaleti filan dolaşmaz. hayalet müzik icra etmez.

Şimdi, ben diyorum ki,

Piyanist'in konserin dışında bir hayatı vardır. Ancak bu piyanist kendini işine öyle kaptırmış ki, elleri tuşlar üzerindeyken bu gerçek hayatını unutur, o anda müzikten, dinleyicilerden başka birşey algılamaz, düşünmez.

Her akşam işine gelir gider. Şöyle diyeyim, piyano çaldığı saatler hayatı boyunca onun için bir bütün olmuştur. En azından çaldığı sırada. Gündüzleyin evinde, dışarıda dolaşırken filan elbette bir hayatı olduğunun farkındadır. Ancak çalarken hayatı bundan ibaret sayar. İşinde başarılı olmasını, işten çabucak kovulmamasını da sağlayan da budur zaten (ateistler, materyalistler yine iyisiniz). Yine de dış hayatın etkilerini, icrasına yansıtmamak, bir zaman sonra kısırlığa yol açar. Hep aynı (bir vakit yakalanmış duygu), tekdüzelik dinleyicileri sıkar. Dışarısını icrasında yansıtması değerlidir, böylece işini daha iyi yapıp, dış hayatını daha iyi idame ettirmesi de önemlidir.

Böylece yada çalışırken takdir edilip, işten kovulmadan, yaşlanır emekli olur. Bir daha o salona dönmemek üzere dış hayatına döner. O konser salonunda piyano çalmaz ama istediği başka yerde zevk için çalar, balık tutar, dünyayı dolaşır. Çok iyi bir piyanist idiyse, klasikleşen besteleri filan var ise dış dünyada çok takdir edilir, elini soğuk suya sokturmazlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben, öyle demedim. O senin dediğini, bütün teistler söylüyor. Ben değişik bir şey söyledim:

İnsanın biyolojik olarak var olduğu devre boyunca, bu devrenin içerisinde, zaman kısıtlamasının ötesine geçtiği aralıklar vardır, dedim. Ölüm, bunların bayrak taşıyanıdır, bunu düşünmelisiniz dedim.

Dediğim gibi, öldükten sonra su buharı gibi dolaşan bir hayaletten bahsetmiyorum. Bu evrenin bileşenleriyle tepkileşen bir sonrası varlık yok. Biyolojik varlıkla etkileşen bir şimdiki varlık vardır, o kadar. Ama ne varlık... Bu kadar mutlak konuştuğuma bakmayın, bir öğretinin sözcüsü değilim. Bunlar, okuduğum, gözlemlediğim her çeşit şeyden ötürü kendi arı usumdan çıkanlardır.)

Tamam, bu metafor üzerinden anlayalım:

Daha doğrusu metaforun belirsiz bitişmiş parçalarını aktarmak istiyorum:

- Bir sahnede piyano var. Birisi oturmuş onu çalıyor.

Hayat, biyolojik varlık bunlardan hangisi?

Piyano mu? Piyanist mi? Konser mi?

Piyanist, insanın biyo varlığı olsun.

Piyano, etkileştiği canlılar.

Müzik, etkileşmeden doğan her türlü uyaranlar.

Konser de bütün yaşanan hayat, ömür safhası olsun.

Ölüm,

Piyanistin önünden piyanonun alınacağını, piyanistin, boynuna geçirilen bir baston kancasıyla sahneden çekilip alınacağını söyleyebilirim.

Ancak konserin bundan devam edeceğini söylemek, metaforla uyumsuzdur. Çünkü konser hayattır. Ölüm ile hayatın bittiğini, insanın varlığın sona erdiğini söyledik. Artık o mekanda, piyanistin hayaleti filan dolaşmaz. hayalet müzik icra etmez.

Şimdi, ben diyorum ki,

Piyanist'in konserin dışında bir hayatı vardır. Ancak bu piyanist kendini işine öyle kaptırmış ki, elleri tuşlar üzerindeyken bu gerçek hayatını unutur, o anda müzikten, dinleyicilerden başka birşey algılamaz, düşünmez.

Her akşam işine gelir gider. Şöyle diyeyim, piyano çaldığı saatler hayatı boyunca onun için bir bütün olmuştur. En azından çaldığı sırada. Gündüzleyin evinde, dışarıda dolaşırken filan elbette bir hayatı olduğunun farkındadır. Ancak çalarken hayatı bundan ibaret sayar. İşinde başarılı olmasını, işten çabucak kovulmamasını da sağlayan da budur zaten (ateistler, materyalistler yine iyisiniz). Yine de dış hayatın etkilerini, icrasına yansıtmamak, bir zaman sonra kısırlığa yol açar. Hep aynı (bir vakit yakalanmış duygu), tekdüzelik dinleyicileri sıkar. Dışarısını icrasında yansıtması değerlidir, böylece işini daha iyi yapıp, dış hayatını daha iyi idame ettirmesi de önemlidir.

Böylece yada çalışırken takdir edilip, işten kovulmadan, yaşlanır emekli olur. Bir daha o salona dönmemek üzere dış hayatına döner. O konser salonunda piyano çalmaz ama istediği başka yerde zevk için çalar, balık tutar, dünyayı dolaşır. Çok iyi bir piyanist idiyse, klasikleşen besteleri filan var ise dış dünyada çok takdir edilir, elini soğuk suya sokturmazlar.

Bütün bunlara şahit olmuş gibi anlattığına göre bir yerlerde bunun tatbikatı bil fiil gerçekleşmiş demektir.

Bu olay nerede vuku buldu?

Daha da önemlisi bu olayın böyle cereyan ettiği nasıl tespit edildi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili yer-gok1, yukarıda anlattığım olay ben askerde iken oldu. Bir akıl hastasının 12 yaşındaki bir kıza tecavüzü. Bu olaya inanmadığınızı, böyle şeylerin olamayağını söylüyorsunuz. Ömrünüzde hiç haber dinlemediniz mi? Neler oluyor neler...

1 yaşındaki bebeğe bile tecavüz eden akıl hastaları var. Ana-babasını baltayla doğrayan akıl hastaları var, binbir çeşit akıl hastası var. Bunlar sağlıklı ruh haline sahip insanların bir anlık delirmesi değil, ''akli dengesi bozuk'', nerede ne zaman ne yapacağı, sağı solu belli olmayan, adı üstünde akıl hastaları.

Dindarlar der ki 'Allah insana akıl vermiş'.

Hayır, herkese vermemiş. Kimisi Dawn Sendromlu, kimisi otistik, kimisi spastik, kimisi normal gibi görünür ama sen onu ilacının bittiği zaman gör. Çocukluğumda bizim köyün delisi 40-45 yaşlarında, anadan doğma çırılçıplak evinin damına çıkıp boynuna bağladığı yağ tenekesini davul gibi çalıyordu, organlarını hoplata hoplata. Bütün köy toplandı, millet zor indirdi aşağıya.

Bu adam raporlu hasta.

Allah bu zavallıya niye akıl vermemiş?

Bu adama yıllarca Kuran okutsan, allah, peygamber, cennet cehennem desen bile hepsi faydasız.

Beyninin algılama, işleme, verileri değerlendirme kapasitesi senin gibi değil.

Ne anlatırsan anlat, sallana sallana ağzından akan salyalarla yüzüne bakıp hehehehe diye gülecek. Başka bir şey bekleme.

Bir akıl hastası öldükten sonra dirilse ne olacak, dirilmese ne olacak?

Adam kıza tecavüz etmiş. Cennete mi koyacaksın?

Adama doğru dürüst akıl, normal bir ruh sağlığı vermemişsin, yanlış şeyler yaptı diye cehennemde işkence mi edeceksin? Orada mı aklı başına gelecek?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Freewill_

Once bu yazacaklarimi okuyun tamammi?

Bu sizin dediklerinizi anlatabilmem icin ilk bu simdiki yazacaklarimi okuyun..

Ben Haci nickli birinin forumuna yazacaktim, olmuyor neden?

Bunun hakkind abir bilginiz varmi?

Haci nickli birinin forumu neresi?

Hacı, bizim Hacı mı? Hangi hacı, ne hacısı?

Neden yazamadınız? Ne olmuyor?

Benimle ne ilgisi var?

Kuran çarpsın hiç bi şey anlamadım demek istediğinden.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Freewill_

Evet sizin haci bence..

Onun forumdaki konusuna gidinbakin... Oradakileri okuyun... ben yazdim..

Onlari anlarsaniz eger ozaman olumle sorularinizida yanitlarim..

Ve delilerin obur tarafa nasil ne sekilde olacaklarinida..

Ama ilk onu okumaniz lazim, tabi HACI eger silmemisse...

Lutfen bakarmisiniz?

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=46381&st=0&gopid=748133entry748133

Link to post
Sitelerde Paylaş

Freewill_

Siz onlariokurken isterseniz olumle olan bilgileri yazayim..

Yani akli olmayanlarin halini...

Değerli kardeşimiz;

Arasât, mahşer gününde toplanılan yer; yani kıyâmet gününde dirilişten hemen sonra toplanılan haşir ve neşir meydânıdır. Tüm insanlar ve tüm cinler Arasât Meydânında Allah’ın emriyle ve izniyle toplanacaklar. Akıllısıyla, delisiyle, kâfiriyle, Müslümanıyla, zâlimiyle, mazlûmuyla. Büyük Muhâsebenin yapılacağı, Mahkeme-i Kübrâ’nın kurulacağı, haşir ve neşir için hazırlanan büyük meydan. Dünyâdan, zâlim izzetinde, mazlûm zilletinde kalarak göçüp gidiyor çoğu zaman. Zâlimin zillet içinde, mazlûmun da izzet içinde haşredilip neşredileceği, muhâkeme göreceği, hesap sorulacağı ve adâlet-i mutlakanın tahakkuk edeceği bir gün gelecek, bir meydan Allah’ın emriyle ve irâdesiyle açılacak. 1- Sözler, 54;--> kaynak!

A’râf ise, lûgatte yüksekliklerin zirvesi, tepelerin, burçların ve sûrların yüksek kısımları demektir. Konumuzla ilgili olarak A’râf, Cennet ile Cehennem arasında bulunan yüksek kısımların, burçların, tepelerin ve sûrların yüksek yerleridir. Bu mânâ ile “A’râf”, Kur’ân’da A’râf Sûresinde geçen bir tâbirdir. Bu sûrede “a’râf” hakkında bilgi verildiğinden sûreye de ad olmuştur. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “İki taraf (Cennet ile Cehennem) arasında bir perde vardır; (burada) A’râf üzerinde her iki tarafı da sîmâlarından tanıyan adamlar vardır. Cennetliklere: “Size selâm olsun!” derler. Bunlar henüz Cennet’e girmeyen ve fakat orayı uman kimselerdir. Gözleri Cehennemlikler üzerine çevrilince de: “Rabbimiz! Bizi zâlimlerle berâber bulundurma!” derler. A’râf ehli, sîmâlarından tanıdıkları (Cehennem’deki) bir takım adamlara derler ki: “Ne çokluğunuz ve ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir fayda sağlamadı. Allah’ın kendilerine hiçbir fayda erdirmeyeceğine dâir yemin ettiğiniz kimseler bunlar mı?” (Sonra Cennet ehline dönerek): “Girin Cennet’e! Artık size ne korku, ne de hüzün yoktur!” (derler.)” 2- A’râf Sûresi, 7/46-49;

Kuranda sorulara cevap boll.. Kuranda sorulara cevap tukenmez.. Tefsirinide kaynakla veriyorummm..devami geliyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Âyet ve hadislerde, ehl-i Cehennemin bir kısmının da günahları kadar yandıktan sonra Cehennem’den çıkarılacağı ve Cennet’e girecekleri müjdelenmiştir. Meselâ Buhârî ve Müslim’in zikrettiği bir İbn-i Mes’ud (ra) hadîsinde Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) Cehennemden çıkıp da Cennet’e gireceklerin en sonuncusunun ahvâlini beyan eder. Bu adam emekleyerek Cehennem’den çıkar. Azîz ve Celîl olan Allah, bu kimseye: “Git Cennet’e gir!” buyurur. Adam Cennet’e varır, ama Cennet’i dolu olarak görür. Bunun üzerine: “Yâ Rabbi! Cennet’i dolu olarak gördüm!” der. Cenâb-ı Hak: “Cennet’e gir! Sana dünyanın on mislisi kadar Cennet vardır!” der. O kul şaşırır, hayretinden: “Yâ Rabbi! Sen âlemlerin Melik’i olduğun halde bana gülüyor musun? Benimle alay mı ediyorsun?” der.”

İbn-i Mes’ud der ki: “And olsun ki ben Allah Resûlünün (asm) bunu anlattıktan sonra azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm. Şöyle diyordu: ‘İşte bu, Cennet ehlinin makamca en düşük olanıdır!’”4

Cehennemden en son çıkan birisine, dünyanın on katı büyüklüğünde bir Cennet verileceği müjdelendiğine göre; hiç Cehennem’e girmemiş ve Allah’ın gazabına uğramamış A’râf ehli daha evlâ olarak, inşaallah ehl-i Cennettirler.

Dolayısıyla deliler de nihâyet, Allah’ın lütfuyla ve izniyle Cennet’e girerler. 3- İhyâ, 4/57; 4- R.Sâlihîn, 188 --> kaynak

Link to post
Sitelerde Paylaş

freewill_

Kisaca burada diyorki, O kisiler bile cennetin en alt mertebesine girdiginde soke oluyor, cok begeniyorlarsa.. Dusunun normal cennete girecek olanlar ne halde olacak nasil mutlu olacaklar....

Ama siz ilk Haci ya yazdiklarimi okumalisiniz yoksa buraya yazdiklarimin bir gramini bile anlamazsiniz...

Allaha inanmayan ayetlerini aslaaa ama aslaa anlayamaz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...