Jump to content

Ekonomik krizlerin açıklaması nedir?


Recommended Posts

Şu anda ABD'de özel şirketlerin kasalarında 3-4 trilyon dolar para vardır ve bununla ne yapacaklarını bilememekte, o parayı atıl tutarak öylece krizin geçmesini beklemektedirler.

Halbuki krizin geçmesi bu paraların yatırıma dönüşmesini gerektirir.

Ancak o zaman işsizlik düşecek, tekrar gelire kavuşan insanlar para harcamaya başlayacak ve böylece ekonomi canlanacaktır.

Özel şirketlerde bu kadar para varken ve örneğin Apple şirketinin nakit miktarı ABD devletininkini geçmişken, ABD devleti bütçe ve para sıkıntısı çekmektedir, çünkü o şirketlerin temsilcisi olan cumhuriyetçi parti siyasetçileri, Obama'nın vergileri arttırmasına engel olmaktadırlar. Çünkü vergi azalmasından veya artışından en çok zenginler etkilenmektedir. Onlar hala Bush zamanında aldıkları vergi indirimlerine canla başla sarılmakta ve bunlardan vazgeçmek istememektedirler. Bunu yaparak ülkenin ve dünyanın bu derece krize girmesine sebep olduklarının farkında olmalarına rağmen.

Yani bu muazzam paraların sahipleri ve bunları kontrol edenler, ülkenin ve dünyanın refahından ziyade kendi ceplerini ve almaya alıştıkları vergi indirimlerini düşünmektedirler. Sihirli bir şekilde bu krizin geçip, kendilerinin de bankadaki para stoklarıyla tekrar yaptırım yapıp, servetlerini daha da arttıracakları huzurlu ortamın gelmesini beklemekte, fakat bunun için kendi üzerlerine düşeni yapmaya yanaşmamaktadırlar. Şimdi yatırım yapıp para kaybetme riskine girmektense, sorumluluğu ve her türlü eylemi hükümetin sırtına yüklemekte, hükümetin sihirli bir değnekle bu işin üstesinden gelmesini beklemektedirler.

Bu arada hala emlak krizi çözüme ulaşmamış ve ortada ev kredisi (mortgage) veren finans kurumları tarafından el konulmuş ve satışa çıkarılmış onca ev bulunmakta, bunlar satılamamaktadır. Faizler rekor düzeylere düşmüş ve kredi almak çok avantajlı hale gelmiş olmasına rağmen.

Çünkü insanların ağzı başlarına gelen emlak krizinden yanmış, yoğurdu üfleyerek yemektedirler. Zaten işsizlik yüksek olduğu için ve işi olan pek çok kişi de önceki yıllara nazaran daha düşük düzey ve düşük gelirli işlere razı olmak zorunda kaldıkları için, insanların ev alma gücü de şu anda eskisi gibi değildir. Ev sahipliğinin bir norm olduğu ABD'de son yıllarda kiracılık eğilimi yeniden artmış, kiracıların sayıcı katlanmıştır.

Finans kurumları ise ellerinde kalan onca ev ile ne yapacaklarını bilememektedirler. Parası olanlar (finans kurumları), ellerindeki evlerden kurtulamamakta, çünkü bunları alması beklenenlerin alım gücü bu evleri almaya yetmemektedir.

İşte bu sosyalizmin temel kapitalizm eleştirisinin ta kendisine denk düşen bir durum aslında.

Zamanında Marks'ın dediği, alt sınıfın alım gücünün düşmesi yüzünden ürünlerin raflarda kalması durumuna neredeyse tıpatıp uyan bir durumdur bu.

Tabi onun iddia ettiği ve umduğu gibi sistemin sonunu getirecek bir durum değildir bu muhtemelen, çünkü geçmişte de benzer krizler defalarca yaşanmış ve sonra atlatılmıştır.

Benim merak ettiğim, bu açıklamanın gerçekten de sosyalistlerin iddia ettiği gibi kapitalist ekonomik sistemin tüm krizlerini açıklayacak bir açıklama olup olmadığı.

Bazı krizlere uyuyor gibi bu açıklama ama tümüne uyacağını zannetmiyorum.

Ekonomist değilim ama bildiğim kadarıyla ekonomik krizlerin de çeşitleri var. Bazıları yokluktan çıkıyor, bazıları ayağını yorganına göre uzatmamaktan.

Örneğin petrol kaynakları (arz) azalırsa, bu tüm ekonomiyi etkileyen bir kriz ortaya çıkartacaktır. Bu yokluktan kaynaklanan bir kriz örneği benim gözümde. Tahmin ediyorum sosyalist ekonomilerin krizleri daha çok bu türdendi. Ekonominin verimsiz işlemesi yüzünden ülke çapında pek çok yokluklar ve aynı zamanda da başka konularda israflar yaşanıyordu. Yani bir mal ile ilgili yokluk durumu varken, başka bir mal raflarda çürüyordu, yani onunla ilgili de israf durumu vardı.

Kapitalizm bu konuda biraz daha verimli işliyor ama yokluklar ve israflardan kapitalizmde de tam bir kurtuluş yok.

Bir diğer kriz sebebi zannediyorum ayağını yorganına göre uzatmamaktan kaynaklanıyor. Reel değerleri aşan harcamalar yapılıyor ya da yapılmaya çalışılıyor. Talep arzı geçtiğinde kriz ortaya çıkıyor.

Fakat bir de burada bahsettiğim türde krizler de var anlaşıldığı kadarıyla. Yani işsizlik falan yüzünden halkın alım gücünün düşmesi, bu yüzden şirketlerin ellerindeki mal ve hizmetleri satamaması, bu yüzden zarar etmeleri, ellerinde büyük para stokları olsa bile bunları kullanmamaları, çünkü belirsiz ekonomik ortamda yatırım yaparak para riskine girerek rakip şirketler karşısında zayıflamak istememeleri.

Yani ekonomi için iyi olan şeyi yapmadıklarının bilincindeler, ama rakipleri karşısında zayıf düşme korkusu yine de onları doğru şeyi yapmaktan alı koyuyor. Dolayısıyla, kapitalizmin bir problemi ve verimsizliği daha.

Yani kapitalizm, içinde içerdiği rekabet unsuru yüzünden zenginleri ve iş sahiplerini de şu an davrandıkları gibi davranmaya teşvik ediyor. Yani kalpsiz, acımasız, paragöz ve açgözlü davranmaya. Yoksa rakiplerinin onları silip süpürmesi riski ile karşı karşıya gelmiş oluyorlar.

Dolayısıyla, kaptitalist sistemin pek çok sorunları olduğu açık.

Ama geçmiş tecrübeler gösterdi ki, yaşanmış sosyalist ekonomilerin daha da büyük sorunları oldu.

Onların ekonomileri kapitalist ülkelerinki kadar hızlı büyümedi. O derece zenginlik yaratamadı. Tabi kapitalist ülkelerde yaratılan zenginlik nüfusun ne kadarlık bir kısmına yaradı diye sorulabilir. Ama bu işin ayrı bir yönü. Bu kısma yukarıda değindik zaten. Önemli olan, ve ülkelerin birbirleriyle karşılaştırmalarında asıl farkı yaratan ülkelerin ekonomilerinin büyüklüğüdür. Bu da gayri safi milli hasıla ile ölçülür. Bu paranın az sayıda elde toplanmasıyla toplumun büyük bölümüne yayılması ayrı bir konudur ve ülkenin milletlerarası arenadaki ekonomik gücünün ölçümünde bu önemsiz bir kriterdir. Bu kriter, ülkenin iç huzuru açısından önemlidir sadece. Az sayıda elde toplanmış olsa da, daha fazla parası olan devletin sözü daha çok geçer.

Bu sebeple kapitalist ülkeler daha güçlendiler ve rekabette sosyalist ekonomileri yendiler. Çünkü sosyalist ekonomiler eşitlik ve servetin yayılmasına çok fazla odaklanarak ekonomilerini verimsizleştirdiler. Üretim kapasiteleri ve ekonomilerinden tam randıman alamadılar. Çok fazla israf ve yokluk yaşadılar. Bu yüzden soğuk savaşta yenildiler, başarılı olamadılar.

Ama kapitalist sistemin işleyişindeki sorunlar da aşikar. Bunlara da yukarıda değindik zaten.

Kapitalist sitemin de bu şekilde devam etmesi mümkün değil. Ya da mümkün mü? İşte soru bu aslında. Beni bu başlığı açmaya iten soru işareti bu.

Yani kapitalist sistem nasıl oluyor da bu krizlerden çıkıyor.

Yani servertin az elde toplanıp, halkın çoğunun alım gücünün düşmesine sebep olan türde krizlerden.

Çünkü kapitalizmde bu durumu tersine çeviren bir mekanizma yok.

Kapitalizmdeki mevcut mekanizma, bu eğilimi daha da arttıran bir mekanizma. (Yani zengini daha da zenginleştirip, fakiri daha da fakirleştirmeye yönelik bir mekanizma).

Sosyalistlerin bu konudaki temel tezi, pazar doydukça, kapitalistlerin yeni pazarlara açıldığıdır. Böylece 'globalleşme' denen süreç yoluyla tüm dünyayı pazarları haline getirecekler ve bu süreçte servet daha da az elde toplanacak, fakir yığınlar daha da büyüyecektir.

Benim merak ettiğim böyle bir eğilim gerçekten de var mı, yoksa bu sosyalistlerin hezeyanlarından mı ibaret.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 49
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Umarım bu konuyu da Friedman'cı ideologlar ve onun zırvaları basmaz.

Krizlerin nedeni bellidir.

Arz fazlası ya da talep eksiği.

Ya da sermayenin spekülatif hareketi.

Olayı alengirleştirmek için serbest piyasanın karmaşık dinamikleri, devlet müdahaleleri vs gibi zırvalara başvurmaya ihtiyaç yoktur.

Bu insanlardan gerçeği gizlemekten başka hiçbir şey değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Umarım bu konuyu da Friedman'cı ideologlar ve onun zırvaları basmaz.

Krizlerin nedeni bellidir.

Arz fazlası ya da talep eksiği.

Ya da sermayenin spekülatif hareketi.

Olayı alengirleştirmek için serbest piyasanın karmaşık dinamikleri, devlet müdahaleleri vs gibi zırvalara başvurmaya ihtiyaç yoktur.

Bu insanlardan gerçeği gizlemekten başka hiçbir şey değildir.

Hep böyle öğretirler değilmi İktisat adı verilen Bilim Kiliselerinde, herkesi keynesyen yapmak için bir dolu hezeyanla milletin beynini 4 yıl yıkarlar. :)

Keynesyen olacaksın ki, bol bol FED parası kullanıp yahudileri zengin edeceksin. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hep böyle öğretirler değilmi İktisat adı verilen Bilim Kiliselerinde, herkesi keynesyen yapmak için bir dolu hezeyanla milletin beynini 4 yıl yıkarlar. :)

Keynesyen olacaksın ki, bol bol FED parası kullanıp yahudileri zengin edeceksin. :)

Ne Keynesyen'i ya hu?

Keynesyen olduğumu da nereden çıkarrdın?

Keynesyen teorilerin de sonunun neyle bittiği belli oldu.

Enflasyon artışına rağmen ekonomide durgunluk.

Sonra hobaaa, devlet müdahaleleri öcü oldu.

Dertleri stagflasyon değildi ya neyse.

Sorun serbest piyasa ekonomisinin kendisindedir, uygulanan teoride değil.

tarihinde Kastor tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorun Para-Banka-Merkez bankası sistemindedir. Serbes piyasa diye bir piyasa yoktur. Bunların hepsi masal. Adamlardan borç alıyorsan serbestsin , serbestlikleri budur. :)

Merak ediyorum acaba bu forumda birileri neden Türkiye Cumhuriyeti değil de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası adında bir kurum olduğunu merak ediyor mu? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merak ediyorum acaba bu forumda birileri neden Türkiye Cumhuriyeti değil de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası adında bir kurum olduğunu merak ediyor mu? :)

Onu çözebilmek için daha 50 yıl var. Türkiyede bir dolu savaş verildi bu konu için ama medya hep gerçeği sakladı, tıpkı amerikada olduğu gibi.

Asıl önemli olan Amerikan FED'inin nasıl kurulduğu bu konuyu defalarca açalım dedim ama konuyu bilen yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onu çözebilmek için daha 50 yıl var. Türkiyede bir dolu savaş verildi bu konu için ama medya hep gerçeği sakladı, tıpkı amerikada olduğu gibi.

Asıl önemli olan Amerikan FED'inin nasıl kurulduğu bu konuyu defalarca açalım dedim ama konuyu bilen yok.

Ona gelene kadar daha 100 yıl var.

Ya hu halk resmen gerizekalı.

Hesaplama yöntemindeki bir değişiklik nedeniyle bir gecede insanların milli geliri iki katına çıktı gibi göründü, sadece hesaplama tarzının değişmesi nedeniyle.

Herkes artık çok daha fazla zengin olduğunu zannediyor :lol:

Elalem de bunun AKP'nin müthiş politikaları sayesinde olduğunu zannediyor :)

tarihinde Kastor tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mantık, güzel bir konuya değinmişsin.Güçlü şirketlerin korumacı bir tavır alıp yatırımları ötelemesi yahut azaltması krizin derinleşmesine neden olmakta.

Benim şahsi kaybım 7500 tl 1 haftada:) neden İMKB'ye gireyim ya da güveneyim bu sebeple?

Şirketler çok küçük hacimle düşen hisselerini almayarak hem kendi değerlerini hem de kendisine yatırım yapan yatırımcıyı kayba uğratmakta.

Yani kapitalist sistem nasıl oluyor da bu krizlerden çıkıyor.

Devletler bu şirketlerin yatırım yapacağı yasalar çıkarıyor bu yasalar yatırımı teşvik ediyor ve böyle çıkıyorlar:)

Yani bu para sahipleri ve kasaları dolu olan güçler istedikleri ortamı yaratıp krizi değerlendirmeye çalışıyorlar.

Kısacası 2008 krizindeki kıyaklar devam etmezse hep kriz olacak diyorlar.

Ve kısacası birileri krizi bilerek üretiyor.

Bütün piyasalar olumsuz senaryoları fiyatlandırıyor.Ve bir olumlu senaryonun ertesinde kredi derecelendirme kuruluşları girip piyasaları yine olumsuza çevirmeye çabalıyorlar ve başarılı da oluyorlar.

Yani bu şirketler kredi derecelendirme kuruluşlarına alttan baskı yapıyor.Keza bu kurumlarda birer şirket olduğuna göre.

Kısacasi koca bir dolap dönüyor.Ve bunu kapitalizmin/ya da paranın devletleri esir alışı olarak görüyorum.

tarihinde Galileo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Zamanında Marks'ın dediği, alt sınıfın alım gücünün düşmesi yüzünden ürünlerin raflarda kalması durumuna neredeyse tıpatıp uyan bir durumdur bu.

Tabi onun iddia ettiği ve umduğu gibi sistemin sonunu getirecek bir durum değildir bu muhtemelen, çünkü geçmişte de benzer krizler defalarca yaşanmış ve sonra atlatılmıştır.

Mantik,

Oncelikle Marx'in analizine olan yanlis bakis acinizi duzeltmek gerekiyor. Marx'in doneminde kapitalizm tekelci bir asamada degildir. Her sistem gelisip , kendini yeniden uretir ve boylece varolabilir.Kimsede cikip kapitalizmin gelismiyor , degismiyor demiyor. Ama kapitalizmin bu gelisiminin ya da degisiminin ozunde bir degisiklik yoktur. Sermayeyi vareden seyin yani arti(artik)-deger somurusunun.Marksist analizi bu noktada ele alamadiginiz icin kapitalizmin duzenli olarak bu tip krizlere girip ciktigini gozluyorsunuz. Marks, hicbir yerde bu cokuse tarih kesmemistir.Eninde sonunda bu olacaktir ongorusu (ki bu ongoru pek cok kisinin anladigi tarzda -benim marksizme musluman bakisi dedigim sey- cocuk yapip Allah rizkini verir durumuda degildir. Marks, devrimin politik ideolojik bir mucadele sonucunda yapilacagini soyler), ne zaman olacagini soylemez. Bu Marmara depreminin olacaginin her bilimsel veri ile sabit olmasi, ama ne zaman ve ne siddette olacagina kesin bilinememesi ile ayni seydir. Ayrica tekelci donemin tahlilini Lenin'in Emperyalizm (Kapitalizmin En Yüksek Aşaması ) yapitinda bir guzel bulabilirsiniz.Daha da kisasi Lenin olmadan su icinde yasadigimiz cagda ne olup bitiyor anlayamazsiniz.

Burjuva iktisadinin cikmazi bilimsel olmayisidir. Bahsediginiz "modern" burjuva iktisadi Keynesci yaklasimdan baska birseyde degildir. En otesinde ona dusulen dipnotlar olabilir. ((yani resesyon, düzelme, bull market ve sonra yine bozulma ve resesyon gibi),Keynescilik migreni agri kesici ile tedavi etmek gibi birseydir.Ha diyebilirsiniz ki agriyi kestim gecici olarak , ama migren halen orada. Keynesciligin bilimselligi basim agriyor diyen herkesin, ayni bas agrisindan muzdarip oldugunu sanan herbalci bakisidir.

Madem burjuva iktisati kriz donemlerinde faizleri dusurup "ekonomisini duzeltmeye" calisiyor (millet kredi alacak, kredi alanlarda harcayip ekonomiyi canlandiracak vb.) ve gorece olarak bu durumdan kurtuluyor , neden her turden faizi bu dertten toptan kurtulmak icin sifirlayamiyor? Bu soruyu yanitlayabilirseniz burjuva iktisadinin neden bilimsel olmadigini anlarsiniz.Ya da soyle soyleyeyim Marks'in neden bilimsel oldugunu.

Son olarak burjuva iktisadi toptan bir yokulusu, marksizm ise insanligin bilgisinde vardigi gercekle kurtulusunu ongormektedir.

Gerisi lafi guzaftir ve henuz "MARMARA" depremi olmamistir.

Bilmem anlatabildim mi?

Orca

tarihinde Orca tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...