Jump to content

Bilim ve Din Sitesi


Recommended Posts

Teizm kelimesini Monoteist dinleri kast ederek kullanacağım. Siz de karşılaştığınız yerlerde bu anlamda görürsünüz. Kelimenin asıl anlamından günlük konuşmada sapması anlam daralmasına uğraması sık rastlanan bir durumdur. Bu yüzden Teizm ile Monoteist dinler kast edilir.

Allah bir zamanlar tek başınaydı demek bir kere cümledeki söylem hatalı. Allah evren içinde var olan fiziki bir varlık değil ki onun için zaman kavramı var olsun. Tanrı zamanı ve mekanı aşkındır. O yüzden bir zamanlar gibi ifadeler Tanrı için kullanılamaz. İslam öyle bir şey öngörüyor mu da? Tanrı bir zamanlar tek başınaydı da canı sıkıldı da evreni yarattı diye bir şey yok ki. Tanrı zamanı aşkın. Senin geçmişini de geleceğini de şimdini de aynı anda algılıyor gibi düşünebilirsin. Tanrı için zaman sonu ve başı olmayan 1 andır şeklinde tanımlamalara gidenler de olmuştur. Tanrı da zaten yarattığı bir şey olduğu için korku duygusunu bilir. Ama bu Tanrı'nın da korktuğu anlamına gelmez. Sadece korkmak ne anlama gelir bunu bilir. Ama o tür acziyetlerden beri olduğu için asla korkmaz. Korkmak kula özgü bişeydir. Allah için korku nedir diye sormak 5 rakamının kokusunu sormak gibi. Biliyorsunuz sayıla soyut kabul edilir. 5 rakamının kokusu yoktur ki. O şekilde düşünülebilir.

Evet, 1400 yıl önceki Araplar... 1400 yıl önce dünya kötü bir yerdi. Çok kötü bir yerdi. Hele Arap yarımadası. Kadınlar cinsel obje, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor. Fakirler, köleler eziliyor hakları yeniyor, zenginler ise refah içinde. Her türlü ahlaksızlık. İnsanlar atalarının yolunu körü körüne takip ediyor. Kabe ve putlar üzerinden büyük bir ticaret ve büyük bir para kaynağı var. Ve Muhammed doğuyor bu ortamda. Muhammed farklı. Çevresinde erdemli ve dürüst tanınan biri. Muhammed 40 yaşına gelince ilk vahyi alıyor. Bu ortamda, "Oku" diyor. Putlara, şirke baş kaldırıyor. Etrafındaki herkes ondan nefret ediyor, putlar gelir kaynağı çünkü. Muhammed'e şiddetle karşı çıkıyorlar. Ama Muhammed davasından vazgeçmiyor. Azimle devam ediyor. Kölelerin, yoksulların hakkını gözetiyor. Fakirle zengin arasındaki ayrımları kaldırmaya çalışıyor. Delilsiz inançları yıkmak için çabalıyor. Ama bu yolda birçok işkenceyle, tepkiyle, saldırıyla yüzyüze geliyor. Şehrinden çıkarılıyor. Yeni bir şehre gidiyor. Burada bir medeniyet kuruyor. Hala ona suikast düzenlemeye çalışan ondan nefret eden birçok kişi var yanında. Savaşlar yapıyor. Birçok şeyi göze alıyor. Büyük bir devrim yapıyor. Ve Veda Hutbesini okuduğunda etrafında 100.000 kişi var. Bu kadar insan ona biat ediyor. Muhammed büyük bir devrim yaptı. Ölümünden sonra da İslam yayılıyor ve 8 ve 13. yüzyıllar arasında İslam Dünya'sı Altın Çağı'nı yaşıyor. Muhammed Peygamber'e gelen kitaptan ilham alarak birçok bilim adamı yetişiyor. Muhammed'e, Kur'an'a inanmayabilirsiniz. Ama onun bir devrim yağtığını ve iyi biri olduğunu asla reddedemezsiniz. Ederseniz samimiyetinizden şüphe ederim. Böyle bir insana inanmasanız bile en azından toplumunu değiştirmeye çalışan, etrafındaki kaos düzenini yıkmaya çalışan, çağının çok ilerisinde bir insan olduğunu da kabul etmek zorundasınız.

O 1400 yıl önceki kitap hala benim yaşama devam etmemi sağlayan, evren hakkında doğa hakkında araştırmamı, düşünmemi sağlayan, insanlara iyilik yapmamı, bana kötülük yapsalar dahi iyilik yapmamı, insanlara karşı affedici ve yumuşak olmamı, fakirlere, yetimlere kendi ihtiyacım olsa dahi infak etmemi, anneme babama iyi davranmamı, akrabalarımı, yaşlılarımı, büyüklerimi sevip saymamı onları gözetmemi, çevreme yardım etmemi sağlayan kitaptır o. Büyüklenmememi sağlayan kitap. Eğer bu kitap olmasa ben şüphesiz intihar ederdim. Çünkü bu lanet olası dünyanın yaşanılır bir yönü yok. Ya da kolay yolu dener bir ateist olurdum önce her türlü hazzı dibine kadar yaşar sonra da Boğaz Köprüsü'nden kendimi atardım. Ana Kur'an beni hayata bağlıyor. Başımı kaldırıp üzerimdeki yıldızlı gökyüzüne bakmamı sağlıyor. Gözlerimi kapatıp kendi benliğimdeki delilleri görmemi sağlıyor. Çevreme ve insanlığa yararlı bir şahsiyet olmamı sağlıyor.

Normalde herkes tarafından çok mütevazi bir insan olarak tanınırım ben. Kendimi övmeyi sevmiyorum. Ama burada kimse gerçekte kim olduğumu falan bilmediğinden rahatça yazabilirim diye düşünüyorum.

Şahsım üzerinden gitmişsiniz. Bu yüzden ben de yukarıda da yazdıklarım gibi şahsım üzerinden devam edicem.

Dediğim gibi O Kur'an olmasa intihar edecek ruh halinde olan ben O Kur'an'ı okuyup her kelimesini hayatına geçirmeye çalışan bir insanım. Çevremde herkes beni melek gibi biri olarak tanımlar ve evet sizin 1400 yıl önceki evlatlığının karısıyla evlenen heriflerin kitabı diye tanımladığınız kitap sayesinde bunlar. Biri bana hakaret ettiğinde özür dilerim ben. Bana kötü davransa bile iyi davranırım insanlara. Herkes çok cömert olarak tanır beni. Öyle ki artık her istediklerinde verdiğim için benden para istemeye utanır oldu dostlarım. Bana sitem ediyorlar herkese para veriyorsun kendine ne kalacak diye. Annem babam hayırlı evladım diyerek gurur duyar benimle. Kitap okurum bilimsel şeyler araştırırım. Okurum sürekli. Çalışırım. Kur'an'a inandığım için yaparım bunları. Rahatsız mı oluyorsunuz benden şimdi? İnandığım kitabı sürekli okur ve üzerinde düşünürüm. Emirlerini ve yasaklarını hayatıma geçiririm. Bunlardan tek çıkarım da Allah rızasıdır. Yaptığım iyilikleri mümkün olduğunca gizlerim. Allah bilsin yeter diyorum. Şimdi siz benim yanlış yaptığımı düşünüyorsunuz yani? Ben şahsen Kur'an'a inanmasam böyle olmazdım. Sizin o çöl arabı vesaire dediğiniz elçinin getirdiği din beni hayata bağlıyor ve mükemmel bir hayat yaşamamı sağlıyor. İnsanın şüpheden uzak doğru bilgi edinme ihtiyacı var. Vahiy bana bunu sağlıyor. Benim hakikati görmemi ve emin olmamı sağlıyor.

Son olarak Allah yakacağını bile bile neden yaratıyor demişsiniz. Uzun cevap gerektirebilir bu. Ama bu kadar basit düşünülmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çok uzadı. Bu yüzden buna bir şey yazmayacağım.

Basit düşünmek değil bu teizm bu sorulara hiçbir zaman yanıt veremedi kaçı ve kıvırdı.Siz de öyle yapacaksınız bahse girerim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 143
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Dediğim gibi O Kur'an olmasa intihar edecek ruh halinde olan ben O Kur'an'ı okuyup her kelimesini hayatına geçirmeye çalışan bir insanım. Çevremde herkes beni melek gibi biri olarak tanımlar ve evet sizin 1400 yıl önceki evlatlığının karısıyla evlenen heriflerin kitabı diye tanımladığınız kitap sayesinde bunlar. Biri bana hakaret ettiğinde özür dilerim ben. Bana kötü davransa bile iyi davranırım insanlara. Herkes çok cömert olarak tanır beni. Öyle ki artık her istediklerinde verdiğim için benden para istemeye utanır oldu dostlarım. Bana sitem ediyorlar herkese para veriyorsun kendine ne kalacak diye. Annem babam hayırlı evladım diyerek gurur duyar benimle. Kitap okurum bilimsel şeyler araştırırım. Okurum sürekli. Çalışırım. Kur'an'a inandığım için yaparım bunları. Rahatsız mı oluyorsunuz benden şimdi? İnandığım kitabı sürekli okur ve üzerinde düşünürüm. Emirlerini ve yasaklarını hayatıma geçiririm. Bunlardan tek çıkarım da Allah rızasıdır. Yaptığım iyilikleri mümkün olduğunca gizlerim. Allah bilsin yeter diyorum. Şimdi siz benim yanlış yaptığımı düşünüyorsunuz yani? Ben şahsen Kur'an'a inanmasam böyle olmazdım. Sizin o çöl arabı vesaire dediğiniz elçinin getirdiği din beni hayata bağlıyor ve mükemmel bir hayat yaşamamı sağlıyor. İnsanın şüpheden uzak doğru bilgi edinme ihtiyacı var. Vahiy bana bunu sağlıyor. Benim hakikati görmemi ve emin olmamı sağlıyor.

Bunları yapmanın sebebi ölünce bir tanrının sana sonsuz hayat ve sürüyle huri vereceğini, yapmazsan da sonsuza kadar yanacağını sanman yani tamamen çıkar ilişkisi. Bu dediklerini böyle bir beklenti olmadan yapabiliyor musun, işte asıl gerçek olan, samimi olan o.

Allah bir zamanlar tek başınaydı demek bir kere cümledeki söylem hatalı. Allah evren içinde var olan fiziki bir varlık değil ki onun için zaman kavramı var olsun. Tanrı zamanı ve mekanı aşkındır. O yüzden bir zamanlar gibi ifadeler Tanrı için kullanılamaz. İslam öyle bir şey öngörüyor mu da? Tanrı bir zamanlar tek başınaydı da canı sıkıldı da evreni yarattı diye bir şey yok ki. Tanrı zamanı aşkın. Senin geçmişini de geleceğini de şimdini de aynı anda algılıyor gibi düşünebilirsin. Tanrı için zaman sonu ve başı olmayan 1 andır şeklinde tanımlamalara gidenler de olmuştur. Tanrı da zaten yarattığı bir şey olduğu için korku duygusunu bilir. Ama bu Tanrı'nın da korktuğu anlamına gelmez. Sadece korkmak ne anlama gelir bunu bilir. Ama o tür acziyetlerden beri olduğu için asla korkmaz. Korkmak kula özgü bişeydir. Allah için korku nedir diye sormak 5 rakamının kokusunu sormak gibi. Biliyorsunuz sayıla soyut kabul edilir. 5 rakamının kokusu yoktur ki. O şekilde düşünülebilir.

Şimdi kıvırmanın alemi yok, bu tanrı bir zamanlar tek başına mıydı yoksa değil miydi? Bu Allah'ın tek başına olduğu bir durum yok mu?

Evet, 1400 yıl önceki Araplar... 1400 yıl önce dünya kötü bir yerdi. Çok kötü bir yerdi. Hele Arap yarımadası. Kadınlar cinsel obje, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor. Fakirler, köleler eziliyor hakları yeniyor, zenginler ise refah içinde. Her türlü ahlaksızlık. İnsanlar atalarının yolunu körü körüne takip ediyor. Kabe ve putlar üzerinden büyük bir ticaret ve büyük bir para kaynağı var. Ve Muhammed doğuyor bu ortamda. Muhammed farklı. Çevresinde erdemli ve dürüst tanınan biri. Muhammed 40 yaşına gelince ilk vahyi alıyor. Bu ortamda, "Oku" diyor. Putlara, şirke baş kaldırıyor. Etrafındaki herkes ondan nefret ediyor, putlar gelir kaynağı çünkü. Muhammed'e şiddetle karşı çıkıyorlar. Ama Muhammed davasından vazgeçmiyor. Azimle devam ediyor. Kölelerin, yoksulların hakkını gözetiyor. Fakirle zengin arasındaki ayrımları kaldırmaya çalışıyor. Delilsiz inançları yıkmak için çabalıyor. Ama bu yolda birçok işkenceyle, tepkiyle, saldırıyla yüzyüze geliyor. Şehrinden çıkarılıyor. Yeni bir şehre gidiyor. Burada bir medeniyet kuruyor. Hala ona suikast düzenlemeye çalışan ondan nefret eden birçok kişi var yanında. Savaşlar yapıyor. Birçok şeyi göze alıyor. Büyük bir devrim yapıyor. Ve Veda Hutbesini okuduğunda etrafında 100.000 kişi var. Bu kadar insan ona biat ediyor. Muhammed büyük bir devrim yaptı. Ölümünden sonra da İslam yayılıyor ve 8 ve 13. yüzyıllar arasında İslam Dünya'sı Altın Çağı'nı yaşıyor. Muhammed Peygamber'e gelen kitaptan ilham alarak birçok bilim adamı yetişiyor. Muhammed'e, Kur'an'a inanmayabilirsiniz. Ama onun bir devrim yağtığını ve iyi biri olduğunu asla reddedemezsiniz. Ederseniz samimiyetinizden şüphe ederim. Böyle bir insana inanmasanız bile en azından toplumunu değiştirmeye çalışan, etrafındaki kaos düzenini yıkmaya çalışan, çağının çok ilerisinde bir insan olduğunu da kabul etmek zorundasınız.

O 1400 yıl önceki kitap hala benim yaşama devam etmemi sağlayan, evren hakkında doğa hakkında araştırmamı, düşünmemi sağlayan, insanlara iyilik yapmamı, bana kötülük yapsalar dahi iyilik yapmamı, insanlara karşı affedici ve yumuşak olmamı, fakirlere, yetimlere kendi ihtiyacım olsa dahi infak etmemi, anneme babama iyi davranmamı, akrabalarımı, yaşlılarımı, büyüklerimi sevip saymamı onları gözetmemi, çevreme yardım etmemi sağlayan kitaptır o. Büyüklenmememi sağlayan kitap. Eğer bu kitap olmasa ben şüphesiz intihar ederdim. Çünkü bu lanet olası dünyanın yaşanılır bir yönü yok. Ya da kolay yolu dener bir ateist olurdum önce her türlü hazzı dibine kadar yaşar sonra da Boğaz Köprüsü'nden kendimi atardım. Ana Kur'an beni hayata bağlıyor. Başımı kaldırıp üzerimdeki yıldızlı gökyüzüne bakmamı sağlıyor. Gözlerimi kapatıp kendi benliğimdeki delilleri görmemi sağlıyor. Çevreme ve insanlığa yararlı bir şahsiyet olmamı sağlıyor.

1400 yıl önce Muhammed'in tek yaptığı iktidarı ele geçirmekti, devrim dediğin şey bu. Muhammed'den önce kadınlar cinsel objeymiş, sanki Muhammed'den sonra değişti bu. Yine cinsel obje hatta mal. Kuran değil mi kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın diyen.

Ali İmran/14. Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır.

Bu ayete göre Kuran insan derken kimleri kastediyor?

Ayrıca kadınların cinsel obje olarak görülmesinin neresi yanlış? Kadınlar ve aynı zamanda erkekler birer cinsel obje değil mi? Cinselliğin neresi kötü? Cennette erkek müslümanlara huri ve memeleri yeni çıkmış kızlar verilmeyecek mi? Hem cennette verilecek huri hayaliyle yaşa hem de Muhammed'den önce kadınlar cinsel obje olarak görürüyordu de, ikiyüzlülüğe bak!

Dediğim gibi adam evladım dediği Zeyd'in karısına sulanıyor, 9 yaşındaki çocukla gerdeğe giriyor, cariye hedye alıp cariye hediye ediyor, kendisinden özgürlüğü için yardım isteyen kadına evlenme teklif ediyor, soygunlardan beşte bir pay alıyor, eğer soygun savaşmadan olmuşsa ganimetin tamamına el koyuyor, böyle birisi işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, 1400 yıl önceki Araplar... 1400 yıl önce dünya kötü bir yerdi. Çok kötü bir yerdi. Hele Arap yarımadası. Kadınlar cinsel obje, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor. Fakirler, köleler eziliyor hakları yeniyor, zenginler ise refah içinde. Her türlü ahlaksızlık. İnsanlar atalarının yolunu körü körüne takip ediyor. Kabe ve putlar üzerinden büyük bir ticaret ve büyük bir para kaynağı var. Ve Muhammed doğuyor bu ortamda. Muhammed farklı. Çevresinde erdemli ve dürüst tanınan biri. Muhammed 40 yaşına gelince ilk vahyi alıyor. Bu ortamda, "Oku" diyor. Putlara, şirke baş kaldırıyor. Etrafındaki herkes ondan nefret ediyor, putlar gelir kaynağı çünkü. Muhammed'e şiddetle karşı çıkıyorlar. Ama Muhammed davasından vazgeçmiyor. Azimle devam ediyor. Kölelerin, yoksulların hakkını gözetiyor. Fakirle zengin arasındaki ayrımları kaldırmaya çalışıyor. Delilsiz inançları yıkmak için çabalıyor. Ama bu yolda birçok işkenceyle, tepkiyle, saldırıyla yüzyüze geliyor. Şehrinden çıkarılıyor. Yeni bir şehre gidiyor. Burada bir medeniyet kuruyor. Hala ona suikast düzenlemeye çalışan ondan nefret eden birçok kişi var yanında. Savaşlar yapıyor. Birçok şeyi göze alıyor. Büyük bir devrim yapıyor. Ve Veda Hutbesini okuduğunda etrafında 100.000 kişi var. Bu kadar insan ona biat ediyor. Muhammed büyük bir devrim yaptı. Ölümünden sonra da İslam yayılıyor ve 8 ve 13. yüzyıllar arasında İslam Dünya'sı Altın Çağı'nı yaşıyor. Muhammed Peygamber'e gelen kitaptan ilham alarak birçok bilim adamı yetişiyor. Muhammed'e, Kur'an'a inanmayabilirsiniz. Ama onun bir devrim yağtığını ve iyi biri olduğunu asla reddedemezsiniz. Ederseniz samimiyetinizden şüphe ederim. Böyle bir insana inanmasanız bile en azından toplumunu değiştirmeye çalışan, etrafındaki kaos düzenini yıkmaya çalışan, çağının çok ilerisinde bir insan olduğunu da kabul etmek zorundasınız.

O 1400 yıl önceki kitap hala benim yaşama devam etmemi sağlayan, evren hakkında doğa hakkında araştırmamı, düşünmemi sağlayan, insanlara iyilik yapmamı, bana kötülük yapsalar dahi iyilik yapmamı, insanlara karşı affedici ve yumuşak olmamı, fakirlere, yetimlere kendi ihtiyacım olsa dahi infak etmemi, anneme babama iyi davranmamı, akrabalarımı, yaşlılarımı, büyüklerimi sevip saymamı onları gözetmemi, çevreme yardım etmemi sağlayan kitaptır o. Büyüklenmememi sağlayan kitap. Eğer bu kitap olmasa ben şüphesiz intihar ederdim. Çünkü bu lanet olası dünyanın yaşanılır bir yönü yok. Ya da kolay yolu dener bir ateist olurdum önce her türlü hazzı dibine kadar yaşar sonra da Boğaz Köprüsü'nden kendimi atardım. Ana Kur'an beni hayata bağlıyor. Başımı kaldırıp üzerimdeki yıldızlı gökyüzüne bakmamı sağlıyor. Gözlerimi kapatıp kendi benliğimdeki delilleri görmemi sağlıyor. Çevreme ve insanlığa yararlı bir şahsiyet olmamı sağlıyor.

Bütün bunları yazabilmeniz için Kitabınızdan evvel hadisleri kabullenmeniz şart. Bu kaynaklar dininizin başlangıcı saydığınız zamandan çok sonraları kaleme alınmışlardır. Bunları yazanların hiç birisi anlatılan olaylara şahit olmamışlardır. Orta doğuda yazılı eserden ziyade sözlü anlatım, yani rivayet yöntemi yaygındır.

Bu yöntem tarihi bilgileri aktarmak için yetersizdir, çünkü insanlar herhangi bir olayı anlattıklarında, ister istemez kendilerinden bir şeyler katarlar. Hele ki, bu hikayaleri aktaran insanların kendileri de inançlı iseler, anlattıkları olaylar Sizce ne kadar objektifdir ?

Burada bir iki seneden bahsetmiyoruz, en azından 100 yıldan bahsediyoruz. Hadislere baktığınızda orada 3-4 kişilik bir ravi zinciri görürsünüz. Bunların aktardıkları hikayeleri hiç değiştirmeyeceklerini neye dayanarak kabul edebiliyorsunuz ?

Ayrıca Kitabınızda bir çok sıkıntılı pasajlar vardır, onu hem okuyup hem de inançlı olabilmek için, onları görmemezlikten gelebilmelisiniz. Hatta en önemlisi ise, bütün kutsal kitapların insan ürünü olduklarıdır, ki bunu kabullenmek cesaret ister.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı da zaten yarattığı bir şey olduğu için korku duygusunu bilir. Ama bu Tanrı'nın da korktuğu anlamına gelmez. Sadece korkmak ne anlama gelir bunu bilir. Ama o tür acziyetlerden beri olduğu için asla korkmaz. Korkmak kula özgü bişeydir. Allah için korku nedir diye sormak 5 rakamının kokusunu sormak gibi. Biliyorsunuz sayıla soyut kabul edilir. 5 rakamının kokusu yoktur ki. O şekilde düşünülebilir.

Arap putuna korkuyu yakıştıramadın demek ki. Peki bu tanrı sevgi duyar mı, kızar mı, sinirlenir mi, kıskanır mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunları yapmanın sebebi ölünce bir tanrının sana sonsuz hayat ve sürüyle huri vereceğini, yapmazsan da sonsuza kadar yanacağını sanman yani tamamen çıkar ilişkisi. Bu dediklerini böyle bir beklenti olmadan yapabiliyor musun, işte asıl gerçek olan, samimi olan o.

Şimdi kıvırmanın alemi yok, bu tanrı bir zamanlar tek başına mıydı yoksa değil miydi? Bu Allah'ın tek başına olduğu bir durum yok mu?

1400 yıl önce Muhammed'in tek yaptığı iktidarı ele geçirmekti, devrim dediğin şey bu. Muhammed'den önce kadınlar cinsel objeymiş, sanki Muhammed'den sonra değişti bu. Yine cinsel obje hatta mal. Kuran değil mi kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın diyen.

Ali İmran/14. Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allahın katındadır.

Bu ayete göre Kuran insan derken kimleri kastediyor?

Ayrıca kadınların cinsel obje olarak görülmesinin neresi yanlış? Kadınlar ve aynı zamanda erkekler birer cinsel obje değil mi? Cinselliğin neresi kötü? Cennette erkek müslümanlara huri ve memeleri yeni çıkmış kızlar verilmeyecek mi? Hem cennette verilecek huri hayaliyle yaşa hem de Muhammed'den önce kadınlar cinsel obje olarak görürüyordu de, ikiyüzlülüğe bak!

Dediğim gibi adam evladım dediği Zeyd'in karısına sulanıyor, 9 yaşındaki çocukla gerdeğe giriyor, cariye hedye alıp cariye hediye ediyor, kendisinden özgürlüğü için yardım isteyen kadına evlenme teklif ediyor, soygunlardan beşte bir pay alıyor, eğer soygun savaşmadan olmuşsa ganimetin tamamına el koyuyor, böyle birisi işte.

Öncelikle herhangi bir insan hiçbir şekilde herhangi bir çıkar beklemeden herhangi bir şey yapmaz. Asıl ahlaki olan çıkar beklemeden yapmak diyorsunuz ki bu şu ana kadar kurulmuş en saçma cümlelerden biri. Kimse çıkar beklemeden bir şey yapmaz. Ben iyilik yapıyorum ama karşılığında hiçbir şey beklemiyorum bundan hiçbir çıkarım yok demek saçmadır bir çıkar olmadan iyilik zaten yapılmaz. Siz benim cennet çıkarından dolayı iyilik yaptığımı düşünüyorsunuz. Hayır ben bu çıkar için değil Allah rızası çıkarı için iyilik yapıyorum. Zaten cennet bir amaç değildir amaca ulaşıldığında (Allah rızası) elde edilen bir sonuç ve mükafattır. (bkz. Tevbe 72)

Neyse ne diyordum. Bir çıkar olmadan zaten kimse bir şey yapmaz. Saçma olur yani. Mesela yolda bir fakir dilenci görseniz ve dayanamayıp ona biraz para verseniz burda vicdanı rahatlatma çıkarı vardır ya da iyilik yapmış olma huzuruna sahip olma isteği çıkarı vardır toplumdan iyi muamele görme çıkarı vardır toplumda iyi biri olarak tanınmak isteme çıkarı vardır. Bunlar da çıkardır. Zaten ateizm perspektifinden bakarsanız ahlaki davranışların kökeninde ateistik natüralist evrime bakarsak tek amaç türün hayatta kalmasıdır. Dolayısıyla burda zaten beklentisiz iyilik yapmanızın herhangi bir değeri ya da anlamı yoktur. Ve çıkardan kurtulmanız imkansız bir şekilde bir çıkarınız olacaktır.

Bir de kıvırmanım alemi yok "bir zamanlar" bu Tanrı tek başına mıydı değil miydi diye sormuşsunuz tekrar. Ve ben de tekrar Tanrı zaman'ı aşkındır Tanrı için zaman çizgisine sahipmiş gibi konuşmak 5 rakamının medeni halini sormak gibidir diyorum.

Şimdi Muhammed iktidarı ele geçirdi de ne yaptı halkına zulüm mü etti güçsüzleri zayıfları ezdi soykırım katliam yaptı da diktatör mü oldu? Muhammed'in konumuna herhangi biri yükselmiş olsaydı neler yapardı bir düşünün Muhammed neler yapmış bir de onu düşünün lütfen. Ha bir de kadınlardan ikişer üçer dörder alın yazan ayete bir bakın önce başında bir ne yazıyor bir ona bakın, kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyin lütfen. Sizden rica ediyorum ayetin başında hangi kelime yazıyor bir bakın. Ya da ben söyleyeyim. Yetimlerden yazıyor. Savaş zamanlarında kadın / erkek nüfus oranı arttığı için olağanüstü halde çok eşlilik gerekli olabilir. Bu konuda söylenecek çok şey var.

Ali İmran 14'ü örnek göstermişsiniz ve burda insan kim demişsiniz. Şimdi ayetin başında kadınlar, oğullar vs yazıyor. Dolayısıyla sanki hitap erkeklere yapılıyor şeklinde düşünmüş olabilirsiniz. Ama şöyle düşünün ayette sayılan şeyler sadece birkaç misaldir ve kişiden kişiye kimin neye zaafı olduğu değişebilir. Bunlar insanların zaaf gösterdiği şeylere birkaç örnektir. Mesela şöyle anolojiyle anlatmaya çalışayım.

Diyelim ben bir öğretmenim. 20 tane öğrencim var. Sınav yapmışım kimin hangi konulardan eksiği olduğunu söylüyorum genel için. Diyorum ki : Çocuklar yanlışlarınıza baktım üslü sayılardan, köklü sayılardan, fonksiyonlardan, kümelerden ve denklemlerden eksikleriniz var çocuklar.

Şimdi ben burada çocuklar diyerek 20 çocuğa da hitap ediyorum. (Ayet insanlar diyerek bütün insanlara hitap ediyor)

Üslü sayılar köklü sayılar vb derken ise mesela atıyorum Ahmet'in üslü ve köklü sayılardan eksikleri vardır. Ayşe'nin denklemlerden ve fonksiyonlardan eksiği vardır. Burada konu eksiği misallerinden her öğrenci için eksiği olduğu yeri söylemişimdir. (Allah ayette gerek kadınların gerek de erkeklerin zaafiyetlerini saymıştır.) Öğrenciler de kurduğum cümlede kendilerini ilgilendiren kısımları anlarlar, oradan ona göre konu eksikliklerine çalışırlar. (Ayetten herkes kendini ilgilendiren zaafiyeti anlar ve ona göre kendini düzenler.)

Yani şu şekilde daha iyi anlayabilirsiniz. Hani Ey İnsanlar kiminiz kadınlara kimin altınlara kiminiz çocuklarınıza çok düşkünsünüz. Der Gibi. Yani orada sayılan misallerin zaten hepsi her insanı ilgilendirmiyor. Her misal başka bir insan için zaafiyet olabilir. Hitap genel ama. Mesela ayette sadece Ey insanlar siz kadınlara çok düşkünsünüz yazsaydı o zaman tek bir zaafiyet türü var bu da sadece erkekleri ilgilendiriyor. Hitap insanlar diyor. Belki o şekilde olabilirdi. Ama o zaman bile Arapça'dan kaynaklı Arapça'da mesela asıl metni Arapça olan hadis kaynaklarında benzer ifadelere rastlanabilir Kur'anda da olabilir Arapça'da bütün insanlar değil de belli bir insan topluluğu için de ya da birkaç insan için de Ey İnsanlar gibi ifadeler kullanılıyor olabilir. Ama genel insanları anlatmak için kullanılıyor sanırım genelde. Arapça bilmeden de ancak bu kadar söyleyebiliyorum. Arapça bilgim azdır. Anlatabilmişimdir inşallah. Bu arada ayette zaaf yazmıyor süslü gösterildi yazıyor da o fark etmez ben anlatırken zaaf diye kullandım da o pek fark etmiyor sizin söylediğiniz şeyle ilgili.

Ve cinsel obje olmakla ilgili. Günümüzde benim gözlemlerimden anladığım kadarıyla kadınlar erkeklerin gözünden sadece cinsel obje olarak görülüyor. Cinsel obje derken kast ettiğimiz, yani sanki tek işlevleri cinsel obje olmakmış gibi görülüyor. Peygamberden önce de böyleydi. Başka bir mahiyetleri yoktu. Onların da düşünebildikleri, onların da insan oldukları unutulmuş gibiydi. Ama peygamberle birlikte kadın hakları konusunda da büyük devrimler olmuştur. Bakınız Mucadele suresi sırf bir kadının problemi üzerine inmiştir. Sıradan bir kadın. Kadın isminde sure bile vardır. (Nisa suresi). Ali İmran 195 kadın ve erkek için "...Hepiniz birbirinizdensiniz..." der.

Hucurat Suresinin 13. Ayetinde Ey insanlar sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık birbirinizle tanışmanız için de sizi ırklara ve boylara ayırdık. Allah katında en üstün olanınız en erdemli olanınızdır. Allah bilendir, haberdardır.

Der. Yani kadınlara da sosyal hayatta erkeklerin yanında yer verir. Tevbe 71: "İnanan erkekler ve inanan kadınlar birbirlerinin dostudur..."

Bu arada cennette erkek müslümanlara huri ve göğüsleri yeni tomurcuklanmış kızlar verilecek iddianızı kanıtlar mısınız? Sadece Erkek müslümanlara ve göğüsleri yeni tomurcuklanmış kısmını ve cennette cinselliğin kesin olacağını ayetlerle kanıtlamanızı rica ediyorum. Bununla ilgili bir argüman sunar mısınız? Şimdiden teşekkürler.

Evlatlığının karısıyla evlenmesi konusunda detaylı araştırma yapmadım o yüzden bu konuda bir şey söylemeyeceğim.

Fakat 9 yaşındaki kızla evlendiği apaçık büyük bir iftiradır artık hala bu görüşü savunmaya devam edenler kaldı mı? Biraz dürüstlük lütfen. Peygamber 9 yaşındaki kızla evlendi diye rivayet edenlerle aynı kişiler, Peygamber Ay'ı ikiye yardı yarısı Ali'nin bahçesine düştü diye de rivayet ediyor. İkisi de aynı kitapta. Neye dayanarak birine güveniyor da diğerine güvenmiyorsunuz? Neml 64: "...Doğru söyleyenlerseniz açık delilinizi getirin."

İddialarınızın hepsine cevap vermedim ama bu diğer iddialarınızın cevabı olmadığı için değildir. Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bütün bunları yazabilmeniz için Kitabınızdan evvel hadisleri kabullenmeniz şart. Bu kaynaklar dininizin başlangıcı saydığınız zamandan çok sonraları kaleme alınmışlardır. Bunları yazanların hiç birisi anlatılan olaylara şahit olmamışlardır. Orta doğuda yazılı eserden ziyade sözlü anlatım, yani rivayet yöntemi yaygındır.

Bu yöntem tarihi bilgileri aktarmak için yetersizdir, çünkü insanlar herhangi bir olayı anlattıklarında, ister istemez kendilerinden bir şeyler katarlar. Hele ki, bu hikayaleri aktaran insanların kendileri de inançlı iseler, anlattıkları olaylar Sizce ne kadar objektifdir ?

Burada bir iki seneden bahsetmiyoruz, en azından 100 yıldan bahsediyoruz. Hadislere baktığınızda orada 3-4 kişilik bir ravi zinciri görürsünüz. Bunların aktardıkları hikayeleri hiç değiştirmeyeceklerini neye dayanarak kabul edebiliyorsunuz ?

Ayrıca Kitabınızda bir çok sıkıntılı pasajlar vardır, onu hem okuyup hem de inançlı olabilmek için, onları görmemezlikten gelebilmelisiniz. Hatta en önemlisi ise, bütün kutsal kitapların insan ürünü olduklarıdır, ki bunu kabullenmek cesaret ister.

Hadisler konusunda katılıyorum. 100.000 kişinin dinlediği söylenen Veda Hutbesinin bile kaynaklara göre değişen kısımları varken hangi hadise güvenelim. Fakat ortada büyük bir hadis külliyatı var. Hangisinin doğru olduğu tam olarak tespit edilemese bile tarihi kaynak olarak yararlanılabilir diye düşünüyorum. Güvenilirlik seviyesinin bilincinde olarak tabi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle herhangi bir insan hiçbir şekilde herhangi bir çıkar beklemeden herhangi bir şey yapmaz. Asıl ahlaki olan çıkar beklemeden yapmak diyorsunuz ki bu şu ana kadar kurulmuş en saçma cümlelerden biri. Kimse çıkar beklemeden bir şey yapmaz. Ben iyilik yapıyorum ama karşılığında hiçbir şey beklemiyorum bundan hiçbir çıkarım yok demek saçmadır bir çıkar olmadan iyilik zaten yapılmaz. Siz benim cennet çıkarından dolayı iyilik yaptığımı düşünüyorsunuz. Hayır ben bu çıkar için değil Allah rızası çıkarı için iyilik yapıyorum. Zaten cennet bir amaç değildir amaca ulaşıldığında (Allah rızası) elde edilen bir sonuç ve mükafattır. (bkz. Tevbe 72)

Neyse ne diyordum. Bir çıkar olmadan zaten kimse bir şey yapmaz. Saçma olur yani. Mesela yolda bir fakir dilenci görseniz ve dayanamayıp ona biraz para verseniz burda vicdanı rahatlatma çıkarı vardır ya da iyilik yapmış olma huzuruna sahip olma isteği çıkarı vardır toplumdan iyi muamele görme çıkarı vardır toplumda iyi biri olarak tanınmak isteme çıkarı vardır. Bunlar da çıkardır. Zaten ateizm perspektifinden bakarsanız ahlaki davranışların kökeninde ateistik natüralist evrime bakarsak tek amaç türün hayatta kalmasıdır. Dolayısıyla burda zaten beklentisiz iyilik yapmanızın herhangi bir değeri ya da anlamı yoktur. Ve çıkardan kurtulmanız imkansız bir şekilde bir çıkarınız olacaktır.

Boş yere masal anlatma, siz dinciler ne yaparsanız öldükten sonra kavuşacağını sandığınız huriler ve memeleri yeni çıkmış kızlar uğruna yapıyorsunuz. Geç bu Allah rızası ayaklarını, bu laflarla ancak kendinizi kandırırsınız.

Bir de kıvırmanım alemi yok "bir zamanlar" bu Tanrı tek başına mıydı değil miydi diye sormuşsunuz tekrar. Ve ben de tekrar Tanrı zaman'ı aşkındır Tanrı için zaman çizgisine sahipmiş gibi konuşmak 5 rakamının medeni halini sormak gibidir diyorum.

Hacc/47. Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.

Bak, arap putunun hiç de ben zamandan aşkınım falan gibi iddiası yok. Sahtekarlık ve yalancılık siz dincilerin iliğine işlediği için din konusunda yalan söylemeden duramıyorsunuz. Kelime-i şahadet dediğiniz zırva bile yalan şahitlikle başlıyor.

Ali İmran 14'ü örnek göstermişsiniz ve burda insan kim demişsiniz. Şimdi ayetin başında kadınlar, oğullar vs yazıyor. Dolayısıyla sanki hitap erkeklere yapılıyor şeklinde düşünmüş olabilirsiniz. Ama şöyle düşünün ayette sayılan şeyler sadece birkaç misaldir ve kişiden kişiye kimin neye zaafı olduğu değişebilir. Bunlar insanların zaaf gösterdiği şeylere birkaç örnektir. Mesela şöyle anolojiyle anlatmaya çalışayım.

Diyelim ben bir öğretmenim. 20 tane öğrencim var. Sınav yapmışım kimin hangi konulardan eksiği olduğunu söylüyorum genel için. Diyorum ki : Çocuklar yanlışlarınıza baktım üslü sayılardan, köklü sayılardan, fonksiyonlardan, kümelerden ve denklemlerden eksikleriniz var çocuklar.
Şimdi ben burada çocuklar diyerek 20 çocuğa da hitap ediyorum. (Ayet insanlar diyerek bütün insanlara hitap ediyor)
Üslü sayılar köklü sayılar vb derken ise mesela atıyorum Ahmet'in üslü ve köklü sayılardan eksikleri vardır. Ayşe'nin denklemlerden ve fonksiyonlardan eksiği vardır. Burada konu eksiği misallerinden her öğrenci için eksiği olduğu yeri söylemişimdir. (Allah ayette gerek kadınların gerek de erkeklerin zaafiyetlerini saymıştır.) Öğrenciler de kurduğum cümlede kendilerini ilgilendiren kısımları anlarlar, oradan ona göre konu eksikliklerine çalışırlar. (Ayetten herkes kendini ilgilendiren zaafiyeti anlar ve ona göre kendini düzenler.)
Yani şu şekilde daha iyi anlayabilirsiniz. Hani Ey İnsanlar kiminiz kadınlara kimin altınlara kiminiz çocuklarınıza çok düşkünsünüz. Der Gibi. Yani orada sayılan misallerin zaten hepsi her insanı ilgilendirmiyor. Her misal başka bir insan için zaafiyet olabilir. Hitap genel ama. Mesela ayette sadece Ey insanlar siz kadınlara çok düşkünsünüz yazsaydı o zaman tek bir zaafiyet türü var bu da sadece erkekleri ilgilendiriyor. Hitap insanlar diyor. Belki o şekilde olabilirdi. Ama o zaman bile Arapça'dan kaynaklı Arapça'da mesela asıl metni Arapça olan hadis kaynaklarında benzer ifadelere rastlanabilir Kur'anda da olabilir Arapça'da bütün insanlar değil de belli bir insan topluluğu için de ya da birkaç insan için de Ey İnsanlar gibi ifadeler kullanılıyor olabilir. Ama genel insanları anlatmak için kullanılıyor sanırım genelde. Arapça bilmeden de ancak bu kadar söyleyebiliyorum. Arapça bilgim azdır. Anlatabilmişimdir inşallah. Bu arada ayette zaaf yazmıyor süslü gösterildi yazıyor da o fark etmez ben anlatırken zaaf diye kullandım da o pek fark etmiyor sizin söylediğiniz şeyle ilgili.

Ayet bal gibi insanlar derken erkekleri kastediyor, en mal insan bile bunu rahatlıkla anlar ama sadece dinciler anlamaz.

Ayet insanlara sesleniyormuş, kadınlar kadınlara nasıl süslü gösteriliyor, bir anlatsana.

Evlatlığının karısıyla evlenmesi konusunda detaylı araştırma yapmadım o yüzden bu konuda bir şey söylemeyeceğim.

Fakat 9 yaşındaki kızla evlendiği apaçık büyük bir iftiradır artık hala bu görüşü savunmaya devam edenler kaldı mı? Biraz dürüstlük lütfen. Peygamber 9 yaşındaki kızla evlendi diye rivayet edenlerle aynı kişiler, Peygamber Ay'ı ikiye yardı yarısı Ali'nin bahçesine düştü diye de rivayet ediyor. İkisi de aynı kitapta. Neye dayanarak birine güveniyor da diğerine güvenmiyorsunuz? Neml 64: "...Doğru söyleyenlerseniz açık delilinizi getirin."

İddialarınızın hepsine cevap vermedim ama bu diğer iddialarınızın cevabı olmadığı için değildir. Saygılar.

Kuran'ı okusaydın bilirdin. Aç Ahzab/7'yi ve neden yazıldığını oku.

Muhammed Aişe 9 yaşında değil 6 yaşında evlendi fakat o sıralar mehir verecek durumda olmadığı için 3 yıl bekledi ve Aişe 9 yaşında iken gerdeğe girdi. Bu hadisi rivayet edenler İslam'ı ve Kuran'ı rivayet edenlerle aynı kişiler. Sen neye dayanarak birine güvenip diğerine güvenmiyorsun. Sana göre arapların sözü kutsal değil mi, araplara tapan sen değil misin?

Eğer ortalarda bir tanrı veya tanrılar olsaydı sizler gibi sahtekarlar, şarlatanlar çıkıp tanrı(lar) var diyemezdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu arada cennette erkek müslümanlara huri ve göğüsleri yeni tomurcuklanmış kızlar verilecek iddianızı kanıtlar mısınız? Sadece Erkek müslümanlara ve göğüsleri yeni tomurcuklanmış kısmını ve cennette cinselliğin kesin olacağını ayetlerle kanıtlamanızı rica ediyorum. Bununla ilgili bir argüman sunar mısınız? Şimdiden teşekkürler.

Hemen ayetlerle kanıtlayayım.

Nebe/31-34. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, göğüsleri çıkmış yaşıt genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

Vakıa/22-23. Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.

Duhan/54. İşte, böyle. Ve onları, iri gözlü huriler ile evlendiririz.

Tur/19-20. Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.

Kuran'daki hemen hemen tüm hitaplar erkekleredir, kadınlara da erkekler aracılığı ile hitap edilir, mesela git o kadınlara söyle gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hemen ayetlerle kanıtlayayım.

Nebe/31-34. Şüphesiz Allaha karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, göğüsleri çıkmış yaşıt genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

Vakıa/22-23. Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.

Duhan/54. İşte, böyle. Ve onları, iri gözlü huriler ile evlendiririz.

Tur/19-20. Onlara, Dünyada yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.

Kuran'daki hemen hemen tüm hitaplar erkekleredir, kadınlara da erkekler aracılığı ile hitap edilir, mesela git o kadınlara söyle gibi.

Nebe 33'teki ifade göğüsleri yeni tomurcuklanmış kızlar anlamına gelmiyor diyeceğim. Siz ise alaycı bir dille "ayetleri büküyosuun" "hee 1400 yıldır yanlış anladılar zatenn" "bak diyanet meali bile öyle diyoo" felan dersiniz diye tahmin ediyorum. Hakikatle dalga geçmeniz hakikatin hakikat olma mahiyetine bir zarar vermez. Bunu bilin öncelikle.

Sonra Arapça bilmediğiniz için iddialarınızı kanıtlayamazsınız. Sadece Zanna uyuyorsunuz. (Bkz.: Yunus 36)

Sığ ve kulaktan dolma bilginiz ve içi boş özgüveninizle kendi kendinizi kandırmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Ateizm kolaya kaçmaktır. Ateist psikolojisini hiçbir zaman çözemedim. Bakın ben aşırı humanist duygu ve tavırlara sahip bir insanım. Herkese hoşgörüyle yaklaşırım. Ama ifadeleriniz o kadar nefret söylemi içeren saldırgan ve alaycı ifadeler ki hem sizi ciddiye almamı engelliyor hem de ister istemez humanist ve hoşgörülü yaklaşımlarımdan uzaklaşmamı sağlıyor. Bakın az önce direk şahsınıza yönelik söylemlerim oldu mesela.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nebe 33'teki ifade göğüsleri yeni tomurcuklanmış kızlar anlamına gelmiyor diyeceğim. Siz ise alaycı bir dille "ayetleri büküyosuun" "hee 1400 yıldır yanlış anladılar zatenn" "bak diyanet meali bile öyle diyoo" felan dersiniz diye tahmin ediyorum. Hakikatle dalga geçmeniz hakikatin hakikat olma mahiyetine bir zarar vermez. Bunu bilin öncelikle.

Sonra Arapça bilmediğiniz için iddialarınızı kanıtlayamazsınız. Sadece Zanna uyuyorsunuz. (Bkz.: Yunus 36)

Sığ ve kulaktan dolma bilginiz ve içi boş özgüveninizle kendi kendinizi kandırmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Ateizm kolaya kaçmaktır. Ateist psikolojisini hiçbir zaman çözemedim. Bakın ben aşırı humanist duygu ve tavırlara sahip bir insanım. Herkese hoşgörüyle yaklaşırım. Ama ifadeleriniz o kadar nefret söylemi içeren saldırgan ve alaycı ifadeler ki hem sizi ciddiye almamı engelliyor hem de ister istemez humanist ve hoşgörülü yaklaşımlarımdan uzaklaşmamı sağlıyor. Bakın az önce direk şahsınıza yönelik söylemlerim oldu mesela.

İnsanları sonsuza kadar yakan bir tanrıya inanan ve inanmayan insanların yakılmasını savunan birisi hümanizm ve hoşgörüden bahsediyor, çok komik. Biz dinsizler sizlerin kıvırmalarına, yalanlarınıza, kendinizi kandırmanıza alıştık artık.

Adama ayet veriyorum, onu bile inkar ediyor, böyle bir zihniyete ne anlatılır ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Boş yere masal anlatma, siz dinciler ne yaparsanız öldükten sonra kavuşacağını sandığınız huriler ve memeleri yeni çıkmış kızlar uğruna yapıyorsunuz. Geç bu Allah rızası ayaklarını, bu laflarla ancak kendinizi kandırırsınız.

İnşallah alıntı kısmında bir problem çıkmaz deneme yanılma yöntemiyle alıntı bölümünün nasıl işlediğini çözmeye çalışıyorum. Öncelikle ben bir kadınım. O yüzden söylediğiniz şeyler daha çok karşınızdakinin erkek olduğu varsayılarak söylüyorsunuz gibi. Şahsen ben Allah rızası için yapıyorum her şeyi. Çünkü mutluluğun sadece bunda olduğunu biliyorum. Ödül bekleriz ama ödül amacımız değildir. Bir iyilik yaparken "ehuehueh hurilerr" türü düşünceler geçmiyor zihnimden. Allah rızası geçiyor. İnanıp inanmamak size kalmış.

Hacc/47. Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla vadinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.

Bak, arap putunun hiç de ben zamandan aşkınım falan gibi iddiası yok. Sahtekarlık ve yalancılık siz dincilerin iliğine işlediği için din konusunda yalan söylemeden duramıyorsunuz. Kelime-i şahadet dediğiniz zırva bile yalan şahitlikle başlıyor.

Ayette Allah'ın ind'inde ifadesi geçiyor. Soruyorum size Allah'ın ind'i (Allah'ın katı/yanı) Allah mıdır? Zaten bu ayetten Allah için gerçekten de 1 günün 1000 yıla eşit olduğunu ayette bunun anlatıldığını anlamak için yoğun çaba gerekir. Ayetin tamamına bak. Azaptan bahsediyor. Kur'an'da Allah katı yazan yerlerdeki kullanımlara bak. O zaman net şekilde anlayacaksın ki Allah katından kasıt ahiret. Yani burda ayetin bağlamına da bak. Dünyada çekilen 1000 yıllık azap oradaki 1 günlük azaba denktir. Kuran bütünsel bir kitaptır parça parça edilmez.(bkz. Hicr 90-92)

Ayet bal gibi insanlar derken erkekleri kastediyor, en mal insan bile bunu rahatlıkla anlar ama sadece dinciler anlamaz.

Ayet insanlara sesleniyormuş, kadınlar kadınlara nasıl süslü gösteriliyor, bir anlatsana.

Şu alıntılama kısmı baya karıştı ama hayırlısı. Bir anolojiyle açıkladım. Sizin mantıktan ayette altınlar felan da yazıyor kadınlarda da ziynet, altın vb düşkünlük erkeklere oranla daha çok. Ve altınlara hiç düşkün olmayan insanlar da olabilir. Ayette birkaç misal sayılıyor. Ve ayet insanlara sesleniyor ve hem kadınları hem erkekleri hem sadece kadınları ya da sadece erkekleri ilgilendiren misaller olabilir. Ama ayet sadece kadınlar size süslü gösterildi ey insanlar demiyor ki. Bir önceki postumda konuyla ilgili bir anoloji kurmuştum. Bence ayet açık. Kadınlar yazan kısım erkeklere hitaben altınlar yazan kısım hem erkeklere hem kadınlara. Belki sadece kadınları ilgilendirecek ya da çoğunluk kadınları ilgilendiren misaller vardır onlar da kadınlara bir hitap olur. Genel olarak ise tüm insanlara bir hitaptır. Ey insanlar kadınlar size süslü gösterildi. Böyle bir hitap yok ki. Olsa da fark eder mi bu ayet erkeklere hitap ediyor derdik. Çünkü dediğim gibi asıl metni Arapça olan hadis kitaplarına bakın, belli bir insan topluluğuna seslenilirken de bazen Ey insanlar ifadesinin kullanıldığını görüyoruz. Yani demek ki Arapçada böyle bir kullanım varmış diyebiliriz. Bir kere Kur'an'ın bütününe bakarak "aa Kur'an'a göre kadınlar insan diilmiiş" gibi bir sonuca varmanız imkansızdır. Yoktur öyle bir şey. Abartmayınız. Uydurmayınız.

Kuran'ı okusaydın bilirdin. Aç Ahzab/7'yi ve neden yazıldığını oku.

Muhammed Aişe 9 yaşında değil 6 yaşında evlendi fakat o sıralar mehir verecek durumda olmadığı için 3 yıl bekledi ve Aişe 9 yaşında iken gerdeğe girdi. Bu hadisi rivayet edenler İslam'ı ve Kuran'ı rivayet edenlerle aynı kişiler. Sen neye dayanarak birine güvenip diğerine güvenmiyorsun. Sana göre arapların sözü kutsal değil mi, araplara tapan sen değil misin?

Eğer ortalarda bir tanrı veya tanrılar olsaydı sizler gibi sahtekarlar, şarlatanlar çıkıp tanrı(lar) var diyemezdi.

Şimdi alıntı kısmında nası bir şey çıkacak merakla bekliyorum.

Kur'an'ı okudum ve her gün okuyorum, teşekkürler. Ahzab 7'de ne var anlamadım?

Ve Kur'an'ın aktarılmasıyla hadislerin aktarılmasının aynı olduğunu sanmak nasıl bir mantıksızlık, bilgisizlik? Peygamber Ayşe'yle 6 yaşında evlendi 9 yaşında bilmem ne bunlar apaçık uydurmadır. Artık bunca delile rağmen körü körüne bunu savunmak için hiçbir dayanağınız yoktur. Bu rivayeti savunan Peygamberin Ay'ı yardığı ve yarısının da Ali'nin bahçesine düştüğü gibi bir rivayeti de kabul etmek zorundalar. Bazı tarihsel bilgilerimizden felan da Ayşe'nin yaşı ordan 17-20 civarı bir şey çıkıyor zaten. Bu uydurmayı hala neye hangi delile dayanarak savunabiliyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanları sonsuza kadar yakan bir tanrıya inanan ve inanmayan insanların yakılmasını savunan birisi hümanizm ve hoşgörüden bahsediyor, çok komik. Biz dinsizler sizlerin kıvırmalarına, yalanlarınıza, kendinizi kandırmanıza alıştık artık.

Adama ayet veriyorum, onu bile inkar ediyor, böyle bir zihniyete ne anlatılır ki.

Kardeşim ne tür bir kendi kendine gelin güvey olma durumu yaşıyorsunuz? Ateistlerin kendilerini bu kadar önemli görmelerine hastayım ya. Sanki bizim din konusundaki tek uğraşımız sizleri tatmin etmek memnun etmek gibi. Yerim ya.

Sanki ben sizin attığınız ayetleri ilk defa görüyorum da. Sanki kanıtlamanızı istediğimde bu ayetleri atacağınızı bilmiyordum da.

tarihinde intellectuealreal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayette Allah'ın ind'inde ifadesi geçiyor. Soruyorum size Allah'ın ind'i (Allah'ın katı/yanı) Allah mıdır? Zaten bu ayetten Allah için gerçekten de 1 günün 1000 yıla eşit olduğunu ayette bunun anlatıldığını anlamak için yoğun çaba gerekir. Ayetin tamamına bak. Azaptan bahsediyor. Kur'an'da Allah katı yazan yerlerdeki kullanımlara bak. O zaman net şekilde anlayacaksın ki Allah katından kasıt ahiret. Yani burda ayetin bağlamına da bak. Dünyada çekilen 1000 yıllık azap oradaki 1 günlük azaba denktir. Kuran bütünsel bir kitaptır parça parça edilmez.(bkz. Hicr 90-92)

Yahu okuduğunu bile anlayacak kafa bırakmamış bu din sende. Put benim 1 günüm sizin 1000 yılınıza denktir diyerek kendisinin de zamana bağlı olduğunu söylüyor. Şİmdi puta mı inanalım sana mı? Sahi neden put gelip de ya öyle değil böyle diye düzeltmiyor? Put olduğu için olabilir mi?

Sizler ne biçim insansınız, bir de gelmiş burada arap putunun insanlara nasıl işkence edeceğini hiç utanmadan, çekinmeden rahatça dile getiriyorsunuz.

Şimdi alıntı kısmında nası bir şey çıkacak merakla bekliyorum.
Kur'an'ı okudum ve her gün okuyorum, teşekkürler. Ahzab 7'de ne var anlamadım?

Ahzab/37 olacak ve sen Muhammed'in evlatlığının karısının ona helal edildiği ayeti bilmeyecek kadar cahilsen ben ne yapayım? İşin ilginç tarafı Kuran'da adı geçen tek sahabe Zeyd, herhalde Muhammed adamın karısına el koyduğu için Zeyd'e özel bir önem verilmiş.

Ve Kur'an'ın aktarılmasıyla hadislerin aktarılmasının aynı olduğunu sanmak nasıl bir mantıksızlık, bilgisizlik? Peygamber Ayşe'yle 6 yaşında evlendi 9 yaşında bilmem ne bunlar apaçık uydurmadır. Artık bunca delile rağmen körü körüne bunu savunmak için hiçbir dayanağınız yoktur. Bu rivayeti savunan Peygamberin Ay'ı yardığı ve yarısının da Ali'nin bahçesine düştüğü gibi bir rivayeti de kabul etmek zorundalar. Bazı tarihsel bilgilerimizden felan da Ayşe'nin yaşı ordan 17-20 civarı bir şey çıkıyor zaten. Bu uydurmayı hala neye hangi delile dayanarak savunabiliyorsunuz?
Ne tarihsel bilgisinden bahsediyorsun? Ortada taptığın arapların hadisi var. Sana Kuran'ı, bu dini veren arapların hadisi.
Ayrıca Aişe'nin yaşı 17-20 diyerek neyi kurtardığını sanıyorsun? 50 yaşında ve Sevde ile evli olan Muhammed Aişe'yi 2. karı olarak almış. Acaba sen ailenden 6 (sana göre 17, İslam tarihine göre 6) yaşındaki bir kızın 50 yaşında ve evli bir herifle evlenmesini ister misin?
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kardeşim ne tür bir kendi kendine gelin güvey olma durumu yaşıyorsunuz? Ateistlerin kendilerini bu kadar önemli görmelerine hastayım ya. Sanki bizim din konusundaki tek uğraşımız sizleri tatmin etmek memnun etmek gibi. Yerim ya.

Sanki ben sizin attığınız ayetleri ilk defa görüyorum da. Sanki kanıtlamanızı istediğimde bu ayetleri atacağınızı bilmiyordum da.

Madem biliyordun ne diye bilmiyormuş gibi kanıtla dedin? Ne sandın bizleri, kendin gibi cahil mi?

Daha Muhammed'le evlatlığı Zeyd'in karısının evlendirildiği ayeti bile bilmiyorsun.

Kehf/74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.

Kehf/80. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

İlerde anasını ve babasını dinden çıkarır korkusu ile masum bir çocuğun bile öldürülmesi gerektiğini savunan böyle rezil ve aşağılık bir din işte İslam.

Bu dinin kitabının her ayetinde ayrı bir rezillik ve pislik var, şu kitabı bir kere tarafsız gözle ve akıl ve mantık süzgecinden geçirerek okuyan herkes bu saç.malıkları ve rezillikleri rahatça görür, sadece müslümanlar görmez. Aslında onlar da görüyorlar ama sürekli kendilerine yalan söyleyerek gördükleri bu gerçekleri bastırıyorlar. Kuran'ı aklamak için binbir dereden su götürmeleri hep bu yüzden.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem biliyordun ne diye bilmiyormuş gibi kanıtla dedin? Ne sandın bizleri, kendin gibi cahil mi?

Daha Muhammed'le evlatlığı Zeyd'in karısının evlendirildiği ayeti bile bilmiyorsun.

Kehf/74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın! dedi.

Kehf/80. Çocuğa gelince, anası babası mümin insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.

İlerde anasını ve babasını dinden çıkarır korkusu ile masum bir çocuğun bile öldürülmesi gerektiğini savunan böyle rezil ve aşağılık bir din işte İslam.

Bu dinin kitabının her ayetinde ayrı bir rezillik ve pislik var, şu kitabı bir kere tarafsız gözle ve akıl ve mantık süzgecinden geçirerek okuyan herkes bu saç.malıkları ve rezillikleri rahatça görür, sadece müslümanlar görmez. Aslında onlar da görüyorlar ama sürekli kendilerine yalan söyleyerek gördükleri bu gerçekleri bastırıyorlar. Kuran'ı aklamak için binbir dereden su götürmeleri hep bu yüzden.

Yo size kanıt sunuyorum siz ise diretiyorsunuz. Argümanlarınız o kadar saçma ve bilgisizce yazılmış ki. Bu yüzden cevap vermeyeceğim. Çok yobazsınız. Evet çok yobazsınız. Bu bir hakaret değil. Mesela kanser olan birine çok kansersin demek gibi düşünün. O kadar yobaz ve bilgisizsiniz ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yo size kanıt sunuyorum siz ise diretiyorsunuz. Argümanlarınız o kadar saçma ve bilgisizce yazılmış ki. Bu yüzden cevap vermeyeceğim. Çok yobazsınız. Evet çok yobazsınız. Bu bir hakaret değil. Mesela kanser olan birine çok kansersin demek gibi düşünün. O kadar yobaz ve bilgisizsiniz ki.

Ne kanıtı sunuyorsun? Elinde 1400 yıl önceki arapların zırvalarından ve palavralarından başka ne var? Hem neden kendi sıfatını bana yamamaya kalkıyorsun? Yobazlığın ilk şartı körü körüne eski masallara ve zırvalara inanmaktır, ki bu sende fazlası ile mevcut. 2. şartı da bu masallara ve zırvalara sıkı sıkı sarılmaktır, o da sende fazlası ile mevcut. Demek ki neymiş, sen yobazın önde gidenlerindenmişsin.

Bilgi demişken, hala Muhammed'in evlatlığı Zeyd'in karısına sulandığını ortaya koyan ayeti bulamadın mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne kanıtı sunuyorsun? Elinde 1400 yıl önceki arapların zırvalarından ve palavralarından başka ne var? Hem neden kendi sıfatını bana yamamaya kalkıyorsun? Yobazlığın ilk şartı körü körüne eski masallara ve zırvalara inanmaktır, ki bu sende fazlası ile mevcut. 2. şartı da bu masallara ve zırvalara sıkı sıkı sarılmaktır, o da sende fazlası ile mevcut. Demek ki neymiş, sen yobazın önde gidenlerindenmişsin.

Bilgi demişken, hala Muhammed'in evlatlığı Zeyd'in karısına sulandığını ortaya koyan ayeti bulamadın mı?

Kanka biliyorum ayeti de. Bir fikrin eski olmasının ya da yeni olmasının o fikrin doğruluğuna etkisi %0'dır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kanka biliyorum ayeti de. Bir fikrin eski olmasının ya da yeni olmasının o fikrin doğruluğuna etkisi %0'dır.

Yani bir insanın hali hazırda 5-6 karısı varken bir de evlatlığının karısına sulanması ve onunla evlenmesi sana hiç garip gelmiyor. İlginç.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Jen unpinned this Başlık
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...