Jump to content

RTE Son İstifalarla Kazandığı Gücünü Kontrol Edebilir mi?


Recommended Posts

İslamcılar bu günleri görebilmek için 90 yıl beklediler.

Bu süre içinde hiç durmadan çalıştılar. Bıkmadılar, usanmadılar.

Bu arada sizler ne yaptınız Atatürkçü gafiller?

Hala aynı şeyleri yapmaya devam ediyorsunuz.

İslamcılar sapkın da olsalar davalarına inanıyorlar.

Sizler inanmıyorsunuz. İnanılmayan davaların ne oldukları hiç önemli değil..

Bu görüşe katılıyorum. Muazzam bir örgütlenme örneği gösterdiler ancak dış destekli oldu bunu da belirtmek lazım. Bizde, içimizde bir ayrımcılık var. kendi içimizde ayrışımcılık ve bölünmüşlük ciddi seviyede malesef. Biri kemalistleri hor görüyor biri sosyalistleri bir diğeri libarelleri. Oysa çok önemli ortak noktamız var ve biz bunu ıskalıyoruz. Sanırım biz yeteri kadar bu işin bilincinde değiliz. Ya da başka birşey bilmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 44
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Darbeler daima Sol'a Marksist-Leninist Sola karşı gerçekleştirilir. T.C tarihinde 2 askeri darbe ve 1 sivil darbe gerçekleşmiştir. Bu askeri darbeler; 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri. İkiside sola yönelik. 12 Mart yarı-askeri faşist darbe; THKP-C THKO ve TKP/ML örgütlerine yönelik oldu. Hakim sınıfın, Burjuvazinin koltuğunu sağlamlaştırmak için. 12 Eylül tam askeri faşist darbe ise Emperyalizm ve İşbirlikçi Tekelci Burjuvazi lehine Proleter Sosyalist harekete karşı bir Terör harekatıdır. Yani darbeler ancak Sosyalist ve komünist harekete yönelik gerçekleşebilir. Çünkü Ordu ve Bürokrasi Hakim sınıfın Sömürülen sınıfı ezmesi için kullandığı iki baskı aygıtıdır.

27 Mayıs 1960 ise darbe değil Devrimdir. Bu hareketin daha sonraki sivil-faşist hareketi yönetecek olan Alparslan Türkeş gibi isimleri barındırması durumu değiştirmiyor. Çünkü Türkeş ve arkadaşları Turancılık yaptığı gerekçesiyle MBK tarafından ihraç edilmiş ve Hindistan'a sürülmüştür. Bu hareket ülkeyi Emperyalizme açan Menderes Kabinesine karşı, aydınların düşük rütbeli subayların, öğrencilerin ve halkın genelinin gerçekleştirdiği bir Devrimdir. Mahir Çayan'da bu hareketi Reformist Burjuvazinin gerçekleştirdiği Devrim olarak nitelendirir.

Bir de Yine Faşist-Kemalist diktatörlüğe ve 12 Eylül ile güçlendirilmiş haline karşı Devrimci kalkışma yapan Sosyalist sola ve Karşıtı Faşist-Kemalist rejime yönelik AKP eliyle Sivil darbe gerçekleştirilmiştir. Bunun arkasındada yine "komünizm korkusu" yatmaktadır. Kitlelerin düzen ile olan çelişkilerini, post-modernist ve neo-liberal politikalar ile önleme girişiminden ibaret. Ama dikiş tutacağını pek sanmıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazı aptallar hala oy oranlarına takılmış yorum yapıyor.

1987 Genel seçiminde barajı geçen sağ partilerin oy toplamı: %55.45 ( anap+dyp )

1991 Genel seçiminde barajı geçen sağ partilerin oy toplamı: 67,92 ( anap+rp+dyp )

1995 Genel seçiminde barajı geçen sağ partilerin oy toplamı: 60.21 (rp+anap+dyp)

1999 Genel seçiminde barajı geçen sağ partilerin oy toplamı: 58,62 (mhp+fp+anap+dyp)

2002 sonuçları AKP:34,43 chp 19,41

Baraj altı kalan belli başlı sağ partiler ile toplamı (MHP'yi özellikle eklemedim) akp+dyp+anap+sp+gp =58,82

Türkiye'de sağ seçmenin potansiyeli belli, ortada. Bütün seçmenlerin Atatürk ilke ve devrimleri ile ilgili sorunu olduğunu kabul edebilmek için üfürükçünün önde gideni olmak gerekir.

Bugün biraz işim vardı, çarşıya(merkeze) inmem gerekti, çağırdım taksiyi gittim. Taksici radyo dinliyor, ''ışık koşaner'in istifasından sonra toplanacak yaş'' şeklinde haber girişini duyunca hemen uzanıp sesini açtı. Ne diyorsun bu olaylara dedim. ''askerle bu kadar uğraşmaları yetti be ağabey'' dedi. Komutanları bıktırdılar savaşma şevkleri bile kalmadı teröristler azdı diye lafladı kısaca. İşleri hallettim, biraz yürüyeyim dedikten sonra susayınca bir markete girdim su almaya. Türbanlı bir kadın işletiyor, koltuğunun arkasında Atatürk fotoğrafı ve bayrağımız. Suyu almak için dolaba gittim, soğutucu dolabın camında bir yapışkan etiket. Üzerinde Atatürk resmi, unutmayacağız yazıyor. Belediyesi akp, geneli çiftçi olan yurdum insanları. Güzel insanlar. Ne kadar eğitim almışlarsa o kadarlar doğal olarak.

İnternet farelerine inat edercesine adam gibi duruşları var. Bilgisi az da olsa, kuantum vakumu bilmese de, yabancı dili olmasa da sağcı olsa da sağduyusu var, insan. Adamlar. Bu insanlara alternatif parti üretemeyenler utansın. Her şeyi Chp'den bekleyip arabesk takılan dönek kemalistler utansın. Her olumsuz gelişme anında kendinin sanki hiç tarafı/sorumluluğu yokmuş gibi ortalıkta felaket tellallığı yaparak kendilerini bir nane sananlar utansın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Asker Atatürk ilkelerini hala savunuyor olabilir.

Ama bu savunmanın biz ateistlerin ateizmi savunmasından fazla bir farkı yok artık.

Ülkemiz halkının yaklaşık yüzde 25'i Atatürk ilkelerini savunuyor.

Bu demektir ki yüzde 75'i savunmuyor..

Buyurun cenaze namazına...

Bu Atatürk konusu da bu adamların dümen suyunda dönüp durmak demek, hala farkedemediniz mi? Uzun süredir Atatürk'ü tartışmak büyük aptallık, onların oyalanmamız için önümüze attıkları bir oyuncak deyip duruyoruz ya..

Nesini savunacağız Atatürk ilkelerinin? O ilkeler, devrimlerle geldiği günden beri duruyor yerli yerinde. Biz hepimiz, istisnasız hepimiz bu yoğun Atatürk saldırıları karşısında savunmaya geçtik, aylar boyu Atatürk anlattık. Her yerlerde hem de.. İyi niyetli bütün insanlar harıl harıl Atatürk savundu...

Bu da bir yanılgı işte. İlk günden beri ne dedik biz, neyi söyledik bu insanlara?

"Ölseniz de geberseniz de bu halk Atatürk'ü sever. Çok içten sever hem de, minnet duyar; en çok da kadınlar."

Hala seviyorlar, biliyor musunuz?

Her tür insan.. Anıtkabir'i dolduranlar ortalığa çıkıp Atatürk konuşanlar değil. Sessiz sedasız yakasında rozetini taşıyanlar, evine resmini asanlar, birileri ona küfür savurduğunda içi cız edenler her yerlerde konuşan Atatürkçüler'den değil. Bu halk Atatürk'ü çok sever.

Hepsi yanılgı Hacı. Atatürk vs. değil mesele. AKP'ye oy verenlerin hepsi Atatürk düşmanı değil ki.

Konu Atatürk değil; konu bilinç, öngörü ve sağduyu. Ben ne dangalak Atatürkçüler tanıyorum... Karşısına geçseniz sizden daha fazla Atatürkçü, daha da bilgili fakat gelin görün ki kendine göre bir nedenle AKP'ye oy vermiş..

Merkez sağ yok bu ülkede. AKP'nin bu kadar oy alabilmesinin tek nedeni budur. CHP gayet iyi oy aldı, daha fazlası çok zordu zaten. Bu ülke bir iki istisnası dışında hangi dönemde sola oy vermiş ki iyice din modasına bulandığımız şu dönemde versin..

Mesele Atatürk değil.. Bu sadece tuzaktı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger surunun bir uyesi olmak veya suruye katilmak istemiyorsan, o zaman FARKLARIN FARKINA VARMAK gerekir.

Yani, senin ve benim ve de herkesin aklinin digrusundan bagimsiz, Turkiye toplumunda yasayan ve TC vatandasi olan herkes, ne bir turktur, ne de bir sunnidir. Kendisinin baska baska etnik kokenlerde oldugunu soyleyenler oldugu gibi, hem islamin sunni disindaki mezheplerinde, ya da sunni mezhebinin kendi bunyesindeki farklarinda ve de farkli dinlerin inanclarinda olan TC vatandaslari vardir.

Ayrimcilik, ya bunlari gale almamak, ya da bunlari distalamaktir.

Anti ayrimcilik ise, bu farklarin farkina varmak ve her bir farkin ulke toplumunun butunlugu temelinde farkinin talep edilen hak ve ozgurlugunu tanimak, temsil ettirmek ve hak ve ozgurluklerini vermektir, tabiki bu farka, dini inanci olmayanlar da dahildir.

Oyuzden FARKLARI AYIRMAK ILE, FARKLARI FARKLARI ILE BIRLIKTE BIR ARADA YASATMAK farkini iyi algilamak gerekir.

TC tarihinde, boyle bir antiayrimci zihniyet hic bir zaman olusmamistir. Ama; butun sorunlarin kokeni de,m bu ayrim ile antiayrim farkini farklari ayirmak ve birarada tutmak acisindan gundeme gelmemistir.

Boyle bir sekuler zihniyet, devlet ve anayasasini sekillendirmezse ve devlet iktidarlarin elinde sadece bir politika araci olarak algilanirsa; iste bu hak ve ozgurlukler, sadece politikanin bir kullanim araci, duygu somurusu ve su istismariolarak kalacaktir ve bugune kadar da boyle olmustur.

Birlik, beraberlik ve butunluk ancak farklarin farkina vararak ve her turlu farkin hak ve ozgurlugunu, devlet ve sivil kurum ve kuruluslarinin insan haklari ve evrensel hukuk guvencesi altina alarak ve devletin yapi ve isleyisinin bir fark tarafi ve yandasi olmayarak saglanabilir.

Aksi emperyalist zihniyetin, soros ideolojisinin mikroayrimciligi ve toplumu herturlu farka ayirmak ve her farki biribiri ile savastirmak istemesidir. Zaten bugune kadar da yapilan budur.

Cunku sen, ulke ve toplum olarak kendi topraklarinin ve toplumunun gerceklerini goremezsen, birileri gelir; bu gercekleri sana agir odemelerle yasatirlar.

Oyuzden farkin farkina varmanin antiayrimciligi ile, farklari gale almayan, ya da distalayan ayrimciligin farkini iyi algilamak gerekir.

Bu yazdıklarınızın benimle, benim yazdıklarımla en küçük bir ilgisi yok.

Ama yine de hemen belirteyim ki bu söyledikleriniz bana masal geliyor. Gerekirse başka bir zaman başka bir başlıkta konuşuruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Merkez sağ yok bu ülkede.

O 2007'ye kadardı Ifeelgood.

2007 seçimlerinden itibaren AKP merkez sağ koltuğunu doldurmuştur.

Önceki merkez sağ partilerden farkı, partiye egemen olanların İslamcı olmasıdır.

AKP'nin başkanı ve kurmayları İslamcıdır ama uygulamada İslamcılık yoktur.

Bunun nedeni kadayıfın altının henüz kızarmamış olmasıyla açıklanabilir. Çabuk kızaracağı da beklenmemelidir.

Bu arada Atatürk sevgisinin halkta hala çok yüksek olduğu düşüncene katılıyorum. O nedenle de bu konuda takiyyeler daha uzun seneler devam edecektir.

Bence son gelişmelerle artık bir ara rejime geçildiğini söyleyebiliriz.

Bu yeni rejimin adına "2. Cumhuriyet" denebilir, ama İslam ya da ılımlı İslam denmesi yanlış olur.

"2. Cumhuriyet" dense bile 2. Cumhuriyetçilerin beklentisi olan rejim olacağı sanılmasın.

Onları okşayan ama beklentilerini karşılamayan bir rejim olacaktır.

Yine Atatürkçü görüntü sürdürülecektir.

Bu rejimde herhangi bir şeriat uygulaması olmaz. Atatürk karşıtı bir hareket de olmaz.

Ama giderek toplum daha da İslamlaştırılır, laiklikten uzaklaştırılır, kurumlar cemaatleştirilir ve sivil darbe meşrulaştırılır.

Orduda egemenlik kurulmaya çalışılır. Kendi çizgilerinden olanlar yükseltilerek kadrolaşmaya uğraşılır.

Bu bir satranç oyunu gibidir. Ve RTE oyunu doğru oynamaktadır, tabi kulağına fısıldayanlar sayesinde.

Ancak erken ve düşünülmeden yaptığı bir hamle hükümeti mat etmeye yeterlidir.

Yani, tahtada üstün olan AKP olsa da, karşı tarafın yanlış hamle lüksü vardır ama AKP'nin yoktur.

Zaten bugüne kadar hep karşı tarafın yanlış hamleleri sayesinde üstünlük oluşturmuştur.

Ara rejimde satrancın karşısında görünürde Atatürkçüler olacaktır ama AKP oyunu sadece onlara karşı oynamayacaktır.

Dinci-cemaatçi olmayan halk kesimine, ABD'ye ve AB'ye, sosyalistlere ve Kürt milliyetçilerine karşı da oynayacaktır.

Oyunun zoru bundan sonrasıdır asıl. Bir yamuk hareketi halk affeder, diğerleri pek ses etmez ama ABD affetmez. Darbe yaptırmasa suikast yaptırır.

Başarırlarsa eğer ara rejimden sonra şeriate geçilmez.

İstenilen İran, Arabistan tipi bir şeriat rejimi değildir.

İstenilen müslüman bir Türkiye'dir. Dindar, maneviyatçı bir toplumdur. İslam ülkelerine önderlik edecek bir devlettir.

Ha bu arada BOP'u da unutmayalım, ki AKP'nin ABD'ye karşı en uzlaşmaz çelişkisi haline dönüşebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

IFeelGood;

Farklı halk ne evrensel insan? Kim farklı?-IFG-

O yazdiklarim, yukaridaki cumlene yonelik bir yanitti.

Anladım. Ama hala ilişki kurabilmiş değilim.

Ben, yanıtladığınızı düşündüğünüz iletimde "hepimiz biriz" diyerek daha üst bir farkındalığa işaret etmeye çalışmıştım ama becerememişim demek ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bence son gelişmelerle artık bir ara rejime geçildiğini söyleyebiliriz.

Bu yeni rejimin adına "2. Cumhuriyet" denebilir, ama İslam ya da ılımlı İslam denmesi yanlış olur.

Ben buna ikinci fetret devri diyorum. Bu adamlara hiç inanmıyorum.

Ardından teokrasi gelecek gibi..

İkinci fetret devri Atatürk ile başladı.. Atatürk Osmanlının sonunu getirdi.

İlk Osmanlının sonunu Timur getirmişti.

RTE ikinci fetret devrinin sonunu getirecek. Ama hala ikinci fetret devrindeyiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O 2007'ye kadardı Ifeelgood.

2007 seçimlerinden itibaren AKP merkez sağ koltuğunu doldurmuştur.

Önceki merkez sağ partilerden farkı, partiye egemen olanların İslamcı olmasıdır.

AKP'nin başkanı ve kurmayları İslamcıdır ama uygulamada İslamcılık yoktur.

Bunun nedeni kadayıfın altının henüz kızarmamış olmasıyla açıklanabilir. Çabuk kızaracağı da beklenmemelidir.

Ben de aynı şeyi söylemek istedim Pante. AKP o boşluğu iyi doldurdu. Bu arada merkez sağ dediğimiz partilerin erimeye başladıkları dönemi iyi değrlendirdi, türlü yollarla tümünü yok etti. Liberal görüntüsüyle de İslamcılığını gizledi. Aslında gizlemedi ama kolaylıkla yalan ve iftiraya başvurması iyi savunmalar yaptırdı ona.

Başarırlarsa eğer ara rejimden sonra şeriate geçilmez.

İstenilen İran, Arabistan tipi bir şeriat rejimi değildir.

İstenilen müslüman bir Türkiye'dir. Dindar, maneviyatçı bir toplumdur. İslam ülkelerine önderlik edecek bir devlettir..

Şeriat konusundaki düşüncelerine de katılıyorum. Bizler "bu adamlar şeriat getirecek" diyoruz kabaca ama tabii ki İslam ülkelerindeki şeriat gelmez, gelmesi pek mümkün değil.

Fakat tam da söylediğin gibi çok dindar, kapalı ama laik görüntüsü nedeniyle bir şekilde özenilen bir müslüman Türkiye istiyorlar. Tayyip alemin halifesi olacak.

Türkiye laik ve Atatürkçü görünecek ama her tarafımız dine batacak. Polis devleti olduk zaten. Belki üstü örtülü ahlak polislerimiz de olur. Bilmiyorum.

Bana göre de esas oyun şimdi başlıyor. O nedenle diyorum ya "daha bitmedi, bir şey kaybetmiş değiliz" diye..

Ara rejimde satrancın karşısında görünürde Atatürkçüler olacaktır ama AKP oyunu sadece onlara karşı oynamayacaktır.

Dinci-cemaatçi olmayan halk kesimine, ABD'ye ve AB'ye, sosyalistlere ve Kürt milliyetçilerine karşı da oynayacaktır.

Kesinlikle katılıyorum.

İlginç gözlem ve tahminlerin var. Özellikle suikast kısmı ilginç.

Öyle ya, neden olmasın..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tam anlami ile bir "forum" oturumu olmus hani eski Roma forumlarindaki gibi ya da televizyonlardaki siyaset meydani, arena gibi bir oturum olmus umarim ayni kivamda devam eder.

Öncelikle RTE ilkesiz degil Haci ve AKP'nin rengi herkesce malum, ne derlerse desinler ne yaparlarsa yapsinlar sonuc herseyden önemli. Çok iyi egitilmisler, çok sabirlilar ama bazen içlerinden hislerine yenik dusup niyetini belli edenler oluyor hemen mudahele ediliyor, bugune kadar ne kadar sivrilen acik niyeti ortaya vuran AKP'li varsa AKP tarafindan susturuldu biri hariç. Sanirim Buldog çok etkili ve ona halen ihtiyaclari var yoksa coktan onuda tasviye ederlerdi.

Darbe, demokrasi, cumhuriyet, halk, insan, özgurluk, dusunce, aydin, vs. vs. vs. halen bize coookkk uzak, binlerce yil otokrasiyle, teokrasiyle yönetilmis kellesi bir padisahin ya da onun bir vezirinin, valisinin, yargisiz, davasiz, sorgusuz sualsiz ellerine teslim edilmis, bunu hic sorgulamamis bir millete bu kavramlari bir kac yuzyilda ögretmek zor gelir. Ben bilmem beyim bilir diyen anadolu kadinindan hicbirimizin farki yok, biz ne dusunecegiz buyuklerimiz dusunsun, demokrasi, cumhuriyet, halk, insan, özgurluk, dusunce, aydin; bana ne devlet var, hökumet var en iyisini bilir, yaparlar.

Aslinda giris kisminda söylediklerin dogru Haci ama sistem karsiti bir grup icin söylendigi icin yanlis. Her sistem kendini korumak zorundadir bunun icin ordusu, kolluk kuvvetleri, polisi milisi vardir.Ve bu kurumlar sistemi korumak icin vardir, sistemi yikmak icin sistemin aciklarini kullananlara yönelik alkis tutmak bana göre yanlis.

Istifalar ...

Istifaya zorlamalar ...

Santajla yerinden edilenler, intihar ettirilenler ya da intihar susu vererilerek susturulanlar...

Her orgenerallik yapmis 10 kisiden birinin icerde olmasi ...

Her terfi bekleyen generallerden 3'te birinin icerde olmasi ...

Deniz kuvvetlerine istihbarat görevlileri icin sinav acilacagi dönemde deniz kuvvetleri komutaninin sebepsiz iceri alinmasi ...

Bunlari duyuracak belli basli gezetecilerin tamaminin iceri alinmasi ...

Hangi demokraside var?

Darbe kötudur, ordunun osmanli yenicerisi gibi ikide bir hukumete mudahelesi kötudur ama Turkiye'de sistem bellidir, artik Atatürk'e takilip kalmayalim tek adam koca bir milletin kaderini degistimis MHMD'in basaramayacagi kadar ileri bir noktaya getirip birakmis milleti, bir sistem birakmis, demokrasi demis, birakin artik sark kurnazligini, arap bagnazligini, ben ölecegim ama bu sistem bu milleti medeni ulkeler seviyesine getirecektir. Yeter ki biz o sisteme sahip cikalim.

Bazi konularda Pante ustada katiliyorum, bunlarda hata yapacak ki cok hatalar yaptilar, özellikle Avrupa'ya karsi halen sark kurnazligi pesindeler ama Avrupa, Amerika gibi direk mudahelelerde bulunmaz ne zaman ki Amerika'ya ayni kurnazligi yaparlar o zaman bu illetten bu millet kurtulur.

Yoksa secimmis, aydinlarin tepkisiymis, orta sinifin isyaniymis sökmez bu kasarlara, yaslanir ölurlerde kurtuluruz diye dusunursek daha beterlerini simdiden yetistiriyorlardir eminim.

Darbe kötüdür ama sistemi korumak icin, ülkenin bu zavalli halinden bu ulkeyi kurtaracak her askerin bu millet elini öpecektir. Bu ulke insani idam fermani imzalar gibi %90 oylarla kimlerin elini öpmedi. Onlar bilmez buyukleri bilir. Birgun onlarda ögrendiginde bu ulke bir daha bu duruma asla dusmeyecektir.

tarihinde AteTürk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yeni komutanlar bir bir belirleniyor.

TSK'yı yasaların üstünde suç işleyebilen siyasi hayata sürekli müdahele edebilen ve teamül denen adetleri yasaların üzerinde gören sistem artık geride kalacaktır.Normal olan doğru olan da budur.

Erdoğan güç kazanmıyor aksine yasaları tüm kurumların üzerinde görüyor.Gücünü yasalardan alıyor.

Ülke demokratikleştikçe batı normları esas alındıkça TSK gerçek görevine dönecek ve hakettiği yerde olacaktır.

tarihinde Galileo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala AKP'nin ülkeyi demokratikleştireceğine inananlar var.

Akp'nin böyle bir arzusu yok.

Demokratikleşme olarak görülen her hareket kendi yollarındaki engelleri kaldırmak içindir.

Yargıyı ele geçirdiler.

HSYK'yı fethettiler.

Yüksek yargıyı kendilerine bağladılar.

Medyayı hizaya çektiler.

İşadamlarını kendilerine biat ettirdiler.

Kısacası kendilerinden taraf olmayanları bertaraf ettiler.

Sıra TSK'ya gelmişti.

İnsanları hapislere atıp yıllarca tutuklu olarak mahkum ediyorlar.

Basılmamış kitapları topluyorlar.

Herkesi dinleyip, röntgenleyip fişliyorlar.

Kendilerine muhalif kim varsa içeri tıkıyorlar.

En demokratik tepki olan protestoları bile en sert biçimde bastırıp katılanları derdest ediyorlar.

Öğrenciler, işçiler tepki gösterdiğinde, yumurta attığında 4-5 yıl ceza davaları açılabiliyor.

bu gösterilere katılanları terör örgütü mensubu olarak gösteriyorlar.

Ama her nedense bunlar demokratikleşme olarak yorumlanıyor.

Ama sadece gerçek teröristlerin ve PKKlıların yaptığı her türlü eyleme polis ve devlet sesini çıkarmıyor.

Bir tek Bunlara kanun işlemiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala AKP'nin ülkeyi demokratikleştireceğine inananlar var.

Akp'nin böyle bir arzusu yok.

Demokratikleşme olarak görülen her hareket kendi yollarındaki engelleri kaldırmak içindir.

Yargıyı ele geçirdiler.

HSYK'yı fethettiler.

Yüksek yargıyı kendilerine bağladılar.

Medyayı hizaya çektiler.

İşadamlarını kendilerine biat ettirdiler.

Kısacası kendilerinden taraf olmayanları bertaraf ettiler.

Sıra TSK'ya gelmişti.

İnsanları hapislere atıp yıllarca tutuklu olarak mahkum ediyorlar.

Basılmamış kitapları topluyorlar.

Herkesi dinleyip, röntgenleyip fişliyorlar.

Kendilerine muhalif kim varsa içeri tıkıyorlar.

En demokratik tepki olan protestoları bile en sert biçimde bastırıp katılanları derdest ediyorlar.

Öğrenciler, işçiler tepki gösterdiğinde, yumurta attığında 4-5 yıl ceza davaları açılabiliyor.

bu gösterilere katılanları terör örgütü mensubu olarak gösteriyorlar.

Ama her nedense bunlar demokratikleşme olarak yorumlanıyor.

Ama sadece gerçek teröristlerin ve PKKlıların yaptığı her türlü eyleme polis ve devlet sesini çıkarmıyor.

Bir tek Bunlara kanun işlemiyor.

Demokratik batı ülkelerinde iktidara geçen her parti hükümet ve devlette kendi ilkeleri ile ilgili değişiklikler yapar.

Değiştirilmeyen demokratik sistemin kendisidir.

Bizde demokrasi henüz yerleşmemiş olduğundan onda da bazı değişiklikler yapılmaktadır.

Buna izin vermemek muhalefetin ve ülkenin aydınlarının görevidir.

Eğer aydınlar görevlerini iyi yapamazlarsa demokrasi yerleşmez.

Türkiye'de aydın denen bir zümre olmadığı ve muhalefet iktidardan daha iyi olmadığı için, AKP istediğini rahatlıkla yapmaya devam edecektir.

Bütün dikkat etmesi gereken husus onları alıştıra alıştıra yapmasıdır.

Bu millet nelere alışıktır, nelere!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akp nin iktidardan uzaklaştırılmasını, AB veya ABD ye yamuk yapmasına bağlamak, AKP den kurtuluşu dış güçler eli ile olabileceğini söylemek, Objektif bir gerçeği yansıtmak gibi olsa bile yanlıştır. Kötü bir beklentidir. ABD ve AB kapitalizmin emperyalist aşamasına ulaşmış birlikteliklerdir. AKP nin bunlara karşı yamuk yapması, kendi ulusal burjuvazisinin veya islam burjuvazisinin çıkarlarını korumak şeklinde olur ki. Ulusal kimlik açısından değerlendirebildiğimizde iyi bir şey olur. ABD ve AB ye karşı ulusal çıkarlarımızı korumak, bu devletler açısından bu devletlere karşı yamuk yapmak demektir.

Bence, bana sorarsanız keşke bunlara (tam da bu şekilde) yamuk yapsa. Ve bu yamuk için iktidardan uzaklaştırılmaya kalkışsalar, veee bizler de AKP yi desteklesek.

Bizdeki veya bizim gibi ülkelerdeki iktidarlar, ABD ve AB emperyalizmine hizmet yarışındadırlar. Bu yarışta başarısız olan, eskiyen, yıpranan, emir ve direktifleri layikiyle yerine getiremeyenleri uzaklaştırıp, yerine taze ve dinamik güçleri getirirler. Yani mesele yamukluk yapmakta değil, emperyalizme yardım ve yataklıkta yetersiz kalmaktır. Ve öyle görünüyor ki, AKP den daha istekli, başka bir siyasal akım yok.

Ulusal çıkarları koruma anlamında sol ve sosyalist güçler, halkın çıkarları doğrultusunda, ABD ve AB ye yamuk yaparak, tam bağımsız bir iktidar alternatifi yaratmadıkça, 2023 yılına kadar bunlar tepemizdedir.

Bunlar allahın değil, kapitalizmin kullarıdır.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Üzücü ama durum bu drekinci, utanilacak bir durum ve bu durumun farkinda olan cok az bir kesim var ama batida da durum o kadar farkli degil ama yuzyil öncesinden bati dunyasi, bati kulturu denen bir kavram olusturulmus ve biz bu kavramin icerisinde degiliz, bati dunyasida su an bati dunyasinin lideri konumunda ki Amerika'nin yönlendirmesi ile hareket etmek durumundadir, bizden farki onlar icin cokta isteklerine aykiri yönlendirmelere maruz kalmamalaridir. Ama yarin ne olur bilinmez, dogu dunyasinda bir birlik olusur, bati dunyasi icinde cikar catismalari olursa bizim icin yine degisen bir sey olmaz, her zaman bir denge unsuru olmus bir ulke ancak dengede guclunun yaninda bulundukca varligini surdurebilir

Ne ulusal guc ne sol sosyalist bilinc kaldi bizde bu bilinci olusturacak ortamlarda birer birer yikiliyor, yarin ister bati dunyasi, ister dogunun yukselen gucleri etkin olsun arada ezilecek ortadogunun denge unsuru ulkesi imaji hep surecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ordunun şu anki durumu demokrasiye geçtiğimizi göstermez. Ordunun siyasi iktidardan emir alması iyi birşeydir ancak demokrasi sadece bu demek değildir. Ülkede bir tek adamlık süreci var. Bu süreç yapıcı tekadamlık (Atatürk) gibi değil de daha çok diktatörlük şeklinde ilerliyor. Bu hal ortadayken ordunun bu haline bakıp sevinmek biraz züğürt tesellisi oluyor :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...