Jump to content

Kurtuluş Savaşı ve Sonrasında Mustafa Kemal-Kazım Karabekir Mücadelesi.


Recommended Posts

Bugünlerde gene ısıtılarak önümüze sürülüyor bu konu:

Kurtuluş Savaşını aslında Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir mi başlatmış ve sürdürmüştü?

Kitabın üst başlığı "19 Nisan 1919'da Trabzon'a çıktım" olunca, Mustafa Kemal'in Nutuk'taki başlangıç cümlesine nazire yapılmış olduğunu anlıyorsunuz.

1930'larda ve 1950'lerde tartışması çokça yapılmış ve artık rafa kaldırılması gereken bu konu, Atatürk düşmanı liberaller ve dinciler tarafından altmış yıl sonra tekrar gündeme getirildi.

Malum, zaman Atatürk'e ve Cumhuriyet'e hakaret ve küfür etmenin 'yükselen değer' olduğu bir zaman. Erbabı da bu gibi fırsatları kaçırmıyor elbette.

..........................

Kazım Karabekir'in Gözüyle Yakın Tarihimiz (İstiklal Savaşının İçyüzü), Mustafa Armağan, Timaş yayınları, 2011 Mayıs.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Karabekir'in tavrı basit bir kıskançlıktır.

Liderler mücadelelerin içinden çıkar ve önderlikleri sonuç alınana kadar sürdüğü takdirde toplum ve tarih o liderleri öne çıkarır.

Mustafa Kemal yerine Kazım Karabekir meclis başkanı olsaydı, başkomutan olsaydı, yerli ve yabancı gazeteler Kurtuluş Savaşı dönemlerinde lider olarak ondan bahsetseydi, devleti v e toplumu yeniden dzayn eden o olsaydı, bugün Karabekir'i anıyor, Atatürk yerine Karabekir'den bahsediyor olacaktık.

Tabi ki önder Mustafa Kemal olunca, cumhuriyeti kuran ve devrimleri gerçekleştiren o olunca tarihin anlatılması da onun üzerinden olacaktır.

19 Mayıs o yüzden Kurtuluş Savaşının başlangıcı sayılmıştır.

Aslında başlangıç Gerilla savaşlarının ortaya çıkışıdır, Kuvayi Milliye'nin oluşumudur.

19 Mayıs ise düzenli orduya geçiş çalışmalarına başlangıç olarak düşünülmelidir ki kurtuluş ancak düzenli bir orduyla olabilirdi.

Dolayısıyla ne Karabekir'in, ne Fevzi Çakmak'ın ne de İnönü'nün Kurtuluş Savaşı başlangıcında ne yapmış olduğunun bir önemi yoktur.

19 Mayıs bir simgedir ve bu simgeyi Karabekir dahil tüm Kurtuluş Savaşının ileri gelenlerinin kabullenmesi gerekirdi.

Karabekir'in sağ-muhafazakar yapısı nedeniyle iktidara muhalif olması normaldi ama yazdıklarıyla kendini öne çıkarmaya çabalaması kendisine zarar vermiş, başarısını-saygınlığını kendisi tırpanlamıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Basit bir kıskançlık falan değildir bu.

Bu birbirine zıt iki zihniyetin, iki karakterin çatışmasıdır.

Meclis başkanı, başkomutan Karabekir olsaydı, bu memleket için muhtemelen büyük bir felaket olurdu.

1919 Anadolusunu işgalden ve onca handikaptan sağ salim çıkarıp bugünlere getirmek bir dev işidir.

Bu, silah arkadaşları içinde M. Kemal'dan başka birinin yapabileceği bir iş değildir.

Cumhuriyeti kuran, devrimleri yapan Karabekir olsaymış bugün Atatürk yerine O'nu anacakmışız...

Zır cahil ukala herif!

Karabekir ne cumhuriyetçidir ne de devrimcidir.

Hilafetçidir!

M. Kemal'in tıpkı meclisteki İttihatçılar, muhafazakarlar, topyekun bozguncularla olduğu gibi mücadele etmek zorunda kaldığı antik bir döküntüden başka birşey değildir bu adam.

tarihinde Dirilis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kazım Karabekir iyi bir insan, iyi bir komutan ve iyi bir siyasetçidir. Bunlar inkar edilemez.

Fakat yerel kalmıştır. Politik ufku sınırlıdır. Bağımsızlık savaşından sonra ne yapılacağı konusunda net görüşleri yoktur.

Cumhuriyeti heyecanla karşılamamıştır. Muhafazakar değilse bile, devrimci de değildir. Liderlik kapasitesi orta düzeydedir.

Bu açılardan, harekete ondan çok daha erken katılmasına karşın İsmet Paşa'dan geride kalmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Basit bir kıskançlık falan değildir bu.

Bu birbirine zıt iki zihniyetin, iki karakterin çatışmasıdır.

Meclis başkanı, başkomutan Karabekir olsaydı, bu memleket için muhtemelen büyük bir felaket olurdu.

1919 Anadolusunu işgalden ve onca handikaptan sağ salim çıkarıp bugünlere getirmek bir dev işidir.

Bu, silah arkadaşları içinde M. Kemal'dan başka birinin yapabileceği bir iş değildir.

Cumhuriyeti kuran, devrimleri yapan Karabekir olsaymış bugün Atatürk yerine O'nu anacakmışız...

Zır cahil ukala herif!

Karabekir ne cumhuriyetçidir ne de devrimcidir.

Hilafetçidir!

M. Kemal'in tıpkı meclisteki İttihatçılar, muhafazakarlar, topyekun bozguncularla olduğu gibi mücadele etmek zorunda kaldığı antik bir döküntüden başka birşey değildir bu adam.

Hadi ordan!

Başlamışsın yine putseverlik yapmaya.

Böyle diğer değerli insanları aşağılayıp Atatürk'e gereksiz yüceltmelerde bulunacak, diğer yandan Atatürk'ü İngilizlerle işbirliği yaptığı zırvasını onaylayacaksın.

Senin bu yaptığını yıllarca yaptılar ve Atatürk'ü en çok onlar aşağılamış oldular.

Sen de öylesin.

Asıl savunulması gereken yerde en adi iftiralara karşı susuyor, hatta destekliyorsun.

Böylece "işte bu Atatürkçüler böyle!" dedirtiyor, malzeme oluyorsun.

Sen Atatürk'ü silmek isteyen liboşlardan da betersin. Onlar senin kadar zarar veremez.

Kazım Karabekir değerli bir komutandı.

O olmasaydı, Kurtuluş Savaşında büyük zorluk çekilirdi.

Ayrıca değerli bir insandı. Devrimlerin çoğuna karşı olsa da, karşı devrimci bir tavır sergilememiştir.

Mustafa Kemal yerine o olsaydı, devrimler olmaz ama milletin gözünde yine olurdu. Çünkü millet devrim beklemiyor, istemiyordu.

Hatta Atatürk'ten daha fazla olurdu, çünkü dindar yapısıyla topluma ters düşmezdi.

Ama tabi ki Türkiye bir atılım yaşayamaz, çağdaş-modern bir ülke olma yolunda ilerleyemezdi.

Bunlara senin kafan basmaz. Sen körü körüne yüceltme yapar, karşı çıkanlara saldırmasını bilirsin ancak.

Objektif olmaktan uzak, mantıklı değerlendirmelerden aciz, bağımsızlığın-antiemperyalistliğin bilincinde olmayan sağ yapıda bir muhafazakarsın sen.

Karabekir olsaydı eminim fanatik bir Karabekirci olur, bu defa Mustafa Kemal'e küfrederdin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Mesela pante Sosyalizmi hiç bir zaman anlayamaz, ama ben bunu dert etmem.

Yaş kaç? :lol:

Beni sosyalizmin kökeni, sosyalistlerin ne yaptığı, Marx-Lenin-Stalin vs. pek ilgilendirmiyor.

Ben dünyanın geleceğine bakıyorum ve öngördüğüm sistem sosyalizmin kategorisine giriyor.

100 sene sonra eminim insanların büyük çoğunluğu başka bir alternatif göremeyecekler.

Kapitalizm 1-2 asır daha yaşama şansı bulacaktır belki ama ırkçılık-faşizm bu yüzyıl sonunda tarihe gömülür.

Ben de bunu dert etmiyorum, siz düşünün. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk ve silah arkadaşlarının hepsi değerlidir.Elbette siyasi açıdan farklı yorum ve düşünce sahibi olmuş olabilirler ama amaçları ortaktı bir milleti küllerinden yine canlandırmak.

Artık hangisi daha iyiydi yahut haklıydı filan tartışmalar vakit kaybıdır.Bu cumhuriyetin kuruluşunda emeği geçen herkesi saygıyla anıyoruz.Kazım Karabekir paşamızı da.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadi ordan!

Başlamışsın yine putseverlik yapmaya.

Böyle diğer değerli insanları aşağılayıp Atatürk'e gereksiz yüceltmelerde bulunacak, diğer yandan Atatürk'ü İngilizlerle işbirliği yaptığı zırvasını onaylayacaksın.

Senin bu yaptığını yıllarca yaptılar ve Atatürk'ü en çok onlar aşağılamış oldular.

Sen de öylesin.

Asıl savunulması gereken yerde en adi iftiralara karşı susuyor, hatta destekliyorsun.

Böylece "işte bu Atatürkçüler böyle!" dedirtiyor, malzeme oluyorsun.

Sen Atatürk'ü silmek isteyen liboşlardan da betersin. Onlar senin kadar zarar veremez.

Kazım Karabekir değerli bir komutandı.

O olmasaydı, Kurtuluş Savaşında büyük zorluk çekilirdi.

Ayrıca değerli bir insandı. Devrimlerin çoğuna karşı olsa da, karşı devrimci bir tavır sergilememiştir.

Mustafa Kemal yerine o olsaydı, devrimler olmaz ama milletin gözünde yine olurdu. Çünkü millet devrim beklemiyor, istemiyordu.

Hatta Atatürk'ten daha fazla olurdu, çünkü dindar yapısıyla topluma ters düşmezdi.

Ama tabi ki Türkiye bir atılım yaşayamaz, çağdaş-modern bir ülke olma yolunda ilerleyemezdi.

Bunlara senin kafan basmaz. Sen körü körüne yüceltme yapar, karşı çıkanlara saldırmasını bilirsin ancak.

Objektif olmaktan uzak, mantıklı değerlendirmelerden aciz, bağımsızlığın-antiemperyalistliğin bilincinde olmayan sağ yapıda bir muhafazakarsın sen.

Karabekir olsaydı eminim fanatik bir Karabekirci olur, bu defa Mustafa Kemal'e küfrederdin.

Attığın çamurların hangi birine yanıt vereyim bilemedim.

Kuş beyinliliğinin kanıtıdır bu yazdıkların.

Senin anlamak ve öğrenmek gibi bir derdin olmadığı çok açık.

Sadece zıtlaştığın ve rezil olduğun için her yazımda açığımı aramaya başladığını gözden kaçırmayanlar senin ne kadar zavallı bir duruma düştüğünü de görüyorlar zaten.

Yanlı kaynaklardan okuma yapmış olduğun da çok belli.

Gerçi, işlemci sakat olunca insan ne kadar çok bilgiyi depolarsa depolasın hiçbir şey ifade etmez.

Harddisk bozuk çalışıyor sende Pante.

Kayıpsın sen.

Karabekir, daha birçokları gibi dürüst ve işini ciddiye alan bir komutan olmak dışında hiçbir değerli vasfa sahip değildir.

Dürüstlük, insana ayrıca değer katan bir nitelik değildir.

İnsanlar elbette dürüst olmalıdırlar.

Dürüst diye kimseye madalya verilemeyeceği gibi sadece dürüst davrandığı için de kimse değerli kabul edilemez.

Karşı devrimci ve hilafetçi bir komutan olarak Karabekir, en başından beri M. Kemal'in liderliğine muhalefet etmiştir.

M. Kemal liderliğini pekiştirecek zaferlerden sonra tesis ettiği otoritesini, silah arkadaşlarıyla yolarını ayırmak için kullanmakta gecikmemiş ve Karabekir önce tutuklanıp yargılanmış ve sonra da köşesine çekilmek zorunda bırakılmıştır.

Elindeki kadrodan had safhada faydalanmak için sonuna kadar didinen M. Kemal'in, gericilere hiçbir zaman ödün vermemiş olduğunu burada da görürüz.

M. Kemal'le Karabekir'i aynı kefeye koyup bu tür bir karşılaştırma yapmak bile abesle iştigaldir.

M. Kemal gibi bir lider bir daha tarih sahnesine gelmez.

Bunu anlayamayan ve tarihsel gerçekleri hep başkalarının penceresinden görmeye alışmış hamkafalar için bu yazdıklarım elbette hiçbir şey ifade etmez.

Bu zavallılara laf anlatmanın bir yolu olduğunu sanmıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Attığın çamurların hangi birine yanıt vereyim bilemedim.

Kuş beyinliliğinin kanıtıdır bu yazdıkların.

Senin anlamak ve öğrenmek gibi bir derdin olmadığı çok açık.

Sadece zıtlaştığın ve rezil olduğun için her yazımda açığımı aramaya başladığını gözden kaçırmayanlar senin ne kadar zavallı bir duruma düştüğünü de görüyorlar zaten.

Yanlı kaynaklardan okuma yapmış olduğun da çok belli.

Gerçi, işlemci sakat olunca insan ne kadar çok bilgiyi depolarsa depolasın hiçbir şey ifade etmez.

Harddisk bozuk çalışıyor sende Pante.

Kayıpsın sen.

Karabekir, daha birçokları gibi dürüst ve işini ciddiye alan bir komutan olmak dışında hiçbir değerli vasfa sahip değildir.

Dürüstlük, insana ayrıca değer katan bir nitelik değildir.

İnsanlar elbette dürüst olmalıdırlar.

Dürüst diye kimseye madalya verilemeyeceği gibi sadece dürüst davrandığı için de kimse değerli kabul edilemez.

Karşı devrimci ve hilafetçi bir komutan olarak Karabekir, en başından beri M. Kemal'in liderliğine muhalefet etmiştir.

M. Kemal liderliğini pekiştirecek zaferlerden sonra tesis ettiği otoritesini, silah arkadaşlarıyla yolarını ayırmak için kullanmakta gecikmemiş ve Karabekir önce tutuklanıp yargılanmış ve sonra da köşesine çekilmek zorunda bırakılmıştır.

Elindeki kadrodan had safhada faydalanmak için sonuna kadar didinen M. Kemal'in, gericilere hiçbir zaman ödün vermemiş olduğunu burada da görürüz.

M. Kemal'le Karabekir'i aynı kefeye koyup bu tür bir karşılaştırma yapmak bile abesle iştigaldir.

M. Kemal gibi bir lider bir daha tarih sahnesine gelmez.

Bunu anlayamayan ve tarihsel gerçekleri hep başkalarının penceresinden görmeye alışmış hamkafalar için bu yazdıklarım elbette hiçbir şey ifade etmez.

Bu zavallılara laf anlatmanın bir yolu olduğunu sanmıyorum.

Aptalsın sen Diriliş!

Kimsenin Karabekir'le Atatürk'ü karşılaştırdığı yok.

Bunu sen yapıyorsun ve bu da geri zekalılığından kaynaklanıyor.

Atatürk elbette hemen her konuda Karabekir'den ve diğerlerinden üstün vasıflara sahiptir.

Öyle olduğu için zaten onca badirenin arasından sıyrılmasını bilmiş ve liderliğe sahip olmuştur.

Ama Atatürk'ün üstün kişiliği diğerlerinin aşağılanmasını, döküntü olarak nitelenmesini getirmez.

Başarı bir takım işidir ve liderin önemi kadar takım arkadaşlarının da kalitesinin önemi büyüktür.

İnönü olsun, Karabekir ve Çakmak olsun vasıflı, değerli kişiliklerdi. Ve vatanın kurtululmasında onların da büyük payı katkısı vardır.

Bu başlığın amacı Atatürk'le kurmaylarının niteliklerinin kıyaslanması değildir.

Konu Kurtuluş Savaşını kimin başlattığı ve aralarındaki çekişmede hangisinin haklı olduğudur.

Yanıtını da ilk mesajımda verdim ama kalkıp konuyu Karabekir'i aşağılamaya getirdin.

Tekrar yazıyorum:

Kurtuluş Savaşını başlatan ne Karabekir'dir ne Mustafa Kemal.

Kuvayi Milliye ile başlamıştır Milli Mücadele.

Karabekir'in tepkisi, Mustafa Kemal'in Nutuk'ta 19 Mayıs'la konuya giriş yapmasıdır.

Karabekir ve birçok insan bunu Atatürk'ün Kurtuluş Savaşını kendisine mal etmeye çalıştığı şeklinde algılamışlardır.

Ama Atatürk'ün amacı bu değildi. Ondan önceki karmaşık dönem için kafaları karıştırmamak ve tartışmalara mahal vermemek istediği içindi.

19 Mayıs öncesi dönemi ayrıca 1926'da Hakimiyet-i Milliye ve Milliyet gazeteslerinde detaylı olarak anlatmıştı.

Kurtuluş Savaşı Kuvayi Milliye'nin direnişi ile başlamıştır ama 19 Mayıs başlangıç için bir simge tarih olmuştur.

Çünkü "yurdu düşmandan kurtaran: Atatürk" olarak halkın zihnine ve kalbine yerleşmiş, o tarih de Kurtuluş'un başlangıcı kabul edilmiştir.

Aynı Atatürk'ün doğum günü kabul edilmesi gibi.

Günümüz Ali Kemal'cilerine karşı sağlam durmak Karabekir'leri, Çakmak'ları aşağılamakla olmaz.

Onların iftiralarına karşı omurgalı duruşla ve bilimsel tarih anlayışı ile yanıtlar vererek olur.

Atatürk'ün İngilizlerle işbirliği yaptığını kabullenen senin gibi zihniyetler bunu yapamaz tabi.

Yarın kalkar Kurtuluş Savaşının basit çete savaşı olduğunu, iç savaş olduğunu, antiemperyalist niteliği olmadığı iftira ve çarpıtmalarını da da kabul edersiniz.

Önemli olan asıl bu konulardır. Bu konularda gerçeği vurgulayamayıp iftiralara teslim olunduğunda Atatürk şişirilmiş bir balona dönüşür ve kolayca söndürülür.

Ardından aynı mantıkla devrimleri de İngilizlerin-Fransızların yaptırdığı iftirası gündeme gelir ki senin gibi salaklar eminim ona da onay verir.

Çünkü emperyalistlere, Amerika'ya, İngiltere'ye sevdalı zihniyetler, bu iddiaları iftira olarak görmez, sanki doğru bir işbirliği yapılmış gibi düşünür.

Neticede de Ali Kemal'lerle aynı konumda yer almış olur. Çünkü onlar da batı sevdalısıydı ve "Ne gerek var savaşa, bırakın batı sayesinde adam olalım" demekteydiler.

Ali Kemal, Kurtuluş Savaşı öncesi böyle düşünmüştü, siz de Kurtuluş savaşı sonrası benzer düşünce içindesiniz, İngilizlerle işbirliğini kabullenmekle.

Arada pek fark yok. Çünkü vatan gözünüzde taş-toprak. Halkın değeri-önemi yok kafanızda ve fırsatını bulduğunuzda halka küfretmekten geri kalmıyorsunuz

Sizi gidi gardrop Atatürkçüleri sizi!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aptalsın sen Diriliş!

Kimsenin Karabekir'le Atatürk'ü karşılaştırdığı yok.

Bunu sen yapıyorsun ve bu da geri zekalılığından kaynaklanıyor.

Atatürk elbette hemen her konuda Karabekir'den ve diğerlerinden üstün vasıflara sahiptir.

Öyle olduğu için zaten onca badirenin arasından sıyrılmasını bilmiş ve liderliğe sahip olmuştur.

Ama Atatürk'ün üstün kişiliği diğerlerinin aşağılanmasını, döküntü olarak nitelenmesini getirmez.

Başarı bir takım işidir ve liderin önemi kadar takım arkadaşlarının da kalitesinin önemi büyüktür.

İnönü olsun, Karabekir ve Çakmak olsun vasıflı, değerli kişiliklerdi. Ve vatanın kurtululmasında onların da büyük payı katkısı vardır.

Bu başlığın amacı Atatürk'le kurmaylarının niteliklerinin kıyaslanması değildir.

Konu Kurtuluş Savaşını kimin başlattığı ve aralarındaki çekişmede hangisinin haklı olduğudur.

Yanıtını da ilk mesajımda verdim ama kalkıp konuyu Karabekir'i aşağılamaya getirdin.

Tekrar yazıyorum:

Kurtuluş Savaşını başlatan ne Karabekir'dir ne Mustafa Kemal.

Kuvayi Milliye ile başlamıştır Milli Mücadele.

Karabekir'in tepkisi, Mustafa Kemal'in Nutuk'ta 19 Mayıs'la konuya giriş yapmasıdır.

Karabekir ve birçok insan bunu Atatürk'ün Kurtuluş Savaşını kendisine mal etmeye çalıştığı şeklinde algılamışlardır.

Ama Atatürk'ün amacı bu değildi. Ondan önceki karmaşık dönem için kafaları karıştırmamak ve tartışmalara mahal vermemek istediği içindi.

19 Mayıs öncesi dönemi ayrıca 1926'da Hakimiyet-i Milliye ve Milliyet gazeteslerinde detaylı olarak anlatmıştı.

Kurtuluş Savaşı Kuvayi Milliye'nin direnişi ile başlamıştır ama 19 Mayıs başlangıç için bir simge tarih olmuştur.

Çünkü "yurdu düşmandan kurtaran: Atatürk" olarak halkın zihnine ve kalbine yerleşmiş, o tarih de Kurtuluş'un başlangıcı kabul edilmiştir.

Aynı Atatürk'ün doğum günü kabul edilmesi gibi.

Günümüz Ali Kemal'cilerine karşı sağlam durmak Karabekir'leri, Çakmak'ları aşağılamakla olmaz.

Onların iftiralarına karşı omurgalı duruşla ve bilimsel tarih anlayışı ile yanıtlar vererek olur.

Atatürk'ün İngilizlerle işbirliği yaptığını kabullenen senin gibi zihniyetler bunu yapamaz tabi.

Yarın kalkar Kurtuluş Savaşının basit çete savaşı olduğunu, iç savaş olduğunu, antiemperyalist niteliği olmadığı iftira ve çarpıtmalarını da da kabul edersiniz.

Önemli olan asıl bu konulardır. Bu konularda gerçeği vurgulayamayıp iftiralara teslim olunduğunda Atatürk şişirilmiş bir balona dönüşür ve kolayca söndürülür.

Ardından aynı mantıkla devrimleri de İngilizlerin-Fransızların yaptırdığı iftirası gündeme gelir ki senin gibi salaklar eminim ona da onay verir.

Çünkü emperyalistlere, Amerika'ya, İngiltere'ye sevdalı zihniyetler, bu iddiaları iftira olarak görmez, sanki doğru bir işbirliği yapılmış gibi düşünür.

Neticede de Ali Kemal'lerle aynı konumda yer almış olur. Çünkü onlar da batı sevdalısıydı ve "Ne gerek var savaşa, bırakın batı sayesinde adam olalım" demekteydiler.

Ali Kemal, Kurtuluş Savaşı öncesi böyle düşünmüştü, siz de Kurtuluş savaşı sonrası benzer düşünce içindesiniz, İngilizlerle işbirliğini kabullenmekle.

Arada pek fark yok. Çünkü vatan gözünüzde taş-toprak. Halkın değeri-önemi yok kafanızda ve fırsatını bulduğunuzda halka küfretmekten geri kalmıyorsunuz

Sizi gidi gardrop Atatürkçüleri sizi!

Ne iftirasından bahsediyorsun sen kuşbeyinli?

Karabekir kim ki, Topal kim ki onlara iftira atılsın?

Bu cahil, basit insanlara kim niçin iftira atsın bre beyinsiz?

İlle de iftira var diyorsan çıkar iftira atıldığını kanıtlarsın.

Git de Nutuk'u oku önce!

Oku da gör Karabekir'in neler çevirdiğini.

Ama yok, sen ne Nutuk'a ne de Falih Rıfkı'ya itibar edersin.

Tutturmuşsun bir Doğan Avcıoğlu, başkasını görmüyorsun bile.

Sen hiçbir halttan çakmıyorsun arkadaşım.

Kemalizm'in özünde bir Batılılaşma hareketi olduğunu bile kavrayamamışsın.

Kalkıyor beni Amerikancı olmakla itham ediyorsun.

Utanmasan bana CIA ajanı diyeceksin, belki yakında onu da söylersin. Sizin gibi kıt akıllı adamların tek yapabildikleri bu tür ithamlara sığınmaktır zaten.

Deniz, Mahir gibi sapıklara tapani örümcek beyinli bir dogmatikten de zaten ancak bu beklenir.

Ya sorularıma yanıt ver ve kanıt getir ya da edebinle sus, otur yerine.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Git de Nutuk'u oku önce!

Oku da gör Karabekir'in neler çevirdiğini.

Ama yok, sen ne Nutuk'a ne de Falih Rıfkı'ya itibar edersin.

Sen Nutuk'ta mı okudun Atatürk'ün İngilizlerle gizlice anlaşarak ve İngilizlerin talebiyle TC'yi kurduğunu ve devrimleri yaptığını.

Hele şunu bir anlat da bilelim.

Utanmasan bana CIA ajanı diyeceksin, belki yakında onu da söylersin. Sizin gibi kıt akıllı adamların tek yapabildikleri bu tür ithamlara sığınmaktır zaten.

Deniz, Mahir gibi sapıklara tapani örümcek beyinli bir dogmatikten de zaten ancak bu beklenir.

Ya sorularıma yanıt ver ve kanıt getir ya da edebinle sus, otur yerine.

CİA'nin senin gibileri ajan yapmasına ya da kullanmasına gerek yok ki; siz kendiliğinden o işi becermektesiniz zaten. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen Nutuk'ta mı okudun Atatürk'ün İngilizlerle gizlice anlaşarak ve İngilizlerin talebiyle TC'yi kurduğunu ve devrimleri yaptığını.

Hele şunu bir anlat da bilelim.

CİA'nin senin gibileri ajan yapmasına ya da kullanmasına gerek yok ki; siz kendiliğinden o işi becermektesiniz zaten. :lol:

Bakıyorum da artık işi iyice iftiraya, kara çalmaya döktün.

Ben ne zaman Atatürk İngilizlerle anlaşarak cumhuriyet kurdu diye?

Böyle saçma sapan salakç bir laf eder miyim ben?

Sapıttın iyice be!

İstediğim kanıtların üzerine yatmak için mi yapıyorsun bunları yoksa?

Hala kanıt getirmiş değilsin.

Derdin o değil besbelli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakıyorum da artık işi iyice iftiraya, kara çalmaya döktün.

Ben ne zaman Atatürk İngilizlerle anlaşarak cumhuriyet kurdu diye?

Böyle saçma sapan salakç bir laf eder miyim ben?

Sapıttın iyice be!

İstediğim kanıtların üzerine yatmak için mi yapıyorsun bunları yoksa?

Hala kanıt getirmiş değilsin.

Derdin o değil besbelli.

Bir daha sazan gibi atlayıp da Atatürk'ün İngilizlerle anlaştığı iddiasına "doğru" deme.

Bu sana iyi bir ders olsun. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir daha sazan gibi atlayıp da Atatürk'ün İngilizlerle anlaştığı iddiasına "doğru" deme.

Bu sana iyi bir ders olsun. :D

Atatürk İngilizlerle anlaştı diyen kim be adam!

Üşüttün mü ne ettin...

Yoksa hep mi üşütükdün de biz yeni farkediyoruz :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Genel olarak Kazım Karabekirin ne olup olmadığı belli.

işin püf noktası. Mustafa Kemalin Erzurum kongresini toplarken Kazım Karabekirin tavrıdır. Erzurum'da ipler Kazım Karabekir'in elinde ve inisiyatifindeydi. İstese Mustafa Kemali tutuklayabilirdi. Ancak bu dönemde Mustafa Kemalin çizgisi net değildi. Hala padişahın bir paşası durumundaydı. Ve İmparatorluğu kurtarma ile görevli bir görünümü vardı. Bu nedenle Kazım Karabekir Mustafa Kemalin liderliğini kabul etti ve onun emrine girdi.

Daha sonra gelişen olaylar, hem padişahlığın hem de Kazım Karabekir'in beklentilerine uygun düşmedi. Mustafa Kemal Osmanlının dağılmasını önemsemedi. Dağılma sonrası batı emperyalizminin Osmanlı topraklarında oluşturdukları devletlerden biri olmasına razı oldu. Arap yarımadası, kuzey Afrika'daki (Osmanlı topraklarındaki) devletler gibi Anadolu ve Trakya'da bir devlet olması gerektiğini gördü. Şimdiki sınırlarımız içinde bile Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanistan toprak almak istiyorlardı. Fransız ve İtalyanlar kolayca çekildiler, Yunanlılarla etkili bir savaş verdik. Adı Kurtuluş Savaşı oldu. Savaşı kazandıktan sonra ne Osmanlı padişahı bu savaşı kendine mal etmek konumundaydı, ne de batı emperyalizmi padişahlığı muhafaza etmek istiyordu. Dünya konjonktürü şu andaki misak-i milli sınırlarımız dahilinde bir Türkiye Cumhuriyeti oluşumuna razı olmak durumunda kaldı. Bu konjonktürde elbette ki Sovyetlerin etkisi vardı.

Sonuç itibariyle Mustafa Kemal, Kazım Karabekir ve onun zihniyetine karşı çıkmak ve onu harcamak durumunda kaldı. Vefasızlık gibi görünse bile başka çıkış yolu yoktu.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Atatürkle Kazım Arapoğlunun arasındakı çekişme DİN yüzünden başlamıştır.

Buyurun:

Mustafa Kemal Atatürk ve Kazım Karabekir'in Fikir Ayrılığı

Kemal Atatürk ve Kazım Karabekir Paşa Kurtuluş Savaşı’nın en önemli iki siması.

Eskiden beri yakın dost ve arkadaşlar.

Fakat Cumhuriyet sonrası araları bozulur.

Hatta Karabekir Paşa Atatürk’e suikasttan idam ile yargılanır.

Suçsuzluğu ispatlanınca affedilir.

Peki Karabekir ile Atatürk’ün arasını açan neydi?

Bunu yine Karabekir’in yazdığı hatıra notları içerisinde bulabiliriz.

Karabekir’in Atatürk ile arasını açan en önemli unsurlardan birinin din reformu olduğunu görebiliriz.

İşte bir örnek:

Kazım Karabekir hatıralarında, din lehinde konuşması üzerine Gazinin kendisine verdiği cevabı şöyle aktarır:

— Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kal maya mahkûmdurlar.

Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir.

Onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız.

Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz.

Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur.

Ve devamla:” Dinî ve ahlâkî inkılâp yapmadan önce birşey yapmak doğru değildir.

Bunu da ancak bu prensibi kabul edebilecek genç unsurlarla yapabiliriz.”

Karabekir, bugün müze olarak kullanılan Ankara Garındaki Özel Kalem müdürlüğüne uğrar.

Odaya girdiğinde Tevfik Rüştü Bey,

«Ben kanaatimi Meclis kürsüsünden de haykırırım, kimseden korkmam» diye konuşmaktadır.

Karabekir sorar:

«Nedir o kanaatın?»

Mahmut Esat (Bozkurt) yanıt verir:

«İslâmlığın terakkiye mani olduğu kanaati.

İslam kaldıkça yüzümüze kimsenin bakamayacağı kanaati.

Karabekir anılarının bu bölümüne şunları yazar:

«Mustafa Kemal Paşa’yı bu sefer de kimlerin nerelere götürmek istediği görülüyordu.»

Tartışmaya Fethi Okyar da katılır. Okyar, Karabekir’in «mütahakkim bir eda» diye tanımladığı biçimde şunları söyler:

«Evet Karabekir, Türkler islâmlığı kabul ettiklerinden böyle geri kaldılar ve İslam kaldıkça da bu halde kalmaya mahkûmlar.»

Gazinin önemli görüp kurcaladığı meselelerden en önemli olanı; Kuranı Türkçeye tercüme ederek namazda da okutmaktı.

Ve bunu da şu sözleriyle pekiştiriyordu:”

Evet Karabekir, arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye tercüme ettireceğim.

Ve böylece de okutacağım.

Ta ki budalalık edipde aldanmakta devam etmesinler…”

İsmet Paşa ise Gaziden geri değildi.

O da: ”İsmet Paşa müthiş bir inkılâp hamlesi teklif etti:

— Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.

Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılâbı yapmazsak hiçbir zaman yapamayız.” diyordu.

Böylece üç hedef belirlenmiş oluyordu:

1 — İslâmlık terakkiye manidir.

2 — Arap oğlunun yavelerini Türklere öğretmeli.

3 — Hocaları toptan kaldırmalı.

Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/mustafa-kemal-ataturk/223957-mustafa-kemal-ataturk-ve-kazim-karabekirin-fikir-ayriligi.html#ixzz1POIpAl8g

Atatürkümüz çoh hahlıydı.

Koca Osmanlı din yüzünden çökmedimi?

Bugün,ıslamın perişanlıgı din yüzünden degilmi?

Arhadaşlar ,birbirinizi neden kırıyonuz?

Atatürk gerçekten bir önderin taşıdığı vasıfların hepsini taşıyordu.

Bu vasıflar olmasaydı onda,Türk halkı onu önder olarak kabul etmezdi.

Önderde halkın aradığı ilk vasıf önder olacah kişinin FİZİKİ YAPISI sonra digerleri gelir.

Ey ahalı ben kendimi önder ilen ettim gelin peşime deyen kimsenin peşine kimse takılmaz.

Önderlik bir yaradılış verisidir.

Arapoğlu genede üzerine güşen görevi yapmıştır.

Sanırım Gara Bekir cennette tomurcuh memeli goca gözlü gızlarla zevku safadadır .

Bizim Mıstıhmı, o cennetı dünyede yaşadıgından ötede ona tomurcuh memeli goca gözlü gız vermezler.

Cennet gurallarını yaşamayanlara cennet NA MEVCUT:-))))))).

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Atatürkle Kazım Arapoğlunun arasındakı çekişme DİN yüzünden başlamıştır.

Buyurun:

Mustafa Kemal Atatürk ve Kazım Karabekir'in Fikir Ayrılığı

Kemal Atatürk ve Kazım Karabekir Paşa Kurtuluş Savaşı’nın en önemli iki siması.

Eskiden beri yakın dost ve arkadaşlar.

Fakat Cumhuriyet sonrası araları bozulur.

Hatta Karabekir Paşa Atatürk’e suikasttan idam ile yargılanır.

Suçsuzluğu ispatlanınca affedilir.

Peki Karabekir ile Atatürk’ün arasını açan neydi?

Bunu yine Karabekir’in yazdığı hatıra notları içerisinde bulabiliriz.

Karabekir’in Atatürk ile arasını açan en önemli unsurlardan birinin din reformu olduğunu görebiliriz.

İşte bir örnek:

Kazım Karabekir hatıralarında, din lehinde konuşması üzerine Gazinin kendisine verdiği cevabı şöyle aktarır:

— Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kal maya mahkûmdurlar.

Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir.

Onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız.

Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz.

Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur.

Ve devamla:” Dinî ve ahlâkî inkılâp yapmadan önce birşey yapmak doğru değildir.

Bunu da ancak bu prensibi kabul edebilecek genç unsurlarla yapabiliriz.”

Karabekir, bugün müze olarak kullanılan Ankara Garındaki Özel Kalem müdürlüğüne uğrar.

Odaya girdiğinde Tevfik Rüştü Bey,

«Ben kanaatimi Meclis kürsüsünden de haykırırım, kimseden korkmam» diye konuşmaktadır.

Karabekir sorar:

«Nedir o kanaatın?»

Mahmut Esat (Bozkurt) yanıt verir:

«İslâmlığın terakkiye mani olduğu kanaati.

İslam kaldıkça yüzümüze kimsenin bakamayacağı kanaati.

Karabekir anılarının bu bölümüne şunları yazar:

«Mustafa Kemal Paşa’yı bu sefer de kimlerin nerelere götürmek istediği görülüyordu.»

Tartışmaya Fethi Okyar da katılır. Okyar, Karabekir’in «mütahakkim bir eda» diye tanımladığı biçimde şunları söyler:

«Evet Karabekir, Türkler islâmlığı kabul ettiklerinden böyle geri kaldılar ve İslam kaldıkça da bu halde kalmaya mahkûmlar.»

Gazinin önemli görüp kurcaladığı meselelerden en önemli olanı; Kuranı Türkçeye tercüme ederek namazda da okutmaktı.

Ve bunu da şu sözleriyle pekiştiriyordu:”

Evet Karabekir, arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye tercüme ettireceğim.

Ve böylece de okutacağım.

Ta ki budalalık edipde aldanmakta devam etmesinler…”

İsmet Paşa ise Gaziden geri değildi.

O da: ”İsmet Paşa müthiş bir inkılâp hamlesi teklif etti:

— Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.

Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılâbı yapmazsak hiçbir zaman yapamayız.” diyordu.

Böylece üç hedef belirlenmiş oluyordu:

1 — İslâmlık terakkiye manidir.

2 — Arap oğlunun yavelerini Türklere öğretmeli.

3 — Hocaları toptan kaldırmalı.

Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/mustafa-kemal-ataturk/223957-mustafa-kemal-ataturk-ve-kazim-karabekirin-fikir-ayriligi.html#ixzz1POIpAl8g

Atatürkümüz çoh hahlıydı.

Koca Osmanlı din yüzünden çökmedimi?

Bugün,ıslamın perişanlıgı din yüzünden degilmi?

Arhadaşlar ,birbirinizi neden kırıyonuz?

Atatürk gerçekten bir önderin taşıdığı vasıfların hepsini taşıyordu.

Bu vasıflar olmasaydı onda,Türk halkı onu önder olarak kabul etmezdi.

Önderde halkın aradığı ilk vasıf önder olacah kişinin FİZİKİ YAPISI sonra digerleri gelir.

Ey ahalı ben kendimi önder ilen ettim gelin peşime deyen kimsenin peşine kimse takılmaz.

Önderlik bir yaradılış verisidir.

Arapoğlu genede üzerine güşen görevi yapmıştır.

Sanırım Gara Bekir cennette tomurcuh memeli goca gözlü gızlarla zevku safadadır .

Bizim Mıstıhmı, o cennetı dünyede yaşadıgından ötede ona tomurcuh memeli goca gözlü gız vermezler.

Cennet gurallarını yaşamayanlara cennet NA MEVCUT:-))))))).

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...