Jump to content

lamarc mı darwin mi


Recommended Posts

Sevgili Ateşbey

sana sorulan soru,

Evrimcilerin evrimi ispatlamasına bağlı bir soru değil ki.

Yılandan tavşan çıkması, tavşanın ayıya dönüşmesi evrimcilerin sorunu. Yanıt arıyorlar. Bu dönüşümlerin doğada uzun yıllar aldığını biliyoruz ama sen istiyorsun ki. Hemen torbadan tavşan çıkarır gibi tavşan çıkaralım.

Evrimin genetik temelini çözdük ya, merak etme yakın zamanda yılan hücrelerinden tavşan da yapılabilir.

Sen inançlarını bilimin yetersizlikleri üstüne kuruyorsun ya. Bilim ise her geçen gün yetersizliklerini aşıyor. Sen bilimi takip et inançlarına yer kalmayacak.

Hacının sorusuna yeterli cevap veremeyeceğin açık. İnanç'ın neyi ispat edilir ki.

İnanıyoruz size ne!

Demekten başka

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 85
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Lysenko hüsrana uğradı da. Tarımda üstün sebze ve meyve üretilmesi gerçekleşmedi mi?

Lysenko,Mendel ve Darwin'in goruslerini anti-bilimsel ve fasist ilan etti,Stalin yuzlerce Mendel ve Darwin'i dogru kabul eden biolog'u dogradi,ve sonuc Rusya hala bugdayi ABD den aliyor.

Bu ornek Lamarckizm in gecersizligine ornek olarak verilmistir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mao Zedung,Stalin doneminden ders almamisti,Lysenko nun Tarim politikalarini uyguladi ve 1959-61 arasi tam kirk milyon insan acliktan oldu.

Lysenko'ya gore gubre kullanmaya gerek yoktur,gubre kullanmadikca tohum bu duruma alisacak ve gubresiz de verim verecektir.

Sibirya madem soguktur,o halde tohumlari uzun sure soguk suda bekletirsek soguga direnc kazanirlar ve Sibirya da bugday yetistirilebilir vs vs

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar tam Lamarck'cı görüşler..

Mantık bitkinin soğuğa alışacağını farzetmek.

Aslında bitkinin soğuğa alışması diye bir şey yok..

Soğukta yaşayan bitkiler var elbette ama, onların soğuğa alışma nedeni çok farklı ve Darwin'sel bir açıklaması var.

Yani doğal seçilim devreye giriyor..

Lysenko eğer Darwin'i izleseydi başarılı olabilirdi.

Şöyle ki..

Soğukta buğdayları ekecekti.. Soğuk suda tutmasına gerek yoktu..

Eğer hiç buğday çıkmazsa yeni tohumlar ekecekti.

Eğer onlardan bazıları filizlenirse, onları tekrar ekecekti..

Böylece yapay da olsa doğal seçilime neden olacaktı.

Her yeni nesil soğuğa muhtemelen diğer nesillerden daha dirençli olacaktı.

Tabii bunun hiç bir garantisi yok..

Olur veya olmaz..

Ama olacaksa başka türlü olamazdı zaten..

Soğuk iklimde yaşayan bitkilerin hepsi doğal seçilimi başarı ile geçmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Ateşbey

sana sorulan soru,

Evrimcilerin evrimi ispatlamasına bağlı bir soru değil ki.

Yılandan tavşan çıkması, tavşanın ayıya dönüşmesi evrimcilerin sorunu. Yanıt arıyorlar. Bu dönüşümlerin doğada uzun yıllar aldığını biliyoruz ama sen istiyorsun ki. Hemen torbadan tavşan çıkarır gibi tavşan çıkaralım.

Evrimin genetik temelini çözdük ya, merak etme yakın zamanda yılan hücrelerinden tavşan da yapılabilir.

Sen inançlarını bilimin yetersizlikleri üstüne kuruyorsun ya. Bilim ise her geçen gün yetersizliklerini aşıyor. Sen bilimi takip et inançlarına yer kalmayacak.

Hacının sorusuna yeterli cevap veremeyeceğin açık. İnanç'ın neyi ispat edilir ki.

İnanıyoruz size ne!

Demekten başka

Sevgiler.

Benim sorunum şu;

Aklım almıyor, bir türlü canlandıramıyorum kafamda evrimi... Ama uçan makarna canavarını ya da başka bir canavarı gözümde rahatlıkla canlandırabiliyorum....

Mesela solungaçlı solunum yapan balığın akciğerli solunum yapmasını ve bu geçiş dönemini bir türlü aklım almıyor... Hatta bunun üzerine bir şehir, bir göl, bir arıtma tesisi ve su şebekesinden oluşan örnek vermiştim...

Arıtma tesisini solungaçlara, şehirdeki evleri balıgın vücudundaki organlara, isale hattını damar ağına, gölü ve göldeki pompaları da kalbe simüle etmiştim...

Ve şu soruyu sormuştum; Suyu kesmeden ve tek damla su ziyan etmeden arıtma tesisinin şehirdeki başka bir binaya geçirebilir misiniz diye sormuştum...

Bence bu mümkün değildir... Dolayısıyla ya simülasyonum yanlış ya da evrim yanlış...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Ateşbey

sana sorulan soru,

Evrimcilerin evrimi ispatlamasına bağlı bir soru değil ki.

Sevgiler.

Evrimi aklının almaması başka konu. Sana aklının aldığı soruluyor.

1959-61 arasi tam kirk milyon insan acliktan oldu.

Lysenko'ya gore gubre kullanmaya gerek yoktur,gubre kullanmadikca tohum bu duruma alisacak ve gubresiz de verim verecektir.

Sibirya madem soguktur,o halde tohumlari uzun sure soguk suda bekletirsek soguga direnc kazanirlar ve Sibirya da bugday yetistirilebilir vs vs

İkinci dünya savaşında 20 milyon genç kaybetti sovyetler. Ülke bir uçtan bir uca yakılıp yıkıldı. Türkiye savaşa girmediği halde. Ekmek, şeker karneye bağlandı.

Lysenko gibi bir şarlatanı sovyetleri karalamak için kullanma gayretin komik oluyor. Zaten sovyet vatandaşlarını pek sevdiğin de söylenemez.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Lysenko'yu bir şarlatan olarak düşünmemek lazım.

Başarısız çok deney vardır..

İnandığını gerçekleştirememiştir Lysenko..

Bunu bilerek, zarar vermek için yapmamıştır haliyle.

Bu arada ölen sovyet vatandaşlarından sorumlu yalnız ikinci dünya savaşı değildir.

Stalin de en azından o kadar masum Sovyet kanına girmiştir.

Çok çekmiştir sovyet halkı..

Çok......

Bu arada Çin'in de korkunç kayıpları olmuştur..

Açlığın yanı sıra Japon zulmünü de unutmayalım.

Uzak doğu Japonların elinden çok çekmiştir..

Çok......

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eh sonunda işi siyasete dökmeyi başardınız.

Stalin, Hitlerin hakkından gelmese idi.

Soykırım boyutlarının nerelere kadar varabileceğini tahmin etmeyi bile istemiyorum.

Tüm sovyetlerin kökünü kazısaydı bu kafadakiler zil çalıp oynayacaktı.

Sonunda sovyetler dağıldı ama bunların düşmanlığı genetiklerine işlemiş.

Havadan para kazanma mekanizmaları güvende olsun yeter ki.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

lamark:Yani canlı yetersizliğini fark ediyor olacak. bu yetersizliğine ilişkin bir vücut formu tasarlayacak ve bu tasarımını genetiğine yansıtacak, ve yeni tasarıma uygun, yeni bir nesil ortaya çıkaracak.

Bu türden bir evrim ispatlanamamıştır. Yani boynuzsuz geyikler kurtlara yem olmamak için boynuz tasarlayıp, boynuz üretmemiştir. Veya yerdeki otlar yetmediği için ağaç yapraklarına ulaşayım diye uzun boyun tasarlanmamıştır.ŞİMDİ EVRİM BÖYLE İŞLEMİYOR:OK BUNU NOT EDELİM

darw:Tesadüfi bir mütasyon ile boynuz veya uzun boyunu avantaj haline getirip koruyarak yaşamda kalmayı başarabilmiştir..OLAY BUDUR:BUNUDA NOT EDELİM:

sonra bunu da not edelim:Lamarkın hipotezi edinilmiş alışkanlıkların,özelliklerin oğul canlıya geçirilemesinin mümkün olmadığının(genetik olarak ve diğer gözlem,deneylerle) gösterilmesiyle yanlışlanmıştır.

anlamak için soruyorum:edinilmiş alışkanlıklar geçemiyor oğula.bu zaten genetiğe geçemiyor değil mi?

peki oğula geçen ne?tesadufi bir mut sonucu "gen"e işlenen bilgimi oğula geçiyor...

bu arad her mutasyon gene işleniyormu?

her gene işleyen şey oğula geçiyor mu?

lütfen "sade" yanıt veriniz..

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
lamark:Yani canlı yetersizliğini fark ediyor olacak. bu yetersizliğine ilişkin bir vücut formu tasarlayacak ve bu tasarımını genetiğine yansıtacak, ve yeni tasarıma uygun, yeni bir nesil ortaya çıkaracak.

Bu türden bir evrim ispatlanamamıştır. Yani boynuzsuz geyikler kurtlara yem olmamak için boynuz tasarlayıp, boynuz üretmemiştir. Veya yerdeki otlar yetmediği için ağaç yapraklarına ulaşayım diye uzun boyun tasarlanmamıştır.ŞİMDİ EVRİM BÖYLE İŞLEMİYOR:OK BUNU NOT EDELİM

darw:Tesadüfi bir mütasyon ile boynuz veya uzun boyunu avantaj haline getirip koruyarak yaşamda kalmayı başarabilmiştir..OLAY BUDUR:BUNUDA NOT EDELİM:

sonra bunu da not edelim:Lamarkın hipotezi edinilmiş alışkanlıkların,özelliklerin oğul canlıya geçirilemesinin mümkün olmadığının(genetik olarak ve diğer gözlem,deneylerle) gösterilmesiyle yanlışlanmıştır.

anlamak için soruyorum:edinilmiş alışkanlıklar geçemiyor oğula.bu zaten genetiğe geçemiyor değil mi?

peki oğula geçen ne?tesadufi bir mut sonucu "gen"e işlenen bilgimi oğula geçiyor...

bu arad her mutasyon gene işleniyormu?

her gene işleyen şey oğula geçiyor mu?

lütfen "sade" yanıt veriniz..

Üreme hücrelerinde(gonadlar) ve üreme hücrelerini oluşturacak hücrelerde olan mutasyonlar oğul canlıya geçer.Vucut ve vucudu oluşturacak hücrelerde olan mutasyonlar seninle birlikte yok olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
anlamak için soruyorum:edinilmiş alışkanlıklar geçemiyor oğula.bu zaten genetiğe geçemiyor değil mi?

peki oğula geçen ne?tesadufi bir mut sonucu "gen"e işlenen bilgimi oğula geçiyor...

bu arad her mutasyon gene işleniyormu?

her gene işleyen şey oğula geçiyor mu?

lütfen "sade" yanıt veriniz..

Edinilmiş alışkanlıklar genlere geçmiyor. Genler bedeni bir köprü gibi kullanıyor.

Beden genetiğinde ne varsa çoğaltıp oğula geçiriyor.

Mutasyon zaten gen dizilişindeki bir bozulmadır. Bozulmuş genetik yapı yeni ve başka bir diziliştir. Mutasyon yapan etkenler (kimyasallar, ışınlar vs) yapıyı bozar.

Her bir gen bedenin herhangi bir organını oluşturuyor. Mutasyona bağlı bozulma hangi gende olmuş ise o gen beden oluştururken bozulmuş dizilimini de bedene yansıtır. Bu yeni dizilime denk düşen ongah değişikliği canlıya avantaj da kazandırabilir, dezavantaj da. İster avantaj sağlasın ister dezavantaj, eğer canlı doğal seçilim sınavından geçmiş ise bu değişiklik yeni nesillere geçerek varlığını sürdürür.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Üreme hücrelerinde(gonadlar) ve üreme hücrelerini oluşturacak hücrelerde olan mutasyonlar oğul canlıya geçer.Vucut ve vucudu oluşturacak hücrelerde olan mutasyonlar seninle birlikte yok olur.

şimdi mesela ben geyikken boynuzum yoktu ve boynuzumun 1/x i tesadüfen oluştu.

şimdi bu tesadüfen oluşan yapı:Üreme hücrelerinde(gonadlar) ve üreme hücrelerini oluşturacak hücrelerde(ki anca o zaman oğula geçer) olup olmadığını nasıl anlarım?

yani Üreme hücrelerinde(gonadlar) ve üreme hücrelerini oluşturacak hücrelerde olması için ne gerek?

yani o boynuz mutasyonu üreme hüc olmayabilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Edinilmiş alışkanlıklar genlere geçmiyor. Genler bedeni bir köprü gibi kullanıyor.

Beden genetiğinde ne varsa çoğaltıp oğula geçiriyor.

Mutasyon zaten gen dizilişindeki bir bozulmadır. Bozulmuş genetik yapı yeni ve başka bir diziliştir. Mutasyon yapan etkenler (kimyasallar, ışınlar vs) yapıyı bozar.

Her bir gen bedenin herhangi bir organını oluşturuyor. Mutasyona bağlı bozulma hangi gende olmuş ise o gen beden oluştururken bozulmuş dizilimini de bedene yansıtır. Bu yeni dizilime denk düşen ongah değişikliği canlıya avantaj da kazandırabilir, dezavantaj da. İster avantaj sağlasın ister dezavantaj, eğer canlı doğal seçilim sınavından geçmiş ise bu değişiklik yeni nesillere geçerek varlığını sürdürür.

Sevgiler.

teşşk.

o zaman...

anlamak için soruyorum:edinilmiş alışkanlıklar geçemiyor oğula.bu zaten genetiğe geçemiyor değil mi?EVET

peki oğula geçen ne?tesadufi bir mut sonucu "gen"e işlenen bilgimi oğula geçiyor...MUTASYON OLD: İÇİN EVET

bu arad her mutasyon gene işleniyormu?EVET

her gene işleyen şey oğula geçiyor mu?EVET

ok?

lşimdi farkettim bunlar yanlış..çünkü çünküÜreme hücrelerinde(gonadlar) ve üreme hücrelerini oluşturacak hücrelerde olan mutasyonlar oğul canlıya geçer.diğerleri değil?

ok?

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ateşbey ornitorenk ve ekidne yi araştır. Sonra da keseli memelileri. Evrim hakkında bilmediklerin varken ahkam kesiyorsun.

Ornitorenk konusunu daha önce işlemiştim... Evrimcilere neden jeolojik zamanlarda kalmış fizyolojik ve anatomik yapısı hakkında net bilgiler olmayan fosillerde kalmış tiktaalik ve Archaeopterx gibi canlıları evrime kanıt olarak kullandıklarını, gözlerinin önünde ornitorenk gibi evrimi insanın gözünün içine sokan bir canlıyı hiç dikkate almadıklarını sordum...

Bana verilen cevaplarda ornitorenki evrimsel açıdan özel kılan hiç bir şeyin olmadığını, sıradan basbayağı bir memeli olduğunu ve şaşırtıcı üreme sisteminin incelenmesi gerektiğini söylediler...

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle ateşbey biyologlar evrimin olduğunu kanıtlamaya çalışmıyor. Zaten kabul ediyorlar. O yüzden evrimciler neden bunu kullanmıyor gibi bir öneri biyologlar için yanlış. Onlar canlıların evrimlerinin nasıl olduğunu bulmaya çalışıyorlar. Bulunanlar "aha işte evrimin kanıtı" diye sunulmuyor.

Ornitorenk yumurtlayan memelilere güzel bir örnek. Bu canlının avusturalya da yaşıyor olması tesadüf değil. Orada eteneli memeli bulunmuyor zaten.

Ornitorenk sıradan memeli değildir. Gerçek memeleri yoktur. Zehir taşıyan tek memelidir. Yumurtlar. Memeli evrimine iyi bir örnektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
şimdi mesela ben geyikken boynuzum yoktu ve boynuzumun 1/x i tesadüfen oluştu.

şimdi bu tesadüfen oluşan yapı:Üreme hücrelerinde(gonadlar) ve üreme hücrelerini oluşturacak hücrelerde(ki anca o zaman oğula geçer) olup olmadığını nasıl anlarım?

yani Üreme hücrelerinde(gonadlar) ve üreme hücrelerini oluşturacak hücrelerde olması için ne gerek?

yani o boynuz mutasyonu üreme hüc olmayabilir mi?

bir cevap lütfen

Link to post
Sitelerde Paylaş
şimdi mesela ben geyikken boynuzum yoktu ve boynuzumun 1/x i tesadüfen oluştu.

Sevgili kolonya

edinilmiş değişiklik genlere geçmiyor dedik ya.

Senin erkek geyiksen spermin veya dişi isen yumurta daha gonatlarda yapılırken bir mütasyon oluyor ve bu mütasyon oğulda boynuz olarak kendini gösteriyor. Artık boynuzlu oğlun nesli boynuzlu devam ediyor.

Yani sen yaşıyorken tesadüfen kafanda boynuz çıkmıyor. Genlerindeki bir bozukluk senin neslinde boynuz olarak yaşam buluyor.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.paylastr.biz/hayvanlar-alemi/11...ornitorenk.html dan alıntıdır:

Ornitorenk

--------------------------------------------------------------------------------

1. Subclassis (Alt sınıf): Prototheria = Monotremata

(Tek delikliler = İlkel memeliler)

Aşağı omurgalılarda bulunan "kloak", bu canlılarda mevcuttur. Üreme, boşaltım ve sindirim ürünleri bu tek açıklıktan atıldığı için, Monotremata olarak isimlendirilmişlerdir. "Yumurtlayan memeliler" olarak da bilinirler. Üreme tipleri ovipardır. Ortakulaktaki örs ve çekiç kemikleri ayrı değildir. Genç evrede bulunan dişler, ergin evrede kaybedilir. Çeneler, kuşlardaki gibi gaga görüntüsündedir. Ses telleri oluşmamıştır. Mideleri bezsizdir. Kuyrukları pulludur. Parmakları arasında yüzme perdeleri vardır.

Ordo (Takım): Monotremata

1. Familya (Aile): Ornithorhynchidae

(Ördek Gagalar)

Gagaları uzun ve yassıdır.2. Familya (Aile): Tachyglossidae

(Dikenli Karıncayiyenler)

Gaga uzun ve silindiriktir.

Ornithorhynchus anatinus

(Ornitorenk, Gagalı memeli, platipus)

Tachyglossus aculeatus

(Ekidna, Gagalıkirpi)

ornitorenk memeli bir familyaya ait olmasina ragmen, yumutlayarak üreyen bu tuhaf hayvan, avustralya'nin dogusu ile tazmanya arasinda yaşar. toplam uzunlugu 60 cm.'dir. vücudu geniş, bacaklari kisa, ayaklari perdelidir. sık tüylü postu vardir. erkeklerin arka ayaklarinda zehirli bir mahmuz bulunur. duyarli burnu ile yiyecegini dip camurlarinda arar. kabuklular,yumuşakçalar ve solucanlar başlica besinidir. su kiyisinda actiklari oyuklarda yaşarlar. dişilerin kulucka dönemleri 10-20 gün sürer. dişi, kazdigi tünele yapişkan 1 veya 3 yumurta birakir. süt kanallarinin acildigi bir meme başi olmadigi icin, yavrular annelerinin postuna bulaşan sütü yalayarak beslenirler.

aborijincede "broo par" olarak adlandırılır.

İlk bakışta ornitorenk gagasının ördek gagasıyla aynı olduğu kanısına kolayca varılabilir. Ancak, ördek gagası sert ve nasırlaşmışken, ornitorenkinki yumuşak ve elastiktir. Ayrıca ornitorenk gagasında bir çok sinir bulunur. Ornitorenk, gagasını çamurda yiyecek bulmak için kullanır. Bir ornitorenk ayda 12500 solucan yiyebilir.

dunyada gozlem yapilmasi en zor canlidir. hem suda hem karada yasamasi, uzun tuneller acmasi ve cok atik olmasi, bu surati ordege benzeyen 600 gr lik sevimli yaratiklarin hayatlarini inceleme olasiligini cok zorlastirir. arka ayaginda kuyrugunun hemen altinda sakli bulunan sivri tirnak kendini korumasi icindir, oldurucu zehiri olmasa da salgisi cok acitir. bu tirnak genelde ciftlesme zamanlarinda cok daha tehlikeli bir hal alir.

fertlerin meme ucu bulunmaması hasebiyle, anne birey yavrularını sırtüstü yatıp kendini kasarak, karın kısmında bulunan çukurluklara doldurduğu sütle besler; yavrular bu çukurlara dolan sütü yalamak suretiyle beslenir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili kolonya

edinilmiş değişiklik genlere geçmiyor dedik ya.

Senin erkek geyiksen spermin veya dişi isen yumurta daha gonatlarda yapılırken bir mütasyon oluyor ve bu mütasyon oğulda boynuz olarak kendini gösteriyor. Artık boynuzlu oğlun nesli boynuzlu devam ediyor.

Yani sen yaşıyorken tesadüfen kafanda boynuz çıkmıyor. Genlerindeki bir bozukluk senin neslinde boynuz olarak yaşam buluyor.

Sevgiler.

ok lamark çöpe....

1.ulen madem bööle biz neden 5 gün zürafanın yok ormanda yaşamasını yok ağaç boyunu yok bilmem düşmanlarını konuştuk?madem herşey tesadüfi mutasyona kalmış ve edinilmişler de geçmiyor.eeee?

2.şimdi o zaman zürafanın boynu diyelim 2 metre..şimdi her seferinde tesadufi mutasyonlarla uzayacak o zaman

2-a) 1/x zararsız olacak.ve işe yaramaya meyilli olacak.(şimdi işe yaramaya meyilli olmayan 1000000000000000000 tane yapı söylerim yani bu dedğim olasılık açısından yüksek bir değer oluşturuyor.hele zararlı olmaması ayrı bir dert

2-b)uzayan 1/x in üzerine ve aynı noktasına ve onu tamamlayıcı 2/x in oluşmasıda tamamen tesadüf olacak ki bu olasılık hesabını daha da arttırıyor.ki tekrar baştan ve yine tesadüfen ve yine aynı yere

doğrumu?

hacı bana kıl çıkmasını anlatırken şöyle demişti :ilk hortum(fil) tesadüfen oluştu.sonrası seçilince sonrasıda zaten geldi..YANLIŞ

ilk hortumun çıkması nasıl "fazla şanslı" bir olasılık ise hortrumun uzaması da bir okadar(hatta daha fazla) fazla şanslı olasılık olmuyormu?çünkü o hortumunu uzatmak için uğraşsa ne olur uğraşmasa ne olur sonuçta edinilmiş davranışlar oğula geçmeyecek...yeni bir ( ve aynı noktaya)bir mutasyon gerekli

doğru mu?

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...