Jump to content

Evrende Yaşam Neden Vardır?


Recommended Posts

Doğada canlılıktan daha karmaşık bir düzen yoktur. Büyük binalar, köprüler, tuneller, barajlar, göller, limanlar, şehirler ve metropollar, hatta ülkeler, tek bir hücrenin bile sahip olduğu karmaşık düzene sahip değillerdir. Bu muhteşem hücresel düzen kendiliğinden ortaya çıkmıştır. O halde biyolojik sistemlerin ortaya çıkmasını sağlayan ve cesaretlendiren, onlara önayak olan bazı kanunlar var olmalıdır. Ayrıca o kanunların madde-enerji etkileşmelerinin ürünü olmaları da gerekmektedir. Çünkü evrende, düzenli-düzensiz her yapı, madde-enerji etkileşmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bunun bilinen bir istisnası yoktur.

Böyle bir kanun varsa o ne olabilir?

İlk bakışta öyle bir kanunun evrede düzenli karmaşıklığı sağlaması gerektiği şeklinde bir düşüncenin hiç de yanlış olmaması gerektiği izlenimi alınır.

Çünkü evrende düzensizlik varsa, ona karşı gelen bir düzen de olmalıdır. Nedeni de çok basit bir insansal mantıktır. Evrende hemen her olgu karşıtı ile ortaya çıkmaktadır. Herşey karşıtı ile kaimdir. Madde-antimadde, yaşam-ölüm, sempatik-parasempatik gibi..

Eğer entropi düzensizliği simgeliyorsa, ona karşı düzeni sağlayan bir kanun olmalıdır.

Bu kanun madde-enerji ilişkilerine bir düzen getirmelidir.

Nitekim Schrödinger negentropi kavramını entropiye karşı bir kanun olarak ortaya atmıştır.

Her ne kadar böyle bir kanunun varlığı gösterilememişse de, bilim adamları hala evrende düzeni sağlayan yasaların olması gerektiğini kurgulamaktadırlar.

Evet. Gerçekten böyle bir kanun vardır.

Ama Schrödinger'in düşündüğü gibi o kanun entropiye karşı bir kanun değildir.

O kanun entropinin ta kendisidir.

Entropi hem düzenden ve hem de düzensizlikten sorumludur.

Tabii entropinin düzensizlik olmadığını bilirsek, bu durum bize sürpriz gelmeyebilir.

Entropi yalnız bazı durumlarda düzensizliği simgeleyen bir doğa kanunudur.

Temel olarak entropi, madde-enerji ilişkilerinden açığa çıkan bir yan üründür.

Birinci ve ikinci termodinamik kanunları birlikte şöyle ifade edebiliriz:

Enerji ne yaratılabilir ne de yok edilebilir.

Sadece bir şekilden diğer bir şekle dönüştürülebilir.

Ancak bu dönüşümlerde randıman yüzde yüz olmayıp, bir kısım enerjinin kullanılabilirliği azalır.

Entropi temel olarak bir kısım enerjinin kullanılabilirliğinin azalmasıdır. Bunu biz düzensizlik olarak kabul edebiliriz.

Aslında bu evrensel bir fenomendir. Bir yerde ortaya çıkan düzenin, etrafında ve bütün evrende düzensizliğin artırması demektir.

Başka bir ifade ile, evrende enerjinin kullanılabilirliği giderek azalmaktadır.

Enerji-madde tepkileşmeleri sonunda geride her seferinde daha az kullanılabilir bir enerji kalmaktadır.

Çoğu kere bunun nedeni ısı şeklinde açığa çıkan enerjinin kullanılabilirliğin az olmasıdır.

O halde evrenin bir yerindeki düzenin, diğer yerlerinde ve tümünde düzensizliğe neden olması hiç de mantıksız değildir.

Ama yalnız bu kanun canlıların ortaya çıkması için yeterli olamaz.

Hatta bu kanun canlıların ortaya çıkmasının önündeki en büyük engeldir.

Bu kanuna ek bir kanun olmalı ve o kanun evrende düzeni sağlamalıdır.

İşte bu bağlamda maksimum enerji üretimi kanunu devreye girmektedir.

Rastgele ortaya çıkan düzensizliklerden maksimum miktarda entropi üretmek zorunluğudur bu kanun.

İki rastgele süreç bir araya geldikleri zaman, o şekilde davranmalıdırlar ki, onlardan oluşan sistem etrafa maksimum miktarda entropi yayabilsin.

Kasırgayı buna örnek olarak gösterdik..

Peki bu kanun nasıl oluyor da evrende, en azından bir gezegende, canlılığın ortaya çıkmasını sağlıyor?

Canlılığın temel olarak kimyasal bir süreç olduğunu biliyoruz. Evrim de temel olarak kimyasal bir süreçtir.

Atom ve moleküller birleşerek giderek karmaşıklaşan bir yapı oluşturuyorlar.

Bu tepkileşmelerin hepsi, eğer bir düzeni sağlıyorlarsa, etrafa entropi yayıyorlar.

Entropi kanunu onlardan entropilerini etrafa maksimum miktarda ve mümkün olduğu kadar kısa bir zaman içinde yaymaların bekliyor.

Ve bu maksimum miktara ulaşmak için kimyasal tepkileşmelerin bir düzen içinde olmalarını zorunlu kılıyor.

Sonunda ortaya çıkan canlı varlıklar etrafa maksimum miktarda entropi yaymaya başlıyorlar.

Entropi kanununa göre bir sistem ne kadar düzenli ise, entropisini etrafa o kadar çabuk ve etkili bir şekilde yaymaktadır.

Doğa entropinin etrafa çabuk ve etkili yayılmasını sağlarken, aynı zamanda çok karmaşık olan canlıların da ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Enerjinin daha az kullanılabilir olması paradigması olan entropi ayrıca maksimum düzeyde olmak zorunda da olduğundan, evrende kendiliğinden örgütlenen sistemler vardır.

Canlılık bu sistemlerden biridir.

Maksiumun entropi üretimi yasası, evrende canlılığın ortaya çıkmasından sorumludur.

Canlılık entropiye rağmen değil, entropiden dolayı ortaya çıkmıştır.

Bu sonuç bizi evrende başka gezegenlerde de canlı varlıkların olabileceğini, hatta olmaları gerektiğini düşünmeye zorlamaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 127
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir şekilde kendiliklerinden ortaya çıkan düzenli sistemler entropiyi etrafa düzensiz sistemlerden daha çabuk ve daha etkili bir şekilde yayarlar.

Örneğin hava sistemleri sıcaklığı ekvatordan kutuplara bu sistemlerden yoksun durgun atmosferik sistemlerden çok daha çabuk ve etkili bir şekilde iletirler.

Yaşam için de aynı şeyler söylenebilir.

Genç dünyada biriken jeotermal enerjinin açığa çıkıp yayılması canlı varlıklar tarafından hızlandırılmış ve kolaylaştırılmış olabilir.

İster jeotermal olsun, ister fotosentetik ya da kemosentetik, dünyanın enerjisini etrafa en etkili bir şekilde yayan sistemler ortaya çıkmışlardır.

Yani canlılığın ortaya çıkmasını maksimum entropi üretimi yasası ile açıklamak mümkündür.

Genç dünyada biriken enerjinin etrafa dağılması gerekmektedir.

Ayrıca bu enerjinin hızla ve etkili bir şekilde dağılması koşulu da vardır.

Bu enerji dağılımının etkili ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi kendiliğinden örgütlenmeyi sağlayacaktır.

Bir sistem örgütlenince entropisini etrafa daha etkili ve hızlı bir şekilde yayabilecektir.

Enerjiden zengin bir ortamda kendiliğinden örgütlenen sistemlerin ortaya çıkması bu enerji dağılımının etkili ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacaktır.

Genç dünyada maksimum entropi üretimi yasasını tatmin etmek için yaşamın ortaya çıkması mümkündür.

Çünkü canlı varlıklar mevcut enerjiyi etrafa son derece etkili ve hızlı bir şekilde yayabileceklerdir.

Yaşam temel olarak enerji dönüşümleri ile ilgili bir süreçtir.

Canlı varlıklar sayesinde dünyanın derinliklerinde üretilen jeotermal enerji ile, dünyaya güneşten ulşan radyasyon enerjileri etrafa hızla dağıtılacaktır.

Eğer durum gerçekten bu ise, koşulların uygun olduğu diğer gezegenlerde de canlıların olmaması için bir neden yoktur.

Çünkü canlı varlıklar enerji dağılımı ile ilgili süreçlerde etkili olmaktadırlar.

Tabii aslında etkili olan biyokimsal süreçlerdir. Canlılık onun bir yan ürünüdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Entropi olduğundan dolayı inanıyorum.Biraz garip ama bu böyle.

Konuyu baştan alalım; evrende neden hayat var?

Entropi olduğu için.

Peki o zaman evrende neden entropi var?

Şimdi ben buna hayatın olması için entropi var, diye neden cevap veremiyorum?

Çünkü devreye insancı ilke, teleoloji vs. giriyor.

Aslına bakarsanız devreye teleoloji yani amaçsal ve subjektif yaklaşım giriyor diye konuyu bunlardan temizlemek de subjektif bir yaklaşımdır.

Gerçi bu subjektif yaklaşımı kamufle etmek için buna bilimsel bir kılıf uydurmuşlar; telenomi..Neyse.

Bence entropinin var olması hayatın neden var olduğu sorusunun yanıtı değildir.

Entropinin neden var olduğunu cevaplamak hayatın neden var olduğunu cevaplamaktır.

Eğer entropi diye adlandırdığımız kavram bir zorunluluk ise, hayatın kendisi de bir zorunluluktur.

Eğer her şey bir zorunluluk ise tesadüfe yer yoktur.

Bana göre bu tür başlıklardaki temel yaklaşım yanlışlığı, bir şeyin nasıllığını bilmek ile onun neden olduğunu bildiğimizi zannetmemiz.

Anolojik bir soru ile biraz açalım; bir araba neden nasıl yol alır?

Bu sorunun cevabı için bir çok şey söylebiliriz ama temelde verilecek yanıt, yakıtın harekete çevrilmesidir.

Şimdi nasıl değil neden diye soralım, bir araba neden yol alır?

Yakıt harekete çevrildiği için.

Peki yakıt neden harekete çevrilir?

Araba yol aldığı için.

?

Garip bir döngü.

Aslında kısır bir döngü ve neden sorusunun cevabı değil.

Bence arabanın neden yol kat ettiğini en iyi o arabayı kullanan bilir.

Sonuç itibarı ile kullanıcının neden sorusuna vereceği cevabın bizim arabanın nasıl gittiğini bilmemiz ile hiç bir alakası yoktur.

Bağlayalım; inanırlar bir kullanıcı olduğuna ve neden sorusuna kullanıcının verdiği yanıta ikna oldukları için inanıyorlar ya da inanmak istiyorlar.

İnanmayanlar ise, nasıl diye sorarak ve cevaplayarak bir kullanıcı olmadığına ikna olmuş ya da olmak istiyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pahis;

bir şeyin nasıllığını bilmek ile onun neden olduğunu bildiğimizi zannetmemiz.-pahis-

Cok onemli bir ifade. Umarim bilerek ve farkinda olarak kullanmissindir.

Eger oyle ise, nasil ve neden farkini ve nasilin bilinebilecegni ve nedenin bilindigini zannedildigini aciklar misiniz?

Size soyle bir cumle kursam, anlam olarak aciklayabilir misiniz?

Onemli olan seyin ne olarak bilimselortaya konamayacagi degil; seyin ne olarak ortaya koyumunun, nasilinin bilimsel olarak aciklanmasidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrensel insan;

Zaten açıkladım.Bir araba anolojisi verdim.Veya şöyle söyleyelim;

Düşündüğümüz için mi varız yoksa var olduğumuz için mi düşünüyoruz?

Buna günümüz post pozitivist bilimsel anlayışı şöyle cevap verir;

Düşüne bilmen için önce var olman gerekir, dolayısı ile düşündüğümüz için var değiliz var olduğumuz için düşünebiliyoruz.

Peki ama bu cevap düşünebiliyor olmanın bir ürünü değil mi?

Yani aslında şunu demek demek istiyorum ben;

Bir taşın "var" olabilmesi için düşünmesi gerekmez ama taşa "var" demek diyebilmek için düşünmek gerekir.

Buradan hareketle, taşın nasıl var olduğunu bilmemiz onun neden var olduğuna dair bir yanıt değildir.

Bir alıntı yapayım:

İlk kez saint Thomas Aquin ile ortaya çıkıp daha sonra Leibniz ya da Bergson

tarafından yavaş yavaş geliştirilmiş biçimiyle tinsel görüşe göre, gerçek salt bir

düşüncedir; öyleyse, tam anlamıyla, hiç bir maddi dayanağı yoktur: Biz sadece

düşüncelerimize ve algılarımıza kesin gözüyle bakabiliriz.

Oysa, gerçeğin maddeci anlayışı tümüyle ters bir düşünceyi ortaya atıyor:

Demokritostan Karl Marxa dek, tin, düşünme alanı, özdeğin sadece gölge

olaylarıdır; özdeğin dışında hiç bir şey yoktur.

Varlığın niteliği ile ilgili bu iki öğretiyi, bunlara karşılık olan şu bilgi kuramları

tamamlayacaktır: İdealizm ve gerçekçilik. Gerçek bilinebilir mi?

Olanaksız, diye yanıtlayacaktır İdealist: Biz sadece görüngülere, Varlığın çevresine dağılmıştasarımlara erişebiliriz.

Gerçekçi ise bunun tersini söyleyecektir; ona göre dünya bilinebilir, çünkü kuşkusuz karışık, ama ussal hesaplanabilir mekanizmalara, düzenlere dayanıyor.

Oysa bir düşünce devriminin, yüzyıllardan bu yana felsefenin görmediği bir epistemolojik kopmanın sınırındayız.

Bize öyle geliyor ki kuantumlar kuramının açtığı kavram yolundan önceki iki akıma dayanıp bunları aşmak, sentezini yapmak üzere, tümüyle değişik yeni bir dünya tasarımı ortaya çıkıyor.

Yeni doğan bu kavramı biz tinselciliğin berisine, ama maddeciliğin çok ötesine oturtuyoruz.

....

Şeklinde devam edip duruyor..Aslında kitaplaştırılmış bir söyleşinin baş tarafı bu alıntı..

Bunu neden yaptım?

Çünkü sorulan sorulara verilen yanıtların doğruluğu nerede durduğumuzla alakalı bence..

İdealist miyiz realist miyiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Entropi olduğundan dolayı inanıyorum.Biraz garip ama bu böyle.

Konuyu baştan alalım; evrende neden hayat var?

Entropi olduğu için.

Peki o zaman evrende neden entropi var?

Şimdi ben buna hayatın olması için entropi var, diye neden cevap veremiyorum?

Çünkü devreye insancı ilke, teleoloji vs. giriyor.

Aslına bakarsanız devreye teleoloji yani amaçsal ve subjektif yaklaşım giriyor diye konuyu bunlardan temizlemek de subjektif bir yaklaşımdır.

Gerçi bu subjektif yaklaşımı kamufle etmek için buna bilimsel bir kılıf uydurmuşlar; telenomi..Neyse.

Bence entropinin var olması hayatın neden var olduğu sorusunun yanıtı değildir.

Entropinin neden var olduğunu cevaplamak hayatın neden var olduğunu cevaplamaktır.

Eğer entropi diye adlandırdığımız kavram bir zorunluluk ise, hayatın kendisi de bir zorunluluktur.

Eğer her şey bir zorunluluk ise tesadüfe yer yoktur.

Bana göre bu tür başlıklardaki temel yaklaşım yanlışlığı, bir şeyin nasıllığını bilmek ile onun neden olduğunu bildiğimizi zannetmemiz.

Anolojik bir soru ile biraz açalım; bir araba neden nasıl yol alır?

Bu sorunun cevabı için bir çok şey söylebiliriz ama temelde verilecek yanıt, yakıtın harekete çevrilmesidir.

Şimdi nasıl değil neden diye soralım, bir araba neden yol alır?

Yakıt harekete çevrildiği için.

Peki yakıt neden harekete çevrilir?

Araba yol aldığı için.

?

Garip bir döngü.

Aslında kısır bir döngü ve neden sorusunun cevabı değil.

Bence arabanın neden yol kat ettiğini en iyi o arabayı kullanan bilir.

Sonuç itibarı ile kullanıcının neden sorusuna vereceği cevabın bizim arabanın nasıl gittiğini bilmemiz ile hiç bir alakası yoktur.

Bağlayalım; inanırlar bir kullanıcı olduğuna ve neden sorusuna kullanıcının verdiği yanıta ikna oldukları için inanıyorlar ya da inanmak istiyorlar.

İnanmayanlar ise, nasıl diye sorarak ve cevaplayarak bir kullanıcı olmadığına ikna olmuş ya da olmak istiyorlar.

Evrende yaşamın var olma nedeni yalnız entropi değil.

Bu tartışmalarda biz yaşamdan maksimum entropi üretimi yasasının sorumlu olduğunu savunuyoruz.

Zannedersem bu yasa üzerinde biraz daha durmamız gerekiyor.

Yukardaki yorum bu yasanın hiç anlaşılmadığına işaret ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

pahis;

Düşündüğümüz için mi varız yoksa var olduğumuz için mi düşünüyoruz?-pahis-

Biri materyalist, digeri idealist olan bu soylemin; ikisi de degil.

Varligimizi ve dusundugumu kavramimiz ile ortaya koyuyoruz.

Neyse sen eger kendince, acikladigini soyluyorsan, oyledir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı;

Bir zamanlar burada bırak evrendeki yaşamın kaynağını, evrenin varlığının nedeninin entropinin maximal davranışı olduğu yazılıyordu.

Şimdi o başlıkları aramak ve buraya kopyalamak bana ve okuyucuya bir şey kazandırmaz.

Yapılmak veya verilmek istenilen net olarak gözüküyor;

Yaşamdan ve içinden çıkmış olduğu evrenden Tanrı değil, entropi sorumlu.

Entropi kavramı burada hayatın değersizleştirme operatörü olarak kullanılmış.

Yani yaşam dediğimiz şeyin var olabilmesi için bir Tanrı gerekli değil, hatta evrenin de.. düşüncesini kotarmak için ön kabulle yazıya geçirilmiş bir düşüncenin ürününden daha fazla bir şey değil söylenenler..

Aslında bu yapılırken de gerçekte termodinamik disiplinine ait olan bir terim, yani entropi kavramı, istatiksel fiziğin daha çok soyut olan entropi anlayışı ile bulamaç edilmiş..

Anlayamayanlar için basit olarak diyolog şeklinde yazalım;

Evrende yaşam neden var?

Çünkü entropi diye bir şey var ve bu kimyasal evrimi başlatır, yaşam ortaya çıkar..

Peki evren neden var?

Çünkü enerjinin maximal bir entropi üretimi var..Kısaca düzensizlikten düzen doğması kaçınılmaz..

Peki bu yasa neden var?

Bu soru sorulamaz, çünkü hep var olan bir şeyin neden var olduğu sorulamaz..

Yani varlık, hadi daha bilimsel olsun enerji diyelim hep vardı..

Evren sadece enerjinin evriminden ibaret..

Kısaca klasik materyalist doğmalarının bir başka şekilde pazarlanma çalışması..

tarihinde Pahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kısaca klasik materyalist doğmalarının bir başka şekilde pazarlanma çalışması.. -pahis-

Aynen, var veya varliktan yola cikmak,o vari dile getiren ve varligi gozlemleyerek ortaya koyan, insanoglunu ikinciplana itiyor.

Sonucta, var; insanogluna yansiyan fenomenin, beyinde !? belirtisinin, algi isaretidir.

Ondan sonra bu insanogluna yansiyarak algi ile varlanan fenomen; ne var, neden var, nasil var? v.s. temelli sorulara ve cevaplara acilir.

Oyuzden, yansisi olmayan ve beyinde ?! dogurmayan zaten var ile isaretlenemez.

Cunku var, ! ve ?'nun isaretidir.

Oyuzden yasamin varligini, baska bir varliga baglamak; baglanani sordurur ve bu bir cikmazdir.

Oyuzden kisaca, yansiyorsa ve algilaniyorsa, zaten insanoglu icin vardi ve varsayildi.

Sonra isimlendi ve anlam ve icerik verildi.

Bu da bize insanoglunun yoku ifade edememesini gosterir. Cunku yoklanan, varlananin yani kavram haline gelmis olanin, algi olarak degil; ifade, anlam ve icerik olarak yoklanmasidir.

Yani, ANCAK INSANOGLUNCA VARLANAN, YINE INSANOGLUNCA IFADE, ANLAM VE ICERIK OLARAK YOIKLANIR.

ALGI DEMEK, VAR DEMEKTIR.

Bu algi da ya duyusal, ya da duyumsaldir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı;

Bir zamanlar burada bırak evrendeki yaşamın kaynağını, evrenin varlığının nedeninin entropinin maximal davranışı olduğu yazılıyordu.

Şimdi o başlıkları aramak ve buraya kopyalamak bana ve okuyucuya bir şey kazandırmaz.

Yapılmak veya verilmek istenilen net olarak gözüküyor;

Yaşamdan ve içinden çıkmış olduğu evrenden Tanrı değil, entropi sorumlu.

Entropi kavramı burada hayatın değersizleştirme operatörü olarak kullanılmış.

Yani yaşam dediğimiz şeyin var olabilmesi için bir Tanrı gerekli değil, hatta evrenin de.. düşüncesini kotarmak için ön kabulle yazıya geçirilmiş bir düşüncenin ürününden daha fazla bir şey değil söylenenler..

Aslında bu yapılırken de gerçekte termodinamik disiplinine ait olan bir terim, yani entropi kavramı, istatiksel fiziğin daha çok soyut olan entropi anlayışı ile bulamaç edilmiş..

Anlayamayanlar için basit olarak diyolog şeklinde yazalım;

Evrende yaşam neden var?

Çünkü entropi diye bir şey var ve bu kimyasal evrimi başlatır, yaşam ortaya çıkar..

Peki evren neden var?

Çünkü enerjinin maximal bir entropi üretimi var..Kısaca düzensizlikten düzen doğması kaçınılmaz..

Peki bu yasa neden var?

Bu soru sorulamaz, çünkü hep var olan bir şeyin neden var olduğu sorulamaz..

Yani varlık, hadi daha bilimsel olsun enerji diyelim hep vardı..

Evren sadece enerjinin evriminden ibaret..

Kısaca klasik materyalist doğmalarının bir başka şekilde pazarlanma çalışması..

Sorulamaz soru yok bir kere...

Soru sormasını bilmeyenler var...

Her bilimsel açıklama yeni bir dizi sorunun sorulmasını gerektirir.

Evrende entropinin neden var olduğu sorusunu yanıtlamak çok kolay.

Kolay olmayan maksimum entropi üretiminin neden var olduğu..

Ama önce biraz bu konu üzerinde durmamız gerekiyor.

Bu ihmal edilemeyecek kadar önemli bir konu..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sebepleri bir yerde birlestirmek, nokta koymaktir ve inanctir.

Sebeplerin ortaya koymasi bir virguldur ve gozlemin surekli suregelen sureciyle ortaya koyulan da surekli suregelen surectir.

Bu da bilimdir, BILIM NOKTA KOYDUGU YERDE INANC OLUR.

Güzel. Sevdim bunu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrende entropi neden var? -pahis-

Yasam olsun diye var. B)

Yaşam neden var?

Entropi olduğu için..

:)

Occam ın usturası da bu bilimsel yaklaşımlar! için var..

tarihinde Pahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste o yuzden bilim ve bilimsel yaklasimin ve metodun islevi, fenomenin gozlemini ortaya koymaktir.

Fenomenin ne oldugunu ortaya koymak,felsefenin varlik dali metafiziginin, ontolojik ve teolojik ideolojilerinin isidir ve insanoglu kendini bildi bileli de bu ideolojiler birbiriyle bir kisir dongu olarak tartisir.

Iste o yuzden bilim, seyin, yani gozlem verenin ne oldugunu degil; GOZLEMINI ORTAYA KOYAR, bu da bir virguldur ve surekli suregelen bir epistemolojik surectir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaşam neden var?

Entropi olduğu için..

:)

Occam ın usturası da bu bilimsel yaklaşımlar! için var..

Entropinin yaşamla alakası yok.

Yaşam olsun olmasın, entropi kendi başına bir yasa.

Güneşde entropi var ama yaşam yok örneğin. Evrende entropi var ama heryerde yaşam yok.

Canlı varlıkların entropiye uyması entropinin canlı varlıkların ortaya çıkması için gerekli bir yasa olduğunu göstermez.

Entropi olmadan canlı varlıkların olup olamayacağını bilmiyoruz.

Entropi evrensel bir olgu..

Yaşam ise son derece sınırlı..

O halde entropi ile yaşam arasında son derece özel bir ilişki var.

O ilişkilerin doğasını bilmiyoruz.

Maksiumum entropi üretimi yasası bu ilişkileri biraz da olsa aydınlatıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...